Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: Meric Aydonat Gözden geçirme: Ahmet Yükseltürk
Geçen yıl size 7 dakikada Orion Projesi'nden bahsetmiştim.
İnanması güç bir teknolojiydi.
Teknik olarak çalışabilirdi,
ama gerçekleşebileceği bir yıllık bürokratik bir süre vardı,
fakat hayata geçirilemedi. Gerçekleşemeyen bir hayal olarak kaldı.
Bu yıl size dijital hesaplamanın doğuşundan bahsedeceğim.
Harika bir buluştu.
Ve gerçekleşen bir hikaye,
dört bir yanımız makinalarla çevrili.
Kaçınılmaz bir teknolojiydi.
Şimdi size hikayesini anlatacağım insanlar yapmasaydı,
başka birileri mutlaka yapacaktı.
Bir bakıma, doğru zamanda doğru fikirdi.
Bu Barricelli'nin evreni. Yaşadığımız evren, bu evren.
Bu evrende bu makinalar bir sürü şey yapıyorlar,
biyolojiyi değiştirmek dahil.
Hikayeme Trinity'deki atom bombasıyla başlıyorum,
yani Manhattan Projesi'yle. Aslında bu biraz TED'e benziyordu,
birçok akıllı insanı bir araya getirmişti.
En akıllılarından üçü:
Stan Ulam, Richard Feynman ve John von Neumann'dı.
von Neumann bombadan sonra,
bombadan çok daha önemli şeyleri üzerine çalışıyordu:
bilgisayarları düşünüyordu.
Sadece düşünmüyordu, bir tane de yaptı. Yaptığı bilgisayar buydu.
(Gülüşmeler)
Bu makinayı yaptı
ve nasıl çalıştığı hakkında bir bilgimiz olmuş oldu:
bu küçük bitlerle (ikilik sayma sistemindeki sayılar). Bu aslında bir hayli eskiye dayanan bir fikir.
Bunu ilk açıklayan insan 1651'de Thomas Hobbes'tı.
Aritmetik ve mantığın aslında aynı şey olduğunu
ve eğer sanal düşünme ve sanal mantığı yaratmak istiyorsak,
bunu yapmak için sadece
aritmetiğin yeterli olduğunu açıkladı.
Toplama ve çıkarmaya ihtiyacınız vardı.
Biraz daha sonra yaşayan Leibniz 1679'da,
aslında çıkarmaya bile ihtiyacınız olmadığını gösterdi.
Tamamını toplamayla yapabilirdiniz.
Bilgisayar devrimi için gerekli olan
ikili sistem aritmetiğine ve mantığına sahiptik
ve böyle bir makinayı yapmaktan ilk bahseden Leibniz oldu.
Bunu bilyelerle, geçitlerle ve şimdi kaydırma kaydı dediğimiz,
geçitleri ve bilyeleri yollardan aşağıya kaydırmaya
yarayan elemanlarla yapmayı önerdi.
Bütün bu makinalar temelde böyle çalışıyor,
sadece bilyeler yerine bu işi
elektronlar yapıyor.
Bundan sonra von Neumann'a geçiyoruz,
1945'te bir bakıma aynı şeyi yeniden keşfediyor.
1945'te, savaştan sonra, elektronik bilimi
böyle bir makinayı gerçekten deneyip, yapacak kadar ilerlemişti.
Haziran 1945. Daha bomba fırlatılmamıştı
ve von Neumann teoriyi bir araya getirip bu makinayı yapıyordu.
Teori Turing'e kadar gidiyor.
Turing bu işleri bir şeridi okuyup, şeride yazabilen
beyinsiz, küçük bir sonlu durum makinası ile
yapma fikrini öne sürmüştü.
von Neumann'ın yarattığı başka bir şeyse,
hava tahmininin ne kadar zor olacağıydı.
Lewis Richardson, hücresel bir insan ağına problemin küçük bir parçasını
verip, sonra birleştirerek çözülebileceğini öngördü.
Burada bir karar verme mekanizmasının elektriksel modelini görüyoruz.
Tek sorunu var: sadece iki fikri olabiliyor.
