Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: nilay saygı Gözden geçirme: osman oguz ahsen
Köpeklerin ilgi alanları vardır.
Birbirlerini koklamak, sincapları kovalamak gibi ilgi alanları vardır.
Ve bizler eğer eğitim sırasında ödüllendirme yapmazsak, bu ilginin dağılmasına neden olacaktır.
Şu korkutucu bir düşünce olarak beni her zaman rahatsız etmiştir:
Parkta bir köpek görürsünüz ve sahibi onu çağırır,
ve şöyle der, bilirsiniz, “oğlum/kızım buraya gel, buraya gel”
ve köpek şöyle düşünür, “hımm, ilginç.”
Şimdi, şu köpeğin poposunu kokluyorum, sahibimde çağırıyor,
çok zor karar.” Değil mi?
Popo, sahip – popo kazanır.
Demek istediğim siz kaybedersiniz.
Eğer ergen bir köpeğin beynine sahipseniz,
doğaya karşı gelemezsiniz.
Bu yüzden, eğitirken her zaman köpeklerin
bakış açısını hesaba katmaya çalışmalıyız.
Şimdi, benim burada olmama en büyük neden
şu anda köpek eğitiminde bir tarafta bir sorun var.
Köpek eğitirken ilk başta insanlar kuralları koyarak
köpek eğitildiğini düşünen insanlarımız var.
Köpeğin bakış açısını hesaba katmıyoruz.
Bu yüzden insan diyor ki, "Bu şekilde davranacaksın, kahrolası.
İsteğin dışında, bizim isteklerimize itaat etmen için seni zorlayacağız.
Sonrada, ikinci olarak bu kuralları köpekten gizli tutacağız.
Ve sonra üçüncü olarak varolduğunu bile bilmediği
kuralları çiğnediği için köpeği cezalandırabileceğiz.
Bu yüzden, küçük yavru köpeğimizin tek suçu büyük oluyor.
Küçük bir yavru iken, patilerini ayağınıza vurur --
güzel birşey değil mi?
Ve siz de, "Uv, afferim oğlum."
Eğilir ve onu okşarsınız -- onu atladığı için ödüllendirirsiniz.
Köpeğin bir hatası, o bir Tibet mastifi olması, bir kaç sonra
biliyorsunuz ağırlığı, 35 kilo olur.
Her üzerinize atladığında, bütün kötü davranışları görür.
Demek istediğim, gerçekten çok, çok kötü davranışlardır bunlar.
Bu yüzden, tüm üstünlük meselesi-- birinci olarak,
köpek eğitiminde yaptığımız çok karmaşık
bir sosyal sistemin Mickey-Mouse yorumlamasıdır.
ve köpekler tüm bunları ciddiye alır.
Çünkü erkek köpekler hiyerarşi konusunda çok ciddidirler,
çünkü fiziksel kavgayı engeller bu.
Tabiki, dışı köpekler --cadılar -- diğer taraftan,
erkek hiyerarşisinde bir kaç cadoloz düzeltmeler yapar.
birincisi, "benim var, senin yok."
Ve göreceğiniz şu ki, çok düşük rütbedeki cadaloz
kolaylıkla kemiğini yüksek rütbeli bir erkekten koruyabilir.
Bu yüzden, köpek eğitiminde bu üstünlük fikrini
ya da alfa köpek fikrini kullanırız -- eminim duymuşsunuzdur.
Köpekler öyle suistimal edilir ki.
Köpekler, atlar ve insanlar --
bunlar hayatta öyle çok suistimal edilen üç türdür.
Ve nedeni, onların davranışları üzerine kurulu olan
her zaman geri dönmek ve özür dilemek.
"Of, bana vurmak zorunda olduğun için özür dilerim, gerçekten üzgünüm, benim hatam."
Onlar sadece öyle vurulabilir.
Ve bu yüzden onlara vurulur.
