Tip:
Highlight text to annotate it
X
Destiny...
Kesinlikle bir Eskiler tasarımı,...
...yüz binlerce yıl önce
yola çıkmış.
Hangi cehennemdeyiz?
Evden birkaç milyar ışık yılı uzakta.
Bir gemideyiz, ama Dünya'ya göre nerede
olduğumuza dair bir fikrimiz yok.
Bu gemi, yıldız geçidinden
beri insanlığın...
...gerçekleştirdiği
en büyük keşif olabilir.
Bunlar yanlış yerde bulunan
yanlış insanlar.
Bir sürü yaralı var,
eve dönmemiz gerek.
Ana sistemleri çalıştırmak için
bile çok az enerjimiz var.
Bu gemi Dünya'yı çevirmeye
yeterli değil.
Bu çantada Eskiler'in iletişim
taşlarından beş tane var.
Diğer taraftaki kişiyi...
...fiziksel olarak kontrol ediyorsunuz.
Bebeği doğurmayacak.
Daha 16 yaşında.
Birbirimizi tanımıyoruz bile.
Bunu 40 yıl içinde birisi bulursa...
...Sharon'a söylesin...
...onu düşünerek öldüm.
# "Flogging Molly"
"The Worst Day Since Yesterday" #
# Başarılarımı özlediğimi biliyorum #
# Yüzüm asılmak üzereyken #
# O muhteşem rahatlığı nadiren hissederim #
# Bugün dünden bu yana en kötü gündü #
# Söyleyeceğim tek bir şey varsa #
# Bir zamanki hayallerim,
şimdi yataktalar #
# Dört rüzgar estikçe, aklım gider #
# Bugün dünden bu yana en kötü gündü #
# Sana doğru düşüyorum tatlı toprak #
# Bedenim çiçeklerin açtığı #
# Yerde bulunacak #
# Dön geri bana çılgın hevesim #
# Bugün dünden bu yana en kötü gündü #
Merhaba.
Nöbetin sona erdi.
Ben iyiyim.
Dinlenmen gerekiyor.
Saatlerdir kıçımın üstünde oturuyorum.
General O'Neill'ın emirleri.
Bu akşam boş musun?
Bu çok lezzetli, aşçının eline sağlık.
Sana telefonunu veririm.
Arıyorsun, yemekleri getiriyor.
Şaka yapıyorsun?
Dinle, sana teşekkür etmek istiyorum.
Şu an yaşadıklarımı anlayabilen
çok fazla insan yok.
Yardımcı olduğum için mutluyum.
Her zaman.
Her şey yolunda mı?
Birbirimizi kısa bir süredir tanıyoruz...
...ama sana
arkadaşım diyebileceğimi düşünüyorum.
Tabii ki, diyebilirsin.
Ve sana bunun gibi
bazı şeyleri...
...söylemek zorunda hissediyorum...
...kocan hakkında.
Stargate Universe Sezon 1 Bölüm 9
Hayat
Hey, bize katılman gerekmiyor mu?
Evet, biliyorum, üzgünüm. Bir işim vardı.
Evet, Albay Young
herkesin formda olmasını istiyor.
Yarın, yarın, evet söz veriyorum.
Tamam, gidelim. Haydi!
Canı cehenneme!
- Hey!
- Merhaba.
Sana katılabilir miyim?
- İyi misin?
- İyiyim.
Çünkü biraz yorgun görünüyorsun.
Uyuyabiliyor musun?
İyiyim, dedim.
Ben de iyiyim,
sorduğun için teşekkürler.
Eli.
Efendim.
Geminin iki bölümünü daha emniyet altına aldık.
İncelemesi için bir ekip gönderiyorum
ve benim için Kino'yu kullanmanı istiyorum.
Biraz meşgulüm.
Ne yapıyorsun?
Söyleyemem.
O da ne demek oluyor?
Yani kimseye bahsetmemem söylendi.
Gizli bir görev demek.
Ne kadar ilgi çekici.
Bak, bu konuda Albay Young ile konuşmalısın.
Eli, bana bir iyilik yap,
göğsüne bak.
Orada herhangi bir rütbe işareti var mı?
Teğmen, Çavuş, ya da onun gibi bir şey?
Sadece "Buradasın" yazıyor.
Kesinlikle.
İşim bitince gelirim.
Hayır, hayır, zahmet etme!
Ben hallederim.
İyi olduğunu söylüyor,
ama onun için endişeleniyorum.
