Tip:
Highlight text to annotate it
X
Uyanış
Bugünkü dünya yozlaşmış durumda.
İş dünyasındaki, finans sektöründeki ve politik alandaki liderler bizi umutsuzluğa sürüklüyor
ve medyayı ele geçirmiş popüler kültür haberleri
Amerikan halkı ve diğer dünya dünya ulusları arasındaki
öfke ve kafa karışıklığını körüklemekten başka birşey yapmıyor.
Neyse ki bu gün bizi rahatsız eden bir çok hastalığı
düzeltmek için mantıklı bir çözüm var,
ama bizim kültürümüz için yapılması en zor olan şeylerden biri;
bir adım geriye çekilip çocuklarının geleceğini güvence altına almak için
yapılması gereken önemli değişiklikleri fark etmek.
Çözüm ortada, ama uygulanması kolay değil
Doğanın değişimleri hiç bir zaman kolay olmaz,
ama tarih boyunca hep apaçık ortadadır,
ve insanlığın bir sonraki aşamaya geçişini işaretleyen köşe taşlarıdır,
ve hayatı bir sürü insan için kolaylaştırırlar.
Tarih gelişim seviyesine göre parçalara ayrılabilir.
1. seviye sadece kendilerini, eşlerini ve çocuklarını destekleyebilen
göçebe veya mağarada yaşayan insanların;
2. seviye gruplarını destekleyebilen
avcı/toplayıcı insanların;
3. seviye kasabalarını destekleyebilen
tarımla uğraşan insanların;
4 seviye ise büyük şehirleri, uluslarını,
ve yardıma muhtaç ulusları destekleyebilen
endüstri çağındaki insanların dönemidir.
Ve şu anda biz 5. seviyenin eşiğindeyiz , dünyayı ve üzerindeki
her insanı destekleyip yüksek yaşam standartları sunabilecek
teknoloji çağındaki insan.
Her yeni seviyeye ulaşıldığında
yeni düzende en yüksek verimi sağlayabilmek için
ekonomik sistemde bir değişikliğe ihtiyaç duyulur.
Günümüzde değişmesi gereken ise Teknoloji Çağını
yöneten ekonomik sistem.
Dünya için insanların sadece belli bir kısmına değil bütün insan ırkına
yarar sağlayacak uygun bir kaynak
yönetimine ihtiyaç var
Ama bütün bu değişimi detaylandırmadan önce
bu gün yüzleştiğimiz problerin neler olduğunu netleştirmeli
ve bu problemlerin en başta neden ortaya çıktığını araştırmalıyız.
Ancak problerimizi ve nasıl ortaya çıktıklarını
anlayarak, bir çözüm geliştirmeye başlayabiliriz.
Bir çok sorunumuz var: enflasyon, sürekli artan vergiler
azımsanamayacak işsizlik, politik yozlaşma,
enerji krizi, ekonomik istikrarsızlık,
suç, çevresel problemler ve daha bir çoğu...
Dünyanın neden böyle bir baskı altında olduğu
ve insanlığın acı çektiği ortada.
Şu anda, insanların uyanıp bu konuda bir şeyler
yapmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Politikacılar ve sanayi de bu sorunları çözmeyi
tekrar tekrar denedi ve hiç bir zaman başaramadı.
Yapabildikleri en iyi şey sorunu ertelemek yada üstünü örtmekti.
Bunun nedeni video ilerledikçe açığa kavuşacaktır,
ama kısaca,sebep kimsenin bütün bu sorunların gerçek nedenini belirlemek için
ciddi bir girişimde bulunmamasıdır,
ve sorun bu gün dünyanın her yerinde kullandığımız
günümüzde hükmü kalmamış ekonomik sistemdir.
Parasal Sistem, ya da daha açık olursak Değer Sistemi
bu gün yüzleştiğimiz bütün sorunların altında yatan
temel nedendir.
Tanımlarsak: 'Değer sistemi', ürünlerin dağıtım ve servisinin
malların değerine göre belirlenen fiyatlarla
gerçekleştiği ekonomik sistemdir,
ve paranın ya da borcun her türlü formunu kullanır.
