Tip:
Highlight text to annotate it
X
Helen Keller Sağır ve Sağırkörler Okulu'na teşekkür ederiz.
Okulun öğrencileri sayesinde cesaretin gerçek anlamını öğrendik!
Esin kaynağımız olarak Helen Keller'a ve Sağırkörler'e adanmıştır.
"Yalnız pek az şey, birlikte çok şey başarabiliriz!" Helen Keller
Babam, Navin'e
Benim adım Michelle McNally.
Shimla'da bulunan Anglo-Hint bir ailenin büyük çocuğuyum.
Bu hikaye, benim ve öğretmenim hakkındadır.
Tanrı'nın kusurlu bıraktığı iki insana dair bir hikaye..
.. kaderle savaşan..
.. ve imkansızı mümkün kıIan.
Benim hikayemdeki dünya farklı.
Sesler sessizliğe dönüşür..
.. aydınlık da karanlığa.
Benim dünyam bu.
Ne görülür, ne de duyulur.
Benim dünyamın tek bir ismi var:
SİYAH
Bu karanlıkta ne kadar yaşayabilirsiniz?
Birkaç dakika, saat, gün?
Bu karanlıkta 40 yıI yaşadım.
Son sınavımı 4 yıIda verdim.
12 yıI boyunca, her pazar bu kiliseye gittim.
Ama o pazar özeldi.
Tanrı'nın dualarıma yanıt vereceğini hissettim.
Tek duam..
.. öğretmenimin bana geri dönmesiydi.
Dualarımın Tanrı'ya ulaşması da uzun sürüyor..
.. kabul edilmesi de.
O Pazar günü de öğretmenimi bulamamıştım.
O akşam Sara'yla eve dönüyorduk.
Birden..
Bekle.
Michelle, beni bekle, tamam mı?
Aman Tanrım!
Michelle! Michelle!
Michelle! Duaların kabul oldu.
Debraj, çeşmenin yanında.
Gerçekten, yemin ederim! Gel!
O gün öğretmenim bana geri döndü.
12 yıI sonra onu buldum..
.. ama o herşeyi unutmuştu..
.. beni bile.
Bu öyküyü onun için yazıyorum.
Öğretmenime - Debraj Sahai.
Hiçbir şey hatırlamadığına emin misiniz?
Yapabileceğimiz birşeyler olmalı.
Sara, Bay Sahai alzheimer hastası.
Herşeyi unuttu. Çok korkutucu bir boşluk.
Bay Sahai yatağını bile unuttu.
Sözcükleri, konuşmayı bile unuttu. Hatalığı, çok ileri bir aşamada.
Hayır Doktor. Buna inanmayı reddediyorum.
Hatırladığı birşeyler olmalı.
Yoksa, bunca yıI sonra, evimizi bulması..
Hem Bay Sahai Michelle'i asla unutamaz.
Bir silgi karatahtadan sözcükleri nasıI silerse..
.. hastalık da bütün belleğini aynı şekilde sildi.
Bir sözcük veya bir olay belleğini harekete geçirebilir..
.. ama Alzheimer'in çaresi yok.
Michelle ne yapıyor öyle?
Ona, kabartma harflerle yazdığı hayat hikayesini okumak istiyor.
Belki bu sözcükler ona birşeyler hatırlatır.
Michelle bu mucizenin gerçekleşeceğine inanıyor.
Ve birşeyler hatırlayana kadar da durmayacak.
Bilim mucizelere inanmaz.
Onun birşeyleri hatırlaması imkansız.
"İmkansız", Bay Sahai'nin Michelle'e hiç öğretmediği bir sözcük..
.. ve Michelle imkansız dediğinizi..
.. mümkün kılacak.
Sen benim alnıma yazıIdın.
Ben iki yaşındayken..
.. hayatım siyah bir boşluğa girdiğinde..
.. o gece mutluluk aniden bizi terketti.
Michelle. Güzel bebeğim.
Artık hasta değilsin. Artık suda oynayabilirsin.
Bak kim geldi! Baba! Doktor sana ne dedi babası?
Doktor dedi ki, Michelle ne görüyor, ne de duyuyor.
Ne dedin sen?
Michelle kör ve sağır olmuş.
Bana bak! Michelle! Anneye bak!
Bir hayvan gibiydim.
Çocuklar üstümde oyunlar oynardı.
Tanrı da öyle.
Bayan Gomes! Michelle'in üstüne bu kutuları kim bağladı?
Sakin ol Michelle, sakin ol bebeğim.
Bayan McNally. Yangın!
İmdat, Bayan McNally!
Sekiz yıI boyunca, her gün başka bir kaza.
Birini bıçakla yaralama, kendi kafasını kırma.
Bütün evi yakabilirdi.
Michelle'le asla mutlu olamayız.
Ne demeye çalışıyorsun?
Onu bir enstitüye göndereceğiz.
Yani bir akıI hastanesine mi?
Bunu nasıI düşünebilirsin?
Cathy, onu senin kadar ben de seviyorum.
Ama yine de göndermek istiyorum.
Telafisi mümkün olmayan hasarlara neden olabilir.
Hayır. Üzgünüm. KatıImıyorum.
Başka çaresi yok.
Artık sabrım kalmadı.
Sara! Aman Tanrım!
Bu kadar yeter! Bu çocuk bizi öldürecek.
Paul, bırak onu!
Bir dakika daha burada kalamaz. Neredeyse Sara'yı öldürüyordu.
Bırak onu!
Onun suçu değil. Tanrı aşkına!
Onu anlamaya çalışsana.
Acı çekiyor.
Kendi karanlığında boğuluyor.
Bebeğim acı çekiyor.
Dehradun'da Michelle gibi çocukların..
.. özel olarak eğitildiği bir okul var.
İstersen, bir öğretmen çağırabilirim.
Bizim öğretmene değil..
.. bir sihirbaza ihtiyacımız var.
Michelle'in tedavisi olmadığını bir daha duymak istemiyorum.
Son bir kez Paul.
Belki de bu öğretmen Michelle'in hayatına..
.. aydınlığı getirecek olan sihirbazdır.
Debraj.
Bayan Nair. Işığa gelin.
Ne yapıyorsun Debraj? Daha yeni göz ameliyatı oldun.
Elinde bu sönen ampülle ne yapıyorsun?
Bu ampül ölüyor Bayan Nair. Yanında durmalıyım..
.. haksız mıyım?
ÖIüyor.
Yine bütün gündür içiyorsun. Değil mi Debraj?
Hayır.
Bir ışığın izini arıyordum. Işıkları ellerinden alınan..
.. kör ve sağır çocuklarım için.
