Tip:
Highlight text to annotate it
X
Destiny'nin, yıldız sistemine
girdiği andan itibaren, amacı buydu.
Hayatta kalacağız.
Eve döneceğiz.
Size söylüyorum,
bu gemi buraya bir amaç için geldi!
Destiny yıldızların
kendisinden güç alıyor.
O ve Young birbirlerini yiyorlar, evet.
Hangi cephenin
daha iyi bir seçim olduğuna emin değilim.
Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacağız?
Bir sonraki çarpışmaya hazır olmamız gerekiyor.
- Mürettebatın hatrına.
- Mürettebatın hatrına.
- Uzaylı gemisini görmek istiyorum.
- Dikkatimi dağıtmaya mı çalışıyordun?
Rush'ın yaptıklarının
farkına varmamam için mi?
Olacağını biliyordum,
ama ne zaman olacağını bilmiyordum.
Seyrüsefer, itici güç ve diğer birçoğu
bir ana şifreyle korunuyor.
Şu ana kadar kırmayı başaramadık.
Eskilerin bu cihazı
neredeyse idam cezası gibi.
Seni durduran yok, Rush.
Git, otur, kafana göre takıl.
Gözlüklerimi gördün mü?
Kırmızı kutuda.
- Erken kalkmışsın.
- Öyle mi?
- Neden biraz daha uyumadın?
- Yapacak işlerim var.
Saat 4'te.
- Ne?
- Dr. Browning.
Evet, o bugündü.
Doğru.
Dinle. Ben...
...bugün gelemeyeceğim.
- Nicholas.
- Endişelenecek bir şey yok.
Tamam. Shor'un algoritmasının
önemini kim söyleyebilir?
Tamsayıları çarpanlarına ayırmada kullanılan...
...bir kuantum algoritmasıdır.
Önemlidir, çünkü teoride...
...genelde kullanılan RSA isimli şifreleme düzenini kırmak...
...için kullanılabilir.
RSA, büyük sayıların
çarpanlarını hesaplamanın...
...mümkün olmadığı
varsayımına dayanır.
Bu varsayım klasik bilgisayarlar için doğrudur.
Hiçbir klasik algoritma
belirlenebilen sürede bu hesaplamayı yapamaz.
Profesör Rush?
Evet. Çok iyi.
Nikolas!
Nikolas!
- Burada ne arıyorsun?
- Üzgünüm, Constance. Şimdi olmaz.
Bugün, Gloria'yı
onkologa götüreceğini sanıyordum.
- Kendi başına gitmek istedi.
- Onun yapacağı bir şeye benzemiyor.
Gerçekten istediğinin
o olduğuna emin misin?
Evet. Oldukça eminim.
Nicholas. Senin neyin var?
Çok endişeleneceğini düşünmüştüm.
Endişeliyim.
Hem de çok.
Evet.
Kötü.
Öyle olduğunu hissetmiştim.
Gerçekten mi?
Hiç söylemedin.
Evet.
Bütün bunları tekrar yaşayamam.
Yaşayamam.
Nick.
Orda mısın?
Evet. Evet.
Eve gelecek misin?
Nick?
Biraz sonra.
Biraz sonra.
Dr. Rush.
Dr. Rush!
Merhaba.
Ben Dr. Daniel Jackson.
Demek öyle.
Size seslendiğim için üzgünüm.
Ofisinize uğradım.
Bugün işe gelmediğinizi söylediler.
- Biliyor musunuz? Buna zamanım yok.
Aslında, söyleyeceklerimi
duymak isteyeceğinizi düşünüyorum.
Yalnız konuşabileceğimiz bir yer var mı?
Bana Yıldız Geçidi
programından bahsedeceksiniz.
Şu anki çıkmazınız...
...Yıldız Geçidi'nin dokuzuncu
ve son sembolünü açmak.
Özellikle...
...ne kadar enerji gerekeceği.