Bunu Kapitalizm, Serbest Piyasa ya da
ekonomistlerin kullandığı başka herhagi bir terimle karıştırmayın.
Ayrıca bunun politik bir tartışma olmadığı ve kesinlikle politik kontrollerle
hiç bir alakasının olmadığının anlaşılması da çok önemli.
Bu gezegendeki her millet, politik ideolojileri Demokrasi
monarşi, sosyalizm ya da komünizm her ne olursa olsun
temel olarak aynı ekonomik sistemle yönetilmektedir
HEPSİ ürünlerin değişiminde ve
ve dünya üzerinde iletiminde bu sistemi kullanmaktadır.
Bu, herkesi birbirine bağlayan en büyük bağ olmasının
yanı sıra bu gün dünyada karşılaştığımız bir çok sorunun
altında yatan nedendir.
Ve sebebi de şu:
Parasal sistemin işlemesi için iki bileşene ihtiyacı vardır
Kıtlık ve Büyüme
Geçmişte, 1800'lerden önce
Bu iki gereksinim dünyanın her yerinde mükemmel bir biçimde geçerliydi.
Bunlar 500 mil (800km) yolculuk etmenin dahi tehklikeli olduğu zamanlardı,
ölümcül değilse, gemiyle nakliyat da bundan daha kolay değildi.
Kıtlık bu sistemin çok önemli bir parçası
çünkü değer belirleme amacına hizmet ediyor... fiyat
Ekonominin ilk öğretisini hatırlayın:Arz ve Talep
Ne kadar az arz olursa, o kadar kıtlık olur
ve fiyat yükselir.
Eğer arz çoğalırsa, değer azalır
ve fiyatlar düşer.
1800 lere kadar gerçek kıtlık doğal bir olguydu
ve modern medeniyet görece genç olduğundan
büyüme için bir çok oda vardı, böylece iki gereksinim de mevcuttu.
Ama bu gün , bu iki etken yok oldu
ve Parasal Sistem ciddi bir tehlike içinde ve büyük baskı altında
Sadece son bir kaç yıl içinde bir sürü insanın hayatını mahveden
finans sektöründeki problemlere bakın.Görmezden gelinmesi imkansız
Kıtlık teknolojinin getirileriyle ortadan kaldırıldı
ve kıtlığın yok oluşuyla, büyüme azaldı
Herşeyi tüketebileceğimizden daha fazla üretebileceğemiz noktaya ulaştık
ve geriye genişlemek için kalan tek yer fiyat biçmenin
mümkün olmadığı yıldızlar
Parasal Sistemde, para yada borç
sistemin yaşam kaynağıdır ve bu yüzden eski borcun
geçerliliğini sağlamak için sürekli yeni borçlar yaratılır
bu nedenle finansal manipülatörlerimiz sürekli ek borçlar yaratmalarını
meşru kılıcak yeni yollar ararlar.
temel endişelerimize karşı kasten duyarsız kalıp, açıkça görmezden gelirler
Sadece toplumun şuan içinde bulunduğu borçla
50 yıl öncekini karşılaştırın
Borçların 1980 lerde ani bir yükselişe geçtiği dönemle
eğer doğru şekilde kullanılsaydı
insanlığa herkes için daha iyi bir yaşam sunma fırsatı sağlayabilecek
teknolojideki ciddi gelişimin başlangıcının
mükkemel bir tesadüfle aynı zamana denk geldiği gerçeğinin
anlaşılması çok önemli.
İçinde bulunduğumuz sosyal istikrarsızlığı daha iyi anlamak için
bizi mevcut karmaşaya sürükleyen
fiziksel olaylara bakmalıyız.
