Tip:
Highlight text to annotate it
X
Şunu söylemeliyim ki, benim evime gelip senin için yemek pişirmemi istemen gerçekten çok garibime gitti.
Bu sanki üçüncü hatta dördüncü buluşmada yapacağın bir şey.
Telefonda da söylediğim gibi dışarda yediğin yemeklerir içinde ne olduğunu bilemiyorsun ki.
Ev yemeği gibisi yok.
Doğru. Benle çıkmak istemen de bana biraz garip geldi.
Ne değişti? Geçen gece sana geldiğimde bana pek ilgi göstermemiştin. Ne oldu ki?
Gerçekten mi? Tanrım. Yo. Yo. Yo.
Buraya senin ve hayır işlerin hakkında bir şeyler öğrenmek için geldim.
Eee hayır işleri streslidir, nasıl gidiyor işler?
Bağışçı sorunları? Para toplama sözleri? Davalar belki?
Biraz komik bir soru oldu bu.
Sadece hayır işleri yapan bir arkadaşım var
ve bana her zaman hayır işleri için para toplamanın zorluklarını ve sözünden dönen bağışçıları anlatıp duruyor.
Zor iş. Bazen de çok stresli. Ama ben çocukları gerçekten çok seviyorum. Onların bize ihtiyacı var.
Yani polisiye kitaplar yazmak kadar eğlenceli değil tabii ama yine de yaptığım işi çok seviyorum.
Evet. Çocuklar çok özel. Anlıyorum.
Oh, hey. Makarnanın suyu taşıyor. Evet, tam orası.
Pekala. Neredeyse hazır.
Ne yapıyorsun?
Kalem arıyordum. Kalem mi?
Evet. Kalem. Çünkü hayır işlerin için sana bir çek yazacağım.
Ben vermeyi severim. Ve çek defterim yanımda değil ama sana en azından bir beşlik verirdim. 23 00:02:05,953 --> 00:02:07,828 Benim eşyalarımı neden karıştırıyordun?
Tamam. Evet. Eşyalarını karıştırdım.
Çünkü Elliot Butler'ın cinayetiyle bir alakan olduğunu düşünüyorum.
Ne? Evet. Doğru duydun.
Şunu biliyorum ki ikiniz cinayetten bir hafta önce büyük bir kavga ettiniz.
Bir dava hakkında?
Tanrım. Buna inanamıyorum.
Evet. Evet, Elliot'ı dava etmek istedim.
Bana kazık attı. Hem de büyük bir kazık!
Hayır kurumuna yüz bin dolar bağışlama sözü verdi.
Tüm bütçemizi ve programımızı bu para üzerine hazırladık ama ödeme zamanı gelince parayı vermedi!
Hem beni hem o çocukları kandırdı!
Sen de onu vurdun!
Oha. Buraya sadece bunun için geldin değil mi?
Tanrım. Çok salağım.
Tam bir salağım.
Benimle çıkmak istemedin. Beni sorgulamak istedin.
Olayın biraz şüpheli olduğunu kabul etmelisin.
Geçerli bir amacın var. Partide sen de vardın.
Ben partiyi terk ettim.
Elliot'ı göremedim zira o İngiliz kraliçesi kılıklı herif izin vermedi.
Sonra sende beni başından savdın. Çok teşekkür ederim.
Ben de senle tanışmamın ardından hemen ayrıldım.
Tepenin hemen oradaki benzinciden depoyu doldurup eve geldim.
Yani partiyi erken mi terk ettin? Evet.
Araştırman gereken kişi Elliot'ın eski erkek arkadaşı.
Ayrılıkları baya kavgalı oldu.
Elliot bana ayrıldıkları zaman onun bütün parasını aldığını, o yüzden benim hayır işlerime para veremeyeceğini söylemişti.
Sevgilisinin adı ne peki?
Hatırlamıyorum. Oyuncu direktörü mü ne. Kaslı bir herif.
Ivan mı? Ivan bilmem ne olan mı?
Evet. Rus olan. Rus ismi gibi olan. Oh, Jeremy, çok özür dilerim. Çok kötü hissettim kendimi şimdi.
Bu cinayet ve suç işlerini çok ciddiye alıyorsun değil mi?
Tam bir Jessica Fletcher'sın.
Tanrım. O şova bayılırım. Çocukken en sevdiğim şovdu.
Tamamen aynı jenerasyondanız.
Dinle, banyonu kullanabilir miyim?
Evet. Kapıdan geçince hemen orada.
Wood, Detektif Winters'ı arayıp hemen sor, Jeremy cinayet günü kredi kartını kullanmış mı
Beachwood ve Franklin oradaki benzin istasyonunda.
Sünger Bob'u izlemen sikimde bile değil!
Vay be. Hiç vazgeçmiyorsun değil mi?
O da ne?
Benzin için aldığım fiş.
İş için çıktısını almıştım. Gün ve saate bak.
Gün ve saate bakmama gerek yok, Jeremy. Sana güveniyorum.
Bak, sadece dürüst davranıyorum. Jessica Fletcher da öyle yapardı.
Anladım, Detektif Göt.
Aslına bakarsan çok şeker bu yaptığın. Biraz da seksi.
Biraz mı? Birazcık.
Sanırım buraya geliş amacın hedefe ulaştığına göre yemeğe kalmak istemezsin sanırım?
Şaka mı yapıyorsun? Tavuklu engşnarlı makarna çok leziz görünüyor.
ve benim hakkımda örenmen gereken bir şey var.
Ben asla ama asla şarabı şişede yarım bırakmam.