Tip:
Highlight text to annotate it
X
Menü ister misin?
İyi misin?
Yiyecek bir şeyler ister misin?
Çok iyi sebze çorbamız var.
- Bir çorba yap.
- Soğan?
Hayır, sebzeli.
Kimse soğanlı yemiyor.
Bir de Marty'yi ara.
Marty mi?
Neden?
Burada bir kadın var
ve sanırım başı dertte.
Yardıma ihtiyacı olabilir.
Buyur.
Teşekkürler.
Bu krakerleri çok severdim.
Çocukken annem bana kızardı hep...
...çünkü ne zaman yemeye kalksam,
yemekten önce...
...en az 3 kutu yerdim.
Tıkanırdım tabii.
Orana ne oldu?
Üstüme vazife değil tabii.
İstersen seni yalnız bırakayım.
Hatırlamaya çalışıyorum.
- Thurber'daydım.
- Selam, Marty.
Ben bir kola alayım.
Nasılsınız bu gece?
Civarda mı oturuyorsunuz?
Ben burada oturuyorum.
Sizi hiç görmemiştim.
Boston'da doğduğumu biliyorum.
Öyle mi?
Orada mı doğdunuz?
Peki, nerede oturuyorsunuz?
Eviniz nerede?
Hatırlamıyorum.
Onlar...
Onlar bir şeyler yaptı.
Kim yaptı?
Bilm...
Bilmiyorum.
Onlar...
- Bana kırmızı ilaç verdiler.
- Öyle mi?
Ne ilacıydı peki o?
Söylemediler.
Peki.
Sorun değil.
Bir tane de mavi.
Mavi de vardı.
Aklımı karıştırdılar.
Canımı yaktılar
ve...
Bayan, benimle gelseniz iyi olacak.
- Hayır.
- Size yardım edebilirim.
- Olmaz.
- Başınız belaya girmeyecek.
Hayır, kesin şunu.
- Bize anlatmak zorundasınız.
- Kes şunu!
Ben memur Pitts.
5150 durumu var.
Hannah'nın bu gece orada
olduğunu teyit edebilir misiniz?
Ben.
Ben!
Lokantaya acil ambulans gönderin.
Derhal!
Bu da ne böyle?
Neler olu...
Çeviri;
-- Emre Bekman --
Ne oldu?
Bu seni rahatsız etmiyor mu?
Dalga mı geçiyorsun?
O, Pi sayısının 101 hanesini saymadan
uyuyamayan bir adam.
- Buna da şükür.
- Walter!
Vızıldıyor muydum?
- Ses kafamdan geliyor sanıyordum.
- Ama kafandan değildi.
Kusura bakma, Olivia.
Elektriğin vızıldaması gibisi yoktur.
Eşsiz bir tını.
Doğada bir benzeri daha yoktur.
Sen öyle diyorsan.
Evet, ne düşünüyorsun?
Sanırım bugün
sinirlerim alt üst durumda.
Sesinin tonu psikolojik
durumunun kötü olduğunu söylüyor.
En derin noktaların...
Walter, bence sen
vızıldamaya devam et.
Olay yaklaşık 6 saat önce
meydana geldi.
Şu ana kadar tek saptayabildiğimiz
yüksek oranda radyasyon.
Emily Kramer.
Son 2 haftadır ilk kez
dün gece görüldü.
Ailesi tarafından kayıp olarak
rapor edilmişti.
Polis ruhsal bir bunalımda
olduğunu varsaymış.
- Kadının elleri o yüzden kelepçeli.
- Bir kaçak mıymış?
Ailesine göre değil.
Çok mutlu olduğunu söylüyorlar.
Hatta çok istediği...
...bir programa bile kabul edilmiş.
Gariptir ki, Emily'nin vücudunda
saptanan radyasyon miktarı...
...diğerlerinin neredeyse 3 katı.
Yani kaynak o muydu?
Bilmiyoruz.
Dr. Bishop,
bir fikriniz var mı?
Var.
O beyaz kostümlerden alabilir miyim?
Tanrım!
- Kafa yerinde yok.
- Hastaymış.
Bellini Lenfositi'ne benziyor.
Kolunun üstünde ve boynunda
yaralar mevcut.
Neden bahsediyor?
Bellini Lenfositi
otoimmun bir hastalıktır.
Geri döndürülemez. Vücut kendi dokusunu
ve organlarını yok eder.
- Yani ölümcül mü?
- Evet.
Ama bu hastalığa sahip olanların
kafalarını kaybettiğini hiç görmemiştim.
Garip olanı, kadının hastalığında
bir hafifleme varmış sanki.
Hatta iyileşiyormuş.
İslikler ve yaralar
kaybolma aşamasındaymış.
Bunu sorduğuma pişman
olacağım ama...
...dermansız bir hastalığı nasıl
tedavi etmişler?
En ufak bir fikrim yok.