Bunun anlamaya yardımcı olması için bir zaman çizelgesi oluşturalım
gösterilen iki tarih özellikle önemli değil
sadece zaman çizgisini üç ayrı bölüme ayırıyor
Şimdi size günümüz dünyasındaki durumumuzu anlatmaya yardımcı olucak
önemli bilgileri ekleyelim
1800 lere kadar, dünyada düşük enerjili bir toplum hakimdi
Neden? Çünkü bu tarihe kadar işleri yürütmek için enerjiyi dönüştüren
öncelikli makine insanoğluydu
ve sağlıklı bir insan ancak 0.1 beygir gücünde(HP) enerji üretebilir
Karşılaştırdığımızda bir çamaşır makinesinin ürettiği
0.5 beygir gücünde enerji bundan daha fazladır
Bu düşük rakamlara bakılmaksızın, bu dönemde bütün işlerin %98 i
insan gücünün sonucuydu, çünkü insanlık henüz bu işleri onlar için
yapacak gerekli teknolojiyi geliştirmemişti
Geriye kalan %2 lik kısım ise kas gücünün dışında kalan
??non-human?? enerjiydi
Bu enerjinin kaynağı at yada öküz gibi hayvanlar ve
yeldeğirmenleri veya su çarkları gibi basit teknolojilerdi
İnsan gücü sınırlı olduğu için
yaptıları işlerin ürünü de sınırlıydı
işte kaç insan çalışırsa çalışsın
ya da ne kadar uzun çalışırlarsa çalışsınlar
asla artan populasyonu destekleyip herkese yüksek yaşam
standartları sağlayacak kadar üretemediler.
Eğer bikaç kişi iyi standartlarda bir yaşamın keyfini sürerse
bu her zaman zorlukla hayatta kalan bir sürü insanın pahasına oluyordu.
Gerçek şu ki ; tarih boyunca, toplam nüfusun %95 i
köylü, serf, köle ya da anlaşmalı uşaktı
ta ki George Washington'ın zamanına kadar.
İnsanlığın doğuşundan 1800 lere kadar
işlerin %98 i insanlar tarafından yapıldı.
ve diğer %2 i hiç değişmeyen diğer vasıtalarla
hiçbir zaman
7.000 yıllık kayıtlı insanlık tarihinde
bu dinamik içinde kesinlikle HİÇBİR ŞEY değişmedi
Bu da gezegendeki toplumda
Enerji çevirimi oranlarında hiç bir
değişikliğin olmadığı Sosyal Durgunluk Evresinin yaşanmasına sebep oldu.
Üretim yöntemlerinde hiç bir kayda değer değişiklik olmadı
ve kıtlık heryerde hüküm sürdü
1800 lerden hemen önce, çok önemli bir olay gerçekleşti
1782'de James Watt ilk buhar makinesini icat etti.
Bu keşif işleri yapmak içn tamamen yeni bir yolun başlangıcıydı.
??non-human?? enerji kullanımının yaygınlaşmasının öncüsüydü
ve o zamandan beri enerjiyi işe çevirecek daha büyük, hızlı
ve etkili makineler üretebilmek için artan bir çaba var
Bu çaba başta Amerika olmak üzere
bütün dünyaya yayıldı.
1800 den 1900 e kadar devam eden sonraki 100 yılda
iki enerji eğrisinde önemli bir değişklik farkediyoruz
1920'de, Amerika'da bu değişikliğin
sosyal etkilerini görebilmek için çalışmlar yapıldı
Kuzey Amerika'da her temel sanayiden veriler toplandı,
üretimdeki büyüme tabloları, enerji dönüşüm oranları
düşen ??man hours?? ve işçi alımı üzerindeki genel etkileri.
Eğilimin aynı oranlarda devam etmesi halinde çizgilerin kesişip
şu şekili alacağı öngörüldü.
İki eğrinin yer değiştirmesiyle insanlık düşük enerji toplumundan
yüksek enerji toplumuna geçiş yapıyorudu.
Bu yeni durumla bütün kayıtlı tarih boyunca gerçekleşenin
tam tersiydi ve küçük bir değişiklik değildi.
Biraz teknik olma vakti, bu yüzden kopmamaya çalışın
Ticaret Bakanlığı ve nüfus sayımına göre 1992 den beri
Amerika' nın ana kuvvetine eklenen beygirgücü 35.3 milyarı aştı.
Bu ne anlama geliyor?