Bunları nereden biliyorsunuz?
Bu detaylar son derece gizlidir.
Projeye daha bir isim
bile verilmedi, değil mi?
Icarus'a ne dersiniz?
Biliyorum, çünkü çoktan oldu.
Sen de sadece hayal gücümün bir ürünüsün.
Bütün bunları tekrar
yaşamak istemiyorum, ama gerekli.
Kontrolümde olmayan
bir sürecin kötü bir yan etkisi.
Ve kahrolası yapmam gereken işi
engelleyip duruyor.
Sen, bu üniversite,
gökyüzündeki bulutlar...
...sadece bir hayal.
Uzak bir anı.
Ve gitmesini yeğlerim.
Neler oluyor?
Nabzı güçlü.
Tansiyonu yüksek, ama fazla değil.
Başkasının bilmesini istemedi.
Bu geminin komutası bende,
bu da demek oluyor ki...
...benim haberim olmadan
hiçbir şey yapmayacaksın. Anlaşıldı mı?
- Bütün bunlar da ne?
- Arayüzde değişiklik yaptık.
Koltuğu, deneğe zarar vermeden
kullanmamızı sağlayacağını umuyoruz.
Ve?
Rush, ilk denek.
- Onu uyandıralım.
- Uyandıramam.
Bağlantıyı dışarıdan kesmek
çok tehlikeli olabilir. Kendisinin yapması lazım.
Bakın, ben olsam da olmasam da
Rush bunu yine de yapardı.
Franklin'e olanlardan sonra bile mi?
Geminin kontrollerinin
kilidini açmanın tek yolu bu.
Şifre veritabanında bir yerde olmalı.
Bir saniyeliğine Rush'ı unut.
Kendini öldürmek istiyorsa,
öyle olsun.
Yaptığınız bu değişikliğin geri tepip, bütün
gemiyi tehlikeye atmayacağını nereden biliyorsun?
- Bilmiyorum.
- Bu yeni arayüz nasıl çalışıyor?
Veri transferini yavaşlatacak
bir ara bellek oluşturduk.
Ayrıca...
...deneğin bilinçaltını
kısıtlamak için bağlantıyı sınırladık.
Bu beyninin
büyük bir bölümünü koruyacaktır.
En kötü durumda
sadece hedef aldığımız anılar yok olacak.
İşe yararsa...
...Rush, geminin bilgisayarındaki
verilere rüyasında erişebilecek.
- Rüya mı?
- Yarı bilinçli bir rüya.
Seçilen anıların
uyarılarak hatırlatılması gibi.
- Nasıl uyanacak?
- İçeri yerleştirilmiş bir tetikleyici var.
Ona özel bir kapı olarak görünecek.
Tek yapması gereken
kapıyı açıp içinden geçmek.
Şimdilik durumu sabit görünüyor.
Tamam, diyelim ki bu işe yarıyor.
Herhangi bir geri bildirim var mı?
- Rush'ın orada ne yaptığını biliyor musun?
- Hayır.
Herhangi bir şey ters giderse
fişi çekeceğim.
Bir uçağa bin, git.
Yalnız gitmek istemiyorum.
- Seninle gelirim.
- Teşekkür ederim.
Gerçek şu ki,
ne kadar istesem de...
...buna gücümün olduğunu sanmıyorum.
Nicholas!
Aman Tanrım, Nick!
Endişelenme. Aklımı kaybetmedim.
Daha değil, en azından.
Ama görebileceğin gibi bayağı meşgulüm.
- Görmezlikten gelmek...
...kimseye yardımcı olmuyor.
Kendine bu şekilde işine gömmek...
Sana ihtiyacı var.
- İlgin için teşekkür ederim, ama...
...gerçekten...
...dikkat dağıtıcı şeylerle ilgilenemem.
- Karın senin için...
...dikkat dağıtıcı bir şeyden mi ibaret?
- Hayır, hayır. Tabii ki, hayır.
