Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bu duyduğunuz ses Van'daki bir kilim atölyesinden yükseliyor.
Van'ın sokaklarındaki sessizliğe inat,
bu atölyede genç kızlar durmaksızın kilim dokuyorlar.
Kilim dokurken aynı zamanda geleceklerine dokunuyorlar.
Van'ın gökyüzünü rengarenk kök boyalarla boyar gibi,
yıkılmayan hayallerini, daha güzel bir Van için,
ilmik ilmik kilimlerine işliyorlar.
Van'dan yükselen bu mutlu sesin hikayesi,
yıllar önce Hakkari'nin köylerinde başladı.
Enver Özkahraman, Köy Hizmetleri'nde teknik ressam olarak çalışırken,
Hakkari ve Van'ın köylerine yaptığı ziyaretlerde köylü kadınların sanatını fark etti.
Köylü kadınlar hayvanların yünlerini topluyor,
doğada yetişen bitkilerle yünleri kaynatıp,
bitkilerin doğal renginin yünlere geçmesini sağlıyorlardı.
Enver Özkahraman emekli olduktan sonra
bu geleneksel değerin yaşaması için çalışmalara başladı.
Ama aklında sadece kilim ticareti yoktu.
O kuracağı atölyelerde genç kızların sosyal gelişimine de katkıda bulunmak istiyordu.
- Gerek Hakkari'de gerek burada benim kişisel amacım
sadece ticaret gibi, işyeri atölyesi gibi, saat 9'da gelsin 5'te gitsin,
12'de paydos etsinler gibi bir düşüncemiz yok bizim.
Bunların tamamı köy kökenli, Van'a göç etmiş çocuklarımız.
Sadece sosyalleştirme amacıyla olursa ben bu işi yaparım dedim.
Enver Özkahraman'ın kendi çabaları ile kurduğu atölyenin kaderi
İstanbullu işadamı Servet Harunoğlu ile tanışması ile değişti.
Servet Harunoğlu ile beraber önce kilimlerin satışı için
Hisar Anadolu Destek Derneği'ni kurdular,
sonra atölyede çalışan genç kızlara yeni bir hayat sundular.
- Esas ana amacımız, her evde 3-5 tane kız vardır, en azından.
Bunlar köy kökenli oldukları için şu ve ya bu nedenden dolayı okula gidememişler.
Veya başka sebeplerden dolayı okulu yarım bırakmışlar.
Burada ikna ediyoruz, ortaokulu terk etmişse
bitirmesi için katkıda bile bulunuyoruz.
Zamanla ne yapabiliriz diye arayış içine girdik, ne yapabiliriz,
ne edebiliriz diye. Birçok üniversiteli gençten gönüllü gençten katkı aldık.
Bu seneye kadar gelen kızlarımızın hemen hemen yüzde yüzü,
ilkokulu dışarıdan bitirdiler.
İçlerinde denizi görmeyenler var, içlerinde sinema nedir,
sinemanın içini görmeyen var.
Kilim satışı amacıyla İstanbul'da, İzmir'de, Mersin'de,
Ankara'da günlere etkinliklere katıldık.
O günlerde çocuklar görsünler diye her seferinde
3-5 tane kızı yanımızda götürüyoruz.
İlk defa uçağa bindiler, ilk defa İzmir'i, Mersin'i gördüler.
Servet Bey'in desteği ile böyle bir olanak sağlandı.
Nasip olursa önümüzdeki yaz iki kızımızla birlikte
Amerika'da bir fuarda hem kültürümüzü tanıtacağız,
hem de gençlerimizi Amerika'ya götüreceğiz.
Van Depremi'nden önce Enver Özkahraman'ın kurduğu 6 atölyede
125 genç kız çalışıyordu.
Depremde 4 atölye hasar gördü ve kapandı.
Bugün açık olan 2 atölyede çalışan 50 genç kız,
umutlarını motiflerle kilimlerine işliyorlar.
Enver Özkahraman yıllar önce kök boyaların peşine düştü
ve doğada olanı hayata kattı.
Genç kızların sosyal alanda güçlenmesi için çalıştı.
Van Depremi'nden sonra onun çabalarıyla, ışık yeniden doğudan yükseldi.