Tip:
Highlight text to annotate it
X
İyi seyirler... Çeviri PSILU 0.5
Küresel yalanla geçirdiğimiz zamanlar, gerçeği söylemeyi devrimsel bir hareket haline getirdi. GEORGE ORWELL
Tek yapabileceğimiz şey gerçekleri anlatmaya çalışmak.
Hükümetin dediklerini değil sadece gerçekleri.
Ve papağan gibi ya da gelişigüzel bir şekilde de değil
Hükümet ne mi diyor? Tamaman saçmalıyor.
Kışın sonuydu.
Yaşadığım en soğuk kış.
Bir iş üzerindeydik.
Arkadaş grubu olarak dostumuzu yeni evine Orta Pensilvanya'daki Schuylkill Federal Hapishanesi'ne bırakmaya gönüllü olmuştuk...
O kendisine Fiber Optik derdi.
Onun zekasını kabul etmeyecek kimseyi bulmanız gerçekten zordu.
Onu bırakmadan önce; Philadelphia caddelerinde...
...kar fırtınası eşliğnde eğlenceli bir gece geçirdik....
Fiber, hayatı yaşayarak öğrendi.
İşlerin nasıl yürüdüğünü anlatmak için...
...her zaman vakti vardı.
Bana göre; yetkilileri en çok kızdıran şey de buydu.
Fiber Optiğin bilgisayarları hack etmediği ihtimali üzerinde hiç durmadılar.
Ona bazı sitelerin nasıl hacklenebileceğini...
Sistemlere sızıp işleyişi engelleyen insanlar vardı...
...ve bu insanlar hiç yakalanmadı...
Federallerin umrunda da değildi.
Tek istedikleri sırları açığa vuran insanları susturmaktı.
Bernie S adında biri vardı.
O da teknolojinin nasıl işledini başkalarına anlatmaya can atardı...
O bunu bilmiyordu ama cehennem köşebaşında onu bekliyordu.
Fiber'i bırakmadan önce son bir kez daha duraklamıştık .
Burası Frackville adında bir kasabaydı.
Bize komik geldi çünkü Phrack adında bir hacker gazetesi vardı .
Hacker topluluğu için güzel bir anı olacağını düşündük.
Ama Bernie Frackville polisiyle Fiber'in fotoğrafını çektirecek kadar cesurdu.
Bu adamların neler olduğuna dair hiçbir fikri yoktu ama...
...ortama çabuk uyum sağladılar.
O an o geceki son neşeli andı.
Hapishaneye doğru yola çıktık.
Sanki -20 derece gibiydi.
Onu tüm haftasonu boyunca bir deliğe tıkacaklarından habersizdik...
Hapishaneye hoşgeldin töreni bekleyen saf gerizekalılar gibiydik...
Veda etme şansımız olacağını düşünmüştük.
Vedalaşamadık.
Onu içeri aldılar.
Kameramızla birlikte oradan uzaklaşmak zorunda kaldık.
Fiber, 10 ay sonra evine kahraman olarak döndü.
Herkes onu hapse göndermenin...
...büyük bir hata olduğunu anladı.
Cezası bitince tekrar içeri girmeyeceğinden emindik.
ÖZGÜRLÜĞE GERİ SAYIM
Kötü adamlar hapse girdi
Haline bak dostum yaşlanmışsın.
Etrafta dolanıyorsun...Kötü adam olduğunu iddia ediyorsun.
Asla hapse girmem diyorsun
Çünkü kötüsün ve hata yapmazsın
Kötü adam... Kaba adam...
Kötü adama bana inanmak zorunda
Hey kötü adam yanıldığın nokta bu
Bir kez olsun bana inan
Dolanmak için şehre indin
Frown giyen bir kızla tanıştın
Dolanıyor, kendinle övünüyorsun, kötü hissediyorsun.
Şimdi hapistesin.
Üzgün değilsin.
Bu mecbur kaldığım en ilkel iletişim yolu galiba.
1, 2, 3, 4, 5.
Bir şey gördüm.
o sen misin? Evet, elini görebiliyoruz.
Kafanı duvardan geçirebileceğini sanmıyorum.
Yüzünü duvara yasla.
Biliyorum hoş değil ama en azından zoom yapabiliriz.
Kevin Mitnick, dünyanın en tehlikeli bilgisayar korsanı.
Benim Cyberpunk'la ilgili pişmanlığım Kevin'in neden sürekli yemek yediği ...
...ve nasıl bu kadar kilo aldığını dile getirmemdir.
İnsanlar gerçekten konuya bu yönden yaklaşmaya başladılar..
Bir gün birisi gelip dedi ki:
Neden Kevin'in kilosunun üzerine bu kadar gidiyorsunuz?''
Ve haklıydı da.
Bu noktada yaklaşımımın hoş değildi.
Üzerine bu kadar vurgu yapılacak...
...bir konu da değildi.
Bir süre sonra tutuklandı, hapse atıldı...
...ve yarısını doldurmadan salıverildi...
Kilosundan bahsetmeyen ...
...tek bir makale bile bulamadım.
Kevin'in teknolojiyle olan bağı...
...beni en çok etkileyen...
...ve ilgimi çeken şeylerden biridir.
Time, Newsweek ve the New York Times'ta bir dizi makale buldum...
Bunlar Markoff ve Joshua Quittner gibi insanlar tarafaından yazıldı.
Ve bunlar Kevin cezasının yarısında ...
bilgisayara dokunmadığı halde 100 pound kaybettiğiyle ilgiliydi.
Bu iki şey bağlantılıydı.
1988'de, USA Today gazetesi...
resmini ön sayfadan yayınladı...
ve Darth Vader ile yan yanaydı.
Ve düşündüm ki bu Siyah Şapkalı Korsanları...
...anlatan olağanüstü bir bileşim.
Bu tanıma uyacak birisi varsa o da Kevin'dir.
Adı yetkililerin gazabına uğramak için yeterliydi.
Yıllar sonra şöhreti arttı ve sahtekarların arasına girdi.
Bazı haberlere göre, Kevin NORAD'a girerek...
...Kristy McNichol'ü bezdirmek üzereydi...
Çünkü arkadaşlarının telefonlarını ödemeli telefonlara yönlendirecekti.
Başlangıcı radyo vericisiyle yapacaktı.
Ve bu radyo vericisi kapalı-devreydi.
Düzinelerce çift bu kanaldaydı.
Bilirsiniz, karşı karşıya gelebilirlerdi.
Ve tabii ki, Mitnick yenilen taraf olurdu.
''Karşı koyalım, yapalım bunu''
Mitnick meydan okuduğu zaman, Kevin'in masum kurbanları olduğundan...
...ağlayıp sızlayabilirlerdi.
Mesele bundan ibaretti.
Ve sonra sahip oldukları ...
yasadışı bağlantıları kullanacaklardı.
Los Angeles Polis Departmanı'nda bir şef ya da teğmen vardı.
Onun arkadaşı olan amatör bir radyocu...
Kevin LAPD iletişimini engellediğini ileten bir mektup yazdı.
Tüm bu çılgınca şeyler geçmişte kaldı.
Cyberpunk dergisinde 1991'de ...
...Katie Hafner ve kocası John Markof tarafından...
...çoğunluğu dedikodudan oluşan...
...Kevin bilinenden daha kötü...
birisi olduğunu anlatan bir makale yayınlandı.
Hafner ve Markoff; Kevin'le hiç konuşmadılar, çünkü cezasını çekmesini istiyorlardı.
Ama bu hiçbir şeyi değiştirmedi.
NORAD bunu reddetti...
Kristy McNichol'ün usandırığından farkında değildi ...
ve ödemeli telefonlara çevrim yapıldığından yana hiçbir kanıt bulunamadı.
Ama bunların hiçbirisi yayınlanmadı.
Kevin'in ismi kanıt varmışçasına hüküm vermek için yeterliydi.
Ve bir de Pasifik Güvenlik Şirketi vardı.
İşe alındıktan sonra...
...peşindeki suçlamalardan dolayı işten çıkarıldı.
Ve bu da bir başka Kevin Mitnick efsanesini doğurdu..
Bu çerçevede Newswire'da yayınlanan makale Pasifik Güvenlik Şirketi'nin kayıp milyarlarıyla...
...ya da stok fiyatlarındaki değişimin borç yükünü arttırmasıyla ilgiliydi.
Bu aslında veri girişi yapanların yaptığı yanlıştan kaynaklanıyordu.
Veri girişindeki hatanın dışında hiçbir anlamı yoktu.
Sonrasında; Pasifik Güvenlik Şirketi'nin yöneticileri...
...Kevin Mitnick'in şirkette santral operatörü olmasından dolayı...
...''Bunu Kevin Mitnick yaptı'' yalanına inandılar...
...ve nasıl olduysa bu dedikodu yayıldı.
Bunları daha önce de görmüştüm.
Sanal korsanlar yapmadıkları bir şeyden dolayı suçlanıyordu.
Bazen yapmak isteseler de yapamayacakları şeylerde bile.
Saygınlığı olan bazı kişilerin...
kayıtlarda oynama yaptığı açıktı.
Sanal korsanlar, devlet kurumlarının ve özel kurumların...
...bilgisayarlarına saldırarak, banka hesaplarına sızarak, kredi kartı limitlerini boşaltarak...
...bilgi çalmakta, zarar vermekte ve gasp suçu işlemektedirler
Hey, durun biraz.
Bu elemanın okuduğu ne acaba? The Weekly World News mi?
Sanal korsanlar, FedEx kutularındaki Simplex kilitleri gibi...
...kullandıkları şeylerden çalıp çırpmazlar.
Ortak beyin gücüne örnek olarak...
FedEx ülke çapındaki her akıllı kutuda belirli bir kombinasyon kullanılır.
O kutuya FedEx çalışanıyla kafa bulmak için kutuya sığmayacak büyük bir şeyler bırakmak eğlencelidir...
Tabii ki onun kazancı da ucuz bira olur.
Eğer tanımadığınız bir yere gider...
...ve hatıra olsun diye bir şeyler getirirseniz...
...bu genellikle *** raid olur.
Bilirsiniz, *** raids gerçekten...
...bu ülkedeki en geleneksel hatıradır.
En önemlisi hatırayı alıp, oradan çıkmanın ve sağ salim getirmenin bir yolunu bulmaktır.
ARABAYA SERVİS
ARABAYA SERVİS Şu an McDonald's ın arabaya servis için kullandığı hoparlör üzerinden konuşabiliyoruz.
Ve bunu yaparken aynı amaç için tasarlanan...
...ve başkalarının frekanslarını kullanabilen bir telsizi kullanıyoruz.
Şirketler genellikle tek bir frekansı kullanır.
154.6 Mh, McDonald's ın kullandığı frekans gibi görünüyor.
Siparişlerinizi alayım.
Sarışın rica etsem dizlerinin üstüne çökebilir misin?
İçinizden birisi amuda kalkabilir mi? Beleş yemek veririz.
Sizi adi herifler, zekanızı kendinize saklayın.
-Yöneticisi geliyor. -Ciddi mi?
Sanal korsanlar Birleşik Amerika'yı mesken edindiğinden beri...
...sonuç genellikle eğlence ya da keşif olmuştur; kar elde etmek ya da zarar vermek değil.
Bunu bir de Birleşik Amerika'ya anlatın.
Kevin Mitnick merakının bedelini ağır bir biçimde ödemiş durumda.
1988'de DEC ağına sızmaktan dolayı 1.5 yıl ceza aldı...
DEC şirketi, onu VMS operasyon bölümünde...
milyonlarca dolar zarara sebep olduğunu öne sürmekten sorumlu tutuyordu.
Ve bu zarara karşılık da ceza almıştı.
Aldığı ceza ise kefaletsiz olarak 8 aylık hücre hapsiydi.
Bunun sebebi, hapishanedeki ankesörlü telefonla çok daha daha fazla zarar verebileceğini düşünmeleriydi.
Kevin, cezası bittikten sonra 3 yıl için şartlı salıverildi.
Yetkililere her ay rapor veriyordu...
...ve gideceği yerler ile yapabilcekleri sınırlandırılmıştı.
Federal yetkililer, Lewis DePayne ile aynı ortamda bulunarak ve başkalarının sesli mesajlarını dinleyerek...
...salıverilme kurallarını çiğnediğini anladıklarında bir ayı doldurmamıştı..
Önemsiz bir şeydi.
Ama ankesörlü telefonu kullanarak...
...3. Dünya Savaşını çıkartabileceğini düşünen medya ve hakimlerin...
...Kevin'i çarmıha germesi için yeterliydi.
Kevin aldırış etmemeye karar vermişti.
Yıkılmıştım.
Birbirimzden hiç ayrılmamıştık.
Kendisine ailesi gibi destek olacak kimse olmadan nasıl yaşayabilirdi ki.
Korkunçtu.
Nasıl bir hayattır bu?
Dışarıda yaşamaya alışkın değildir.
Eve bağlıdır.
Kevin dikkatini başka şeylere yöneltmeye çalıştı.
Sonra; 4 Temmuz 1994'te herşey değişti.
New York Times, ön sayfasına ...
Kevin Mitnick'in dünyayı avucunda oynattığına dair haberi taşıdı.
Şeytani bir görüntü çizen,
...NORAD bilgisayarlarına girdiğine ve California'daki
tüm telefonları dinlediğine dair uydurma haberleri taşıdı...
...Security Pacific Bankası'nın yalanının anlaşılmasına rağmen.
Kimse New York Times'ın haberi neden ön sayfadan verdiğini anlamadı.
Çünkü hikayede yeni hiç bir şey yoktu.
Yazar yabancı değildi. John Markoff...
Onunla tanışmadığı halde başımıza Mitnick uzmanı kesilen adam...
Konuya eğlenceli tarafından bakmaya çalıştık.
Ağustos'taki ilk Dünyadaki Sanal Korsanlar Kongresi için çalışıyorduk.
Hikaye, bizim Mitnick maskesi takarak etrafta dolaşmamızla büyüdü.
Hotel Pennsylvania' ya yüzlerce insan geldi.
Kongreye gelenler, sanal dünyanın korsan olarak adlandırılan isimsiz üyeleriydi.
Hafta boyunca Kevin defalarca aradı.
Ama hepimiz orada olmasını isterdik.
Ama neden gelemediğini biliyorduk.
Markoff'un haberi yaparken hesaba katmadığı şeylerden birisi şuydu:
8 aylık hücre cezasıydı.
Kevin, 8 aydır hücredeydi. 8 ay...
Bir düşünün.
Bir insan bu sürede çok değişir.
Aklınızı yitirebilirsiniz. Bunu istemezsiniz.
8 ay olmuştu, hem de yapmadığı bir şeyden dolayı. Çünkü yargıçlar çekiniyordu.
Birisine yapabileceklerini gösterirseniz...
...o da Dünya'ya meydan okur.
lf you have someone who has enough power...
to put you in solitary confinement you will run.
Bana gayet mantıklı geliyor.
Bence bu işte biraz hile,...
biraz karmaşa, biraz anlayışsızlık ve...
biraz da korku var.
Hücre cezasının anlamı kitapsız,...
kalem-kağıtsız ve arkadaşsız yaşamak demektir.
Yapılacak hiçbir şey yoktur...
Üzerine gelen duvarlar hariç.
