Tip:
Highlight text to annotate it
X
SONS OF ANARCHY (2010) s03e01
Sons of Anarchy'nin
önceki sezonlarında...
ATF beni yakaladı. Jimmy'e, benim
köstebek olduğumu söyleyecekler.
Engel olamadım.
Davamız için her şeyi yapabileceğini
Jimmy'e göstermelisin.
ATF orospusunu gebert.
Beni bu yola sen soktun,
bana başka çare bırakmadın.
Galiba baban İrlandalı
bir korkak yetiştirmiş.
Siktir.
Şu kadın. Kim o?
Bebeğinin boğulduğunu söyleyen kadın.
O tecavüz olayı çoğu kadının
hayatını mahvederdi.
Ne yapman gerektiğini düşünüyorsan,
artık sen onu aştın.
Üstüme düşeni yaptığım kısım bu.
- Nereye gidiyor?
- Burada kal.
Hızlı bir çıkış yapması gerekebilir.
Eddy?
Tanrım!
Silahını bırak.
Tecavüzde onun da rolü var mıydı?
Başına gelen olay için üzgünüm.
Peki şimdi ne olacak?
Git.
Sana bir şans tanıyorum.
Ne yapıyorsun?
Silahı yere bırak.
Zeki kaltak.
Ben Stahl.
Clay Morrow'un karısı silahımı aldı.
Edmond kapıya doğru koştu.
Gemma da silahımla onu
Sırtından vurdu. Çocuk öldü.
Olamaz.
Ufak bir yardımın gerekiyor.
Kaçıyorum.
- Nereye gittiğimizi biliyor musun?
- Hayır.
- Gemma nerede? - Federaller evi bastı.
Ayrılmak zorunda kaldım.
- Ne oldu?
- Gemma.
Zobelle'in kızını takip-
Tara?
Gemma, Eddy'mi öldürdü.
Oğula karşılık oğul.
Hayır!
Bir sorun var. Gitmem gerek.
İrlandalı torunumu kaçırmış.
Oğlumu kaçırdı!
Laroy aradı.
Adamı bulmuşlar.
Tamam.
Tig ile konuştun mu?
Evet.
Gemma'yı, Rogue Nehri'nin ilerisinde
bir motele yerleştirdiler.
Kulüp dostlarımız.
Bak, Tig ve Oregun’lı elemanlar
onu kolaçan eder.
Başına bir şey gelmez.
Abel'ın kaçırıldığını
bilmesini istemiyorum.
Biliyorum.
Ama Sack'i söylemek zorunda kaldım.
Lanet olay gazetelere düşmüş,
ama kaçırılmayla ilgili haber yok.
Duymamasını sağlamalıyız.
Nerede?
Polis, dün evine bıraktı.
Gidip alalım şunu.
Sorun değil.
Ben burada kalır etrafı toparlarım.
Abel'ın odasında.
Alo.
Siktir.
Jax.
Jackie oğlum.
Kalk evlat.
Olaydan beri böyle.
Ne yapacağımı bilemedim.
Biz onu düzeltiriz.
Abel ile ilgili gelişme var.
Laroy, Cameron için sahte kimlik
yapan bir adam buldu.
Jackie oğlum.
Duşa götürelim. Kalk.
Hadi evlat.
Bekle tatlım.
Aşkın telefonda.
Sağol, Bobby.
- Güzelim.
- Bebeğim.
İyi misin?
Evet.
Mekanda sıkıntı yok, değil mi?
Rezalet bir yer, ama güvendeyim.
Çaylağı bugün mü gömüyorsunuz?
Bu akşam cenaze yemeği var,
merasim de yarın.
- Orada olmalıyım.
- Biliyorum.
Seni çok özledim.
Ben de seni.
Bu olayı çözeceğiz, bebeğim.
Evet, biliyorum.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
Jax ile konuşabilir miyim?
Şimdi duşa girdi.
Tamam.
Abel'ı benim için öp.
Evlatlarıma onları sevdiğimi söyle.
Merak etme.
Yine konuşuruz, tamam mı?
Tamam.
Hoşça kal.
Hoşça kal.
