Tip:
Highlight text to annotate it
X
Onlar daha iyi yarınların peşinde koştular
Hiç tanımadıkları insanların hayatlarına varlıkları ve çabaları ile katkıda bulundular
Onlar, insanlara cesaret verdiler. Onlar, fırsatlar yarattılar.
Günlerini bu uğurda harcadılar.
Bunu yaparken hiç bir ödül ya da övgü beklentileri yoktu.
Sadece daha iyi yarınlara inandılar.
Umut ettiler, bu mücadeleden hiç vazgeçmediler.
Bu program, insanların hayatında fark yaratanları arıyor.
Türkiye'nin dört bir yanında iyiliğin peşine düşüyor.
Fark Yaratanlar başlıyor...
Sevgili seyirciler, yeni bir Fark Yaratanlar programına hoşgeldiniz.
Bugün karşınıza gerçek bir Fark Yaratan ile geliyoruz yine.
Türkiye'de iyiliğin peşine düştük.
İl il, şehir şehir, kasaba kasaba dolaşıyoruz.
Hangi sınıftan, hangi dilden, ister Türkiye, ister başka milletten olsun,
biz "Fark Yaratanlar" programında bu ülkenin,
Türkiye'nin bir anlamda iyilik haritasını çıkartıyoruz.
Kendisi kadar şanslı olmayanlara
şans yaratan insanların A Takımı'nı oluşturuyoruz.
İşte o takıma dahil edeceğimiz bir isim var bugün.
Melek Erman Köni adını bilmem duydunuz mu?
Kendisi başarılı bir iş kadını.
Ancak sadece iş kadını kimliğiyle açıklanamayacak kadar büyük bir yüreğe sahip.
Nitekim kendi çevresinde kalmak yerine,
Melek Erman Köni İstanbul'un en çok göç alan semtlerinden bir tanesinde çalışmalarını yoğunlaştırmış.
Esenler'de kurulan bir merkezle
İstanbul'un dışından yeni gelen çeşitli kadınların
hayatını değiştirmek için çeşitli faaliyetler yapmaya başlamış.
Kimilerine okuma yazma, kimilerine elişi,
kimilerine iş bulmaları için imkan sağlamış.
Gerçekten Melek Erman Köni'nin hikayesi
kendi içine sığmayacak kadar büyük bir hikaye.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıkladığı son rakamlara göre
Türkiye'de 4 milyon 930 bin kişi tek kelime dahi okuma yazma bilmiyor.
Ve daha acı ki 3 milyon 850 binini kadınlar oluşturuyor.
Yani net olarak bir kez daha tekrar etmek gerekirse, yaşadığımız ülkede,
güzel Türkiye'mizde yaklaşık 4 milyon kadın
hiçbir şekilde okuma yazma bilmiyor.
Maalesef bizi muasır medeniyetler seviyesinden uzaklaştıran rakamlar bununla da sınırlı değil.
Türkiye'de kadınların %21'i okur yazar
ancak herhangi bir eğitim kurumundan mezun değil.
%37'si ilkokul, %7'si ortaokul, %10'u lise mezunu iken
sadece %4'ü üniversite mezunu.
Bu rakamlar ekranda soğuk bir istatistik olarak gözünüze gözükse de
hayata yansıması oldukça sıcak oluyor.
Çeşitli nedenlerle okuma yazma öğrenemeyen kadınlar
şiddete maruz kalabiliyor,
özgürlüğünü kazanamadığı için maddi ve manevi olarak
birilerine bağımlı yaşıyorlar.
Gittikleri hastanede oda numaralarını okuyamayan,
binecekleri otobüsü bilemeyen kadınlar,
sosyal hayatın içinde biraz yarım, biraz eksik yaşıyorlar.
Ve onlar eksik oldukça siz de eksik yaşıyorsunuz.
Bu tablo karşısında devleti suçlamak ve sorumluluğu
Ankara'ya, başkente yıkmak ise her zaman işin en kolayı oluyor.
Ama her şeyi devletten beklemeyen,
bu eksikliği kendi çabalarıyla gidermeye çalışan isimlerin
çalışmaları da bu karamsar tabloda kocaman bir Fark Yaratıyor.
Melek Erman Köni başarılı bir iş kadını.
Yıllardır tekstil sektöründe yatırımlar yapıyor.
Köni'yi farklı kılan ise, enerjisini sadece iş için değil,
sosyal sorumluluk projeleri için de harcıyor olması.
