Tip:
Highlight text to annotate it
X
Dünyanın yarısını fethetmiş durumdaki Julius Sezar, İ.Ö. 48 yılında...
...ihtiraslı gözlerini, Ptolemy ile kız kardeşi Cleopatra'nın...
...dünyanın en zengin tahtının tek sahibi olma mücadelesi...
...verdikleri Mısır'ın ihtişamına dikmişti.
Kraliçe! Kraliçe nerede?
- Kraliçe gitmiş! - Cleopatra!
- Cleopatra yok! - Ne diyorsun sen?
Pothinos.
İşte yeni krallığın, Cleopatra.
Çölün engereklerine ve akreplerine hükmedebilirsin burada.
Belki de önünde eğilip, "Majesteleri" diye fısıldarlar.
- Ellerim bağlı olmasa, seni gebertirdim. - Ama ben daha kibar davranacağım.
Sana bu güçlü öğretmeni bırakacağım. Serbest bırakın!
Apollodorus.
Onun yardımıyla, Suriye'ye ulaşabilirsin, şu tarafta.
- Peki ya Mısır'a? - Ölürsün.
İskenderiye'ye bir daha adımını atarsan, seni öldürürüm.
Sezar'ın İskenderiye'yi ziyaret edeceğini duydum, Başbakan.
Sezar'la buluşmaya gidiyorum, filozof.
Hoşçakal Cleopatra, Çöl Kraliçesi.
Hala Mısır Kraliçesi olduğumu anlayacak ve pişman olacaksın.
Çöz beni.
Anlamadınız galiba Kraliçem, Sezar'la buluşmaya gidiyor.
Romalılardan konuşmanın sırası mı? Kahvaltı yapmadım. Karnım aç.
Sezar da öyle. Mısır'a aç.
Roma'yı sizin ve kardeşiniz Kral Ptolemy'nin...
...hamisi yapmakla, babanız ne kadar akıllılık etmiş, görüyorsunuz.
Yalnız kardeşinizi muhatap almak için sizi bir kenara ittiler.
Onu idare edebilirler.
- İskenderiye'ye döneceğim. - Majesteleri, bu ölmeniz demektir.
Kesinlikle ölüme gitmek demektir.
Şu Sezar, kaç yaşında ki?
# Duydum ki, bir karara varmışsınız Sezar.
Doğru.
Kimin davasını destekleyeceksiniz, Ptolemy'nin mi, yoksa kız kardeşinin mi?
Genç kralınız Ptolemy, kız kardeşi Kraliçe Cleopatra'yı...
...dize getirmek için ordu toplamış.
Ordu dağıtılmalı.
O ordunun komutanı olarak, ya bunu reddedersem?
O zaman iş bize düşecek demektir, ama yapacağını sanmam.
İyi bir modelmiş. Yapın.
Hangi yetkiyle Mısır'ın kaderine hükmediyorsunuz?
Mısır'da barışı sağlamak adına buradayım.
Sınırda bekleyen bir Roma ordusuyla mı?
Ekselansları, eğer Kraliçe ortadan kaybolmuş olsa...
-...Kral'la anlaşma imzalar mıydınız? - Kraliçe kayıp mı?
# Cleopatra'nın Suriye'ye kaçtığı dedikoduları dolaşıyor.
Kaçmış olmalı ki, ortalıkta görünmüyor.
- Belki de kaçmasına birileri yardım etmiştir. - Kim bilir?
Kim bilir?
Onu bana anlattıkları kadarıyla, Mısır için küçük bir kayıp.
Bu durumda, kralınız tek hükümdar olacak.
Roma'nın güdümünde.
Ve her yıl Roma'ya bir milyon Dinar ödeyeceksiniz.
- Bir milyon Dinar mı? - Bir milyon mu?
Ayrıca, Roma'daki işsizler için 10 gemi yükü mısır.
On gemi mısır. Roma'da Sezar için onbin oy.
Belki de yüzbin oy.
Kim bilir?
Ee, bekliyorum.
Anlaştık.
Ver imzalasın.
Julius Sezar'dan Roma Senatosu'na mektup.
Pers halısı. Tüccar Nahigian'dan Sezar'a bir armağan.
Burada Romalılara hiçbir şey vermeyiz biz.
Sezar için mi dedin?
Geç.
- Ne sanıyorsun kendini, dünyanın sahibi mi? - Evet.
Genç Ptolemy'yi Kral olarak desteklemek üzere, Mısır'la bir anlaşma yaptık.
Mührünüz, Ekselansları.
Bütün raporlarda, Suriye'ye kaçtığı belirtilen...
...kız kardeşi Cleopatra'nın ayaklanmasına karşı destek olunacaktır.
Sezar'a bir armağan, gözleri de bayram edecek.
Sağol. Ödeyin bir şeyler.
Mührünüz için mum hazır, Sezar.
Halı, Ekselansları. Kabul buyuracak mısınız?
Ne? Evet, evet, yere bırak.
Ekselansları, mum sertleşiyor.
Dikkatli bakın Sezar. Olağanüstü bir tasarım.
- Ne? - Hey!
Mısır'dan Sezar'a selamlar.
Çok hoş bir şaka.
Çok iyi.
Ama çok meşgulüm.
- Ne oluyor? - Söylesene, Pothinos.
O yalancı dilin laf bulabilirse eğer neler olduğunu anlat.
- Ben, Cleopatra'yım. - Ha?
Evet, iyi bir şaka.
O Cleopatra'ysa, ben de Sezar'ım.
- Gel. Onu dışarıya çıkaracağım. - Hayır, çıkarmayacaksın.
Yeter artık. Sezar, ne olur dinleyin.
Beni çöle kaçırdı ve orada ölüme terk etti.
Ama hiçbir şey sizi selamlamama engel olamaz.
- Sizi kandırması- - Hayır, ben kanmam.
Bana yalan söylemek çok tehlikelidir, Pothinos.
Ama Sezar, herkes için en iyisi bu olur diye düşünmüştüm, eğer o-
Demek bana yalan söyledin!
Sezar'la aşık mı atıyorsun sen?
Olmaz.
Tamam, git artık.
- Mühür, Sezar. - Daha değil.
Kardeşinle aranızdaki didişme Roma'da halledilecek.
Hepsi bu kadar. Dışarı.
- Gelin, Majesteleri. - Yeter.
Gitmeden, bir şey daha söyleyebilir miyim?
Evet? Evet?
Sizi çalışırken görmek çok tuhafıma gitti.
Sizi kafamda hep ya savaşırken, ya da sevişirken canlandırırdım.
Savaş konusunda deneyimim olmuştur.
Sevişmeye gelince hiç, herhalde.
Hiç dediğin, genç ve güzel kraliçelerle.
Bu çok hoştu.
Ve şimdi, izin verirsen yeniden işime bakacağım.
# Galya'dan mektup var.
Ne- Git artık.
Şimdi gidersem, beni öldürürler.
Pothinos beni öldürmeye yemin etti.
Bir daha İskenderiye'ye adımımı atarsam, Pothinos beni öldürecekmiş.
Galya haritası.
Ne yapıyorsun?
Hem, öldürmeye alışkındır da.
Meşgulüm, görmüyor musun?
Hindistan.
Elbette.
Elbette biliyorum, çok meşgulsünüz ama...
...Hindistan konusu ilginizi çeker diye düşünmüştüm.
