Tip:
Highlight text to annotate it
X
Mısır.
Nüfus 85 milyon...
Burası Amerikan Silahlı Kuvvetleri. Salgın
Kontrol ekibine refakat ediyoruz.
Mısır hava sahasına giriş izni istiyoruz.
Giriş izni verildi.
Doktor Scott, sağ tarafınıza bakın.
Yaklaşıyor.
Görüş açık.
İniş yerine mesafe 3 dakika.
Anlaşıldı.
220 rotası.
Anlaşıldı.
Görüyorum.
İniş için hazırız.
Doktor Scott, inişe geçiyoruz.
Kampa yakın bir bölgeye iniyoruz.
6 metre.
3 metre.
İniş tamamlandı.
Doktor, 5 dakikanız var.
Bu taraftan.
Kamptaki karantinada 6 bin kişi var.
387 cenazemiz var.
Sadece 6 personelim kaldı.
Yanınızda daha fazla doktor
getirirsiniz diye düşünmüştüm.
Virüse yakalanan son kişiler bunlar.
Lekeler belirmeye başladıktan
iki gün sonra ölüyorlar.
Üzgünüm.
Amerikan Deniz Üssü.
Norfolk, Virginia.
Kar araçlarını sancak taraftaki
hangara alın!
Üstçavuş Spurling, üstçavuş Lewis.
Saat 1'de avara edeceğiz.
Elimizi çabuk tutalım olur mu?
Evet, Deniz Kuvvetleri Dağcılık
Birimini gayet iyi biliyorum ama...
...daha önce bir köpeğin bir muhribe
bindiğini hiç duymamıştım.
Bu öyle sıradan bir köpek değil.
Adı amiral Halsey.
Tam bir görev adamıdır.
Öyle mi?
Gemi komutanı da öyledir.
Hemen şuraya koyabilirsiniz.
Dikkatli ol.
Bunlar çok hassas malzemeler.
Yeni misafirim sizsiniz sanırım.
Ben gemi komutanı Chandler.
Rachel Scott.
Helikopter hangarınızı işgal
ettiğimiz için üzgünüm ama...
...laboratuarımızı kurabilmemiz için
yeterli tek alan orasıydı.
Gemide 217 personelim var.
Endişe etmem gereken bir durum var mı?
Bunu mu diyorsunuz?
Bunlar sadece çalıştığımız malzemelere
mikrop bulaştırmamak için.
Aklınıza başka bir şey gelmesin.
Tam olarak ne üzerinde çalışacaksınız?
- Kuşlar.
- Kuşlar mı?
Biz viroloji uzmanıyız.
Ulaşılması zor olan bölgelerdeki karmaşık
mikropları araştırıyoruz.
Sıkıcı bir iş aslında.
Desteğiniz için gerçekten minnettarız
komutan Chandler.
Her zaman hizmetinizdeyiz.
Gemiye hoş geldiniz doktor.
Dört ay sonra.
Gizli eğitim görevi.
Emkon Aydın-1 yürürlükte.
Transmisyon cihazları devre dışı.
Anlaşıldı.
Platform kırmızı.
Helikopter kızakta. Deniz bağına vuruldu.
Hangara alınıyor.
Çok soğuk be.
Yüzümü hissetmiyorum.
Teğmen Granderson, yüzüm
hâlâ yerinde mi?
Evet efendim. Ancak dudaklarınız
için krem kullanmanız gerekebilir.
Miami'deki o masa başı işini
kabul edecektim.
Çok soğuk.
Komutan köprü üstünde!
İkinci Komutan Slattery.
Bakalım o buz tutan kıçını Norfolk'a geri
götürebilecek miyiz.
- Savaş harekat Merkezi, köprü üstü.
- Savaş Harekat merkezi, devam edin.
Helikopter az önce son atış
talimimiz için hedefi suya bıraktı.
Hedef 1,5 metre uzunluğunda,
60 santim genişliğinde.
Su buzlu olduğundan herhangi bir
ısı izi yok.
Hedefi bulup yok edelim.
Hedef araması başladı.
Bölgesel tarama başladı.
Hedef 205 kerterizinde.
- Hedef bulundu.
- Hedefin yeri tespit edildi.
Hedef kodu 0845, anlaşıldı.
Atış kontrol, hedef numarası 0845.
Füze atışa hazır.
- Füze ateşlendi.
- 220 kerterizi.
8 mil mesafede.
Patlama anı...
- İşte bu.
- Hedef imha edildi.
İyi günler Nathan James gemisi.
Konuşan komutan.
Dünyanın en kuzey ucunda geçen
4 zorlu ayın sonunda...
...az önce son sınavımızı da
vermiş bulunuyoruz.