Melek Erman Köni, Türkan Saylan'ın kurduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve
Anne Çocuk Eğitim Vakfı'nda (AÇEV) yıllardır aktif olarak görev alıyor.
ÇYDD Beşiktaş Şubesi'nin de kurucusu olan Köni,
birgün hiç tanımadığı insanların hayatına daha fazla dokunabilmek için
kollarını sıvamaya karar verdi.
Hayatında daha önce hiç Esenler'e gitmese de,
Esenler'in doğu ve güneydoğudan yoğun göç alan bir bölge olduğunu
gayet iyi biliyordu.
Arkadaşlarıyla Esenler'i pilot bölge olarak belirledikten sonra,
kadınlara yönelik saha araştırmalarına başladılar.
Sahada yaptıkları çalışmalarda Esenler'deki kadınların
okuma yazma oranının çok düşük olduğunu tespit edince,
ÇYDD'nin desteği ile
Melek Erman Köni Eğitim ve Kültür Merkezi'ni açmaya karar verdiler.
- Çeşitli ilçelerde okuma yazma kursu açtığımızda
kursa gelecek insan bulamıyorduk bazı ilçelerde.
Şişli ve Beşiktaş bunlardan bazıları.
Ama Esenler gibi bölgelerde kuyruklar oluyor adeta.
Şu andaki okuma yazma öğretmenimiz Yasemin Ersoy,
buralarda çok kursa geliyordu.
Bakırköy ve Bahçelievler Şubeleri'ne üyeydi.
Onun önerisiyle bu semti seçtik.
Ümraniye ve Esenler pilot bölge olarak seçilmişti.
Burada bir yer açmaya karar verdik.
Yer açma ihtiyacını neden duyduk,
çünkü buralarda kurs açılabilecek doğru düzgün mekan yoktu.
Ne devlet sağlayabiliyordu bunu, ne de okullar bir sınıf verebiliyordu.
Sınıflar 60-70 kişilikti.
Çok yoğun göç almış bir bölge burası.
Otogar'a yakınlığından dolayı doğu ve güneydoğudan gelen insanlar
ilk bu bölgeye yerleşmeye çalışıyorlar.
Dolayısıyla burada çok büyük bir potansiyel vardı.
Melek Erman Köni Eğitim ve Kültür Merkezi
bir özel okul gibi dizayn edilmiş durumda.
Özel okuldan tek farkı ise burada sadece çocukların değil
annelerin de eğitim görüyor olması ve tüm eğitimlerin ücretsiz olması.
Bu merkezde yetişkinlere okuma yazma kursları verilirken,
okula başlamamış çocuklar için de
okul öncesi eğitim programları düzenleniyor.
Babalar için ise baba destek programı uygulanıyor.
Ve böylece bir aile en küçükten en büyük bireyine kadar
ihtiyacı olan eğitimi alabilmiş oluyor.
- Küçükken niye gidememiştiniz okula?
- Babam bizi göndermedi. Öğretmen erkektir diye göndermiyordu.
Arapça okuduk o zaman ama Türkçemiz hiç yoktu.
- Peki kızıyor musunuz şimdi okuyamadım diye?
- Hem de nasıl!
Babama beddua ediyorum bizi göndermedi, cahil kaldık diye.
Üzülüyorum, çocuklarımın hepsini okuttum ama ben okuyamadım diye.
Ama bu yaştan sonra da olsa öğrendim.
İsmimi, telefon numaralarını, hiçbirşey bilmiyordum.
Ama 3 haftada hepsini çözdüm.
- Peki okuma yazma bilmezken ne tür zorluklar çekiyordunuz hayatta?
Kızım hastaydı, 20 sene boyunca Çapa'ya gittim.
Her gün doktorlara, oradakilere soruyordum neyin nerede olduğunu.
Çok zorluk çektim.
Personel odası diye doktor odasına giriyordum.
Kapısında yazıyordu ama okuyamıyordum.
Şimdi nereye gitsem kendim okuyabiliyorum ve kendim gidiyorum.
Çok rahat ve çok güzel birşey. Sanki gözümüz kördü bugüne kadar.
- Kendinizi bir kadın olarak daha güçlü hissediyor musunuz?
Hem de nasıl güçlü! Herkese karşı gelebilirim!
- Şimdi neler yapmayı hayal ediyorsunuz?
- Milletvekili olacağım!