Günde sadece bir saat hava almasına izin veriliyordu..
Hepsi bu kadar.
Bilirsiniz, füze kodlarını birilerine fısıldayabilirdi.
Bu bugünlerde korsanlar için büyük bir problem.
Biraz kafaları bozulunca füze kodlarını sızdırıp fırlatabilirler.
Bu korku gerçekten anlamsız.
Bir-iki kere ya da daha fazla, hatırlamıyorum...
bazen ziyaretçi odasına bile getirmezlerdi.
Kızımı ve beni merdivenlerden...
...o sırada müsait olmayan bir yere götürdüler...
O sırada sadece korumalar ve biz vardık.
Korumalar Kevin'in çevresinde...
...sanki bir canavarmış gibi dolanıyorlardı...
Ne yapabilirdi ki, sanki.
Bir telefonu...
...bilgisayara mı dönüştürecekti?
Neyden korktuklarını bile bilmiyorum.
Her şeyden önce, bunu istemiyordu.
İkincisi, bunu başaramazdı.
Üçüncüsü, mümkün de değildi.
Kevin sonraki sene yetkilileri salıverilmesine ikna etti
15 Şubat 1995'te...
Kevin'i Raleigh, Kuzey Carolina'da buldular.
FBI'ın en çok aranan sanal korsanı Kevin Mitnick parmaklıklar ardında.
Kevin Mitnick, haftaiçinde gözaltına alındığı...
...Raleigh-Kuzey Carolina'da tutuklandı.
Ülke çapında bilgisayar ağlarına sızmakla suçlanıyor.
Bu alanda çalışan bilgisayar uzmanları ise...
...bunun neredeyse imkansız olduğunu iddia ediyor...
FBl, Kevin'in yerini ikamet ettiği binadan...
...arkadaşlarıyla yaptığı görüşmeleri kendisine yönlendiren...
...gizemli bilgisayar uzmanı Tsutomu Shimomura sayesinde buldu.
Shimomura'ya yardım eden arkadaşı ise ...
...o ana kadarki en önemli baş sayfa makalesini yazan...
...John Markoff'tan başkası değildi...
Otel odasının kapısını açtım...
...ve New York Times kapının önündeydi.
Gazeteyi açtım ve ''Aman Tanrım'' dedim.
İlk sayfadaki makalenin ilk paragrafında , Kevin'in yaptığından şüphelenilen...
...Shimomura'nın ultra-güvenli bilgisayarına sızmayı...
...rahatsız edici sesli mesjalar bırakmayı...
...ve 20.000 kredi kartı numarasaını çalmayı da içeren şeylerin yeni bir listesi vardı...
Ama 13 paragraf sonra D17'de...
...bunların hiçbirini kullanmadığını itiraf ediyordu.
Bu kredi kartı numaralarıyaklaşık bir sene önce...
...İnterner Servis Sağlayıcısı NETCOM'dan sızdırılmıştı.
Herkes bu dosyaya, NETCOM kredi kartı dosyasına sahipti.
Eğer sizde yoksa, eziğin tekisinizdir.
Yüzlerce kişide bu dosya vardı. Kutudan sakız alır gibi bu dosyaları alabilirdiniz.
Bu dosya aylarca ortada dolaşıp ona geldikten sonra...
...onu bu dosyalara sahip olmakla suçladılar.
Her korsanda hatta kızkardeşlerinde bile milyonlarca kredi kartı numarası vardır.
O kadar önemli mi? Sahip olmanın hiçbir anlamı yok ki.
Yine de merak ettiğim...
...acaba tehdit teşkil ediyor muydu?
Birisini zarar vermekle tehdit etmiş miydi?
Are there any notebooks that showed he had plans...
to conspire to commit any particular thing...
other than humiliating Tsutomu Shimomura...
which any idiot who's ever met Shimomura could have told him...
this was not the guy to mess with.
Shimomura'yla ilk kez karşılaşmamız...
...Konrge binasındaydı.
ve Temsilciler Meclisi alt komitesinde ifade veriyordum...
O ise sandaleti ve eski püskü tişörtüyle ..
karşımızdaydı.
Hepimiz takım ve kravatlaydık...
New Jersey'den gelen avukat da yanımızdaydı.
Hepimiz oradaydık ve Kongre önünde en iyi tavırlarımızı takınıyorduk.
Ama Shimomura ise o garip haliyle dikiliyordu.
AT&T cep telefonunu umursamaz tavırlarla çıkardı...
...ve bazı tuşlara basarak...
...Capitol Hall'deki bazı görüşmeleri odaya taşıdı...
Tam bu sırada bir FBı ajanı tepesinde dikiliyordu.
Dedim ki, ''Bu hergele gerçekten taş.klı.''
Bilirsiniz, inanılmaz bir şeydi. Gördüğüm en havalı eleman.
Resmen hackledi!
Kongre, iki FBI ajanı ve Sun Microsystems'ten John Gage'in önünde...
...parmaklarını kullanarak sisteme sızdı...
Bilirsin ''Vay canına'' dedim.
Yani, etkilenmiştim.
O hafta Shimomura ve Markoff 750,000 dolarlık bir kitap anlaşması imzaladılar...
Bu anlaşma Kevin suçlanmadan önceki 19 ay içinde olabilirdi.
Takedown adındaki bu kitap senenin sonuna doğru bitirildi.
Okuduğumda, donakalmıştım.
Kitap, Tsutomu'nun yemek yeme ve kayak alışkanlığı üzerineydi.
Onun yemek yediği birçok restorantta bulunmuştum...
...ama bunları bir sanal korsan'ın kitabından okumaya gerek yoktu.
Takedown mı....
Takedown'dan bahsetmek istemiyorum.
Takedown iyi hazırlanmamıştı. 358.5
Anlatılan suç sayısı : 2 Anlatılan yemek sayısı : 42
1997 de 1996 gibi geldi geçti.
Kevin hapishanede kafaletsiz...
...ve duruşma ihtimali görünmeden kalmaya devam etti.
A25-sayılı ve en önemli suçlama ...
...hiç dağıtmaya ya da satmaya çalışmadığı halde ...
...yazılımı kopyalamasıyla ilgiliydi.
Shimomura'nın bilgisayarına sızmasından...
...ya da 20.000 kredi kartını bulundurmasından...
...ve John Markoff'un anlattıklarından eser yoktu.
Kuzey Carolina onu ayrıca cep telefonundan ücretsiz görüşme yapmakla suçladı.
Kevin'e iki yıl ceza verildi.
?more than he would have gotten for manslaughter?.
Ama federal suçlamalar varlığını sürdürüyordu.
Sonra onu tekrardan tecrit hapsine aldılar,
...çünkü yetkililer onun Walkman'i vericiye dönüştürerek...
...hapishane müdürünün konuşnalarını dinlediğini düşünüyorlardı.
Medyanın önde gelenleri...
...bu durumu kullanarak suçlu olduğunu düşünmeye devam ettiler.
Yıllar geçmesine rağmen kimsenin görmediği bir şey vardı...
...ve bu da Kevin'in hala yargılanmamış olmasıydı.
Sonra, işler daha da köüleşti.
Haziran 1998.
Takedown'ın sinema versiyonunun çekileceği duyuruldu.
Çığlık filminden tanıdığımız Skeet Ulrich Kevin Mitnick'i oynacaktı.
Tsutomu Shimomura'yı ise...
...The Joy Luck Club filminden Russell Wong oynayacaktı.
Kevin duruşmaya çıkmadığı halde hapiste çürüyor olmasınden dolayı...
...çok da mantıklı görünmedi.
Elimize ulaşan senaryoya göre...
...suçlu bulunmuştu ve hüküm giymişti ...
Hollywood'un büyüsü.
Kevin ve Tsutomu daha yakın görünüyordu.
Onlar gerçek hayatta sadece mahkeme salonunda o da bir kaç saniyeliğine görüşmüşlerdi.
Hollywood versiyonunda karanlık bir sokakta karşılaşıyorlardı...
Kevin, Tsutomu'dan kaçmak için...
...çöp tenekesinin kapağını kullanıyordu.
Bütün dünyaya bunun büyük bir yanlış olduğunu anlatmak zorundaydık.
Gerçek ortaya çıkmak zorundaydı.
Herkese teker teker anlatacak ya da medyayı kullanarak yapacaktık.
Evet doğru... Medya, demokrasinin halka bilgilendirmeyi amaçlayan...
...kendini adamış en büyük destekçileri...
Amerika'nın sağduyusu.
-İtmeyin! -Brad, çekil yoldan.
Dikkat edin!
Beyler yapmayın.
Bana bağırma, herkes benim önümde.
Onlara söyle geri dönsünler.
Mikrofona geliyor!
Aşağı iner misiniz beyler?
Mikrofonlara dikkat edin!
Yoldan çekilin.
Hadi ama.
Bunu kendimiz yapmaya karar verdik.
Skeet Ulrich'in ikamet ettiği binayı New York telefon defterinden bulduk.
Ona gerçek hikayeyi anlatmak için ziyaret ettik.
Ama taşınmıştı.
Bundan eminiz çünkü kapıdaki eleman her ismi tek tek kontrol etti.
Sonraki durağımız ise Batı Yakası'ndaki Miramax Film Stüdyosuydu.
Biz senaryodaki yanlışları düzelttiğimizden dolayı memnun olacaklarını düşünmüştük...
...ve doğru Miramax'a geldiğimizi ve ılımlı karşılayacaklarını...
...Michael Moore'un son filminin dağıtıcı firması...
...bilirsiniz, herkesi bilgilendiren filmler çeken adam.
Merhaba, biz Miramax'ı arıyorduk?
-İsminiz nedir? -Emmanuel Goldstein.
Kimi görmek istiyorsunuz?
Üzgünüz, burada çekim yapamazsınız.
-Burada çekim yapamazsınız? -Hayır, bu kesin kurallardan birisidir.
Üzgünüz, yapamazsınız....
Yani yukarıyı arayamıyor musunuz?
Siz onları ararsınız, onlar da beni arar
İşler yolunda gitmiyordu.
Hangi film şirketi bize çekimi durdurmamızı söyleyebilirdi ki?
Tek istediğimiz birileriyle konuşmaktı.
Ne büyük hayal kırıklığı...
Işığı yanıyor, çekime devam ediyor galiba.
Polisi aramadan lütfen dışarı çıkın.
Pekala, bunu istemeyiz ama yine de gidiyoruz.
Ofisi aradık ve bizi aramalarını bekledik ama aramadılar.
Bizden korkmuş gibiydiler. Belki de Bill Clinton gibi düşünüyorlardı...
...yani sanal korsanların kolay lokma olduğunu.
Onlara diğer yüzümüzü nasıl mı gösterdik?
O gece, New York Şehri'ni sınırsız metro kartlarıyla tanıştırdık.
Kartların kodlarını değiştirilene kadar...
...kaç kişiye ücretsiz geçiş yaptıracağımızı öğrenmeye karar verdik.
Bu korsanların kim olduğunun kanıtıydı.
Neden bunu anlamadılar?
Neden insanlar anlamadıkları şeylerden korkup kötü gözle bakarlar?
Tek bir seçeneğimiz vardı.
''Off The Hook'' programını duymuştum...
''Takedown filminin senaryosunu elime aldığımda .
''senaristlerin yaşananları eğip büküp...
...ama sanki gerçekmiş sunmalarını görünce beni gerçekten eğlendirdi...
Kevin'in hikayesini ve bu toplantıyı 'Off The Hook' programı sayesinde duydum ...
...gelmeye ve elimden geleni yapmaya karar verdim.
Benden değildi, başkasındandı. Kim olduğunu biliyorum.
-Arada bir bağ var mı? -Evet. ''Supermax'ten Miramax'a''
''Duruşmaya bile çıkmadan geçen üç yıl.''
Sonra başka bir tane daha yapabilirsiniz: ''Miramax'tan Supermax'e''
''Ve yine duruşmasız.''
İnsanlar bir-iki yerde ''Kevin'e özgürlük'' tabelasını gördüğünde...
sonra 10, 20, 100 olacak ve diyecekler k; ''Kim bu Kevin?''
Ta ki birileri sorularının cevabını verene kadar.
Konuya hakim birkaç kişi başka birkaç kişiyi saflarımıza katar.
Bu kişiler başka kişileri getirir. Bu şekilde büyürüz.
Atılan her adımda görünen yüz oluruz.
İş, eğer sinemayı kullanmaya gelirse ...
Kullanacağız.
Yaptığımız şey, Kevin duruşmaya çıkıp...
...özgür kalana kadar devam edecek.
''Hollywood Mahkumu'' ya da onun gibi bir şey.
-Bu iyiydi. -Sevdim.
Evet, senaryoya bi baktım....
Bilmiyorum.
Film tam bir utanç kaynağı ve yayınlanmamalı.
Kevin'i çok fazla tanımayan ve bu filmi izleyen birisin zihninde...
...yanlış düşünceler oluşabilir.
Onlarla konuşmaya çalıştık ama dinlemediler bile.
Şirketin ofisinde yapacağımız gösteriyle , dinlemelerini sağlayabiliriz.
Ama biz Sanal korsandık. Gösterilerden ne anlardık ki?
Bu durum sadece ayaklanmaya sebep olurdu...
özellikle de Belediye Başkanı şehir merkezinde gösteri yapmayı yasaklamışken...
...ve polisler birçok kişiyi vurmuşken.
Yardıma ihtiyacımız vardı, bu işte uzman birine.
Tüm şehirde bir önder arıyorduk.
60'ların gri saçlı hippilerinden biri gibiydi.
Onu bulduk. Gibi...
Burada neyi eleştiriyorsunuz? Bıkmadınız mı?
Onlar bizim cesur olmamızı istemiyorlar çünkü gerçeklerin ortaya çıkmasını istemiyorlar.
Why do you think there isn't more activism?
Çünkü umurlarında değil, korkuyorlar...
Başlarının belaya girmesinden çekiniyorlar. Hak veriyorum.
Ama yine de karşı durmak zorundayız. Korkun ya da korkmayın.
En azından denemek zorundayız, bir şans tanımalıyız.
-Hiç polislerle başın belaya girdi mi? -Hayır, hiç sorun olmadı.
Beyinlerimizi dışarı akıtmak isteyen bir başkanımız var.
Bu birçok insanı rahatsız ediyor ama ...
Bir çocuğa ölümüne işkence edildiğinde bu vicdan sahiplerini yaralar.
Ya da Başkan, beyinlerimizi dışarı akıttığında.
Evet.
Beklediğimiz gibi geçmedi.
l got a real earful about the evils of homosexuals and communists ???
Sonunda, duymak istediğim şeyi söyledi.
Bir şeyi eleştirdiğinde, haklı olduğuna emin ol.
Emin olduğum bir şey varsa o da: Haklıydık.
Beklediğimiz gün geldi. Bizi neyin beklediğini bilemiyorduk.
Bir süre orada dikildik....ne yapacapımızı bilemeden.
Telefon şirketinin minibüsü bizden daha çok ilgi çekiyordu.
Benim adım Noah Kenickstein, Avukatım.
-Miramax'ın mı? -Hayır.Sizin!
Hiçbir fikrim yok.
-Avukatım. Ve sizi temsil ediyorum. -Tamam. Harika.