Ne? Ne olmuş Hindistan'a?
Doğu'nun hazinesi. O kadar çok altını var ki-
Ama sizin çok işiniz var. Yarın konuşuruz. Yaşıyor olursam tabii.
Ne varmış Hindistan'la ilgili?
Hindistan'a giden yol Mısır'dan geçiyor.
Mısır Kraliçesi de Sezar'la müttefik olursa-
Neden baştan söylemedin bunu?
Sezar'ı görünce dilim tutulmuştu, ondan.
İçinizdeki erkek, bir komutandan daha kudretli görünüyor.
Mısır.
Otur.
Güzel kızsın. Çekici.
Şimdi...
Şimdi, Hindistan hakkında ne biliyorsun?
Pek fazla sayılmaz.
Ama, Sezar'ın lejyonlarına yüz yıl yetecek kadar altını var.
Güzel! İşte şimdi konuşmaya değer.
Evet, ama burada olmaz.
Benim odama gelin, yemek yeriz. Plan yaparız.
Plan dediğin Hindistan için mi, yoksa benim için mi?
İkisi de.
Bir kraliçe, sırdaşı olarak bir kralı seçemez mi?
"Kral" sözcüğü Roma'da hoş karşılanmaz.
Sezar ne isterse elde eder.
Flavius.
Kraliçe'nin güvenliğini özel muhafızlarım sağlayacak.
Beni sana getiren balıkçı teknesine ulaşana kadar...
...çölde kilometrelerce yürümek zorunda kaldım.
Ama seni görmek bile olağanüstü bir şey, ölümsüz Sezar.
Çok güzel konuşuyorsun.
Sezar'ı görünce tutulan dilin artık çözüldü, ha?
Hayır.
Şimdi de yüreğim tutuldu.
Bu da çok tuhaf. Daha önce hiç aşık olmamıştım.
Aşk mı?
O güzel kafandaki imparatorluk hayallerini gerçeğe dönüştürmek...
...istiyorsan, aşkı bir kenara bırakacaksın.
Bırakamam. Artık çok geç.
Çok geç.
Beni çok mutlu edecek bir şey yapar mısın?
Seni çok mutlu etmek için buradayım.
Öyleyse, Pothinos'u Mısır'dan sür.
Süreyim mi? Nereye?
- Onun beni sürdüğü yere, çöle. - Hayır.
Hindistan'ı konuşmaya gelmiştim, Mısır'daki hırlaşmaları değil.
Ama, ben Mısır'ım.
Ben izin verirsem.
Hata etmişim.
Bu gece hiç konuşmayalım.
Belki de konuşacak hiçbir şey yok, hiçbir zaman.
Bana güvenmiyor musun?
Hayır.
Seni gerçekten sevdiğimi söylesem bana inanmaz mıydın?
Hayır.
Benimle evlenmen için yalvarsaydım, evlenmez miydin?
Roma'daki karıma sormam gerekirdi.
Çok da umurunda olurdu sanki!
Onu boşa. İkimiz birlikte dünyayı fethedebiliriz.
Beni de dahil etmen ne büyük incelik!
Sezar'ın karısı ve müttefiki olurum.
Kendini çok önemsiyorsun, küçüğüm.
Bir kadın kudretli Sezar'a yardım edecek kadar güçlü olamaz mı yani?
Sezar.
Hayatın ne kadar değerli, hiç düşündün mü?
Benim için çok değerli.
Başkaları için de çok değerli olmalı. Benim hayatım öyledir.
Hem ben altı üstü Mısır Kraliçesi'yim...
...kaldı ki Sezar, eğer yaşarsa, dünyanın imparatoru olacak.
Yaşarsa mı?
Hayat çok değerli bir şey, değil mi?
Değerli tabii.
Şu mızrağı elinden bıraksan daha iyi olmaz mı?
Eğer biri, bir başkasının canını almaya ant içerse...
...ölümü hak ediyor demektir. Herhalde.
Pothinos.
Seni öldürmeye gelmiş.
Ya da seni.
Mezarlara açılan geçit. Perdenin altında sandaletini görmüştüm.
Artık konuşmaya değer biri miyim?
Daha-
Pothinos'tan çok daha fazla.
Muhafızlar!
Götürün şunu!
Artık konuşmayalım.
Bir zamanlar Britanya'da bir çiçek koparmıştım, gözlerinin rengindeydi.
Doğduğundan beri ilk kez bu sabah bu kadar geç kalıyor.
Dikkat! Sezar geliyor!
Haydi haydi. İşimize bakalım.
O mektup Senato'ya gidecek.
Ama Kral'ın Başbakanı'yla yapılan anlaşma?
Yırt gitsin.
Bir cesetle anlaşma yapamam zaten.
Başbakan öldü.
O zaman Kral'la mı anlaşma yapacağız?
Kraliçe'yle. Mısır'ın tek hükümdarı Cleopatra.
Belli ki, düşündüğümden de fazla kalacağım burada.
Ama kadırga Sezar, denize açılacak.
Ben söylediğim zaman.
Roma'ya, Marc Antony'ye mektup.
Gel, benimle gel.
Kimse ondan haber alamıyor.
Marc Antony dışında. Neredeyse haftada bir mektup alıyor.
Sezar'ın gerçekten aşık olduğu doğru mu?
Evladım, evladım!
Ama Roma'ya dönmedi, değil mi?
Bugünkü harika partiyi kaçırıyor.
Bir şey kaçırdığı falan yok.
Mısır Kraliçesi de sürekli parti veriyor.
Cleopatra'yı mı kastediyorsun?
Ne? Cleopatra'dan haberin var mıydı senin?
Tabii. Her şeyden. Siyahi mi o?
Calpurnia geliyor.
Leydim.
- Ne kadar güzelsiniz. - Size getirebileceğim bir şey var mı?
Evet, biraz şans.
Verdiğin en güzel parti bu, Calpurnia.
- Teşekkür ederim Flora. - Harika.
En son kadınlar öğrenir zaten.
Konu oysa, kocalar da öyle.
# Başkenti Mısır'a taşımayı planlıyormuş, öyle diyorlar.
# Oyunlardan söz ediyorduk da.
# Yeni sirki gördün mü, Calpurnia?
Sezar gittiğinden beri oyunları izlemedim.
Hayattan daha çok keyif almalısın Calpurnia. Sezar'ın karısı bile oynamalı.
# Neden olmasın? Calpurnia'dan kim işkillenir?
- Dün seni iki saat bekledik. - Bir engelin mi çıktı?
Özür dilerim. Sonra anlatırım.
Sezar ne zaman dönecek? Yoksa hiç mi?
Tullius, kardeşinin sürgüne yollandığını duydum, çok üzüldüm.
Sezar dönünce, kardeşimin affedilmesini isteyeceğim.
Umarım kabul eder.
Sezar dönerse eğer.
# Sezar dönerse eğer.
# Roma dedikoduyla çalkalanıyor. Günlerdir biliniyor.
# Dediğin doğruysa Cassius...
#...halimiz harap.
Ama ben inanmıyorum.
- Doğru Brutus. - Kendi kulaklarımla duydum.
Sen sus Casca. Bırak Brutus konuşsun.
Halk seni seviyor Brutus.
Halk Sezar'ı seviyor.
Ama kendisini kral ilan edecek.
