Tip:
Highlight text to annotate it
X
Geçiş Sürecinde 2.0
Geçiş, sokaktaki insanın yaratıcı duygularını uyarır.
Böylece farklılıklarını aşarak
kaynaklarını, enerjilerini ve ruhlarını en iyi şekilde kullanabilirler.
Geçiş, davranışları değiştirmeye çalışmak değil,
gerektiği zaman kullanıma hazır olacak yapıları oluşturmaktır.
Onlara ihtiyaç olduğu düşünüldüğünde, bu yapılar hazırdır.
Bence, Geçiş, herkesin bir yeri, bir değeri ve bir amacı olduğu
bir ekonomik düzene doğru ilerlemektir.
Çevrenin de bir amacı vardır, ama insanların da amaçları vardır.
Benim için Geçiş, kendi topluluğunuzla daha sıkı bağlar kurmak,
topluluğunuzu oluşturmak ve topluluğunuza yardım etmektir.
Herkes kendi topluluğunu önemser, bu nedenle herkesin verecek bir şeyi vardır.
Böyle kapsayıcı olmasını seviyorum. Bence, Geçiş budur.
Bence Geçiş, topluluğumuzun 20, 30, 50 yıl sonra
nasıl olacağını hayal etmektir.
Gerçekten kapsayıcı, sağlam bir şey yaratmayı başarmış olduğumuzu, insanların mutlu olduğunu,
sürdürülebilir bir yaşama ulaştığımızı hayal etmek ve
oraya gelebilmek için bugün neler yapmamız gerektiğini düşünmektir.
İnsanlar 'Oo, bu ne? Petrol mü? Yeni bulduk.' dediler
'Oo, bu işe yarayabilir.' Böylece onu kullanmaya başladılar.
Ve sonra, 'Oo, bu çok yararlı.' Böylece onu daha da çok kullanmaya başladılar.
Ve biz gitgide daha çok petrol kullanıyoruz,
bu sırada da kalan petrolün miktarı hızla azalıyor.
Bu büyük bir soruna yol açıyor.
Petrolü yaktığımızda ortaya çıkan sera gazları,
örneğin karbondioksit, havaya yükseliyor.
Güneşten gelen ısıyı alıp içeride tutuyor, onun dışarı çıkmasına izin vermiyor ve
yeniden içeriye gönderiyor. İşte bu gazlar dünyayı ısıtacak.
Bu da dengesiz hava koşullarına, sıcaklıkta genel bir artışa neden olacak,
kutuplar erimeye başlayacak, deniz seviyesi yükselince karaları sular kaplayacak,
ve genel bir iklim kaosu ortaya çıkacak.
Petrol tavanı, başka bir sorunla da ilişkili: ekonomik kriz.
Ekonomik kriz, ekonominin iflas etmesidir.
Basitçe, ekonominin büyümesi için, önce tüketicilere ihtiyacınız vardır.
Sonra, tüketicilerin satın alacağı bir şeyler gerekir.
Bu şeyler fabrikalarda üretilir.
Ve fabrikaların ucuz enerjiye, örneğin petrole ihtiyacı vardır.
Ve petrol tavanı yüzünden bu ucuz enerjiyi kolayca elde edemiyorlarsa,
bu şeyler daha pahalı olur ve daha az tüketici onları satın alır
ve ekonomi küçülür.
Geçiş için çalışanlar, aşırı büyüyüp küçülen bir ekonomi yerine,
sürdürülebilir bir ekonomimiz olmasını isterler.
Çünkü şimdiki ekonomimiz,
her an "bom" diye patlayıp yok olabilir.
Ama sürdürülebilir bir ekonominiz olursa, bu gerçekleşmez.
Öyle ya da böyle, hepimizin geçiş yapması gerekli ama bir rehbere ihtiyacımız var.
Kültürümüz, bizim tüketici olmamız ve
dünyada olanlardan habersiz olmamız üzerine kurulu olduğu için
bu değişiklikleri yapabilmek için desteğe ihtiyacınız var.
Ve Geçiş, topluluğumuz, bizi destekliyor.
Yaşama şeklimiz sürdürülebilir değil.
Bu nedenle, bu hareket, gitgide daha az sürdürülebilir hale gelen
tüketici davranış tarzına bir alternatif.
Daha derin bağları olan insanlarla dolu bir dünya yaratmanın yolu bu.
Kendileriyle, birbirleriyle ve çevrelerindeki doğal hayatla daha bağlantılı insanlar.
Herkes verebileceği ve katkı sağlayabileceği bir şey olduğunu hissedebilir.
Ve bu, dışarıdan gelecek uzmanların yapacağı bir şey değildir.
Beni gerçekten canlandırdığını ve hayatıma gerçek bir amaç kazandırdığını hissediyorum.
Ve çok eğlenceli. İnsanları çok çok iyi tanımak ve
gerçek şeyler üzerine konuşmak çok ödüllendirici ve besleyici.
İnsanlarla konuşmaktan, onlara yardım etmekten, topluluğumuzu oluşturmaktan çok keyif alıyorum.
Dünyadaki Geçiş İnisiyatifleri
900 kayıtlı ve dünya çapında 1800'ün üzerinde İnisiyatif
Geçiş, bir grup insanın bir araya gelmesiyle başlar,
bu insanlar çok farklı yerlerden gelebilir.
Başka bir şey olarak zaten toplanan bir grup olabilir,
birbirini tanıyan ama resmen birlikte çalışmayan bir grup insan olabilir.
Bir etkinlikte ya da barda tanışan ve 'Neden Geçiş'e başlamıyoruz?' diyen bir grup insan olabilir.
Ama insanların ilk defa bir araya gelmesi, grubun oluşturulması,
tüm sürecin tohumlarını atar.
İlk etkinlik 3 Nisan'daydı. Sekiz kişi geldi.
İkinci etkinliğe tek bir kişi geldi.
Ve eve döndüğümde, kocamın pek kimse gelmediği için halime üzüldüğünü hatırlıyorum.
Ona baktım ve şöyle dedim: 'Yanlış düşünüyorsun.'
'Gelenlerin hepsi doğru insanlardı.'
Geçiş'te böyle bir deyimimiz var, 'Kim gelirse, o doğru insandır.'
Buna oldukça şüpheyle yaklaşıyordum - 'evet, tabii' -
ama kabul etmeliyim ki, bu doğru. S onunda tamamen doğru olduğunu gördüm.
İlk etkinliğe gelen sekiz kişiden dördü,
şu anda Geçiş Wayland başlangıç grubunun üyesi.
Ve tek başına etkinliğe gelen kişi de Geçiş Wayland başlangıç grubunun üyesi.
Son etkinlikte, kütüphanede, belki 10 kişiydik, çoğumuz Geçiş Wayland'dendik.
Gecenin geç saatlerine kadar konuştuk.
Kütüphaneci çok geç olduğu için bizi kovmak zorunda kaldı.
Oradan çıktığımda, bunun benim planladığım etkinlik olduğunu biliyordum ve
artık bir grubumuz olduğu için mutluluktan uçuyordum.
Yaptığımız bu beş yıllık deneyin bir parçası olarak
Geçiş gruplarının yaptıklarını gözlemlediğimizde,
hepsinin bazı aşamalardan geçtiğini gördük.
BİRİNCİ AŞAMA: Başlangıç
Bizim 'başlangıç' dediğimiz birinci aşama, yaratıcı, neşeli, fikirlerin uçuştuğu aşamadır.
Burada filmler gösterir, afişler asar, etkinlikler düzenler, farkındalık artırmaya çalışırsınız.