O zaman tutuklanmıyoruz, değil mi?
-Bunun olmasını istemeyiz. -İyi.
Ulusal Hukukçular Derneği temsil etmesi için birisini göndermiş...
...ve bu dönüm noktası oldu.
Bazı şeyler üst üste geldi. Hatta medyadan bazı kişiler de geldi .
Miramax dışında herkes işin ciddiyetinin farkındaydı.
Film şirketi ofisinin önünde pankartlarla gösteri yapmak bize bir şey öğretti...
İnsanlar farkediyordu.
Bu topluluk biraz daha gösteri yapmaya devam edecek.
Bir süre daha devam edecekler. Umarım anlatabilmişimdir.
-Anlatmak istediğim... -Bana topluluktan bahsedin.
O toplululğu ve avukat olduğumu da. Rahatız ve sakiniz.
Problem istemiyoruz.
Onlar biraz.... Biraz daha ortalıkta olacaklar.
-Anladım. -Benim istediğim de buydu.
Çok minnettarım. Tahmini ne kadar olduğunu söyleyebilir misin?
Sanırım....50 kişi, Patty?
50 60, ya da maksimum 50.
-Ne işleri var orada? -Miramax Film Şirketi'nin önünde.
Yapacakları filmi protesto yapıyorlar .
Teşekkürler...Beni uyardığınız için teşekkür ederim.
Herkes rahat ve huzurlu.
-Ben biligilendiririm. Bİlgilendirdiğin için teşekkürler. -Tabii ki...Rica ederim.
Hayır. Hiç de umurlarında değil.
Bilirsiniz, bazı insanlar....
Takım elbiseliler mesela...
Hiçbir halt etmiyorlar. Elinizi uzatmak zorundasınız.
İnsanları rahatsız etmeyelim
Yeterince problemleri var zaten.
Onları bizim problemlerimizle sıkmayalım.
İzniniz var mı? Yetkilli kim burada?
İzniniz var mı?
Girişi kapatmadığınız sürece...
...yan tarafta durabilirsiniz. Teşekkürler.
Önünde durabilirler. Polislerin dediğine göre...
Giriş boş olduğu sürece, benim için problem yok.
Onların böyle bir yetkileri var.
Girişi kapatmayın. Tek isteğim bu.
Çalıyor. Sesli mesaja yönlendiriyor. Sanırım çok fazla arama yapılıyor.
Mesaj sesi geldi. Bir mesaj bırakıyorum.
Merhaba, ben dışarıdaki protestoculardanım. Kimse yok mu orada?
Bu mesajı duyduğunuzda, dışarı çıkın. Hemen aşağıdayız.
Birilerini görüyorum.
Pekala. Belki de cevaplarsın ve aşağı gelirsin.
Halkla İlişkiler Bölümünü mü arıyorsun?
Hayır ana santral numarasını. Dün görüştüm aslında...
... ve protestoyu haber verdim.
Buraya gelince benimle görüşeceklerini söylediler.
Ben de gelince ararım dedim.
-Anladım, bazıları dışarı bakıyor. -Bi tane de şurada...
Telefonları açmıyorlar.
Pankartlarda ''Kevin'e özgürlük'' ...
...ve posterlerde ''Miramax'ı durdurun'' yazıyor...
Protestoculardan küçük ama kendinden emin bir grup...
Miramax Şirketi'nin New York ofisinin önündeydi.
Sorun ise, bu senaryo, Sanal Korsan adıyla ...
toplumun kötülükle nam salan bilgisayar korsanı olan Kevin Mitnick'in hikayesi.
Mitnick şu anda hapishanede kefaletten mahrum olarak ...
...Bilişim Suçları Mahkeme'sindeki duruşmayı bekliyor.
Bu senaryonun Kevin Mitnick'i destekleyenler için onur kırıcı olduğunu...
...ve Kevin Mitnick'in yargı sürecine zarar verdiğini söylüyorlar.
Jüriyi etkileyebilir.
Gidişatı kötü yönde etkileyebilir.
Duruşma gerçekleşene kadar...
...üzerine sürülen kara lekeyi silmek için çok çaba gösteriyor.
Shakedown=Sallamasyon Film stüdyosunun önünden kimlerin geçtiğini tahmin bile edemezsiniz.
Kevin Bacon olan bitenle hiç ilgilenmiyordu.
Ama radyoda çalışan Lazlow ilgileniyordu.
Haberlerde daha çok yer almasıyla...
TV news journalism like Primetime Live...
tamamen saptırılan gerçeklerin gösterilmesiyle...
60 Dakika gibi programlar da bu yönde hareket etmek zorunda kalıyorlar...
insanlar bu konuda gerçekleri bilmiyorlar.
Sanal korsanları tanımıyorlar.
Sanal korsanların 1990'ların komünistleri gibi algılanıyorlar.
Eğer birisi sanal korsansa sizi şeytana kurban edecek gibi algılanıyor.
Kimse gerçeği bilmiyor.
Payıma düşense, radyo üzerinden...
... gibi insanları aydınlatmaktı.
Çünkü birçok insana ulaşabiliyorum. Çünkü birçok istasyonunda haberlere katkıda bulunabilirim .
Bunu yapaken Emmanuel, Bernie S'i ya da o anda kim varsa yayına alıyorum...
...çünkü hükümetin ne tip işler çevirdiğini onlardan başka anlatan yok.
Buna yardım eden medya mensupları ise büyük medya kuruluşlarında...
Bunu çıkar amaçlı olarak yapıyorlar, şu kitap yazan eleman gibi.
Protestocular yasadışı yollardan elde ettikleri senaryonun kopyasını dağıttıklarını...
...ve Kevin'e gönderdiklerini ve onun bundan hiç hoşlanmadığını belirttiler.
Miramax'ın üst şirketi Disney'in hiç de hoşuna gitmedi.
Teksas Eğitim Kurulu Disney Şirketi'ne...
...43 milyon dolar ceza kesti.
Kurul; Miramax'ı filmi çok fazla cinsellik ve şiddet içermesiyle suçladı.
Miramax gerçekleri çarpıtıyor!
Harvey Weinstein, Miramax'ın genel müdürü değil miydi?
Direkt olarak bize geldi.
''Miramax'ı durdurun'' broşürü bile eline ulaşmamış mıydı?
Tabii ki Harvey'e bir broşür ulaştırdık.
Tamam. Sonra görüşürüz. Hoşçakal.
-Ne dediler? -Bilmiyorum.
İşte burada. Telefonu açan oydu.
Dün yüzüme kapattı.
Anlıyorum.
Vazgeçtiler. Duydun mu?
Miramax gerçekleri çarpıtıyor!
Eğer megafonu kullanmaya devam eder ve...
...insanların yürümesine engel olursanız ceza alacağınızı söyledi...
Miramax gerçekleri çarpıtıyor!
Bunu kullanmaya devam ederseniz, polis çağırmak zorunda kalırım.
Bence duruşmaya çıkmadan 3 yıl tutuklu kalmak gerçekten uzun bir süre.
Ve Miramax bu filmle...
...özgür ve adil yargılanma ihtimalini tehlikeye atıyor.
Bu yüzden protesto ediyorum.
Teşekkürler.
New York Şehrindeki binanın önündeki herkes olayın farkındaydı.
Bana da olaydan bahsetti.
''Emmanuel'le konuştunuz mu? dedi
Coşku içindeydiler. Harika olduğunu düşünüyorlardı.
Kevin'e özgürlük çıkartmalarınden istiyorlardı. Bütün herkes...
Bana da biraz verirseniz, onlara ulaştırırım. Onlar da arabalarına yapıştırırlar.
Merhaba, efendim. Kevin Mitnick'in kim olduğunu biliyor musunuz?
Hayır, bilmiyorum.
3.5 yıldır duruşmaya çıkmadan tutuklu bulunan bilgisayar korsanı.
Miramax onunla ilgili bir film çekmeye karar verdi.
Senaryo hatalı. Kevin'i ırkçı bir suçlu gibi gösteriyor.
Ki bu doğru değil.
Onun hakkında ne düşündüğünüzü merak ediyorum.
Filmi ne zaman çekiyorlar?
-Birkaç haftaya çekmeye başlarlar. -Kevin Mitnick harika birisidir.
-Gerçeği nasıl bulurum? -Onu hapisten çıkarmalılar.
-Bir saniye. Sizinle konuşmak istiyorum. -Hangi konuda?
Bence asıl mesele uysal olmaya karşı koymasıdır...
çünkü bizlerin iletişim halinde olmasına gerek yok !!!!.
Ancak Miramax gibi büyük bir şirketseniz buna ihtiyacınız olur.
İlk duruşma! Evet!
Burası Amerika.
-Üç yıl oldu hala duruşmaya çıkmadı mı? -Şu an hala hapishanede.
Cuma günü CNBC'de konuyla ilgili bir şeye rastladım.
Böyle şeyler oluyor tabii ki.
Filme telif haklarına riayet etmeden aktarma veya benzer şeyler oluyor.
Elinizde bir gerçek biyografi...
...bir de asılsız biyografi oluyor...
-Bu asılsız biyog........-- -Bu iş büyüyecek.
-Hala duruşmaya çıkmadı mı? -Hala duruşmaya çıkmadı.
Hepsi bu değil, senaryoda duruşmaya çıkıp yargılandığı yazıyor.
-Kevin Mitnick'i tanıyor musunuz? -Hayır? Kim o?
Ama, geçip giderseniz, anlatamam....
Senaryoyu nasıl ele geçirdiniz?
Pekala. Tamam.
Siz avukatsınız. Ona bu şekilde iftira atmaları doğru mu?
Yasal düzeyde karşı koyup engellemek mümkün değil mi?
Bu doğru değil. Birilerinin dur demesi gerekiyor.
Bence duruşma yapılana kadar projeyi bekletmeliler.
Demek istediğim, olur böyle şeyler. Ne yazık ki, oldu da.
Bilirsin, olması gerektiğini sanmıyorum....
Açıkçası, galiba Miramax'a dava etmek şu an mümkün değil gibi.
Bence duruşma yapılana kadar beklemeliler.
Ve gerçek ismini kullanmamalılar.
Gerçekleri anlatmayacaklarsa, gerçek isimlerini de kullanmamalılar.
-Kurgusal bir film olmalı . -3.5 yıl uzun bir süre.
3.5 yılda neler değiştiğini düşünün.
Ve bu şeylerin siz hapishanedeyken gerçekleştiğini.
Ne için. Sadece korsan program yazdığı için.
Ben de yazdım.
-Ne yaptı? Hackledi. -Hackledi.
Bu filmin iftira boyutu hakkında düşünceni öğrenmek isterim.
Aşağılık Miramax. Kevin'e özgürlük!
Senaryosunu görmediğim veya okumadığım bir film hakkında bir şey söyleyemem.
Bu konuda söyleyebileceğim tek şey...
...yaklaşım açısından cadı avına benzediğidir.
Yüzyüze korsanlık, bilirsiniz.
İnsanlar teröristlerin üzerine çullanmakta aceleci davranıyorlar.
Ki bu insanlar yeni teknolojilerin açığa çıkmasına yardım ediyorlar.
Ama bir şekilde, bunu anlamak zor olabiliyor.
-Kesinlikle. -Yine de izleyene kadar bir şey diyemem.
Sadece bir avuç yenilikçi mecrada olmakla kalmadık.
Diğerleri de bizim için çalışır hale geldi.
New York güzeldi. Ama sadece bir başlangıçtı.
Doğru insanlar ulaşmak için yola koyulmak zorundaydık. Biz de bir kamera ekibi toplayıp...
...haftalarca sürecek yolculuğun en ince ayrıntısına kadar planladık.
Biletlerimizi ayırıp havaalanına doğru yola koyulduk.
Vardığımız yerde ekonomi sınıfından kilometre sınrı olmayan kiralık bir araç bizi bekliyordu.
Planımız Wilmington, Kuzey Carolina'ya gitmekti...
...Sanal Korsan filminin çekilmek üzere olduğu yere .
Giderken yolu biraz uzatıp Dünya Hacker Kongresi'ne uğramaya karar verdik.
Bu seneki geleneksel buluşma Las Vegas'taydı.
Ve bu sayede San Diego'ya uğrayarak...
...Tsutomu Shimomura'ya bir merhaba deyip ...
...Kevin Mitnick'i keriz olarak görmesinin önüne geçebilecektik.
Ve bunu yaparken John Markof'a da uğrayıp...
...biraz olsun Kevin'le ilgili doğrulardan da bahsetmesini rica etmemek kabalık olurdu.
Kiralık arabayla 17.000 km yi devirirken ...
Kevin Mitnick'i milyonlarca dolar zarar vermekle suçlayan şirketlerden bazılarına da uğrayacak...
...ve saçmalıklarına şahit olacaktık...
Pennsylvania'yı bilirsiniz. Ben ona Hapishaneler Şehri diyorum.
Çünkü her köşede hapishane vardır.
Pensilvanya'da hapse giren herkes seems to wind up in Pennsylvania.
Garip.
Ayrıca, ne zaman bir polisle denk gelsem...
...kendimi Hapishaneler Şehri'nde bulacak gibi hissediyorum. Bu benim dikkatli olmamı sağlıyor.
Sakın Pensilvanya'nın güzelliğine aldanmayın.
Özgürlük Çanı'nın, Independence Hall'ün...
...tepesinde güvenlik kamerası olan lndependence Hall'ün ...
...Thomas Jefferson'ın bağımsızlık bildirgesini imzaladığı evin...
hemen dibindeki Afro-Amerikan Müzesi'nin ve onun yeni komşusunun diyarına.
Philadelphia'nın ortasında yüksek güvenlikli bir federal hapishane.
Zaman nasıl da değiştiriyor?
Hapishanelerin dışında fotoğraf çekmenin yasak olduğunu söylüyorlar...
...bu inşaatın önünde bile, hem de şehrin orta yerinde.
Bizi fotoğraf çekmekten men edecek yasal bir engel görmedik...
...ve polis ya da güvenlik görevlisiyle karşılaşmadan...
...fotoğrafımızı da çektik...
Şuna bir bakın.
Burada federal suçluların bulunacağı bir hapishanenin...
...günden güne yükseldiğini düşününce...
...belki de bazı materyaller burada olmamalı.
Azılı suçlular değil belki...
...uyuşturucu satıcıları...
...800 dolara LSD satmaktan 10 yıl ceza alan suçlular...
Yine de doğru değil. Federal sistem böyle işliyor.
Böyle olmamalı.
Kaliforniya'daki hapishanede Güney Afrika'dan daha fazla tutuklu olduğunu biliyorum.
Hapse atmak önemli bir iş kolu galiba. Bence sorunun nedenlerinden biri bu.
Halkın yasalara karşı gelen bu kesimine...
...gittikçe daha az hoşgörü gösteriliyor.
Hapis hayatı yaşayan ciddi bir nüfusumuz var. Bu diğer sorunları beraberinde getiriyor.
Bir bilgisayar korsanını...
...tecavüzcü ya da katillerle aynı yere koymak...
...tecavüzcü ya da katil olmayan birisine yapabileceğiniz...
...muhtelemen en büyük kötülük!..
Hukuka karşı gelen... Bilişim alanında hukuka karşı gelenler için...
...bazı şeyleri yeniden tanımlamalıyız.