Görevi başarıyla bitirdiğinizi
söylemekten gurur duyuyorum.
Bugün Pentagon'dan transmisyon
yasağını kaldırıp...
...telefon ve e-mail kullanımı için
müsaade isteyeceğim.
Hepinizi tek tek tebrik ediyorum.
Başarınızın tadını çıkartın,
eve dönüyoruz.
Hava sıcaklığı eksi 50 dereceye düşecek.
Gidip alın şunları.
Anlaşıldı efendim.
Doktor Scott, cevap verin.
Doktor Scott, duyuyor musunuz?
Cevap verin.
Doktor Scott, cevap verin.
Yok artık daha neler.
Çok yaklaştık. Tüplere bir şey...
...bulaşmadığından emin olmalıyız.
Daha fazla numune almalıyız.
Önemli değil Rachel.
Yarın yine geliriz.
Size ulaşmaya çalışıyorduk
hanımefendi.
Komutan gemiye geri dönmenizi istiyor.
Komutanınıza hazır olduğumda
döneceğimi söyleyin.
Bu bir davet değildi hanımefendi.
Hemen gidiyoruz.
Komutanın emri.
İniş kontrolleri tamam.
İniş takımları hazır.
6 metre.
3 metre.
İniş tamamlandı.
Takım kendini toparladı.
Sağlam bir geri dönüş yapabiliriz.
Chicago Cubs'un hâlâ şansı olduğunu
düşünmüyorsun herhalde?
Beyzboldaki en zayıf bölgede oynuyoruz.
Ayrıldığımızda önümüzde daha
altı maç daha vardı.
Haziran ayından bahsediyorsun.
Ayrıca takım da Chicago Cubs.
Komutan Chandler. Beni işimden
alıkoymaya hakkınız yok.
- Ben gidip şeyi bir kontrol edeyim...
- Tamam.
Bu adamların görevi bana destek olmak.
Onlara beni zorla getirmelerini
emredemezsiniz.
Bu adamlar Amerikan Deniz Kuvvetleri
askerleri ve doğrudan benden emir alırlar.
İşimi bitirip hazır olduğumda bunu haber
veririm. Buradaki işim çok önemli ve...
...sonunda aradığım şeyi de bulmuştum.
- Doktor!
Öncelikle konuşma için teşekkürler.
Sanırım Norfolk'tan ayrıldığımızdan
beri ilk kez 3 kelimeden fazla konuştunuz.
Sizi çaya davet edemediğim için
kusura bakmayın.
Biliyor musunuz, Haziran'da Virginia'dayken
tarzınız çok sevimli geliyordu.
Ama - 50 derece sıcaklıkta, hiçbirimizin
4 aydır ailesiyle konuşmadığı bir ortamda...
...hiç de öyle gelmiyor.
Sevimli olmak önceliklerim
arasında de...
Sözüm bitmedi.
Size fazlasıyla iyi niyetli bir
ev sahipliği sunduğumu düşünüyorum.
Ördeklerinizin peşinde koşabilesiniz
diye sizi ve asistanınızı...
...taksi gibi bir adadan bir adaya taşıdık.
- Kutup kırlangıcı.
- Eşyalarınızı toplayın.
Görevimiz sona erdi ve eve dönüyoruz.
Çay hakkımı da daha sonra kullanırım.
Benzo, al meyve ye.
Hadi ama bay Chung, Kuzey Kutbunda
bu son gecemiz.
Anladık büyük planların var da...
...biraz olsun kafanı şu kitaptan
kaldıramıyor musun yani?
Hayır.
Peki.
- Teğmen.
- Teğmen.
Danny, dur.
Yapma.
Neyi yapmayayım?
Bu gülümsemenin bendeki
etkisini biliyorsun.
Savaşta ve aşkta her yol mubahtır.
Kara...
Yakında eve döneceğiz zaten.
Alo, duyuyor musunuz?
Cevap verin.
Hayır bekleyemem.
Ben doktor Rachel Scott.
Hemen Ulusal Güvenlik Danışmanı
ile görüşmem gerek.
Anlamıyorsunuz.
Görevime engel olunuyor.
Numune toplamak için daha fazla
zamana ihtiyacım var.
Sesiniz az anlaşılır.
Tekrar ediyorum.
Görevler tamamlandı. Eve
dönmeye hazırız, tamam.
Olumsuz komutan.
Görev süreniz uzatıldı.
Tamam.
Uzatıldı mı?
Neden?
Müteakip emirleri alana kadar transmisyon
yasağını ve mevkiinizi koruyun.
Muhabere kesildi efendim.
Ek görev süreci.
İkinci gün...
Bu kadın ne işler çeviriyor böyle?
Quincy...
Sanırım bulduk.
Af edersin dostum, uyandırdım mı?