Işık. Işık!
Hecele Debraj. I-ş-ı-k. Işık.
İşte öğretmenle sihirbazın farkı.
Bazen beni çok sinirlendiriyorsun Debraj.
Sinirli, sinirli.
Kes şu saçmalığı.
Saçmalık, saçmalık. Saç- saç-malık saç-malık.
Senin konuşmalarına zamanım yok. Sana çok önemli haberlerim var.
Üç tahmin. Kovulma mektubumsa, üçüncü çekmeceye koyun.
Son maaşımsa, cebime koyun.
Bu odayı boşaltmak için bir uyarıysa, çöpe atın.
Ve bu üçünden birini yaparken, Iütfen..
.. bana göz damlamı getirir misiniz? Şuradaki masada. Teşekkür ederim.
Üç tahminin olabilir Debraj..
.. ama tek seçeneğin var. Bu mektup.
Shimla'da, sekiz yaşında bir kız. Adı Michelle.
Görmüyor, duymuyor ve ailesi onu anlamıyor.
Sen onların son umudusun Debraj.
Yoksa onu akıI hastanesine verecekler.
Sen tanıdığım en iyi öğretmensin. Ona öğretmen, sana iş gerek.
Yukarı bak.
Bu gözde ne görüyorsunuz Bayan Nair?
Bana duyduğun büyük sevgi.
Gözlerinizi bir kontrol ettirin.
- Ya bunda? - Hiçbir şey.
Adı Michelle'di, değil mi?
Herşeyi çok net görüyorum.
Güzel bir sabah..
.. karla kaplı sokaklar..
.. ve şu küçük kız..
.. kayıp bir ruh, kaybolmuş.
Ona sözcüklerden bir kanat takacağım Bayan Nair.
Ona uçmayı öğreteceğim.
Kendin için birşey yapamadın ve başkalarının hayatını değiştireceksin.
Ne oldu, gözlerin mi acıyor?
Hayır, gözlerim değil..
.. yüreğim acıyor.
Zalim sözcüklerinizi duymak..
.. acıtıyor, acıyor!
Bu okulda otuz yıI harcadıktan sonra..
.. sadece görünmeyen, duyulmayan bir varlığım.
Okulu son defa gördüğümde..
.. öğrencilerim yanlış yöne doğru bana el sallıyorlardı.
Yanlış yöne doğru bana el sallıyorlardı Bayan Nair.
Acıyor..
.. acıyor.
Kader iki tuhaf ruh eşini bir araya getirmişti.
Tanrı beni eksik bırakmıştı..
.. sen ise yorgun bir savaşçıydın.
Ben karanlığımda bekliyordum..
.. sen ise titreyen ışığı getiriyordun.
Peki. Kız nerede?
Bir bu eksikti. Alkolik bir öğretmen.
İIginç, oyuncu, biraz yaramaz.
Ve çok güzel.
Evet. Yeni biri. Yeni bir vücut.
Gözlüklerimi beğendin, değil mi? Alabilirsin.
Al. İşte böyle.
Mutlu oldun mu?
Öğretmen. Öğ-ret-men.
Bay Sahai, anlıyor mu?
Hayır, sadece beni taklit ediyor.
Aferin. Aferin kızım.
Ne yapıyor?
Bu benim işaretim. Annesi.
- Çok güçIüymüş. - Çok özür dilerim Bay Sahai.
Sorun değil.
Bu da ne! Bu çan ne işe yarıyor?
Onun kimliği.
Kaybolursa, onu sesinden buluyoruz.
Çıkarın onu!
Çocuğunuzu bir hayvan gibi düşünürseniz..
.. başkalarının ne yapmasını beklersiniz? - Onu insan yapmak sizin işiniz.
Bunu nasıI yapmayı planlıyorsunuz?
Bu parmaklar, Bay McNally..
.. körlerin gözüdür..
.. dilsizlerin sesidir..
.. sağırların şiiridir.
Kaldır, kıIıç olsun..
.. yumruk yap, güç olsun.
Seni doyurabilir ve tokatlayabilir.
Sizi Tanrı'ya da götürebilir..
.. kapıya da.
Gösterdiğiniz kadar kolay değil. Kızım tıpkı benim gibidir..
.. inatçı. - Küstah.
Siz değil. Kızınız.
Yemek birazdan servis edilecek, Bay Sahai.
Teşekkür ederim Bayan McNally, çok açım.
Şükürler olsun Tanrım, tabağımızdaki ekmek..
.. soluduğumuz temiz hava için.
Merhametin ve güvenin için sana şükrediyoruz.
Hayatın hazinelerini ve sevdiklerimizi aziz tutuyoruz.
Hayır.
Onu bırakın Bay Sahai.
Hayır. NasıI davranılacağını öğrenmeli.
Elini bırakın Bay Sahai!
İşte sırf bu yüzden hiçbir şey öğrenmedi.
Konuklarımın önünde buna katlanamayacağım.
Michelle böyle yer.
Ya tabağından yer, ya da aç kalır. AnlaşıIdı mı?
Bırakın yesin, bir tabak daha alırsınız.
Tabakla bir derdim yok Bay McNally.
Bırakın onu. Böyle öğretim olmaz.
Bu engelli kıza hiç acımıyor musunuz?
Acımak mı? Bu şeytana mı? Keyfine göre davransın diye mi?
Hayır Bay McNally, ben size acıyorum..
.. ve sakın bir daha ona engelli demeyin.
Yeter! bu evde parası ödenen bir hizmetçi olduğunuzu unutmayın.
Öğretmen, Bay McNally. Hizmetçi değil. Öğretmen.
Onu bırakın, derhal.
Hayır! Gidin. Hepiniz.
Bay Sahai, Michelle bu şekilde..
Bayan McNally, işbirliği yapacağınızı söylemiştiniz.
Böyle devam etmenin bir anlamı yok.
Ona bir şans verelim. Bırakalım işini yapsın Paul.
Gidin! Gidin!
Martha, yemek için çok özür dilerim.
Sorun değil Cathy.
Yeni bir öğretmen, bu yüzden. Değil mi Paul?
Martha, seni evine bırakayım.
Paul, Bay Sahai ile konuşacağım.
Çok açım, yemek yiyeceğim..
.. terbiyeli olursan, sen de yiyebilirsin.
Kaşık!
Hayır. Yemeğini yemek için ellerini kullanmayacaksın.
Aç. Ellerini aç.
Bırak. Bırak.
Otur.
Yemeğe ellerinle dokunmayacaksın.
Otur.
Dur.
Dur.
Kaşık.
Anne yok. Annen burada değil.