Çeviri: SirEvo & AkrieL
İyi Seyirler...
Sağol.
Konuşabilir miyiz?
Tabii.
Hale, elinden geldiği kadar
ertelemeye çalıştı ama...
...ne gördüğümü Stahl ve
FBI'a anlatmam gerek.
Tamam.
Jax'e ne yapabileceğimi sormaya çal-
Olabildiğince gerçek olsun.
Herkesin Abel'ı aramasını istiyoruz.
Sen belli başlı şeyleri söyle.
Federaller, Cameron'ın kim olduğunu
ve IRA bağlantılarını biliyor zaten.
Yapman gereken tek şey, kulübümüzle
ilgili detayları kendine saklamak.
- Ama eğer o detaylar Abel'ın
bulunmasında yardım edecekse... - Etmez.
Stahl yalan söyleyip suçu Gemma'ya
atınca, Cameron Sack'i öldürüp...
...torunumu kaçırdı.
Asıl gerçek bu.
Elinden geleni yaptın, tatlım.
Hatta bir kademe yükseldin.
Jax'in başına gelen
en iyi şey sensin.
Buralarda olduğun için
biz de mutluyuz.
Sürebilir misin?
Evet.
Birazdan geliyorum.
Beni suçluyorsun sandım.
Bunun seninle alakası yok.
Hiçbir şeyin.
Hiçbir şeyin mi?
Olanlar için üzgünüm.
Senden bunu istemeye hakkım yoktu.
Neyi istemeye hakkın yoktu?
Burada kalmanı.
Bir parçam olmanı.
Doğru düzgün düşünememişim.
Görünen o ki, hiçbir şeyi
doğru düzgün düşünemiyorum.
Ucunun başkalarına nasıl dokunacağını.
Ben başkası değilim.
Chicago'ya dönmeliydin.
Kohn olayı...
Orada bitirmeliydik.
Saçma sapan konuşuyorsun.
Artık bitirmeliyiz.
Charming'den kendini kurtarmalısın.
Benden kurtarmalısın.
Jax, benden...
Benden öylece bekleye-
Tara...
Bunu daha fazla karmaşık hale
getirme lütfen, tamam mı?
Çok basit.
Sen buraya ait değilsin.
Bu mu?
Evet.
Ne biliyorsan anlat.
Sanırım aradığınız İrlandalının
birkaç işini gördüm.
- Bu o mu?
- Evet, o.
- Ne tarz işlerini gördün?
- İrlanda pasaportu hazırladım.
Amerika için seyahat vizesi hazırladım.
Yani ülkeyi terk etmeye çalışıyor.
Hangi isimleri kullanıyor?
Timothy O'Dell.
Belfast Adresli.
Bir bebek için kimlik yaptın mı peki?
Hayır. Yalnız geldi.
Bunun hiçbir manası yok kardeşim.
Abel hala elinde olsaydı,
bir pasaport da onun için yaptırırdı.
Belki Cameron hala buralardadır.
Evet. Veya Abel'ın kimliği için
başkasına gitti.
Birisi çocuk gizlemeye
çalışırsa, yani...
Yani benden kimlik falan alamaz.
Öyle bir belaya bulaşmak istemem.
- Bu adamla nerede görüştün?
- Chinatown.
- Oralarda halka açık liman var mı?
- Alice Sokağı'nda var.
Dostumuzu arayıp, Timothy O'Dell adında
birinin teknesi olup olmadığını sordurturum.
Sağol, Bay Magoo.
Tamam, pekala.
Ofisini değiştirdiğini duydum.
Evet, haftaya Perşembe
resmiyet kazanıyor.
Güzel, haketmiştin.
Sağol.
- Ne istiyorsun, Jake?
- Zor bir hafta oldu.
Doğru.
Zobelle'in olayı.
Özür dilerim.
Artık bir önemi yok.
Interpol ilgilenecek.
Weston öldü. Clay'in ikramı
olduğundan eminim gerçi.
Bu kasabaya yardımı olacağını
düşündüğüm bir fırsat olarak görmüştüm.
Evet, biliyorum.