Zavallı yavrucuk atlar üzerinize, köpek kitabını açarsınız, ne söyler?
Ön patileri tutun ve ön patilerini sıkıştırın,
ayaklarına sertçe vurun, yüzüne limon suyu sıkın,
Gazeteyi yuvarlayıp kafasına vurun,
dizinizle göğsüne bastını, geriye doğru ters çevirin."
Büyüdüğü için mi?
Yoksa sen onu nasıl eğitmişsen öyle davranıyor olduğu için mi?
Bu delilik.
Köpek sahiplerine soruyorum. "Köpeğinizin sizi nasıl selamlamasını istesiniz?"
Diyorlar ki, "Aslında bilmiyorum, oturarak olabilir."
Diyorum ki, "Hadi ona oturmayı öğretelim."
ve ona oturması için bir neden veriyoruz.
Çünkü ilk safha
temel olarak köpeğe insan dilini öğretmek.
Size şöyle diyebilirim, "Laytay-chai, paisey, paisey"
Hadi, şimdi birşey olması gerek.
Neden tepki vermiyorsunuz? Ah unuttum, Swahili dilini bilmiyorsunuz.
Tamam, Sizin için haberlerim var.
Köpekler İngilizce, Amerikanca, İspanyolca ya da Fransızca bilmezler.
Bu yüzden eğitimin ilk aşaması köpeğe ESL yi
yani ikinci dil olarak İngilizceyi öğretmek gerek.
Ve bu yüzden ödül yemeği kullanıyoruz.
/
Karımın yemeğe ihtiyacı yok -- harika bir eğitmendir,
benden çok daha iyi.
Benim yemeğe ihtiyacım yok, fakat sıradan köpek sahipleri der ki,
"Oğlum / kızım, otur. "
Yada şöyle yaparlar, "Otur, otur, otur."
Her ne hikmetse el işaretini köpeğin poposunun önünde yaparlar,
sanki köpeğin üçüncü gözü var da -- bi delilik.
Bildiğiniz gibi, "Otur, otur."
Hayır, biz "Oğlum, otur" diyoruz -- bum, 6 ya da 10 denemede oluyor.
Sonrasında ödül olarak yiyecek verme safhasına geçiyoruz.
Köpek "otur" un otur olduğunu bilmiş oluyor,
ve aslında köpekle mükemmel yapılandırılmış İngilizce
cümleler ile iletişim kuruyorsunuz.
"Phoenix, buraya gel, bunu al ve Jamie'ye git, lütfen."
ona "Phoenix", "buraya gel", "al bunu", "git",
ve oğlumun adı, "Jamie"yi öğrettim.
ve bunun sonucunda köpek not alabiliyor,
Küçük arama-kurtarma köpeğim var.
Jamie neredeyse, çocuklar neredeyse, akıntı ya da
başka birşeyle kayalara çarpmış olsa da arayıp bulacak.
ve ona "Hey, yemek hazır, yemeğe gel"
mesajını iletecektir.
Bu noktada, köpekler onun ne yapmasını istediğimizi bilir.
Yapacak mıdır?
Zorunlu değil, hayır.
Söylediğim gibi, parktaysa ve bir popo kokluyorsa,
neden sahibine gelsin?
Köpek seninle yaşıyor, yanına her zaman gelebilir,
köpek poponuzu koklar eğer isterseniz ama onun istediği zaman.
O anda, parkta, kokularla, diğer köpeklerle ve
sincaplarla rekabet halindesin.
Bu yüzden eğitimdeki ikinci safha köpeğe yapmasını istediğimiz şeyi
yapmayı istediğini öğretmektir ve bu da çok kolay.
Biz Premack ilkesini kullanıyoruz.
Temelde, köpeğin yapmak istemediği düşük frekansta
bir davranışı yüksek frekansta "davranış problemi" ya da
köpek hobisi olarak bilinen köpeklerin
yapmayı istediği şeylerle takip ediyoruz.