Evet, o ve bir düzine kişi hakkında daha.
Dinle, psikolojik değerlendirmeler yapmanı istiyorum...
...herkese, sivillere, askeri personele.
Senden yapmanı isteyecektim zaten.
Camile yapmak istemez mi,
İnsan Kaynaklarından olduğu için?
Üniversitede psikoloji gördün, değil mi?
Bir ders, lisans sırasında,
ama bu beni nitelikli kılmaz--
Mükemmel.
İşe koyul. Yapabilirsin.
Bekleyin.
Sağınızda bir kapı var.
Onu deneyin.
Başka bir oda daha.
Fena değil.
Devam edelim.
Eee, hemen ağlamaya başlayayım mı,
yoksa ona sonra mı geleceğiz?
Bana nasıl olduğunu söyler misin?
- Nasıl olduğumu mu?
- Gemideki hayatın nasıl?
Berbat, nefret ediyorum.
Tamam. Peki ya, su içinde
bitki yetiştirme laboratuvarında gelişme var mı?
Tohumlar filizlenmiyor.
Bu gerçekten berbat,
çünkü biraz yiyecek yetiştirmek isterdim.
Meyve ve sebzelerden pek hoşlanmam...
...ama her şey bize verdiğiniz
o boktan yemeklerden iyidir.
Yeterli su yok ve yataklar taş gibi sert...
...ve bunu söylemeyi unutmayayım...
...adamlarınızdan biri beni vurdu!
Yani, idare ediyorsun.
Eli, nasıl gidiyor?
Telford'ın geçide enerji verme planları için...
...onlarca farklı simülasyon çalıştırdım,
ama şimdiye kadar...
...hep problemler var.
- Ne gibi?
Feci arızalar. Her seferinde.
Korkunç ölümler,
cehennem ateşi...
...köpeklerin ve kedilerin bir arada yaşaması--
Anladım. Devam et.
Emin olmak istiyorum.
Teğmen...
Taşları kullanarak
Dünya'yı ziyaret etme sırası sende.
Sorun değil, efendim.
Bekleyebilirim.
Yeteri kadar bekledin.
Sıra sende. Wray de seninle gelecek.
Pekala, tamam, teşekkürler.
Devam edin.
- Bu da ne?
- Hey, görünüşe göre dişçinin ofisini bulduk.
Hiçbir şeye dokunmayın.
Bırakın.
Geliyorum.
Teğmen Scott, benim. Camile.
Acayip.
Sinirsel arayüz mü?
SG-1'ın birkaç yıl önce bulduğu
Eskiler'e ait bir cihazın ilk şekli.
Birinin zihnine kelimesi kelimesine
indirilebilecek bir bilgi deposu.
Bunun onlardan biri
olduğunu mu düşünüyorsun?
O bilginin içinde geminin sistemlerinin kilidini açacak
ana şifre de bulunuyor olabilir.
Seyrüsefer, itici güç.
Emin misin?
Birisi o koltuğa oturana kadar emin olamayız.
Seni zapt edip,
kafana çiviler sokuyor gibi duruyor.
Onlar sadece
veriyi aktarmaya yarayan elektrotlar.
Buna benzer bir cihazın
General O'Neill'a ne yaptığını biliyor musun?
Bütün o bilgi onu mahvetti, evet.
Onu neredeyse öldürüyordu,
yaptığı şey bu.
Onları inanılmaz buluşlara götürdü--
Ve onu neredeyse öldürdü.
Hatta Eskiler'in bu cihazı hakkında...
...tek bildiğimiz,
neredeyse idam cezası gibi olduğu.
Bu koltuğa kimse oturmayacak.
Başında bir nöbetçi durmasını istiyorum.
Peki ne yapacağız, Albay?
Bu koltuğun yapabileceklerini
görmezlikten mi gelelim?
Senden görmezlikten gelmeni istemiyorum.
Sana incelemeni,
üzerine oturmadan yapmanı söylüyorum.
Albay, bu Samanyolu'nda bulunandan daha eski.
Etkisinin çok daha az şiddetli olacağına bahse girerim.
Kendi hayatın üzerine bahse girer misin?
Yani, başka birisi gönüllü olduğu sürece
senin için sorun yok.
Eğer bu insanların eve dönmelerini
sağlayacaksa...
...kahrolası şeye ben otururum.
Albay Young, cevap verin.
Devam et.