Sadece öğretmenin. Öğretmenin, sadece ben.
Nereye gidiyorsun? Nereye gittiğini sanıyorsun?
Dışarı çıkmayacaksın. Sakın.
Dur. Sen nereye kaçtığını sanıyorsun?
Dışarı çıkmayacaksın.
Benimle gel. Hadi.
Buraya gel. Otur.
Yemeğini kaşıkla yiyeceksin. Hadi.
Yemeğini kaşıkla yiyeceksin. Hadi.
Aç ağzını. Aç.
Aç ağzını. Aç.
Evet, evet. Çok iyi.
Seni şımarık.
Bu seni sakinleştirir.
Böyle öğretim olmaz.
Şükürler olsun Tanrım, tabağımızdaki yemek..
.. soluduğumuz temiz hava için.
SağIık ve huzur için. Güzellik ve sevgi için.
Lütfen acele karar verme.
Paul, eğitim şeklinin tuhaf olduğunu biliyorum.
Adam kaba, küstah, aynı zamanda alkolik.
Öğretmenliğe uygun değil.
Ama, bugün ne yaptığını görmedin.
- Michelle bugün.. - İstediğin ne Cathy?
Kendi evimde hakarete uğramam mı?
- Hayır. - O zaman gitmeli.
Umarım bunu anlarsın.
Orman güzeldir. Karanlık ve derin.
- Ama tutacak sözlerim var. - Bay Sahai..
Ve şu zarfı bulamıyorum. İşte!
Sizinle konuşmalıyım Bay Sahai. Meşgul müsünüz?
Hayır. Sadece arkadaşıma Michelle hakkında yazıyordum.
Bugün ilk dersini öğrendi. Görgü kuralları, terbiye.
Ki sizde yok bunlar.
Neyse, şaka kısmını geçelim. Bu evden gitmenizi istiyorum.
İşimi tamamlamadan gitmeyeceğim.
Daha yeni başladım. Uzun bir yolumuz var.
Öğretme tarzınızı beğenmiyorum.
Ben de karışmanızdan hoşlanmıyorum.
Bu tren biletiniz. Çek. Ve kovulma mektubunuz.
Artık size ihtiyacımız yok. Yarın ilk trenle gidiyorsunuz.
Michelle de bir sonraki trenle akıI hastanesine mi gidiyor?
Artık hem sağır, hem kör, hem de zihinsel engelli.
Kızım benim sorumluluğumda.
Benim de öyle, Bay McNally. Bunun onu tamamen..
.. mahvedeceğini anlamalısınız.
Tren tam saat 07:00'de kalkacak.
Ve Iütfen şunu ait olduğu yere takın.
İyi geceler.
İyi geceler!
Bay Sahai bu saate kadar gitmiş olmalı.
Döndüğüm zaman Michelle hakkında görüşürüz.
Bu evde neler oluyor? Bayan Gomes!
Burada neler oluyor? Saçmalık bu.
Bayan Gomes, bugün bu evde neler döndüğünü anlayamıyorum.
Günaydın Bayan McNally. Bugün nasıIsınız?
Bay Sahai? Gittiğinizi sanıyorduk.
Sadece oda değiştirdim Bayan McNally. Asla işimi yarım bırakmam.
Ne istiyorsunuz?
Sizin istediğiniz şeyi. Michelle'in bağımsız olmasını.
Bunun için de zamana ihtiyacım var.
Paul'ün 20 günlüğüne..
.. gittiğini biliyorsunuz. - Ve bu 20 gün, Michelle ile bana ait.
Lütfen hayır demeyin Bayan McNally.
Hayır! Mümkün değil. Paul'ün yokluğundan faydalanamayacaksınız.
Aman Tanrım! Buna inanamıyorum.
Saçmalık bu. Buna inanamıyorum!
Ne yaptınız siz? Burası Paul'ün çalışma odası.
Artık Michelle'in çalışma odası oldu.
- Bayan Gomes! Yerine koyun şunu! - Hayır hanımefendi, adam haklı!
Demek artık hizmetçiler de sizi dinliyor.
Siz kim olup da evimde söz sahibi oluyorsunuz?
Michelle'in öğretmeni.
İdiniz bay Sahai, idiniz. Artık değilsiniz.
Ben sizin son umudunuzum.
Bugün gidersem, birkaç gün sonra..
.. Michelle akıI hastanesine gidecek.
Bay Sahai. Bay Sahai!
Evet?
Ben yaşadığım sürece, kızım asla akıI hastanesine gitmeyecek.
Anlıyor musunuz?
Annem hep..
.. aynı şeyi söylerdi.
Ben yaşadığım sürece..
.. kızım asla benden ayrıImayacak.
Ama bir gün kendi kendini..
.. akıI hastanesine sürükledi.
Ve hastanenin demir kapıları ardında kayboldu.
Michelle sağır ve kör Bayan McNally!
Zihinsel engelli değil!
Sözcükleri tanıması gerek..
.. dokunduğu, yediği herşeyin..
.. bir adı, bir anlamı var. Ona işaretler yoluyla..
.. konuşmayı öğreteceğim.
Evinde güvende olduğu sürece, bu mümkün değil.
Bu yüzden..
.. öncelikle..
.. evin bu bölümünü değiştirmek zorundayım.
Herşey onun için yeni olmalı.
Kağıt yok, kitap yok. Sadece boş duvarlar.
Bu odanın kokusunu bile değiştireceğim.
İkinci olarak, Michelle'in üstünde sadece ben söz sahibi olacağım.
Sadece bana güvenecek!
Üçüncü olarak, siz dahil, kimse buraya girmeyecek.
Hayır. Başınızı sallamayın! Bana bakın. Bana bakın!
Zor olacak, ama Michelle için bunun yapıIması gerek.
Dördüncü olarak, bütün istediğim zaman ve güven.
Maaş, ödenek, hiçbir şey istemiyorum..
.. alkol de istemiyorum.
Ve beşinci olarak..
Öğrencimi ne zaman alıyorum?
Bu akşam.
Bayan McNally, keşke şarkı söyleyebilseydim..
.. ama sesim o kadar kötü ki.
Sevgili Bayan Nair, iyi haberlerim var.
Sihirbazın iş başında olduğunu öğrendiğinize sevinmeyeceksiniz.
Bugün Michelle'in okuldaki ilk günü.
Öğrenciniz.
Sözünüzü tuttunuz Bayan McNally.
Okul başladı, ve ailenin girmesine izin verilmiyor.
Bu yüzden gitmelisiniz.
Onu hiç yalnız bırakmadım.
Lütfen ona iyi bakın. Ona sert davranmayın.