Bu düşük frekansta davranış için ödül oluyor.
Bu yüzden kanepeye "otur", yere "otur",
bak, tenis topu attım, "otur", diğer köpeklere merhaba de.
Evet, sıraya "popo kokla"yı koyarız.
"Otur," popo kokla.
Bu yüzden bu eğitime engel olan bütün dikkat dağıtıcı şeyler
eğitim için bir ödül haline dönüşür.
Ve yaptığımız şey en temelde bir çeşit köpeğe onun bizi eğittiğini düşünmesini
izin vermek ve köpeği böyle eğitmek.
Bir köpeği hayal edebiliyorum, parmaklıkların arkasından
şöyle diyor,
"Vavv, sahiplerim, o kadar basitki bunları eğitmek.
Golden Retrievers gibiler.
Tek yapmam gereken şey oturmak ve onlar herşeyi yapıyorlar.
Bana kapıyı açıyorlar, arabamı sürüyorlar, masaj yapıyorlar bana,
tenis topunu atıyorlar,
yemeğimi pişiriyorlar ve bana sunuyorlar.
Sanki, eğer oturursam, bu benim komutum.
Ardından şahsi kapıcım,
şoförüm, masözüm, şefim, garsonum oluyor.
ve böylece köpek gerçekten mutlu oluyor.
Bu bana göre her zaman eğitim dediğimiz şeydir.
Bu yüzden gerçekten köpeği yapmak iistediği şeyi yapmaya teşvik ederiz,
öyle ki cezalandırma nadiren gerçekleşir.
Ve şimdi üçüncü safha,bazan babanın en iyisini bildiği
zamanlar olur bilirsiniz
Ve buzdolabımın üzerinde bir not:
Çünkü ben babayım, işte bu yüzden
Üzgünüm, başka açıklama yok -- "Ben babayım, sen değilsin, otur."
Ve bazı zamanlar olur -- örneğin,
oğlumun arkadaşı kapıyı açık bırakır,
köpekler bu çizgiyi öte geçemeyeceklerini bilmelidirler.
Bu ölüm kalım meselesidir.
Bunu, evinin kutsallığını terkediyorsun,
ve caddede araba çarpabilir.
Bu yüzden köpeklerin bilmesine izin verdiğiniz bazı şeyler vardır
"Bunu yapamazsın."
Ve zorlamak zorundayız, zor kullanmadan.
Buradakiler cezalandırmanın ne olduğu konusunda biraz şaşırmış durumdalar.
Cezalandırmanın pis bişey olduğunu düşünüyorlar.
İddia ediyorum çoğunuz böyle, değil mi?
Acı verici, korkunç ve çirkin birşey olduğunu düşünüyorsunuz.
Öyle olmak zorunda değil.
Cezanın ne olduğu konusunda farklı tanımlar var.
fakat bir tanım, en meşhuru, --
Ceza aniden ortaya çıkan davranışları azaltan bir uyarıcıdır,
öyleki, bu davranışın gelecekte olması ihtimali azalır.
Çirkin, korkunç, ya da acı olmak zorunda değil.
lışı
Bir yıl önce çok tehlikeli bir köpekle çalışıyordum --
bu köpek iki sahibini de hastanelik etmiş,
ve kayınbiraderini artı çocuğu.
Ben sadece eğer evlerinde kalmasına söz verirlerse çalışmaya razı oldum.
ve asla evlerinden dışarı koymadılar.
Köpek aslında ötenazide şimdi,
fakat üzerinde bir süre çalıştığım bu köpekti.
Mutfağın çevresinde çok hü*** oldu,
Bu yüzden ben oradayken -- dördüncü ziyaretti --
onunla hasırında dört büçük saat geçirdik.
ve sahibinin sakinleştirme ısrarlarıyla orada kaldı.
Hasırından ayrılacağı zaman,
"Hasırın üstüne, hasırın üstüne, hasırın üstüne" diyecekti.