Peki o zaman, bizler ne olacağız?
Elimde bunun bir kanıtı olsaydı...
Calpurnia'dan boşanıp, bir kraliçeyle evlenecek.
Şu, Cleopatra’yla.
Sonra da kendisine "Roma'nın Kralı" diyecek. Hepimizin kralı.
Dünyanın imparatoru.
Ben de Sezar gibi özgür doğmadım mı? Ya sen? Ya sen?
Sezar.
Her yerde o.
Roma bir cumhuriyettir.
Roma, taç falan istemiyor.
Kralı olmayacak.
Octavia. Selam canım.
- Selam hayatım. - Merhaba Octavian.
Harika bir parti. Biraz bizimle otursana.
Antony nerede?
Kocasının yerini bilen bir kadını tarih yazmış mı?
Calpurnia kocasının yerini biliyor.
# Bir dakika otursana. Yorgun görünüyorsun.
Yalnızca bir dakika.
Sezar'dan hiç haber yok, ha?
Haber beklemiyorum ki. Çok meşgul, Octavian.
Bana yazamayacak kadar meşgul olmamalı.
Marc Antony'ye yazıyor. Neden Antony'ye de, bana değil?
Neden? Söylesene niye?
Sen en son akrabalarına yazarsın, bunu bileceği aklına gelmiyor mu?
Ama ben Sezar'ın yeğeninden öteyim, onun varisiyim.
Sen kardeşimsin, Marc ise kocam. İkinizi de gayet iyi tanırım.
Sezar'ın yerinde olsaydım, ben de elbette Marc Antony'ye yazardım.
# Dikkat! Marc Antony geliyor!
# Marc Antony geldi!
Durun, durun. Haber getirdim.
# - Haber mi? - Sezar'dan bir mektup daha mı?
Mektuptan da öte. Sezar, Roma'ya geliyor.
# Sezar, Roma'ya geliyormuş!
Marc Antony, lütfen. Bir günlüğüne de olsa görüşmeliyiz.
Hayır, hayır, şimdi olmaz. Calpurnia'yı almaya geldim.
# Köle. Al şunları.
- Duydunuz mu? - Evet.
Bak bak, kimmiş bu güzel hizmetçi?
Selam sevgilim.
"Selam sevgilim" mi?
Gören de önceden tanışıyoruz sanır. Yoksa şöhretimin mi peşinde?
Uyumamış. Uyumadığı zamanlar hep böyle konuşur...
Uyumak! Ben uykuyu aştım, sevgili karıcığım.
Bir şeyi aşmış olmana memnun oldum.
Her zamanki gibi keyfi yerinde.
Haydi gelin. Acele etmeliyiz. Hazır mısın Calpurnia?
Ben gelmiyorum.
Kocamı burada bekleyeceğim.
- Bir sorun mu var? - Yok.
# Evet var. Hem de büyük bir sorun var.
Sezar'ın Roma'ya zafer alayıyla girişini görmek için can atmıyorum.
Neden, neyiniz var sizin?
Sen bizleri aptal mı sanıyorsun?
Sezar'ın planlarından haberimiz yok mu sanıyorsun?
Ne planlıyormuş Sezar?
Yarın Senato'ya git, onu dinle...
...ne planlıyormuş öğrenirsin!
Mecbur değiliz. Bizi yüzüstü bıraktığını duyunca kulaklarımız bayram etmeyecek.
Mısır onu mest etmiş ve o bizi yüzüstü bırakıyor.
Antony! Antony! Hayır! Octavian, hayır!
Antony...
Haberim var.
- İşte geliyor! - İşte geliyor!
# Yaşasın Sezar! Yaşasın Sezar!
# Elbisesi altından.
# Muhteşem bir kadın.
# Tıpkı bir sfenkse benziyor.
# - Ama çok güzel. - Evet çok.
Pek bilemiyorum.
# Şu atlı arabalara bakın!
Sezar.
Mart'ın 15'inden sakın!
Cenaze için, her gün iyidir.
15'inden sakın!
Artık gidebilirsin. Başka bir şey istemiyoruz.
- Ee, Brutus, haklı mıymış- - Dikkatli olun.
Bütün Roma'nın haykırdığı şeyi fısıltıyla mı konuşacağız?
Evet, haklıymışsın.
Cleopatra'yla evlenmek için Calpurnia'dan boşanıyor madem.
Haydi buna özel hayatıdır diyelim...
...ama yarın kendisini İmparator ve Kral ilan etmesi için Senato'yu zorlayacak.
- Cleopatra'yı da onlara- - Kraliçe olarak takdim edecek.
- Bizim kraliçemiz, Brutus. - Bizim kraliçemiz.
Hayır, Roma, kral ve kraliçeleri altın tahtlarda oturan...
...bir başka Doğu ülkesine dönüşmeyecek.
Ama, her zamanki gibi senatoya sözünü geçirecek sanırım.
Hayır, geçiremeyecek.
Senato'dan önce Sezar'ı biz selamlayacağız...
...ve birazcık kan dökülecek...Roma için.
Demek bugün Senato'nun karşısına çıkıp-
Bu senin ilk hatan, tek diyeceğim bu!
Ne düşündüğün umurumda değil, tek diyeceğim bu!
Düşüncelerime her zaman önem verirdin.
Her zaman fikrime katılırdın.
Kadınlardan nefret edişim boşuna değil.
- Enobarbus konuştu. - Hem de iyi konuştu.
Hayırdır? Antony de mi kadınlardan nefret ediyor?
Yerlerini bilmezlerse, ederim. Erkeklerin arasında yerleri yok.
Kadınlar düşünemezler, savaşamazlar. Bizlerin oyuncağıdırlar, hepsi bu.
- Çoğu. - Hepsi.
Kadın kadındır.
Seninle açık açık konuşuyoruz, çünkü dostunuz.
Biliyorum.
Cleopatra'yla önce Hindistan'ı sonra da tüm dünyayı...
...ele geçirmek için evleneceğini söylüyorsun. Bu, sen misin?
# Ne zaman birinden yardım istedin ki?
# Ne istersen aldın.
Böyle almak daha kolay olacak.
Daha kolaymış!
Sezar'ın ağzından böyle bir söz!
Kadınlar bütün erkekleri yumuşatır.
Bir aşık gibi konuşuyor.
Mısırlı bir aşık.
Bu kadın seni bir Mısırlı haline getiriyor!
Mısırlı askerleri ve gemileri yanında getirirsin.
Roma takvimini Mısır takvimine dönüştürürsün.
Ama Mısırlı bir kraliçeyi Romalılara hükümdar yapamazsın.
Laf!
Dünyanın yarısı pençesinde olan Roma kartalına bak...
...bir kadın tarafından ehlileştirilmiş.
Ben, Senato'ya gidiyorum.
- Ama Sezar, sen- - Gelmiyor musun, Antony?
Hayır, ben bu işte yokum.
Bir erkek kendini bir kadın için rezil etmek istiyorsa etsin...
...benim düşüncem budur.
Delikanlının meramını anlamıyorum, ama çok sert konuşuyor.
Onunla aynı fikirdeyim.
Öyleyse peşinden git.
# Sezar! Sezar!
Sezar.
Gitmemişsin.
Gitme! Gitme.
- Gitme. - Calpurnia.
Rüya gördüm, korkunç bir rüya.
