Tip:
Highlight text to annotate it
X
Ateist olduğunuzu söylüyorsunuz.
C: Evet
C: Ama yani şey değil, kendimi bildim bileli.
Kendizi bildiğinizden beri?
C:Kendimi bildim bileli..
Yeni gelişen bir şey değil?
C:Hayır Hayır
Veya okuduğunuz bir şeyle ilgisi yok?
C: Küçücük çocukluğumdan beri.
Ama siz bir ateist olarak?
C: Bana saçma geliyordu?
Ne saçma geliyordu size?
C: Efendim, ben çok küçükken, bana masallar okunuyordu.
C: Bu masallarda cadılar falan vardı, ben çok korkuyordum.
C: Ve bana diyorlardı ki; korkma.
C: Bu doğru değil.
C: Bu bir masal yani.
C: Ondan sonra dini öğrenmeye başlayınca
C: Orada da işte cehennemdi melekti falan
C: Bunlar nerede diyordum
C: Bunlar yok
C: Bunlar masallardaki yaratıklar gibi.
C: Bunlar da hayali.
C: Bunlar değil diyorlardı.
C: Peki nerede?
C: Cevabı yok.
Onun cevabını size bu masalı anlatanlar da bilemiyor olabilir mi?
C: Hayır efendim.
C: Rahmetli dedecim benim, abisi için şey yaptırırdı.. Mevlüt, her sene.
Okuturdu?
C: Evet.
C: Her sene Kani Karaca bilmem ne gelirler, ben bunlarla da konuştum.
Tatmin etmedi mi?
C: Hayır, hiç.. hava yani
C: Anlattıkları, işte annemin falan anlattıklarına benziyordu.
C: Diyordum yani bu akıl karı değil dediğiniz.
Hz. Muhammed'in çok zeki bir insan olduğu söylenir.
C: Hiç şüpheniz olmasın, bütün toplum liderleri belli bir zekanın üzerinde, başka türlü yaptıkları işi yapamazlar.
Değil mi yani, liderlik yapamazlar.
C: Yapamazlar.
Peki, sizin bakış açınıza göre, Hristiyanlık nasıl doğdu?
Siz nasıl görüyorsunuz, bakış açınız nedir?
C. Hristiyanlık nasıl doğdu diye başlarsanız çok daha evvele gitmek gerekir.
Gidelim tabii.
C: Şimdi, Dünya'da bugün egemen diye bilinen üç tane din var deniyor.
C: Aslında bunlar bir dinin üç varyantı(uzantısı).
C: Üç değişkeni.
Bravo! Katılıyorum.
C: Yani; Musevilik, İsevilik, Muhammedilik.
C: Bunların hepsi aynı kaynaktan besleniyor.
C: Bu beslendikleri kaynak Orta Doğu din geleneği.
Kim kimden beslendi?
C: Musevilik taaa Sümer, Babil, Akad'dan gelen bir din geleneğinden besleniyor.
C: Bununda ortaya çıkması 1874'de Kuyumcuk'ta yapılan kazılardır.
C: Orada ilk defa George Smith, bizim daha önce sadece Tevrat'ta olduğunu zannettiğimiz bir sürü hikayenin Babil'lerde olduğunu gösterdi.
C: Arkasından bir baktılar, Sümerlilerde'de aynısı çıktı.
Evet.
C: Yani; Ziusudra denen adam Nuh, ondan sonra Babil'e geliyorsunuz Hasis-Adra denen adam Nuh, böyle böyle böyle bir bakıyorsunuz
C: Taaa Musa'ya kadar geliyor.
C: E Musa'dan önceki tarihe bakıyorsunuz, Musa'dan sonraki tarihe bakıyorsunuz bir sürü peygamber adı sayılıyor.
C: Veya Hz. İbrahim'den itibaren gelenler var.
C: Bir bakıyorsun, toplum liderleri.
C: Yani Yuşa'ya bakıyorsunuz adam general yav.
Doğru.
C: Yani, değil mi?
C: Davud'a biz Peygamber diyoruz!
C: Adamcağıza diyoruz kitap inmiştir, işte Zebur yabancıların Zalb dedikleri,...
C: E Davud'un bir askerin karısına sahip olmak için, adama çaktırmadan gönderdiğini... komutanına gönderdiğini..
C: Eline verdiği mektupta da bu adamı mutlaka temizleyin dediğini! E bunu da tarih yazıyor.
C: Şimdi bu tarihi okuduğunuz zaman, bu bir insan tarihi.
C: Anormalde değil bunlar, her tarafta olmuş.
C: Bunların hiçbir özelliğinin olmadığını görüyorsunuz.
C: Hiçbir özellikleri yok.
C: Yani burada bir toplum; İsrailoğulları toplumu..
C: Daha doğrusu Sami gelenek.
C: İsrailoğulları toplumu Sami geleneğe sahip çıkıyor.
C: Tesadüfen yaşadıkları yer Judea, Judea'da Roma İmparatorluğunun bir parçası.
C: Orada olan bazı toplumsal hadiseler Roma'nın içine yansıyor.
C: Hristiyanlığın bütün şanılsı, İsa ben yeni bir din ortaya atıyorum diye çıkmıyor ki!
Evet.
C: Bütün reformcular gibi; ben diyo esas Yahudiliğe dönmek istiyorum.
Yanlış olduğunu düşünüyor Yahudiliğin..
C: Neyse, değil mi? Ama ondan sonra bizim Paulus asıl adı Saul olan Paulus.
C: Bakıyor ki, millet bu yeni dine dönmek istemiyor.