Sahibi yemek pişiriyorken köpek, yerini dört buçuk saatte 22 kez terketti.
çünkü yemeğe doğru çok fazla hü*** vardı.
İhlal giderek azaldı.
Görüyorsunuz, cezalandırma işledi.
Davranış problemi azalıyordu.
Sahibi asla sesini yükseltmedi.
Eğer artırsaydı ısırılacaktı.
Bağırmak için uygun bir köpek değildi.
Bir çok arkadaşım gerçekten çok temiz hayvanları eğittiler --
bozayı, eğer televizyonda ya da filmde bir bozayı gördüyseniz
onu benim arkadaşlarımdan biri eğitmiştir.
Katil balinalar -- Bayılırım onlara çünkü sizin kendilerine bağlarlar.
Peki bir bozayıyı nasıl azarlarsınız?
"Kötü ayı, kötü ayı!" Boom!
Kafanız 100 metre öteye gider, havada uçar, değil mi?
Çılgınca.
Buraya nerden geldik?
Daha iyi bir yöntem istiyoruz.
Köpekler daha iyisini hakederler.
Fakat benim için, bunun nedeni aslında köpeklerle ilgili,
yavru köpekleri eğiten insanları izlemekle ilgili,
ve anlıyorum ki korkunç etkileşim yetenekleri var,
korkunç ilişki kurma becerileri.
Sadece yavru ile değil, bu durumdaki herkesle.
Kastettiğim, tüm zamanların klasiği başka bir "buraya gel"
Parkta birini görürsünüz -- bunu söylerken mikrofonumu gizleyeceğim,
çünkü sizi uyandırmak istemiyorum -- parkta sahip ve köpeğiyle birlikte,
ve sahibi "Rover, buraya gel
Rover, buraya gel. Rover, buraya gel, eşoğlu eşek."
Köpek de "hiç zannetmiyorum."
(Kahkahalar)
Yani, aklı çalışan kim
köpeğin kendisine öyle bağırıldığı zaman
kendisine yaklaşacağını düşünür?
Onun yerine, köpek derki, "Bu tonu biliyorum, bu tonu biliyorum.
Daha önceden gittiğim zaman beni cezalandırılmıştım orada."
Bir düzlüğe çıkıyordum --
bu benim için kariyerimdeki esaslı bir andı,
tüm köpek yetiştirme işinde yapmak istediğim
her şeyi pekiştirdi -- köpek dostu bir yöntemle yavru köpeklere
bizim yapmasını istediklerimizi yapmasını istemesi konusunda
nasıl eğitilebileceğimiz fikri. Böylece onlara zor kullanmak zorunda kalmayacaktık.
Biliyor musunuz, çocuğumu da bu yöntemle eğitiyorum.
Ve önemli anlardan biri, Dallas uçağındayken,
bir sırada 2 kişi biri baba, tahminim, ve bir ufaklık beş yaşlarında,
koltuğunun arkasını vuruyordu.
"Johnny, öyle yapma."
Vur, vur, vur.
"Johnny, yapma şunu." Vur, vur, vur.
Ben çantamla burada oturuyorum.
Baba üzerine eğildi, böyle yakaladı ve yüzünü çirkin bir hal verdi.
Çirkin yüz şu demektri --
Bir köpek ya da çocukla yüzyüze kaldığın zaman,
Dersin ki, "Ne yapıyorsun! Şimdi dur, dur, dur!"
Ve ben kendime, "Aman tanrım, bişeyler yamalıyım!"
O çocuk herşeyini kaybetti --
dünyada güvenebileceği iki insandan biri
kesinlikle ayaklarının altından iskemleyi çekti.
Ve düşündüm, "Bu herife vazgeçmesini söyleyeyim mi?"
Dedim ki "Ian, karışma, karışma, yoluna git."
Uçağın arkasına geçtim
Oturdum, ve bir fikir geldi aklıma.
Eğer o bir köpek olsaydı, onu yere yatırırdım.