Bilişim hukukunda yeni bir düzenlemeye ihtiyacımız var.
Kitaplarımdan birinde hukuk sistemindeki düzenlemeden bahsettim.
Özellikle hakkında bilişimle ilgili suçlamalar olan ve dava edilen kişilerin ...
ve dava edilen kişilerin ...
...teknolojik esasa bağlı...
...ve makul bir sebebi olduğu haller için...
...suçun doğasına daha uygun bir ceza sistemi sunuyor.
Birisine kırk defa deli derseniz, değişim gösterir.
Ve dediğiniz gibi olur.
Sonra ise aynı şeyin tekrarlanacağını bilirsiniz.
Bir gece...
...alt-seviyeli tesis olan B ucks Eyalet Hapishanesi'ndeki hücremdeydim.
İki gardiyan odama daldım...
...yatağımı kurcalamaya başladılar...
...beni kelepçelediler ve bilgisayarın yerini sorarak..
...odamı alt-üst etmeye başladılar.
Diş fırçamı içinde bilgisayar olmadığını bile bile klozete sıktılar...
...ya da aradıkları her neyse...
Garipti.
Ama Pensilvanya'da hapishaneden fazlası vardı. Bir okul gibiydi.
Ve Age Fuar'ında* binlerce yaşlı vatandaş...
...Birleşik Amerika'nın onları ne kadar önemsediğini öğrenmek için oradaydı.
Hepsinin içinde en gerçekçisi BellAtlantic'i tanıtan elemandı.
Bir tilkiye nasıl güvenmezsiniz ki?
Telefoncu Tilki Freddie yaşlılara tanıtım yaparken,
...her sene yapılan 4 milyar dolarlık dolandırıcılığı es geçiyordu.
Freddie bunu yapanların siyah şapkalı korsanlar olduğunu söylüyordu.
Ve onunla tanıştım.
Freddie digit gibi kelimelerin o yaştaki insanların kafasını karıştıracağını biliyordu.
''On numara'' demek daha mantıklıydı.
Bu bölge kodunu da girecekleri anlamına geliyordu...
Yaptıkları her aramada...
...215 ve 610 arasında...
...ve 215 yerine 267'yi...
...610 bÖlge kodu yerine de 484'ü.
Bize bir bölgedeki 10,000 kişinin numarasını veriyorsunuz ve bu bölgedeki 10,000 kişi için...
end up using 300 numbers and all the others are tied up wasted.
Easy listening Never mind the world outside
Easy listening Famine, war, and genocide
Easy listening Forget the loony on the loose
Easy listening Rising crime and child abuse
lgnore the poisoned atmosphere
Aç bir bira daha.
Medya size hergün ne düşüneceğinizi ve ne söyleyeciğinizi söylüyor
Biz ise biraz geriye gidelim...
...daha tanıdık bir yere.
Her şey bıraktığımız gibiydi.
Sadece 90 derece daha sıcaktı.
Geçen 4.5 seneden sonra yine de soğuğu hissederdiniz.
Çektiğimiz filme hiç kimsenin müdahele etmemesi şaşırtıcıydı.
Biz de her şeyi çektik. Orta-seviye güvenlik tesisini ...
düşük-seviye toplama kampını...
the sign that lets minimum-security prisoners know when they've escaped...
and Unicor, the slave-labor office...
where prisoners make furniture for the government for pennies a day.
Neredeyse başarıyorduk.
İlk kez hapishane polisleri tarafından durduruluyorduk .
Nasıl olur da ABDE'ye uğramazdık.
Yani Acil Bilgisayar Destek Ekibi?
Bilgisayar ağları için bir tehdit varsa bunu onlar söyler.
Bize ve bütün dünyaya Kevin Mitnick'in...
...NORAD'a yönelik bir tehdiit olmadığını ilan etmişlerdi...
Kristy McNichol ya da Amerikan hayat tarzı.
Biz bilgisayarcıların her zaman çalıştıklarını sanırdık...
...ama bunlar cumartesi günü bile tatil yapıyorlardı.
Biz de güvenlik görevlisini çağırdık ve bir-iki broşür aldık.
Mitnick'in adı geçince bir şeyler ters gitmeye başlıyordu.
Değişik zamanlarda farklı polislerden aynı şeyi dinliyorduk.
Ama en azından Pensilvanya adına yakışır işler yapıyordu.
Orada bulunma nedenimizi açıkladık ama söylenen şey aynıydı.
Burada hoş karşılanmıyorsunuz.
Buna alışkınız.
Eğer aynı şekilde davranmaya devam ederseniz ...
...yine hoş karşılanmayacaksınız ...
...ve gerekeni yaparak...
...kendinizi arkadaşınız....Kevin'in yanında bulursunuz...
...ve amacınızı ulaşamamış olursunuz.
Buraya gelmemim sebebi...
-...sizi buradan uzaklaştırmak. -Anlıyorum.
Biliyorum ki hapishanedeki birçok insan orada olmayı haketmiyor.
Ama sonuçta hukuk sistemi böyle.
Anlatabiliyor muyum?
Bazen işler bazen işlemez.
İnan bana, çok defa da insanların yararına işlediğini de gördüm.
Eğer sağ salim giderseniz...
...raporum iyi yönde olur...
...ve işimi kolaylaştırmış olursunuz.
Gidiyoruz. Hemen buradan ayrılıyoruz.
19. kanal.
Beyefendiye rutin bir uyarıda bulunuldu.
İsmini ve bilgilerini gönderiyorum.
Ayrılmadan önce, caddeyi kolaçan etmeye karar verdik.
Bana kendisine bulaşmamamı söyledi.
She did everybody she could in the weeds...
and then she moved to the projects.
Bu Kevin'in hatası değil.
Kevin'e özgürlük. Kevin yanlış bir şey yapmadı.
Beni kabul etmedi çünkü bir alkoliktim...
...ve hiç param yoktu.
Çulsuzdum, bu yüzden beni terketti.
Param olmadığından da hiç kız arkadaşım yok.
Oh, wow.
İyi birine benziyor. Neden onunla uğraşıyorsunuz ki
Onun kız arkadaşının da onu terkedeceği hiç mi aklınıza gelmiyor?
Gitme zamanıydı.
We was peeling potatoes
Back in World War Two
And we was playing that rock and roll After school for you know who
Hidden from the public
lt was behind the scenes
There was a relic They called the purple hair
Telefon şirketleri, Kevin Mitnick hapse girince ...
...davetsiz misafirlerden yana rahatlamışlardı.
Ama gerçek hala ortadaydı ve birçok insan bunun farkındaydı...
online ya da değil.
Allied Signal Aerospace Şirketi...
Sprint PCS de burada...
lnformix, Southwest Bell Mobil Sistemleri....
Beni korkutuyorsun.
Ağaç ya da herhangi birşey yok, dümdüz arazi, sadece endüstri firmaları
Oklahoma, Hanson'ın doğduğu şehir.
Bize sesçimizin Hanson Kardeşler'den birine benzediğini söyleyip duruyorlar.
Onların Tulsa şehrinden geçerken...
...insanların akın ettiği alışveriş merkezlerinden birine giderek...
...Kevin'e özgürlük kampanyasını bir Hanson kampanyasına dönüştürme fikri aklımıza geldi.
Pazarlamayı kullanabilirdik..
...ve Tulsalıları biraz şaşırtarak...
...daha iyi sonuçlar alabilirdik.
Bunu yapmak o kadar da zor değildi.
Alışveriş merkezindeki insanları şaşırttıktan sonra Oral Roberts Üniversitesi'ne yöneldik...
Muhafazakar Sağcı düşünce hüküm sürüyordu.
When the vice president of the university, a former federal agent...
came down the stairs with a golf club, we took the hint.
There wasn't a golf course for miles.
Hellflower, Satan's power
You grow more beautiful by the hour
You feed our hearts And you free our minds
With the essence of the souls that you devour
Shrinking violet makes the scene
ln the formal garden of the queen
Bloody Mary, so contrary
Evime girerken zorlandılar.
Yatak odasının kapısını kapattığımdan ön kapıyı kırdıklarını duymadım.
10 dakikadır kapımı zorluyorlardı.
Sonunda telefonumu aramaya...
...ve sesli mesaj bırakmaya başladılar.
''FBl. Kapının önündeyiz. Açın kapıyı.''
Evimde arama yaptıklarında evde değildim. Okuldan annem alıyordu.
Bir tek babam evdeydi. Aradıklarının...
...ben olduğunu düşündüler.
Onlar yetişkin birini bekliyorlardı.
Karşılarında 13 yaşında birini görünce...
...ne yapacaklarını bilemediler.
Ben içeri girip istedikleri şeye el koyacaklarını ...
...bana hakaret edip...
...istediklerini alacaklarını, mahkemede görüşürüz deyip, sonra tek kelime etmeyeceklerini sanıyordum.
Aslında problem sanal korsanların bunu yapacak altyapılarının olmaması.
Bazı şeyleri açığa vurup...
...iş birliği yaparak tahliye görüşmesine girmek istiyorlar!!
Ve yapmadıkları bir şeyi savunmak zorunda kalıyorlar.
Bu ileride karşılarına kötü bir şekilde çıkıyor.
l think if people had the resources, or if there were an organization...
dedicated to helping people, to providing the resources....
You know, something that's much more than just a dummy front...
such as the EFF.
Aslında bu insanlara yardımı amaçlayan...
...bir kuruluş tarafından yapılsa daha iyi olurdu.
Hükümet en başta...
...bazı yasalarda değişiklik yaparak...
...sözde yardım ediyor.
Bir park alanında iki saat boyunce alıkonulduk.
5 ya da 6 polis arabası ve 13 polis memuru vardı.
Neler döndüğünü sordum...
...çok daha fazlasının dödüğünden şüphelendiklerini farkettim.
İznim olmadan kristal kutumu aldılar...
bir de üstüne neyi aldıklarının farkında olmadıklarını itiraf ettiler!!.
Üzerinde bandrol ya da fiş olan olmayan ne varsa aldılar.
Bir kadının çantası gibi alınmaması gereken ne varsa aldılar.
Soruşturma şartlarına uyup uymadıklarından emin değilim.
Her kartviziti aldılar.
Üzerimde baskı kurmak için elimdeki her şeyi aldılar.
Bana niyetlerinin kötü olmadığını söylediler...
...ve içlerinden biri...
...çocukken beysbol kartlarıyla oynadığını söyledi.
Gardırobumu arayan kişi o olmalı.
Bana soru soran görevlinin sorularını cevaplıyordum...
...ve o gardırobumun bütün çekmecelerini karıştırıyordu.
Sonra birden ayağa kalktı...
Beklemenin bir anlamı yoktu. Ben de dışarı çıktım.
Arama yapmayı bırakıp benimle dışarı çıktı.
O kadar açıktı ki...
Bir şey bulmak gibi bir dertleri yoktu.
Dolabımdaki her gömleğin her cebine bakarak...
...gözümü korkutmaktan başka hiçbir amaçları yoktu.
Arkadaşımın evine geldiler.
3 yaşındaki ve 5 yaşındaki çocukları yeni yatırmıştık.
Silahlarını çıkarıp bir hışımla eve daldılar...
...merdivenlerden yıkarı çıktılar ve şöyle dediler:
''Olduğunuz yerde kalın! Gizli servis! Kıpırdamayın!''
Bilgisayar başındaydım, korku dolu bakışlarla karşıladım.
Yere yatırılıp ellerim kelepçelenmişti. tek yapabildiğim...
...sürüklenmekti. Orada bulunan arkadaşım...
...Ellen Fisher'a, avukatımı aramasını söyledim. O da aradı.
Sürekli olarak susmamı söylediler.
Havertown, Pensilvanya'daki polis merkezine götürüldüm...
...ve arabam arandıktan sonra 3 saat boyunca bir hücrede tutuldum.
Sonra bir gizli servis elemanı beni sorgulayarak...
...kristalle ne yaptığımı sordu.
Ben de insanların faydalanacağı bir şey yapmaya çalıştığımı söyledim.
Onlara yalan söylediğimi itiraf ettirmeye çalışıyorlardı ki böyle bir şey yoktu.
Duymak istediğini söylemeyince çileden çıktı.
Sonrasında beni tekrar hücreye attılar.
Avukatımı aramama izin vermediler.
Aslında, haklarım bile okunmadı.
Çok defa avukatıma danışmak istediğimi söyledim...
...ama dedikleri şu oldu:
''Bu hiç iyi bir fikir değil.'' Avukat isteğim kabul edilmedi.
So finally, when...
they all shifted from my apartment to searching my office, actually at work...
l got to drive down in my own car.
Çalıştığım yerde avukat olarak çalışan bir avukat buldum...
Yetkili ajan, Ken McGuire...
...kızgın ve memnuniyetsizce baktı.
Aslında sadece haklarımı korumaya çalışıyordum.
Çılgıncaydı.
Bana şöyle söylemeye çalışıyordu:
''Bunu yapmamalıydın''bakışı. ''İşte şimdi başına belayı aldın.''
NASA'dakiler aileme ukala olduğumu söylediler...
çünkü onlara daha zor şifreler seçmelerini söylemiştim.
Polislerin bana şunu söylediğini hatırlıyorum:
''Çocuğa zarar vermek gibi bir niyetimiz yok ..
''bundan dolayı bilgisayarını alıp...
''...trafik yönetimindeki diğer çocuklara verdik. Çünkü modaydı...''
Bir dakika. Yani, ''Bir çocuğun eşyasına el mi koydunuz?''
Sanki şey gibiydi,''Babasınındı ama o kullanıyordu.
''Babası bunu daha iyi bilmeliydi.''
4,000 dolar değerinde bir ürünü...
...öylece alıp götürdünüz mü?
Ve onu suçlayacak mısınız? Dediler ki, ''Eğer suçlarsak...
...''14 eyalet yasasından suçlamalıyız...
''ağır suçlardan yargılanacak ve bu çok zorlayacak.''
''Bunu onlara da açıkladık ve dediler ki, 'Alın makineyi lütfen''
Ama bu yasal değil.
Yasallık ne kelime...
Özünde resmen şantaj.
Sanki herkes aynıydı. Rozeti olan herkes...
...aşağılık olmak zorunda mı?
Eğer böyle davranırsanız, bu size döner.
Kim olursanız olun.
Saygı istiyorsanız bunu hakedeceksiniz. Bu kesin.
NASA'yı hacklediğimi söylüyorlar, ama kim yapmıyor ki?
New Mexico eyalet yasalarına göre...
...saatte 160 km'nin altında gitmediğimiz için durdurdular.
Sosyal güvenlik numaramı verene kadar gitmemize izin vermediler.
İşin kötü tarafı Vegas'a hala 11 saatlik yolumuzun olduğunu söylemesiydi.
Olaylar hep aleyhimizeydi.
Ama birden bir mucize gerçekleşti.
Pekala!
11 saat olduğunu söyledi ama biz onu 2.5 saat yaptık.
O otoyol polislerinin ne söylediklerinden haberi yok.
Tamamdır, Las Vegas, Hadi bakalım!