Ana kuvvet yakıtı ya da enerjiyi(rüzgar ve su gibi) iş ve güce dönüştüren
motorlar, türbinler ve hayvan gücüdür.
Bunu bir insana indirgemeye çalışalım.
1800 lere kadar ortalama bir toplumda kişi başına düşen
enerji dönüşümü miktarı 2000 kg kaloriydi.
Bu rakam tanıdık geliyor mu?
Aldığınız her yiyeceğin
etiketinde yazan alınan kalori nedir?
2000 kalorilik bir diyet.
Öyleyse öncelikli çalışanlar olan insanların enerjilerinin aldıkları
kalori miktarıyla sınırlı olması mantıklıdır.
Şimdi 1992 ye dönelim
35.3 milyar beygirgücü 22 TRİLYON kaloriye eşittir
ve Amerikan nüfusu 250 milyon kişinin biraz üzerindeydi
Yani 1992 de Amerika kişi başına 89.000 kg kaloriden fazla ?non-human?
enerjiyi dönüştürüyordu
Bu 1800 lerden önceki ortalama bir toplumla karşılaştırıldığında
44 kat fazla, yani %4000 in üzerinde kazanç demek
Bu Amerika'nın büyüme ve refahında önemli payı olan bir kaynak
Biz tüketebileceğinden daha fazla
üretebilen lk ve tek ülkeydik.
Bu güne dönüp ve bu çıkarımlarla günümüz küreselleşmiş
dünyasını değerlendirelim.
Peki Parasal Sistemin bütün bunları nasıl karşılamalı?
Parasal Sistem son 90 yıldır bocalamaya başladı
çünkü bu gezegendeki yaşam şartları büyük ölçüde değişti.
Parasal Sistemin devamı için gerekli olan iki temel etken,
kıtlık ve büyüme, bu gün gerçekte mevcut değil
Büyüme söz konusu olduğunda dünya bunu dengeledi
ve teknoloji kıtlığı ortadan kaldırdı
Sonuçta, ciddi ekonomik problemlerle yüzleştik
ve denenen her çözüm problemin önüne yüzeysel,
göz boyamak için çekilmiş,
yıkılmaya mahkum setlerden ibaretti
Hiç bir çözüm asıl probleme yönelik değildi
çünkü öyle olsaydı
çözüm ekonomik yapıda köklü bir değişikliği gerektirecekti
ve sistemden büyük yarar sağlayan insanlar
oyunu değiştireyi reddettiler.
1920 de yapılan araştırma daha sonra çizelgeye dahil edilen bütün
imalat sanayisini kapsıyordu.
Bu çizelge bütün bu çıkarımların ortalama bir özeti.
İlk çizgi fiziksel üretimi yansıtıyor.
1830 dan 1900lere kadar üretim düşük seviyede ve büyüme yavaştı
Daha sonra ani bir büyüme evresine girdik
Bu teknoloji ve makineleşmedeki gelişmeler ve
insan gücü dışındaki enerjinin geniş çaplı kullanımı sayesinde gerçekleşti
1900 dan 1930 lara kadar
fiziksel üretimde yılda %7 artış göstererek
artan çok hızlı bir büyüme gerçekleşti
Ama bu büyüme sonsuza dek sürmedi ve bir noktada dengelendi
Şimdi ?man hours per unit?e
ne olduğunu gösteren başka bir eğri ekleyelim.
Bu görevi ne olursa bir saat çalışan bir kişiyi temsil ediyor.
1800 lerde ?man-hour? un ne kadar yüksek olduğunu hatırlayın
ama sonra sanayi geliştikçe düştü.
Bu kaçınılmazdı çünkü teknolojiyi kullanmak insan gücü kullanmaktan daha ucuzdu.
1 kilowatt enerji 1 saatte insan gücünün 26 saatte yaptığı işi daha ucuza yapabilir
Parasal Sistem iş dünyasında maaliyetli insan gücü yerine
daha ucuz ve üretken olan teknolojinin kullanımını cesaretlendirdi, amaç maksimum
KÂR dı
Şimdi, 1980 den bu yana daha önce insanlık tarihi boyunca
ASLA gerçekleşmemiş benzersiz bir durum söz konusu
Daha az insan gereksinimiyle yükse üretim.
