Tip:
Highlight text to annotate it
X
Kalmayacaksin?
Evet.
Gercekten eminmisin?
Bunu bana birdaha sorarsan, gercekten *** kizacagim.
Bunu dünden beri söylüyorsun.
Bu arada...Evet! Gercekten kalacagim!
Kalacagim diye mutlumusun?
Hadi otur.
Artik Legolarla calisamiyacagin icin kendimi kötü hissediyorum.
Bu senin hayalindi.
Legolari tasarlamayi kimse beni rahatsiz etmediginden dolayi seviyordum.
Ticaret hayati zevkli oluyor.
Baska kisilerle calismak güzel oluyor.
Büyükannenle tanıştıktan sonra, kendimi düşündüm...
Daha iyi bir kadin olmam lazim ki, seninle kendimi ölcebileyim.
Bana güvenen biri olmam lazin, benim herzaman sana güvenecegim degil.
En iyisi ben calisip annem ve Eun-Saeyi gururlandirayim.
Biliyorsun, yapici düsünce.
Eun-Sae ve annenmi?
Peki ben?
Her zaman onay istiyorsun.
Çünkü bu eğlenceli.
Annen benim hakkımda ne dedi? Ya Eun-Sae?
Eun Sae mı? O senden nefret ediyor.
Sanırım annem pek rahat davranamadı senin ailenin yanında.
Ama umrumda değil.
Üzgünüm.
Gerçekten üzgünüm büyükannem yüzünden.
Endişelenme, dün banyoda ona sövüp saydım.
Ona bağırdım.
Hadi aşağı inelim de sana buzlu kahve yapayım.
Gerçekten mi?
Eun-Chan iyi bir kızdır.
Onunla ilgili her şeyden nefret ediyorum.
Ne güzel ne de iyi bir aileden geliyor.
Onu sevmemi sağlayacak en küçük bir şey bile yok.
Niçin onun iyi bir kız olduğunu söylüyorsun ?
Ama o güzel bir kız sadece biraz süslenmesi gerek.
Ailesine ne olmuş?
Eun-Chan bu konuda Han-Gyul'dan çok daha iyi.
Kahretsin! Benim torunumun hiçbir eksiği yok.
Han-Gyul çalışanlarıyla geçinemediğinde,
Eun-Chan onları bir araya getirdi.
Han-Gyul onsuz yatırımını 3 katına çıkaramazdı.
Ona teşekkür etmen gerekir, kıskanman değil.
Kıskanmak ha!
Yaşlandın değil mi? -Ne?
Eun-Chan'a para teklif ettiğini duydum.
Bütün sorunları parayla çözebileceğine inanıyorsan yaşlanmışsındır.
Her şeyi kendi yönteminle ve parayla halledebileceğini mi sanıyorsun?
Eğer onun ailesine para teklif edersen, seni kovacaklarına bahse girerim.
Bunu dikkate al.
O müthiş bir gelin olurdu sana.
Gelin mi? -Kim demiş?
Fakat, Eun-Chan'ın evlenmeyi düşündüğünden kuşkuluyum.
Acele eden senin torunun.
Bence olmuş. Ne dersin?
Ne yapıyorsun?
Gel ve bir göz at.
Ne kadar tatlı!
Çok şirin.
Dur bir daha bakayım.
Olmaz.
Yoo-Joo'ya söylede acele edin artık.
Sen bebek için acele etmiyorsun! Hadi ama!
Bırak göreyim! Olmaz.
Çok kabasın!
Her üç günde bir kötü şeyler oluyor.
Birkaç gün önce, benim bunak kayınvalidem saçımı çekti.
Yalnız kalmalı ve özgürce yaşamalısın.
Anne sen dört kere evlendin.
Nasıl olur da benim evlenmemi istemezsin?
Eğer evlenirsen, işine yeteri kadar odaklanamazsın..
Senin geçmişinle bir problemi olmadığını söyledi mi?
Bunu yapabileceğinden şüpheliyim.
Sanırım yapabilirim.
Niçin olmasın?
Evlenmek mi istiyorsun? Han-Sung da istiyor mu?
Eğer teklif ederse o zaman yap bunu.
Zoru oynama.
Bana evlenmememi söylediğini sanıyordum.
Fakat bunu kastetmedim.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
İnsanlar birbirine güvenmeli.
Onunla birlikte olmaya çalıştığın zaman daha da anlayışlı olacaksın.
Örneğin ben,
Şu an çok rahatım.
Yemeğin soğuyor, hadi ye. -Tamam