Tip:
Highlight text to annotate it
X
TEDxOjai x = Bağımsız düzenlenmiş TED etkinliği
Bugünlerde en sıkıntılı zamanları yaşıyoruz.
Tüm uluslar problemlerden kaçınmak için belli derecede
değişim yaşıyormuş gibi görünüyor
yıllardır süregelen bu problemler:
işsizlik
askeri çatışma, bölgesel anlaşmazlıklar
bu sorunları çözmenin tek yolu
değerleri tamamen değiştirmek gibi görünüyor.
ki bu bizim hayatta kalmamızı sağlayacak.
Bunu yapmak için
Yeryüzü'nün tüm kaynaklarını
dünya insanlarının ortak mirası olarak ilan etmemiz gerektiğine inanıyorum
ve böylece parasal sistemi aşıp
insanların herşeye erişimini sağlayabiliriz.
Yaşamın tüm gereklilikleri erişime açık olmalıdır.
Bunu başaramazsak, bölgesel anlaşmazlıklar her zaman olacaktır.
Dünya kaynaklarının çoğu bir kaç ülkenin kontrolü altındaysa
bölgesel anlaşmazlıklarınız olacaktır.
Problem şu ki: Sürdürülebilir bir dünya inşaa edebilir miyiz
hem de ordulara, hapishanelere, polise gerek olmadan?
Eğer insanların yaşamak için ihtiyaç duyduğu şeylere
erişimi olabilirse
ki bu uygun eğitim, düzgün bir ev hayatı,
sağlıklı yiyecekler, temiz hava, temiz su ve temiz teknoloji demektir
ve bunlar küresel sürdürülebilirliliğin gerçekleşmesi için
ihtiyaç duyulan kavramlardır.
Bunu başaramazsak
bence yüzyıllardır süregelen problemleri
yaşamaya devam edeceğiz ki bunlar:
savaş, depresyon, durgunluk, bum!
Bir takım değerler üzerinde fikirbirliğine varmamız gerek,
bu değerler egemen bir grup olmaksızın herkesin hakkını gözetecektir.
Bugünün en zengin insanları bile
Kaynak-Bazlı Ekonomide daha iyi bir hayat yaşayacaklar.
Birçok insani problemle başa çıkacak ve hastaneler, evler
yaptıracak yeterli paramız yok.
fakat yeterinden fazla kaynağımız var
İşte bu yüzden kaynak-bazlı küresel bir ekonomi modeline dikkat çekiyoruz.
İnsanların yaşamak için ihtiyacı olan şeylere erişimi olsa,
suç neredeyse sıfıra iner.
Diğer bir deyişle, giyilip atılacak ya da bozulacak şeyler üretileceğine ve
bunları satın almak için daha fazla insan teşvik edileceğine,
eski sistemi koruyacağımıza, anormal davranışların doğmasına sebep olan
şartlardan arındırılmış daha yeni bir sisteme geçmeliyiz.
Ayrıca yoruma açık olmayan bir dil geliştirmeliyiz
çünkü bugün insanlarla konuştuğunuzda, ne dediğinizi duyuyorlar
kafalarına giriyor fakat anladıkları şey onların geçmişi ile bağlantılı oluyor.
Daha kesin bir sisteme ihtiyacımız var
belki de mühendislerin konuşmalarda kullandığı bir sisteme...
Mühendisler birbirleriyle konuştuklarında, konu, yorumlamaya açık olmuyor.
Kimyagerler birbirleriyle konuştuklarında, konu, yoruma açık olmuyor.
Problem çözücüler haline geleceğiz.
Tüm insanlar yaratıcı olacak
çünkü bir insanı yaratıcı ve hayalperest haline getirecek
olan şeyi şu anda biliyoruz.
Bu devraldığımız değil, öğrenilmiş bir şey.
Şu anda sahip olduğumuz yöntemler,
insanların bakış açılarını genişletmelerine ve değişimi
kabullenmelerine yardımcı olacak yöntemlerdir.
Gelecekte sabit, değişmez sistemler yok.
Tüm sistemler sürekli olarak değişime maruz kalacaklar.
Buna dil ve toplumsal gelenekler de dahil...
Şehir ve sosyal sistemlerin dizaynı, kaynaklar ve
çevre şartlarına uygun şekilde güncellenmelidir.