Eğer parasal sistemin müdahalesi olmasaydı
bu herkes için harika bir gelişme olabilrdi
çünkü emek pazarda alınıp satılan
başlıca meta.
Emeğe ve dolaylı olarak alım gücüne ne olduğunu
gösteren üçüncü eğriye bakma vakti geldi.
Bu 3. eğri toplam ??man hour?? u temsil ediyor, işe harcanan toplam zamanla
üretimde görev alan bütün insanların toplamı.
Görebileceğiniz gibi 1830 dan yüzyılın sonuna kadar
toplam ??man hour?? düşük ve büyüme yavaştı.
Doğrudan bağlantılı oldukları için üretimde büyümeyi
gösteren eğriyi izledi.
Ayrıca sonra üretimle birlikte büyümeyi sürdürdü
ama üretimin yaptığı gibi dengelenmedi.
Zirveye ulaştı ve sonra düşüşe geçti.
Bu her sanayide gerçekleşen bir olay.
toplam ?man hour? tüm zamanların en yüksek seviyesine yükseldikten sonra düşüşe geçti
Bu her sanayide yalnızca bir kez gerçekleşen bir olay.
?man hours? Amerika'da 1920'de zirve yaptı
ve o zamndan beri Parasal Sistem üretim ve ?man hour? arasındaki
tutarsızlık yüzünden istikrarsızık yaşamaktadır.
Üretimle ?man hours? arasındaki sürekli büyüyen uçurum
bizim için üretimin daha kolay
dağıtımın ise daha zor hale geldiğini göstermektedir.
Bu anormalliğin nedeni çalışan toplam ?man hour?la
alım gücü arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır.
Bir çoğumuz gelirimizi çalıştığımız zaman üzerinden
gündelik ya da aylık olarak alıyoruz
ve ?man hours?un düşmesi genellikle alım gücünün de düşmesi demektir.
Üretim gücümüzün arttıkça azalan tüketim oranı
yüzünden sıkıntı çekmemiz ironik değil mi?
Parasal Sistemde olan şey bu.
Bu gün temel problem bütçeyi dengelemek değil
yeni bulunan küresel kaynak yönetim kapasitemizi küresel
tüketimle dengelemek
Ama Parasal Sistemin kuralları bizi bunu yapmaktan alıkoyuyor.
Dağıtım artık gerçekte varolmayan
kıtlık değerlerine dayalı bir dizi takas ile yürütülüyor
ve para da bu takasları gerçekleştirmek için kullanılıyor
Para bir borç çeşididir
ve biz sürekli daha fazla borç üreterek üretimle
tüketimi dengelemeye çalışıyoruz.Bu iş yürümez!
Nedeni borç yaratımıyla gerçek fiziksel dünya
arasında gerçek bir bağlantı olmaması.
Borç ya da para yaşamak için ihtiyacımız olan GERÇEK kaynaklar değil.
Yalnızca günümüz gelişen dünyasında
geçerliliğini yitirmiş suni bir insan icadıdır.
Borçların artması soyut bir olguyken
?man hour? eğrisi fiziksel bir olgudur
Hadi borçların artışına bir göz atalım, farkı görüceksiniz.
Bu tablo Amerika'daki toplam borcu göstermektedir
kamusal ve özel tüm borçları.
1860 dan I. Dünya Savaşı'na kadar
borç düşük ve büyüme yavaştı.
1918 deki Ateşkesten sonra, borç aniden yükselişe geçti.
Bu dönem "Çılgın Yıllar" diye anıldı.
Borçlardaki yükselişin sebebi
bizimle yükselişe geçen teknolojiydi.
Savaş boyuca, silah altında olan işçilerin
yokluğunu telafi etmek için yeni teknolojiler geliştirdik
Alım gücü düştü ve biz hali hazırda satabileceğimizden daha fazla ürettik.