Ama bir keresinde rüyamda
ben de tedavi etmiştim.
Afyon.
Harika bir madde.
Tabii uyandığımda
nasıl yaptığımı hatırlamıyordum.
Uyardığın için sağ ol.
121 derece.
Bu demek oluyor ki
kanamalı tümör.
Sanırım su molekülleri
hep birden tahrik edilmişler.
- Adamın beyni haşlanmış demek istiyor.
- Tıpkı bir ıstakoz gibi.
Bunu ve kafasız olanı
laboratuarıma götürmeliyim.
Walter, eğer hastalığının
tedavisi yoksa nasıl...
Biz de bunu bulacağız zaten.
Bir de onu kimin tedavi ettiğini.
Şu soruyla beraber 3 olacak.
Burada ne oldu?
2 etti.
Öyle mi?
O zaman 3. soru;
Şu soğan çorbasını alabilir miyim.
Çok leziz görünüyor.
Ajan Dunham?
Nadim Patel.
Çok memnun oldum.
Benimle konuşma zahmetine katlandığınız
için çok teşekkür ederim.
Ne demek?
- Emily Kramer hakkında bilginiz
olduğu söylendi. - Ne yazık ki var.
- Emily dün gece ölü bulundu.
- Ne? Nasıl?
Bunu size açıklama yetkim yok.
Beni affedin.
Ben sadece...
Hastalarla bağ kurma.
Bu da bizim mesleğin handikapı.
Ailesi mahvolmuş olmalı.
Başlarına gelen bunca şeyden sonra.
Bu konuda size rahatsızlık
vermek istemezdim ama...
...anladığımıza göre, Emily
iyileşmeye...
...başlayan ölümcül bir
hastalıktan mustaripmiş.
Doğru.
Ne olduğu konusunda bir fikriniz var mı?
Tıbbi olarak yok.
Ona radyasyon tedavisi
uyguladığınız oldu mu?
Radyasyon mu?
Hayır. Neden?
Emily'nin ölümünün ardındaki gerçekler
pek alışılmadık türden.
Ve hastalığının bir şeylere
neden olduğu söylenebilir.
- Eğer yardımı olacaksa dosyalarını
getireyim. - Olur.
Tam da hayatına geri dönecekti.
Benim burada durmam şart mı?
Pens kullanamaz mısın?
Kullanırım tabii.
Ama eşlik etmen hoşuma gidiyor.
Ailece vakit geçiriyoruz.
Bu daha çok domuz derisi
soymaya benziyor da.
- Bu koku ne?
- Sümbül. En sevdiğim 3. çiçek.
Mitolojide yeniden doğumu çağrıştırır...
...ki bu durumda bu çok ironik.
Kadından mı geliyor?
Öyle. Acaba kalıtımsal bir değişime mi
işaret ediyor...
...yoksa sadece
çiçek mi yiyormuş?
- Belki de parfümündendir.
- Nasıl gidiyor?
Olivia, gel buyur.
Çok şey öğrendik.
- Evden kaçtığını sanmıyoruz.
- İp izleri.
Yani rızası olmadan alıkoyulmuş.
Ya da bu tip cinsel fantezileri vardı.
Benimkisi yargılama değil
bilimsel gözlem.
- Bu konudaki bazı anıla...
- Walter, yeter.
- Konuşmanın gidişatı sakat.
- Bir de şu var.
Derialtı enjeksiyon izleri.
Damardan ilaç veriliyormuş.
Onu kaçıran her kimse
ona uyuşturucu mu veriyormuş?
Bu pek değişik bir tür.
Hatta...
...daha önce şahit
olmadığım türden.
Sen iyi misin?
Olmalı mıyım?
Peki, lokantaya nereden gelmiş?
- Kaçmış mı?
- Sanırım, hayır.
Bilimsel deneylerde...
...iki farklı yöntem vardır.
Laboratuar araştırması
ve saha araştırması.
Yani onu bilerek mi saldılar, diyorsun?
Bunu yapanların istedikleri, yaptıkları
şeyin işe yaradığından emin olmaktı.
Yani onun içinde lokantadakileri
ve kendini öldüren bir şey vardı.
Kafasında mı?
Henüz tam bilmiyorum.
Bu bir teori.
Ancak maddeyi belirledikten sonra
anlayabilirim.
- Ya da bunu kim yaptıysa...
- Selam, Charlie.
...deneyini tekrarlamaya çalışıyor.
Yani başka bir kadını kaçırabilirler mi?
Ajan Dunham'ın vücut diline bakarak...
...yeni bir haber aldığını
söyleyebilirim.
Peki.
Diğer kayıp ihbarı
4 saat önce geldi.
Adı Claire Williams.
3 yıl önce Bellini Lenfositi
teşhisi konulmuş.
Bu hastalığı olanları mı
hedef alıyorlar?
Ya öyle ya da çok ilginç bir tesadüf.
