Tip:
Highlight text to annotate it
X
Wow. İşte Where the Bears Are 2. sezonu finali olan 23. bölümle karşınızdayız.
Buraya kadar gelebilmemiz inanılmaz, değil mi? Ama daha öncesinde sizlere bazı haberlerim var.
Sezonun son bölümü olduğu için herkesle paylaşmak istedim.
Bu demek değil ki artık paylaşım yapmayacağız. Noel'e kadar paylaşımlarımız sürecek.
Her pazartesi ve perşembe wherethebearsare.tv ve Facebook üzerinden beraber olacağız.
Size yeni çıkacak DVD'mizden bazı sahneler sunacağız.
Ve şimdi bahsedemeyeceğim sürprizlerimiz olacak.
O yüzden her pazartesi ve perşembe gözünüz wherethebearsare.tv ve Facebook üzerinde olsun.
Hazır DVD'den bahsetmişken; işte bir kaç sahne...
Hey, işte Roma'da Coliseum'dayız.
Ufak bir bilgi. Burası Celine Dion'un sahne alması için inşa edilmiştir.
Bu akşam buraya gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz ama yine de bilet alacağız.
İşte bu hayvani uzunluktaki sırada bekliyoruz.
Gayet güzel. Yani buradaki herşey inanılmaz. Vay be.
Öyle gözüküyor ki... Celine Dion burada şarkı söylemiyor, Wood. Orası Las Vegas!
İkinci sezon DVD'miz ilk sezondan çok daha iyi.
Ağzına kadar ekstralarla dolu ve buna şovumuzun sansürsüz ve kesintisiz film formatındaki hali dahil.
Ve sansürsüz derken bir sürü göt göreceksiniz demek istiyoruz.
Ben götü severim. Kim göt görmek istemez ki?
Ve sadece DVD'de görebileceğiniz 20 dakikalık özel şükran günü bölümü yer almakta.
Ve Cruise4bears sponsorluğunda Akdeniz'e yaptığımız gezinin Wood'un
webcaminden anlatıldığı yarım saatlik bir bölüm de yer alıyor.
Eğer bunlar da yeterli değilse, karakterim Nelson'ın yer aldığı Soak 'Ems (hepsini emer) yetişkin bezi reklamı da yer alacak.
Eğer beni yetişkin bezi içinde görmek, paranızın karşılığını vermiyorsa daha ne verebilir bilmiyorum.
Bunlar asla kaçırmamanız gereken ekstralar. Geç!
Ve geçen sezon olduğu gibi bu sezon da,
kesilmiş sahneler, gaflar, çekim hataları
Ve hepimizin sarhoş olup tüm sezon hakkında konuştuğu özel yorumlarımız da yer alacak.
O yüzden lütfen ikinci sezonun masraflarını ve üçüncü sezonun hazırlık masraflarını çıkarmamıza yardım edinö lütfen.
Çünkü biz tamamen kendi kendimizi finanse ediyoruz.
Ve bunu yapabilmemizin tek yolu da sizin yardımlarınız, o yüzden wherethebearsare.tv sitesine gidip
DVD'nizi hemen bugün ön sipariş edin.
Ve sezon 1 ve 2 DVDlerini beraber sipariş ederseniz 5 dolar indirim kazanacaksınız.
Annemin dediği gibi, bu ağrıyan bir yaraktır. Kimse bundan daha iyisini veremez.
Annen çok tatlı.
Bir şey daha, bu sezonu izlediğiniz için çok teşekkür ederiz.
Ve şovumuza destek olan hepinize teşekkürler.
Bu gerçekten çok gğzel ve bu şovu sonsuza kadar devam ettirmek istiyoruz
Ve bunu sizin gibi harika insanlar sayesinde yapıyoruz.
Bize email ve Facebook yoluyla söylediğiniz güzel sözler için çok teşekkürler
Size ne kadar teşekkür etsek azdır, sağolun varolun.
Ve katıldığımız etkinlikte sizlerle buluşmak harikaydı.
Provincetown'daydık ve herşey harikaydı. Tekrar teşkkürler
Şimdi arkanıza yaslanıp, Where the Bears Are 2. sezonu finalinin keyfini çıkarın
Ben kimsenin bunu rahatça izleyebileceğini sanmıyorum.
Biliyorum. Çok korkunç.
Baay! Teşekkürler!
Neden yemeğe arabayla gidemiyoruz? Yemekten sonra tırmanmak çok kötü.
Çünkü bu senin sağlığın için iyi. Ve senin trigliserit seviyeni düşürmek için, daha önce konuştuğumuz gibi değil mi?
Her neyse. Ben şişkoyum. Kimin umrunda?
Benim umrumda. Ve kalbinin de umrunda, tamam mı? Hadi gidelim.
Biliyor musun ben o cemiyetteydim?
Ama siz göt herifler gene de beni elediniz.
Sizin gibi prestijli okullara gidemedim hiç!
Ne olmuş yani? Sadece bir sürü borcun altına sokuyorlar seni!
Diğerlerinin sahip olduğu bağlantılara hiç sahip olamadım.
Onların hepsi abartı.
Kariyerimde hiç avantaj sahibi olamadım.
Ya yunuslarla yaptığın hayır işleri?
Yetimler yunuslar değil! Siktir.
Yalan söylüyordum, seni salak! Hayır işi falan yok!
Ben işsizim. Tüm hayatım bok gibi geçti!
Ta ki geçen yıla kadar.
En sonunda hayallerimin işi için mülakata çağrılmıştım.
Ben ve başka bir adam arasında seçim yapılacaktı.