Sonradan Geçiş İnisiyatifi olacak şeyin temellerini atmaya başlarsınız.
Ama bu aşamada, adı Geçiş Bilmemneresi bile olmayabilir.
Moss Side, tam şehrin ortasında??? bir yer.
Nüfusu çok yoğun, fazlaca çok kültürlü ve
İngiltere'nin Bronx'u olmak gibi korkunç bir ünü var.
Ve nüfus bu kadar yoğun olduğu için,
bir sıra ev boyunca gidip, kapıları oldukça hızlı bir şekilde çalabilirsiniz.
Evde kimse yoksa, bir sonrakine geçersiniz.
Bir ısı cam şirketinde çalışıyordum, kapıları çalıyordum.
Bir enerji şirketinde de çalıştım.
Bu kapı çalma konusunda kendime güvenimi artırdı.
Ve düşündüm ki, 'İnsanların kapılarını çalabilirim, ikna edici olabilirim ve iyi bir izlenim bırakabilirim.'
Geçiş'e, diğer konulara inandığımdan çok daha fazla inanıyorum,
bu da kendime güvenimi artırdı ve şöyle düşündüm:
'Aslında, Geçiş için de kapıları çalarak pek çok şey başarabilirim.'
Kapıları çalarak, başka türlü bir farkındalık artırma yöntemiyle elde edeceğinizden
çok daha farklı bir yanıt alabileceğinizi düşünüyorum.
Bütün iş sayılarda, biliyorsunuz.
İnsanların çoğu katılmıyor belki, ama önemli olan devam etmek.
'Sizinle nasıl iletişime geçebiliriz?'
'Ben her zaman evdeyim. Her gün.'
'Tamam, çok güzel. Bunu not alıyorum.'
Çekirdek grubumuzun üyelerinden biri olan Ali Muhammed ile kapısını çalarak tanışmıştım.
Bildiğim kadarıyla daha önce çevreyle ilgili herhangi bir çalışmaya katılmamıştı.
Joel'i ilk gördüğümde, 'Yaptıkları çok önemli' diye düşünmüyordum.
Ama açıktım ve söylediklerini dinliyordum. Özellikle 'Moss Side' dediğinde.
Bizim topluluğumuzla ilgili bir şey olduğunu hissettim, işte o zaman dinlemeye başladım.
Daha önce çevre ile ilgili hiç bir etkinliğe katılmamış yeni insanları dahil etmek için,
kapıları çalmanın çok heyecan verici bir yol olduğunu düşünüyordum.
Komşularınızla tanışmak da iyi oluyor ayrıca.
Çünkü başınıza bir şey gelse, komşunuz size yardım edebilir.
Ve kapıları çalarak, topluluğumuzda bu ilişkiyi de geliştiriyoruz.
Ve bu ilişkiyi geliştirirsek, topluluğumuz daha iyi korunur ve
insanlar birbirini tanır ve birbirine yardım edebilir.
Joel 1420'den fazla farklı kapıyı çaldı.
Geçiş Moss Side'ın iletişim listesinde şu anda 237 kişi var.
Bunların üçte ikisine kapıları çalmakla ulaşılmış.
Geçiş'i gerçekleştirmenin tek bir doğru bir yolu yok.
Bazen, bir çekirdek grup oluşturursunuz ve bu grubun ilk yapacağı
bir farkındalık yaratma programına başlamak olur.
Böylece ilanlar ve afişler hazırlar, filmler gösterirler, vesaire.
Başka bir yol da, bir avuç insanın ya da belki tek bir kişinin,
bir farkındalık yaratma programına başlamasıdır.
Gider, filmler gösterir, diğer kuruluşlarla bağlantı kurar,
böyle şeyler yapar.
Sonra bu farkındalık yaratma programıyla, çekirdek grup oluşur.
İkisi de tek doğru yol değildir, önemli olan sizin için hangisinin daha uygun olduğudur.
Üzerinde yaşadığımız toprak, torunlarımıza aittir.
Ona zarar vermeden ve başka bölgelere bağımlı olmadan, bize ne veriyorsa onunla yaşamalıyız.
Aldeia das Amoreiras bizim toprağımız ve onu sürdürülebilir bir şekilde yönetmeliyiz.
İlk adım... hayal etmektir.
Köyümüz için hayalin ne ve hayalindeki köy nasıl?
Köy küçük değil ama nerdeyse bomboş.
Yaşlılar ölüyor. Gençler gidip yaşayacak başka yerler buluyor.
Köyde yarım düzine yaşlı insan var, hepsi bu.
Bence önemli olan, herkesle iyi ilişkilerimiz olması...
ve eksik olan şey de bu. Hep birlikte iyi geçinmek...
ve birbirimize her şekilde yardım etmek.
Benim hayalim mi? Ne biliyor musunuz?
Doktorun geleceği bir yer.
Yakında ben oraya gidebilecek durumda olmayacağım.
Benim hayalim buydu.
Çocuklar için daha çok şey olması.
Bir park ya da oyun alanı gibi.
Ah! Şimdiden bebeğini düşünüyor! Hahaha!
Dükkanlar olması, böylece insanlar Ourique'ye gitmek için
uzun yolculuklar yapmak zorunda kalmayacak.
Yani köyde daha fazla ticaret olması?
Evet. Köyde biraz ticaret olması.
Her şey temizlenmiş.
Bahçeler temizlenmiş.
Köyle ilgili hayallerin yalnızca bazılarının gerçekleşmesi bile
şahane olurdu. Çok güzel olurdu...
çünkü köyün buna çok ihtiyacı var...
daha dinamik ve sürdürülebilir olmaya.
Buna gerçekten ihtiyacı var.
Sürdürülebilir Amoreiras köyü şimdiden hayallerinin bazılarına ulaştı.
Tüm köyü temizlediler ve boyadılar.
Ve yerel bir pazar oluşturdular.
Ve toplantılar yapıp
çocuklar için tesisleri ve sağlık hizmetlerini iyileştirmeyi tartışıyorlar.
Gelecek için bir vizyona sahip olmak, önünüze bir mıknatıs ya da girdap atmak gibidir,
zaman içinde sizi o yöne doğru çeker.
Bunda çok büyük bir güç olduğunu düşünüyorum.
Vizyonumuz, gelişen, insanların kendilerini ait hissettiği, refah içinde oldukları topluluklarsa,
yaşam sistemlerimizin temellerinin de bunu desteklemesi gerekli.
Ama en büyük yolculuk, bence, ve gerçekleştirmemiz gereken en büyük geçiş,
aslında içeride.
İnsanlar için refahın nasıl yaratılabileceğini anlamak.
Çünkü bu, yığınla eşyaya sahip olarak olmuyor.
Aslında, insanların refah içinde olmasını destekleyen bir kültüre ihtiyacımız var.
Bu, içimizde olup biten, farkında olduğumuz bir şeyle ilgili.
Ve o kadar farkında olmadığımız şeyleri hissetmeye başlamakla.
Ve içimizde olanların
birbirimizle olan ilişkimizi, dünyada yaptıklarımızı
nasıl şekillendirdiğini hissetmeye başlamakla.
'Bir insanın işleyişi içeride nasıldır?' sorusuna cevap aramanın bir yolu.
Yarattığımız dünya, rekabete odaklanıyor,
alabildiğinin en fazlasını almaya,
sizden daha fazlasına sahip olan insanlara yetişmeye çalışmaya,
ve çoğunlukla, diğerini ya da farklı olanı
bir tehdit olarak görmeye odaklanıyor.
Bu aslında bilincimiz dışında gelişiyor, içimizde olan bir şey.