Albay Telford iletişim laboratuvarında.
Scott ile beden değiştirdi
ve sizinle konuşmak istiyor.
Geliyorum.
Albay şu ana kadar
Destiny'nin veritabanının ufak bir parçasına erişebildim.
Hala daha gemiyi kontrol edemiyoruz.
Şu anda gemiyi döndürüp
Dünya'ya yönelsek bile...
...eve dönmemiz ne kadar sürer,
bir milyon yıl mı?
Rush, bu koltuğun başka bir harika buluş
olmasını istiyorsun...
...sorun değil.
İspat et.
Onu gerçekten ihtiyacımız olan bir şey yapmak için
kullanabileceğimizi ispatla.
O zamana kadar kimse yanına yaklaşmayacak.
Taşların başında hep sen varsın,
başka birine izin vermiyor musun?
Neden hala deneyimiz sırasında
toplanan verileri bize vermediniz?
Biz hala üzerinde çalışıyoruz.
Dünya'daki en iyi bilim adamlarından oluşan bir ekibim var.
Yardım etmek istiyoruz.
İşler kontrolden çıkıncaya kadar,
sonra gemiyi terk ediyorsun.
Bizi kendi başımıza bırakıyorsun.
Rush nasıl yaptı?
Sorunu nasıl etkisiz hale getirdi?
Ben öğrenince sen de öğreneceksin.
Biliyor musun Albay, anlayamıyorum.
Bu insanları evlerine döndürmek için...
...her şeyi yapacağını düşünüyordum,
kendin eve dönmek için, karına geri dönmek için.
Bir şeye ihtiyacın olursa,
Teğmen James'ten iste.
Camile, sensin, değil mi?
Bugün rapor vereceğini bilmiyordum.
Aslında vermeyeceğim,
bu kişisel bir ziyaret.
Geçen sefer geldiğimde eve gidememiştim.
Doğru, elbette, ama hazır buradayken...
Bir dakika içinde gelirim.
Albay Telford'ın ekibi planlarında düzeltmeler yapıyor.
İlerleme kaydediyor.
Young söz dinlemeyecek,
en azından bir süre.
Dr. Rush ise...
...söylediğin gibi,
eve dönmeye acelesi yok.
Hala, geminin kontrolünü
ele geçirmeye mi çalışıyor?
O ve Young birbirlerini yiyorlar, evet.
Şu anda o savaşı Young kazanıyor gibi.
Peki ya sen?
Ben iki ateş arasında kaldım.
Hangi cephenin
daha iyi bir seçim olduğuna emin değilim.
Belki de kendi cepheni kurmanın zamanı gelmiştir.
Mektubun var.
Dördü de senin. Popüler adamsın.
Senin şaperonun benim.
Nereye gitmek istersin?
Ailen veya arkadaşın var mı?
Görüşmek istediğim bir arkadaşım var.
Edwards'ta veya...
Sorun değil.
İyi misin?
Bu geminin işleyişini anlamaya çalışmanın...
...insana verdiği stresi tahmin edebiliyorum.
Biliyorum, çok yoğun...
...özellikle öğrenmemiz gerekenlerin
daha başında olduğumuzu fark etmemiz.
Peki nasıl baş ediyorsun?
Yani stresi hafifletmek için ne yapıyorsun?
Ben...
...kitap okuyorum.
35! 36! 37!
38! 39!
Bir, iki, üç, 18!
Bir, iki, üç, 19!
Kıpırdayın, kıpırdayın!
Daha hızlı, haydi millet, daha hızlı!
Daha hızlı Franklin, kıpırda.
Beş para etmezsin Franklin, farkında mısın?
Tekrar!
Tekrar Franklin, o koca kıçını kaldır.
Beş para etmezsin,
tekrar yap!
İzin verilmedi...
...o yüzden hikayeye sadık kal.
Merhaba, Annie Balic'i arıyorum.
Onun eski bir arkadaşıyım.
Burada mı yaşıyor?
O benim annem.
Gerçekten sen misin?
O iğrenç koltuğu attın mı?
Birisi o koltuğa oturmak istiyorsa,
neden izin vermiyor?
Bizi korumak istiyor?
Lütfen.
Politika.
Önce karşı çıkıyor.
Önünde sonunda yelkenleri suya indirecek...
...yeşil ışık yakacak...
...ve işe yararsa büyük kahraman olacak.
İşe yaramazsa ise...
...suç senin üzerine kalacak.
Evet.