Bir yıldız alevler içinde kayıyordu, o sendin, vücudundan kan akıyordu.
Ehramın hançerle parçalanmıştı, kana bulanmıştı, senin kanın kocacığım.
Lütfen, lütfen bugün bu evden çıkma.
Bu kötüye işaret. Biliyorum. Biliyorum.
Calpurnia, hayatım...
...sen kötü bir rüya gördün diye dünyanın işleri beklemez.
Senator Casca.
Sezar. Sezar, Senato sizi bekliyor.
Hayır, hayır, hayır. Gitme sakın! Seni bırakmam.
Calpurnia rüyasında bugünü benim için kara gün olarak görmüş.
Belki de...
Dönüp, size dünyanın tacını sunmaya hazırlanan Senato'ya, Calpurnia'nın...
...daha güzel rüyalar görmesini beklemelerini mi söyleyeyim?
- Geliyorum. - Hayır, hayır Sezar. Yalvarırım.
Kendim için değil, senin için. Lütfen, lütfen Sezar.
Her tarafta uğursuzluk var. Biliyorum. Biliyorum.
Yaptığım şey için Calpurnia, affet.
Yapacağım şey içinse, cesur ol.
Hayır. Hayır!
Kuğu tüyü.
Iras, dikkatli olsana!
Ellerim titremesin diye çabalıyorum...
...ama Majesteleri, o kadar heyecanlıyım ki!
# Majesteleri. Majesteleri.
# Dünyanın imparatoriçesi için kraliyet giysileri.
# Yukarı getirin.
# Kraliçe'nin önüne.
Ah Majesteleri, bunları bir görün hele! Harika, olağanüstü şeyler!
Kapağı kaldırın.
Çok güzel!
Roma Senatosu'nun gözleri kamaşacak bugün.
Seçin Majesteleri.
Beni kaygılandıran Senato değil, şişko karıları!
Yaklaştır.
Senatörler hakkında bir bilgin var mı Charmion?
Buraya daha dün geldik, Majesteleri.
Sezar! Sandaletlerim.
# Yaşasın Sezar! Sezar geliyor!
Son bir kez selam vermek için durdum.
Olmaz, bir dakika kal. Bir şey söylemek istiyorum.
Çok geç, aşkım. Giyin. Giyin.
- Hazırlanırım. - Ama Senato bekliyor.
Bırak beklesinler. Biraz baş başa kalalım.
Ama...
Olmaz, sar beni. Sıkı sıkı sar.
İçimde bir korku var.
Korku mu? Hayırdır?
Seni o kadar çok seviyorum ki!
Bundan mı korkuyorsun?
Sana kötü bir şey olmamalı, Sezar'ım benim.
Hiçbir şey olmayacak.
Konuşmamı bitirir bitirmez seni çağırtacağım.
Hazır olmalısın.
- İmparator! - İmparatoriçe!
Buradan geçecek.
Tullius. Decimus.
Solinus.
Casca. Sen, oraya.
Brutus, sütunun yanına.
Dinleyin!
Şu an varıyor olmalı.
Konuşması ne kadar sürer? Biter bitmez beni çağırtacak.
- Hazır olacaksınız. - Ne güzel görünüyorsunuz!
Nikahta da bu elbiseyi giymeyi düşünüyor musunuz?
Ne?
Koskoca Sezar'ın elbiseyi çıkartabilmek için nasıl didineceğini düşününce!
Charmion.
Dinleyin. Tezahüratı dinleyin.
# Yaşasın Sezar! Yaşasın Sezar!
# Yaşasın Sezar! Yaşasın Sezar!
Sezar, seni uyarmıştım. Mart'ın 15'i.
Mart'ın 15'indeyiz ya!
Ama gün daha bitmedi.
# Sezar!
- Sezar geliyor! - Sezar.
- Sürgündeki kardeşime af, Sezar. - Reddedildi.
- Seni zorba! - Çekil!
# Çekin ellerinizi üstümden!
# Bırakın gideyim!
# Bırakın beni!
Sen! Sen de mi Brutus!
Roma için büyük bir gün.
- Tamam mıyım? - Olağanüstü.
Çok güzel. Senatörlerin gözleri yuvalarından fırlayacak.
- Sezar öldü! # - Ne?
Sezar öldü!
# Sezar, Roma'ya ihanet etti!
Konuşması bitti. Bitmiş olmalı. Bağrışmalar duyuyorum.
Apollodorus, ulak geldi mi?
Daha gelmedi.
Ben böyle bir güzellik görmedim.
Dur göstereyim.
Bu nasıl?
Muhteşem.
Yoksa böyle mi güzel?
Ben erkeğim. Ne anlarım?
# Kraliçe! Kraliçe! Kraliçe nerede?
Çekil! Çekil!
Dur! Dur!
# Sezar'ı öldürdüler!
Majesteleri, Sezar öldü.
Nasıl oldu? Kim yaptı?
# Bilmiyorum, ama "Brutus! Cassius!" diye bağırdıklarını duydum.
# Sokaklarda dört nala koşturduğumda, şöyle bağırıyorlardı:
# "Sezar, Roma'ya ihanet etti!"
Nerede o? Sezar nerede?
Öldü, Majesteleri.
Cesedi, Pompey heykelinin kaidesinde, yerde.
# Hiç kimse dokunmayacak.
Ben dokunacağım.
Majesteleri, yapamazsınız.
Olmaz Kraliçem. Hayır.
Majesteleri! Majesteleri!
Bu tarafa geliyorlar. Gözlerini Kraliçe'nin kanı bürümüş!
Bahçenin dibindeki küçük filikaya adam yerleştirin.
Gelin, Kraliçem.
Gelin. Gitmeliyiz. Kaçmalıyız. Sizi öldürecekler.
Mısır'ı düşünün.
"Mısır'ı düşünün"?
Hep Mısır!
Ama Sezar öldü.
İmparatorum.
# O hayal sona erdi.
Sona erdi.
Evet, sona erdi.
İmparatorluktan artık bana ne?
Sezar öldü. Sevgilim öldü.
Sizi sevmiyordu.
Yalan söylüyorsun! Yalan!
Majesteleri.
Kollarının arasında tutmak istediği, Mısır değildi.
# Mısır'ın hazinesiydi.
# Doğru.
# Kör olmuştunuz.
# Sizi sevmiyordu.
# Kör olmuştunuz.
# Kör.
Antony. Hep Antony.
Otur Octavian. Otur.
Tek yaptığım bu, oturmak.
- Öyleyse otur. - Oturmayacağım!
- Oturamıyor bile. - Antony, Octavian.
Sezar öleli daha iki hafta oldu ve siz onun evinde kavga ediyorsunuz.
Senato, Roma'yı ikinizin birlikte yönetmesine, Antony'nin...
...Sezar'ı katleden hainlerden intikam almasına ve Mısır'ı...
...cezalandırmasına karar verdi.
- Peki neden Antony? - Mecbursam, seninle birlikte yönetirim.
Verilecek bir mücadele varsa, tek başıma veririm.
Tek başına. Her şeyi tek başına yapmak istiyorsun.
Halkın desteğini kazanmak için, Sezar'ın yakıldığı odun yığınına...
...yatarak onu kullandın.
Yönetimi elde etmek için, kalabalık sana tezahürat yapsın diye...
...tıpkı bir tiyatrocu gibi, amcamın kanlı ehramını gösterip...