Eve gitmek istiyor.
Son bir kez. Onu götürmelisin.
- Constance.
Niyetinin iyi olduğunu biliyorum.
Gerçekten.
Ama hiçbir yere gidemem.
Şimdi olmaz.
Hey!
Hey!
Aramız iyi mi?
Tabii ki, neden olmasın.
Benimle oturmak yerine
burada kendi başına oturmayı tercih ettin.
Meşgul görünüyordun.
Aramızın iyi olacağını bilmem gerekiyor.
Sana ihanet ettiğimi düşünüyorsun,
biliyorum ve üzgünüm.
Asla seni incitmek istemedim.
Bir daha asla olmayacak.
Arkadaşlığın benim için çok önemli.
Sıkıcı anımız olmuyor.
Nerede olduğumuzu görmeye gidelim mi?
- Ne bulduk?
- Bak.
- Bunlar bina mı?
- Öyleymiş.
Harabelere benziyor.
Bu kadar uzaktaki bir gezegende
rastladığımız ilk medeniyet belirtisi.
- İnsan var mı?
- Yaşam belirtisi yok.
Gidip bir göz atmalıyız.
- 6 saat var gözüküyor.
- Giyinin.
- Ben de gitmek istiyorum.
- Ben de.
Chloe, Dr. Jackson'ın
çalışmalarını araştırdı.
Gerçekten mi?
- Gerçekten mi?
- Evet.
- Arkeolojik bir şey söyle.
- Katmanlaşma.
- İyiydi.
- Teşekkür ederim.
Ayrıca, ilkçağ tarihi dersi
aldığını söylememiş miydin?
- Söyledim.
- Harvard'da.
Dünya'dan milyarlarca ışık yılı uzaklıkta o
ne işe yarayacak bilmiyorum, ama anlıyorum.
Eminim şimdiye kadar bu geminin herhangi bir
gezegenden daha güvenli olmadığını anlamışızdır.
Uzaylılar tarafından kaçırıldım.
Hem de buradan.
İkinizin de gitmesi benim
için sorun değil. Öyle bir şey de söylemedim.
Sadece, dikkatli olun.
Evet, efendim.
Şimdiye kadar kırılmış bütün şifreler...
...iki bin yıldır bütün şifreler...
...kendilerinden önce gelenleri
esas almıştır.
Ancak, bu şifre çok eski...
...ve bilinen bir selefi yok.
- İlkel bir şifrelemeden bahsediyorsunuz.
- Aynen, evet.
Ne? O zaman temelini bilmeden
ona nasıl saldırabiliriz ki?
Hiçbiriniz mi?
Hiç fikri olan?
Bunda bir kalıp gören yok mu?
O zaman ne işe yararsınız ki?
Neden buradasınız?
Orada daha önce hiç
görmediğim semboller var.
Hayır, gördünüz. Gördünüz, çünkü ben
gördüm ve hepiniz benimle aynısınız.
Çıkın dışarı.
Hepiniz dışarı çıkın.
Onların suçu değil.
Evet, biliyorum.
Çözemeyen benim.
Hep gözümün önünde olduğu halde.
Konuştuğumuz şeyi hiç düşündün mü?
Evet.
O işte de başarısız olacağım.
- Anlamadım.
- Dokuzuncu sembolü tuşlama sorununun çözümü.
Ona hayatımın iki buçuk yılını adayacağım.
Bu sırada karım...
...hayatının son günlerini
yalnız geçirecek.
Ben de uzak bir yerde...
...o küçük sorunu
çözmeye çalışacağım.
Sonra bir çocuk,
büyük bir velet...
...anlamlı bir eğitimi olmadan...
...son saniyede atlayıp...
...çözecek.
İşte böyle.
Hiçbir hırsı yok.
Zamanının çoğunu,
saçma oyunlar oynayarak geçiriyor...
...ama o benim asla
olamayacağım bir dâhi.