Hey, Liv.
Anlıyorum.
Neyi anlıyorsun?
Kadına yapılanlar...
...biliyorsun, bu olayın
bu güne denk gelmesi tesadüf.
Sorun yok.
Ben iyiyim.
Bak. Kutlamak istemediğini
biliyorum ama...
...doğum günün kutlu olsun.
Ken Williams?
Olivia Dunham.
Charlie Francis. FBI.
Claire'i buldunuz mu?
Korkarım henüz yeni bir bilgi yok.
Size birkaç soru sormak zorundayız.
Bu Emily Kramer.
Karınız ile aynı hastalığı taşıyordu.
Onu daha önce gördünüz mü?
Başka bir dava mı?
Ona ne oldu?
Onu tanıyor musunuz, Bay Williams?
Hayır, sanmıyorum.
Lenfosit olan başka
kimseyi tanımıyoruz.
Claire'in hastalığıyla uğraşırken
neler çektiğimizi bilseniz.
Sürekli acı.
Yaraları baş gösterdiğinde
dışarı çıkmamaya başladı.
Lanet hastalık her şeyi
allak bullak etti. Evliliğimizi bile.
Sonra sanki bir mucize oldu.
Mucize mi?
İyileşmeye başladı.
Acıları dindi.
- Hastalığı hafifledi mi?
- 6 hafta kadar önce başladı.
Eski Claire geri gelmişti.
Ama şimdi...
Lütfen karımı bulun.
Benim için onu bulun.
Neler oluyor?
Lütfen bana zarar vermeyin.
Bir önceki deneme amaçlıydı.
Bu seferki önemli.
- Durumu bize uygun mu?
- Çok daha iyisi.
Başlayalım o zaman.
Lokantada ne olduğunu anlamak
için Bay Papaya'yı kullanacağız.
Açılın!
Çok rahatsız edici, çünkü
o meyvelerin en cana yakınıdır.
"Yapışkanıklık" başlıyor.
Bu bilimsel bir terim mi
Bekleyin.
Şov daha bitmedi.
Lokantadaki insanlara da mı
bu oldu yani?
Radyo sinyalleri, Bay Papaya'nın
moleküllerinin çok hızlı bir şekilde...
...titreşmesine sebep olan yüksek
enerjili mikrodalgalar yaydı.
Bu da sürtünmeye ve
ısı oluşmasına neden oldu.
Mikrodalga fırınların
yemekleri pişirdiği gibi.
Ama bizim olayda fırın
Emily Kramer'ın kendisiydi.
Emily neden öldü, peki?
Bu olay canlı dokuda
çok daha tesirlidir.
- İsterseniz içeride birkaç kemirgen
hayvanım var. - Hayır.
Sorun değil.
Eminim hoşunuza gider.
Walter, ısrar etme istersen.
Ben mi bir şey kaçırdım?
Emily nasıl oluyor da
insanları pişirebiliyor?
Kanında radyoaktif izotop
kalıntılarına rastladım.
Strontiyum 90.
Bu mikroskobik kapsüllerin...
...belirli zamanlarda...
...doğru miktarda radyasyon üreterek
hastalığı iyileştirdiğine inanıyorum.
Yani hayatını
kurtaran bu kapsüller miydi?
Uzun zamanlı
kemoterapi gibi düşün.
Ama Emily'nin durumunda...
...tedavi, onu silah olarak kullanılması
için uygun bir aday haline getirmiş.
Kanına enjekte edilen şey...
...bu kapsüllerin aynı anda
infilâk etmesine neden olmuş.
Bir mikrodalga salınımı yaşanmış...
...ve belki de kafasına verilen şey...
...enerjinin kaynağıydı
ve bum.
Emily'nin romatologu Dr. Patel...
- Bu tip izotoplara erişme imkânı
var mıdır? - Bilemiyorum.
Sadece birkaç tedavide kullanılır.
Elde etmek çok zordur.
Neden? Sence Patel'in
bunlarla bir ilgisi mi var?
Bilmiyorum.
Ama kaçırılan kişilerin %83'ü
tanıdıkları tarafından alıkonulmuştur.
Gidip Emily Kramer'in ailesiyle
konuşacağım.
- Seninle geliyorum.
- Peter!
Dışarı çıkıyorsan gelince bana
pamuk helva alsana.
- Pamuk helva.
- Evet.
Mavilerinden olsun,
pembe değil.
Canım acayip çekti.
Sümbüller yüzünden olmalı.
Güzel mavi çiçekler.
Belki senin daha önce
dikkatini çekmiştir ama...
...son zamanlardaki olaylar arasında
rahatsız edici benzerlikler var.
Artık insanlar kobay
olarak daha çok kullanılıyor.
Demek istediğim, eğer
bu "Düzen"in bir parçası ise...
...ya bu insanlara yapılanlar
sadece deneyden ibaret değilse...