Başkanlıkla ilgili planlar ne alemde?
Görünüşe bakılırsa benimle
kafaya yarışan Oswald var.
Demokratların listesinde kimse yok.
- Olay da kafaya yarışmak zaten.
- Onu geçebilecek misin bari?
Bilmiyorum.
Parası var.
İlişkileri sağlam.
Yamacımda Polis Şefi'nin durmasına
ihtiyacım olacak.
Seninleyim, Jake.
Bunu öğrendiğim iyi oldu, kardeşim.
Unser, 39 numarada olduğunu söyledi.
Buradan geçen olmasın.
Tamamdır.
Bizimle misin?
Evet.
Boş.
Sağı solu parçalayın.
Kesin bir şeyler vardır.
Hay!
- Ne yapıyorsun?
- Araç lazım.
- Ne diyorsun?
- Kamyonet senin mi?
- Bir yere gittiğin yok.
- Bırak.
- Özür dilerim.
- Tamam.
Şuna bak. Eve gitmem gerek.
- Bana ihtiyacı var.
- Kahretsin.
Polisin gözü açıldı, tatlım.
Yani, nereye gitsen seni tanıyan
bir polis olacak.
Hadi gel.
Federaller en ufak bilgi için
10 bin veriyor.
Elimiz kolumuz bağlı. Kusura bakma.
Makbuz buldum.
Ama nakit ödenmiş.
Başka da bir şey yok.
Evet.
Elimizde bir şey yok.
Deniz yoluyla kaçmayı planlamamış.
Şu teknenin kıçına birkaç delik açın.
Ses çıkarmadan.
Hemen.
Bu siyah arkadaşlar da kim?
Gergin gibiler.
Kontrol edin.
İyice uçtu, dostum.
Ver.
Başlıyoruz.
Gidelim! Gidelim!
Koş, koş, koş!
Ne yapıyorsun?
Bir daha teknesini
kullanmayacağından emin olalım.
Şapkayı ver.
Onu bulduğumuzda veririm.
Çünkü bulacağız.
Duydun mu?
Siktir!
Gidin.
Ben iyiyim.
Git, dostum! Ben iyiyim.
Sorun yok.
Sağol, kardeşim.
Silah verin!
Gebertin!
Hassiktir!
İndirin! İndirin!
İndirin dedim!
- Oturmaya gelmiştik.
- Öyle mi?
O zaman bu yavşak
niye kafamızı uçurmaya çalıştı?
- Dikkatini çekmeye çalıştım.
- Başarıyla çektin, kaltak!
Dikkatini çekmişim.
Farkettim.
Şimdi ne olacak?
Rıhtımda sizin peşinizde değildik.
Kırmızı tekne, motor?
Sahibini arıyoruz.
Onların sahibi artık biziz.
Onların sahibi 8 aylık oğlumu kaçırdı.
İrlandalı mı?
Evet.
Üç gün önce, bana acil paraya
ihtiyacı olduğunu söyledi.
Aşağıdaki iskelede buluştuk,
bot ve birkaç AK tipi silahı vardı.
Bize arabayı nerede bulabileceğimizi
söyledi, ama yanında bebek falan yoktu.
Tamam, sağol.
Ee, baban nasıl?
Hala ölü yatıyor.
Böyle oluyormuş arada.
Sen ne yapıyorsun?
Dul avında mısın?
Hayır. Tek torbanın durumunu ayarlıyordum,
yoruldum tüm bu koşuşturmacadan.
Evet.
Evet, biliyorum.
Konuşmak için benim yerime
başka birisini mi tercih ediyorsun?
Yani, J.T kadar zeki birisi değilimdir
ama kendime özel anlarım da var.
İyiyim ben.
Jax, bizim psikologlarımız
veya rahiplerimiz yoktur.
Benimle konuşmak istemiyorsan,
sorun değil.
Bu olayı çözmek için kulüpten
birisiyle konuşacak mısın bari?
Ailemi ve kulüp hakkındaki
doğru şeyleri rayına oturtmak için...
...zaman yaratmaya çalışıyordum.
Ne zaman doğru yöne
gittiğimi düşünsem...