C: Çünkü sünnet var işin içinde, domuz yememek var.
C: E Anadolu nüfusu o zaman fakir. Domuzu ortadan kaldırdın mı aç kalacak adam.
C: Paul bakıyor, tamam diyor sünnetede gerek yok, domuz da yiyebilirsiniz.
C: Oldu mu Hristiyanlık sana...
Sadeceo değil tabi, başka...
C: Adım, adım, adım gelişiyor.
C: Petrus, şimdi Petrus'u al. Papa'ya sorarsan Roma'nın ilk psikoposu Petrus'tur.
C: Adam Roma'ya bile gitmemiş yav.
C: Düşünebiliy musun? Bütün Papa'lık müessesesi bir yalana dayanıyor.
Tabi bu çok şey bir iddia...
C: Hayır! İddia değil bu, tarihin gösterdiği, açıkça, 19. yy...
İslamiyet, yeniden doğuşu.. orada bir de reform mu gerekli tekrar. Hristiyanlık'taki
C: Hayır! İslamiyet Bedevi toplumu ile ilgili, öbür taraf ile ilgili değil.
Dünya klasiklerinde bir kitap okudum mesela, Hz. Muhammed'in Arap-İslam İmparatorluğu kurmak için dağınık yaşayan Bedevi'leri bir araya getirmek için...
C: Öyle bir niyeti yok Hz. Muhammed'in, Arap-İslam İmparatorluğu kurmak gibi bir niyeti yok.
C: Önce, kendi toplumunu adam etmek gibi bir niyeti var. Oradan yola çıkıyor.
Öyle mi gelişiyor?
C: Tabii, oradan gelişiyor.Değil mi?
C: Bütün bu olaylar kabileler arası meydana gelen şeyler. Küçücük toplumlar.
Akıllı bir tüccar!
E 40 yaşında, kendinden yaşça büyük bir kadın ile evleniyor.
C: Hayır, kendisi 25 yaşında karısı 40 yaşında.
Karısından bahsediyorum.
40 yaşındaki Ayşe Hanım ile evleniyor. (Doğrusu: Hz. Hatice )
C: Arabistanı geziyor. Ticaret yapılan yerlere gidiyor.
C: Şimdi ticaret yapılan yere giden adam bir sürü adamla karşılaşır.
C: Değişik kültürlerin etkisinde kalır.
C: Bizim Milet gibi. Bilinmeyen Milet'de icat edilmiştir.
C: Milet'e İngiltere'den kalay çeken kaptan da Milet'e geliyor.
C: Mısır'dan buğday getiren kaptan da Milet'e geliyor.
C: Efendime söyleyeyim, Kuzey Afrika'dan gelen de Milet'e geliyor.
C: Fenike'den gelen de Milet'e geliyor.
C: Ve hepsi bir araya geliyorlar.
C: Akıllı bir adam orada çok şey öğrenir. Anaksimandros'da onun için orada çok şey öğreniyor.
Orada bir bilgi paylaşımı var diyorsunuz.
C: Bilgi paylaşımı var.
Dağınık yaşayan Bedevileri de bir araya getirdi.
C: Tüccar bir adam bir kere Dünya'yı görüyor.
Zaten cennet cehennem tanımı, Hristiyanlık'ta olanla aynısı, değişen bir şey yok orada yani aynı tanımlar var.
C: Sümer, Dilman'a kadar gidiyor. Değil mi? Yani bunların hiçbirisi yeni kavramlar değil.
C: Bunlar ama, Orta Doğu'ya mahsus kavramlar.
C: Çin'de niye peygamber yok kardeşim.
Şimdi oraya gidelim isterseniz.
C: Çin'de niye yok?
Hindistana gidelim
C: Hindistan'a git, Hindistan'da niye yok, Aztekler'de niye yok?
Niye yok?
C: E çünkü bu gelenek oraya gitmemiş, bu lokal bir gelenek, mahalli bir gelenek.
Yani o zaman şöyle diyebilir miyiz mesela.. Arap-İslam İmparatorluğu oluşmaya başlayınca...
Mesela Türklerin müslümanlaşması, Moğollarla savaş başlayınca Türklere destek istiyorlar...
Türkler mesela 200 - 300 yıl direniyorlar mesela İslamiyete karşı. Müslümanlığı hemen kabul etmiyorlar.
C: Türklerle yani Türklerin müslüman olmaları tesadüf... Oradalar çünkü.
C: Bir uçları orada, bir uçları da ama Pasifik okyanusunda..
C: Oradakiler müslüman oluyor, ordakiler olmuyor.
C: Ben Altay dağlarında çalışırken, benim bir bekçim vardı, Türk adam.
C: Türkçe konuşuyoruz.
Neydi o?
C: Budist, tesadüf.
C: Oradan etkilenmiş.
C: Yani Uygursan manikeist oluyorsun.
Peki, reenkarnasyona inanıyor Hindistanlılar..
C: İnanabilirler, herkes herşeye inanabilir yani.
C: Descartes'in çok güzel bir lafı vardır.
Ne diyor?
C: Diyor ki; Dünya'da bir filozofun iddia etmeyeceği kadar saçma hiçbir şey yoktur.
C: Herşey iddia edilebilir.
C: Yani, şimdi reenkarnasyonu iddia ediyor bu adam, etsin.
C: Ama, bunu savunabiliyor mu? Hayır!
C: Yani, değil mi? Bunu savunabilmesi için demesi lazım ki; kardeşim şu testleri yaparsan sen de göreceksin!
C: Böyle bir test sunamıyor.