(Gülüşmeler)
Eğer köpeğe tekme atsaydı, bi yumruk atardım.
Bir çocuğa vurdu, çocuğu böyle yakaladı ve ben olmasına izin verdim.
işte bu olan biten.
Bu ilişki beceleri o kadar kolaydır ki.
Yani, insan olarak, bir hayat arkadaşı seçtiğimizdeki yüzeyselliğimiz
üç şeye dayanıyor, kıyafet rengi, şekil ve tatlılık.
Bilirsiniz, küçük bir robot gibi.
Bu bizim ilişkiye nasıl başladığımızla ilgilidir. ve bu bir yıllığına harika gider.
Ve sonra küçük bir davranış problemi oluşur.
Köpek havlamasından farklı değildir.
Koca eşyaları toplamaz,
ya da kadın her zaman toplantılara geç gelir, her neyse, tamam mı?
Ve bu başladığında, biz bu şeyin içine gireriz,
ve bizim şahsi görüşümüz -- bununla ilgili iki şey önemlidir.
İnsanları hayvanlarla ve diğer insanlarla etkileşim halinde gözlemlediğinizde,
çok az bir geri besleme vardır, çok nadirdir.
ve olduğu zaman, kötüdür bu, iğrençtir.
Görüyorsunuz, özellikle ailelerde, özellikle eşlerle,
özellikle çocuklarla, özellikle çiftlerle.
Özellikle çalışma ortamında görürsünüz,
özellikle patrondan işçiye.
Sanki ortada bir sadizm vardır --
işleri kötü giden insanlardan keyif duyarız,
bu yüzden ahlarız vahlarız ve onları şikayet ederiz
ve bu ,söyleyeceğim şu ki ,bu sahip olduğumuz en büyük insani zaaf
gerçekten öyle
iyi şeylere şükran duymayız ve kötü hakkında sızlanırız.
ve tüm bu yeteneklerin bilgisi öğretilmeli--
bilirsiniz matematik harikadır.
çocukken matematik dehasıydım.
şimdi tek bir şey bile anlamıyorum ama çocukken yapabiliyordum
Geometri, fantastic, bilirsiniz, kuantum mekaniği --
bunlar güzel şeyler.
Onlar evlilik kurtaramazlar ve çocuk büyütemezler.
Ve benim geleceğe bakışım,
ve bu köpekle ilgili meselelerle ilgili yapmak istediğim insanları eğitmek
ki bilirsiniz,kocanızın bile eğitilmasi kolaydır.
büyük ihtimalle daha kolay eğer bir Rotty e sahipseniz onu eğitmek çok daha kolaydır.
çocuklarınız kolay eğitilebilir.
Tüm yapmanız gereken onları izlemek,
davranışı gözlemleyin,ve söyleyin,her beş dakika
soruyu sorun,"bu iyi mi yoksa kötü mü?"
eğer iyiyse,"Bu gerçekten harikaydı,teşekkürler."
Bu oldukça güçlü bir eğitim tekniğidir.
Bu okullarda öğretilmeli.
İlişkiler--nasıl üstesinden geliyorsunuz
oyuncağınızı isteyen arkadaşınızla nasıl anlaşma yapıyorsunuz
Bilirsiniz,sizi ilk ilişkinize nasıl hazırlayacağını
Nasıl oluyor da çocuk yetiştiriyoruz?
naıl yaptığımız düşünelim bir gece yatakta,hamileyiz,
ve sonra hayattaki en önemli şeyi yetiştiriyoruz--bir çocuk
hayır öğretilmesi gereken-- iyi yaşam,iyi alışkanlıklar
ki bu kötü alışkanlıkları bırakmak kadar zor .
Gelecekte isteğim budur.
Ah, hay aksi, tam zamanında bitirmek istedim,
evet, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki --
evet teşekkür ederim, konuşmam bu kadardı, teşekkürler.
Alkış