...kendimi, bundan daha kötüsü olamaz
diye düşünürken buluyorum.
Ben ne yaptım?
Bak, sadık birisin,
düzgün bir adamsın...
...ve işlerin doğru olmasını seversin.
O da öyleydi.
Onu özlüyorum da.
Onu özlüyorum.
Cameron bebeği aldığında,
sen neredeydin?
Tek Torb- yani Kip'in yanında...
...koridorda yatıyordum.
Bebeği neden aldığı konusunda
bir şey demedi mi?
Oğlunun öldürüşüyle ilgili
ya da fidye falan?
Daha önce de söyledim, hayır.
En küçük detay bile
bize yardımcı olabilir.
Beni çocuk odasına doğru sürükledi.
Bağladı. Abel'ı alıp gitti. Tek kelime etmedi.
Başka bir şey bilmiyorum.
Otoban Devriyesi ve şeriflerin elinde
çocukla ilgili yeni bir haber yok.
Hiç iyi görünmüyor. Üzgünüm.
İsmi araştırdın mı?
San Joaquin veritabanında
Timothy O'dell adında biri yok.
- Yapabileceğim her şeyi yapıyorum.
- Yaptığını biliyorum.
Gemma ne durumda?
- Tig onu kuzeye sağ salim götürebildi mi?
- Evet, iyi.
Sana fazla detay vermesem
daha iyi olur.
Ona onu sorduğumu söyle, olur mu?
Federal hapishanede
ailene bir faydan dokunmaz.
Bana bir dakika ver.
- Bakalım onun hakkında konuşacak mı.
- Tamam. Harika.
- Sen iyi misin?
- Evet.
Ben de iyiyim, teşekkürler.
Önceki gün Cameron Hayes
ile karşılaşmadığına...
...inanmakta güçlük çekiyorum.
Kasabada aylardır müstakbel kayınpederin
için silah hazırlıyordu.
Ben de Gemma'ya yaptığından
sonra, elinde hala...
...bir rozet olmasına inanmakta
güçlük çekiyorum. - Ne yaptım ki?
Gemma yanıma ateşlenmeye
hazır bir silahla geldi.
Hayatımı zor kurtardım.
Aşağılık bir kadınsın.
İşimden uzak dur!
Durmazsam ne olur doktor, ha?
Jax'in adamlarına mı vurdurtursun beni?
Benim işimi halletmesi için
kimseye ihtiyacım yok.
Ailemden uzak dur!
Gemma onu iyi eğitmiş.
Hakkını vermeliyim.
Gemma nerede, Clay?
Hiçbir fikrim yok.
Nasılsa buluruz.
Duyduğuma göre bu senin için
o kadar da önemli değil.
Şef'in söylediğine göre,
FBI'yı epey kızdırmışsın.
Üç yıllık Neo-Nazi kovanına
çomak sokmuşsun.
Dışarıda çok fazla kötü adam var.
Kovalamaca bazen biraz karışıyor,
anlarsın ya?
Bu yüzden mi patronların seni
İrlandalının davasından aldı?
Biraz karıştı diye mi?
Görünüşe bakılırsa şu talihsiz
vurulma olayı sana pek fayda sağlamamış.
Gemma'yı suçlaman, bir adamın ölmesine
bir de çocuğun kaçırılmasına sebep oldu.
Torunumun kılına bir zarar gelirse...
...en ufak bir zarar gelirse, yeminle
o sıska kıçına bir tüfek namlusu...
...sokar ve kara kalbini
havaya uçururum.
Tanrım.
Evet.
Lanet olasıca!
Cidden mi!
- Siktir!
- Bu da ne?
- Arabamı mı çalıyorsun, kaltak?
- Yok, hizmetçiyim ben, bok kafalı!
Seni öldüreceğim!
Lanet olasıca aklını mı kaçırdın?
Evet, biraz kaçmış olabilir.
Tanrım.
- Sen iyi misin?
- İyiyim ben.
Gemma, neredeyse
adamın dalgayı koparıyordun.
Dalgasını koparmak isteseydim,
emin ol o da yanında olurdu.
- Sadece bir sıyrık.