Hayır.
- Beni arıyor. - Evet. Biliyorum.
Şimdi size gelecek. Gidin Bayan McNally.
Lütfen gidin. Geri dön.
Hayır, buna dayanamam.. - 20 gün!
- Ona 20 gün dokunamazsınız. - Ama yemek zamanı geldi.
Biliyorum Bayan McNally. Şimdi gitmelisiniz.
- Lütfen. Acaba.. - Gidin dedim.
Hayır! Artık anne yok. Artık baba yok. Sadece ben.
Ben, arkadaşın. Arkadaşın.
Öğretmenin. Arkadaşın!
Sihir başladı Bayan Nair! Sihir!
Onun hayatını değiştireceğim.
Sihir başladı! Sihir!
Uyanın bayan Michelle McNally. Hepimiz bu içinde yaşadığınız..
.. karanlıktan bir zamanlar geçtik.
Bu yüzden karanlıkta kalmayın.
Işığa gelin! Işık. Işık.
Evet! Evet! Işık!
Bütün dünyada alfabe a, b, c, d, e diye başlar, ama senin için..
.. s, i, y, a, h diye başIıyor.
Siyah.
Senin alfaben, senin dünyan farklı Michelle.
Sen farklısın, sen, sen, sen farklısın..
.. ve farklı olduğun için gurur duyuyorsun.
Al. Bu kek. Evet, kek.
Kek. K-e-k.
Kek. K-e-k. Kek.
K- e-k. Hecele.
Kek elimde. Hecele. Kek elimde.
Sakın keke dokunma!
Bayan McNally.
Bayan McNally, ışık getirir misiniz?
Geliyorum! Geliyorum!
Tanrım! Michelle iyi mi?
Işık getirir misiniz?
Bay Sahai! Bay Sahai.
- İyi akşamlar Bayan McNally. - Yardıma ihtiyacınız var mı?
Yardıma ihtiyacım var gibi mi görünüyorum?
Bana nakavt olmuşsunuz gibi geldi.
Nakavt, evet.
Gözler, ışığa kıyasla önemli değildir.
Michelle'e öğretirken bunu öğrendim.
Karanlıkta, gözlerin bile bir faydası yoktur.
İIk raund nakavt oldum. Ama ikinci raund benim olacak.
İyi şanslar Bay Sahai. İyi şanslar.
Gel, evet. Buraya!
Bu su. Hayır, korkma. Korkma.
- Bay Sahai? - Evet?
Michelle sudan korkar.
Ben de bu korkuyu onun aklından çıkarmak istiyorum.
Beş gün içinde yüzüyor olacak. İkinci raund başladı.
Hey! Nereye gidiyorsun? Buraya gel.
Nereye gidiyorsun? Geri dön.
Dikkat et, dikkat et!
Dikkat et! Sana dikkatli ol dedim.
Sakin ol. Bu bir diken.
Merhem, merhem.
Acıyı almak için.
İIk el sıkışmanız Bay Sahai.
Evet, artık dostuz.
Ve ilk uçan öpücüğüm.
Artık dikenlerin onun kaderi olduğunu öğrenmeli.
Bunlar, İsa'nın tacını süsleyen dikenlerin ta kendisi.
Değil mi Bayan McNally?
Evet!
Dikenle acı ve..
.. susamayla su arasındaki ilişkiyi..
.. yavaş yavaş anlamaya başIıyordum.
.. ama bir ilişki bana hala tuhaf geliyordu:
İsimler ve anlamları.
Kuş.
Top.
S- u.
Su.
Kaşık.
Peçete.
Hayır. Bu kaşık değil.
Bu peçete. Peçete. Peçete de.
Ah! Bıktım.
Hayır Bayan McNally, Michelle'i şimdi almanıza izin vermeyeceğim.
Henüz birşey öğrenmedi. Sözcükleri biliyor ama anlamlarını bilmiyor.
Hala peçeteye kaşık diyor. Daha önümüzde uzun bir yol var.
Ne kadar uzun Bay Sahai? Ondokuz gün geçti.
Söz yirmi gün içindi. Hala birkaç saatim daha var.
Birkaç saatte ne olabilir ki?
Bilgi bir anda gelebilir. Mumun yanmasına benzer..
.. mum yandığı anda, bütün oda ışıkla dolar.
İnanın bana, bu mucize her an olabilir..
Paul her an gelebilir. Gerçekten çok üzgünüm.
Yarın Michelle'i almaya geleceğim, gün doğarken.
Ben de, yarın gün doğmasın diye dua edeceğim Bayan McNally.
İyi geceler.
Ne?
Michelle'imi genç, güzel bir kıza çevirdiniz.
Teşekkür ederim.
Teşekkür ederim.
Kaşık.
Anlamaya çalış Michelle, her sözcüğün bir anlamı vardır.
Sözcükler olmadan, karanlıktan çıkamazsın.
Asla ışığı göremezsin!
Asla ışığı göremezsin!
Bunu sana takıp sana inek diyecekler. İ-n-e-k. İnek.
Bir hayvan olacaksın Michelle. Sadece bir hayvan.
Michelle.
Seni akıI hastanesine yatıracaklar.
Bu sefer, buna izin vermeyeceğim.
Öğrenmek zorundasın Michelle. Dinliyor musun?
Sen benim son umudumsun. Michelle, Michelle.
- Michelle, dinliyor musun? - Artık gitmelisiniz Bay Sahai.
Gitmeyeceğim Bayan McNally.
Bu kadar kolay pes etmeyeceğim.
Ben sözümü tuttum. Şimdi sıra sizde.
Ama daha bitmedi Bayan McNally. Birkaç dakika daha var.
Paul her an gelebilir. Bay Sahai. Çaresizim.
Evet Bayan McNally. Ama öğrenmek zorunda.
- Bay Sahai.. - Tuttuğu elin..
.. bir adı olduğunu öğrenmek zorunda. Sizin anne olduğunuzu öğrenmeli.
A- n-n-e. Anne.
Bu da baba.
- Paul, ben sadece.. - Gidin Bay Sahai.
Sevgili Bayan Nair, küçük Michelle'le 20 gün geçirdikten sonra..
.. başarısız olduğumu duyduğunuza sevineceksiniz.
Ama, tekrar gözlerime bakacağınız düşüncesiyle gülümsüyorsanız..
.. fena halde yanıIıyorsunuz.
Bayan Gomes, ona engel olur musunuz?
Bırakın onu Bay Sahai. Bugün çok mutlu.
Hayır! Dur Michelle. Seni yaramaz.
Bana bunu yapmana izin vermeyeceğim.
Gönderilmiş olabilirim..