Twilight City gonna set my soul lt's gonna set my soul on fire
Got a whole lot of money that's ready to burn
So get those stakes up high
There's a thousand pretty women waiting out there
They're all waiting, they're devil-may-care
And l'm just the devil with love to spare, so
Viva Las Vegas
Viva Las Vegas
Viva Las Vegas
How l wish that there were more Than the 24 hours in the day
Even if l ran out of speed, boy
Biz Defcon Konferansı için geldik.
Burada film çekmeyi umuyorduk.
Defcon Konferansı?
Sanal korsanlarla ilgili...
Bİr bilgim yok.
Bizim bilgisayarlara sızıp çalışmasını mı engelleyecekler?
Yaklaşık bin kadar sanal korsan buraya gelecek.
Hiç duymadım.
Bunu gizli tutarak iyi bir iş çıkarmışlar.
Benden bile gizlemişler.
Plaza Hotel, Las Vegas?
New Mexico.
Bir hata yapılmıştı...
...ama kimin yaptığına dair en ufak bir işaret yoktu.
En azından hala New Mexico'daydık...
Çok gizli nükleer sırların tutulduğu ve Shimomura'nın gizemli ilişkilerinin bulunduğu yerlerden biri olan...
...Los Alamos Ulusal Laboratuvar'ına hala uğrayabilirdik...
Eğer buradaki insanlarla konuşabilirsek, dikkatleri üzerimize çekebilirdik.
Bu gibi yerlerde ...
çok uzun kaldığımızı düşünüyorlardı...
o kadar uzun kalmamalıydık.
Bu adam, defolup gitmemizi ima ediyordu.
Biz ise binadaki görevlilerin garip davranışlarının...
...bir sebebi olduğunu sanıyorduk.
New Mexico'da karanlık bir yolda kaybolduğumuzda...
...bir grup askeri fanatik bizim yolumuzu kesti.
Mesajı almıştık.
Twilight City gonna set my soul
lt's gonna set my soul on fire
Got a whole lotta money that's ready to burn
So get those stakes up high
There's a thousand pretty women waiting out there
They're all waiting, they're devil-may-care
And l'm just the devil with love to spare, so
Viva Las Vegas
Viva Las Vegas
Viva Las Vegas
How l wish that there were more Than the 24 hours in the day
Even if l ran out of speed, boy
Bu işe başlarken, bu kadar uzatmak gibi bir niyetim yoktu.
Parti gibi bir şey olacaktı ve hepsi bu kadar. Tek seferlik bir olay.
Bitirdiğimizde, herkes dedi ki. Bunun tekrarı olacak mı?''
Ve ben de dedim ki, ''Sanırım tekrar yapabiliriz.''
İnsanlar akın ettiğinden beri, bu insanlar:
''Keşke biraz da müzik ekleseniz.''
SOnra da, bir lazer sistemi olsa...
LCD ekran da olsa ve İngiltere'den DJ gelse .
Kendi başına alınmış kararlardı.
Getto Hackerıyız.
Alt sınıf, düşük bütçe, yüksek oktan.
-Ölü! -Boğa!
Ben salla deyince, siz kıçı diyeceksiniz!
-Salla! -Kıçı!
Çok teşekkür ederim. İyi geceler.
Şu an elimde NT(Network Terminator)'ün...
...bir işe yaramadığnın canlı bir kanıtı var...
Bugün erken saatlerde bir video çektim...
Bu görüntüler Las Vegas'ta GM Grand Hotel ve Casino'da...
...mavi ekranın çekildiğini gösteriyor!
Bİnlerce kişi geldi.
Bize binlerce Kevin posterine mal olsa da...
...artık herkes onu tanıyordu.
www.kevinmitnick.com'u ziyaret edin ve kendiniz görün.
''Onların ne dediğinin hiçbir önemi yok...''
''Önemli olan biziz.
''önemli olan....''
Duruşmada heyecanlıydık .
Shimomura'yla karşılaşmak istemiyordum.
Bence çok büyük bir egosu var.
Çok zeki ve çok pratik birisi...
...ama bence sosyal yetenekleri yerde sürünüyor.
Yıllardan beri, Shimomura beni gördüğü yerde kaçar.
TV şovlarında bile karşıma çıkamadı.
Ben kablolu TV kanallarında sürünürken...
...o Tom Brokaw'ın karşısında rahat tavırlar sergileyip...
...birden CNN'de görünüverdi...
Ben Mike Wallace tarafından sorgulanıyordum.
2600: The Hacker Quarterly(3 ayda bir çıkan dergi)?
Tsutomu elektronik postalara cevap bile vermiyordu.
Ama bizden kaçış yoktu.
Çalıştığı yer olan San Diego Super Bilgisayar Merkezi.
Kapatıyorduk.
Ne kadar sessiz olduğunu farkettiniz mi?
Aslan tarafından öldürülen geyik gibi değil mi?
-Onu görmek için mi geldiniz? -Evet.
-Tsutomu'yu görmek için mi? -Evet.
-Onu üç aydır görmüyoruz. -Gerçekten mi?
-Nerede olduğunu biliyor musunuz?
-Burada değil.
-Kontrol edeyim...
-Onunla görüşmek için sözleştiniz mi?
-Tam olarak değil ama geleceğimizi biliyordu.
-Ofisine ulaşmayı deneyebilirsiniz. -Randevu almış mıydınız?
-Gayrı resmi bir buluşmaydı. -Affedersiniz.
Dahili numarasını deneyebilirsiniz, ama kendisini hiç görmedim.
Kendisini tanıyor muyum?
Sadece görmüşlüğüm var.
Ama tam.... bilmiyorum....
Bana kalırsa önce aramanızda yarar var.
Sürprizleri seven birisidir o.
Bu ona ulaştırmanızı istediğimiz evrak.
Neyle ilgili olduğunu biliyor. BU broşürlerden bir çift ulaştırmamızı istemişti.
Bunlardan mı istedi?
Sadece aldığından emin olmak istiyoruz. Harika. Yardımınız için teşekkürler.
Miramax'taki danışmadan daha iyiydi.
Ama kartvizitimizi bırakmıştık ve onun bunu göreceğimizden emindik.
Shimomura'nın Skeet Ulrich'e Kevin'i daha iyi oynaması için...
...tüyolar verdiğini duyduğumda...
...bu bana çok saçma geldi...
Mahkeme gibi bir yerde...
...sadece bir kez gördüğünüz birisi hakkında...
...nasıl tüyo vereblirsiniz ki?
Kevin'in hal ve tavırlarından nasıl bu kadar emin bilmiyorum.
Bu kaldırımdan onun mülkündeyiz.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm. Yan dairede oturan kişiyi arıyoruz.
Doğru yerde olduğumuzdan emin değiliz.
-Tsutomu Shimomura. -Taşındı. Uzun süre önce.
-Ne kadar oldu?
7-8 ay? Ciddi mi?
Nereye gittiğine dair bir fikriniz var mı?
Hayır, burayı kiralamıştı, o gidince evin sahipleri yerleşti.
Ulusal haberlere çıktı. Olan bitenden haberiniz var mı?
-Neye çıktı? -Çekilecek bir film var.
-Gördüğünüz gibi, telefonla kounşuyorum. -Üzgünüm.
-Onunla ilgili bir film çekiyorlar. -Bir film mi çekiyorlar?
-Konusu-- -Kitabını okudum.
Onunla ilgili büyük bir Hollywood yapımı söz konusu.
Filmi burada da çekebilirler. Çünkü burada da yaşadı.
-Yani film yıldızı olabilirim? -Film yıldızı olabilirsiniz.
Uzun zamandır keşfedilmeyi bekliyordum.
O her yerde olabilir.
Bu korkutmaya başlıyor.
Elimize son bir adres daha ulaştı.
Ama gittiikçe can sıkıcı hale geliyordu.
Elimizde başka bir ipucu daha var.
Bu civarda çok güzel evler görüyoruz..
''Kapı kapalı.Dİğer kapıyı kullanın.''
Eğer bu bir bilgisayar olsaydı, 50 yılımızı hapishanede geçirirdik.
Yayıncı firmadan olduğumuzu düşündüler.
Sanki bizden bir adım öndeydi.
Japon? Uzun saçlı?
Nedendir bilmem, insanlar apartmandaki her kiracının telefonunun...
...dünyadaki herkes tarafından ulaşılmasının...
...iyi bir fikir olduğunu düşünüyorlar.
Ama bu bize gereken bilgiyi vermişti:
Shimomura burada değildi.
Çok havalı bir olay, değil mi?
Başka bir-iki şey daha deneyelim.
Bu kez de oda numarasını girelim.
İşte şimdi çalıyor.
Şu an aranan numara tam olarak görünüyor!
Sesli mesaj çıkarsa hiç şaşırma.
Amy'i aradınız. Çağrınıza cevap veremediğim için üzgünüm.
Lütfen mesaj bırakın. En kısa zamanda size dönerim....
Elimizden gelen her şeyi yaptık...
...ve bu bizi biraz daha şüpheli hale getiriyor o halde yola koyulsak iyi olur.
San Diego yolunda, kiralık arabamız bozuldu.
Bagaj kapağımız kapanmıyordu.
Bu bandı da bagajdan çıkarmak zorunda kaldık tabii.
Kutsal şey! Aman Tanrım!
Tam da uçuş güzergahının altındaydık!
Arabayı teslim ederken herşeyi temizlemek zorundaydık...
...kapıya nasıl yapıştığını bilmediğim iğrenç sakız parçası da dahil.
Bilirsiniz, onu çıkarmak için kendi verdikleri anahtarı kullandık.
Tamam, benden bu kadar.
Bu hayatım boyunca yaptığım en iğrenç şey.
Hala yumuşak. Aman Tanrım!
Sakız ister misiniz?
BU civar gerçekten iğrenç.
Kiralık arabamızı LosAngeles'ta yenisiyle değiştirdik.
İlk durağımız Güney Kaliforniya Üniversitesiydi.
GSM şirketlerinden çaldığı yazılımı sakladığı yer.
GKÜ nasıl olduysa bizi $1,000'ın üstünde zararla suçladı.
Bir bilgisayarda saklanan dosyaların...
...bilgisayara nasıl zarar verdiğini bilmek isterim.
Ben Brian Johnson. Müşteri İlişkileri Yöneticisiyim.
Evet ama güvenlikle ilgili konularda demeç vermemiz mümkün değil.
En azından bir şeyler söylemeye yetkili olmayan birisi...
...karşımıza çıkabilmişti.
Bu da bir şeydir, değil mi?
Kevin'in 3.5 yıldır tutulduğu...
...Los Angeles'taki Metropolitan Tutuklu Merkezi...
35. doğum günüydü ve bir merhaba demek istedik.
The closest we could come was the Mobil station across the street.
Arkadaşlarını ziyaret edemeyen insanlar arasında çok meşhur bir yer.
Bana baktığını biliyorum, o yüzden el sallayabilirim.
Beni arayıp ''beni görmeye gelmene çok sevindim'' dedi.
-Bununla sorunu yoktu. -Ne sıklıkla görmeye geliyorsun?
Haftada bir kere.
Kızkardeşimi bırakıp onu görmeye geliyorum.
-Buraya gelip de görmeden gittiğin oluyor mu? -Nadir.
Bizi neden içeri almadıklarını anlamıyorum.
-Sen onun kardeşi misin? -Eniştem.
Kızkardeşimle evli.
-Yani kan bağınız yok? -Evet, yok. Bu yüzden onu göremiyorum.
Sadece mektup ve telefonla haberleşebiliyoruz.
-Sadece gelip merhaba diyebiliyorum. -Niye içeri girdi?
Niye içeride olduğunu bilmiyorum ama içeride.
Arkadaşlarını da getirmişsin? Onlar da mı aileden?
Evet, benim üvey kardeşlerim.
Beraber büyüdük....
Kevin Mitnick'i tanıyor musunuz, burada tutulan şahsı?
-Onu hiç duymadım. -Bir sanal korsan.
-Sanal korsanlar hakkında bilginiz var mı? -Evet.
3.5 yıldır burada tutuluyor...
-...ve hala duruşmaya çıkmadı. -Bence en azından duruşmaya çıkmalı.
Bunun için uğraşıyor, deniyor ama hukukun çarkları bazen yavaş dönüyor.
Doğru söylediniz.
Bunlar gibiler--
Kesinlikle.
Onun gibi çok insan var, bence. Saymakla bitmez.
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum, bu sisteme yabancıyım.
Bence hükümetten birilerine gitmelisiniz.
Birilerini kızdırdı galiba.
Hem de fena halde kızdırdı galiba.
Büyük ihtimal gülüp şöyle dediler, ''Bir süre içeride kal da aklın başına gelsin.''
Böylesi hiç adil değil ama oluyor işte.
Bir karışlık pencereden...
...aradığınız kişiyi bulmak...
...ve sizi gördüğünüzü emin olmak çok zor.
Ve duyduk.
Evet, neydi o?
Birinin pencereye vurduğunu duydum.
1,2,3,4,5.
Bir ışık yansıyor ya da onun gibi bir şey var.
Şimdi görebiliyorum.
Neydi o? Sendin.
Cama vuruyorsun değil mi? Seni caddenin karşısından duyduk.
Yanlış pencereye bakıyorduk ki senin sesini duyduk.
Geri gel ve biraz daha el salla.
Bunu yapabilir misin?
We'll put a sticker up, we just don't want the sticker to come back to haunt you.
Posteri yukarı kaldırmamızı istiyor.
-Poster istiyor? -Poster yukarıda olmalı.
Elini görebiliyoruz.
Kafanın pencere deliğinden geçebileceğinden endişeliyim
Yüzünü pencereye dön.
O olduğundan eminiz, yaklaştırabiliriz.
Tamam, harika. Seni ne kadar görebiliriz? İki dakika mı?
Tamam. Harika. Görüşürüz.
İki dakika daha bizimle olacak. Kesinlikle o.
İçeri girip bunu yapmadan görüşmek isterdim.
Ama, neyse buna da razıyım.
Bizim çektiğimiz film sonucunda...
...hapishanede bazı şeylerde değişiklikler olduğunu...
...ve mahkumların günlerinin geri kalanını hücrelerinde geçirdiklerini öğrendik.
Ve Kevin bize yıllardır geçirdiği en güzel zaman olduğunu söyledi.
Bu şekilde.
Harika.
Dükkanın yöneticisi bile sorun çıkarmadı.
Mavi arabadaki adam az önce 6 dolar verdi.
Şaka yapıyorsun. Harika. Muhteşem.
Yapışkanı yapıştırdığım yere bakın. Dükkan sahibinden izin aldım.
Yarın gitmiş olacak.
-Harika. -Bir süre daha orada olacak.
-İzin mi verdi? -Evet, sordum.
Randolph's benzin alacak ve yazı aklına kazınacak.
Ona tutuklanırken...
...şartlı salıverilme sürecinde şartlı salıverilmeyle ilgili olarak...
...hiçbir seçnek sunulmadı.
Zaman içinde yaşananlar ve süreç...
böyle bir seçenek sunulduğuna dair hiçbir belirti olmadığını gösterdi.
Lanet olsun! Sprint(GSM Şirketi)'den nefret ediyorum.
Los Angeles'ın tamamına Kevin'i tanıtmak istiyorduk.
Mesajımızı iletmenin en iyi yolu...
...şehirdeki en ünlü billboardu kullanmak mıydı?
Ona tırmanmak saatlerimizi aldı.