(Gülüşmeler)
Bu gerçekten görebileceğiniz en basit bilgisayar.
Bu temelde qubit'e neden ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor,
çünkü sadece iki fikri olabiliyor.
Bunlardan birçoğunu bir araya getirdiğinizde,
modern bilgisayarın ana parçasını elde ediyorsunuz.
Aritmetik ünitesi, işlemci, hafıza,
kayıt ortamı, girdiler ve çıktılar.
Ama, kritik bir hata var.
Bunu programı başlatırken gördük.
Bu operasyonu kontrol eden talimatlar
çok ayrıntılı bir şekilde verilmeli.
Yani mükemmel programlanmış olmalı, yoksa çalışmaz.
Bunun özüne baktığınızda,
klasik tarih sizi burada gördüğünüz ENIAC'a götürecek.
Ama aslında şimdi size anlatacağım
Üstün Çalışma Makinası Enstitüsü, taa yukarıdaki,
aslında şurada aşağıda olmalıydı. Şimdi tarihi canlandırıp,
bu insanlara haklarını teslim etmek istiyorum.
Böyle bir makina bize yeni evrenler keşfetme imkanı verecekti,
bütün cihazların kapasitelerinin ötesinde olan evrenler.
Yepyeni bir dünyanın kapılarını açacaktı ve bu insanlar bunu gördüler.
Bu makinayı yapacak olan kişi, ortada gördüğünüz,
RCA'dan Vladimir Zworykin idi.
RCA herhalde şimdiye kadar verilmiş en aptalca kararlardan olan,
bilgisayar işine girmeme kararı verdi.
Ama ilk toplantılar Kasım 1945'te RCA'da yapıldı.
Bütün bunları RCA başlattı ve sonra geleceğin bilgisayarda değil,
televizyonda olduğuna karar verdi.
Makinanın çalışmasını sağlayacak
parçalar ortadaydı.
von Neumann, bir mantıkbilimcisi ve ordudan bir matematikçi,
bu parçaları bir araya getirdi. Sadece makinayı yapacak bir yere ihtiyaçları vardı.
RCA hayır deyince, Freeman'ın çalıştığı
Princeton'da yapmaya karar verdiler,
benim çocukluğumun geçtiği yerde.
Bu ben ve sizinle daha önce konuşan kardeşim Esther.
Gördüğünüz gibi ilk bilgisayarın doğuşunda oradaydık.
Bu da uzun zaman önce Freeman,
ve ben.
Bunlar von Neumann ve Morgenstern
Oyunların Kuramı'nın yazarı.
Bütün bu güçler Princeton'da bir araya geldi.
Bombayı yapan Oppenheimer'ı görüyorsunuz.
Bu makina bomba hesaplamalarını sıralamada kullanıldı.
Ve Julian Bigelow
elektronik bilimini kullanarak bu aletin nasıl yapılacağını
öneren mühendis. Bütün bu insanlar ve kodların
çoğunu yazan öndeki kadınlar, ilk programcılardı.
Bunlar geeklerin ve ineklerin prototipleri idi.
Enstitü'ye sığmadılar.
Bu oranın müdüründen bir mektup --
"şeker miktarının yetersiz olduğundan" şikayetçi.
(Gülüşmeler)
Yazıları okuyabilirsiniz.
(Gülüşmeler)
Bu ise hackerların ilk defa başlarını belaya sokmaları oldu.
(Gülüşmeler)
Bunlar teorik fizikçiler değildi,
ellerine lehim aletini alıp bu şeyi birleştirdiler.
Bu insanlar sayesinde simdi içinde milyarlarca transistör olan,
saniyede milyarlarca işlem yapan bilgisayarlar hiç şaşırmadan çalışıyorlar.
İkili sonuçlar almak için,
çok ilkel vakum tüplerini kullanıyorlardı.
Pahalı olanlardan daha güvenilir olduğu için,
sık kullanılan bir radyo tüpü olan 6J6'yı kullandılar.
Enstitü'de attıkları her adımı yayınladılar.
Böylece bu makinadan dünyanın başka yerlerinde
15 tane daha yapıldı.