Nasıl başa çıkıyorum?
Doğrusu?
Bilmiyorum.
Gemideki insanlar kolaylaştırıyor...
...orası kesin.
Birkaç iyi arkadaş edindim...
...ve Matt ile tanıştım.
Onun için minnettarım.
İkiniz arasında işler ciddileşiyor mu?
Onda teselli buluyorum.
Onunla birlikteyken...
...yalnız hissetmiyorum.
Anlıyor musun?
# "Deb Talan - Comfort" #
# Herkes yatmaya gittiğinde #
# Ve sen tamamen uyanıkken #
# Sıkıntılarını anlatacağın #
# Kimse yokken etrafta #
# Sadece bir saat önce #
# Sen onların seslerini dinledin #
# Irmak sesi gibi hareketli ezgilerini #
# Ve şafak vakti gibi
alt kattan gelen loş ışık #
# Yalnız bir çocuğun ıstırabı gibi #
# Ve daha iyi bir zaman hatırlayamıyorsan #
# Benimki senin olsun küçüğüm... #
İstersen, hemen Çocuk Koruma Hizmetlerini ararım.
Birazdan eve geleceğini söyledi.
O üç saat önceydi.
Sadece emin olmak istiyorum onun...
Annie Balic?
Evet?
Ben, Albay Telford.
Matthew Scott'ın bir arkadaşıyım.
O iyi mi?
Evet, o iyi.
Bir görevde.
Gizli bir görev.
Nerede olduğunu söyleyemem, ama...
...mektubunuzu aldı.
Onu görmeniz gerektiğini yazmışsınız.
Ailenle görüştün mü?
Anlamı yok.
İzin verilmedi.
Onlara gerçekte kim olduğumu söyleyemem.
Onlara kızlarının iyi olduğunu söyleyebilirsin...
...kızının onları özlediğini...
...ve onları sevdiğini söyleyebilirsin.
Onları görmeye git.
Şey...
Onu satmaya çalıştım.
Tabii.
Çalıştım, gerçekten--
Evet.
Buraya gel.
Bu çok garip, bu...
Farklı vücut.
Yiyecekler aynı tadı vermiyor.
Şarap da öyle.
İşte bu...
Bu his gerçek.
Emekli olup kumsala taşınmak buraya kadarmış.
Hayır, şu anda ondan bahsetme.
Sandalı unuttum.
Sandalı neden unuttum?
Buraya gel.
Gel...
Buraya gel...
Her şey yolunda.
Hey, Dr. Rush
bir saniyeniz var mı?
Hayır.
Bütün mürettebatın
psikolojik değerlendirmelerini yapıyorum.
Hayır, sağ ol.
Albay Young emretti.
Sadece, nasıl olduğunuzu öğrenmek...
...sorunlarınızdan veya hayal kırıklıklarınızdan
bahsedebileceğiniz bir konuşma.
Ben iyiyim.
Sorunum yok, şikayetim yok.
Bu kadar mı?
Evet.
Genelde bu kadar çekingen değildir.
Üniforma yüzünden olmalı.
Askeriye'yi çok sever.
Yemeğini yedin mi?
Git, dişlerini fırçala.
Matthew, git.
Şey...
...Teğmen Scott onun...
Ne kadar yakın arkadaşı
olduğunuzu bilmiyorum...
...veya size bizden bahsedip bahsetmediğini--
Bir hamilelik olduğunu söylemişti...
...ama sizin sonlandıracağınızı--
Yapamadım.
Gerçekten yapamadım.
Ona neden söylemedin?
Ona sıkıntı vermek istemedim.
O sırada çok fazla sorunu vardı.
Ne oldu?
İşte bu güzel.
Bak, kötü bir adam varsa...
...elime silah verin, gidip onu öldürürüm.
Uykumu kaçırmaz.
Kurtarılmanız gerekiyorsa,
kurtarırım...
...veya denerken ölürüm.
Böyle olmayı ben istemedim.
Kimse beni bu hale getirmedi.
Çocukluğumu kurcalamak istiyorsan...
...babamın beni dövmesi...
...gerçekten...
...beni mahvetti.
Beni anlayabileceğini mi sanıyorsun?
Hayır, sadece konuşmak istiyorum--
Keşke insanlar çenelerini kapasalar...
...bu halimle mutlu olsalar.
İnsanlar mı?
Benim yaptığımı yapmak istemeyen
veya yapamayan insanlar.