Ya birileri bir şeylere hazırlanıyorsa?
Belki daha sonra gelmeliyiz.
Şimdi ya da sonra, Emily Kramer'a
yaptıklarını er geç...
...Claire Williams'a da yapacaklar.
Olivia burası cenaze evi.
Bu insanlar çocuklarının yasını tutuyor.
Hayır.
Bunun için izin belgesi
falan gerekmiyor mu?
Hey, Olivia dur!
Bir taziyeye davetsiz gelmek
yeterince kötü...
...ölmüş bir kızın eşyalarını
yağma etmek...
Somut bir kanıt bulmak
için tek umudumuz bu.
O yüzden lütfen
yardım et bana.
Ne arıyoruz, peki?
Herhangi bir şey,
bağlantı sağlaya...
Ne arıyorsunuz burada?
Kimsiniz siz?
Kızımın odasında ne işiniz var?
Bayan Kramer kaybınız
için çok üzgünüz.
Biz FBI'danız.
FBI mı?
Bugün geldiniz ya?
Bayan Kramer konuşmama izin verin.
Başka bir kızın hayatı tehlikede.
Nasıl yani?
Hangi kızın?
- Adı Claire Williams.
- Claire mi?
Claire'e ne oldu?
Onu tanıyor musunuz?
Bir terapist ona hissettiği acıları
dengesizlikleri...
...bir yere not etmesini söylemişti.
Tedaviye kadar tek yaptığı buydu.
- Tedavi mi?
- Bellini Lenfositi için.
Emily ve Claire'in ikisinde de
aynı hastalık vardı.
Bu sayede tanıştılar.
Burada.
Çok iyi arkadaş oldular.
Neden yalan söylediğinizi
öğrenebilir miyim, Bay Williams?
Emily ile hastanede kan tahlil
sonuçlarını beklerken tanıştık.
O ve Claire konuşmaya başladılar...
...hastalıkları ile ilgili başlarından
geçenleri paylaştılar.
Arkadaş oldular.
Bir akşam yemekte,
laf dönüp dolaşıp...
...sağlık kuruluşlarının bizi nasıl
yüzüstü bıraktığına geldi.
Bu ülkede Bellini hastası
sadece 3.000 kişi var.
Bu, ilaç şirketlerinin
kâr edebilmesi için yeterli değil.
O yüzden hiçbiri tedavi
geliştirmek için bir şey yapmıyor.
Sonra aynı hastalığı taşıyan diğer
hastalarla konuşmaya başladık;
Bir mikrobiyolog,
bir bankacı...
...profesyonel bir atletin annesi.
Sonra hep beraber kendi
fonumuzu oluşturmayı düşündük.
Böylece Claire ve
Emily düzelecekti yani.
Başka şansımız yoktu.
Çaresizdik.
Normal doktorların yanaşmayacağı
radikal tedaviler denedik.
3 ay önce bir tedavi bulduk.
Uzun zamanlı radyoaktif
kapsüller.
Neden yalan söylediğinizi anlamıyorum.
Çünkü sevdiklerimizin
hayatları buna bağlıydı.
Sizin bunu engellemenizi
göze alamazdım.
Claire istemezdi.
Bu, bize hayatımızı
yeniden kazandıracaktı.
Bay Williams, bu tedaviye giren diğer
hastaların isimlerini öğrenmeliyiz.
Bildiklerimi söylerim,
ama hepsini bilmiyorum.
Dr. Nadim Patel'e sormanız gerek.
Emily'nin doktoru?
- Onun olanlardan haberi var mıydı?
- Bize çok yardımı oldu.
Sizde ilacın bir örneği var mı?
Bu benim Bellini ilacım mı?
Ne yaptığını söyle.
Lütfen, bana ne yaptığını söyle.
Hastalığın hakkında
her şeyi biliyoruz, Claire.
Bunun seni iyileştireceğini...
...biliyoruz.
Ama bu...
Bu seni çok özel yapacak.
Nedir bu?
Emily'nin ölümünün ardında alışılmadık
şeyler olduğunu söylediğimde...
...bunları kastetmiştim.
- Anlamıyorum.
Ne olduğunu biliyoruz, Dr. Patel.
Ken Williams her şeyi anlattı.
- Ama başka kim olduğunu bilmiyoruz.
- Bunu yapan ben değilim. Değilim.
- Onlara tek verdiğim şey güncellemeler.
- Onlar kim?
- Onlar kim dedim?
- Intrepus.
- İlaç şirketi mi?
- Bence hemen git.
Neler yapabilecekleri hakkında
en ufak bir bilgin yok.
Bana isim lazım, Dr. Patel.
Dr. Patel?
Dr. Patel.
- Bırak onu. - Yemin ederim,
ben sadece güncellemeleri verdim.
- Dr. Patel hemen atın silahınızı.
- Ben kendi halinde bir doktorum.
İsim mi istiyorsun?