Bu yüzden, bu yıllarda taksitle alım ya da borçlanarak
alım olarak bildiğimiz durum ortaya çıktı
Yani bir şeyi satın almaya gücünüz yetmicek
bile olsa almaya ve gelecek ayın ya da yılın geliriyle
ödemeye cesaretlendirildiniz.
Bu durum borçlarda artışa neden oldu,ama 1929 da bir şey oldu.
Aşırı borçlanma gerçekleşti
ve oynadığı kumar Wall Street'in çöküşüne neden oldu.
Borsanın çöküşüyle, 4 yıl sürüp 1933 te dibe vuran
buhranın içine çekilidk
Hüküet mecbur olduğu için müdahale etmek zorunda kaldı.Ve bu neye sebep oldu?
Çöken Parasal Sistemi daha fazla borç yaratarak desteklemeye çalıştı!
Yaşananlar tanıdık geliyor mu?!
Nasıl daha fazla borç yarattılar?
Açığa dayalı harcamalar yaparak vergilerle aldıklarından daha fazla
para harcamaya başladılar.
Roosevelt yönetiminin döneminde, işsiz insanlara sosyal yardım verip
alım güçlerini arttırarak ekonomiyi ayakta tutmaya çalıştılar
Çöken iş dünyasına da sübvansiyon denilen
yardımlarda bulundular.
Parasal Sistemin 1933'te tökezlediği ve federal hükümetin
daha önce yapmadığı kadar açığa dayalı alım yaptığı söylenebilir.
Hükmetin bu müdahalesi haksız yollardan kurulan iş dünyasına fon sağladı
ve borçlar tekrar yüselmete başladı.
Bu noktada (1941) başka bir gelişme daha oldu.
II. Dünya savaşı da sistemin çöküşünü erteleyen başka bir etkendi.
İşsiz insanları tekrar işe almak ya da orduya dahil etmek için
neden sağladı.
Fabrikalarda son hızla üretime geçtik
çok büyük miktarda mal ürettik
denizin ötesine götürdük ve havaya uçurduk.
Ve bunlar dünyayı Hitler gibilerinden korumak için gerekli olsa da
savaş iç meselelerimizin hiçbirini çözmedi
ve görebileceğiniz gibi, borçlar hiç olmadığı kadar fırladı.
Buhranın sıkıntılarına ve savaşın üzüntüsüne rağmen
Parasal Sistem tamamen sona ermedi.
?
Çöken sistemi çeşitli
ve dolambaçlı yollarla kesin bir yok oluştan kurtardık
Kıtlık suni olarak muhafaza ettik.
Bunalıma geri dönelim, işsiz bir çok insan varken
ve aileleri açlık çekerken
ülkede halihazırda büyük miktarda yiyecek stoğumuz vardı.
Peki insanlara verildi mi? Hayır, çünkü yiyecekleri dağıtmak insanlar açlıktan ölse
bile karlı bir yol değildi.
Parasal sistemin geçerlilğini yitirmemesi için
30'lu yıllarda mısırları yok etmeye ve çiftlik hayvanlarını öldürmeye başladık
Bu gün de buna devam ediyoruz ama daha gizlice
1933 ten beri hükümet çiftçilere üretim yapmamaları için
milyarlarca dolar ödeme yaptı.
Ayrıca mısıra ve buğdayın insanlar
tarafında tüketimini kısıtlamak için de girişimlerde bulundular,
son zamanlarda en dikkat çekici alternatif başlangıç için iyi bir tercih olmasa da
etanol yakıtı projesiyle bir çok yiyeceğin israf edilmesidir.
Parasal Sistemde eğer çok fazla yiyecek varsa, sınırlandırırız.
Bu değerlerin yada fiyatların düşmemesi ve sistemin devamı için gereklidir,
ve insanlar açlık çekiyorsa
bu parasal sistemin nasıl işleyeceğine
karar veren insanlar için çok az öneme sahiptir.
Sanayi bir çok farklı taktik kullanır.
Düşük kapasite etkenini işletirler, yani yıl boyu 7 gün 24 saat gerekli
ürünleri üretebilme olanakları varken sadece bir ya da iki vardiya
çalıştırır ya da tamamen üretimi durdururlar.