Çöl Fırtınası'nda savaştı, değil mi?
Baban?
Onun hakkında konuşmayacağım.
Ondan bahseden sensin.
Nasıl biriydi?
Annem ona okuldan sonra bakıcılık yapardı.
Burası onun evi.
Geçen yaz öldü.
Ama bu işin...
...çalışma saatleri çok kötü,
ama parası gerçekten iyi...
...ondan yakında bir çocuk bakıcısı tutabileceğim.
İş nedir?
Dans ediyorum.
Matt senin üniversiteye gittiğinden bahsetmişti...
...avukat olmak için?
Evet.
O öncedendi.
Zamanı geldi.
Telefonunu kullanmam gerekiyor.
Çabucak.
Hemen dönerim.
Üzgünüm.
Hemen geliyorum.
Gel buraya.
Derin bir nefes alıp...
...gücünü toplayacaksın.
O gemiye geri dönüp...
...o insanlarla birlikte çalışacaksın.
Onları harekete geçirip...
...eve dönmek için...
...ne gerekiyorsa yapacaksın.
Çünkü ben burada olacağım.
Hiçbir yere gitmiyorum.
Söz mü?
O sözü 12 yıl önce verdim zaten.
Buraya geri döndüğünde burada olmayacak tek şey...
...şuradaki aptal koltuk olacak.
Wo ai Ni.
Ben de seni seviyorum.
Burada olacağım.
Tamam...
...beni Matt'e bağladılar
ve ona söyledim.
Kızdı, değil mi?
Biraz zamana ihtiyacı olacak.
Birden kendini toparlayamaz...
...ama her neyse,
uzun lafın kısası...
...şu anki görevi maddi açıdan çok iyi...
...o yüzden aylık hava kuvvetleri maaşının...
...doğrudan senin banka hesabına
yatmasını isteyecek.
Gerçekten mi?
Evet, böylece, işinden ayrılıp...
...okula geri dönebilir...
...ve hayallerine devam edebilirsin--
Bekle bir dakika.
Matt bize yardım etmek istiyorsa,
bu harika...
...ama ben işimden memnunum.
Bekle, peki ya üniversite ne olacak?
Ben, bir avukat mı?
Sanki öyle bir şey mümkünmüş gibi.
Denedin mi ki?
Matt'e teşekkür ettiğimi söyle...
...ama burada işler kontrol altında.
Bizim için endişelenmesine gerek yok.
O kadar uzun sürmeyeceğini söylemiştim.
Destiny ve önden gönderilen
insansız gemiler arasındaki...
...alt uzay bağlantısına erişmeyi başardım.
Gezegenlere Yıldız Geçitleri koyan gemi.
Evet.
Yerleştirilen binlerce geçit
hakkında bilgiye sahibiz.
Sadece küçük bir kısmına bakabildim...
...ama çok ilginç bir şey buldum.
Vay...
Neredeyse Icarus gezegeniyle
aynı madeni bileşime sahip.
Ne kadar?
Bir yıl uzakta.
Gezegenin kabuğunda doğal naquadria oluşumu.
Bize bol bol yetecek kadar enerji.
Bir yıl sonra,
eve geçit açabilecek miyiz?
O kadar kolay değil.
Gemiyi nasıl yönlendireceğimizi bulmalıyız--
Gezegenin yörüngesine girmeyi...
Oradan Dünya'yı nasıl tuşlayacağımızı da
bulmalıyız tabii ki--
Evet, dediğim gibi,
yapılacak çok şey var...
...ama tabii ki ana şifreye ihtiyacımız var.
O zaman çözmeye çalışmaya başlayabilirsin.
Yarım yıldan fazla süren var gibi gözüküyor.
Ama...
Sinir arayüz cihazı--
Hala kullanmak yasak.
Tanrım, burada ne yapmaya çalıştığını
bilmediğimi mi sanıyorsun?
Çöz şu kahrolası şifreyi, Rush.
Senin işin bu.
Hey, nasıl gitti?
Harika.
Ya sen?
Harika.
Bir yıl sonra buradan kurtulacak mıyız?
Önce gerekli olanı yapmalıyız.
O zaman işe koyul.
Olur, ama sizin desteğinize ihtiyacım var.
Diyelim.
Bak, eğer bu teneke kutudan
kurtulacağımız anlamına geliyorsa...
...o zaman hepimiz varız.
Bir yıl daha bekleyemem.