Ve ben işi alamadım!
Bu neden benim suçum oluyor ki?
İşi sizin dernek üyelerinden birine verdiler!
Sen de bizi öldürmeye mi karar verdin?
Evet, tek tek.
Hartford'da hatalı fren izleri.
Madison'da sahta bie intihar.
Ve en sonunda batıya kalan son iki kişiyi öldürmeye karar verdim.
Sen ve Elliot.
Sanırım yolun sonuna geldik, aşkım! Ölmeye hazırlan!
Hey, bunlar Jeremy ve Reggie değil mi?
Evet. Oh, vay be. Tam manzaralı yere gitmişler. Çok romantik.
Sanki bir şeyler hakkında tartışıyorlarmış gibi görünüyor.
Evet. Ve Jeremy neden tırmık taşıyor?
Ona yardım etmemiz lazım.
Evet ama gizlice yaklaşmamız lazım zira bir anda ortaya çıkarsak ikisi de aşağı düşer!
Tamam.
(İnleme)
Elliot sonunda kim olduğunu anladı, değil mi?
Evet. Hatta kulak küçültme ameliyatından sonra.
Elliot ile seks yapan adamın ayrıldığını gördüm ve içeri girdim.
Dernek arkadaşlarının zamansız ölümlerini araştırıp, parçaları bir araya getirmeye başlamıştı.
O yüzden sana mesaj attı. Seni uyaracaktı.
Ama ben ona o şansı vermedim.
Cinayet silahını Ivan'ın çantasına koyan da sendin.
Evet. Çünkü seni kendime saklamak istedim.
Ne yapıyorsunuz?
siz ne yapıyorsunuz? Biz tatilin tadını çıkarıyoruz.
Salıncakla mı? hem de halka açık ormanda. Evet!
Çocuklar, sesinizi kesin! hemen bizle gelmeniz lazım! Reggie'nin başı dertte!
Ne demek başı dertte?
Siz polissiniz! Bir şey yapın!
Silahlarımızı kabinde bıraktık!
Ama salıncağı getirmişsiniz?
Hadi, Reggie! Atla! İkimizi de kurtar bu dertten!
Hadi, Reggie. Yap gitsin! Atla! Kaçınılmaz sonu geciktirmek niye?
Yap! Atla!
Siktir lan, Dumbo!
Kıpırdama, Jeremy! Etrafın sarıldı!
Hey! Hey!
Hassiktir! Tanrım! İşte orada!
Sıkı tutun, Reggie!
Hadi! Uzan! Uzan!
Yapamıyorum! Uzanamıyorum!
Tutması için bir şeyler uzatın! Ne olursa!
Salıncağı getir! Salıncağı getir!
Daha fazla tutunamayacağım! Çabuk!
Tutunmaya devam et!
Reggie, yakala!
Salıncağı yakala! Tut!
Çek! Çek! Çek!
Tanrım!
Hey, Bana bir iyilik yapar mısın? Bir daha ki sefere erkek arkadaşımı benim seçmeme izin ver.
Tamam. Söz.
Bu gece yalnız yatacağıma inanamıyorum.
Detektiflerin ikisi de Los Angeles'a döndü. Ve bu gece tek takılma sırası bende.
Vay be, Wood. Bu menage a trois (fransızca üçlü ilişki) işine bayağı alıştın değil mi?
Üzgünüm ama İspanyolca bilmiyorum.
İyi misin?
senin ihtiyacın olan şey sıcak küvette biraz takılmak.
Harika fikir.
Senle orada buluşuruz.
Oh! Şuna bak! Ne kadar da havalı değil mi?
Sizce alsam farkederler mi çünkü oturma odamıza çok yakışır.
Bagajı da açılıyor!
dediğim gibi. Götü harika...
Zevki ise berbat!
Sen iyi olacak mısın?
Aslına bakarsan hayır. Bir daha iyi olabileceğimi sanmıyorum.
Yalnız olmaktan çok sıkıldım.
Gerçekten birisini bulmayı çok isterdim.
Ama içimden bir ses onu asla bulamayacağımı söylüyor
O yüzden hiç istemiyormuş gibi davranmak daha iyi galiba.
Ben senin kadar şanslı olabilecek miyim, Nelson?
Senin Todd ile yaşadıklarını yaşayabilecek miyim?
Tabii ki! Reggie, yapma. Sen harika birisin.
Bence yeteri kadar söylemiyoruz ama harika bir arkadaşsın.
Seni seviyoruz, Reggie. Ve bizden asla ayrılmayacaksın.
Gel. Gel buraya. Hadi sarılalım.
Teşekkürler çocuklar. Ben de sizi seviyorum.
Ve haklısın. Biz her zaman beraber olacağız.
Bunun şerefine.
Belki bu gece hariç.
Growler'da iki kabin aşağıda kalan bir adamdan mesaj aldım yarım saat kadar önce.
Adı Fredrico. İspanya'dan kaslı ve seksi bir ayı!
Ve kitabımı okumuş ve bayılmış!
Ne kadarını anladığını bilmiyorum çünkü İngilizcesi berbattı!
Ama kim takar, size bana gönderdiği çıplak resimlerini göstereyim.
sanırım yarın İspanya'ya taşınıyorum, o yüzden beraber olamayabiliriz.
İspanyolca öğrenmek zorunda kalacağım.
Ve activvo ile passivo dışında İspanyolca kelime bilmiyorum.
Ve sakın bana benim ne olduğum hakkında ki fikirlerinizi söylemeyin zira ben çok yönlüyüm.