Direk giden bir yolun olduğunu bilmiyorduk.
Ama başardık.
Garip bir olay.
Bizim Kevin'e özgürlük pankartımızı görecek kimse yoktu.
Sonunda şehirdeki en ünlü sinema salonuna...
...mesajımı ulaştırmaya ve dağıtmaya gittik.
Buyurun, Kevin'e özgürlük! Kevin Mitnick'e özgürlük.
Sizi ısırmam. İngilizce konuşabiliyor musunuz?
Yapılacak filmin...
...gerçek olaylara dayanması gerektiği şeklindeki mesajımızı...
...Miramax'a kadar ulaştırmak istiyorduk.
Film tam anlamıyla bitirildikten ve insanlar filmi gördükten sonra...
...insanlar gerçek olduğunu düşüneceklerdi.
-Bu adamı biliyorum. -Gerçekten mi?
Buyurun, sanal korsanı anlatan filmi durdurun.
-Bir sorun mu var? -Evet var.
Gel de yüzüme söyle.
Ödlek!
Bu ülkede birisinin 3.5 yıl boyunca...
...duruşmasız, kefaletsiz olarak...
...yüksek güvenlikli bir tesiste tutulduğuna inanmak mümkün değil.
Bence o kadar da zor değil.
-Bir kitap okudum, Takedown. -Takedown, doğru.
Yarısına kadar severek geldim.
İnsanlar o dışarı çıkınca kaldığı yerden devam edeceğini düşünüyor.
Mesele de bu. İnsanların bu düşüncesi doğru değil.
Çıkınca hiçbir yanlış iş yapmayacağını mı düşünüyorsunuz?
Dışarı çıktı diye hemen bir şeylere mi saldıracak?
Elinizde bir program ya da ne varsa...
...neden kaydedesiniz ki?
Kevin Mitnick'i okudunuz mu? Onunla ilgili bir film çekiyorlar.
Sahip olduğum en iyi dost! Onun ilk gördüğüm günden beri tanırım.
Evet, ben de. Adamım!
Yanlış olan hiçbir şey yapmadı, hiç kimseye zarar vermedi...
...ama sanki öyleymiş gibi görünüyor.
Amerika bunu her zaman yapıyor. Uyanın.
Kefalet talebi redddedildi. Kefalet duruşması bile reddedildi.
lf you recall, even Ted Kaczynski got a bail hearing.
His bail was turned down. You're entitled to a bail hearing.
Bir tarafataysa Kevin vardı...
...o ise alışılanın dışında uygulamaya maruz kalıyordu.
Ve bu durum onun için yasal savunmayı imkansız hale getiriyordu.
Ona adil davranılmıyordu.
Yargılamanın hiçbir aşamasında...
...böyle bir davranış görülmüş değil.
Katiller kefaletle bırakılıyor.
Silahlı soyguncular kefaletle bırakılıyor.
Adalet sisteminin ve hapishanenin bu kısmındaki teknik aksaklıklar...
...kendini bir kez daha gösteriyor.
Ve bu çok üzücü bir durum.
Ve şu anda mağdur durumda.
Yolculuk sırasında, Sun şirketine de uğradık.
Elimizdeki mektupta...
...Kevin kaynak kodlarını yayarak...
...yüzlerce milyon dolarlık zarar vermekle suçlanıyordu.
Şimdiyse aynı kodu ücretsiz olarak yayınladılar.
Yanlış bir şeyler vardı.
Biz tam bu taraftaydık.
Bir tarafta biz bir tarafta Sun şirketi vardı.
Biraz ileride de onların üssü vardı.
Kısacası, bütün bu alan Sun binalar ve caddeleri oluyor.
Bulunduğumuz noktada konuşabileceğimiz birilerine ihtiyacımız vardı.
Bunun için hangi numarayı arayacaktık?
1-800-USA4SUN.
Kimi istiyorsanız dahili olarak arayabiliyorlardı.
USA4SUN?
Hatırlayabilecek misiniz yoksa yazmamı ister misiniz?
Resepsiyonist istediğimiz kişilerle konuşmamıza izin vermedi.
Ama bizde sehpaya birkaç broşür bıraktık.
Bana biraz patronluk taslıyor gibi geldi.
Hatırlayabilecek misiniz yoksa yazmamı ister misiniz?
Hatırlarım güzelim hatırlarım.
USA4SUN'dı değil mi?
-Öyle miydi? Yoksa SUN4USA mıydı? Siktir! -Evet.
Emin misin?
Arayıp sorsak mı tekrar?
''Sun'ı aradığınız için teşekkür ederiz.''
Otomatik tekrar arayan bir telefonum var. Hiçbir butona basmıyorum.
Sıfıra basıyorum.
MUhtemelen ulaşamayacak olsam da.
Konuşmalarınız ''kaydedilmektedir.''
Başka bir makine daha.
Sekiz haneli kimlik numaramı istiyor!
Tam bir saçmalık, dostum.
Müşteri temsilcisine aktarıyor.
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Bakalım ne olacak.
Çağrım onlar için''büyük önem arz ediyor.''
Kapattı!
Yüzüme kapattı!
Belki sadece bana değil herkese kapandı.
Siktir! Pekala.
Sanırım web sitesinden halkla ilişkiler bölümünün telefonunu alabiliriz
Ama web sayfasında değiliz park alanındayız.
Bekle bir dakika. Ricochet modeminiz yok değil mi?
-Bugün değil. -Hazırlıksız gelmişsiniz!
Lanet. Buradan internete giremeyiz...
...Sun'ın dışındayız...
...ve internete girip telefon numarasını bulamayız.
Bu numarayı bir defa daha deneyeyim.
Hasta edecekler adamı. Bunu her zaman yapmadıklarını farzediyorum.
Tamam şimdi de santrale bağlanıyorum.
Merhaba Pete, ben Emmanuel.
Halkla İlişkilerdeki birisine ulaşmaya çalışıyorum.
Kevin Mitnick davasıyla ve Sun'la olan bağını konuşabileceğim birisini arıyorum.
Bir belgesel çekiyoruz da.
Yönetim kuruluyla konuşmak için randevu almayı umuyoruz.
Bize bir telefon numarası verilmişti. Ona ulaşmaya çalışıyoruz.
Bana dönüş yapabilirseniz iyi olur.
Kale gibi bir yer burası.
Ön tarafta girmemize engel olan yapılı bir koruma var
Ve kimseyi arayıp konuşmamıza izin vermeyen...
...sesli mesaj koruması...
Belki ararlar, belki aramazlar.
Biz de sınıra dayandık. Eğer çalarsa biliriz ki...
...GPS'imiz sağlam.
GPS ama modem değil. Adamım bu berbat.
Dün gece kullanıyordum ama öğlen civarı gitti....
Afedersiniz, burada çekim yapamazsınız.
Sadece bu tarafı çeksek?
Burada çekim yapılamaz.
Tamam ama biz sadece kendimizi çekiyoruz.
Hayır, anlıyorum ama ne yazık ki...
Vay be, bunu da gördük.
Sun şirketinin park alanında kendimizi bile çekemiyorduk.
Birleşik paranoya tavan yapmıştı.
Ve Pete'in bizi aramadığını sölyemeye bile gerek yok.
Meanwhile, John Markoff had agreed to talk to us.
Bu arada, John Markoff bizimle konuşmaya ikna olmuştu.
Belki de sonunda bazı cevaplar alabilecektik.
Aynı şeyi San Francisco'da...
...tüm dünyadan gelen psikologların buluşacağı kongrede de yaptık.
İnsanların bu kadar depresif olmasının bir sebebi de budur.
Köprüden atlayan çok fazla insan olduğundan telefon koyulmuş.
Ama yine de San Francisco insanların kendini güvende hissettiği...
...ve çöpleri sokak ortasına bırakabildikleri güzel bir şehir.
Ama daha da önemlisi...
...bütün psikologlar koca şehirdeki tüm otel odalarını tutmuştu...
...hatta modası geçenleri bile.
Umutsuzluk kapımızdaydı.
Tam o sırada terkedilmek üzere olan bir otel bulduk.
Ama nedenini asla bulamadık.
Markoff mentions certain stories.
He'll say, ''lt's been said that....'' or ''Other people have said that....''
And he'll come up with these stories like he shut down judges'TRW ratings...
shut off power.... lt's ***.
Bunu John Markoff'un yaptığını sanmıyorum. Çünkü o Kevin'i mahvetmek istedi .
Ama bence Kevin'in üzerinde kötü bir imaj oluşturmaya çalışıyordu.
Belki onun yaptığına inanıyordu.
Gazeteciler bazı şeyleri gerçekmiş gibi yayınlarken...
...doğruluğunu araştırmaları gerekmez mi?
Spencer Tracy ve Clark Gable'ın bunu yaptığını biliyorum.
Karşımıza neyin çıkacağını bilmiyorduk. Markoff Mitnick'le ilgili bizi şaşırtacak ya da dehşete düşürecek şeyler söyleyecek miydi?
Ya da onun yerine hala boy gösterdiği...
...gazetelerin ön sayfalarında ve kitaplarda...
...Kevin'i şeytan gibi gösterdiğini mi kabul edecekti?
Fark yaratmak için tek şansımızdı.
Ve daha da önemlisi, Adil olmak istiyorduk.
Bundan dolayı Markoff Metre'yi devreye soktuk. Sağ ve sol tarafına iki kutu yerleştirdik.
Bu sayede altı yalan ya da yanlış oluncaya kadar ona haksızlık etmemiş olacaktık.
Eğer altı doğruya uaşırsa...
...sanal korsan dünyası olarak ona hakkımızı helal edecektik.
Belki de bu o kadar kötü bir şey değildi.
İlk nezaket puanını aldı.
Direkt olarak konuya girmek istedim.
Mesela Kevin'in peşine düşmesinin sebebi neydi?
Qualcomm şirketindekileri arayınca, onlar da FBI'la görüştüler.
FBI Kevin'in sosyal mühendislik yaptığına inanıyorlardı.
Neden?
FBI soruşturması sırasında...
...neler döndüğünü tam olarak bilmiyorum.
Bu iyi bir soru. Nedenini bilmiyorum.
Ama FBl Qualcomm'daki kişinin Kevin olduğunu söyledi.
Bana göre Kevin'in durumuna uyuyor.
-Hangisi? -Sosyal mühendislik.
Gerçekten sosyal mühendislik.
Dışarıdaki binlerce sanal korsandan--
Bu doğru.
Kesin olduğunu söyleyemem.
Sadece FBI'ın Kevin için böyle düşündüğünü söylüyorum.
Ses kaydı ya da benzeri bir şey buldular mı?
Bir ses kaydı buldular mı? Bu güze bir soru. Ellerinde ne vardı?
İşte bu affedilemez.
İnsanları yetkililerin önüne atmadan önce...
...elinizde kesin delil olması gerekmez mi?
Kevin'i farklı kılan neydi?
Sosyal mühendislik için yeterince ünü vardı.
Bazı ses kayıtlarını dinledim, Bunu doğrulayan ses kayıları.
Eğer Qualcomm'daki kişi ise...
...bu onun sosyal mühendis olduğunu ispatlar.
Böylesi daha iyi. Yine de cimri övgüler olmasa daha iyi olurdu.
Kevin Mitnick'in peşinden gelen bir dosya da...
Markoff'un onun NORAD'a sızdığını iddia eden yazısıydı.
Bir şeyi yeteri kadar söylerseniz, bir süre sonra insanlar inanmaya başlıyor.
Ve bu durumda Kevin gittikçe kötü adam haline geliyordu.
NORAD olayı da nereden çıktı?
NORAD olayı...
...Kevin'in daha önceden...
...başının belaya girdiği birisinden kaynaklandı.
Bense Kevin Mitnick'le yüzyüze görüşme yapamayacaktım.
Bunun yanlış olduğunu söylediğini duydum. Ama sorma imkanım yoktu.
Bunu bir arkadaşı vasıtasıyla duydum.
Bunun gibi birçok hikayenin ortalıkta dolandığını duydum.
Ama bu hikayeler doğrulandı mı?
Kristy McNichol olayını hatılıyorum da. Bu doğrulanmadı. NORAD doğrulanmadı.
Pasifik Güvenlik Şirketi doğrulandı sanırım, galiba doğrulandı.
-Bunu biliyor musunuz? -Bankanın aldığı işin--
Bu doğru. Ve bir de bankanın...
...finansal krizde olduğu yönünde basına verilen demeçler...
though they managed to keep it of the wire, it almost went on.
Ama bunun Kevin'le ilgisi neydi?
Konuştuğumuz polisler Kevin olduğunu söylüyordu.
Neye dayanarak?
Sadece bazı tesadüfi şeylere. Bunu başka kim yapabilir ki?
Şaka yapıyorsun!
Birisini New York Times'ın...
...ön sayfasına çıkarıp suçlu ilan etmek için...
...sözüm ona ''başka kim olabilir'' mi diyorsunuz.
Asla doğrulanmamıştı ve gerçek gibi sunulmuştu.
Aynı NORAD gibi, Kristy McNichol gibi...
Kevin'i kötü göstermek için kullandıkları herşey gibi.
Gelin tecrit cezasının şartlarına bir göz atalım.
Gazetenin ön sayfasında...
...8 aydır tecritte olduğundan...
...ve geri dönme imkanı olmadığından bahsetmiyordu.
Evet hapishaneye dönmek istemedi.
Sadece hapishaneye değil, tecrit hapsine de. 8 ay.
Daha önce de tecride girdi mi? Bu ilk kezdi.
1989.
1989'de 8 ay boyunca tecritte miydi? Bilmiyordum.
Bekle. 8 ayını hapishanede geçirmedi ki. 1989'da sadece 6 ay hapishanedeydi.
Onunla ilgili iki kitap ve sayısız makale yazdın.
Kevin Mitnick konusunda uzman olman gerekir.
...ve tecrit cezası aldığından haberin yok mu?
...ya da hapis cezasının ne kadar olduğunu?
Bilin diye söylüyorum, Mitnick 1988'de bir yılını hapishanede geçirdi.
...bu bir senenin 8 ayını tecritte geçirdi.
Ve altı ayını da gözlem evinde geçirdi.
Şehirdeki psikologlar Kevin'i tecride atmanın...
...saçmalık olduğunda hemfikirdi.
Bence bu insanlık dışı bir hareket. Sorunları çözmenin daha iyi yolları var.
Açıkça bu kadar zeki birisi...
...neden bilgisayar üzerinden bu kadar açık bir şey yapsın.
Gerçek bir yetenek harcanıyordu.
Onu hapsetmek, hatta 8 aylık tecrite mahkum etmek...
...bir insana hayvan muamelesi yapmaktı.
Ve hala, bir yetenek mi diyorsunuz? Afedersiniz.
-Bu doğru değil. Teşekkür ederim. -Çok teşekkür ederim.
Lompoc'ta olduğu süre boyunca tecritteydi.
8 ay uzun bir zamandı.
Evet, gerçekten zordu.
Pekala. Markoff tribünlere oynayarak kazanç elde etmeye çalışıyor.
Garip bir şey daha var...Kevin kaçakken...
...Kevin'in suçlandığı olayın perde arkasındaki kişi olduğuna inanılan...
...ve JSZ olarak bilinen bir israilli sanal korsan ile görüştü.