Hemen bu gemiden kurtulmak istiyorum.
Sakin ol, Spencer.
Bir yıl, sonsuza kadardan çok daha iyidir.
Vay.
Bu çok daha iyi.
Çözeceğiz.
Yapabileceğimizi biliyorum.
Çözersek...
...biliyorum Albay Young...
...koltuğu kullanmamıza izin verecektir.
Vermeli, böyle bir şans
başka ne zaman bulunur?
Bu eve dönüş biletimiz.
Haberi duyuluyor.
Yani, herkes çok heyecanlı.
Evet.
Zamanlaması da çok iyi.
Çünkü, seni bilmem...
...ama benim burama kadar gelmişti.
Çok garipti.
Ben karınızla hiç tanışmadım bile.
Sadece Icarus'taki
ofisinizdeki bir fotoğrafını görmüştüm.
Telford, onunla bağlantılısın.
Ne yani...
Onun artık hatırası...
...bir şekilde benim bilinçaltıma mı geçti?
Gerçek bir hatıra olduğu
anlamına da gelmez.
Rüyalarından biri de olabilir.
Yani, onu görmüş olmam,
ikisinin beraber...
Evet.
Teşekkürler.
Camile!
- T.J...
- Merhaba.
Dr. Boone bana Rush'ın veritabanında
bir gezegen keşfettiğinden bahsetti.
Doğru mu?
Evet, nihayet iyi bir haber aldık.
Umarım söylediği gibi başarılı olur.
Evet, dinle, sen yokken...
...Albay Young benden bütün mürettebatın
psikolojik değerlendirmelerini yapmamı istedi...
...insanların ruhsal durumlarını değerlendirip...
...tehlike işareti gösterenlerden
haberdar olmamızı sağlayacak.
Evet, bu iyi bir fikir.
Ben de senin oturup konuşmak için
zamanın olup olmadığını merak ediyordum.
Doğru.
Sorun değil,
ama bugün yapmam gereken birkaç şey var.
Yarın uygun mu?
Evet, tamam.
Yarın uygun.
Pardon.
Önüne baksana.
Sakin ol! Pardon dedim--
İnsanların önünden çekileceğini sanırsın.
- Senin sorunun ne?
- Benim sorunum...
...senin gibi koca kıçlıların koridoru tıkaması--
- Senden bıktım artık!
- Ne yaptım ki?
Dinle beni, senin lanet olası
sorunun ne olduğunu bilmiyorum...
...ama kendine gelsen iyi olur!
O bana çarptı!
Kapa çeneni!
Kimin kime çarptığı umurumda değil.
Böyle davranmaya devam edersen...
...seni temelli hapse atarım.
Anladın mı?
Defol git buradan.
Yürü!
Bir oğlun var!
Bu...
Bu çok güzel.
Evet, bir de bana sor.
Adı ne?
Matthew.
Benim ismimi almış
sekiz yaşında bir çocuğum var.
Ne kadar acayip.
Sen iyi misin?
Evet.
Bu zor başa çıkılacak bir durum.
Bana söylemediği için kızgınım.
Oğlumun yanında olabilirdim.
Bak, bir yıl sonra...
...onu futbol maçlarına...
...ve küçükler ligine götürebilirsin.
Annesi nasıl?
Onun da kendi sorunları var.
İkiniz yakın mıydınız?
Pek sayılmaz.
Yani...
Evet, yani bir süreliğine...
...ama araya bir şeyler girdi.
İrtibatı kopardık.
Şu ana kadar.
Burada ne arıyorsun, havacı?
Karımdan uzak dur,
seni işe yaramaz pislik!
Parmağını suratımdan çek.
Bu şekilde mi benden öç alıyorsun?
Benmiş gibi davranıp,
karımla yatağa girmeye mi çalışıyorsun?
Hayır, senmiş gibi davranmadı!
Asla senmiş gibi davranmadı.
Bana en başından kim olduğunu söyledi...
...ve onunla yatmadım, bu arada...
...hemen karara varmadığın için sağ ol.
O bir arkadaşım.
Bunları atlatmamda bana yardımcı oluyor.
Ne, gerçekten mi?
Bu doğru mu?
Bütün erkekler senin gibi değil...
...ve hala o kızla yattığını biliyorum.
Bunu sana o mu söyledi?
Everett!
Ne oldu?
Az önce ne oldu?
Bağlantı kesilmiş olmalı, Albay.