Biz bunu hissedebilene ve kabullenene kadar,
ve neler olduğuna bakıp bir şekilde bunun üzerinde çalışana kadar,
dünyada kendini göstermeye devam edecek.
İKİNCİ AŞAMA: Derinleşme
'Derinleşme' dediğimiz ikinci aşamada,
aniden şunu fark edersiniz:
'Biz artık Geçiş Bilmemneresi'yiz ve bir örgüt haline geliyoruz ve
biraz daha iyi yapılandırılmış ve biraz daha resmi olmamız gerek.'
İlk aşama olan başlangıçtan çok farklı bir durumdur. Bir örgüt haline geliyormuşsunuz gibi gelir.
Mahallenizi dönüştürmek için bir örgüt olmanız gerekmez...
Pittsburgh yakınlarındaki Whitney Bulvarı Şehir Çiftliği, 'Geçiş' yapmadan fark yaratıyor.
Blog yazmak üzere bir yer arıyordum. Geçiş'i bulduğum zaman,
aslında benim uygulamaya çalıştığım araçların hepsiyle çalıştıklarını düşündüm.
Orada pek çok bilgi var gibi görünüyordu ve bilgi kaynaklarından yararlanmayı çok istedim.
Orada permakültürle ilgili bir şeylerin de olduğunu fark ettim,
bu benim de ilgilendiğim, kentsel alanlarla bütünleştirmeye başlamak istediğim bir şeydi.
Geçiş, bir web sitesinde ilgilendiğim her şeyin doruk noktası gibiydi.
Böyle başka insanlar bulmak biraz zordur.
Benim yaşımda bahçecilikle gerçekten ilgili birileri olduğunu düşünmezdim.
Geçiş Pittsburgh, onun web sitesi ve onunla ilişkili her şey,
bana, bahçecilikle uğraşan insanlar olduğunu gösterdi. Bu eskiden kızlara özel bir hobi gibi görülürdü.
Şimdi heavy metal dinleyip, punk kıyafetler giyip, yine de bahçeyle uğraşıp havalı olabiliyorum.
Wilkinsburg, Pennsylvania'dayız, Pittsburgh'un bir banliyösü.
Her açıdan harap bir yer.
Sabahları ilk yaptığımız, terk edilmiş evleri kontrol etmek olur.
İçeride işgalcilerin olmadığından emin olmak isteriz, en azından çalışmamız için güvenli olsunlar diye.
Sarı eve gidiyoruz. Buradaki evlerin %20'si tahtalarla kapatılmış ya da boş evlerdir.
Merhaba? Merhaba? Kimse var mı?
Muhteşem bir şey olacaksın. Devam et.
Eh, içeride kimsenin olmaması iyi haber.
Burası Whitney Bulvarı Şehir Çiftliği.
Sanırım beş, altı yıl önce burada evler vardı, sonre o evler yandı.
Burada yetiştirdiğimiz hemen hemen her şey bedava veriliyor ya da yiyecek bankasına bağışlanıyor.
Mahalledeki insanlar da istedikleri zaman buraya gelebileceklerini ve
meyve sebze toplayabileceklerini biliyorlar.
Chris ve Carly, Whitney Bulvarı'na geldiklerinde,
burası boş evler ve eski, ölü arsalardan oluşan bir sokaktı.
Ve bütün sokağı tek başlarına güzelleştirdiler.
İnsanların yediklerinin değerini bilmesini sağladı.
Bu sokaktaki bazı insanlar açtı,
ve o bahçeye gidip yiyecek bir şeyler toplayabiliyorlardı.
Bunu yapmak için mahalledeki çocuklarla çalışıyoruz.
Temelde, başını her tür belaya sokan bir takım çocuklar vardı
ve onları meşgul edecek, uğraştıracak bir şey bulmamız gerekiyordu. Biz de bunu bulduk.
Buraya gelmeye başladığımda 'Çok sıkıcı!' diye düşündüm.
Hala biraz öyle, ama başımın derde girmesini engelliyor.
Bu sokakta Brandon'ı olumsuz etkileyen başka çocuklar vardı.
Kendisini kötü etkileyen çocukların peşinden gidiyordu.
Bu çocuklar başka yere taşındıktan ve Chris'le Coralie ona yapacağı projeler verdikten sonra,
iyi küçük bir çocuk olup çıkıverdi.
Bahçeden yiyecekleri toplamaya başladığınızda onları ne yapıyorsunuz?
Mısır gibi mi?
Hepsi.
Oh, sattık.
Öyle mi? Nereye sattınız?
Şuraya.
Beni oraya götürmek ister misin?
Evet.
İnsanların oradan gelmesini bekleriz.
Biraz domates isteyip istemediklerini sorarız. Ya da kabak, ya da mısır.
Hayır derlerse, 'Teşekkürler, iyi günler,' dersin.
Ufaklığı seviyoruz. Benim oğlum gibi.
Evinde alamadığı her şeyi ona öğretmek istiyorum.
Burada Wilkinsburg'da olan, çöküşün nedeni olarak görülen en önemli şeylerden biri,
temelde, babaların ortadan kaybolması.
Buradaki çocuklardan çoğunun babası ya hapiste, ya öldürülmüş
ya da sadece ortadan yok olmuş.
Burada çeteler vardı. Ve ne zaman FBI gelse ve çeteleri dağıtsa,
bu her seferinde 60, 70 kişinin birden tutuklanıp 20 yıllığına hapse atılması demekti.
Bunların hepsi erkek, çoğu da babaydı.
KIYAMET DURAĞI
Uzun vadeli hedefim, Wilkinsburg çevresinde bunun gibi bahçelerden daha çok sayıda oluşturmak.
Böylece insanlar kendilerini besleyebilirler.
Bu, benim burada yaptığım, Wilkinsburg'un tüm sokaklarında yapılabileceklerin bir modeli.
Her sokakta üstündeki ev yıkılmış en azından bir arsa var.
Komik olacak kadar basit.
Wilkinsburg'daki her mahallenin küçük bir bahçesi olmalı.
Bir açıdan, sanırım onlara sürdürülebilirliği gösteriyorum,
ama iki yıl önce, bu sokaktaki insanların çoğunun
sürdürülebilirliğin ne olduğunu bildiklerini sanmıyorum.
Küçük sokağımızı, Wilkinsburg'daki herkesin kıskanacağı bir yer haline getirdi.
Herkes Whitney Bulvarı'na gelmek istiyor. Wilkinsburg'daki en güzel sokak burası.
Ağlıyorum, beni ağlattın!
Kendimle gurur duymamı sağlıyor.
Çünkü ailem geldiğinde, yaşadığım yerle gurur duyuyorum.
Ve bu beni değiştirdi.
Uygulamaya yönelik projeler açısından yiyecek, pek çok Geçiş grubunun ilk el attığı şey oluyor.
Çünkü onu hayata geçirmek için hiçbir şeyi beklemek zorunda değilsiniz.
Onun için izin almanıza, finansman sağlamanıza gerek yok.
Kasabanızın bir köşesine bir rüzgar değirmeni kurmak isterseniz, bu beş-altı yıl sürebilir.
Bir bahçe paylaşım ya da pencere önü saksıları projesi başlatabilir, yiyecek yetiştirmeye başlayabilirsiniz...
çok çok hızlı ve çok basit bir şekilde başlayabilirsiniz, bu nedenle,
Geçiş İnisiyatifleri'nin ilk yaptıkları şeyin yerel yiyecek projeleri olması
ve hız kazanmak için yaptıkları ilk şeyin bu olması, sık karşılaşılan bir durumdur.
Jubilee Hattı üzerindeki Kilburn istasyonundayız
ve dört ay önce, bu yataklar boştu.