Şu an burada olması gereken o.
Benim gördüklerimi görmeli.
Belli ki şu an kendinde değilsin.
Başından geçenleri anlıyorum.
Evet, biliyorum.
Karımı kaybettim.
Onu kurtarmak için
yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Bu...
...berbat, çaresiz bir duygu.
Karım cevap değil.
Veriler onun yanındayken...
...daha çabuk geliyor, ama anlamını
çözemediğim şeyin çabuk olması işime yaramaz.
Göremediğim kalıplar var.
Demek istediğim,
zamana ihtiyacın varsa kullan, onun yanında ol.
Şu anda o daha önemli,
o her şeyden daha önemli.
Teşekkürler.
Çok yardımcı oldun.
Burnun kanıyor.
Vay canına!
Kino'dan gelen görüntü
adaletli değil.
- Olağanüstü.
- Müthiş.
Çok uzun zamandır
burada kimse yokmuş gibi görünüyor.
Ne olduğunu öğrenmek için
altı saatimiz falan var. O yüzden...
...etrafa bakalım.
Gelişme var mı?
Burnu kanıyordu, şimdi durdu.
O ne anlama geliyor?
Tam olarak bilmiyorum.
Ama onun için iyi olamaz.
Bu şeyin insanın
beynine yaptıklarını düşünürsek.
Kalp hızı ve tansiyonu dalgalanıyor.
Durumunun sabit olduğunu söylemiştin.
Şu anda demiştim.
O bir saat önceydi.
Başarılı olup olmadığını
bilmenin hiçbir yolu yok mu?
Hayır, benim izleyebildiğim tek şey,
verinin beynine akış hızı. O da dalgalanıyor.
Onu makineden çıkarırsak
ölme ihtimali nedir?
Tahmin bile
edemeyecek kadar tehlikeli.
Geçen 20 yıl boyunca
zamanımı yediklerime dikkat ederek harcadım.
En sevdiğim şeylerden
kendimi mahrum bıraktım.
Ve şimdi...
...istediğim her şeyi yiyebilirim
ama hiçbir şey çekici gelmiyor.
Evet.
Neden buradasın, Nick?
Çünkü, olan buydu.
- Yapacak işlerin var, git yap.
- Yapıyorum.
Nerede olduğum fark etmiyor.
Bir sürü şeyi değiştirme şansın var.
Değiştiremeyeceğin tek şey...
...bana olanlar.
Bunun seni durdurmasına izin verme.
Zamanı geldiğinde
orada olacağını biliyorum.
Her dönüşümde başka bir duvarla
karşılaşıyorum. Sence bu ne anlama geliyor?
Nasıl gidiyor, dostum?
Çok iyi.
Bir yeraltı tünelleri ağı gibi görünüyor.
Göz atmalıyız.
Neden?
Bir zamanlar burada kimin
yaşadığını öğrenmek istemiyor musun?
O ne işimize yarayacak?
Destiny, şimdiye kadar hep
ihtiyacımız olan şeyler bulunan gezegenlerde durdu.
Her zaman böyle olacağını söylemiyorum.
Kino'da bir şeye rastladın mı?
Hayır, ama biz...
Orada ihtiyacımız olan
ne olabilir ki?
Bilmiyorum.
Mesela Dünya'yı tuşlamamızı
sağlayacak bir güç kaynağı.
- Yok artık.
- Bilemezsin.
Bu insanlar o
kadar gelişmiş gibi görünmüyor.
Aslında, Samanyolu ve Pegasus
galaksilerinde bulunan birçok gelişmiş medeniyet...
...son derece güçlü teknolojileri
gizleyen ilkel taş yapılarda yaşamışlar.
Kabul ediyorum.
İnek gibi konuştum, ama bu...
...bu doğru, değil mi?
Kino görüntülerini aldın.
Haydi gidelim.
Evet, işte sorun o.