Doktor uzakta beklememi söyledi.
Amiral kuşları korkutuyormuş.
- Köpek mi korkutuyormuş yoksa
senin horlaman mı? - Neyse işte.
Dostum, günler önce buradan
gitmemiz gerekiyordu.
Bu da ne...
35 derece 05 dakika Kuzey, 57 derece
Doğu koordinatlarında hava temasları.
Komutanım, 24 mil mesafede
90 mil hızla yaklaşmakta olan...
...beş hava aracı var.
Bunlar bizden değil dostum.
Evet değil.
Bunlar Rus.
Hadi!
Quincy, numuneleri korumamız gerek.
- Yardım et!
- Kutuyu bırak! Gidelim!
Rachel, kutuyu bırak.
Koş hadi, gidelim!
Yürü hadi!
Quincy!
Aşağı atladılar.
- Savaş yerleri anonsu yap. - Personel
savaş yerlerine, Personel savaş yerlerine.
Bölümler savaş yerlerini alsın.
Üst güverte ve baş tarafa
intikaller için sancak taraf...
...alt güverte ve kıç için iskele taraf
kullanılacak. Bilinmeyen hava araçları...
Savaş Harekat Merkezi, yeni
hava teması.
015 kerterizinde 36 bin yarda.
Mesafe kapanıyor.
Savaş Harekat Merkezi savaş
yerlerini aldı, tam.
Uçaksavarlar hazır olsun. Yakın hava
savunma sistemini otomatik moda alın.
Ateş için emir bekleyin.
Bunu canlı götürüyoruz.
Tüm makineler tam yol ileri.
İskele alabanda..
Makineler tam yol ileri. Anlaşıldı.
Burası Amerika Birleşik Devletleri
Savaş Gemisi.
Kendiniz tanıtın ve rotanızı
değiştirin.
Aksi takdirde düşman tehdidi olarak
değerlendirileceksiniz, tamam.
Yaklaşan bir füze gibi değerlendirin.
Chaff atılması tavsiye olunur.
Tutun, tutun, tutun!
Tüm personel, tutun, tutun, tutun!
İndirin şunları.
12.7 milimetre uçaksavarları kullanın.
Su üstü, Savaş Harekat Merkezi,
hedef kodu 5024.
Su üstü, anlaşıldı. Baş top,
hedef kodu 5024.
Baş top, anlaşıldı.
İyi misiniz?
- İyiyiz!
- Hadi.
- Doktor Scott nerede?
- Yaralanmış.
Doktor iki numaralı hangarda
ilgileniyor.
Kimsiniz siz?
Ne istiyorsunuz?
Cevap ver!
Ne diyor?
Tedavi.
Tedaviyi istiyorlarmış.
Çeviri: *** - Cihan KARAKAŞ.
İyi seyirler...
- Tüm personel gemide.
- Ruslarla savaşa mı girdik?
Bana Donanma Komutanlığını bağlayın.
Cevap vermezlerse Genel Kurmayı arayın.
Onlar da bakmazsa Savuna
bakanlığını deneyin.
- Transmisyon yasağı var.
- Artık yok.
İyiyim dedim ya.
Çabuk olun lütfen.
Quincy nerede?
Numunelerimi istiyorum.
Burada neler olduğunu söylemeden
numunelerin yüzünü göremeyeceksin.
- Bana emir verme yetkiniz yok.
- Herkes dışarı!
O çantayı hemen bana
vermeniz gerekiyor.
Az önce Rusya ile savaşa
girmiş olabiliriz ve...
...bariz şekilde senin peşindeydiler.
Bu kadar yalan yeter.
Bana tedaviden bahset.
Ulusal Güvenlik ile konuşmadan...
- ...hiçbir şey söyleyemem.
- Yemin ediyorum bu çantayı denize atarım!
Cevap ver bana!
Bilmek mi istiyorsunuz?
Yedi ay önce Kahire'nin dışındaki
bir köyde bir salgın başladı.
Kaynağı bilinmeyen bir virüs.
Genetik yapısı daha önce hiç
rastlanılmayan türde.
Tüm köye yayıldı ve virüs bulaşan
herkes öldü.
Mısır hükümeti salgının kontrol altına
alındığını söyledi ama alınmadı.
Tam tersine virüs mutasyona
uğrayıp yayılmaya devam etti.
Salgın Kontrol Merkezi ve Dünya
Sağlık Örgütü bir aşı üretebilmek için...
...kurbanlardan numune alınmasına
karar verdi.
Ama hiçbiri işe yaramadı.
Benim teorim, virüsün ilk halini
burada, kutuplarda bulabileceğimizdi.
Kuşlarda.
Onlar sadece taşıyıcı.
Virüsü eriyen toprak parçalarından
kapıyorlar.