...cesedini kullandın.
Sen ve şu "Dostlar, Romalılar, yurttaşlar!" teranen.
- Bu kadarı da fazla! - Sakin ol!
- Senato'nun önerisini kabul ediyorum. - Güzel.
Ya sen, Octavian?
Ben de.
Mısır'ı nasıl cezalandırmayı öneriyorsun bakalım?
Mısır Kraliçesi'ne bir mektup yazacağım...
...Tarsus'taki kent meydanında buluşma isteyeceğim.
Mektup mu? Koskoca Marc Antony dostane mektuplar kullanarak savaşıyor.
- Gerçekten Octavian, bak sakın- - Hayır, sorun değil.
Octavian bir kereliğine de olsa haklı. Dostane bir mektup olacak.
# Anlamıyorum. Dostane mi?
Anladım.
Roma ve Mısır ilişkileri üzerine dostane bir...
...görüşme yapılacağını sanacak.
Evet.
Ama lejyonlarım, Mısır'ı almak üzere Tarsus'ta yanımda olacak.
Cleopatra'yı zincire vurup, Tarsus'tan Roma'ya yollayacağım.
# İşte gerçek Marc Antony.
Tarsus'a yaklaşıyoruz.
Öyle mi?
Daha hiçbir plan yapmadınız Cleopatra.
Başarısızlığınız, ölümünüz, Mısır'ın da köleliği anlamına gelir.
# Beni dinleseydiniz, en azından yanımızda gemilerimiz ve askerlerimiz olurdu.
Marc Antony ile nerede buluşuyoruz?
Öğlen, kent meydanında.
- Ee, neden gelmedi? - Ne bileyim?
Onu getirmeleri için yolladığın iki general nerede kaldı?
Sen, ben ve tüm Roma ordusu gibi, onu bekliyorlardır herhalde.
Bir kadını bekliyoruz. Bir kadını!
Altı saat oldu. Burada dikilip duruyor, hiçbir şey yapmıyorsun!
Git getir onu!
Nihayet!
Ne? Özür dile!
Özür dilerim.
Diline hakim ol, yoksa keserim! Bekle burada.
Teknesine gidip, onu kendim getireceğim.
Dur orada!
# Kraliçe'nin teknesine yaklaşan kim?
Benim, Romalı Antony.
Geç kaldınız.
Askerlerim nerede?
Charmion.
Bugün gelen Romalılar nerede? Haberin var mı?
Uyuyorlar, Kraliçem.
Uyuyorlar mı? Neden?
Biraz...şey, biraz yorgunlar desem!
Yani, biraz içkililer!
Hayır, körkütük sarhoşlar.
Gelin, bakın.
Birini bulun, bunları kıyıya atsın.
Artık gidebiliriz. Hazırlan.
- Benimle mi konuşuyordunuz? - Başka kim olacak?
Meydana gelmen için emir yollamıştım. İtaatsizliğe gelemem!
Neden itaat edecekmişim ki? Mektupta, konuşacağımız yazıyordu.
Mektupta, Tarsus'taki kent meydanında buluşacağımız yazıyordu...
...biz de oraya gidiyoruz.
Burada konuşamaz mıyız yani?
Hayır, konuşamayız.
Konuşmak mı? Bunlarla mı?
Generallerinizden ne kadar da farklısınız!
Her şeyi itiraf etmeliyim sanırım.
Meydan yerine, neden burada buluşmak istediğimi söylemeliyim.
Evet?
Kıyafetimi görüyor musunuz?
Nesi varmış?
Seni baştan çıkartmak için giyindim, Antony.
Bütün bunları görüyor musun? Hepsi planlıydı. Neden biliyor musun?
Çünkü bu benim tek şansımdı.
Sen ve senin o aç Roma'n bana düşmansınız, bilmiyor muyum sanıyorsun?
Ama yapabileceğim en aptalca şeydi herhalde.
Gözlerini kamaştıracak gösteri üstüne gösteri hazırlamıştım.
Ama Antony istemezse gözlerini kamaştırmak ne mümkün! Hayır.
Örneğin şu gösteri, ilgini çeker mi?
İzle.
Suratının halini bir görebilseydin keşke.
Taş duvarı bile daha kolay etkilerdim.
Böyle bir aptallık yaptığım için beni bağışlar mısın?
Antony'nin, boş yere Antony olmadığını bilmem gerekirdi.
Ee, gidecek miyiz artık?
Evet, gideceğiz. Başaramadım, artık ellerindeyim.
Hem ne yapabilirim ki? Hayır, sen olsan ne yapardın?
Diyelim ki sen bensin, ben de sen.
Hayır, hayır. Hayır. Sen Cleopatra'sın, ben Antony.
Benziyor muyum?
Peki ben?
İyisi mi Cleopatra olarak kal.
Hayır, hayır. İçme onu. Hayır, o da planın bir parçasıydı.
Seni kolayca kafaya alabilmek içindi.
Bir maşrapa içkiyle beni kafaya alacağını sanmıyordun ya?
Evet, olamaz mı?
İşte bu çok hoşuma gitti.
Ama bu maşrapa kocaman.
Kocaman, değil mi?
Güzel.
Güzel.
İçmemi istediğini biliyorum, umarım biliyorsundur.
Sevgili Antony, bildiğini biliyorum, umarım sen de bunu biliyorsundur.
Hayır, yemeği burada yiyemiyoruz ki.
Hayır, durun.
- Nedir bu? - Nil'den, sazlık kuşları.
- Bunlar yararlı mı? - Öyle olsa gerek.
- Çok da küçükmüş, değil mi? - Öyleyse yemeği burada yiyebilir miyiz?
Açlıktan ölüyorum.
Ben de öyle.
Şu minik sazlık kuşlarınız dişimin kovuğuna yetmez.
Hayır, dur Antony.
İstiridye. Denizden şimdi topluyorlar. Gel bak.
Mücevher.
Sen iyi bir balıkçısın.
Mısır'ın altın ırmakları asla kurumaz.
Atsana.
Romalı köpekler.
Evet, Mısırlı kediler.
# Yıldızlı gece.
# Sihirli aydınlık...
#...onu büyülesin.
# Sevgilimi.
# Özlemle beklediğim o aşkı bana bahşet.
# Duy kulunun duasını.
# Isis.
# Gecenin ve aşkın yüce Kraliçesi.
# Duy kulunu.
# Duy kulunu.
Yıldızlar için söylenen bir şarkı.
Yıldızlar, tuhaf insanlar olduğumuzu düşünüyorlardır...
...sanki sonsuza dek yaşayacakmışız gibi birbirimizi yok etmenin peşindeyiz.
Merak ediyorlardır:
"Neden Mısır ve Roma savaşmak yerine, birleşmeyi planlamak için..."
"...kent meydanında bir araya gelmiyorlar?"
Evet, çok tuhaf.
Sezar'a bazı şeyler söylemiştim, keşke söylemeseymişim.
Mısır Kraliçesi'nde, yüzünün yanı sıra başka güzellikler de var.
Sezar'ı özlüyor musun?
Hayır, beni sevmiyordu.
Gerçekten nedeni bu mu?
Hayır, pek değil. Kadınları sevmeyen erkeklere hayranımdır.
Bu da ne demek?
Bilmem.
