Tip:
Highlight text to annotate it
X
Her hikayenin bir başlangıcı vardır ya...
Bunun başlangıcı da 2004 yılına uzanır.
O tarihte Ankara Üniversitesi’nde Tarih bölümü öğrencisi olan, tiyatroyla ilgilenen genç bir adam vardır.
Sürme şunu kızım sürme. İyice seksi gözüküyorsun.
Bir annem ve kardeşim var.
Önceleri, bıyıkları yüzünden yadırganan bir gençtir bu...
Bundan yaklaşık 9 ay önce bir oyun için bıraktım.
Yarışmaya girerken de oyunum devam ettiği için kesememiştim. Yarışmaya da bu şekilde girdim.
Türkiye bu amatör tiyatro oyuncusu gençle ilk kez Türkiye’nin Yıldızları adlı yarışma programında karşılaşır.
Halkın verdiği oylarla başından sonuna dek önde götürdüğü yarışmayı, birinci olarak tamamlar..
Bundan sonra hayatımda çok güzel şeyler olacağını düşünüyorum.
Bana verilen şansları... Bir dizi var; dizide oynayacağız
Umarım o dizide başarılı olurum ve bu sektörde kalıcı bir insan olmaya çalışacağım.
Yarışma henüz devam ederken gelen teklifle Yabancı Damat dizisinde rol alır.
Artık milyonlarca Türk seyircisi için Kadir Sadıkoğlu’dur.
Bu ilk ekran deneyiminde öylesine başarılı olur ki, Türkiye dışındaki ilk hayranları da komşuda, Bulgaristan ve Yunanistan’da ortaya çıkar.
- Hristo Dayı...
- Kadir!
- Yapamam Kadir... Stella kesin kararını verdi oğlum.
- Ya, sen beni görüştür, ben onun gönlünü alırım.
- Bu sabah Stella ayrıldı.
- Ne? Nereye gitti?
- Buraya geleceğini biliyordu. Onun için gideceği yeri bana da söylemedi.
- Senden tek ricası boşanma konusunda ona yardımcı olabilmen
- Ya, ne boşanması?! Boşanmıyorum ben karımdan.
- Çocuk olmazsa olmaz, ne yapalım dayı bey...
Şimdi böyle konuşuyorsun. Ama yıllar geçtikçe çocuk hasreti büyüyecek.
Ya, Stella nerede dayı bey?
Ben bir din adamıyım; yalan konuşmam. Nereye gittiğini bilmiyorum.
Yalnız, gitmeden önce bir vekaletname bıraktı.
Ya ayrılmak istemiyorum diyorum karımdan.
Stella'yı anlamaya çalış.
Bunu ikiniz için yaptı.
Birbirinizi hep... hep... güzellikle hatırlamaya çalışın.
İleride, “dizilerin bahtsız aşığı” olarak anılmasına neden olan ilk “istenmeyen” “terkedilen aşık” rolüdür bu...
Dile kolay, 106 bölümlük dizide aşık olduğu kadınlar tarafından ya istenmez, ya vazgeçilir ya da terkedilir...
Gerçek hayatta ise tam tersine istenen ve aranan bir aktördür o.
Baba, ya ben Aysel'i seviyorum baba! Ya, başkasıyla evlenirse çıkacağım bir köprünün tepesine!
- Allah korusun oğlum - Antep Antep olalı senin gibi köprü meraklısı görmedi ulan!
Her kız için kendini bir posta öldürüyorsun.
Etme baba! Gel isteyelim şu kızı.
Bak, dön dolaş gene aynı yere geliyoruz.
Kadir, oğlum... Biz en çok ne vakit bakalava satıyoruz?
Ramazanda...
Aferin! Peki ben sana ne dedim?
Ramazan geçsin, bayram geçsin, öyle isteyelim kızı demedim mi?
Dedin.
O zaman temcit pilavı gibi niye aynı lafı ettiriyorsun?
Sinirlenme Ökkeş!
Nasıl sinirlenmeyim Hayriye! Koskaca adam, şunun haline bak ya!
Ulan üçgün daha sıkın dişinizi be!
Uf ya! Uf ya! Ana tut, yardım et ya!
Yarışma bir yana, Yabancı Damat dizisiyle öylesine dikkatleri üzerine çeker ki ilk sinema filmi için teklif almakta gecikmez.
Filmin adı Kader, Engin Akyürek’in canlandırdığı karakterin adı da Cevat’tır.
Kamera arkasında ise usta bir isim vardır: Zeki Demirkubuz.
Cevat!... Yanlış yapıyorsun abi!
Ben birşey yapmadım.
Kudret'le o çocuk kavga ettiler, ben oları ayırdım. Bir sürü şahit var Cevat!
Get out...
Orospu çocuğuna birşey olmadı. Vallaha.
Cevat... Vallaha abi ben birşey yapmadım. Çocuklar dövüşüyordu ben onları...
Durun lan!
Karışanı sikerim.
Abi ben bir şey yapmadım ya! Abi ben bir şey yapmadım!
Bırak lan çocuğu!
Zagor sen bu işe karışma...
Çıkarın Kamil'i...
Karışsam ne olur?
Sana karışma dedim.
Sık lan!
Sıksana lan!
SIKSANA LAN!
2006 yılında çekilen Kader filminde ve toplam 10 dakikayı zor bulan rolünde öyle beğenilir ki aynı yıl SİYAD ve ÇASOD tarafından Türk Sineması’nın “Umut Veren Sanatçı”sı olarak iki ödül birden alır.