Tip:
Highlight text to annotate it
X
Odanın içerisinde görmüş olduğunuz bir bank tasarımı var. Bir endüstriyel tasarım.
Bunu İstanbul'da yoğunluk gösteren bir takım semtlerin meydanlarına yerleştiriyor.
Acaba tasarladığı ürün, farklı sosyo ekonomik yapıya sahip halka ne kadar ulaşıyor?
'Meydandaki Tepki' projesi, Türk toplumunun, Türk insanının tasarıma olan
yaklaşımını ölçme isteğimizden ortaya çıktı.
O yüzden de beş değişik meydana bu ürünlerimizi yerleştirdik.
Yani enteresan bir şekilde halkımız hemen kullanmaya başladı.
Tabii Eminönü'ndeki kullanıcılar o kadar çok beğendiler ki
bu ürünümüz bir daha geri gelmedi orada.
İlk İstanbul Tasarım Bienali tamamen İstanbul için özgün tasarlanmış bir etkinlik olarak ortaya çıktı.
Daha önce hiçbir benzeri yapılmamış uzunlukta ve kapsama alanı geniş bir etkinlikti.
İlk bienal temamızın Kusurluluk olmasına, Imperfection olmasına
Deyan Sudjic'in önerisiyle karar verdik.
Kusurluluk zor gibi gelen, olumsuz gibi gelen bir tema olmakla beraber
aslında İstanbul'a da bir övgü niteliğindeydi.
Adokrasi sergisi bağlamında bir davetle bu proje gerçekleşti.
'Tokigiller Hayatta Kalma Kılavuzu' bu kentsel dönüşüm hareketleriyle yerinden edilmiş,
başka bir yere taşınmak zorunda kalan
ve alışkın olmadığı yaşam ortamlarında barınmak durumunda olup,
kendi yeni yaşam ortamlarında nasıl kendi sosyal çevrelerini yeniden oluşturarak
onlarla mücadele edebileceğinin bir aracı olarak tasarlandı.
Bütün dünyadan altıyüzün üzerinde başvuru aldık. Bu çok sevindirici bir şey.
Bunların 178 tanesi Türkiye'den.
İstanbul Tasarım Bienali'nde en önemli farkının
bu açık çağrı sürecinin olduğunu şimdiden görebiliyorum.
İki farklı küratörle yapılmış olması, iki farklı bağlamda ele alınmış olması…
Hem örtüşen, hem ayrışan çok noktasının olması bence hem İstanbul için
hem bizler için çok önemli bir fırsattı.
Bu bağlamda da önemli bir başlangıç yaptı.