David Esterbrook.
Hayır!
Onu buldum.
David Esterbrook.
Intrepus İlaç Araştırma bölüm şefi.
Dediğine göre, kongrede
güçlü lobi faaliyetleri düzenleyerek...
...Intrepus'un bazı aykırı ar-ge
işleri yapmasına olanak sağlamış.
Aykırı derken?
Doğum öncesi gen terapisi.
İnsan-hayvan çiftleştirme çalışmaları.
Virütik savaş.
Bu tip eğlenceli şeyler.
Şu an Manhattan'da.
Bir insani yardım toplantısında
konuşmacı olacak.
Dinle, Liv.
Doktor doğru bile söylüyorsa...
...Esterbrook'un bu kadınlara
olanlarla bir alakası varsa bile...
...kötü olan ben olacağım ama
itiraf etmeyecektir.
Bunu gözlerinde okumak
istiyorum, Charlie.
Onun yapıp yapmadığını bilmem gerek.
Bay Esterbrook?
Böldüğüm için üzgünüm.
Amanda Bennet, Baxil'den.
Yağcı biri gibi görünmek
istemem ama...
...Yale'den beri sizin çalışmalarınızı
takip ediyorum. 3 lisans...
...Tıbbi nörobiyoloji
dalında doktora...
Ben oda arkadaşımdan kopya çekmesem
Biyokimya'yı geçemezdim bile.
Üzgünüm.
Bu size çok safça
gelebilir.
Hayır, tam tersi.
Bilim ve teknoloji o denli
gelişti ki...
...artık başardıklarımız hayal
gücümüzün sınırlarına değin ulaştı.
Bizi hayal gücünün ötesinde işler
yapmaktan alıkoyan tek şey...
...kanun adamlarının kamu yararı adına
koyduğu ahlakî kısıtlamalar.
Bir de para.
Her zaman çok paraya
ihtiyacımız var.
Sana küçük bir sır vereyim, Amanda.
Mesele para değil.
Mesele kararlılık.
Size karşı tam
anlamıyla dürüst olmadım.
Ben Baxil'de çalışmıyorum.
Ama sizin bir meslektaşınızı tanıyorum.
Dr. Nadim Patel.
- Nadim nasıl son zamanlarda?
- Son zamanlarda mı? Ölü.
- Üzüldüm. - Ölüm anına tanıklık eden
benden daha üzgün olamazsınız.
Kimlik hırsızlığı, federal bir
suçtur, Amanda.
Adam kaçırma ve cinayet de öyle.
Ben Ajan Dunham.
Bu konuşmadan
ne çıkarmaya çalışıyorsun?
Çıkaracağımı çıkardım.
Kaç yaşındasın?
28? 29?
Genç ve güzel bir bayansın.
Eminim bir gün bir aile de kurarsın.
Karşına bazı engellerin çıkması
çok kötü olurdu.
Broyles.
Ne zaman?
Harvard Üniversitesi.
Dunham.
Selam.
Anladığım kadarıyla David Esterbrook'a
küçük bir ziyarette bulunmuşsun.
Haberler çabuk yayılıyor.
Ben de tam raporumu...
Halka açık bir otelde.
Soruşturma tekniklerimin sıkı takip
altında olduğundan haberim yoktu.
Bizim her hareketimiz
sıkı takip altında.
İçinde yer aldığın bu görev...
...çok aykırı.
Hata yapmamalıyız.
Böylesine birini bir cinayet soruşturmasına
alet etmek düşüncesizlikten...
...başka bir şey değil.
- Claire şu an birilerinin elinde tutsak.
Allah bilir vücuduna
neler enjekte ediliyor.
David Esterbrook
nerede olduğunu biliyor.
O bir suçlu...
...ve bu işten paçasını
kurtarabileceğini sanıyor.
Kusura bakmayın ama, şu anda
bürokrasi işleriyle hiç uğraşamam.
Ki bu senin en büyük problemin.
Artık benim de.
Claire’i bulmak isteyen bir
tek sen mi varsın sanıyorsun?
Mesleğimizin en önemli
kuralını çiğnedin...
...duygularının kararlarını etkisi
altına almasına izin verdin.
Bunu yapmakla, sadece Claire'in
hayatını değil...
...uğrunda didindiğimiz
her şeyi tehlikeye attın.
Eğer duygularına hükmedemediğine
kanaat getirirsem sana güvenemem.
Beni anladın mı?
Esterbrook raporum bir
saate elinde olur.
Bekliyorum.
Yapmadan önce sana danışmam
gereken başka bir şey var mı?
Bir şey değil.
Her şeyi danışacaksın.
- Nasıl gidiyor?
- Neredeyse hazır.
Kanındaki kapsüller...
- Uzaktan kontrol edilebilir halde mi?
- Her şey istediğiniz gibi.
Taşıma için sabaha dek
hazır ve uygun duruma gelir.