Elit erkekler için kadınlar oyuncaktan öte olmalı. İkisine de bu yaraşır.
Madem yaraşır, senin şerefine.
Madem yaraşır, senin de şerefine.
- Hey, Antony. - Ne?
- Hıçkırdın mı yoksa? - Ben değildim. Asla hıçkırmam.
Kuşkusuz ben de değildim. Kraliçeler hıçkırmazlar.
- Hıçkırıp hıçkırmadıklarını bilmiyorum. - Kesinkes hıçkırmazlar.
Kraliçeler yalnızca yıldızlardan söz ederler.
Peki kim olabilir? Çünkü bir ses duyduğuma eminim.
Kanepenin altına saklanmış biridir.
Çık dışarı. Çıksana!
Gittikçe artıyor.
Korkarım, hıçkıran Mısır Kraliçesi.
- Ama bu biraz saçma görünmüyor mu? - Evet.
Ben şimdi keserim onu.
Sen hiç hıçkırmadın mı, Antony?
Hayır, bu gece hiç.
- Acıyor mu? - Hayır, hiç acımıyor.
- Acıttı ama, değil mi? - Evet, acıttı.
Bana böyle vursan, ne olurdu?
Kafan kopardı.
Güverteden yuvarlanır, ırmağı boylardı.
Güverteye temas bile etmezdi.
Çok güzelsin.
Tamam, artık gitmeye hazırım.
Neden? Yoksa beni yakışıklı bulmuyor musun?
Evet, buluyorum.
Sana aşık olabilirim, ama niyetim yok.
Ne diye?
Bunu mu kastediyorsun?
Senin gibisi yok.
Octavian! Octavian!
Yaşasın Octavian! Yaşasın Octavian!
Nihayet tezahüratınızı duydum!
Tezahüratınızın tek anlamı olabilir. Sonunda siz de Marc Antony'nin...
...Roma'ya ihanet ettiği fikrime katılıyorsunuz.
- Antony haindir! - Haindir, hain!
İki ay, tam iki uzun ay geldi geçti, peki ne oldu?
- Hiç! - Hiçbir şey!
Yanındaki lejyonlarıyla Mısır'a mı saldırdı?
- Hayır! - Hayır!
Cleopatra'yı zincire vurup geri mi getirdi?
- Hayır! - Hayır!
Herhangi bir şey yaptı mı?
- Hayır. - Hiçbir şey.
Evet, yaptığı bir şey var, orası kesin.
Kraliçe'yle Mısır'a yelken açtı...
...ve Roma'yı aklına bile getirmeden orada keyif çattı.
Roma'yı unuttu.
Kimdir bu, erkeklerimizi mahveden zehirli yılan?
Önce Sezar, şimdi de Antony.
Ne zaman sona erecek? Ben söyleyeyim!
- Hemen! # - Hemen.
Bu sefer sıra bende. Artık savaştan söz etmek yok.
- Savaşın kendisi var! # - Savaş!
Artık parıltılı laflar yok, parıltılı kılıçlar var!
Antony'nin kanıyla Roma'ya bedel ödeyecekler...
...Mısırlı yılan yok edilecek, savaşacağız!
Savaş! Savaş! Savaş! Savaş!
- Ne? - Hayatta inanmam.
- Ne? - Hemen senden uzak durmayı istemeliyim.
Neden isteyesin ki?
Kısa bir süre için, istemeliyim.
- Neden? - Benden bıkmayasın diye.
Senden bıkabileceğimden korkmuyor musun?
Hayır.
Çıkıp, bir sürü adamla sarhoş olmayı istemeliyim.
Ya da başka bir kadın bulmayı.
Ee, neden yapmıyorsun?
Çünkü sen, zaten başka bir kadınsın.
Yeni. Her zaman yeni.
Yepyeni.
Majesteleri! Majesteleri!
Majesteleri!
- Ne var? # - Kral Herod geldi.
# - Unutmuş muydunuz? - Hayır, hayır. Nerede?
Kabul odasında bekliyor. Yalvarırım. Çabuk olun Majesteleri.
- Nedir bu acele? - Lütfen.
Judea kralından sana ne?
Ama benim konuğum. Şimdi uslu ol ve somurtmayı bırak. Giyinmeliyim.
Tamam ama, önce beni öp.
Git şimdi.
Hoşgeldiniz.
- Eski dostluğumuzu yenilemeyi umuyorum. - Ben de.
Zaman sizi hem yaşlandırmış, hem de daha akıllı yapmış.
Beni ise hem gençleştirmiş hem de güzelleştirmiş.
- Bir haber var mı? - Olmaz mı!
Dosdoğru Roma'dan gelip, Judea'ya gidiyorum.
Evet, dosdoğru Roma'dan.
Roma'nın dostu ve bir müttefiki olarak mı?
Mısır'ın da dostu ve bir müttefiki olarak.
Peki haber?
Maiyetinizdekiler çekilirse, ben-
Charmion.
Evet?
Böylesi bir güzellik karşısında bir an dilim tutuldu.
Haber. Haber!
Mısır uğruna elinizden geleni yaparsınız, değil mi?
Biliyor musunuz, ben-
Bu uğurda, ne kadar ileri gidebileceğinizi merak ediyorum, gerçekten.
Octavian, Antony'den hoşlanmıyor...
...ama güç şimdi Octavian'da.
Antony ölmüş olsaydı...
...Octavian, Mısır'ın çok iyi bir dostu olurdu.
Bu mesajı size iletmemi söyledi.
Seni Antony'nin dostu sanıyordum.
Dostuyum. Dostuyum.
"Antony'den daha iyi içki arkadaşı bulunmaz" der dururlar bana...
...ama şimdi sırası değil.
- Ama bak- - Hayır, hayır.
Dostum, bir erkek aşk sarhoşuysa...
...ilgisini, dikkatini şarapla dağıtmaz, bilirsin.
Bütün başat duygular açgözlüdür.
Hem söylesene dostum, onunla yaşadığın mutluluğu üzüm verebilir mi?
Ne de başka bir şey.
Onun için çıldırıyorum.
Elbette, oğlum. Tabii. Bu bana bir şey hatırlattı.
Çok da komik, geçen gün Roma'da, Octavian'dan duydum.
Octavian mı? Komik olmalı.
Komikti Antony. Komikti. Dinle, bak ne dedi:
"Cleopatra, Antony'yi zehirleseydi..."
"...Roma, Cleopatra'nın yaptığı her şeyi affeder, Mısır kurtulurdu."
Beni zehirlese mi?
Evet. Seni zehirlese.
Düşünsene bir, Cleopatra seni zehirliyor.
Ne demiştim? Komik değil mi?
Hayatımda bundan komik bir şey duymamıştım.
- Aşk her şeyden üstün gelmemiş sanki. - Gelmemiş sanki!
Beni zehirlemesi mi? Ona söylemek için sabırsızlanıyorum!
Gülmekten kırılacak.
Gidip söyleyeceğim. Hemen dönerim.
Söyle Antony. Söyle lütfen.
Beni zehirle-
Beni zehirleyecekmişsin!
Mısır'ın hatırına yapmalısınız.
Mısır.
Mısır uğruna cinayet işlememi istiyorsun benden.
Yapamam. Yapamam.
# Halkınızın özgürlüğüne karşı yalnız bir kişinin hayatı.
# Onu sevmiyorsunuz ki.
Suçun nedir?