Vallahi muhtarlık istemiyorum, milletvekili olmayı istiyorum.
Diploma alırsam olacağım.
- Okumaya devam etmek istiyor musunuz?
- Hiç durur muyum? Allah'ın izniyle hep okuyacağım.
Çok güzel birşey. Gözlerimi açtı, bugüne kadar hiç görmüyordum.
- Güzel oluyor, çok güzel.
%10 ben öğrendim ve şu güne kadar bir kelime bilmiyordum.
Doktora gittim, fıtık ameliyatı oldum ama sakat kaldım.
Bilmiyordum Türkçe, doktorun ne dediğini anlamıyordum.
Buradaki öğretmenler çok güzel anlatıyor.
Kızkardeşim 2 sene boyunca başka bir kursa gitmiş, hiçbirşey öğrenmemiş.
Ama biz hızlı öğreniyoruz, herşey bize tek tek söyleniyor.
- Küçükken gidememiş miydiniz okula?
- Gidemedim, gönderilmedik.
Onun için burayı duyunca hemen geldik.
Bir yere giderken nasıl gideceğimizi, hangi arabaya bineceğimizi bilmiyorduk.
Şimdi biliyoruz, bileceğiz daha doğrusu, öğreniyoruz.
- Neler değişti hayatınızda?
- Artık adımızı soyadımızı biliyoruz,
bir yere gidince hangi arabaya bineceğimizi bileceğiz.
ÇYDD Melek Erman Köni Eğitim merkezinde,
okuma yazma kursları yaklaşık 4 ay sürüyor.
Dönem sonunda yapılan sınav ile
eğitime katılanlar artık belgeli okur yazarlar oluyor.
Okuma yazma kursları kadın erkek herkese açık olsa bile,
bugüne kadar kursa sadece kadınlar başvurmuş durumda.
- 11 kardeşiz biz, hepimiz peşi sıra doğduk.
Ayıptır söylemesi benim göğsüme bez koydular,
okula gitmeyeyim, okutamayacağız diye.
Ben dördüncü çocuğum, benden ufaklar okula gitti ama ben gidemedim.
Ben de buraya başvurdum, okuma ve yazmayı öğrenmek istiyorum.
- Peki okuma yazma bilmezken ne tür zorluklarla karşılaşıyordunuz?
- Doktora giderken nereye gideceğini bilmiyorsun,
hangi araca bineceğini bilmiyorsunuz, evinin adresini,
sokak numaranı bilmiyorsun. Bunları öğrenmek istiyoruz.
- Gelenlerin hayatında ne tür değişiklikler oluyor?
- Bence en başta kendilerine güven kazanıyorlar, cesaretleniyorlar.
Hayatları kolaylaşıyor.
Bir öğrencim vardı, kocasıyla iddiaya girmişti
okuma yazma öğrenip öğrenemeyeceğine dair.
Bizim söylediklerimizi çok iyi yaptığı için
çok güzel okudu ve eşinden de çok güzel bir hediye kazandı.
- Peki sadece bayanlara mı eğitim veriliyor burada,
yoksa erkekler de geliyor mu?
- Şu ana kadar erkekler hiç müracaatta bulunmadılar.
Genç kızlar, orta yaşlı hanımlar,
esasında her yaştan hanımlar bulunuyor.
Burada ben onlardan da çok şey öğreniyorum.
Birine bir şey öğretmek de çok güzel bir şey.
Çok memnunum. Yaşım ve sağlığım elverdikçe de yapacağım.
Bu merkezde eğitimler tamamen gönüllü eğitmenler tarafından veriliyor.
Çeşitli kuruluşlarda görevli öğretmenler, üniversite öğrencileri,
geleceğin bir Fark Yaratan adayı olarak, zamanlarını, akıllarını
ve en önemlisi kalplerini yeni kuşakların eğitimine adıyor.
Okuma yazma kurslarında, AÇEV'in seminerini alıp
eğitmenlik yapmaya hak kazanan gönüllülerimiz var,
bir gönüllü ordusu. Onlar derslere giriyorlar.
Etüd sınıflarına abla ve abiler,
ÇYDD'den burs alan üniversiteli öğrenciler giriyor
ve büyük destek veriyorlar.
Kültür Üniversitesi'nden çok destek aldık ve alıyoruz.
Yaz okullarında ve sanat ağırlıklı,
dans, müzik, drama gibi derslerde onlardan çok destek alıyoruz.