Halihazırda Markoff onun hikayesini yazmamıştı...
...hatta onun New York'a taşındığından haberi bile yoktu.
Aslında, yetkililer suçlar sanki önemsizmiş gibi davranıyorlardı...
Müthiş hikaye, değil mi John?
Bunu çok düşündüm aslında.
Röportaj için yeterli zamanım yoktu. O sırada zamana karşı yarışıyordum.
Haklısın. Eğer JSZ ile görüşebilseydim gerçekten güzel olurdu.
-New York'a gelebilirdim-- -Olay da tam bu noktada kopuyor.
JSZ büyük ihtimal herşeyin arkasındaki isimdi.
Aralarındaki bağdan haberim yoktu.
Bu konuda tek bildiğim...
...JSZ ve Kevin'in...
...aktif olarak bilgi ve yazılım paylaştıklarıydı.
Tek bildiğim buydu. Tezgahtan falan haberim yoktu.
Bana fikrimi soracak olursanız...
...JSZ'nin Kevin'e saldırı için destek verdiğidir.
Ama doğru olup olmadığından emin değilim.
Emin değil misin?
Onca kitap, makale şimdi de film...
...emin olmadığınız bir şeyin üzerine mi kuruldu?
Bilgisi olmadığı şeyi duyunca dehşete kapıldım.
Ama daha önce bildiği ama konuşmadığı çok şey vardı.
Bir garip konu da yanlış bilinenlerdi.
Bilirsiniz, kredi kartlarının hiç kullanılmadığı söylenmişti.
Kullanılmıştı.
Bir American Express Kart, Netcom Serisinden bir parça...
...Kevin'in tutuklanmadan iki gün sonra Raleigh'de kullanılmıştı.
Yani kim kullandı?
-Kim olduğunu bulabildiniz mi? -Uzun süre önce öğrenmiştim.
Raleigh'de kullanıldı ama...
...tutuklandıktan iki gün sonra öyle mi?
Raleigh bölgesinde Kevin'in ilişki halinde olduğu...
...ve durumdan haberdar olan birileri olduğuna dair belirtiler var.
Demek istediğim bazı deliller var.
Bu kitapta nasıl yer almaz?
Nasıl yer almadı? Güzel soru.
Kitaba neden koymadığımızı bilmiyorum.
Canımız sıkılmaya başlıyor.
Şimdiye kadar kredi kartlarından bahsetmeyip...
...olayın en enteresan kısmmını es mi geçtiniz?
Son bir işaret daha atarsak bu Markoff'un sonu olur.
Burada o kadar insan var ama birisi de broşür almıyor.
Baksana. Hiçbiri almıyor.
İndirim kuponu!
Şu an ne yapıyorlar?
Kevin Mitnick mi? O bir bilgisayar sihirbazı.
Japon sihirbazın onu bulması gerçekten ilginç.
Mitnick'in de Japon'u fark etmesi beklenirdi.
Diğer taraftan...
...tüm bilgisayar dünyası...
...Kevin'in azap çekmesine neden olacak kadar...
...saçma ve aptal saldırı tavrı içinde. Bence böyle.
-Bilgisayarlar hakkında ne düşünüyorsunuz? -Onlardan nefret ediyorum.
-Neden?
Çünkü derinin hissettiği gibi değiller. Ya da ormanda yürümek gibi.
...ve bir kez içine girince çıkamıyorsunuz.
Oğlum da ne yazık ki bu dünyanın içinde.
Bu insanlar korsan ve onun bilgisayarfobisi var.
Sanal korsanlar öyle çünkü onlar anarşistler. Durum bu
Ama gerisi....
-Saçmalık. -Bu *** resmen!
Bu tam bir saçmalık!
Kaos Bilgisayar Klubü'nü seviyorum, anarşiyi seviyorum.
-Kaos Bilgisayar Klubü'nü biliyor musunuz? -Hayır, ama ideolojisi hoşuma gidiyor.
Hiç duymadı bile. Öyle söylüyor çünkü...
...hayır harika. Ama Mitnick, O saçma işte.
Bak bir fedai.
Bak bir poşet dolusu sanatsal zeka.
80'lere ait ama yine de aldım. Benden sonrakilere aktarmak için.
Hükümetin, sanal korsanların...
...özel hayatı ihlal ettiğini ispatlamak için...
...onun üzerinden politika yürüttüğünü anlatıyor.
Yanlış olan hiçbir şey yapmadı. Kimseye maddi zarar vermedi
Adeta bir günah keçisi.
Çevremde çok havalı, bilgisayar kurdu arkadaşım var+.
Onlar anlarlar. Ama bir de annem ve diğerleri var.
Geçerli bir sebep vermediğiniz sürece...
...aşağılık birisi olmamasına inanmaları normal.
Bilirsiniz, savaş oyunlarını seviyorum, hackleme falan.
O mu! Büyük bilgisayar sistemlerine sızmamış mıydı?
Bilgisayarlara sızıp, o bilgileri satmakla suçlanmadı.
Sadece bilgileri kopyalamakla suçlandı.
Bu çerçevede üç senedir hapishanede. Nasıl bir durum sizce?
Evet, vay be, garip, harika. Kayıt mı oluyoruz yoksa imza mı atıyoruz?
Demek siz de gönüllüsünüz.
Birisinin sizinle ilgili...
...sizi tamamen kötü gösteren bir film yapsa...
...ve elinizdeki her şeyi alsalar ne düşünürsünüz?
Bak bulmaca çözerken hile yaptı! İşte bu o!
Telegraph Street gazetesiyle ilgili çok ilginç şeyler var.
Cadde görüntüleri, cadde görüntülerinin bulunduğu en önemli yer!
İşte sana bir görüntü.
Gazetelerimiz ve romanlarımız var.
Belgesel niteliğinde, 9 ayı olan 9 takvim.
What sysadmin is gonna have dot slash in their path before usr/local/bin?
Harikaydı. lt's about using SUlD and making a script called ls...
and keeping it in your home directory and creating a file with escape characters...
pretending to be a lamer, ''Bunu silmeme yardım eder misin.''
And then they go and do an ls....
But what sysadmin is gonna have dot slash in their path before usr/local/bin?
Bilmiyorum, ben bilgisayar başındayken...
...bu korsanlardan birisi bunlardan göndermişti.
-Ne gibi? -Bilmiyorum.
Bu mesajlardan. Ekranımda--
-Amerika On Line müşterisi olma ihtimalin var mı? -Hayır. Ama olağanüstüydü.
Diskalifiye olmaya bir işaret uzakta olan...
...şu adama yardım etmek için geri dönüyoruz.
Kolayından başlayalımi filmden.
Filmleri kimse sevmez, değil mi?
Senaryoyu okuduğum zaman...
...ciddi anlamda hayal kırıklığına uğradım çünkü basit ve özensiz görünüyordu.
İşte bu. Yarışa devam ediyor.
Sonu yaklaştığı için ona bir ipucu verelim.
Adil oluşunu ispatlaması için bir şans verelim.
Ona Kevin'in salıverilmesi ve bu kabusun son bulması adına...
bize yardım etmesi ve dilekçeyi imzalamasını rica ettim.
Dilekçeyi imzalamadı ama daha iyi bir fikri vardı.
Eğer Kevin'e bir mesaj iletebilirseniz...
...ve duruşmadan önce oturup konuşmak istediğimi söylerseniz...
...belki bir yardımım dokunur. Bence gayet adil.
Eğer başka bir şey söyleseydi yolun sonuna gelmiş olurdu.
Kevin'le ilgili on senelik yazı macerası ama daha yeni konuşuyor.
Son ziyaretimiz için yolculuk vakti.
Kevin'i 75 milyon dolardan fazla zarara sebep vermekle suçlayan Novell.
Onların Provo, Utah'daki yönetim merkezine gittik.
''180 Doğu'' diyor.
Pekala, 122 Doğu, 1700 Güney'i istiyoruz.
Sanki dolap kilidi şifresi.
İşte geldik.
Güvenlik'ten yetkili kimse var mı acaba?
Yetkili kişi....
... o daha yeni başladı.
Şuna bir bakın. Adını göstermemek için yaptığı garip ve akrobatik hareketler...
...bu konuda ne kadar endişeli olduğunu gösteriyor.
Ama yine de orası da diğer her yer gibiydi.
Hiçkimsenin bir şey söylemeye yetkili değildi.
Ama yine de, denedim.
Hey, dostum, aşağı bak. Ups!
Böylece son şirket kapısı da yüzümüze kapanmıştı.
Ama şehir merkezine gidip filmi durdurmak için...
...son bir görevimiz daha vardı.
İşe yaramayacığından emindik. Her zaman işe yaramayacığından emindik.
Sanal korsanların yaptığı gibi en başından başladık.
İşe yaramayacığından emin olduğumuz şeyleri yaptık. Çünkü mecburduk.
Bir de yaptıklarımız hiçbir şeyi değiştirmediğinde umutsuzluğa kapılmamak...
...ve arkadaşlarınızın tavırlarını görmezden gelmeye çalışmak çok boktan bir şey.
Bir eyaletten diğerine giderken...
...işlerin ne kadar kötüleşebileceğini, hatta ne kadar kötüleştiğini düşündüm.
Canlarını sıktığımız insanların neler yapacaklarını düşündüm.
Bernie'ye ne yaptıklarını düşündüm.
Bernie S. durumu tahminimce...
...birçok duruma göre çok daha vahim.
lt got blown out of proportion by the prosecution...
who knew what exactly he had done and their representation of it...
was almost to make him look like the guy who blew up the Murrah Federal Building.
Bunu yapabilmek büyük bir ilerlemeydi. Ama onlar bunun da üstesinden geldiler.
Bernie S'i bir terörist gibi gösterdiler.
Benim duymadığım gibi avukatımın da duymadığı yeni yasaya göre...
...ki aslında Resmi Gazete'de bile yayınlanmamıştı...
Şebekeye izinsiz giriş yapmak...
...ya da iletişim araçlarını kullanmak için...
...donanım ya da yazılım bulundurmak...
...ağır federal suç haline geliyordu.
Bu tanıma uyan cep telefonu kullanımı...
...ya da herhangi bir şeyle ne suçlanmış ne de itham edilmiştim.
Bu yeni yasaya göre...
...bu şeylere sahip olmak da suç haline geliyordu.
Yargıç kitapları öne sürerek...
...kefaletsiz olarak tutuklanmamı talep etti.
Aslında patlayıcı yapımını anlatan iki kitap vardı.
Beni yakan bu kitap oldu.
Kitaplığımda 2.000 kitap vardı.
Bazı medya organlarının yaklaşımı Bernie S'i tehlikeli bir psikopat gibi göstermişti.
O hiç bir şey çalmamıştı bir telefon görüşmesini bile ücretsiz yapmamıştı.
Meşru olarak elde ettiği her şey onu bir terörist gibi gösteriyordu.
Eğer Gizli Servis birini içeri tıkmak isterse, kimse nedenini soramaz.
Bir yargıç bile.
''Sayın Yargıç federal ajanlar Bay ***'in evini aramaya başladıkları zaman...
...C4 parçası olduğuna inandıkları...
...bir parça buldular.''
''Sonrasında yapılan analizde...
...bizi çok ilgilendiren...
...ve C4 parçası olmadığı gerçeği ortaya çıktı.
''Buna dayanarak şiddetli cezaya çarptırılmamız istendi .''
Yargıç bu tür bir duruma izin vermedi.
Davacı Bernie'nin avukatının üzerine gitmeye başladı.
Avukatın bu davaya bakmak için...
...Gizli Servis tarafından tutulduğunu söyledi.
...ve asıl sebep ise Söylendiği üzere:
Ed yazılım kümesi...
...ya da onun gibi bir şey bulundurduğu için hapishanede değildi.
Evimde buldukları şeylerden dolayı değildi.
Tam adıyla:
Gizli Servis'e ait gizli güvenlik kamerası görüntüleriydi.
Sonra ben de bu fotoğrafları 2600 adlı buluşmada ulaşılabilir kıldım...
...ve bu tamamen tesadüftü çünkü ben özel çaba göstermedim...
...ama Fox'a bağlı yerel haber kanalı olan...
...Fox 29 televizyonu karşımıza çıktı.
Çoğunluğu 20'lerin sonlarındaki gençlerden oluşuyordu.
Her cuma akşamı 30. Cadde İstasyonunda toplanıyorlardı.
Bir telefon kodundan yola çıkılarak 2600 buluşması deniyordu.
...ve kitapçılardan alabileceğiniz...
...teknoloji dergilerine reklam veriyorlardı.
Bazı sanal korsanlar kendilerini ''bilginin özgürlüğü için savaşanlar'' olarak nitelendirirler.
Birleşik Devletler Gizli Servisi bazı sanal korsanları gözetler.
Ama sanal korsanlar başka bir yolu olduğunu düşünüyor.
Bu fotoğrafta Gizli Servis ajanı burnunu karıştırıyor.
Gizli Servis bunu yakışıksız buldu.
Sadece ajanlarının ifşa olmasından dolayı da değil...
...ama büyük bir haber televizyonunda burnunu karıştırıyordu.
Hapse girmemin esas sebebinin...
...bu olduğunu öğrenene kadar...
...bunu eğlenceli buluyorduk.
1.5 sene boyunca...
...Pensilvanya'daki yüksek güvenlikli hapishaneler arasında gidip geliyordu.
Beni dava etmekten yorulmuş olacaklar ki...
...kendimi ellerim kelepçeli olarak...
...Pensilvanya'daki en zorlu hapishane olan...
...Lehigh Eyalet Hapishanesi'ne nakledilirken buldum.
Sonrasında, Bernie saldırıya uğradı.
Bana yumruk attı ben de yere düştüm.
Yapılı biriydi, yaklaşık 100 kilo kadardı...
...ve bence aldığı uyuşturucu etkilemişti
Ben yere düştüm ve başımı tekmelemeye başladı.
Engellemek için kolumu kullandım ve kolum da böyle kırıldı.
Saatlerce kanlar içinde kaldıktan sonra, Bernie ancak hastahaneye götürüldü.
Ama yetkililer onun akrabalarıyla konuşmasına izin vermediler.
Hastahane benden bu feragatnameyi imzalamamı istedi.
Hastahaneye adım attığınız anda bu belgeyi imzalayarak...
...muhtemel olayları öngördüğünüzü kabul etmek zorundasınız. Ailemden birileri durumdan haberdar olana kadar...
...ya da amcam buraya gelene kadar...
...belgeyi imzalamayı reddettiğimi söyledim.
Hapishane yetkilileri feragatnameyi imzalamayınca işi yokuşa sürdüler.
Bu tıbbi yardım almamın önünde engeldi.
Birçok yerimden yaralanmıştım ve derhal müdahele etmek zorundaydılar.
Bu noktada devreye hapishane müdürü girdi.
Amcam ünlü bir kişiydi.
Kent konseyi başkanlığı yapmıştı. Onu herkes tanıyordu.
Oraya gelip beni kaçırmaya çalışacak birisi değildi.
Aynı zamanda, saçma bir şekilde...
...hastanedeki yatağa kelepçelenmiştim ve prangalıydım... Bir yere gidecek durumum yoktu.
Berbat bir haldeydim.
Bir güvenlik görevlisi kelepçeleri söküp...