Ben müşteriyi arayıp
teslimat saatini ayarlayayım.
Aferin.
Bana neler oluyor?
- Nasıl gidiyor?
- Harika.
Claire’in yerini tek bilen Esterbrook
ama ben ona ulaşamıyorum.
Adam sütten çıkmış ak kaşık.
Ödenmemiş bir park cezası bile yok.
Sanırım biraz ilerleme kaydettik.
Biraz önce Walter Emily'nin kanındaki
bileşimi izole edebileceğini söyledi.
Ama laboratuara tek boynuzlu
bir at girmesiyle dikkat dağıldı.
Komik.
Başka bir şey yok mu?
Espri falan.
Tamam, Claire'e olanlar dışında
canını sıkan şeyler var.
Bu normal.
Hepimizin kötü günleri olacaktır.
Ama normal olmayan suçlu
benmişim gibi davranman.
Onu senin kadar ben de
bulmak istiyorum.
Haklısın, üzgünüm.
Ben...
Üzgünüm.
Peki.
Bir üvey babam vardı.
Sarhoşken annemi başka adamlarla
buluşmakla suçlayıp döverdi.
O bununla yaşadı.
Bir kez olsun polisi aramadı.
Sonra bir gün öyle bir dayak
yedi ki, burnu kırıldı.
9 yaşındaydım.
Evden çıktı
arabasına atlayıp gitti.
Annem ağlıyor, benimse
elimden bir şey gelmiyordu.
Sonra arabasının sesini duydum.
Geri dönmüştü.
Yatağının yanındaki çekmecede
bir silahı vardı.
O kapıyı açtı,
ben tetiği çektim.
Sonra tekrar çektim.
Gözlerini bana dikip "bitir şu işi"
diyen bakışları hâlâ gözümün önünde.
Ama yapamadım.
Sonra onu hastaneye kaldırdılar...
...ve durumumun çok ağır
olduğunu söylediler.
Ama o ölmedi.
İyileşti.
Bir gece ansızın kaçtı.
Onu bir daha görmedim.
Bu yüzden hâlâ kendimi suçluyorum.
Onu orada öldürmeliydim diye.
Biliyorum...
...dünyadaki bütün kötü şeylerin
sorumlusu o değil. Ama bir kısmının o.
Her sene doğum günümde
bir kart gönderir...
...sırf hâlâ dışarıda bir yerde
olduğunu bileyim diye.
Bugün senin doğum günün.
Hiç kimse erişilmez değildir, Olivia.
Eğer Esterbrook'u çok istiyorsan
arkadaşın Nina Sharp'a gitmelisin.
Massive Dynamic'in 3 adet
farklı ilaç şirketi var.
Intrepus ile
rekabet içindeler.
Şirket casusluğu için ayırdıkları bütçe
orta büyüklükte bir devleti kalkındırabilir.
Onda kesin Davin Esterbrook
ile ilgili bir şey vardır.
- Doğru olabilir, ama ona gidemem.
- Neden?
Bütçeleri bir tarafa...
...şirket casusluğu
yasadışı.
Bunu bana itiraf edeceğini
gerçekten düşünüyor musun?
Buralarda bir şey var.
Biliyorum.
Sadece daha iyi bakmam gerek.
Ben çıkıyorum.
Peki.
Peter!
Doğrusu, senin burada
olduğundan haberim bile yoktu.
Binicilik Merkezi.
Teşekkürler.
Affedersiniz,
Bayan Sharp.
Selam.
Ben Peter...
Peter Bishop.
Walter Bishop'un oğlu.
Derslerine iyi çalışan
bir tek sen değilsin.
Senin için ne yapabilirim, Bay Bishop?
Sizinle biraz konuşabileceğimi
umuyordum.
Bayan Dunham'ın geldiğinden
haberi var mı?
Hayır, haberi yok.
Peki, Peter.
Biraz yürüyelim.
Intrepus'un insanlar üzerinde yasadışı
ilaç deneyleri yaptığını söylüyorsun.
Bu çok ağır bir itham, Bay Bishop.
Bunu nasıl kanıtlayacaksınız?
Biraz yardım etmez misiniz?
Bir an için söylediklerimin
doğru olduğunu varsayalım.
Bunu nerede yaparlardı?
Kendi tesislerini kullanma
riskini almazlar.
Gözden ırak bir yer olmak zorunda.
Çocukluğundan beri
hiç değişmemişsin.
Sen hatırlamazsın
ama ikimiz çok güzel vakit geçirirdik.
Hatta bir kısmı şurada.
Gençken babanla oldukça
yakındık.
Bende her türlü bilgi
mevcut, Peter.
Bazıları hiç işime yaramıyor.
Merkez Peru'daki Aymara
yerlilerini ele alalım misal.
Altlarındaki toprağın doğal
bir metal alaşımı barındırdığını...