Cinayet. Sarhoşken, karımı ve çocuğumu öldürdüm.
Neye mahkum edildin?
Çarmıha gerilmeye.
Çarmıhta ölmen ne kadar sürer?
Ben güçlüyümdür, Majesteleri.
İki gün. Belki de üç.
Üç saniyede ölmek ister misin?
Majesteleri, çok merhametlisiniz.
Al bunu.
İç.
Hiç acı hissetti mi?
Biraz, çok az.
Hiç acı çektirmemeli.
- Bu nedir? - Kraliçe zehir testi yapıyor.
Hiç denemediğimiz bir şarap Antony. Saklıyordum.
Ne için?
Havamızda olduğumuz bir gece için.
Anladım.
Bu gece, o gece mi?
Bu gece.
Şimdi, şöyle güzelce bir şerefe kadeh kaldırsan!
Beni çok memnun ederdi.
Neşenden geçilmiyor.
Sen de çok ciddisin. Bir nedeni var mı?
Düşünüyorum.
Belli.
İyi, önce içelim. Güzel sözler ardından gelir belki.
Ama içmiyorsun.
Sen de.
Tek başıma içmek istemiyorum.
Ben hiç içmek istemiyorum.
Peki...
...bu gece bir tuhaflık var üstünde.
Söyle şimdi, sorun ne?
Nedense, bu gece... Bu gece hiç susamadım.
Oturup senin içmeni seyretmeyi tercih ederim.
Bunda ciddi misin?
Evet, ciddiyim.
Tercihin buysa, seni hep mutlu etmeye çalışırım Antony.
Hayatım.
Dünya üzerindeki en tuhaf erkek.
Dünya üzerindeki en mutlu erkek.
Haydi. İçelim.
- Bak Antony. - Ne?
Yine sazlık kuşları.
Bir erkeğin dişinin kovuğuna yetmez. Bunlar da gittikçe ufalıyorlar.
Yıldızları hatırlıyor musun?
Evet, ırmağı da.
Gülü de. Saçına takmıştım, Cleopatra olmuştun.
Gülü sana geri atmıştım.
Şarabını onunla tatlandırmıştım.
Ne güzel bir geceydi!
Irmağın şerefine içelim.
Irmağa.
- Majesteleri. - Ne var?
Roma'dan bir haber güvercini geldi.
Roma savaş ilan etmiş.
Savaş mı? Bir bakayım şuna.
Octavian beni hain ilan etmiş ha?
Octavian!
Octavian benimle savaşacakmış!
İşte buna gülerim!
Enobarbus'a git. Onu buraya yolla.
- Ben yalnız Kraliçemden emir alırım. - Ne?
Hemen kalk ve onu getir! Sen bu işe karışma!
Tek söz daha edersen, bütün kemiklerini kırarım. Şimdi getir onu!
Hep Mısırlı ha? Artık Romalı askerler gerek.
Sen, git 10 generalimi hemen bana yolla.
- Emredersiniz lordum. - Haydi fırla!
- Haritalarım. - Emredersiniz lordum.
- Savaş sandıklarım. - Peki lordum.
Tarsus'taki Ventilius'a, Atina'daki Drusus'a, Philippi'deki lejyonlarıma...
...haber güvercini yolla...
...hemen yola çıksınlar, Actium'da benimle ve lejyonlarımla buluşsunlar.
- Emredersiniz. - Köleler, masaları getirin!
Sandalyeleri de, generallerim için! Bana şimdi Romalı askerler gerek.
Demek hainim ha? Diz çöküp özür dileyecekler!
Sana ve Mısır'ına gelince, seçiminizi yapın: Roma mı, Antony mi?
Antony için hiç fark etmez.
Hey, sen! Tamam, oraya bırakın.
10 lejyonu taşımak için, yarın sabaha kadırgalar hazır olsun.
- Actium'a 10 lejyon. - Yarın sabah mı?
Altı aylık kuşatmaya yetecek kadar asker ve donanım.
Lejyonlar generallerimin komutasında meydanda birleşecekler.
#- Yarın sabah mı? - Şafakta.
# Çıkın şimdi.
# Octavian'a hangi mesajı yollayacaksınız?
Octavian mı?
Octavian'a bunu yolla!
- İşte yine savaşıyorum! - Hayır!
- Antony! Antony! - Ne oldu?
Ne var?
Çok şükür, bir tanrının ete kemiğe büründüğünü gördüm.
Ben artık kraliçe değilim.
Kadınım.
Dünyayı karşına alma pahasına, beni mi seçiyorsun Cleopatra?
Dünyayı karşıma alma pahasına.
Öyleyse savaşacağız.
Paramparça edeceğiz, sonra yeniden birleştirip, "bizimdir" diyeceğiz!
# Savaş!
Ah, Enobarbus!
Buraya gel. Planlarım tümüyle hazır.
Octavian küçük bir fare gibi tuzağa düşecek.
Savaş olmayacak.
- Niye, ne oldu ki? - Felaket.
Felaket mi?
Evet, Octavian için büsbütün felaket.
Generallerim nerede?
İşte hepsi burada, Antony. Hem, onları suçlayamazsın.
Onlar Romalı. Mısırlı bir kraliçenin emrine girmezler.
Roma'ya karşı, Mısır için savaşmazlar.
Gittiler. Lejyonlarını da yanlarına alıp gittiler.
Octavian'ın komutanlarıyla baş başasın artık.
Savaş olmayacak.
- Olacak! - Neyle savaşacaksın?
Bütün Roma'ya karşı Mısır ordusuyla mı?
Elimizde ne kaldıysa, onunla savaşırız.
Biz mi?
Ne?
Burada, Mısır ordusuyla omuz omuza savaşmak için bulunmuyorum.
Sen iste, Roma şu an bile senindir, bunu söylemek için buradayım.
# Roma seni hep sevecek, Antony.
# Karşılığında, Roma'nın tek isteği senin sevgin.
Bu sevgiyi kanıtlamanın tek yolu var.
Tek yol ve aynı gece Octavian her şeyi unutacak...
...ve Roma, kahramanını yeniden kucaklayacak.
- Tek yol. - Ee?
Emret, şunu bir kadının kalbine saplayayım.
# Senin yaptığın bildirilecek, böylece Roma sana yeniden kalbini açacak.
Roma'da hem Octavian'a hem de bana yer yok.
Senin dünyanda Cleopatra'dan başka...
...hiçbir şeye yer yok, demek istiyorsun.
- Evet. Evet, söylemek istediğim bu. # - Evet.
Söylemek istediğin bu.
Bir keresinde Sezar'a şu sözleri söyleyen de sendin:
"Kadınlar düşünemezler, savaşamazlar. Bizlerin oyuncağıdırlar."
Hiç kimse benimle böyle konuşamaz. Defol!
Gidiyorum, ama yanıma senden hiçbir şey almıyorum.
Al, Britanya'dan.
Suriye seferinden.
Bunu...uzun zamandır unutmuştun.
Hayatını kurtardığım günden.
Bu...
...hayatımı kurtardığın günden.
- Bu da... - Koy onları yerlerine!
Hayır!
Uzun mücadelemiz, yerde planlarla birlikte yatıyor.
Savaş sürüyor.
Tek diyeceğin bu mu?
Bu.
Peki.
Hoşçakal, Antony.