Daha savurgan bir uygulama da düşük kaliteli mallar üretilmesidir.
Kısa zamanda bozuln ya da eskiyen
bu adi ürünler ekonomik döngüyü
hızlı tutmak içindir.
Bir şirket 100 yıl dayanacak bir şey yapsa
ve bizim bunu yapıcak materyal ve teknolojimiz olsa bile
bunu yapmazlar, aksi takdirde yeni versiyonunu satıp
nasıl kar edebilirler?
Sadece hata halinde geri toplanan çeşitli ürünlere bakın
oyuncaklar,?cribs?, arabalar, cihazlar ve daha bir çoğu.
Bütün bu hatalı ürünleri yok etmek kıtlığın devamını sağlar.
Hızlı deviri temin edip yüksek kar sağlamak için her hafta yüzbinlerce
ıvır zıvır ürün üretiliyor.
İşte sistem bu yolla işliyor.
Bu ayrıca israfa da neden oluyor
çok yüksek miktarda israfa.
Cep telefonu gibi basit bir ürüne bakın
Piyasada bir sürü değersiz, ucuz cep telefonu var.
Her yıl gösterdiği farklı özelliklerle benzersiz bir sürü
farklı modelde yüz milyonlarca cep telefonu üretiliyor.
Neden?Neden içinde ihtiyacımız olan her şeyi
barındıran 25 yıl yada daha bir uzun süre için kolayca
güncellenebilecek mükkemmel bir cep telefonu yapmıyoruz?
Çünkü Parasal Sistem böyle bir mantığa izin vermez.
Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı'na göre 2005'te
her yıl 130 milyon cep telefonunun çöpe atılarak
65.000 ton elektronik çöp yaratıldığı tahmin ediliyor.
Ve bunlar sadece cep telefonları!
Peki ya aklınıza gelen her yıl değerli materyal ve
kaynakları tüketen diğer ürünler?
Tabi ki bütün insan aktiviteleri içindeki en yıkıcı ve
utandırıcı suç savaşlardır.
ve biz yüzyılın başından beri bir kaç tane savaşa girdik.
Şu an bile bayrağı, kesin sınırları ve üniforması olmayan bir
düşmanla savaşa girmiş durumdayız.
Teröre karşı savaş zamanın sonuna kadar meşrulaştırılabilir
çünkü düşman şartlarını kabule zorlayabileceğin biri değil.
Bunun yanında savaşlar hiç bir probleme savaş çözüm getirmedi.
En büyük başarıları çökmekte olan ekonomik sistemi kısa bir süre
için daha ayakta tutmak.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, Kore, Vietnam,Körfez Savaşları
ve şu anda teröre karşı verilen savaş yüz binlerce insanın hayatına
ve milyonlarca ton yenilemez kaynağın kaybına mâl oluyor
ama henüz hiçbir sosyal problemimizi çözüme ulaştırmadı.
63 yıl önce ulusal gücenlik adına yaratılan Truman Doktrini
Amerika Birleşik Devletlerinin trilyonlarca Dolarına mâl oldu.
Dış yardım adı altında milyonlarca dolar harcadık
ve 1960'tan beri Amerika 14 savaşta iki tarafıda finanse etti
ve hala dünya her zamankinden büyük kargaşa içinde.
İnsanite(bir akıl hastalığı) aynı şeyi farklı sonuçlar elde etmeyi bekleyerek
tekrar tekrar yapmaktır.Para harcamanın daha fazla
borç yaratmanın yerel yada küresel hiç bir problemi çözmemesi gibi.
Videoda bu noktaya kadar bahselilenler
Parasal Sistemin el aletleriyle ve insan teriyle sürdürülen tarımsal
kültürden doğdunu ve kıtlık üzerine kurulu değerlerinin
yüksek enerjili teknolojide ilerlemiş bir medeniyeti
yönetmek için yeterli olmadığını
kesin olarak netleştirmiş olmalı
Politika farketmez,yönetim biçimleri farketmez,
kültür farketmez.