Şehirlerimizi insanların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlersek,
bugün yaygın olan sorunların çoğu olmayacaktır.
Şehir merkezinde çocuk bakımı,
okullar, diş hastaneleri ve tıbbi bakım üniteleri olacak.
Şehir sisteminin sekizde biri için çalışacağız ve mimarların her binanın tasarımı için
ayrı ayrı çalışmasındansa, ki bu inanılmaz bir enerji ve yetenek kaybı olurdu.
şehrin geri kalanı için yeniden-üretim yapılacak
Güzel bir çevre inşaa edebiliriz.
Şehirleri parklar yerine, evlerin etrafını saran
güzel bahçelerle donatalım
bu çok daha cazip olurdu.
İnsanların ihtiyaç duyduğu herşey
dışarıdan erişime açık binalarda yer alacak:
kültür, müzik enstrümanları sanki bir halk kütüphanesi gibi.
Her ihtiyaca fiyat etiketi olmaksızın ulaşmak mümkün olacak.
Bu, belli bir seviyede üretim yapabiliyor olmamız anlamına geliyor
ki bu seviye o kadar yüksek olmalı ki artık kıtlık gibi bir kavramın ortadan kalkması gerekiyor.
Bir kere yokluğun üstesinden gelirseniz yüksek tansiyon gibi
sorunların çoğu ortadan kalkacak.
Çoğu aile yokluk yüzünden kavga ediyor.
Şehir merkezi çevresinde, tüm toplumun sürdürülebilirliği ile ilgili
çalışmaların yapılacağı araştırma merkezleri olacak.
Buradan uzaklaştığımızda, yerleşim bölgesine geliyoruz.
Bölge boyunca akarsular, şelaleler ve göller var.
Bir sonraki bölüme geçtiğimizde, evleri görüyoruz.
Herşey merkez kulelerde inşa edilecek.
Öyle hissediyorum ki gelecekte insanlar bireysel evlerden uzaklaşacak
ve daha geniş komplekslerde yaşayacaklar.
Şehirler inşa etmek yerine, iklim, insanlar ve ekilebilir arazileri kapsayan
bir araştırma yaparak, tasarımlarımızı, çevrenin taşıma kapasitesi veya
Dünya kaynaklarına uygun bir temele dayandıracağız.
Bundan daha azı işe yaramayacaktır.
Teknoloji olmadan bunların hiçbiri başarılamaz.
Tüm rutin ve sıkıcı işleri otomasyona geçirmek zorundayız ki
bu tür işlerde insanları kullanmayalım.
İnsanlar sorunları çözebilen bilgisayarlarla çalışıyorlar.
Savaş, ulusların birbirleri arasındaki değer farklılıklarını
birleştirmede, uğradıkları en büyük başarısızlıktır.
Yakın gelecekte uluslar arasındaki
farklılıklara köprü olacak daha iyi bir metodolojimiz olacağını ve
rekabet yerine işbirliği içinde olacağımızı hayal edebilirdim.
1929 Büyük Buhran süresince,
arabalar, radyolar ve
vitrinlerde her türlü şey vardı
fakat halkın satın alacak gücü yoktu.
Şu an gittiğimiz yolda gitmeye devam edersek
ve daha da fazla endüstri olursa
halkın satın alma gücü yine kalmayacak gibi görünüyor.
Üretim makinaları insanların yerini alacak
ki bu durum parasal sistemin ayakta kalmasını imkansız kılar.
Geleceği öngörmeye ve dünya insanları için
işe yarar şeyler tasarlamaya çalışıyorum.
Bunları düşünün çünkü içinde bulunduğumuz zamanlar geçiş sürecidir.
Küresel anlamda varlığımızı sürdürmekle ilgili söylediklerim,
yani okyanuslar, topraklar:
herşey dünya uluslarının ortak mirası haline gelmek zorunda.
Sanıyorum ki eninde sonunda
bireysel uluslar düşüncemize boyun eğip,
insan hayatı ve çevrenin korunması olarak adlandırılan
büyük bir ortak girişim altında bir araya geleceğiz.
Bu, Kaynak Bazlı Ekonomi ile ilgili başarmayı umduğumuz şey.