.. ama seni böyle bırakmayacağım.
Kes şunu Michelle. Kes şunu!
Sana 20 gün öğrettim. Otur.
Lütfen bırakın onu Bay Sahai.
Otur.
Peçeteyi boynuna asacaksın ve yemek için kaşık kullanacaksın.
Bunu atmayacaksın.
Buraya gel.
Seni yaramaz. Bana su mu atmak istiyorsun?
Sana suyun ne olduğunu öğreteyim!
Bu su. Su. Su.
Elini ver. Bu su. Anladın mı?
Su!
Su.
S- u.
Bayan McNally!
Evet. Bu çimen. Ç- i-m-e-n. Hecele.
Çok iyi. Çok iyi. Bayan McNally!
Bu çiçek. Ç-i-ç-e-k.
Bayan McNally!
Ne oldu Bay Sahai? Michelle'e birşey mi oldu?
Michelle. Michelle.. Bayan McNally. Biliyor, biliyor.
Sözcüklerin anlamlarını biliyor.
Sözcüklerin anlamlarını biliyor.
Bakın. Bakın!
Evet, Michelle. Anne.
Ann..
Anne.
Ann..
Bir daha.
An..
Baba.
Bu öğretmen, öğ-ret-men.
Ö.. ö..
Evet.
Evet, o senin ö'n.
Sevgili Bayan Nair.
Bunu duyduğunuza..
.. duyduğunuza..
O gün karanlığıma karşı ilk savaşını kazanmıştın.
Ama bugün hiçbir şey hatırlamıyorsun.
Artık ben senin karanlığınla savaşacağım.
Bana öğrettiğin herşeyi sana öğreteceğim.
Su. Bana öğrettiğin ilk sözcük.
Ondan sonra da..
.. her küçük detayı elime yazmıştın..
.. senfonisini çalan bir orkestra şefi gibi.
Cathy!
Martha. Martha! Londra'dan ne zaman döndün?
Seni görmek ne güzel. Mutlu Noeller.
- Bay McNally.. - Geliyorum Bay Sahai. Bir dakika.
Bu Bay Fernandez. King Edward Üniversitesi'nin yöneticisi.
Michelle'in o üniversitede öğretim görmesini istiyorum.
Onur duydum Bay Fernandez.
Memnun oldum efendim.
Zaman nasıI geçti, inanamıyorum Martha.
Sana kanıtlayayım. Merhaba. Gel.
Onu tanıdın mı? Küçük kızım Sara.
Sara, bu Martha teyze, eski bir arkadaşım.
Merhaba Martha Teyze. Sizin hakkınızda..
Ama Michelle nerede? Onu görmek için can atıyorum.
Michelle'i gördün mü?
Şey. Evet. Sanırım içerde, afedersiniz.
Gel. Ona bakalım.
İşte orada.
Bay Sahai. Şu kıza bakın. Ne duyabiliyor, ne görebiliyor..
.. ama yine de.. baksanıza. Mükemmel.
Michelle McNally o işte..
- .. sözünü ettiğim kız. - Bu imkansız Bay Sahai.
İmkansız, ona hiç öğretmediğim bir sözcük, Bay Fernandez.
Böyle çocuklar için, birçok şey öğrenebilecekleri..
.. özel okullar var.
Sepet yapmak, halı örmek.
Hiç Michelle gibi bir kızın, normal bir üniversiteye kabul edildiğini gördünüz mü?
Hayır, ama bunu isterdim.
Dersleri nasıI anlayacak?
Sınıfta onun yanında oturacağım. Herşeyi işaretler yoluyla öğrenecek.
Her kelimeyi, her harfi.
Michelle, müdürünle tanış.
Evet. Ona söyledim. Fen bölümünü değil, sanat bölümünü istiyorsun.
Bay Sahai, bu konuda kurula danışmak zorundayım.
İyilik yapmak için elimize çok az fırsat geçer.
Umarım, bu fırsatı kaçırmazsınız.
Şerefe.
Bay Sahai, bu üniversitenin normal öğrencilere göre olduğunu biliyorsunuz.
Ama Michelle'e olan inancınızdan dolayı..
.. ve iyi bir öğretmen olduğunuza inandığımız için..
.. Michelle ile mülakat yapacağız. - Teşekkür ederim.
Ama bugün, Michelle'e tercümanlık yapamazsınız.
İkinizi de tanımayan, özel bir öğretmen çağırdık.
Tercümanlığı o yapacak.
Seninle mülakat yapacaklar. Başka tercüman, ben değil, tamam mı?
İşte geldi.
Bayan Nair?
Hoşgeldiniz Bayan Nair, Bu Bay Sahai.
- Merhaba Bayan Nair. - Merhaba.
Işık.
Mülakat için hazır mısın?
Hazırız efendim.
Neden okumak istiyor?
Neden okumak istiyorsun?
Okumak ve öğrenmek istiyorum..
.. onurlu ve bağımsız yaşamak için ve hayatta kalmak için.
Dünyada kaç okyanus var?
Dünyada kaç okyanus var?
Benim için, her su damlası bir okyanustur.
Soruma yanıt vermedi. Dünyada kaç okyanus var?
Sorularına direk yanıt istiyorlar.
Biz Hindistan'daysak, Amerika ne tarafta olur?
Sen Hindistan'daysan, Amerika ne tarafta olur?
Dünya yuvarlaktır. Yani Amerika her yerde olabilir.
- Bilgi onun için ne ifade ediyor? - Bilgi senin için ne ifade ediyor?
Bilgi herşeydir.
Bilgi ruh, bilgelik, cesaret, ışık ve sestir.
Bilgi benim İncil'im, Tanrı'm..
Ö..
.. bilgi öğretmenimdir. - Bravo! Mükemmel.
Tebrikler Bay Sahai.
Öğrenciniz artık üniversitemizin bir parçasıdır.
Teşekkür ederim.
Sordukları her soruyu yanıtladım.
Michelle bugün çok mutlu görünüyor Paul. Sürekli görüşmeden söz ediyor.
Bütün gündür gülümsüyor.
Neden olmasın? Dün yemek masasında oturamayan bir kız..
.. bugün üniversitede bir sandalye sahibi. İnanıImaz.
Michelle'i siyah mezuniyet cüppesi içinde göreceğimiz günü hayal edebiliyor musunuz?
Çok özel bir gün olacak, değil mi Sara?
Elbette anne.
Michelle'in yaptığı herşey özeldir. öyle değil mi?
Afedersin, taslağımı bitirmeliyim.
- İyi akşamlar Sara. - İyi akşamlar.