Kino görüntüleri elimizde değil.
Ne demek istiyorsun?
- İçerisi labirent gibi.
- Kayıp mı ettin?
Hayır. Geri döndürmeye çalışırken,
yanlış yöne saptım.
Sadece bir bakıp konumunu öğrenmeliyim.
Görüntüler önemli olabilir.
Tamam. Tamam.
Pekâlâ, ben burada kalıp
arkanızı kollayacağım.
Korkuyor musun?
Şaka yaptım.
Özür dilerim. Artık o seviyeye
geldiğimizi düşünerek hata yaptım.
Bilirsin işte...
...birbirlerine şaka
yapabilen arkadaşlar.
- Lütfen beni öldürme.
- Haydi, Çavuş...
...sen arkadan gelirsin.
Fazla uzaklaşmayız.
Evet, efendim.
Onun sorunu ne?
Hiçbir şeyden korkmadığını sanırdım.
Biraz klostrofobisi var.
- Oturmam gerekiyor.
- Tamam.
Tanrı, bizim sığınağımız...
...ve kuvvetimizdir.
Dertlerimizde bize yardımcı olur.
Bu yüzden korkmamalıyız.
Dünya yerinden oynayasa bile...
...dağlar denizin ortasını boylayasa bile...
...sular gürleyese ve karışsa bile...
...dağlar yükselerek sallansa bile...
...bir nehir var.
Tanrının şehrini mutlu eden bir ırmak.
En yüksek mertebedekilerin
kutsal ikamet yeri.
- Alıştırma yap, tamam mı?
- Tamam.
Tanrı onun içinde.
O yıkılmayacak.
Tanrı ona yardım edecek...
...gün ağardığında.
- O da neydi öyle?
- Muhtemelen rüzgârdır.
Yeterince gördüğümüzü
düşünen başka biri var mı?
Ceset bulmayı uman sen değil miydin?
İnsan iskeleti izleri
bulmayı umuyordum. Ama hiç yok.
Neyse!
Tanrım,
üzerimden alın!
Alın şunu üzerimden!
Alın!
Tamam, bu kadar.
Geri dönüyorum!
İyi fikir.
Haydi gidelim.
- Dur.
- Neden?
Hareket etme.
Aman Tanrım, ne oldu?
Ne o?
Koş.
Bence öldürdün.
Teğmen Scott, ben Albay Young,
beni duyuyor musun?
Teğmen Scott, Çavuş Greer,
cevap verin.
Ben Scott, efendim.
Sesinizi duymak güzel, efendim.
Burada...
...başımız biraz dertte.
Neden?
Bir yer altı tünelinde mahsur kaldık.
Harabeleri araştırıyorduk.
Çavuş Greer silahını ateşlemek zorunda kaldı.
Tünel üzerimize çöktü.
Kimse yaralanmadı.
Eli ve Chloe bir çıkış yolu arıyorlar...
...ama bulamazlarsa...
...buradan çıkmak için
yardıma ihtiyacımız olacak, efendim.
Neden Çavuş Greer
silahını kullanmak zorunda kaldı?
Bir örümcek vardı, efendim.
Chloe'ye yaklaşıyordu.
Bir örümcek mi?
Oldukça büyük bir örümcekti, efendim.
Bir ekip gönderirim.
Young, tamam.
FTL'e geri dönmemize iki saatten az kaldı.
Bu benim hatam.
Buraya gelmemeliydik.
İyi haber...
...başka örümceğe rastlamadık.
Kino'yu buldunuz mu?
Hayır, maalesef.
Bu tünellerin sonu yok gibi görünüyor.
Herhangi bir çıkışa...
...veya yukarı çıkmak için
bir geçit bulamadık.
Rüzgâr sesi duymuştuk.
Hayır, hayır...
Sen öyle olduğunu söylemiştin.
Ben, şimdiden
nefes almakta zorluk çekiyorum.
Hayır, burada hava var.