...kaçmayacağımdan emin olmak için silahla başımda bekliyordu.
Antibiyotikleri iki gün boyunca reddettim.
Ağrı kesicileri de reddettim.
Vücudumdaki kırıklardan dolayı...
...belki de yaşadığım en şiddetli ağrıydı...
...bu yüzden çenem kilitlenmişti...
...ve aspirin bile alamıyordum.
Çektiğim acıdan ve baygınlıktan dolayı vücudum başka bir hal aldı.
Yiyemediğimden dolayı yemek getirmiyorlardı.
Çenem kilitlendiğinden dolayı getirdikleri katı besinleri yiyemiyordum!
Ondan sonra artık şöyle diyordum....
''Hiçbir şey umrumda değil.''
Gerçekten de ''Pes ediyorum'' dedim.
Yaşama isteğimi kaybediyordum.
Ancak sonraki gün dışarıyı arayıp...
...nerede olduğumu ve yaşadıklarımı anlatma imkanı buldum.
Ve bu da büyük bir telefon kampanyası ve internet saldırısını başlattı.
Milletvekillerini çağırdık.
Ve dediler ki ''Bu da neyin nesi? ''O kadar tanıtım ne için?''
Sonunda, hapishane ve yargıçlar bu tanıtımın yanlış olduğuna karar verdiler.
Bu işten yakalarını kurtarmak istediler. Bu yüzden yargıç...
...tıbbi destek almam için salıverilmemi içeren bir emir imzaladı.
Gardiyanlar böyle bir emri daha önce duymamışlardı.
''Bu da ne böyle? İnsanlar burada ölüyor dediler. Dışarı bırakmayız!'' dediler
Sıradışı bir olaydı. İnternet ve radyonun kullanıldığı...
...tüm bu tanıtımın...
...2600 dergisi tarafından oluşturulduğuna kanaat getirdim.
WBAl'daki Off The Hook adlı programda...
...defalarca Emmanuel Goldstein'a konuk oldum.
İnsanlar olayı başından beri takip ediyorlardı...
...ve bu da çok daha büyük bir yaratıyordu.
Elimde mektuplar var, yüzlerce mektup.
Onu dışarı çıkartmıştık. Ama hiç de zafer elde etmiş gibi gelmiyordu.
Ve yara izleri geçiciydi.
Cerrahlar ameliyatla koluma bir titanium çubuk yerleştirdiler.
Gçrüyor musunuz bilmiyorum ama...
Titanium çubuğu ve yedi çelik vidayı yerleştirdikleri için...
...buradan buraya kadar iz var.
Sol kolumu ancak bu kadar açabiliyorum.
İyi olmaktan biraz uzak durumda. Neyse bana kalan bu oldu .
Çenem eskisi gibi açılmıyor.
Elma yemek için açmaya çalıştığımda eskisi gibi açılmıyor.
Ama bununla yaşamaya alıştım.
Ülkeyi baştan sona katettik ve sonunda Sanal Korsan film setine ulaşmak üzereydik.
Ama bir sorunumuz vardı.
Kasırga film seti için sorun teşkil edeceğe benziyordu.
Aslında film setine yarın gün içinde ulaşacağı ve zarar vereceği tahmin ediliyor.
Ve bunu dikkate almamız gerekiyor.
...çünkü bu olmasını istediğimiz bir şey değil.
Dinleyicilerimizden ya da gönül verenlerden birisinin...
...her şeye kadir olan Allah, İsa ya da neye inanıyorsanız...
...O'na yağmuru tüm yıkımıyla bu insanların üstüne göndermesini dileyeceklerinden korkuyorum.
Bunun olmasını istemediğimizi vurgulamak isterim.
Bu olmasını isteyeceğimiz bir şey değil.
Sanal Korsan film setindekilerin beni ciddiye almayacaklarından korkuyorum.
Haritaya ve gelen raporlara bakacak olursanız...
...kasırganın büyüklüğünü...
...ve Sanal Korsan filminin çekildiği bölgeye yöneldiğini göreceksiniz.
Yöneldiği yer tam olarak burası. Twister(Kasırga) filminde...
...rakip çetelerin birbirini uyarıp...
''Bu daha büyük, asıl bu daha büyük'' dediği sahneyi yaşıyoruz sanki.
Kasırgaya bakıp...
...hortum içinde hortum görüyorlar.
Ve bunu daha önce görmediklerini söylemişler.
Ve bu sizin için yeterli değilse Hurricane Bonnie(1998'deki kasırga),
Bonnie Kevin Mitnick'in eski eşinin adıdır.
Benim için bundan daha büyük raslantı olamazdı.
Tabii ki, ağzımızdan çıkan tavsiyeye kendimiz uymadık ve fırtınaya doğru yola devam ettik.
Sete ne kadar yakın olursa o kadar çok insanı setten uzak tutabiliriz diye düşünüyorduk.
Haklıydık.
Silahsızlanma üzerine saplantıları var gibi görünüyordu.
Orada olsaydınız neler yaşandığını meraktan ölürdünüz.
Güvenlik görevlilerin olmadığı bölgede küçük bir tur attık.
Kasırga geçmişti.
Ve yeni günü karşılarken bir şey keşfettik.
Kevin'e özgürlük çıkartmalarınden istiyorlardı. Bütün herkes...
Bana da biraz verirseniz, onlara ulaştırırım. Onlar arabalarına da yapıştırırlar.
Bu kadar kolay mıydı?
Sanal Korsan ekibinde olup da tamponlarına...
...bizim bu çıkartmalarımızdan yapıştırıyorlardı.
-Bay Wong'un 9 numarada kaldığı söylenmişti . -Russell Wong.
Evet. 9 numarada kalıyor.
-Hala burada mıdır? -Galiba burada.
Resepsiyonist bize herkesin nerede kaldığını söyleyerek sıradışı bir şey yaptı.
Shimomura'yı oynayan Russell Wong'un...
...bizimle röportaj yapacağınını söylediği yerde yapımcıyı bulduk.
Etraf Dawson's Creek dizisinin gözden düşen oyuncularıyla doluydu
Biz Bonnie'nin yol açtığı yıkımı...
...ve çaresiz insanları görmek için şehre doğru saptık.
Olan biteni gören insanları görünce duraksadık.
Yollar kapalıydı.
Elektrikler kesikti.
Ağaçlar yerinden sökülmüştü.
Ama bir önemi yoktu.
Sonunda Sanal Korsan film ekibiyle konuşabilecektik.
Bilgisayar dükkanı kapalıydı ve elimizden gelen bir şey yoktu.
4 boş günümüz vardı biz de Kevin'i görmek için...
...tutuklu bulunduğu Raleigh'e doğru yola koyulduk.
Markoff ve Shimomura'nın Kevin'i izlediği daireye.
Bu daireyse...
Kevin'in dairesiydi.
-Bilgisayarınız var değil mi? -Evet.
Dikkatli olun.
Dikkat ederim.
Elektrik geldiğinde Sanal Korsan çalışanlarını Wilmington'da bulduk.
Dördüncü sınıf bir film olarak hatırlanacak.
Skeet kesinlikle.... Harika bir aktör.
En doğal görünen aktör bence, bu yüzden Kevin şanslı.
Çok karizmatik.
Skeet Ulrich'in iyi görünmemesi için bir sebep yok.
Yani bence sizin yararınıza bir durum...
...şanslısınız yani?
Kevin'le bir dahaki görüşmemde söylediklerini ileteceğime söz verdim.
Ama şimdi röportaj zamanı.
Beş gündür Kuzey Carolina'daydı.
Ters giden bir şey vardı.
Miramax fikrini değiştirmişti ve şimdi kimse konuşmak istemiyordu.
O an aklımıza stüdyoyu protesto etmek geldi.
Tam ayrılırken kader yine isabet etti.
Bu sefer gitmesine izin vermeyecektik.
Yan tarafa geçip ayrılmalarını bekledik.
İşte gidiyor. Evet.
Kızgın kumlardan serin sulara...
Gerçek sanal korsan bu!
Bizim tarafta iki araba vardı...
Onlara yanaştık, kovaladık, pusu kurduk ne gerekiyorsa yaptık.
-Keşke farlarımız otomatik olarak yanmasaydı. -Bu mesafe iyi sen devam et.
Sltı haftadır bu insanlarla konuşmayı diliyorduk...
...ama bir kez bile aramadılar.
Bunun adı resmen...
...Wilmington caddelerinde kedi-fare oyunuydu.
Kiminle kapıştığını bilmiyordu.
U dönüşü yapıyor
Aşağılık herif, U dönüşü yapıyor.
-Tanrım. -Hayır olamaz, benzin alıyor.
-Yolun ortasında bir tekne var. -Ve kasetin sadece 8 dakikası kaldı.
Şimdi ne yapıyoruz? İşte bu harika.
Tam Kuzey Carolina'ya göre bir durum.
Caddede lanet bir tekne var.
-Burada yok. -Dostum!
Bu herif işi biliyor. Bayağı iyi biliyor.
Yoldan çıktı. Bence bizim takip ettiğimizi biliyor.
U dönüşü yapıp benzin istasyonuna girdi.
Gerçekten mi? Ciddi mi?
-Sonra bu tarafa mı gitti? -Bu taraftan gitti.
U dönüşü yaptıktan sonra mı?
Benzin istasyonuna girip bu tarafa mı gitti?
-Bu taraftan gitti. -Ne zaman? Benzin istasyonundan mı sonra?
Birkaç dakika sonra. Bekledim.
Düşündüm ki siz gelene kadar...
...o da bu taraftan gitti ama tam bilmiyorum.
O zaman gidelim.
-Ne tarafa? -İleri.
Son hız gitsek bile...
...yetişemeyiz çünkü o da son hız gidiyor.
Kabul edelim beyler; yenildik. Bizi alt etti.
-El sıkışalım mı? -Evet.
El sıkışalım.
Bunun için her zaman şans var.
Çuvalladık.
Görüşmek istediğimiz şirket yetkilileri için lobiyi bile geçemedik,
Shimomura'yı bulamadık
ve Sanal Korsan ekibinden kimseyle konuşamadık.
En kötüsüyse, Kevin hala hapishanedeydi.
1999, Kevin'e Özgürlük Hareketi için dönüm yılıydı.
İnternet siteleri saldırıya uğradığında basın bunu gizleyemedi.
Sanal korsanlar ilk kez...
...dünyada 15 şehirde kendilerini gösterdiler.
Hatta İngiltere ve Rusya'da.
Kevin'in durumunun ciddiyeti ilk kez bu kadar...
...gün yüzüne çıkıyordu ve bu olağanüstü bir şeydi.
Kevin 4 yılını hapishanede geçirdikten sonra...
...ilk kez bazı gelişmeler yaşandığına şahit oluyorduk.
Affedersiniz? Ne yapıyorsunuz?
Sonunda, Kevin, 10 yılını daha hapiste geçirmemek için...
...yapması gerekeni yaptı.
Kuzey Kaliforniya CBS televizyonunu izliyorsunuz. Saat 18:30
İyi akşamlar. Ben Gretchen Carr. Bu akşam Ann Martin aramızda değil.
Ve ben Michael Tuck. Namı kötüye çıkan...
...Kevin David Mitnick saat 18:30'da duruşmaya çıkacak.
Juan Fernandez Los Angeles Eyalet Mahkemesi'nden bildiriyor
Kevin FBI'ın en çok arananlar listesine giren ilk sanal korsandı.
San Fernando Vadisi doğumlu 35 yaşındaki zanlı...
...eyalet mahkemesiyle olan uzun mücadeleden sonra temize çıkıyor.
Bu mücadelenin sebebi olan...
...ve milyonlarca dolar hasara sebep olan bilişim suçlarını kabul etmemesine rağmen...
...4 yıllık süreç bugün son buluyor.
Bu çok ciddi bir suç.
Mahkeme bu suçları ciddi yaptırımlar uyguluyor.
Bu tip suçluları özellikle...
...ağır hasar bırakanları dava edeceğiz.
Mitnick şu anda 46 ay hapis cezasıyla yargılanıyor.
Şu an 8 ayını doldurmuş durumda. Avukatına göre...
...Mitnick, iyi halden dolayı en fazla bir sene daha ceza alacak.
Mitnick suçunun cezasını ömür boyu çekecek.
Avukatı şu anda hiç parası olmadığı söylese de...
...hacklediği şirketlerin bu parayı...
...daha sonra tazmin etmeyecekleri anlamına gelmiyor.
Eğer biz sesimizi yükseltmesseydik bu dediği doğruydu..
Hukuku bir tarafa bırakmamaları için dua ediyorum.
Bunu hiç kimsenin yapmaması için de...
Mesele şu ki; eğer yaparlarsa...
...ayaklarına dolanacaktır.
Bunun adaletle ilgisi yok.
Bu yasaların manipule edilmesiyle ilgili.
O.J. Simpson davasını önümüze koymaları çok garip...
...çünkü hiçbir benzerlik yok.
Ama sanığın limitsiz bütçesinin limitsiz olmasına rağmen...
...hakimlerin durumu biraz garip.
İşlediğiniz suçtan sıyrılmak için paranın çözüm olduğunu söylemiyorum.
İşleseniz de işlemeseniz de bir önemi yok diyorum.
Mesele şu ki; hukuk sistemi...
...yaptığınızla ya da yapmadığınzla bir ilgilenmiyor.
Ayrıca hükümetin mi yoksa...
...sizin mi galip geleceğinizle ilgili.
Mesele bundan ibaret. Her şey dürüstçe işlemiyor.
Diyeceğim şu ki hukuk sisteminde bütün mesele bu.
Savcı davayı kazanmak için...
...bütçeyi kullanarak canı ne isterse yapar...
...eğer siz de aynı şekilde cevap vermezseniz kaybedersiniz.
Bilirsiniz, this is no longer about what the law allows or doesn't allow
This is about how do you make it as difficult as possible for the defendants...
to get them to roll over or cop a plea.
lt has nothing to do with justice anymore.
Sistem size dokunmak isterse Tanrı yardımcınız olsun.
Çünkü, içeriye girmeniz an meselesi...
...ama dışarı sağ salim çıkmanız neredeyse imkansız.
Çünkü akıl almaz derecede her şeye sahip bir düşmana karşı savaşıyorsunuz.
Ve ne yazık ki, bununla da kalmıyor.
İşin özü bu.
Yasa koyucular farkına varmazsa...
...başlarına ne geleceğini bildiğimiz...
...çok insanımız kaybederiz.
Üzülerek söylüyorum, bunların çoğu da çocuk olacaktır.
Bittiğini sanmıyorum.
Şimdiye kadar büyük bir tartışmaya yol açtı.
Ama New York Times'ta bununla ilgili hiçbir haber yoktu.
Niye olması gerektiğini düşünüyorsunuz ki? Bence...
YENİLDİNİZ...
Bu filmin çekilmesinde olağanüstü emeği bulunan...
...Emmanuel Goldstein ve 2600 çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim
Ve bu beş yıllık çetin dönemde...
...bana büyük moral desteğini esirgemeyen herkese...
...minnet ve şükranlarımı sunuyorum
ÇEViRi PSILU (Halit B.) Nisan 2010 MAESTRO333@GMAIL.COM
İngilizce altyazı SOFTlTLER