Tip:
Highlight text to annotate it
X
Evrime dolayısıyla genel olarak bilime karşı olanlarca sıklıkla sorulan soru şu?
Bilimin bir söylediği bir diğer söylediğiyle tutmuyor.
20 yıl önce ak dedikleri bir şeye bugün kara diyorlar.
Bundan 20 yıl sonra tekrar ak diyebilirler.
Böyle bir bilime neden güvenelim ki?
Örneğin; evrimin günümüzde bir gerçek olduğunu idda ediyorsunuz.
Bundan 20 sene sonra bilimin fikir değiştirmeyeceği ne malum?
Sahi ne malum? Bilime neden güveniyoruz ki?
Öncelikle şunu söyleyerek başlamak gerekiyor.
Bilim zaman içerisinde değişmesine rağmen değil...
Bilim zaman içerisinde değiştiği için ona güvenmeliyiz.
Yoksa bilim dediğimiz şey bir grup kalıplaşmış inançtan başka bir şey olmazdı.
Benim bu videoyu çekmemi mümkün kılan kamera,
sizin bu videoyu izlemenizi mümkün kılan telefonlar, leptoplar, bilgisayarlar...
Hepsi ama hepsi bu değişken zaman içinde değişip
gelişip kendini yenileyen bilimin ürünü.
Dolayısıyla şu konuda bi anlaşalım.
Bilimin işlevsel ve işe yarar ürünler
üretmek konusunda üstüne olmadığıda hem fikiriz öyle değilmi.
Bir diğer hem fikir olmamız gereken konu ise gerçekler.
Gerçekler bizim onları anlamamızdan keşfetmemizden
veya kabul etmemizden tamamen bağımsız olarak gerçektirler.
Örneğin şöyle düşünün, bizden 10 ışık yılı uzakta
bir galaksinin var olması bizim onu keşfetmemizden
veya orda gerçekten bir galaksi olduğunu kabul
etmemizden tamamen bağımsız bir gerçek öyle değil mi?
Yani biz onu anlamıyoruz diye ya da henüz keşfetmedik diye
o galaksi gerçekten var olma özelliğini yitirmiyor.
Dolayısıyla gerçekler biz onları anlasak da, kabul etsek de...
reddetsek de veya keşfetmemiş olsak bile
gerçekler. İşte bilim dediğimiz şey aslında
bu gerçekleri sistematik bir şekilde araştırma,
inceleme, neden ve nasıl o şekilde olduklarını
açıklama sanatı gibi düşünülebilir.
İnsanlığın binlerce yıldır sorduğu soruları bi düşünsenize
Biz kimiz? Nerden geldik? Nereye gidiyoruz?
Mesela ateş neden yanar? Ya da neden yakar?
Bu ve bunun gibi sorulara cevap bulamadıkça
bunlar üzerinde sistemli bir şekilde düşünmeyi
ve nihayetinde
bu sistemli düşünmemizin ürünlerini bir araya getirerek
bu olguların nedenlerini
ve nasıllarını açıklayabilmeyi öğrendik.
İşte bu yolda öncelikle felsefeyi daha sonradan ise
deneysel yöntemlerin sistemli bir şekilde düşünme
pratiğimize dahil olması sonucunda bilimi geliştirdik.
Bu konudaki diğer önemli nokta da şu
bilimi sistematik olarak çalışmaya başladığımız
son 400 veya 500 yıldır
Bilimsel olarak izah etmeyi başardığımız
temel gerçekler sandığımız kadar da çok değişmedi.
Değişen şey bu temel gerçeklerden yola çıkarak yapılan
ve evrenin nasıl çalışıyor olabileceğine dahil
açıklamalarımızın zaman içerisinde değişmesi
ve özellikle de bunlardan bazılarının
hayatlarımızda daha doğrudan bir etkisi olması
mesela kanserin hücre bölünmesinde
meydana gelen hataların bir ürünü olduğu temel gerçeği
kanseri keşfettiğimizden beri değişmedi.
Ancak şu veya bu besinin karsinojen (Carcinogen) olup olmadığı
yani onları belli bir dozun üzerinde
tükettiğimizde kansere neden olan etkilere
sahip olup olmadığına dair bilgilerimiz
zaman içerisinde elbette değişiyor.
Bilimde genellikle değişen şeylerden bir diğeri ise
kategorik değişimler. Örneğin; plüto'nun
bir gök cismi olduğu gerçeği
plütonu keşfettiğimizden beri değişmedi.
Ama plütonun bir gezegen olmadığı
daha ziyade bir cüce gezegen olduğunu keşfettik.
ve bu plütonun statüsünü kategorik olarak değiştirdi evet.
İşte bu tip değişimler daha yaygın bilimde
değişen şey plütonun varlığına dair
ya da gezegenlerin ya da gök cisimlerinin
varlığına dair temel gerçekler değil.
Mesela bir diğer örneği de biyolojiden vereyim.
DNA yı keşfettiğimizde mesela Watson ve Crick
dna nın heliks yapısını keşfettiği zamanlardan bu yana.
Dna'nın yapısına dair bilgilerimiz o kadar değişmedi.
Bu temel gerçekler değişmedi.
Ancak Epigenetik sahasından gelen veriler sayesinde
Dna'nın hücreler içerisinde nasıl okunduğu?
Nasıl bilgiye dönüştüğü?
Nasıl proteinlerin üretiminde rol aldığı?
Bu ve bunun gibi bilgilerimiz değişti.
Ama Dna'nın temel varlığına yönelik gerçekler değişmedi.
İşte aslında evrimde böyledir.
Evrim bir doğa gerçeğidir. Temel bir gerçektir.