Kalbimin atış hızı çok yüksek.
Biraz başım dönüyor.
Pekâlâ, sakin ol.
Buraya giriş ve çıkış için
birden fazla yol olmalı.
Sanırım kazma işlemi pek iyi gitmiyor.
Yanımızda C-4 var.
O her şeyi daha kötü
yapmaktan başka bir işe yaramaz.
Albay Young az önce,
geçitten telsizle iletişime geçti.
Bir kurtarma ekibi gönderiyorlar.
Peki o ne işe yarayacak?
Teğmen Scott,
Ben Teğmen James...
...duyuyor musun?
James, seni duyuyoruz.
Neredesin?
Tünelin girişini şimdi bulduk.
Orada herkes iyi mi?
Evet, biz iyiyiz.
Bak...
Durum ne kadar kötü?
Sana yalan söylemeyeceğim.
Pek iyi gözükmüyor.
Ama sizi oradan çıkaracağız.
Tamam, haydi iş başına!
Dr. Rush?
Özür dilerim...
...zili defalarca çaldım.
Kapı açıktı.
Evet.
Burnunuz yine kanıyor.
Harika bir haberim var.
Lucian ittifakındaki kaynağımızdan...
...haber geldi.
Güç gereksinimlerimizi karşılayabilecek...
...bir gezegenin konumunu ele geçirdik.
Bu harika.
Daha heyecanlanacağınızı düşünmüştüm.
Yani, yapılacak biraz iş var.
Orada bir maden karakolu var...
Dr. Jackson, bu tahtadaki...
...herhangi bir şeyi anlıyor musunuz?
Hayır, pek sayılmaz.
Neden? Anlamalı mıyım?
Hayır. Ben de anlamıyorum.
Birdenbire ortaya çıkmasını beklemiyorum.
Yani, niye çıksın ki?
Bu bir şifre.
Gizli olması gerekir.
Neyin şifresi?
Destiny.
Bütün bunlar onun hafıza bankasında yer alan veriler.
En azından,
ufak bir kısmı olduğunu düşünüyorum.
Bunların hepsi bu yapıda bağlamsız
bana anlamsız geliyor.
Ve maalesef...
...burada daha fazla kalmamın...
...bunların daha açık hale gelmesini
sağlayacağını sanmıyorum.
Bir yere mi gidiyorsun?
Evet, işim bitti.
Karın nasıl?
Ölüyor.
Bugün, aslında.
Gerçekten çok üzgünüm.
Evet, ben de.
Onun yanında olman gerekmiyor mu?
Bunu söyleyip duruyorsun.
Evet, bu doğru, değil mi?
Bugünün tarihi ne?
Karının bugün öleceğini söylüyorsun...
...ama bugünün tarihini hatırlamıyor musun?
Hayır, lütfen, lütfen,
söyle bana.
6 Nisan.
6 Nisan.
Durumu kötüye gidiyor.
Doktorlar durumunun
çok ağır olduğunu söylediler.
Bugünü atlatabileceğini sanmıyorlar.
Teşekkür ederim.
6 Nisan.
Bu ne anlama geliyor?
Bilmiyorum...
...ama Gloria 6 Nisan'da ölmedi.
Bu hayatın, evrenin...
...ve her şeyin nihai cevabı değil.
O 42.
Otostopçunun galaksi rehberi.
Evet, teşekkür ederim,
çok yardımcı oldun.
Bu evin adresi no 4...
...46 değil.
Neden kapıda 46 yazıyor?
46 bölü 2, 23'tür.
Eminim 23 gizemini duymuşsundur.
Evet, her şeyin 23'le...
...bağlantılı olduğuyla ilgili saçma bir görüş.
Birçok akıl sahibi insan gizemin insan aklının
neredeyse her şey hakkındaki gerçeği...
...algılama gücünün
kanıtı olduğunu kabul eder.
Evet, ararsan...
...her yerde bulursun.