Sonunda beslenme yerlerini bulduk.
Yani bu şeyi durdurabilmek için
gerekli şeyler elinde öyle mi?
Laboratuarda incelemeden
bunu söyleyemem.
Zamanımız tükeniyor.
Virüs dünyaya kimsenin tahmin
etmediği bir hızla yayılmaya devam ediyor.
Bunu nereden bilebilirsin ki?
Norfolk'tan ayrıldığımızdan beri
transmisyon yasağı uyguluyoruz.
Kendi uydu telefonum var.
Emkon yürürlükteydi. Kimsenin yerimizi
öğrenmemesi gerekiyordu.
Emkon, benim görevimi korumak
için yürürlükteydi.
Seninkini değil.
Emirler Beyaz Saray'dan geldi.
Ne olursa olsun Rusları üzerimize
sen getirdin.
Tüm personelimi tehlikeye attın!
Ülkedeki laboratuarlar ile iletişimde
kalmam ve onları...
...gelişmelerden haberdar etmem
emredilmişti.
Sanırım neden bahsettiğimizi hâlâ
tam olarak anlayamadınız.
Anlat o halde.
Norfolk'tan ayrılırken virüs
ikinci evresindeydi.
Sadece Asya ve Afrika'nın bazı
küçük bölgelerinde görülüyordu.
Şu an altıncı evredeyiz.
Tüm dünyaya yayıldı.
Dünya nüfusunun %80'i virüsü kaptı.
Dünya hasta komutan Chandler.
Çok hasta.
Bütün dünya can çekişirken onu
kurtarmak için iki kişi...
...gönderdiklerini mi söylüyorsun yani?
Hükümeti beni göndermeye ikna etmek
bile haftalar aldı.
Meslektaşlarımın çoğu
delirdiğimi düşünüyor.
Delirdin mi peki?
Size söyledim...
O çantadaki şey...
...bizim tek umudumuz olabilir.
Komutanım, Birleşik Devletler Başkanı
görüntülü görüşme için sizi bekliyor.
Bu şekilde öğrenmek zorunda
kaldığınız için üzgünüm.
Şimdi numunelerimi alabilir miyim?
Başkan bağlanıyor...
Günaydın komutan.
Efendim?
Biliyorum. Son gördüğünde ben
Beyaz Saray sözcüsüydüm.
Başkan iki ay önce öldü.
Başkan yardımcısı da ondan
iki hafta sonra.
Hükümetten geriye kalan herkes
Beyaz Saray'ın 600 metre altında...
...ve iletişim kabiliyeti giderek
kötüleşiyor.
Bu yüzden bir an önce...
...doktor Scott'un aşı için gerekli olan
şeyleri bulup bulmadığını bilmek istiyoruz.
Öyle olduğunu düşünüyor efendim.
Size Kuzey Carolina'daki güvenli
bir biyoloji laboratuarının...
...koordinatlarını gönderiyoruz.
Efendim, az önce Ruslar tarafından
yapılan bir saldırıya maruz kaldık.
Rusya'nın artık resmi bir hükümeti yok.
Öğrendiğimize göre, ayrılıkçı bir grup
yönetimi devralmış.
Olayla ilgili gerçekleri ortaya
çıkarmaya çalışıyoruz.
Efendim, ailelerimizin iyi olup
olmadığını nasıl...
Keşke buna cevap verebilseydim komutan.
Nüfusumuzun çoğu, silahlı kuvvetler
personeli de dahil, ölmek üzere ya da öldü.
Hiçbir müttefikimiz yok.
Düşmanımız da yok.
Sadece bir dünya dolusu hasta
ve çaresiz insan var.
Geminiz son birkaç aydır sıcak
bölgenin dışında kalacak kadar şanslıydı.
Eğer doktor Scott tedaviyi
geliştirebilirse...
...vakit geçirmeden eve
dönmeniz gerekecek.
Tedarik zinciri tamamen durmuş durumda.
Yiyecek stokları tükeniyor.
Hastaneler...
Çin hükümeti virüsün yayılmasını
engellemek için...
...kendi halkının üzerine bomba
yağdırıyor.
Tahminlere göre dünya nüfusunun yarısı
öldü ya da ölmek üzere.
İddialara göre Amerikan hükümeti
virüs için bir aşı geliştirmeye çalışıyor.
Tüm kamu hizmetleri tamamen
durmuş durumda.
Bir çok şehirde elektrik şebekeleri
çöktü...
...ve iletişim kanalları neredeyse
kapanmış durumda.
İnsanlar "Hükümet nerede?"
sorusunu soruyor.
Virüsün bir tedavisi ya da aşısı yok.
- Yani bütün bu silah denemeleri falan...
- Tamamen uydurmaymış.