Böylece ilk mikroişlemci yapıldı.
Şimdi kullandığımız bütün bilgisayarlar bunun bir kopyası.
Bellek katot ışınlı tüpteydi (CRT) --
elektromanyetik tepkilere bir hayli duyarlı
birçok nokta olarak.
Bu tüplerin 40 tanesi
V-40 motoru gibi çalışıyordu.
(Gülüşmeler)
Başlangıçta girdi ve çıktı teletype aracılığıyla idi.
Bu bisiklet tekerleklerini kullananan bir kablo sürücüsüydü.
Bu şimdiki bilgisayarlarınızdaki sabit diskin atası.
Daha sonra manyetik zara geçtiler.
Bu IBM'in değiştirdiği ekipman,
ileride IBM'de bilgi-işleme endüstrisinin temeli.
Bu bilgisayar grafiklerinin başlangıcı oldu.
Bu slayt "G-ışını grafiği başlangıcı",
1954'te -- bildiğim kadarıyla -- ilk dijital bmp dosyası.
Evet, von Neumann güvenilmez parçalardan nasıl güvenilir
bir makina yapılabileceği konusunda
teorik araştırma yapıyordu.
Bu bilim insanları, bol şekerli çaylarını içip,
sürekli arıza çıkaran 2600 vakum tüpüyle bu şeyi
çalıştırmaya çalışıp, çabalarını kayıt ediyorlardı.
Ben de son altı aydır onların kayıtlarını inceliyorum.
"Çalışma zamanı: iki dakika. Girdi, çıktı: 90 dakika."
Büyük miktarda insan hatası içeriyor.
Makina hatası nedir? İnsan hatası nedir? Bu sorulara cevap vermeye çalışıyorlardı.
Program nedir? Donanım nedir?
Bu 36 numaralı tübe bakıp,
belleğin neden odaklanmadığını anlamaya çalışan bir mühendis.
Belleği odaklamaya çalışıyordu -- düzgün gözüküyor.
Belleğin çalışması için her bir tüpü odaklaması gerekiyordu.
Tabii bir de programlama hataları vardı.
"Çalışmadı, eve gittim." (Gülüşmeler)
"Kahrolası şeyi çalıştırmak imkansız, dizin nerede?"
Yani daha o zamandan şikayet etmeye başlamışlardı.
"tiksinerek kapatmadan önce."
Genel aritmetik -- çalışma kayıtları,
sabahlara kadar çalışıyorlardı.
Matematik Ve Sayısal Birleştirici Ve Hesaplayıcı,
kısaca MANIAC (İngilizce'de manyak), "belleğini kaybetti."
"MANIAC güç gidince belleğini geri kazandı", "makina mı insan mı?"
"Aha!" Sonunda buldular: kodlama hatası.
"Sorunu kodda bulduk, umarım."
"Kod hatası, alet suçlu değil."
"Kahretsin, bu makina kadar inatçı olabilirim."
(Gülüşmeler)
"Ve gün ağardı." Bütün gece çalıştılar.
Alet günde 24 saat çalışıyordu, büyük ölçüde bomba hesaplamaları yaparak.
"Şimdiye kadar yapılan her şey zaman kaybı." "Ne işe yarayacak sanki? İyi geceler."
"Ana kontrol kapalı. Cehenneme kadar yolu var." (Gülüşmeler)
"Havalandırmada bir sorun var --
havada yanan v-kemerinin kokusu var."
"Kısa devre -- makinayı açmayın."
"IBM makinası kartların üstüne zift gibi bir şey döküyor. Zift tavandan geliyor."
Gerçekten zor şartlar altında çalışıyorlardı.
(Gülüşmeler)
"Soğutucunun içine fare girdi,
soğutucuyu çalıştırdı. Sonuç: artık fare yok."
(Gülüşmeler)
"Fare burada yatıyor. Doğum? Ölüm 4:50, Mayıs 1953."
(Gülüşmeler)
Birisinin kaleme aldığı bir şaka:
"Fare Marston burada yatıyor."
Matematikçiyseniz bunu anlarsınız.