- İyi o zaman!
O sıyrık bu kulübü bir sürü iyilik
yapmaya zorlayacak.
Beni burada daha fazla
tutamayacağını biliyorsun, değil mi?
İstesen de istemesen de gideceğim.
Gemma, bunu bana neden
yapıyorsun? Neden?
Clay'e seni burada güvende
tutacağıma dair söz verdim.
O zaman benimle gelsen
iyi edersin, Tigger.
Kesme işlemine başlıyorum.
Sen iyi misin?
Benim...
Yerime geçer misin?
Doktor Knowles?
- Gerisini ben toplarım.
- Ben hallederim.
Gitmen gerek.
Hayır.
Charming'e, Kohn'dan kaçmak için
geri dönmedim.
Kalma sebebim de
ona yaptığımız şey değil.
Artık farketmez.
Donna öldürüldüğünde,
hastanedeyken bana...
...hayatımın bir dizi vur-kaç olaydan
meydana geldiğini söylediğinde...
...o an yüzümü gören tek kişi sen-
O saçmalıkları söylememeliydim.
Gerçeğin ta kendisiydi!
Bu tehlikeli hayatı kendim kurdum.
Ama yaşamaya başladığımda
kendimi zar zor tanıyabiliyorum.
Bazı anlarda,
tam ameliyatın ortasındayken...
...birden ellerimin
olağanüstü işler yapabildiğinin...
...farkına varıyorum.
"Bunlar kimin eli" diye düşünüyorum.
"Benim burada ne işim var" diyorum.
Seninleyken o soruyu sormuyorum.
Cevap ben değilim.
Bana bir bak. Şuraya bir bak.
Sürekli bakıyorum onlara.
Beynim hiç durmuyor.
"Burada ne işim var?"
"Burada olmalı mıyım?"
"Kalmaktan, gitmekten, anne olmaktan
korkuyor muyum?"
Lanet olsun, bitmek bilmiyor.
Kendi kendimi deli ediyorum.
Hiçbirinin önemi yok.
Biliyorum.
O sesin hiçbir öneminin olmadığını
net bir şekilde görüyorum artık.
Başkasına bağlanana dek
kim olduğumuzu bilemeyiz.
Bizler sadece, olmamız gereken kişiyle
olduğumuzda daha iyi insanlar oluyoruz.
Gitmem gerekmiyordu.
Ben buraya aidim.
Gem, belki de önce
aramamız gerekiyordu.
Hayır. Telefonlara asla cevap vermez.
Onun işi buydu.
Hadi gel.
Yardımcı olabilir miyim?
Eğer yine o renkli
çocuklardan biri gelmişse...
...onlara daha fazla dergiye
ihtiyacımızın olmadığını söyle.
Pedere söyleyin, buraya dergi
satmaya gelmedim.
Ben onun kızıyım.
Kusura bakmayın.
Geleceğinizi bilmiyordum.
Gemma.
Ben de Tig.
Ben Amelia.
Bakıcısıyım.
Anneniz daha fazla dayanamayınca
altı ay önce beni tuttu.
Burada yaşıyorum.
Bu kadar kötü durumda
olduğunu bilmiyordum.
Nasıl?
Değişiyor.
Bazı günler benden zeki.
Bazı günler ise nerede olduğunu
anlamakta zorlanıyor.
Rose'un öldüğünü biliyor mu?
Kiliseden birileri buraya gelip
anlatmaya çalıştılar ama...
...böyle bir travma genelde
bunaklığı daha da kötüleştirir.
Belki de böylesi en iyisidir.
Affedersiniz, ellerimi
yıkayabileceğim bir yer var mıdır?
- Tabii, var.
- Var mı?
Bu taraftan.
Selam, baba.
Ben, Gemma.
Aman Tanrım!
Bebeğim benim.
Evet.
Bebeğim!
Benim. Benim.
Annen seni görünce çok sevinecek.
Rose? Rose?
Rosie?
Neredesin, tatlım?
Bil bakalım kim geldi.
Rosie?
Muhtemelen Potentalarda falan
saçlarını yaptırıyordur.