Emkon Aydın yürürlükte olduğu için de...
...dünyada neler olup bittiğinden
haberimiz olmadı.
Fransa sahilinde insansız bir
akaryakıt istasyonu var.
İktisadi sürat kullanırsak oraya
ulaşabiliriz.
Atlantik'i geçecek kadar yakıtları
olduğunu nereden biliyoruz?
Bilmiyoruz.
Personele ne anlatacağız?
Gerçekleri.
Her şeyi anlatacağız.
Komutanım?
Personel hazır.
Tüm personel, dikkat!
Evden haberler var.
Bu çevrimdeki tüm istasyonlar...
Burası Nathan James. 1, 2 ve
3. kanallardan...
...kör gönderme yapıyorum, tamam.
Sesimi duyan var mı?
Sinyal alınmıyor...
Genel sistem arıza nedeniyle aradığınız
numaraya ulaşılamıyor.
Bu mesajdaki bilgi güncellenmeyecektir.
Baba!
Bu kadar uzun süre sesini
duyamayacağıma inanamıyorum.
Seni özleyeceğiz baba.
Komutan köprü üstünde.
Efendim, Avrupa kıyılarına
50 mil uzaklıktayız...
...ancak hâlâ Fransa Deniz Kuvvetleri
ile irtibatımız yok.
Ek vardiya personeli ve silahlar
hazır durumda.
Evine ulaşabildin mi?
Hayır efendim.
Birilerine ulaşabilen sadece 4 kişi var.
Onlarda da haberler iyi değil.
Fransa'daki son liman ziyaretimizde...
...kız arkadaşıma geri gelip birlikte
Paris'i gezeceğimize söz vermiştim.
O kadar şey içinde düşünüp durduğum
tek şey bu.
Senin için önemli olan şey o demek ki.
İkinci komutan köprü üstünde.
Eve ulaştım.
Oğlum ölmüş.
Tanrım, Mike.
Christine şimdilik Deer Park'ta
güvenli bir bölgedeymiş.
Kızlar da yanındaymış.
- Sen gidip biraz dinlen. Ben burayı
hallederim. - Hayır, hayır.
Gitsem de kamaramda duvarları
izleyip duracağım.
Olmam gereken yer burası.
Efendim, atış emri verildi.
Bütün kanallardan duyulabiliyor
ancak ses bozuk.
Emir doğrulanamıyor.
- Teğmen? - Atış emri doğrulandı efendim
ama hedef belirsiz.
Güdümlü mermi, güdümlü mermi!
Üzerimize hızla yaklaşıyor.
4 Tomahawk füzesi hazır olsun. Hedefin
yerinin tespiti için beklemede kalın.
Bu koordinatlardan bir şey
anlaşılmıyor.
- Komuta kontrolden cevap gelmedi.
- Atış kontrol, anlaşıldı.
4 Tomahawk füzesini fırlatma
rampasında hazır bekletin.
- Füzenin hedefi belirlendi mi?
- İzini takip ediyoruz.
Füze, Kuzey Atlantik'te bir su üstü
gemisinden ateşlenmiş.
Balistik füze saatte 9.700 mil
süratle üzerimize geliyor.
Tehdit tanımlandı.
Bu bir nükleer füze.
Durdurma şansımız yok.
Muhtemel hasar için hazır olun.
Geminin sızdırmazlığını sağlayın.
Nükleer patlama için hazırlıklı olun.
Talim değildir.
Efendim, füze üzerimizden geçip
gitti. Karaya doğru ilerliyor.
Patlama anına 12 saniye.
Köprü üstü personeli, gözlerinizi koruyun.
Tanrım, yardım et.
Tevzi panosu ve jeneratörlerin
durumunu bildirin.
- Kimsin?
- Chung, efendim.
- Yaralanan var mı?
- Yok efendim.
Makinelerin durumu ne?
Efendim, bombanın yarattığı elektromanyetik
dalga jeneratörleri durdurdu.
Makineler çalışmıyor.
Ana tahrik sistemi devre dışı.
Acil aydınlatmalar akülerden
besleniyor.
Komutanım!
Gemi kıdemli astsubayı, sen misin?
Muhabere subayı telsizlerin
çöktüğünü söylüyor.
Hiçbir şekilde mesaj alıp gönderemiyoruz.
Gemiyi patlama bölgesinden
uzaklaştırmamız gerekiyor.
Teğmen, makineleri yeniden
çalışır hale getirmemiz gerek.
Emredersiniz efendim.
Sıcaklık kaç derecede?
5 derece.
Negatif basıncı da kaybettik.
Lanet olsun.
Her şeyi kaybedeceğiz.
Buzu ver.
Sigortalar tamam.
3, 4 v 5 numaralı valfları açın.