Çünkü Marston orada duran bilgisayara
karşı çıkan bir matematikçi idi.
"Zardan bir ampul alındı, iki kilodevirde çalışıyor."
Saniyede 2000 devire denk geliyor.
"evet, korkağım" -- yani iki kilodevir düşük hızdı.
Yüksek hız 16 kilodevirdi.
Bilmiyorum 16 megahertzde çalışan bir Mac hatırlar mısınız.
O düşük bir hız.
"İki sonucu da tekrarladım.
Hangisinin doğru olduğunu nereden bilebilirim, tabii birisinin doğru olduğunu varsayarsak?
Bu da üçüncü sonuç.
Ne zaman başımın belada olduğunu bilirim."
(Gülüşmeler)
"Daha önce hatalı sonuçları tekrarlamıştık."
"Makina çalışıyor, güzel. Kod değil."
"Yalnız makina çalışırken olur."
Bazen işlerin iyi gittiği de oluyordu.
"Makine muazzam bir şey." "Mükemmel çalışıyor."
"Ayrılırken not: Daha büyük ve güzel hatalarımız da olacak."
Aslında bombaları tasarladıklarını kimsenin bilmemesi gerekiyordu.
Hidrojen bombası tasarlıyorlardı. Ama bir gece, geç saatte
birisi sonunda bir bomba çizdi.
Sonuç buydu. Mike,
ilk termonükleer bomba.
1952'de enstitünün arkasındaki korulukta
tasarlandı.
von Neumann çeşitli işlerde çalışmak üzere,
dünyanın dört bir yanından insanlar davet etti.
Barricelli şimdi sanal yaşam dediğimiz
şey üzerinde çalışmak için geldi.
Zamanının çok çok ötesinde bir virüs genetikçisiydi.
3 Mart 1953'te başladı.
Bilgisayarda çalışan sanal genetik sistem yaratmaya çalıştı.
3 Mart 1953'te başladı.
Önümüzdeki Salı 50 yıl oluyor.
Bilgisayardan bitleri
direk olarak okuyabiliyordu.
Harika bir ilişkisi vardı onlarla.
Diğerleri beceremezken o, makinayı her zaman çalıştırabiliyordu.
Hataları bile tekrar ediyordu.
(Gülüşmeler)
"Dr. Barricelli kodunun dogru, makinanın yanlış olduğunu iddia ediyor."
Bu evreni tasarladı ve çalıştırdı.
Bombacılar eve gittiğinde içeriye girmesine izin verildi.
Bütün gece bunları çalıştırıyordu.
Stephen Wolfram'ı hatırlıyorsanız,
bunları baştan keşfetti.
Ve yayınladı. Tozlu raflara kaldırılmadı.
Literatürde yayınlandı.
"Yaşayan canlılar yaratmak bu kadar kolaysa, neden kendimizden birkaç tane yaratmayalım?"
Sanal biyolojiyi makinada çalıştırmayı
denemeye karar verdi.
Bütün bunları buldu bir bakıma.
Biyolojide bir doğabilimcinin gelip,
bu 5000 baytlık küçük evrene bakıp,
dış dünyada gördüğümüz her şeyi
görmesi gibiydi.
Bu onun evreninin yarattıklarının bir kısmı.
Fakat sayı olarak kalacaklar,
organizmaya dönüşemeyecekler.
Bir şeye sahip olmalılar.
Bir genetik haritanız, bir de dış görüntünüz var.
Dışarı çıkıp bir şey yapmalılar. Bunu yapmaya başladı.
Bu küçük sayısal organizmalara, oynayacakları bir şeyler vermeye başladı,
diğer makinalarla oynayabilecekleri satranç vb.
Ve gelişmeye başladılar.
Bundan sonra ülkeyi dolaştı.
Yeni, hızlı makina bulduğunda onu kullanmaya başladı
ve tam olarak şunu gördü:
programları kapatmaktansa -- programdan çıktığınızda,
çalıştırmaya devam edersiniz
ve Windows gibi programların yaptıkları --
birçok makinada çalışan çok hücreli organizmalar gibi --
bunların olacağını gördü.