Bize, Metro'ya 'Buraya bir şeyler ekebilir miyiz?' diye sorma fikrini veren bu oldu.
Özellikle meyve sebze istedik, insanlara her yerde meyve sebze yetiştirmenin ne kadar kolay olduğunu göstermek için.
Londra'da, üzerinde sebze meyve yetişen tek Metro platformunun bu olduğunu sanıyoruz.
Bir elma ağacı bile var.
Çok bilinen bir yerde bu alanı aldık, her gün istasyondan yaklaşık 12.000 kişi geçiyor.
Bir yolcunun metrodan inip bir çilek ya da bir domates koparması ve
evine giderken onu yemesi fikri bizi çok mutlu ediyor. Olağanüstü bir şey!
Londra Ulaşım Dairesi'ne gittik ve burada yiyecek yetiştirip yetiştiremeyeceğimizi sorduk.
Sanırım önce biraz tedirgin yaklaştılar.
'Orada yiyecek yetiştirmenizi istemiyoruz ama çiçek dikmeniz bizi çok mutlu eder.'
Yani ilk denememiz biraz cesaret kırıcı oldu.
Onlarla bir toplantıya gittiğimizde, bize Çiçek Açan Metro fikrini anlattılar ve
'Bunu Çiçek Açan Metro yarışmamızın bir parçası olarak bunu yapmanızı çok isteriz.' dediler.
Ve yarışma kategorilerine göz atıp hangisinde yarışabileceğimize bakınca,
'kendi yiyeceğinizi yetiştirin' kategorisi olduğunu görüp gerçekten şaşırdılar.
Bunu onlara gösterdik ve 'Bu kategoride yarışmayı çok isteriz. Bir elma ağacımız ve sebze tohumlarımız var,' dedik.
Platformlarda yiyecek yetiştirilmesine izin verildiğinden haberleri bile yoktu.
Israrcı olmak işe yarıyor, çünkü bazen, başka pek çok şey gibi,
ilgililerin kişiliklerine bağlı.
Biri hiç risk almak istemiyor olabilir, ama bazı insanlar o konuda çok heyecanlanır,
yani kiminle konuştuğunuza bağlı her şey, tüm kuruluşlarda bu böyle.
Hep gördüğünüz yerleri farklı bir şekilde görmek.
On yıldır burada yaşıyorum, burayı tamamen başka bir açıdan görmek...
İlk defa bu çevrede benim için bu bağlantıları sağlayacak bir şey yaptım.
Bu çok heyecan verici.
Geçiş'i gerçekleştirirken kutlama yapacak bir alan tasarlamamız çok önemli.
Hayal etmek, planlamak ve sonra bir şey yapmak bir döngü oluyor,
ve bu döngüye yeniden dalmadan önce yaptığınızı kutlamayı hatırlamak gerek.
Geçiş Kasabası Tooting, bir Çöptutucular Karnavalı ile kutladı
1 milyondan fazla plastik şişe ve poşet...
yarım milyon cips paketi...
ve bir ton başka malzeme...
bu çılgınlığı yaratmak için 6 ayda toplandı!
Kutlamak, takdir etmek, hepsi, olumlu iletişim, insan olarak bizim,
kendimizi değerli ve iyi hissetmemizi sağlar.
Birbirimizin başarılarını kutlamak,
birbirimizin niteliklerini takdir etmek için alan yarattığımızda,
güven oluşuyor ve insanlar birlikte olmaktan keyif alıyorlar.
Tersine, sürekli baskı altında isek ve bir sonraki aşamaya geçtiğimiz için
bunu yapmaya zamanımız yoksa, işte bu insanların çok çabuk yorgun düşmesine neden oluyor.
Tooting Karnavalı'na hoş geldiniz!
Geçiş, bir protesto yürüyüşünden çok bir partiye benzer.
Her toplantıda, yapılanlar kutlanmalı ve takdir edilmeli,
ayrıca çok bilinçli bir şekilde yaptıklarınızı kutladığınız etkinlikler de düzenlenmeli.
Bu film, Geçiş'in her zaman işe yaradığı ve her zaman
göz kamaştıracak kadar başarılı olduğu izlenimini yaratsaydı, bu çok yanıltıcı olurdu.
Bazen bir proje ya da farklı inisiyatifler ya da tüm örgüt
acı bir şekilde parçalanır ya da belki tükenir gider.
Geçiş Lancaster bir yıl içinde iflas etti.
Hepimiz aynı hayale sahipsek geçinir gideriz diyen pembe bir bakış açımız olabilir.
Bu doğru değil. Farklılıklar ve çatışma her zaman gruplarımızın içine girecek.
Doğruyu söylemem gerekirse, korkunçtu.
Bütün ayrıntıları vermeyeceğim, çünkü bazıları özel sayılır, ama korkunç bir şekilde bitti.
Söylenen bazı şeyler beni çok incitti ve savrulan küfürler çok çok kızdırdı.
Ve kendime de kızdım, sonunda ben de kibar davranmamaya aynı derecede hevesli hale gelmiştim.
Dünyayı kurtarmak üzere bir araya gelen insanlar bunlarsa,
beni bu gezegenden başka yere gönderin. Burada olmak istemiyorum çünkü hiç umudumuz yok.
Ve belki hepimiz yanlış yönlendirilmiş ve saf ve biraz da aptalız.
Ve bunu aşabilirsek ve öğrenmeye açık olursak, bu bizi dönüştürebilir.
Bir dahaki sefere daha başarılı olmamıza yardım edebilir.
Bu durumdan öğrendiğimiz, yeni bir grup ortaya çıktığında en önemli şeyin,
dünyayı kurtarmanın ötesinde, ya da başka şeylerin, petrol tavanının ötesinde,
insanların birbirini duymaya odaklanmış olması ve birbirlerinin görüşlerine saygı duyması olduğu.
Aynı fikirde olmak zorunda değiliz ve bunu söyleyebilmeliyiz,
ama hoşgörülü olmak ve insanlar arasındaki ilişkileri ön plana almak zorundayız.
Yeni Geçiş Şehri Lancaster'ın şimdi yaklaşık 450 yerel üyesi var.
Sayısız film, sohbet, tartışma, pazar tezgahı, yemek ve şenlik sonunda...
Nisan 2010'da resmen 'açıldılar'.
Bence 'iç Geçiş'in işaret ettiği ve insanlara yardım edebileceği noktalardan biri,
destek yapıları sağlamak,
insanların, bu Geçiş çalışmasında sorumluluk taşımanın nasıl bir şey olduğu hakkında konuşabileceği alanlar sunmak.
Biz Geçiş Kasabası A.Ş.'de olmadığımız için sırtınızı sıvazlayan bir müdür yok.
Bu yüzden işleri yöneten insanlar için, akran desteği olması önemli.
Sizin gibi insanların, nelerle uğraştığınızı anlayacak ve karşılaştığınız sorunları bilecek birilerinin desteği.
Yaptığınız şeyde ön planda olmak ya da ön planda olduğunuzu hissetmek çok yorucu.
Onu neden yaptığınızı unutabilirsiniz.
Ama duygusal havuza, duygusal kaynağa geri dönerek,
bu işi neden yaptığınızı hatırlayabilir ve içinizdeki hevesle yeniden iyi bir şekilde ilişki kurabilirsiniz.
Koşturup durduğunuzu hissetmek yerine, yeniden onunla ilgili mutlu hissedersiniz.
Bence bu gerçekten çok önemli. Bence Geçiş herkesin farklı bir düzeyde liderlik göstermesini gerektiriyor.