Yardımcı makinelerin valflarını kapatın
ve acil hava alışlarını açın.
Acil çalıştırma kolu hazır.
Pekâlâ. Şu makineyi manuel
olarak çalıştıralım bakalım.
Efendim, sadece tek bir sigortamız kaldı.
Bombanın yarattığı rüzgar her şeyi
kuzey-kuzeybatı istikametine itiyor.
Birazdan üzerimize boşalacak
olan bir radyasyon bulutu var.
Ver şunu bana.
- Efendim, yerinde durmaz.
- Duracak.
- Komutanım, bırakın bunu
başkası yapsın. - Çevirin!
- Elinizi çekin oradan
- Beni duydunuz.
- Komutanım yapmayın.
- Çevirin dedim!
Çok iyiydi komutanım.
Çok iyiydi.
Tüm makineler tam yol ileri.
İskele alabanda.
270 rotasında viya.
Yakıt yüzdemiz nedir?
%11 efendim.
En iktisadi şartlarda bile en fazla
6 saat sonra yakıtımız bitecek.
Su üstü radarında temas var mı?
Hayır efendim.
Radar menzili 30 milde.
- Radardaki şu gölge ne?
- Menzil skalasını küçült.
Gemiye benziyor.
Kesişme rotasını hesaplayın.
İşaretlere bakılırsa İtalyan gemisi.
Muhabere devresi çalışıyor mu?
Sanırım çalışıyor efendim.
48 derece Kuzey, 15 derece batı
koordinatlarındaki gemi.
Burası Birleşik Devletler savaş gemisi
151, sancak tarafınızdayım.
Kendinizi tanıtın, tamam.
Smith, Rowler, Benz, Green,
siz erzaklara bakın.
Gemi kıdemli astsubayı, siz Chung'a
yakıt transferi için yardımcı olun.
Alabildiğimiz kadar yiyecek ve yakıtı
alıp çıkacağız.
Yürüyün.
Gemide virüs bulunması ihtimaline
karşı şunu unutmayın...
Virüs solunum yolu ile yayılabiliyor
ve aşırı derecede bulaşıcı.
Yeni ölmüş bir ceset dahi olsa
durum değişmez.
Başlıklarınız sürekli takılı olsun.
Bunun için eğitildiniz.
Yapabilirsiniz.
Teğmen, adamları mutfağa gönder.
Alabildiğiniz kadar çok yiyecek
ve erzak alın.
Ambarlara biz bakarız.
Benzo ile ben sancak tarafı alıyoruz.
Oradan aşhaneye geçeriz.
Kıdemli astsubayım, yakıt devresini
çekip yakıtı basın.
Yakıt devresi için el incesi atıyorum.
Hortumu gönderiyoruz.
Asılın.
Makine bölümü, çağrı yapan köprü üstü.
Devreyi bağlayın.
Devre hazır!
Yakıtı basın!
Gemi tamamen tarandı.
Kimse hayatta değil Komutanım, tamam.
Yardım edin...
Yardım edin.
Doktor Scott!
Yardım edin.
Yardım edin.
Yardım istiyor.
Ona yardımı olacak tek şey morfin.
Bırak kendini.
Bırak.
Siktir!
Frankie!
Lanet olsun!
Maskeni tak!
Hayır, kırıldı!
Hassiktir.
Frankie.
Frankie!
Sakin ol.
Kalk hadi!
Git hadi dostum.
Git hadi!
Kıdemli astsubayım,
yakıt tükenmek üzere.
Makine bölümü, çağrı yapan köprü üstü.
Devreyi sökün.
Emredersiniz efendim.
İşimiz bitti bay Chung.
- Gidelim artık.
- Emredersiniz efendim.
- İyi olacaksın!
- Git buradan!
- Yiyecekleri al ve siktir olup
git buradan. - Hayır!
- Seni bırakmayacağım Frankie!
- Ben artık ölüyüm.
Gidin buradan.
Hayır dostum seni bırakmayacağım.
Sen söyle.
Virüs bulaşmış.
Elbisesini giydirip gemide
karantinaya alırız.
Bu riske giremezsiniz efendim.
Görev her şeyden önce gelir.
Bu adamlar gibi ölmeye de
hiç niyetim yok.
Ver o silahı bana asker.
Frankie, sakın bir aptallık yapma.
Sana doğrudan bir emir veriyorum!
İndir o silahı!
Frankie, yapma!
Yüce Tanrım, tarih öncesinde denizlerdeki
kaosu tek bir sözün ile dindirdin.
Azgın sel sularını sakinleştirdin.
Taberiyye gölündeki fırtınayı dindirdin.
Kardeşimiz Franklin Edward Benz'i
denizlere teslim ederken...