Canlı popülasyonlarının nesiller içerisinde
değiştiğini söyleyen doğa yasasıdır.
Gerçektende doğadaki hangi canlı popülasyonuna
bakarsanız bakın bu canlıların gen
ve özellik dağılımlarının
her nesilde değiştiğini görürsünüz. Bu öylesine
temel bir gerçektir ki bu popülasyonları
bilgisayarlarda modellediğinizde de
çevresel değişim faktörünü devreye soktuğunuzda
bu yazılımsal popülasyonun da genleri
nesiller içerisinde değişmektedir. İşte dolayısıyla evrim
temel bir doğa yasasıdır. Temel bir gerçektir.
Bu canlıların değiştiğine yönelik tespitimiz.
Bunu farkettiğimiz ilk defa fark ettiğimiz antik yunan zamanlarından
veya ilk defa sistemli bir şekilde açıklamayı başardığımız
Charles Darwin zamanından beri
dikkate değer miktarda değişmemiştir. Hatta hiç değişmemiştir.
Ama değişen nedir? Bu evrimsel sürecin detaylarıdır.
Mesela popülasyonların türleşmesine neden olan şeyin
coğrafi izolasyonlar mı? yoksa genetik sürüklenme gibi
daha çevresel değişimlerin öngörülemez doğasından kaynaklı
şeyler mi olup olmadığı yönündeki tespitlerimiz mesela.
Ya da astronomiyi ele alalım. ilk keşfedildiği yıllardan buyana
astronomide kızıla kayma kavramı
hiçbir zaman değişmemiştir.
Gerçektende uzun mesafelerde
evrenin genişlemesine bağlı olarak
dalga boyu giderek uzar ve kızıla kayar.
Ya da mesela kimyada katlı oranlar yasası
ilk keşfedildiğinden buyana
yüzlerce yıldır hiç değişmemiştir.
Bunlar temel gerçeklerdir. Doğanın ve evrenin
nasıl çalıştığını açıklamamızı sağlayan tespitlerimizdir.
Peki tüm bunlardan neyi anlıyoruz. Anladığımız şey şu:
Bilimin zaman içerisinde değişiyor olması,
onun zayıflığı değildir, gücüdür.
Çünkü bilimde değişim yaşandığı zaman
yeni bir bilgi yeni veriler ışığında yeni bir açıklama geliştirildiği zaman,
bu yeni açıklama
eski açıklamadan daha gerçek dışı,
daha uzak, daha zayıf
bir açıklama olmaz. Bilimde atılan her yeni adımda,
yeni açıklamada gerçeğe bir adım daha
fazla yaklaşmış oluruz.
Hiçbir zaman belki %100 gerçeğe ulaşamayabiliriz.
Ne demiştik; gerçek bizim onu anlamamızdan,
tespit etmemizden, kabul etmemizden bağımsız
olarak gerçektir. Ama bilimsel
araştırmalar yolu ile yaptığımız her düzeltme,
yaptığımız her tespit bizi o gerçeğe
bir adım daha yaklaştırır. Bu birazcık
bir sarkacın sallanmasına benziyor aslında
sarkaç nihayetinde ortaya yani
%100 gerçeğe ulaşacaktır. Ancak her bir salınımında
merkezde durmaz belki ama
her seferinde merkeze birazcık daha yaklaşır.
Ve bu sarkacın 2 periyodu arasındaki
değişim miktarı giderek azalır.
İşte bilimde böyledir aslında, her bir salınımda,
gerçeğe birazcık daha yaklaşır ve
bir önceki uzaklık mesafesini
azaltmayı başarır. İşte bilim bu yüzden güvenilirdir.
Bu yüzden bilimin zaman içerisinde değişiyor olması
Onu zayıf kılmaz, daha güçlü kılar.
Tabi bu noktada sorulması gereken son bir soru var.
Bilime güvenmezsek neye güveneceğiz.
Bilimin yöntemi eğer ki bize güvenilmez geliyorsa.
Onun yerini doldurmak için
kullanacağımız alternatif bilgi türlerinin;
bilimden daha isabetli, bilimden daha güvenilir,
bilimden daha çok gerçeğe yaklaşma potansiyeli olduğu
iddasını objektif kanıtlar ile destekleyebilirmiyiz?
Bilimin yerini doldurmak için kullanacağımız bu yöntemin
gerçektende bağımsız ve tarafsız olarak
bilimden daha güçlü olduğunu gösteren
herhangi bir kanıt varmıdır? Tüm bu bilgiler ışığında
şunu söyleyebiliriz; Bilim şu anda bildiğimiz,
bugüne kadar geliştirdiğimiz
en güçlü yol göstericimiz. Gerçekten de alternatifi yok.
Destekleyici bazı diğer bilgi türleri var.
Özellikle felsefe bunun başında geliyor. Ama eğer ki
amacınız iyi niyetli ve dürüst bir şekilde gerçeğe ulaşmak ise
sizi oraya bilimden daha başarılı bir şekilde
götürebilecek hiçbir bilgi türü bulunmuyor.
İşte böyle eğer bu videomuzu beğendiyseniz;
'Beğen' tuşuna basmayı sosyal medya hesaplarınızda
paylaşmayı ve 'Abone Ol' tuşuna tıklayarak
kanalımıza abone olmayı lütfen unutmayın.
Ayrıca bu tip videolardan
daha fazla çekebilmemizi istiyorsanız ve buna katkı sağlamak
isterseniz. Patreona giderek bize
maddi destekte bulunabilirsiniz.
Bu videoyu izlediğiniz için çok teşekkürler.
Bir sonraki videomuzda görüşmek üzere hoşçakalın.:)