Fark yaratan dünyanın paylaştığı ekonomik sistemdir
ve değişmesi gerekn budur.
Ama cevaba yönelmeden önce bir şeyi netleştirelim.
Parasal Sistem kötü DEĞİL, basitçe çağdışı.
İyi amaçlar için kullanıldı.İşe yaradı.
Binlerce yıldır en iyi seçenekti
ve özellikle son 200 yılda
inanlığın kapasitesini geliştirmesine yardımcı oldu
ama zaman değişti, en önemlisi teknoloji
200 yıl önce hayal bile edilemeyecek kadar ilerledi.
Bu günkü teknoloji o dönemde bizi dünyanın gözünde
cadı ya da tanrı yapabilirdi.
Ve bu yüzden dünyamızın işlemesini sağlayan metodlar da değişmelidir.
Daha iyi bir sisteme geçmek
renk, cinsiyet, inanç ya da inançsızlık ayırmaksızın
bütün insan ırkının yararına.
Şimdi cevaba ulaşmak için yeni bir yaklaşım benimsemeli,
yeni fikirler aramalı ve yeni teknikler geliştirmeliyiz
Çözüm Bilimsel Metoda dayalı Parasal Sistemi reddeden
tüm dünyadaki küresel kaynak yönetimine izin veren
bir sistemde aranmalı.
Şunu ifade etmeliyiz ki Dünya ve üzerindeki tüm kaynaklar
bütün insan ırkının ortak mirasıdır ve
teknoloji bize bu gezegende yaşayan her erkek,
kadın ve çocuğa yüksek yaşam standartları
sağlama olanığını kesinlikle verir.
Çözüm inkar edilmeksizin gezegendeki herkesin yararına olmalı,
herkese azami ifade, düşünce
konuşma ve en önemlisi yaşama fırsatı
vermelidir.
Eğer inançlı bir bireyseniz,şöyle düşünün:
Tanrının buyrukları dünyada bir cennet kurmamızı söler.
Cennetin para kullandığını, ya da tanrının bir bankası olduğunu zannetmiyorum, ya siz?
Zengin ve fakirin arasındaki uçurumu ortadan kaldırmalıyız.
Dünya üzerindeki her çocuğa nerde doğmuş olursa olsun
iyi yolda ilerlemesi için fırsat vermeliyiz.
İnsanlığı ilkel standartlarımıza dönmeden veya teknolojiyi krallar gibi
yaşamak için kullanmadan, sadece
bu verimli gezegenin birer üyesi olarak
zararlı yöntemlerimizden vazgeçerek doğaya tekrar bağlamalıyız
Bu video sizin durumu anlamanız için ilk adım.
Şimdi bir sonraki adıma geçme vakti.
Venüs Projesi ve Zeitgeist hareketi bir çözüm sunuyor.
Gösterilen link size çözümün nasıl işlediğini gösteren detayları vericek.
Ayrıca anlaşılması kolay internet sitesi de
bütün sorularınızı cevaplandıracaktır.
Cevaplandırmazsa, Zeitgeist Hareketi bunun için var.
Zeitgeist Hareketi Venüs Projesinin vizyonunu savunur
ve günümüz problemlerinin nasıl çözüleceğini
insanlara duyurmaya odaklanmıştır.
Zeitgeist Hareketi cevapları bulacağınız ve
daha iyi bir dünya görmek isteyenlerle konuşabileceğiniz bi platformdur.
7000 yıllık ekonomik yapıyı değiştirmek
kesinlikle kolay değil, ama gerekli.
Her gün binlerce insanlar boş yere ölüyor.
Her geçen gün yok oluşumuza bir adım daha yaklaşıyoruz.
Dünyanın bütün kökleşmiş problemlerimiz bir çözümü
olduğunun bilmesinin vakti geldi.
5 seviyeye geçemenin, insanlığı teknoloji çağına taşımanın
ve dünyayı gelecek nesiller için
daha iyi bir yer yapmanın vakti geldi.
Sosyal evrimin vakti geldi.
Lütfen, VENÜS PROJESİZEİTGESİT HAREKETİNİ'ni ziyaret edin.