...Franklin ve sana inanan herkese...
...vaftiz gününde ile vaat edilen
yeni hayatın...
...şerefine ulaşacağı güne kadar
huzur ve sükunet ver.
Amen.
Sola dön!
Selam dur!
Hazır ol!
Nişan al!
Ateş!
Ateş!
Hazır.
Ateş!
Bu insanların kaderi benim elimde.
Ben ise kendimi kaybetmiş durumdayım.
Hepimiz öyleyiz.
Sen hariç.
Bunların olacağını biliyordun.
Bu kadar hızlı yayılacağını
düşünmemiştim.
Ama şimdi bunu sebebini biliyorum.
İtalyan mürettebattan aldığımız
numuneler ile ayrılmadan önce...
...aldığımız numuneleri karşılaştırdım.
Virüsün artık fazladan bir geni var.
Sadece bir insanın müdahalesi ile
eklenebilecek türden bir gen.
Yani birileri bunu bilerek yaptı.
Olabilir.
Ya da bir şekilde laboratuardan
dışarı sızdı.
Ama sanırım nasıl durduracağımı biliyorum.
Virüsün şu an tek yaptığı şey çoğalmak.
Değiştirilmiş genetiği sayesinde bunu
yapıyor. Kontrolsüz durumda.
Bu durumda artık mutasyon
ihtiyacı kalmamış oluyor.
Bu da virüsü stabilize edip aşı ile yok
edilmesini daha kolay hale getirir.
O halde neden kimse hâlâ bunu yapmadı?
Çünkü kimsenin elinde virüsün ilk hali yok.
Bizde var.
Gelen mesaj...
Köprü üstü, ben muhabere subayı.
Komutanı bağlayın.
Efendim. Muhabere devresi
çalışmaya başladı.
Bu mesaj geldi.
- Başkandan gelmiş.
- Bu mesaj 5 gün öncesine ait.
Evet efendim, muhabere devreleri
çöktüğünde gönderilmiş.
Bu emirleri doğrulamamız gerek.
Pentagon'u bağlayın bana.
Efendim denedim ama cevap
veren olmadı.
Ben laboratuara ulaşmaya çalışacağım.
Sen başkanlık sığınağını ara.
Kuzey Carolina güvenli değilmiş.
Başkan rotamızı Mayport'a
çevirmemizi istiyor.
Jacksonville'de güvenli olduğu
söylenen bir laboratuar vardı.
Laboratuardan ya da Pentagon'dan
cevap veren yok.
Efendim.
Sığınaktan da cevap yok.
Belki sinyalimiz ulaşmıyordur.
Vericileri kontrol ettik mi?
Sorun bu değil.
Telefonları çalıyor.
Efendim, bir mesaj daha geliyor.
Başkanın mesajı ile aynı
zamanda gönderilmiş.
Çok daha büyük boyutlu
bir dosyaya benziyor.
- Bir görüntü dosyası efendim.
- Oynat.
Tom.
Babanın kulübesindeyiz.
Bu mesajı Pentagon'daki bağlantılarını
kullanarak...
...sana ulaştırabileceğini düşünüyor.
Bunu ne zaman göreceğin ya da nerede
olduğun konusunda hiçbir fikrim yok.
Hepimiz iyiyiz.
Vakit geç olmadan kaçmayı
başardık ve...
...birkaç aydır da burada kalıyoruz.
Bir süredir kız kardeşin ve erkek
kardeşinden haber alamıyoruz.
Kız kardeşim...
Kız kardeşim öldü.
Ama biz iyiyiz hayatım.
Gerçekten iyiyiz.
Umarım sen de iyisindir.
Çocuklar!
Gelin buraya.
Babanız için kaydediyoruz.
Gelin hadi.
Merhaba deyin.
Baba neredesin?
Seni çok özledik.
Seni seviyoruz baba.
İmkânın varsa buraya gel.
Seni çok seviyoruz.
Pekâlâ...
Kapatalım hadi.
Amerika sahilleri.
Mayport Deniz Üssü, Florida...
Selam.
Döndüğümüzde nasıl bir yer
bulacağız hiç bilmiyorum.
100 mil çapındaki bölgede
radyasyon tespit edilmedi efendim.
Amerika'ya nükleer bomba atıldıysa
burayı etkilememiş.
Eve döndük.
Aşıyı üretmek için ihtiyacın olan
şeylere sahip olduğunu söyledin.
Mecbur kalırsan aşıyı gemide
üretebilir misin?
Laboratuarın donanımı bunun için
yeterli değil.
Burası sadece veri toplamak için yapıldı.
Mecbur kalırsan yapabilir misin?
Öncü birlik bölgeye yayılarak alanı
arkadan gelecek grup için güvenliğe alacak.
