Tip:
Highlight text to annotate it
X
acaba yeni şafakta neler geliyor düşüncesine itmekte.
[Arapça]
Sanayi uygalığının modern enkazları kalkıyor
ancak bu enkazların altından acaba ne çıkacak diye, insanlık bir endişe ile
bu enkazın altından çıkacak olan yeni tabloyu, yeni dönemi heyecanla bekliyor.
[Arapça]
Zira, bu enkazın altından yeni bir uygarlık çıkacaktır.
Yeni bir medeniyet çıkacaktır, ve bu medeniyet, inanıyorumki,
21. Asırda İslam medeniyetinin öne geçtiği asır olacaktır.
[Arapça]
[dinleyiciler]
Takbir!- Allahu akbar!
Görünen odur ki, kimse bu medeniyet dalgasının önüne geçemeyecektir.
[Arapça]
Ve yine görünen odur ki, bu yeni medeniyet dalgasına kim katkıda bulunursa,
o katkıda bulunanlar, ecrini kat be kat fazlasıyla alacaktır.
[Arapça]
Ve yine şunu bilmemiz gerekir ki, bu yeni medeniyetin
İslam medeniyetinin, onurlu yükselişine katkıda bulunamıyanlar,
zillet içerisinde kalmaya mahkum olacaklardır.
[Arapça]
Ve Müslümanlar bıraktığı yerden tekrar bu emaneti teslim alacaklardır – ve almalıdır.
[Arapça]
[dinleyiciler] Takbir! Allahu Akbar!
İşte son dönemlerde, 20. asrın son dönemlerinde, AGİK diye
Paris Şartı diye antlaşmalar imzalandı.
[Arapça]
Ve bu anlaşmanın içerisinde demokrasiden bahsediliyor.
[Arapça]
İnsan haklarından bahsediliyor.
[Arapça]
Serbest piyasa ekonomisinden bahsediliyor.
[Arapça]
Peki nasıl bir demokrasi?
[Arapça]
Bu demokrasi amaç mı olacak, araç mı olacak?
[Arapça]
İşte burası tarışmaya açılmalıdır.
[Arapça]
Bize göre demokrasi hiç bir zaman amaç olamaz!
Demokrasi, ancak ilmi noktada ele aldığımız zaman,
bir araç olduğunu göreceğiz.
[Arapça]
Eğer demokrasi halk iradesinin tecellisi ise,
o halk neyi istiyorsa, onun neticede ortaya çıktığı bir araç.
[Arapça]
Öyleyse demokrasiye inandığını söyleyenler
bunun neticesine de katlanmak zorundadırlar.
[Arapça]
Ama bazı bölgelerde katlanamadılar.
[Arapça]
Demokrasiye inandıklarını söylediler, ama neticesine katlanmadılar. İşte Cezayir!