Neden bilmiyorum--
Dalga mı geçiyorsun?
Albay Young...
Şimdi olmaz.
Eli az önce gezegenler veritabanını kontrol ediyordu.
Geçitleri yerleştiren gemiyle alt uzay bağlantısını.
Bir önceki seferde belirlenmiş koordinatlarla...
...tam uyuşmayan bir şeye rastladım--
Bu bekleyemez mi?
Hayır, efendim, bekleyemez.
Rush yalan söyledi.
Bir yıl uzaktaki Icarus benzeri gezegen...
...aslında yok.
Sahte veri.
Kendisi yerleştirmiş.
Bu insanlara yalan söyledin.
Onlara umut verdim.
Sahte umut, Rush!
Evet, Dünya'yı tuşlamak da öyleydi.
O zaman manasız olduğunu biliyordum...
...ama siz inat ettiniz.
Neden?
Morali artırmak için.
Bana aradaki farkı söyleyin.
Sana aradaki farkı söyleyeyim...
...birisi yalan.
Kimin umurunda?
Bunu başka kimler biliyor, o zaman?
Wray kulak misafiri oldu...
...yani artık gemideki
herkesin öğrendiğini varsayabiliriz.
Tebrikler, Albay.
Verimliliği artırmak için şansımızı mahvettiniz.
Sahte bilgi yerleştiren ben değilim.
Icarus tipinde bir gezegen yine de bulunabilir...
...verilerin içinde gömülmüş halde.
Olabilir de.
Daha derinlere inemedim.
...ama koltuğu kullanmama
izin verseydiniz daha da ilerleyebilirdim--
Yine mi koltuk!
Evet, koltuk!
O bizim tek kurtuluş yolumuz olabilir--
Birisi ölebilir!
Bir kişiyi feda ederek
bu gemideki herkesin hayatını kurtarabiliriz.
Seni durduran yok, Rush.
Git, otur, kafana göre takıl.
Ben de öyle düşünmüştüm.
Hey...
Hey.
Sen de mi saklanıyorsun?
T.J. psikolojik değerlendirmeler yapıyor.
Ondan saklanmaya çalışıyorum.
Neden?
Eğer...
...bir açılmaya başlarsan...
...söylememen gereken
bir sürü kişisel şey söyleyip duruyorsun...
...ve sonra bu insanlarla birlikte yaşayıp...
...her gün onları görüyorsun...
...koridorda karşılaşınca sana...
...garip bakışlar atmaya başlıyor.
Çok garip oluyor.
Chloe bana baba olduğunu söyledi!
Tebrikler.
Kendine bir mini-Matt yapmışsın.
İşte bundan bahsediyorum.
Konuşmaya başlıyorum
ve ağzımdan söylememem gereken şeyler çıkıyor...
...ve düşünmeden konuşuyorum.
Sorun değil.
Hayır, hayır!
Kendine bir bak...
...berbat durumdasın.
Bir oğlun olduğunu yeni öğrendin...
...ama şimdi de muhtemelen seninle...
...tanışma fırsatı olmayacak bile.
Ve bu berbat bir şey.
Bundan bahsetmek istemezsin.
Ben şimdi gidiyorum.
14 psikolojik değerlendirme tamamladım.
Planladığım sekiz tane daha var...
...ve sanırım geminin geri kalanı
benden kaçıyor.
Sorun ne?
Kötü bir gündü.
Son zamanlarda ondan çok var, değil mi?
Canınızı sıkan başka bir şey var.
Ne oldu?
Bu benim psikolojik değerlendirmem mi?
Olabilir.
Haydi, konuşun benimle.
Kötü bir gündü.
Dr. Volker?
Evet.
Dünya'ya hoş geldiniz.
Ben Binbaşı Peterson.
Sizin için bekleyen bir arabam var,
nereye gitmek isterseniz.
# Bu yaralar savaşta olmasa da #
# Görmezlikten geldiğim yaralar hariç #
# Ve bu daimi koltuk değneği #
# Asla yetmez #
# Bugün dünden bu yana en kötü gündü #
# Cehennem selam söylüyor,
gitme zamanım geldi #
# Daha göreceğim yeşil çayırlar var #
# Dön geri bana #
# Çılgın hevesim #
# Bugün dünden bu yana en kötü gündü #
# Bugün dünden bu yana #
# en kötü gündü #
# Bugün dünden bu yana #
# en kötü gündü #
SG-TÜRK
Çeviri: Shizof