Peki, bu ne?
Aklım bana bir oyun mu oynuyor?
Gerçekte olmayan şeyler mi görüyorum?
Bunun bir şekilde önemli olduğuna
kendimi inandırıyor muyum?
Önemli...
Dr. Rush?
Teğmen James,
ben Albay Young.
Cevap ver.
Keşke daha iyi haber verebilsek, efendim.
Elimizden geleni yapıyoruz...
...ama işler çok yavaş ilerliyor.
Zamanınız azalıyor.
Evet, efendim, biliyoruz.
Tamam, şimdi panik yapabilir miyim?
Yarım saatten az zamanımız kaldı.
Başaramayacağız.
Cidden, ne yapacağız?
Efendim, az önce...
...bir çeşit kalp krizi geçirdi.
Şimdi durumu biraz dengeli...
...ama buna daha ne kadar dayanabilir...
...bilmiyorum.
Onu orada bırakmak onu öldürecek mi?
Sanırım, efendim.
An meselesi.
Ve sen de onu oradan çıkartırsak
ölebileceğini söyledin.
Bu konuda sizi uyardığımı biliyorum,
ama belki de...
...ihtimali daha düşük olanı seçmeliyiz.
Maalesef, gezegende işler iyi gitmiyor.
Görünüşe göre,
onları oradan kurtarmak için...
...yeterli zamanımız olmayacak.
Ama, eğer Rush ana şifreyi bulabilirse...
...Destiny'nin FTL'e geçişini geciktirebiliriz.
Rush'ı feda etmeyi göze almış oluruz.
Senin söylediğine göre...
...o koltukla bağlantıda
kalmak kendi seçimi.
İçinde bulunduğu
tehlikenin farkında olmayabilir.
Eğer FTL'e geçersek...
...Eli, Scott, Greer ve Chloe...
...geride kalacak...
...o yüzden, görünüşe göre
onların en iyi şansı Rush.
Başka çıkış bulamadık.
Belki de bir tane açmamızın zamanı gelmiştir.
Teğmen, zamanımız azalıyor.
Evet, biliyoruz.
Tünelin tepesinde...
...bir delik açmaya
çalışmak için C-4 kullanacağız.
Girişteki
çökükten tahminen ne kadar uzaktasınız?
Fazla değil.
Yaklaşık 10 metre.
Gidebildiğiniz kadar geri gidin.
Ve uzakta olduğunuzda
bana haber verin.
Anlaşıldı.
Gidelim, arkadaşlar.
Tamam mı?
Göreceğiz.
Biz burada hazırız.
Umarım, biz de yeteri kadar uzaktayızdır.
Patlıyor!
Teğmen, duyuyor musun?
Evet, hâlâ buradayız.
İstenen etkiyi yaratmış gibi görünmüyor.
Hayır, efendim.
Her şeyi daha kötü yaptık.
Üzgünüm.
Hayır, senin hatan değil,
Teğmen.
Sen elinden geleni yaptın.
Hayır, ekibini alıp gemiye geri dön.
Efendim, hâlâ zamanımız var...
Fazla değil.
Bu bir emir, Teğmen.
Gidin.
Buraya benim için gelmedin.
Bunu daha önce yaşadım zaten.
Hayır, yaşamadın.
Gerçekte değil.
Buradaydım.
Kendine yalan söyleyemezsin.
Bu anıyı seçtin...
...çünkü bu unutmak istediklerinden biri.
İhtiyacın olan şey şu anda burada.
O yüzden buradasın.
Benim için değil.
Sadece cevabını arıyorsun.
Bir cevaba ihtiyacım var.
Ölüyorsun.
Biliyorum.
Başarısız olmak yerine
ölmeyi mi tercih ediyorsun?
Neye dönüştün böyle, Nicholas?
Yaptığın şeyler...
Bu sen değilsin.
Sen değilsin.
Her zaman içimde vardı.