Farklı projelerin liderleri bir araya gelebilir, birbirlerini destekler, aralarında bağlantılar kurar,
ve belki kendi gruplarına götürebilecekleri beceriler de öğrenebilirler.
Bunun büyülü bir tarafı var ve bana bu işi aslında neden yaptığımı hatırlatıyor.
Ve artık gerçekten güçlü bir destek ağım olduğunu hissediyorum.
Düşündüğümden çok daha büyük bir şey oldu.
ÜÇÜNCÜ AŞAMA: Bağlantı Kurma
Üçüncü aşama bağlantı kurma aşamasıdır ve, burada,
bir kez çalışmaya başladıktan sonra, daha geniş kitlelere ulaşmaya çalışırsınız,
bu aşamada normalde iletişimde olmayacağınız kuruluşlar ve kişilere,
belediye meclisine, yerel işletmelere, daha geniş kitlelere ulaşmaya.
Bu nedenle bağlantı kurma, projeyi topluluk içinde daha derine yerleştirme ve
mümkün olduğunca fazla sayıda insanın ilgilenmesini sağlama aşamasıdır.
2008'in yazında Monteveglio'da ilk Geçiş konuşmamı yaptım.
Gelenler Geçiş'le ilgili daha çok şey öğrenmeye karar verdiler.
İlk toplantıda verilen bilgiler beni çok sarstı.
Bir kaç ay sonra daha çok bilinçlenmiştik.
Bazılarımız Geçiş grubuna daha etkin olarak katılmaya karar verdik.
Diğerleri, Umberto ve Daniele de, bunun yerine belediye meclisi seçimlerinde aday olmaya karar verdiler.
Kazandılar ve Belediye Başkanı ve Çevreden Sorumlu Meclis Üyesi oldular.
Böylece Belediye Meclisi'nde Geçiş hakkında bilgili iki üyemiz oldu.
Ve önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen sorunlar hakkında fikirleri olan başka insanlar da oldu böylece.
5.000 kişilik bir kasabadaki yerel bir yönetim, sınırsız büyüme krizine,
ucuz petrolün sonunun gelmesine nasıl önlem alıp politika geliştirebilir?
İlk yaptığımız hepsini yazıya dökmekti...
Böylece ortaya bir karar çıktı ve...
--bir enerji azalması planı yaratarak fosil yakıtları azaltmayı bir öncelik haline getirdik.
Bize sık sık politikacılarımızı bu kadar radikal kararlar almaya zorlamak için ne yaptığımızı soruyorlar.
Ama işin güzel tarafı, bizim kimseyi ikna etmemiz gerekmedi.
Halihazırda bazı önemli hedeflere ulaştık.
Öncelikle, kentsel kalkınma planlarımızda radikal bir değişim.
Belediye meclisimizle birlikte çalışarak başka türlü başaramayacağımız şeyleri başardık.
Örneğin, Enescom projesi bu vadideki altı köyün bir anlaşma imzalamasını,
ve bu anlaşmayla tüm bu bölge için enerji azalması planları hazırlanmasını hedefliyor.
Bu politikalar sağlam, mantıklı düşüncelerle desteklendiğinde,
daha dirençli olmayı sağlayarak petrole dayalı ekonominin terk edilmesine yardım ediyor.
Tüm bölgenin anlaşmanın bir parçası olacak olması, durumu daha da ilginç bir hale getiriyor.
Bu anlaşma, CO2 salınımlarını hedefleyen ve
alternatif yenilenebilir enerjiyi geliştiren bir AB programı.
Geçiş için iyi bir araç
çünkü vatandaşların ve yöneticilerin odaklanmasını sağlıyor.
Monteveglio'da, diğer Geçiş Kasabaları'nın çoğunda olan şeylerin olduğunu görüyoruz.
Ama yerel kuruluşları dahil etmek değişim sürecini hızlandırıyor.
Gerçekten etkileyici olan, Geçiş dediğimiz aşağıdan yukarıya giden yaklaşımla,
ilgili, proaktif, olaylara yerelleşme ve direnç açısından bakan bir yerel yönetim bir araya geldiğinde olanlar.
Ve bu iki şeyin gerçekten karşılaştığı bu arayüz, çok çok önemli ve yeni ortaya çıkmaya başlayan olağanüstü bir alan.
Bir meclis Geçiş sürecini yönetmek yerine en iyi şekilde nasıl destekleyebilir?
Petrol tavanı ile ilgili farkındalığı ve direnç oluşturma ihtiyacını kendi çalışmalarına nasıl ekleyebilir?
Ve bu iki şey bir araya geldiğinde nasıl görünürler?
Birlikte Geçiş, ilk olarak burada, Totnes'da, Geçiş Kasabası Totnes İnisiyatifi ile birlikte,
her sokaktaki insanları tek tek dahil etmenin bir yolu olarak tasarlandı.
Yani genellikle bir grup, birinin ofisimize gelmesi ya da bize telefon etmesi ve
kendi mahallelerinde bir grup oluşturmak istediklerini söylemesiyle başlar.
Ve gidip mahallelerinde komşularını dahil etmeye çalışanlar aslında onlardır.
Bu bizim projemizin farklı yanlarından biri. Biz gidip kapı kapı dolaşmıyoruz.
Bunu onlar yapıyor.
Komşularından altı-on kişiyle bir araya geliyorlar ve yedi oturum yapıyorlar.
Birlikte yedi toplantı yapıyorlar. Birincisine bir yardımcı oluyoruz.
İşleri yoluna koymalarına yardım edecek ve
ve sonraki toplantıların programını oluşturacak birini gönderiyoruz.
İkinci oturumun konusu, evdeki enerji kullanımı.
Yapabilecekleri, hiç para gerektirmeyen yaklaşık 10-12 uygulama var.
Yani bedava ya da çok az masraf yaratacak eylemler üzerinde duruyoruz.
Ve sonra, o oturumun sonunda, kısa bir eylem planı hazırlıyorlar.
Genellikle herkes, bir sonraki toplantıdan önce yapacağı ya da yapmaya çalışacağı iki üç eyleme karar veriyor.
Pek çok şeyi uygulamaya geçirmeyi başardık,
enerji tasarrufu ve bu gezegendeki kaynakları daha iyi kullanmakla ilgili şeyleri,
hiç zorlanmadan yaptık bunu.
Gerçekten zorlanmadan yaptık, en önemlisi de bu. Aslında eğlenceliydi.
Olaya sokak düzeyinde baktığı için, insanlar etkilerini hayal etmeye başlayabiliyor
ve petrol sonrası, düşük karbonlu bir dünyanın nasıl olacağını
küçük ölçekte düşünmeye başlayabiliyor.
Dünyanın tamamen farklı olduğunu nasıl hayal edeceğiz gibi bir şey değildir.
Dünyanın bizim olan bu parçasını nasıl hayal edebiliriz?
Buranın dönüşmüş ve yenilenmiş olduğunu nasıl hayal ederiz? İşte bunu sindirebiliriz.
Birimlerde okuduğumuz ve konuştuğumuz şeyleri uygulamak çok büyük bir fark yarattı.
Ne yaptığımızdan çok, yaşamımızda nasıl olduğumuzu anlamakla ilgili.
Enerji ve onu boşa harcayıp harcamamakla ilgili ne yaptığımız konusunda daha farkında, daha bilinçli olmak.
Elimizden geleni yapmak.
Bence grup yaklaşımının uzun vadeli yararları, özellikle sosyal dayanışma ile ilgili.
Bunlar, normalde bir araya gelmek için bir nedenimin olmayacağı bir grup insan,
yani, bizi bir araya getirdi.
Karmakarışık bir grubuz, bu çok güzel.