Pasif içiciler sigara içmedikleri için,
sigaraya alışkın olmadıkları için sigaradan daha çok etkileniyorlar.
ÇYDD Melek Erman Köni Eğitim merkezinde,
sadece anne ve çocuklara eğitim verilmiyor.
Kurslara ve eğitim aktivitelerine katılan kişilere
sağlık, diş, göz taraması gibi tıbbi hizmetler de sağlanıyor.
Ayrıca kursiyerlere tiyatro,
müze gezisi, konser gibi sosyal etkinlikler de sağlanıyor.
Ailelerin üniversite yaşına gelmiş çocukları için de burslar sağlanıyor,
dershane olanakları araştırılıyor.
Okumak isteyen gençlerin sonuna kadar gidebilmeleri için,
tüm yollar deneniyor.
- 1 saat ders çalışıyoruz, okulda işlediğimiz konuları tekrar ediyoruz.
Burada okulda öğrendiklerimizden daha çok şey öğreniyoruz.
Seviye Belirleme Sınavı'ndaki notum geçen seneye göre çok daha iyi oldu
sınavlarımda bana çok yardım etti.
- Kızımın adı Merve Aras. Kızım 8. sınıfı bitirdi,
ama babası daha fazla okumasını istemedi, çalışmasını istedi.
Bir baktım kızım bir hafta boyunca ne yemek yedi, ne konuştu.
Sadece ağladı, "beni çürüteceksiniz" diyordu. Sonra burayla tanıştım,
okumak isteyen ama okutamadığımız bir kızım olduğunu söyledim.
Tanıştık, ona kıyafet aldılar, okula yazdırdılar, desteklediler.
Şimdi ingilizce öğretmeni olacak, Allah'ın izniyle.
Öğretmenleri onu dershaneye yazdırdılar.
Herkes onu çok seviyor çünkü saygılı, derslerine bakıyor, çalışkan...
şimdi o çok mutlu, ben de çok mutluyum.
Hem onun, hem de benim hayatım kurtuldu.
- 8. sınıfı bitiren çocuklardan ikisine her sene burs veriyoruz,
dershaneye gitmelerini sağlıyoruz,
dershanelerle konuşuyoruz indirim alıyoruz.
8. sınıfı bitirdiklerinde liseye kaydolmaları için de
küçük yardımlarımız oluyor. Küçük ama sonuç alınabilen yardımlar.
Bazıları kendi okullarındaki puanları, yedek listeleri bile takip edemiyorlar.
Aileleri o bilince sahip olmuyor,
gidip okuldan takip edemiyor, internet açıp bakamıyorlar.
Bu şekilde birçok burslu çocuğu
yedek listelerden istedikleri meslek liselerine soktuk.
Esenler'deki bu eğitim vahası 2007 yılından beri hizmet veriyor.
Kuruluş günlerinde çeşitli zorluklar yaşansa bile,
eğitime gönül veren yürekli insanların çabaları
ve eğitime ihtiyacı olan isimlerin katkılarıyla
çağdaş bir yaşam merkezi kurulmuş durumda.
- Benim esasında ilk korkum, kursiyerlere nasıl ulaşabileceğimiz,
çocukları nasıl kendimize çekebileceğimizle ilgiliydi.
Ama Yasemin sağolsun beni orada çok destekledi,
bana "burası öyle bir yer ki, duyan gelecek" dedi.
Hakikaten de bugün aşağı yukarı
her öğretim yılında 300 tane bireye ulaşıyoruz.
Bunların çoğu ailelerden oluşuyor.
Onun dışında 250-300'e yakın bir yedek listemiz var.
Yani buradan iki tane daha olsa,
istediğimiz hizmetleri mükemmelen götürebileceğiz.
Esenler'de yürütülen bu çalışma
sadece eğitim alan ya da eğitim veren insanların değil,
Melek Erman Köni'nin hayatını da temelden değiştirmiş durumda.
Hayata anlam katan, monotonluğu gideren bir şey diye düşünüyorum.
Ticaretin içindeyim; ticaretin al-sat al-sat günlük rutini ile
insan ruhunun beslenmesi mümkün değil.
Yaşama anlam katıyor. Fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırabilmek,
kişilerdeki dönüşümü görebilmek büyük bir haz sağlıyor.
Okuma yazma bilmeyen bir insanın okumaya başladığı zaman,
o harfleri birbirine çattığı zamanki gözlerindeki ışıltı
çok müstesna bir duygu uyandırıyor insanın içinde.