Evet.
- Otursana.
- Tamam, baba.
Haydi, baba. Otur bakalım.
Evet. Birazdan gelir.
Umarım gelmez.
Buraya gel.
Başkanım, seni gördüğüme sevindim.
- Ne yazık!
- Evet.
İnanılmaz bir şey.
Başpiskopos Dome öldüğünde bile
bu kadar insan gelmemişti.
SAMCRO'yu bu kadar savunmasız
görmek milleti biraz geriyor.
Charming'de onların başına
böyle şeyler gelmemesi gerekiyor.
Gerilsinler tabii.
Bu pisliklerin
gerçek yüzlerini görsünler.
- Geldiğiniz için sağolun.
- Tabii.
Çaylağa üzüldüm.
O herifi severdim.
Ben de Kozik'e, masamızda biraz
elemana ihtiyacımız olduğunu söylüyordum.
Kendi bokumuza o kadar battık ki,
kulübün saygınlığını yükseltmeyi unuttuk.
Yetiştirebileceğimiz üç adam bulduk.
Pis Phil, Shepard ve Miles.
Güzel.
Happy, göçebelikten bıkmış.
Kuzeyde olacağına burada olsun.
Happy'e kapımız her zaman açık.
Anlat.
Tacoma biraz hızlı büyüyor.
Daha ufak bir kartele
geçmeyi umuyordum.
Charming'e dönmeyi mi düşünüyorsun?
Bir sonraki toplantıda
buraya gelmek için istek yapacağım.
Bu Tig'e bağlı, kardeşim.
Bir şekilde hallederiz.
Tamamdır, adamım.
Halleder miyiz?
Irak mayın tarlalarından,
bir mutfakta öldürülmek için kurtulmuş.
Nasıl dayanıyorsun, evlat?
Bir şeyim yok.
Annemle konuştun mu?
Evet, bu sabah konuştum.
O da iyi.
Ailesini merak ediyor.
Abel'dan haberi yok.
Olsa, her şeyi kendinden bilir.
Bunun da kimseye faydası olmaz.
Mantıklı.
Senin için de mantıklı.
Muhtemelen şu an bizi
40-50 polis izliyordur.
Biz bu kulübün geçmişini, bugününü
ve geleceğini temsil ediyoruz.
Tamam, Sons demokratik
bir kuruluştur...
...ama herkes,
Charming'de ne olursa...
...bunun diğer kartellere de
yansıyacağını bilir.
Charming'de ne oluyor ki?
Sen söyle.
Arkamızdaki adamlar seni seviyor.
Sana saygı duyuyor ve
acını paylaşıyorlar.
Ama aynı zamanda ne yapacağını da
merak ediyorlar.
- O benim işim.
- Hayır, değil.
Buradakilerin hiçbiri senin babana
ne olduğunu, Thomas öldüğünde...
...babanın nasıl darmadağın olduğunu
hatırlayacak yaşta değil.
- Ben babam gibi değilim.
- Ben biliyorum, ama onlar bilmiyor.
Onlara bir şey vermelisin.
Zor seçimi yap, evlat.
Ne seçimiymiş o?
Ya Abel öldü ve
sen intikamını alırsın...
...ya da yaşıyor ve sen onu
bulabilmek için yakıp yıkarsın.
Madem bu kararı veremeyeceksin
dizlerinin üzerine çök ve...
...bir şeyin seni o kararı verebilecek
düzeye getirmesi için...
...hızlıca ulaştırması için dua et.
- Tanrım!
- Mo, konuşabilir miyiz?
- Cammy, burada ne işin var?
- Lütfen, Maureen?
Birileri görmeden gir içeri çabuk.
Çocuk da ıslanmasın.
Hadi. Hadi. Hadi.
Siktir!
Tanrım.
Benim bebeğim bu!
Aman tanrım!
Yaralandı! Birisi yardım etsin!
- Birisi yardım...
- Kıpırdama!
Yardım edin!
Lütfen iyi olacağını söyleyin bana!
Bebeğim!
Lütfen.
Jax!
Çeviri: SirEvo & AkrieL
cineshoot.blogspot.com