Ama bu hepimizin ortak noktası, bizi bir arada tutuyor ve toplanmaya devam ediyoruz.
Sokağa gerçekten büyük bir topluluk bilinci getirdi.
Şu anda 56 grup var,
bunlar 468 haneyi kapsıyor,
ve 1.100 kişiye ulaşıyor.
Her hane yılda yaklaşık 600 pound (1500 TL) tasarruf etti
ve her biri tahminen 1.2 ton CO2'nin atmosfere salınmasını önledi.
O yaratıcılığın ateşlendiğini görürsünüz ve insanlar birbirlerinin bahçesine başka gözlerle bakmaya başlar
ve birbirlerinin çatılarında büyük bir potansiyel görür.
Büyük olasılıkla uzun vadede bu değişimin kalıcı olacağını düşünüyorum.
Toplumun güvenli bir dünyada yaşamaya ihtiyacı var, hepimizin var.
Ve bence bu, onun için bir başlangıç.
DÖRDÜNCÜ AŞAMA: İnşa Etme
Dördüncü aşama, inşa etme. İnşa etme yaşadığınız yerin yerelleşmesi hakkında
stratejik olarak düşünmeye başlama adımı.
Enerji şirketleri, yerel para birimleri, sosyal girişimler oluşturmaya başladığınız aşama.
Yani bir sürü fikirin yerel yeni bir altyapı oluşturmak için somut bir çabaya dönüşmesi.
Burada çok, çok uzun zamandır bir manav var.
En azından 50 yıldır buradan alışveriş yaparım.
En azından savaş zamanından beri burada bir manav işletmesi var.
İşletme zayıflıyordu. Gitgide daha çok kapanmak üzere gibi görünüyordu.
Sahibiyle orayı devralıp bir çeşit topluluk işletmesi olarak çalıştırmak hakkında konuşmaya başladık.
Topluluğun sahip olması yaklaşımı çok bilinçli bir hareketti, hem ahlaki nedenlerden,
hem de pratik nedenlerden. İnsanların manavı kullanmasını istiyorduk.
Onların dükkanı kullanmasını sağlamanın, oranın sahibi yapmaktan daha iyi bir yolu olabilir mi?
Daha önce işlerin yerel gıda kısmıyla ilgilenmemiştik. Şimdi aklımız sürekli onda.
İnsanlar gerçekten içeri girip 'Altı karnabaharım var, ister misiniz?' diyor.
İyi kalite oldukları sürece, hepsini alıyoruz.
Muhteşem değil mi!
Yerel uçkun bitkisi! Buna bayılıyoruz!
Dükkana girip özel olarak Diggle uçkunu isteyen müşterilerim bile var.
'Uçkun üçgeni'nin bir parçası bu.
İnsanları daha fazla bitki yetiştirmeye teşvik etmek istiyoruz, bütün bu işi geliştirmek ve
topluluğumuzun biraz daha dirençli olmasını sağlamak istiyoruz.
Bu, ürünümüzü satıp kazandığımız 13.50 pound, ve onu burada, dükkanda geri dönüştürüyoruz.
Daha çok harcayabilirdik, genellikle öyle oluyor!
Topluluğa büyük bir değer kattık.
İstihdam yarattık, daha fazla insanın tüm alışverişini yerel olarak yapmasını sağladık.
Burada olarak diğer satıcıların işlerini artırdık, çünkü artık,
daha çok insan arabayla bir süpermarkete gitmek yerine yerel olarak alışveriş yapmayı tercih ediyor.
Burada ve diğer dükkanlarda daha fazla para harcıyorlar, bu da çok güzel.
Bu kadar başarılı olduğu için çok mutluyum.
Böyle olmayabilirdi, eminim ki çok farklı olabilirdi.
En başından itibaren, ekmeği de biz yaptık, bu çok özel bir şey.
Kusursuz bir çift olmuştuk gerçekten. İşletmelerin ikisi de kooperatif.
Fırın bir işçi kooperatifi, bizse bir tüketici kooperatifiyiz.
Bir işçi kooperatifi yapısı içinde, çalıştığınız insanlarla daha fazla bağınız olur.
Bütün iş hayatım boyunca iş arkadaşlarım oldu ama bu aynı şey değil.
Bu birbirine bağlı olmanın başka bir seviyesi.
Fırını üç yıldan biraz uzun bir süre önce kurduk.
Yaklaşık 60 aileden oluşan bir grubu bir araya getirmeyi başardık.
Bu aileler ekmeklerinin ücretini, bazen 12 aylık bir süre için peşin olarak ödediler.
Ne kadar uzun süreli abone olurlarsa o kadar büyük bir indirim sunduk.
Toplulukta öyle büyük bir heves vardı ki, çok başarılı bir işe giriştiğimizi biliyorduk.
Sonra, ufak 15 metrekarelik dolabımıza yakında sığamayacağımızı fark ettik,
böylece bu sefer daha büyük bir hamle yapıp kendimize bir arsa aramaya başladık.
Yine de bunu yapacak işletme sermayemiz yoktu ve yeniden bunu nasıl finanse edeceğimizi düşünmemiz gerekti.
Bu bizim fikrimiz değildi, aslında Andrew Whitley'nin bir önerisiydi ve başka yerlerde kulaktan kulağa yayılmıştı.
Bu fikir 'ekmek senedi'ydi, tek tek müşterilerimizden ve topluluğumuzdaki insanlardan krediler almak,
ve bu krediye faiz ödemek. Onlara %6.25 gibi iyi bir faiz oranı sunduk, ama bu ekmek olarak ödenecekti.
Bu da haftada 2.5 pound'a yani bir somun ekmeğe eşitti.
Yani yalnızca buraya ve bu işletmeye gerçekten bağlı insanlar geliyor,
ve aslında bu bizim için çok ucuz bir kredi ve onları için çok iyi bir getiri oranı.
Büyük bir bankada bu kadar küçük bir yatırım için daha iyi bir getiri oranı bulamazsınız.
Gıdayla yeniden bağ kurmak, hayatınızdaki diğer her şeyle yeniden bağ kurmak için muhteşem bir benzetme.
Şu anda, enerji faturalarımızı ödediğimizde, tüm o para bizim topluluğumuzu terk ediyor.
Bir şeyler yapma, Geçiş'i gerçekleştirme yeteneği yok oluyor.
Artık bazı toplulukların kendi enerji şirketlerini kurmaya başladıklarını görmek çok heyecan verici.
Böylece enerji üretiliyor ama topluluk bundan yararlanıyor, para geri geliyor.
İngiltere'de bir topluluğa ait ilk güneş enerjisi santrali biziz.
Bundan gerçekten çok gurur duyuyoruz.
Güneş enerjisi santrali, 98 kilowatt'lık bir PV dizisi için oldukça iddialı bir terim.
Şu andaki tüketim oranlarıyla, yaklaşık 40 evin ihtiyacını karşıladığını hesapladık.
Lewes'in bütün enerji ihtiyacını güneş panelleriyle karşılayamayacağız,
ama bunu başka pek çok yolla yapabiliriz.
Planlama açısından kolay, hızlı, ucuz, çabuk ve sorunsuz olması bir avantaj.
Bira üreticisi olan Harveys'e, çatılarını kullanıp kullanamayacağımızı sorduk.
'Evet, prensipte kabul ediyoruz' dediler, yasal olarak her şeyi eksiksiz yapmamız koşuluyla.
Açılışı kasabada yaptık.
Herkesin bundan haberdar olmasını sağlamak için çok yoğun bir tanıtım yaptık, yerel basında yer aldık.