Bay Sahai, tebrikler. Bir mucize daha gerçekleştirdiniz.
Daha çok yolumuz var Bay McNally.
Yolculuk daha yeni başladı.
Öğretmen!
Hediyesini almak için epeydir bekliyor.
Nedir bu?
Hayat arkadaşın.
Buna ihtiyacım yok. Buna bağımlı olmak istemiyorum.
Bu, seni bağımlı yapmayacak.
Seni bağımsızlaştıracak. Anladın mı?
Yeni bir hayatın başlangıcıydı.
Yeni bir heyecan, yeni ufuklar.
Bana inancın vardı..
.. benim de kanatlarıma.
O gün ne kadar mutlu olduğumu hatırlıyor musun?
Michelle'in yalnız kalmasına izin vermek akıllıca mı?
Yalnız olmayacak, Bayan Gomes de burada kalacak.
Ben de yan tarafta olacağım.
Üniversite buraya yakın. Yeni insanlarla tanışacak.
Ayrıca, onu bir ömür boyu koruyamayız.
Merak etmeyin. Birşey olmayacak.
Senin neyin var Sara?
Ne güzel gülüyorduk, aniden kavga etmeye başladın.
Çok sinir bozucu anne. Neyi, nereye koyarsam..
.. alıp başka bir yere koyuyor.
Anne, onu çok seviyorum, gerçekten.
Ama, Iütfen beni bu işe karıştırmayın, olur mu?
Çok heyecanlı tatlım. Lütfen anla.
Ben herşeyi anlıyorum. Her zaman o, değil mi?
Onun heyecanı, onun mutluluğu, o sizin herşeyiniz.
Peki ya ben? İşaretlerle mi anlatayım?
Paul, söylediklerine inanamıyorum.
Tanrım, Michelle!
- Michelle! - Hayır Bayan McNally. Onu yalnız bırakın.
Her düştüğünde, daha yukarı kalkacaktır.
Düştüm.
İşte böyle.
Yalnız yürümeni istiyorum, yardım almadan.
50 adım. Düz, sonra sağa. AnlaşıIdı mı?
Jojo. Yavaşla. YaşIanıyorum.
Çok özür dilerim.
Nereye gidiyor bu?
Nereye gidiyorsun?
Hayır. Bu, yanlış taraf. Bu taraftan.
Hayır, gecikiyoruz!
Hadi, evet, çabuk.
Evet, hadi.
Koş, koş! Evet!
Hadi, çabuk.
- 38. - Burada.
- 39. - Burada.
- 40. - Burada.
41.
- 42. - Burada.
Öğrenecek çok şey, bunun için çok az zaman vardı.
Ellerin, yorulmadan, 24 saat..
.. benimle konuşuyordu.
Hayat rahimden de başlasa, topraktan da başlasa..
.. yolculuğu karanlıkta başlar ve karanlıkta biter.
Bir gün hepimiz bu karanlıktan geçmek zorunda kalacağız..
.. ve ışığa ulaşacağız.
Benim için yeni kapılar açıImıştı..
.. yeni arkadaşlar, yeni düşünceler, yeni bir şiirsellik..
.. dünyaya yeni bir bakış şekli.
"Gördüğün şey, düşlediğindir. "
Şaire katıImıyor.
Düş gören gözler değildir, akıIdır.
Gözlerim görmüyor, yine de düşIüyorum.
Düşümüz, bir gün mezun olmam.
Hazır mısınız?
Hazırız.
Ağaç.
Kelebek.
Kuş.
Balık.
Arı.
Hayatımın en güzel yılları..
.. bugün bile mutluluk veren anılar.
Tamam.
Sorun yok.
Ne? Gıdıklandın mı?
Kar yağmayacak. Lütfen derslerine konsantre ol.
Şemsiyeye ihtiyacın yok. Konsantre ol.
Şemsiyeyi bana ver. Kes şunu.
Şemsiyeyi bana ver.
Şemsiyeyi bana ver.
Kör müsün?
Özür dilerim efendim.
Hayır. Sorun yok.
Hayır.
Çok yavaşsın! NasıI geçeceksin?
Deneyecek misin?
Görelim bakalım.
Bu, dakikada 10 sözcük.
Çalışıp, 30 yapacaksın. Hadi oradan!
- Geçtim mi? - Kaldın.
Bir iki dersten değil, hepsinden kaldın.
İnsanlar başarıyı kutlarlar, ama biz başarısızlığı kutladık.
Dondurma yerken, bana örümceğin öyküsünü anlattın.
Birçok defa denedikten sonra evine varabilen örümcek.
Ne de olsa, başarısızlık, başarıya doğru ilk adımdır..
.. ama benim için bu adımların sonu gelmiyordu.
Bay Sahai, nasıIsınız? Michelle nasıI?
İyi, sınav sonuçları açıklandı.
Ne oldu peki?
Yine kaldı.
Ama sınavların kolay olduğunu söylemişti.
Yalan söyledi, tatilin tadını çıkarabilsin diye.
Ama bir kişinin, ancak düştükten sonra daha yukarı kalkabileceğini söylemiştiniz.
Ben kendim düşmeden önce, ona uçmayı öğretmek istiyorum.
YaşIanıyorum, biliyor musunuz?
Ne oldu?
- Michelle yine mi kaldı? - Evet Paul. Endişeliyim.
Sanırım Bay Sahai..
Anne. Eve dönmek istiyorum.
Anne, kaldım.
Öğretmen bana bağırdı.
Seni seviyorum bebeğim.
Beni arıyormuşsunuz Bay Fernandez.
Bay Sahai, içeri gelin Iütfen. Bütün gündür sizi bekliyordum.
En büyük başarımı sizinle paylaşmak istiyorum.
Lütfen oturun.
Bay Sahai, Michelle iki yıIdır aynı sınıfta okuyor.
Ben de ona yardım etmek için birşeyler yapmayı düşündüm.
Sanat, birinci sınıf, tamamen kabartma yazıyla.
Bir keresinde iyilik yapmak için çok az fırsatımız olur demiştiniz.
Bu fırsatı kaçırmadığınız için mutluyum.
Artık kimse Michelle'i ilerlemekten alıkoyamaz. Teşekkür ederim.
Birşey değil. Bu benim görevim, mutluluğum, gururum.
Bir sorun yok herhalde?
Birşey mi oldu?
O zaman kitapları Michelle'e götürün Bay Sahai.
Dışarı nasıI çıkacağım?
Dışarı nasıI çıkacağım?
Efendim?
Dışarı nasıI çıkacağım?
Kapı, Bay Sahai. Tam arkanızda.
İçeri girdiğiniz taraftan.
Evet.
