Tip:
Highlight text to annotate it
X
Aaron Harris ile karşınızdayım, kendisi dünyadaki en iyi hızlandırıcılardan
biri olan Y-Combinator'ın ortağı.
Y-Combinator'a katılmadan önce, Aaron, özel öğretmenleri ve öğrencileri
birbirine bağlayan, çevrimiçi bir hizmet olan Tutorspree'nin kurucusuydu.
Katıldığınız için teşekkürler.
Benim için bir zevk, beni ağırladığın için teşekkürler.
Öncelikle kişisel bir soruyla başlayalım.
Tutorspree fikri nasıl oluştu?
Aslında, ilk başta şirketin ortak kuruculardan biri olan Josh'un fikriydi.
İnsanların zamanlarını alıp sattığı çevrimiçi bir platform oluşturmamızı
düşünüyordu, bu da özel ders verme olarak kendi kendine oluştu.
İlk başta bana şu şekilde anlattı,
"Her şekilde zaman alıp satacağımız çevrimiçi bir platform olacak."
Ben de aptalca bir fikir olduğunu söyledim çünkü çok genel ve yaygın gibi gelmişti.
Sonradan düşündükçe farkettik ki
özel ders vermek konuştuğumuz şeye mükemmel şekilde uyuyordu.
Üniversite ve lisedeyken özel ders vermiştim. Özel hocalarım olmuştu.
Profesyonel seviyede özel öğretmenlik yapan bir sürü arkadaşım vardı.
Onlarla bu fikir üzerine konuştuk,
Gerçekten ihtiyaçları olan şeyleri keşfetmeye başladık.
Bizi bir nevi etkileyen de bu oldu,
sanırım, bizi Tutorspree'nin zamanla geldiği yola doğru götürdü.
Sence bu her şirket kuran için genel bir durum mu?
Y-Combinator'ın kurucuları bu şekilde mi yaptı?
Öyle olmalı.
Her zaman öyle olması gerekmiyor.
Bazen insanlar bize bir nevi uydurma fikirlerle geliyorlar.
Sorun arayışındayken bazen onlara çözüm diyoruz.
Bir çok insanın da, herhangi bir soruna değinmeyen
gerçekten ilginç teorik fikirleri oluyor.
Fakat bana göre en iyi fikirler insanların kendi deneyimlerinden
ortaya çıkan sorunlarda kendini gösteriyor.
Bu şekilde bakınca, aslında Tutorspree'nin ortaya koyabileceğimiz
en iyi fikir olmadığını düşünüyorum.
Ne ben ne de ortak kurucularım profesyonel özel öğretmenlerdik.
Anlamadığımız bazı şeyler vardı.
Ayrıca hedef pazarımız ebeveynler olsa da hiçbirimiz anne-baba değildik.
Bu süreçten geçmiş olan çocuklarımız yoktu.
Müşteri konuşmalarından ve insanların davranışlarını gözlemleyerek
gözden kaçırdığımız düşündüğümüz bir çok şey öğrendik.
Peki Y-Combinator şirketlerinde bu fikir nasıl oluştu?
Kuruculardan sadece tek birinin, tek başına bir fikir bulduğunu sanmıyorum.
Fakat en iyileri arasında bahsi geçen ortak bir konu vardı, o da insanların
sahip oldukları ve anladıkları sorunlarını çözmeleriydi.
Sanırım Dropbox bunun için çok iyi bir örnek,
Drew dosyaları USB'de yanında taşımaktan bıkmıştı, değil mi?
Çılgınlık, anahtarlığında bile bir tane var.
İnternetin ve bulut depolamanın olduğu bir dünyada dosyaları taşımak için
çılgınca bir yöntem.
2005'de, 6'da. Başladığında 2007'ydi
Hatırlıyorum da böyle bir kavram yoktu.
İlk Gmail hesabımı aldığımda, 2005'de Gmail betayı bilmem gerekiyordu.
Bulut depolama olarak kullanmıştım.
Bunu bugün farkettim,
Bulut depolamayı ilk defa ne zaman kullandığımı düşünüyordum.
Harvard adresimden tezimin kopyalarını kendime gönderiyordum ki
olur da bilgisayarım bozulursa ya da çıktısını almak istersem
bir yerde kopyası dursun diye.
Gerçekten saçma bir durum.
Email bunun için tasarlanmadı.
Fakat bunu yapmanın tek yolu da oydu
Bu yüzden o da bir adım atarak Dropbox'u kurdu.
- Doğru. Y-Combinator için uygulamalara
bakarken neye dikkat ediyorsunuz?
Fikirler açısından, nelere dikkat ediyorsunuz?
Fikir açısından mı yoksa kabul etmek istediğimiz kurucu açısından mı?
Evet.
Bu konudaki düşüncemiz, sanırım, benim düşüncem zamanla değişti,
ve aynı şeyin ortaklarım için de geçerli olduğunu düşünüyorum.
Sanırım eskiden, asıl önemli olanın kurucular olduğunu söylerdik.
Fikir önemliydi, fakat genelde bilgilendirilmiş kurucular olarak.
Bir çok insan bütün olayın fikirle ilgili olduğunu söyleyecektir.
Bence bütün bunlar büyük ihtimalle çok kesin hatlı veya
o kadar siyah ve beyaz değil.
Sanırım hem kuruculara hem de fikirlere ihtiyaç var.
Çünkü sadece gerçekten çok iyi olan fakat iyi fikirleri
olmayan kurucuları alırsanız, muhtemelen çok iyi kurucular olmazlar.
Çünkü çok iyi kurucuların ne üzerine çalışacaklarına dair fikirleri vardır.
Ve sadece çok iyi bir fikir gibi görünen bir şeyi alırsanız ve
kurucular pek de iyi değilse
Muhtemelen başaramayacaklardır.
Keşke net bir cevabım olabilseydi ancak işin gerçeği, her ikisi de.
Ve bu yüzden biz de gerçekten iyi ve çetin kurucular arıyoruz.
İşin gerçeği, mutlaka en zeki kurucuları arıyoruz
diye bir şey yok, çünkü zaten böyle bir durum da yok.
Bu bir beygir gücü meselesi değil.
Bu bir entelektüel beygir gücü meselesi değil.
Asıl olan kişinin işi yapabilecek kadar zeki olması.
Ama daha da önemlisi, kişinin kararlılığa sahip olması ve
önündeki tuğla duvarlarını tek tek geçebilmesi.
Çünkü şunu kabul edelim ki tekrar tekrar bocalayacaksanız
ve hatta bocalamasanız bile işler istediğiniz gibi gitmeyecektir.
Ve eğer bunun üstesinden gelemezseniz, başınız belada demektir.
Diğer yandan,
eğer fikrinizin büyük bir işletmeye dönüşme şansı yoksa
dünyanın en azimli kurucusu olup olmamanız bir şeyi değiştirmez.
Hiçbir yere varamazsınız.
Doğru.