Para gelmeye başladı. Başvuru formlarıyla birlikte çekler almaya başladık,
ve çok kısa bir zamanda, sanırım üç haftaydı,
kurulumu finanse etmek için gerekenden daha fazlasını toplamıştık.
Tam bir topluluk yatırımı, böylece topluluğa da bir şeyler veriyor,
insanlar alıyor, bu kadar basit. Ayrıca çevre için de çok iyi şeyler yapıyor,
bizi karbon salımlarından kurtarıyor. Yerel topluluğa ait, yerel insanlar bir araya gelip yapıyor bunu.
Çok ilginç bir örnek oluşturuyor, çünkü insanların gücünün
aslında para toplama etkinlikleri, topluluk projeleri açısından etkili olan güç olduğunu gösteriyor.
Olası başka pek çok topluluk etkinliğinin de tohumlarını atmış oldu.
Topluluğun, 10 yıl bile önce mümkün olduğunu düşünemeyeceğiniz alanlarda bir araya geldiğini gösteriyor.
Herhangi bir türde yenilenebilir enerji tesisatınız varsa,
ürettiğiniz her bir birim elektrik için devlet size ödeme yapar.
Tarife Garantisi gelirlerini biriktiriyoruz,
bu toplu parayla insanların ilk ödemelerini geri ödeyebileceğiz.
Bizim için çok zor bir süreç oldu.
Ben besteciyim. İş adamı değilim, finansal bilmemne değilim.
Çok kısa zamanda çok fazla şey öğrenmem gerekti. Hepimizin öğrenmesi gerekti.
Kimse, bunu gerçekleştirmek için gereken çaba, sorumluluk ve zamanla ilgili yanılgılarla bu işe girişmemeli.
Bu çok zor.
Gelecek, dirençli topluluklardadır, oraya doğru gidiyoruz.
Yani, önemli olan, topluluğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek yapıları yerel olarak oluşturmaktır.
Öncülüğünü yaptığımız modeller, sonunda, başka topluluklardaki ve
dünyanın başka yerlerindeki insanlar tarafından benimsenebilir.
Yaşadığınız yerin ekonomisini
büyük bir kova olarak düşünebilirsiniz.
Bu kovaya maaşlar, emekli maaşları, bağışlar, vb. girer.
Ama şu anda, süpermarketler, elektrik faturalarımızı ödemek, internet üzerinden alışveriş, hepsi bu kovada delikler açıyor.
Bu da, zenginliğimizin ve onunla yapabileceklerimizin kovadan sızıp gitmesi demek.
O kovadaki her sızıntıda,
potansiyel bir yerel geçim kaynağı, potansiyel yerel işletmeler ya da gençler için eğitim fırsatları var.
Yani topluluğa ait enerji şirketlerini desteklemek,
mevcut olduğu yerde yerel gıdaları desteklemek, olmadığı yerde teşvik etmek,
ve yerel para birimleri kullanmak gibi şeyler,
o kovadaki delikleri tıkamanın çok etkili birer yolu.
Brixton, İngiltere'de kültürel çeşitliliği en fazla olan yer. Bir benzeri daha yok.
Dünyadaki bütün milletlerden insan var burada.
Brixton £pound'unu başlattık, 2009'da kullanıma girdi.
Şu anda onu resmen kullanan yaklaşık 200 iş yeri var.
Bu gece, elektroniğe geçiyoruz. Tüm İngiltere'de e-para birimine sahip olan ilk bölge biziz.
Bu iyi bir şey değil mi?
£pound ile dijital çağa giriyoruz.
Bence, bu insanları Brixton pazarına ve genel olarak Brixton'a gelip
para harcamaya teşvik eden şahane girişimlerden biri.
Yeni Ekonomi Vakfı, COIN adlı bir Hollanda örgütü ve Geçiş Ağı,
bu tür bir elektronik para birimini kullanıma sokmak için yazılımı geliştiriyorlardı.
Brixton, gerçekten uygulamada test edildiği ilk pilot bölge.
'Saat Doktoru!!'
Selam. Merhaba, n'aber? Fena değil!
Saatime bir bakmanı istiyorum.
Tamir etmemi mi istiyorsun? Özel saat tamir aletini alıp geleyim!
Tamam, sorun değil, bir bakalım. Yeni bir pile ihtiyacı var sanırım.
İşte oldu, çalışıyor! 2.50 pound lütfen.
2.50. Mesajla ödeyebilir miyim?
Tabii ki ödeyebilirsin. Kesinlikle.
Brixton £pound bankasına gidiyorum... sen de Saatçi Stuart'sın - S S. Mesajı aldım. Güzel. Tamam o zaman.
Mesajı aldın mı? İşlem tamam! Nefis, şahane! Görüşürüz.
Görüşürüz. Teşekkürler. Güle güle.
Geliştirdiğimiz şey, yani mesajla ödeme sistemi, herhangi bir donanım olmadan, herkes tarafından kullanılabilir.
Bir kart okuyucuya gerek yok, sadece cep telefonunuzu kullanıyorsunuz.
Akıllı telefon olması da gerekmiyor, basit, sade bir cep telefonu yeterli.
Mesaj gönderebilirsiniz, tek gereken bu.
Mesajla ödeyebilir miyim? Evet tabii.
Kullanıcı adınız ne? Sana Gıda.
Yerel bağımsız işletmelerimiz, mevcut ekonomik sorunlarımızı çözmemizde çok hayati bir yer tutuyorlar,
çünkü küçük ve orta ölçekli işletmeler, İngiltere ekonomisinin can damarı.
Brixton £pound'unun tüm sistemi, paramızı yerel olarak harcamaya ve
yerel işletmelerimize güç vermeye dayalı, böylece işletmeler büyüyüp gelişebilir.
Brixton £pound'unun önemi, parayı, söz gelimi kuzey Londra'dan güney Londra'ya taşıması değil.
Tamamen farklı türde bir ekonomi yaratması.
Farklı sorular sorduğumuz bir ekonomi. Alacaklarımızı yerel olarak alabilir miyiz?
Bu rolü üstlenebilecek yerel insanlar var mı? Ve bazı şeyleri biraz daha farklı yapabilir miyiz?
Önemi, herkesin bir rolü, bir işi olduğu bir ekonomimiz olmasını sağlamasında,
gerçekten gelişen, çeşitli, güçlü bir yerel ekonomi.
Şahane! Onay mesajı geldi. Şahane. İyi günler. Görüşmek üzere.
Ve işte bu kadar. Brixton £pound'u. Elektronik! Şahane!
Geçiş, başlangıçta batı için bir detoks programı olarak tasarlanmıştı,
varlıklı batı için, diğer tarafta gelişmekte olan dünyayı karşılamak üzere, salımlarını azaltmanın bir yolu olarak.
Ama son bir yılda, gelişmekte olan ülkelerde de ortaya çıkmaya başladığını görmek çok etkileyici.
Mart 2011'de Heal the SOil Geçiş modelini benimsemeye karar verdi...
İlk köyümüzle, bizim yaşadığımız yer olan Kottakarai ile başladık.
... ve Hindistan'daki ilk Geçiş İnisiyatifi oldular.
Birinci hedefimiz, köyümüzün, evlerimizin, ailelerimizin besin değeri yüksek gıdalara erişimini sağlamak.
Programımızın ve projemizin merkezinde bu var.
Herkes kaliteli gıdalara ulaşabilmeli.
Bir eve gidiyoruz, 'Bir sebze bahçesi oluşturmak ister misiniz?' diyoruz.
Tohumları getiriyoruz ve ona nasıl bakacağınızı gösteriyoruz.