Kendimi çok iyi hissediyorum.
Daha da genişletebilmeyi, daha fazla maddi katkı sağlayabilmeyi,
başka kurumlarla işbirliği içerisinde
daha çok insana ulaşabilmeyi çok arzu ederim.
Demek ki çok iyi hissettiriyor ki, daha da fazlasını istiyor insan.
Hayata bakış açım değişti, değer yargılarım,
değer verdiğim şeyler yer değiştirmeye başladı.
Bu tür manevi olaylardan fırsat eşitliği yaratabilmek,
o gizli kalmış yıldızları ortaya çıkarabilmek
çok büyük bir haz veriyor.
Bu tatmini başka alanlarda duymanız pek mümkün değil.
Özellikle insan, yaşı ilerleyip, daha da olgunlaştıkça
hayattaki değerleri yer değiştiriyor.
Ama yer değiştirtecek böyle güzel bir alan bulmalısınız.
Orada bunlar öncelik kazanıyor.
Melek Erman Köni yıllar önce sadece bir iş kadınıydı.
Finans dünyasının rakamsal dünyasında,
yüzdelerle ölçülen bir hayatı vardı.
Ama o herkesten farklı olarak içindeki iyi niyetin elinden tuttu.
Hiçbir maddi çıkar gözetmeden,
kendisinden daha az şanslı olan insanların
hayatını değiştirmeye karar verdi.
Onların gözlerindeki ışığa güvendi
ve binlerce kalpte, kuşaklar boyu sürecek, okur yazar, kocaman bir
Fark Yarattı...
"Fark Yaratanlar" programı farklı bir çizgide ilerliyor.
Hangi sınıftan olursanız olun,
eğitim seviyeniz, ya da yaptığınız iş ne olursa olsun
eğer bu ülkenin insanına,
sizin kadar şanslı olmayan insanların hayatına
bir parça katkınız varsa, lütfen siz de bu programa başvurun.
Türkiye'nin iyilik haritasını çıkartıyoruz,
A Takımı'nı oluşturuyoruz bir anlamda.
Siz de bu Fark Yaratanlar kadrosunun içinde yer alın.
Kısa bir aradan sonra
size bu programa nasıl katılabileceğinizi anlatıp,
programımızı kapatacağız.
Sevgili seyirciler,
Sabancı Müzesi'nin içerisindeki "the Seed" salonundayız ve
Sabancı Vakfı'nın katkılarıyla hazırlanan programımızda
saygın isimlerden oluşan Danışma Kurulu'muz
sizin bütün önerilerinizi ince eleyip sık dokuyorlar
ve katılacak isimleri bize bildiriyorlar.
Bize düşen görev ise onların belirledikleri isimleri
sizlerle tanıştırmak ve ekrana taşımak oluyor.
Son yıllarda içinde bulunduğumuz en ciddi projelerden biri desek,
herhalde yalan olmaz.
"Fark Yaratanlar", bu haliyle
Türkiye'de bambaşka bir çizgide devam eden bir program diyebiliriz.
Eğer siz de bu programa katılmak istiyorsanız,
ya da siz de Fark Yaratan birilerini tanıdığınızı düşünüyorsanız,
lütfen internet adresimizi ziyaret edin.
www.farkyaratanlar.org adresinde gidip formumuzu doldurabilir,
ya da bu programın kaçırdığınız bölümlerini seyredebilirsiniz.
Ya da +90-212-249-23-14 numaralı telefondan bizi arayın,
biz sizi yönlendirelim.
Yeni bir Fark Yaratanlar'da buluşuncaya kadar,
ben Cüneyt Özdemir, hepinize iyi akşamlar, iyi geceler diliyorum.
Onlar daha iyi yarınların peşinde koştular
Hiç tanımadıkları insanların hayatlarına varlıkları ve çabaları ile katkıda bulundular
Onlar, insanlara cesaret verdiler. Onlar, fırsatlar yarattılar.
Günlerini bu uğurda harcadılar.
Bunu yaparken hiç bir ödül ya da övgü beklentileri yoktu.
Sadece daha iyi yarınlara inandılar.
Umut ettiler, bu mücadeleden hiç vazgeçmediler.
Bu program, insanların hayatında fark yaratanları arıyor.
Türkiye'nin dört bir yanında iyiliğin peşine düşüyor.