Sen, ki dünyanın en güçlü erkeği olabilirdin...
#...bir kadın için kendini bitirdin.
Bunu yaptığın için esefle kınıyorum.
Dünyanın en güçlü adamı olabilirdin, bunun için de...
Seni son kez selamlıyorum.
Roma seni bağışlayıp, bağrına basacaktı demek?
Tek istedikleri şey, ayrılmamız.
Güneşin gökyüzünden düşmesini isteseler ya!
Evet, onlarla savaşacağız.
Hepsiyle savaşacağız, tek başımıza kalsak da.
İleri marş!
Süvarilere dikkat edin!
Tekneleri yakın! Ateşe verin!
Demek hepsini aldınız, ha?
Bütün komutanlarımı, bütün lejyonlarımı, tüm Mısırlıları.
Karada denizde neyim varsa, alıp götürdünüz.
Hepsi sizin. Ben hariç, her şey sizin!
Aşağı inip, teslim ol.
Sen yukarı çık da al!
Laf! Sonuna kadar lafla savaşacak.
Laf, ya! Dinle. Aşağı inip, tek başıma dövüşeceğim!
Ölmen için daha kolay yöntemler düşünebilirim.
Peki, korkuyorsan hepinizle dövüşürüm.
Birer birer gelin. İkişer ikişer gelin.
Hatta çok sıkılırsam, üçer üçer gelirsiniz!
# Sen dövüşmeyi unutmuşsun! Ordunu kaybettin!
İsteğini kabul eder de, seninle ilk ben karşılaşırsam...
...ödül ne olacak? Mısır Kraliçesi mi?
# Durun! Kesin sesinizi!
# Mısır Kraliçesi hiç kimse için ödül değildir.
# O da bir savaşçı ve benim yanımda savaşıyor.
# Duvara yaklaşın. Duvara yaklaşın.
# Alçalıyor.
# Köprüyü indirmeyin aptallar! Kaldırın!
Köprüye yaklaşın. Bizi görmemeli.
# Köprüyü yukarı kaldırın diyorum!
Majesteleri, duvarın üstünde, gördünüz mü onu?
Görünüşü öylesine- Ona söyleyemez miyim?
Hayır! Hayır. Yardım edebileceğime inanmaz...
...ama son şansımız. Göze almalıyım.
İleri.
# - Bakın, biri dışarı çıkıyor. - Kim olduğunu görebiliyor musun?
# Zeytin dalı! Zeytin dalı taşıyorlar.
# Mısır Kraliçesi!
- Bakın. # - Cleopatra. Kraliçe bu!
# Cleopatra teslim oluyor!
# Cleopatra.
# Geri dön. Geri dön.
Geri dön! Geri dön!
# Cleopatra'yı elinde bile tutamıyor!
# O bir savaşçı tamam, ama bizim yanımızda savaşıyor!
Atla, Antony! Atla!
# Artık duvardan başka bir şeyin kalmadı!
# Kadınına sahip çıkamıyor.
# - Nereye gidiyorsun? - Acelen ne?
Şarap. Şarap getirin.
Bakın, bu Antony, Romalı lider.
Tarsus meydanındaki Antony.
Kadını zincire vurup geri gönderecek, ordusuyla Mısır'a yürüyecek olan Antony!
Antony'nin şerefine!
Lordum, izn-
Çıkın.
Ama anlaşılan, burada Tarsus yok.
Onun yerine, bir kanepe var.
Üzerine uzanacağın bir kanepe.
Zincire vuracağın yerde kucağına alacağın bir kadın.
Düşünemeyen, savaşamayan bir Antony.
Bir kadının oyuncağı olan Antony!
İşte Mısır.
Sizindir.
Tek istediğim, onun hayatını kurtarmak.
Hayatını bağışlayın, söz veriyorum onu bir daha hiç görmeyeceksiniz.
Onu Nil'in kuzey taraflarına götüreceğim...
...ve Mısır'ı size bırakacağım.
Gelmiş geçmiş en olmayacak istek...
...bu olsa gerek.
Antony'nin hayatını bağışlamak mı? Ölürüm daha iyi.
Sana gelince, bu kez Roma'ya zincire vurulmuş olarak döneceksin.
Bu sefer karşında bir erkek var!
Götürün.
Bunu yapamayız Ekselansları. Zeytin dalı taşıyarak geldi.
Ne fark eder? Zaten şehrin kapılarını kıracağız.
Şehrin kapılarını kıracağız, o tamam.
Ama güven içinde dönmeli.
Bizler Romalıyız.
Tamam.
Dön ve Antony'ye veda öpücüğü ver.
Teşekkür ederim, asker.
Kapıları kırdığınız zaman...
...içeriye askerlerinin arkasında girsen iyi edersin.
Başaramadım, ama bizim için hala bir çıkış yolu var.
Mezarlara açılan geçidin ilerisinde atlar bizi bekliyor...
...Nil'in kuzeyine götürecek sadık kürekçileriyle bir de tekne.
Antony, orada kendimizi unutturur ve mutlu yaşarız.
Antony, dinle.
Bir daha asla yüzünü görmek istemiyordum.
Ölmek için daha ne kadar derine saplamak gerekiyor?
Antony!
- Antony, ne- - Hayır, artık Antony yok!
Antony gitti. Octavian'a dön.
Artık, Sezar o.
Ona mı gittim sanıyorsun?
- Sen...Hakkımda böyle mi düşündün? - Kör müyüm?
Senin uğruna gittim. Hayatını bağışlasın diye yalvarmaya.
Yalvarmaya, Antony.
Ben, hayatını bağışlasın diye yalvarırken, sen ona son vermeye çalışıyormuşsun.
Antony.
Gerçekten körüm.
Ölüyorum, Mısır.
Ölüyorum.
Dinle. Çok az zaman kaldı.
Savaştan uzak, Mısır'ın kuzeyinde seninle yaşamak çok hoş olurdu...
...ama bu, bu son daha iyi.
Romalının yine bir Romalı tarafından yenilmesi.
Hayır,hayır. Bana acıma. Sakın acıma.
Savaşmak için doğmuşuz.
Sevgimizin temeliydi ve aşkımızın doruğunda ayrılıyoruz.
Kıymetli Cleopatra’m, ben mutluyum.
Son nefesimi kollarında veriyorum.
Aşkım.
Beni de yanında götür karanlıklara...
...kollarınla sımsıkı sararak.
Seni yanımda götürüyorum Mısır. Yanımda götürüyorum.
Sonsuza dek.
Antony.
Çabuk olun Majesteleri. Çabuk! Kapıya dayandılar.
Beni hazırlayın.
Mısır Kraliçesi fatihi karşılayacak.
Kapılar kırılıyor.
Majesteleri, zincire vurulmuş, yenik halde Roma'ya gidişinizi...
...görmeden, izin verin öleyim.
Roma'ya gitmiyorum, Charmion.
Şimdi, sepeti ver.
İçinde zafer var.
İşe yarıyor.
Iras'çığım.
Charmion.
Aşkı arayın.
Arayın.
Aşkı bulmadan, hiçbir şey vermeyin.
Ama, size de Cleopatra'nın talihi bahşedilirse...
...hiçbir şeyi esirgemeyin.
Şimdi, gidin.
Altyazı Çevirisi Bülent ATUK Ankara - 06. Mart. 2010
Cleopatra