Bay Sahai, iyi misiniz?
Öğ.. retmen.
Büyüdükçe yeni duygular meydana çıkıyordu..
.. anlayamadığım birşeyler.
Senden başka kimseyi tanımadım öğretmenim.
Bu yüzden seninle başka bir ilişki düşündüm öğretmenim.
Böyle düşünmem yanlış mıydı?
Çok şey değişiyordu..
.. ama başarısızlığım değişmiyordu.
Zaman doldu Michelle.
Michelle, fazladan zaman kullandın zaten.
Michelle. Kağıdı alıyorum o zaman.
Hayır. Hayır. - Lütfen..
.. bırak.. - Lütfen..
.. bırak. Hayır. Bırak.
Yanıtları bilmek yeterli değil.
Beni çok hayalkırıklığına uğrattın. Öfkeliyim. Çok öfkeliyim.
Hayır. Yanıtları bilmek yeterli değil.
Onları kağıda da dökmelisin, anladın mı?
Başarısız biri gibi dikilme orada!
Mesele yok. - Mesele var Bayan McNally.
Sadece onun değil, benim de başarısızlığım.
Üç yıIdır üstüste başarısız oluyor.
Üç yıIdır aynı dersleri yapıyoruz.
Çok yavaş yazıyor. 2 dakikada 10 kelime. Yani..
Hey, Michelle.
Nereye gittiğini sanıyorsun?
Bırak çantayı, bırak.
Bırak çantayı!
Yeter! Eve gitmek istiyorum.
Hayır. Hiçbir yere gitmiyorsun.
Kalmak istemiyorum. Okumak istemiyorum.
Hayır. Kalacaksın. Okuyacaksın. Anladın mı?
Okuyacaksın. Üç yıIda tuşlar bile yıprandı..
.. ama kafana hiçbir şey gitmedi. - Bırakın onu Bay Sahai!
Bayan McNally, ben hayatımın 18 yıIını bunun için harcamadım!
Başarısız olmasına izin vermeyeceğim.
Buraya gel.
Dinle.
Başarısızlıktan kaçmayacaksın. AnlaşıIdı mı? Kaçmayacaksın!
Michelle, bu ne şimdi? Kitaba nasıI saygısızlık edersin?
Kaldır. Hadi. Kaldır. Kaldır kitabı.
Kaldır kitabı Michelle.
Kaldır kitabı.
Kes.
Ben yaşadığım sürece, okuyacaksın.
Öğrenmek istemiyorum.
Evet! Öğreneceksin. Mezun olacaksın.
Siyah cüppe. Düşümüz.
Cüppe filan istemiyorum. Benim dünyam siyah.
Hayır. Senin dünyan siyah değil. Işıkla dolu.
Benim dünyam siyah, siyah!
Siyah. Siyah.
62 sözcük..
.. 2 dakikadan az bir sürede.
Artık yavaş değil Bayan McNally.
Kutlama zamanı.
Dondurma zamanı canım.
- Dondurma mı? - Evet.
Bayan McNally. Hayat bir dondurmadır. Erimeden tadını çıkarın.
İki tane alabilir miyim?
Dondurma, elbette.
Efendim, dondurma.
Dondurma efendim.
Ne oldu? - Ö...
Sizin neyiniz var?
Paranızın üstü efendim.
Efendim, paranızın üstü?
Ö.. ö..
Ö.. ö.. ö..
İyi misiniz? Bir doktor çağırın!
Bay Sahai?
Bay Sahai?
Demek buradasınız. Sizi arıyordum.
Evet?
Beni tanımadınız mı?
Benim. Fernandez.
Michelle'in müdürü.
Evet. Elbette. Michelle'i çağırayım.
Michelle! - Michelle duyamaz Bay Sahai.
Onu çağırayım.
Bayan Gomes! - Michelle evde değil.
Burada.
Adımı unutmak, kapıyı unutmak..
.. hiçbiri sorun değil. Ama Michelle'i bu şekile unutmak.
Ciddi bir sorun var Bay Sahai.
Bir doktora görünmeniz gerektiğini düşünüyorum.
İyi geceler Bay Sahai.
Özür dilerim.
Sorun değil.
Beni asla unutma.
Söz veriyorum..
.. seni asla unutmayacağım.
Beni merak ettin.
Hayır. Beni merak etme.
Sadece yaşIanıyorum.
Hayır. Merak etme.
Yat uyu.
Sana ninni söyleyeyim.
Ben şarkı söyleyemem.
Uyu bebeğim. Ağaçların üstünde.
Rüzgar estiğinde, beşik sallanacak.
Uyu bebeğim.
Bir fırtına, rüyalarımı parçaladı..
.. benim için en değerli olan o rüyaları.
İIk defa o gün korkuyu hissettim.
Beni unutursan, nasıI yaşarım?
- Ne oldu şimdi? - Aşağı inmek istemiyor.
Kayınlarının önüne çıkmasının tuhaf olduğunu hissediyormuş.
Geceyi berbat edeceğini düşünüyormuş.
O zaman neden zahmet edip buraya kadar gelmiş?
Kes şunu Sara!
Bay Sahai'nin sağIığından endişe ediyor, Iütfen.
İkinizi bu şekilde kavga ederken görmek bana acı veriyor.
Şimdi onu hazırla ve aşağı getir.
Bitirmem gereken çok işim var.
Michelle, senden rica ediyorum.
Şu ana kadar, senin yaptığın herşey özeldi.
Ama bugün, benim için çok özel bir gün.
Aşığım ve senden önce nişanlanıyorum.
Bunun seni üzebileceğini biliyorum.
Belki de senin hayatında böyle bir gece hiç olmayacak..
.. ve hiç aşık olmayacağını hissediyor olabilirsin.
Umarım olursun. Gerçekten.
Ama, o zamana kadar..
.. Iütfen gecemi berbat etme. Tamam mı?
Bugün çok mutluyum, çünkü hayatta sevdiğim herkes..
.. bu odada. Bu fırsatla birkaç kelime etmek isterim.
Sizin gibi bir anne babaya sahip olduğum için çok şanslıyım..
.. ve Michelle gibi bir kardeşe.
Belki çok iyi bir kız ve kardeş olamadım..
.. ama hepinize, sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum.
Bu evi de seviyorum.
Burada çok anımız var.
Bir keresinde Michelle ile dışarda oynadığımızı hatırlıyorum.
Elele otların arasında koşuyorduk.
Ve koşarken, ikimiz de düştük ve birlikte ağlamaya başladık.
Annemle babam koşarak dışarı geldiler, Michelle'i yerden kaldırdılar, ve beni bıraktılar.