...ve bunun potansiyel olarak
bir hiperiletken olduğunu biliyorum.
Ayrıca senin bu büyümeye karşı olan
yerel kuruluşlarla iş yapmayı...
...başardığını da biliyorum.
Affedersiniz, Bayan Sharp.
Ama kastettiğiniz şeyi anlamadım.
Şunu kastediyorum.
Anlaşmaya razı mısın?
Sana tam adresi vereceğim
ama karşılığında...
...zamanı geldiğinde...
...bana borcunu ödeyeceksin.
Sorgusuz sualsiz.
Anlaştık mı?
Kokuyu alıyor musun?
Evet, bir dahaki sefere uyarırsan
çok makbule geçer.
Onu demiyorum.
Metil eugenol.
Sümbüle kokusunu veren
kimyasal.
Ne olmuş ona?
Emily'nin kanındaki radyoaktif
kapsüllerin aynı anda...
...patlamasına neyin sebep olduğunu
bulmaya çalışıyordum.
Şimdi buldum, Asterisk.
Astrid.
Onun adı Astrid.
Buldum Peter.
Anahtar Metil eugenol.
Ona enjekte ettikleri bu.
Bu yüzden bu kadını seçtiler.
Kendi başına zararsız
ama tedavi ettiklerinde...
...bütün kapsüller
bir seferde patlıyor.
Onları radyoaktif hale getirdiler.
Bir silah haline.
Kesinlikle mavi bileşen olacak...
Sonra...
Hayır...
Evet, evet!
İşte bu.
Bağlayıcı madde.
Bu işe yarayacak.
Bu sürece müdahale edecek.
Ne kadar sürer?
Tedaviyi bulmak ne kadar sürer?
Bildiğim kadarıyla
çok uzun değil.
Olivia nerde?
Bu ne zaman oldu?
İçinde yaşadığımız dünya
ne zamandır bu halde?
Patel, Esterbrook.
Güya bunlar sağlığımızı
emanet ettiğimiz insanlar.
5620, Stapleton Bulvarı.
Claire Williams'ın tutulduğu tesis.
Sen nasıl oluyor da...
Radyoaktif izotoplar casus uydulardan
saptanabilen ısı izleri oluşturuyor.
Bir arkadaşımdan Ulusal Keşif
Bürosu'ndan almasını istedim.
- NRO'da arkadaşın var yani.
- NRO'ya sızabilen bir arkadaşım var.
Eğer düğmeye basarsam
ve bilgi yanlışsa...
Değil.
Değil dedim ya.
Charlie, somut kanıt elimde.
Vurucu tim.
Tam teşekküllü.
- Nasıl gidiyor?
- Neredeyse oldu.
Hayır, eminiz.
Orası.
İzotopların sıcaklık izlerinden
saptanmış.
Isı izi mi? Radyoaktif
izotoplar ısı izi...
Walter, Walter.
Ne durumdayız?
Olivia...
İşte panzehir.
Evet, Charlie.
Şimdi çıkıyoruz.
Dinle beni. Bunu direk kana
enjekte etmelisin.
Tercihen şahdamarından.
Tesis Framingham'ın
güney yakasında.
Gözlem ekibi olay yerinde silahlı
güvenlik olduğunu rapor etti.
Direniş olası. O yüzden
taktiksel bir baskın olacak.
Asıl amaç kurban Claire
Williams'ı korumak.
Plana göre muhtemelen
zemin katta tutuluyor.
Biz binaya kuzeybatı tarafından
gireceğiz.
Alfa takımı ön taraftan girip
binanın batısında güvenliği sağlayacak.
Bravo takımı aşağı katları
temizleyecek.
Anlaşıldı mı?
O zaman bitirelim şu işi.
FBI, tutuklusunuz!
Yat, yere.
Eller başının arkasına.
Oda temiz.
Bir kişi lazım.
Dikkat.
Biri vuruldu.
Bir adamımız vuruldu.
Askeri ambulans gerek.
Çağırın.
Onunla kal.
Kat temiz. Birkaç
kişiyi gözaltına aldık.
- Claire bulundu mu?
- Hayır.
- Ben iniyorum.
- Dikkatli ol.
Ondan uzak dur, lütfen.
Nerede o?
Claire Willams nerede?
Ajan Dunham o odaya girmeyin.
Radyasyon hepimizi öldürür.
Claire! Claire!
Claire, ben Olivia Dunham.
FBI'danım.
Korktuğunu biliyorum
ama beni dinlemelisin.
Kapıya gelmeni istiyorum.
Ben içeri giremem.
Başım ağrıyor.
Claire beni dinle.
Bu bir ilaç.
Kapıya gelip almanı istiyorum.
Ben gelemiyorum.
Claire!
Claire bana bak.
Hepsi geçecek.
Şimdi kapıya gel.
Devam et.
Şırıngayı al.
Sana yapacaklarını söyleyeceğim.