Ve siz başlar başlamaz, komşular gelip 'Biz de bundan alabilir miyiz?' diye soruyorlar.
İşte bu kavramı bu şekilde büyütüyoruz.
Şimdiye kadar Tamil Nadu'daki 4 köyde, 100'den fazla haneye mutfak bahçeleri kurdular.
Kırsal Hindistan'da çalışmak çok olumlu sonuçlar doğurabiliyor.
Örneğin, bunun ABD'de yaşayan birinin karbon ayak izi olduğunu düşünürseniz,
Hindistan'da yaşayan birinin karbon ayak izi de bu.
Ve bu da, kırsal Hindistan'da yaşayan birinin karbon ayak izi.
Yani, buradan buraya inmemize gerek yok. Biz zaten buradayız.
Benimsememiz gereken, uygulamalarımızın yeşil, yenilenebilir uygulamalar olduğu, ve yine de,
kırsal Hindistan'daki köylüleri kırsal Hindistan'da tutacak modeller. Böylece göçü durdurabiliriz.
Eski model geleneksel bir köyden gelişmiş Hindistan'a geçişi getiriyoruz ve
şehirlerde yaşamadıkları için geride kalmış hissetmeyecekleri bir denge buluyoruz.
Köylülerin yüzlerinde gülümsemeler görünce çok mutlu oluyoruz.
Bizi çok sıcak karşılıyorlar... kalplerini ve evlerini açıyorlar.
Geçiş'i ilk uygulamaya başladığımızdan beri, bir yerin kültürüne, DNA'sına ve damarlarına,
yeteri kadar girebilecek bir şey haline gelirse, harika olacağını düşünüyoruz.
Böylece, büyük bir belirsizlik ya da zorlukla karşılaşıldığında,
Geçiş, insanların buna tepkilerini tasarlamak üzere alıp kullanacakları hazır şeylerden biri olabilir.
Son bir yılda, işlerin gerçekten çok zorlaştığı ve Geçiş'in,
o topluluğun tepkisinin neredeyse sezgisel, merkezi bir parçası haline geldiği yerleri görmek çok ilginç oldu.
Felaketten önce bile,
Geçiş'in hayatımda yapabileceğim en harikulade şey olduğunu düşünüyordum.
Felaketten sonra, bu daha da belirgin oldu,
Geçiş, bizim yapmamız gereken, benim yapmam gereken şeydi.
Fujino Elektrik Enerjisi şirketi, bir e-posta listesindeki 80-90 üyeden oluşuyor.
3.11'deki nükleer felaket olduğunda kuruldu.
Gelecek için güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde, enerjimizi nasıl sağlayacağımızı tartışmak üzere bir araya gelmiştik.
Bir dizi toplantı yapmış ve ne yapmak istediğimizi konuşmuştuk ama harekete geçmeye niyetli değildik.
3.11 olduğunda, biri felakete yardım etmek üzere bir şeyler yapmayı önerdi.
... ve şirket de böylece hayata geçti.
Işık Şenliği, şirketin kesin planlarını açığa kavuşturması için bir katalizör oldu.
Bu yıl sekizinci yılımızdı ve tüm elektriği yenilenebilir enerji ile üretmeye karar verdik.
Üç gün boyunca 5.000 ziyaretçi geldi.
Şenliğin başarısından sonra, üyeler onu felaketin olduğu Tohoku alanına götürmeye karar verdiler
ve afet alanına elektrik sağladık.
Kendi bölgemizdeki enerjiyi de tamamen yeşil hale getirmek istiyoruz.
Bu nedenle Fujino'da hangi kaynakların olduğunu bulmamız gerekiyor ve ilk aklımıza gelen de bu ağaçlık alan oldu.
Ve küçük bir hidroelektrik santrali.
Vadilerde bazı güçlü akarsular var.
Şimdi, geleceğe yönelik bu ortak hayalimizi nasıl gerçekleştirebileceğimizi düşünme sürecindeyiz.
Geçiş, Christchurch, Yeni Zelanda'daki Lyttelton Projesi'nde kullanılan pek çok araçtan yalnızca biri.
Zaman Bankası projeleri, bir kriz durumunda topluluk direncinin ilham veren bir örneği.
Lyttelton, Yeni Zelanda, benim eskiden yaşadığım kasaba, yakın zamanda büyük bir deprem yaşadı.
Oraya geri dönmek yüreğimi sızlattı. "Nefes al"
Kasabanın çoğu yerle bir olmuştu.
Yine de, tüm bu kayıpların ortasında, topluluğun gerçek kalbi,
insanlarının iyiliği ve şefkati ortaya çıkmıştı.
Ben, Lyttelton Zaman Bankası Koordinatörü'ydüm.
Son birkaç yıldır topluluk oluşturmak ve bağlar kurmak için koordinatör olarak çalışıyordum.
Zaman Bankası, tamamlayıcı bir para birimi olarak oluşturuldu,
insanlar sürekli paraya ihtiyaç duymadan yaşamanın başka bir yolunu buldular.
Ve aynı zamanda bu, topluluğu güçlendiren muhteşem bir araç,
çünkü insanlar becerilerini takas edebiliyorlar, birbirlerini tanıyorlar, komşularıyla tanışıyorlar.
Sonra, Eylül 2010'da bu korkunç deprem oldu.
Sivil Savunma Christchurch'a çağırıldı,
çünkü burada, Lyttelton'da onlara gerçekten ihtiyaç olmadığı düşünüldü.
Ama farklı türde bir ihtiyaç vardı burada.
İtfaiye bizi aradı ve 'Toplulukla yakın ilişkide olduğunuzu biliyoruz' dediler.
'Ne yapabileceğinizi bilmiyoruz, ama ne yapabilirsiniz? Yardım eder misiniz?'
Böylece ofisimizde bir üs kurduk ve haftalarca çok yoğun bir şekilde, çılgınca çalıştık.
Topluluğun ihtiyaçlarını karşılamaya yardım ettik, örneğin su ve yiyecek taşıdık, acil tamirlere yardım ettik.
Şubat'taki depremden iki hafta önce işleri yoluna sokmayı ancak başarmıştık,
ve bu sefer her şey farklıydı. Daha hızlı, daha kötüydü. Bütün binalar çökmüştü.
Tamamen farklıydı. Eylül sanki yalnızca provaydı.
Bir topluluk olarak uyum içinde çalıştık.
Zaman Bankası gönüllülerinin veritabanı yoluyla, ne yapılması gerektiğini ve nasıl yapılacağını bulduk.
O zaman sayıları 400'ün biraz üzerindeydi.
Biz sadece harekete geçtik ve e-postalar gönderdik: 'Buradayız, buna ihtiyacımız var.'
Ve yığınla insan geldi, ve sonra o e-postaları kendi veritabanlarına ve facebook sayfalarına gönderdiler.
Ve o kadar çok gönüllü geldi ki, inanılmazdı.
Zaman Bankası topluluğu olmasaydı, topluluğun kendisini
bu kadar çabuk toparlayabileceğini sanmıyorum.
Bu, bir şey kaybeden ama birbirini bulan herkese adanmıştır,
çünkü bir topluluğun gerçek kalbi, o topluluğun insanlarıdır.
Neşeli Feragatname
Geçiş, çok büyük çapta bir sosyal deneydir. İşe yarayıp yaramayacağını bilmiyoruz. İnandığımız şey...
devletleri beklersek çok geç kalınacak.
Tek tek hareket edersek, çok az olacak.
Ama topluluk olarak hareket edersek, tam kararında, tam zamanında olabilir.
Bu film, uçarak dünyayı turlamadan çekilmiştir.
Çeviri: Duygu Kayadelen