Zor kararlar vermek için.
Kendi sebeplerim var.
İyi sebepler.
İnsanlara zarar vermek için mi?
Emin misin?
Kendine, benim ölümümün
seni cesur yaptığını söylüyorsun.
Gerçekte, seni duygusuz yaptı.
Sen sevdiğim adam değilsin.
O seninle birlikte öldü.
Ben hiçbir zaman senin vicdanın olmadım, Nicholas.
Hâlâ kendi vicdanın var.
Onu dinlemelisin sadece.
Bazı insanlar bütün hayatları boyunca...
...asla bizim sahip olduğumuz şeyi bulamazlar.
Bana olan şeyin...
...seni bu şekilde
değiştirmesine izin verme.
Bu kimsenin suçu değil.
Biliyorum.
Onu biliyorum.
Bunun nedeni...
...bana annemden geçen...
...hasarlı DNA'yı onarmak gibi...
...basit bir işlemi gerçekleştiremeyen...
...aptal bir gen yüzünden.
Bu, değil mi?
Bunun için buradasın.
Tabii ki.
Git.
Beni ne kadar çok sevdiğini biliyorum.
Acını başkalarından çıkarmayı bırak.
Seni unutmadım, Gloria...
...ve hiç unutmayacağım.
Dr. Rush?
Şimdi, dinle beni.
Bu gemiyi FTL'e...
...geçmeden önce
durdurmak için beş dakikamız var.
Ne?
İnsanların hayatı buna bağlı.
Yapamam...
Onu yapamam.
Onu yapamam...
O konuda hiçbir şey yapamam.
Teğmen Scott, beni duyuyor musun?
Evet, efendim.
Durduramıyoruz.
Anlaşıldı, efendim.
Tanrı yanınızda olsun, Albay.
Hepinizin.
Daha bitmedi, evlat.
Pes etmeyin.
Az önce sıçradılar.
Revirin dışında ne arıyorsun?
Yapacak işim var, Albay.
Bu gemiyi geri döndürmemizi
sağlayacak erişim şifresini çözmeye ne dersin?
Ne gariptir ki...
Bir şey bulmadığını sanmıştım.
Öyle bir şey söylemedim.
Gemiyi hemen durduramayacağımı söyledim...
...ve beni neredeyse öldürse de...
...bize sonunda bu geminin kontrolünü...
...verebilecek bir ipucu bulmayı başardım.
Bir ipucu mu?
46.
O biraz...
...fazla basit gibi görünüyor.
Bu insan DNA'sındaki kromozomların sayısı.
Genetik kod.
Bu ne işimize yarayacak?
Eskilerin daha ileri teknolojilerinde...
...belli genetik işaretleri
saptayarak erişimi kısıtlayan...
...alıcılar kullandıklarını biliyoruz.
Destiny'nin erişim şifresi o şekilde değil.
Kesinlikle sayısal.
Şifreyi çözmede karşılaştığımız sorun...
...hiç temel noktamızın olmamasıydı
nereden başlayacağımızı bilmiyorduk.
Sadece rastgele deniyorduk.
Peki şimdi?
Şimdi nereden başlayacağımızı biliyoruz.
Kendi genetik kodlarını kullandılar...
...muhtemelen özel birini.
Bizden daha evrimleşmiş olduğuna şüphe yok...
...ama şimdi tek yapmamız
gereken değişimleri gözden geçirmek.
Yine de milyarlarca
ihtimalden bahsediyoruz.
Değişimleri gözden geçirecek...
...bir program yazdım.
O ne kadar sürecek?
Birkaç gün.
Gerçekten mi?
Ya da birkaç yıl...
Biraz daha iyimser olmaya çalışıyordum.
Senin için biraz farklı.
Rush...
Bütün bunlar...
...hayatını riske atmaya değdi mi?
Göreceğiz.
www.yedincigemi.com
SG-TÜRK
Çeviri: Shizof