Güzel, Claire.
Claire!
Bana bak, Claire!
Claire, senin yanındayım.
Claire!
Boynunun kenarına saplamanı istiyorum.
Tanrım, başım.
Claire! Claire!
Claire, yap şunu.
Yapabilirsin.
Yap şunu.
Yapabileceğini biliyorum.
Sapla.
Ajan Dunham.
Sanırım demek istediğimi
tam anlatamamışım.
Claire Williams'ın güvende olduğunu
bilmek istersiniz herhalde.
Bu ismi duyduğumu söyleyemem.
Çok garip.
Çünkü çalışanınız Elizabeth
Sarnof az önce...
...Emily Kramer ve Bayan
Williams'ı birer silaha...
...dönüştürmek için kaynak ve
tesis sağladığınızı itiraf etti.
Hoşnutsuz eski bir çalışan...
...onu kovduğu için patronu
hakkında her iftirayı atacaktır.
O zaman benimle gelip bazı soruları
yanıtlamanızın bir sakıncası yoktur.
Bu işin sonunu görüyor musunuz,
Ajan Dunham?
Sizin bir yılda karara bağlayacağınız
bir hükmü benim bir saatte...
...yapabilecek bir hukuk şirketim var.
O zaman onlar da FBI
bürosuna gelsinler.
Sizin hakkınızda
oluşturacağım dosyaya...
...polis tacizini de ekleyeceğim.
Sizi sorgulamayı engellemekten
elleriniz kelepçeli götüreceğim.
Böylece çağırdığım gazeteciler
resimlerinizi çekebilirler.
Bana veya federallere
ifade vermeyebilirsiniz...
...ama yönetim kuruluna
konuşacaksınız.
Şirketlerinin cinayet
soruşturmasına karışmış...
...olmasına merak ediyorum
ne cevap verecekler.
Sanırım duymuşsundur.
Multimilyarder birini ofisinden
yaka paça çıkardığını mı?
Evet, duydum.
Birkaç kamera da varmış.
Basın.
Paylarını almak için
olay yerindeydiler.
Duygusal hareket ettiğimi
düşündüğünü biliyorum.
Erkeklerin beraber çalıştıkları kadınlar
için söylediklerini bir kenara bırakıp...
...direk sadede geleceğim.
Ben duygusal biriyim.
Duygularımı işime karıştırıyorum.
Beni motive eden bu.
Kurbanları kurtarmamı...
...gördüklerini görmemi
sağlayan da bu.
İstemesem de,
beni ölesiye korkutsa da...
Ve sanırım bu beni daha
iyi bir ajan yapıyor.
Eğer bununla ilgili bir
sorunun varsa...
...beni kovabilirsin.
Ama umarım bunu yapmazsın.
Bu kadar kolay
kurtulamazsın, Ajan Dunham.
Sabah görüşürüz.
Ne benzin fiyatlarındaki yükseliş...
...ne finans piyasalarındaki
sallantılar...
Hiçbir şey bugün FBI tarafından
gözaltına...
...alınan David Esterbrook
haberi kadar yankı uyandırmadı.
Intrepus stokları bir gecede
büyük düşüş yaşadı.
Analistlerin tahminine göre
hisse başına 23 dolardan açılacak.
10 yılın en düşük seviyesi.
Bu tabii ki Intrepus'un rakipleri için
iyi bir haber.
Özellikle de Massive Dynamic için.
MD hisseleri %12 artış gösterdi.
Yatırımcılar da sektörün en
güvenilir markasına rağbet gösteriyor.
- Selam.
- Olivia!
Yine dışarıda mı kaldın?
Aslında burası bizim otelimiz, Walter.
- Seninle konuşmam gerek.
- Tabii.
Yukarıda görüşürüz, oldu mu?
Seni görmek güzeldi.
İyi geceler, Walter.
Bu sefer unutma lütfen...
...kırmızı diş fırçası benim.
Beyaz Walter'ın.
Walter benim.
Değil mi?
Evet.
Her şey yolunda mı?
Bilgiyi nereden aldığını biliyorum.
Claire Williams hakkındaki bilgiyi.
Ne istedi?
Nina Sharp karşılığında ne istedi?
- Uygunsuz bir şey değil.
- Peter.
Benim için endişelenme sen.
Ben yetişkinim.
Kendi başımın çaresine bakabilirim.
Sen bana göz kulak oldun...
...ben de karşılığında bunu yaptım.
Teşekkürler.
Bugün mektup gelmedi, değil mi?
Hayır.
Mutlu yıllar.
Walter senin yatağında uyumadan
yukarı çıksan iyi olur.
Evet.
Daha önce yapmadı değil.
Hem de ben uyurken.
Bu, kesinlikle uyandığında
görmek isteyeceğin bir şey değil.
İyi geceler.
İyi geceler.
"Hep aklımdasın."
Çeviri;
-- Emre Bekman --