Umarım destek bulabiliriz.
Her şey için hazırlıklı olmamız gerek.
Herkes koruyucu elbisesini yanına alsın.
Kimse bizi hedef almadığı sürece biz de
hiç kimseyi hedef almayacağız.
Adamlarınızı hazırlayın ve
emirleri bekleyin.
Dağılabilirsiniz.
Başkan hâlâ cevap vermiyor.
Mayport'tan ve laboratuardan da haber yok.
FM radyo sinyali bile alamıyoruz.
Jeneratörler çökerse her şey
çökmüş demektir.
Karaya ayak bastığımızda ayrıntıları
öğreniriz.
Mike, eve gitmiyoruz.
Neden bahsediyorsunuz?
Laboratuar denizden 200 mil uzaklıkta.
Haberlerde olanları gördün.
Gerekirse yolda çatışmaya gireriz.
Peki sonra ne olacak?
Jeneratörlerin birkaç hafta içinde
yakıtı bitecek.
Belki de siviller gelip daha kısa
sürede bitmesine sebep olacak.
Çok fazla değişken var.
Ne yapacağız peki?
Gemide mi kalacağız?
- Doktor Scott elinde yeterli ekipmanın
olduğunu söyledi. - Doktor Scott mu?
Amerika Birleşik Devletleri başkanının
emirleri var elimizde.
5 gün önce verilen emirler.
Emir komuta zincirinin olmadığı yerde...
...görevi nasıl yapacağımıza da
ben karar veririm.
Peki ne kadar süre yetecek kadar
yiyeceğimiz var? Bir hafta?
Ne kadar yakıtımız kaldı?
İhtiyacımız olan şeyleri buluruz.
- Denizde ölüp gideceğiz.
- Hayır, ölmeyeceğiz.
Tom, yapmak istediğin şeye
saygı duyuyorum.
Ama işe yaramayacak.
İnsanlar evlerine gitmek istiyor
Peki 216 personel için sadece
80 koruyucu elbise varken...
...kim evine nasıl gidecekmiş acaba?
Kura çekeriz.
Böyle bir şeyi aklıma bile getiremem Mike.
En azından insanların evlerine
dönüp ailelerine...
...veda etme şansı olur.
Bu gemideki hiç kimsenin
vazgeçmesine izin vermeyeceğim.
Buna sen karar veremezsin.
Tanrı'yı oynamaya lüzum yok.
Ben hâlâ bu geminin komutanıyım!
Görevimizin ne olduğunu söyledim.
Doğru olanı yapacağını umuyorum.
Komutan köprü üstünde.
İskele alabanda.
Tüm makineler tam yol ileri.
Komutanım?
İskele alabanda.
Tüm makineler tam yol ileri.
Anlaşıldı.
İskele alabanda.
Tüm makineler tam yol ileri.
İskele alabanda. Tüm makineler
tam yol ileri. Anlaşıldı.
Konuşan komutan.
Ülkeyle hiçbir irtibatımız yok.
Ve artık Amerikan hükümeti diye...
...bir şey olmadığına inanmak için
yeterli sebebim var.
Dönme hayalleri kurduğumuz ülke
artık hayatta değil.
Dört ay önce bu kıyıları...
...birer Amerikan Deniz Kuvvetleri
personeli olarak terk ettik.
Ama artık bundan çok daha fazlasıyız.
Artık görevimizi tüm dünya için yapıyoruz.
Şu an bu gemide...
...geleceğimiz, ailelerimiz ve...
...tüm insanlık için bir umut var.
Çünkü helikopter hangarındaki
laboratuarda...
...tedavi için gereken şeyler var.
Burası bilim adamlarımızın işini
yapmaları için...
...dünya üzerindeki en güvenli yer.
216 Amerikalı denizcinin koruduğu
3 milyar dolarlık bir gemi.
Görevimiz çok basit.
O tedaviyi bulana kadar denizde
kalabilmek için ne gerekiyorsa yapacağız.
Guantanamo körfezinin dışında
insansız bir erzak ve yakıt istasyonu var.
Şu anki istikametimiz orası.
Şimdiden birçok şey kaybettik.
Ancak sizler şimdiye kadar çalıştığım
en dayanıklı ve en cesur mürettebatsınız.
Bunun üstesinden birlikte geleceğiz...
...ve ayakta kalacağız.
Şimdi herkes görevinin başına.
Köprü üstü dikkat!
Teğmen Granderson.
Komutanı selamlamak için müsaade.
Müsaade verildi.
Dikkat, selam dur!
Kutup tilkisi, çağrı yapan martı.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Gemi Amerika'da durmadı.
Başka bir yere gidiyoruz.
Çeviri: *** - Cihan KARAKAŞ.
twitter.com/leper12