Evrimin kendisinin akıllı bir şey olduğunu gördü.
Yaratıcı bir zeka değildi,
bu şey zekası olan
dev bir paralel programdı.
Bunun yaşam benzeri,
ya da yeni bir yaşam formu değil de
aynı şeyin tekrarlandığı başka bir versiyon
olduğunu söyledi.
Gerçekten bilgisayarda yaptığının,
doğanın milyarlarca yıl önce yaptığından bir farkı yoktu.
Yeniden yapabilir misiniz?
Bunlara bakmak için arşivleri kurcaladığımda,
arşiv sorumlusu bir gün bana
"Sanırım atılan başka bir kutu bulduk." dedi.
Bu da onun delikli kartlardaki evreni idi.
50 yıl sonra orada duruyor. Durdurulmuş animasyon gibi.
Bu çalıştırma talimatları --
bu evrenlerden birisinin
kaynak kodu,
mühendislerden bir notla birlikte,
bazı sorunlar yaşadıklarını söylüyor.
"Bu kodun daha açıklamadığınız bir yönü olmalı."
Bence bu gerçek. Şimdi bile bu basit komutların,
nasıl da karmaşıklaştığını anlamıyoruz.
Yaşam benzeri ve yaşayanı ayırt eden
çizgi nedir?
Bu kartlar benim sayemde kurtuldu.
Şimdi asıl soru onları çalıştırmalı mıyız?
Çalıştırabilir miyiz?
İnternete salmak iyi bir fikir mi?
Bu makinalar şunu düşünecekler mi acaba --
bu organizmalar tekrar yaşamaya başlarlarsa,
ölüp cennete gitmişler gibi mi düşünecekler, bir evren var --
benim dizüstü bilgisayarım Barricelli'nin onları yarattıklarında
yaşadıkları evrenden 10 milyon kat büyük.
İleriyi düşünüyordu, bunların gerçekte
nasıl yeni bir yaşam şekli oluşturacaklarını.
Şimdi bu oluyor!
Juan Enriquez bize proteomik laboratuvarına gönderilen
12 milyon trilyon biti
anlattı,
bu işte Barricelli'nin hayal ettiği şeydi:
makinalardaki bu dijital komutlar
gerçekten kodlamaya başlıyorlar --
gerçekten nükleik asitlerden kodluyorlar.
PCR'ye ve küçük DNA parçacıklarını
birleştirmeye başladığımızdan beri aslında bunu yapıyoruz.
Çok yakında protein sentezlemeye başlayacağız.
Steve'in bize gösterdiği gibi, bu yeni bir dünyanın kapılarını açacak.
von Neumann'ın kendisinin hayal ettiği dünyanın.
Kendi kendini çoğaltan makinalar üzerine tamamlanmamış notları
o öldükten sonra yayınlandı.
Bu makinaların üremeye başlayacakları yere
hızla ilerlemeleri için gerekli olanlar.
Burada üç isim rol oynadı:
kodları yaşayan şeylere Barricelli benzetti.
Makinaların nasıl yapılacağını von Neumann gördü.
Son sayıma göre her 24 saatte
4 milyon von Neumann makinası yapılıyor.
Ve 10 gün önce ölen Julian Bigelow --
bu John Markaoff"un anma yazısından --
o kayıp halka idi,
gelip bu vakum tüplerini nasıl birleştirip,
çalıştıracağımızı bilen mühendisti.
Şimdi kullandığımız bütün bilgisayarların
içindeki mimariyi günün birinde
kağıt kalemle tasarlayandı.
Ona çok şey borçluyuz.
O 40'larda bu değişik insanları
Gelişmiş Araştırma Enstitüsü'ne
getiren ruhu cömertçe açıkladı
ve patentsiz, kısıtlamasız,
herkesle bedelsiz paylaştı.
Bu kayıt defterindeki son not,
makina Haziran 1958'de kapandığında yazılmış.
Makina kapatıldığında onu geceyarısına kadar
çalıştıran Julian Bigelow'du.
Anlatacaklarım bu kadar.
Çok teşekkür ederim.
(Alkışlar)