.. orada, kollarımı uzatmış..
.. bekliyordum.
Hala bekliyorum.
Çocukken, ona çok kızardım.
Onu ne kadar seversem, o kadar da kıskanıyordum.
Sevmediğim bütün yemekleri ona yedirirdim.
Michelle'i gecenin ortasında uyandırıp ona su içmek isteyip..
.. istemediğini sorardım. Michelle başını sallayıp evet derdi..
.. ben de başımı çevirip uyurdum.
Bütün gece beni beklerdi.
Bunu yaptığıma inanamıyorum.
Ya sen Marc?
Yaptığım tüm şeyler, ve bütün yersiz öfkelerim için..
.. özür dilemek istiyorum.
Yanlış birşey mi söyledim?
- O zaman Iütfen bırak bitireyim. - Dinlemek istemiyorum.
Bu benim için çok önemli. Michelle.
Michelle.. - Yeter!
Otur.
Otur.
Bu mutlu ve önemli gecede..
.. Michelle Sara için bir konuşma hazırlamıştı.
Ben okuyacaktım, Michelle de işaret diliyle anlatacaktı.
Ama Michelle'in işaret havasında olduğunu sanmıyorum.
Buna rağmen, söylediklerini hepimizin dinlemesi önemli.
"Sekiz yaşındaydım, yabani, sert, hep hayata öfkeli.
Hayatın güzel anlarını hiç yaşayamayacağımı hissediyordum.
Sonra annem Sara'yı ilk defa kucağıma verdi.
Güzelliğe dokundum. Minik gözlerine dokundum..
.. ve sonra dünyayı Sara'nın gözlerinden göreceğimi anladım.
Annem bütün gün gülümsemekten kendimi alamadığımı söylerdi.
Sara, benimle bütün mutluluğunu paylaşırdı.
Elimden tutup beni her yere götürürdü.
Annem etrafta değilse, beni beslerdi.
Geceleri, beni uyandırıp, su isteyip istemediğimi sorardı.
Sen sessiz parmaklarımın sesiydin.
Düğün gününü iple çekiyorum.
O gün güzelce giyineceğim.
Hiç gelin olamayabilirim, ama yine de nedime olacağım.
Marc'a işaret dilini öğret, seninle ilgili şikayet edeceğim çok şey var.
Nedimen olmana izin verdiğin için teşekkür ederim Sara.
Sen Marc'la yeni bir yaşama doğru yürürken, ağlamayacağıma söz veriyorum.
Bu mutlu mesajdan sonra..
.. kadeh kaldıralım..
.. Sara ve Marc için.
Siz, Marc Philip Bragger, Sara Maria McNally'yi..
.. kendinize eş olarak kabul ediyor musunuz? - Ediyorum.
Marc evet dedi.
- Siz, Sara Maria McNally.. - Şimdi rahip, Sara'ya soruyor.
.. Marc Philip Braggeri kendinize eş olarak kabul ediyor musunuz?
Ediyorum.
Sara evet dedi.
Sizi karı koca ilan ediyorum.
Şimdi birbirlerine yüzük takıyorlar.
Şimdi gelini öpebilirsiniz.
Rahip, karı koca olarak öpüşmelerini istedi.
- Yanaktan mı? - Hayır, yanaktan değil. Dudaktan.
Ö..
Ö..
Burada ne yapıyorsun?
Konuşmak istedim.
Beni seviyor musun?
Acı çekiyorum.
Acı çekmeni anlıyorum.
Bir adamı sevmenin nasıI birşey olduğunu asla bilemeyebilirim.
Belki fiziksel aşkı hiç tecrübe etmeyeceksin..
.. ama..
Beni bir kere öper misin..
.. Iütfen?
Ö..
Ö..
Bir kadın olarak itibarımı bana verirken..
.. bir öğretmen olarak bütün itibarını yitirmiştin.
Çok şey istediğimi anladım.
Bir hata yaptım.
Bana, senden af dileme fırsatını bile tanımadın.
"Canım Michelle.
Bastonunu unutmadığın gibi, bir şeyi daha unutma.
Karanlık, umutsuzca seni yutmak istiyor.
.. ama her zaman ışığa doğru yürümelisin.
Umutla dolu her adımın, beni yaşatacak Michelle. "
Bir kez daha, ışık karanlığa dönüştü..
.. ses de sessizliğe.
Oniki yıI boyunca, bana gösterdiğin yolda yürüdüm..
.. karanlıkta, yalnız.
Oniki yıI sonra, seni aynı çeşmenin orada buldum..
.. ve oniki gün sonra, bu not çizelgesi.
Michelle McNally, mezun.
İyi haberi ilk olarak senin duymanı istedim.
Bay Sahai, burası yatağınız, Iütfen uzanın.
Lütfen. İşte böyle. Bay Sahai...
.. burası yatağınız, Bay Sahai!
Hemşire!
Bay Sahai.
Lütfen uzanın Bay Sahai.
Ö..
Ö..
Ö..
Ö..
Bugün aramızda, bir metanet ve güç..
.. örneği sergilemiş, imkansız olan..
.. hiçbir şey olmadığını ispatlayan bir öğrenci var.
Kendisi üniversitemizin gururudur.
Ve bu ender görülen başarı üstüne birşeyle söylemesini istiyorum.
Bayanlar baylar. Michelle McNally.
İşte benim kızım.
Birçok kez denedikten sonra..
.. pek çok kereler düşmesine rağmen..
.. örümcek sonunda evine vardı.
Karınca dağa tırmandı.
Kaplumbağa çölü geçti..
.. ve bugün, Michelle sonunda mezun oldu.
Ama sizinle benim aramda bir fark var.
Sizin 20 yıIda yaptığınızı yapmak, benim 40 yıIımı aldı.
Ama sonunda başardım!
Küçükken, hep diğer çocukların gerisinde kalırdım.
Ailem hep benden utanırdı.
Her yıI evi arayıp, "Anne, kaldım" derdim.
Ama bugün..
.. "Anne, geçtim" diyebilirim.
Ailemin benimle gurur duyduğunu biliyorum.
Gururla dünyaya, kızları olduğumu söylüyorlar.
Teşekkür ederim anna, baba.
Çocukken, hep bir arayış içindeydim.
Ama sonunda, sadece karanlık buldum.
Bir gün, annem beni bilmediğim bir kucağa koydu.
O herkesten farklıydı. O bir sihirbazdı.
Yıllar boyunca, beni karanlıktan ışığa sürükledi.
Tanrı söz konusuysa, hepimiz körüz.
Onu ne gördünüz, ne de duydunuz.
Ama ben Tanrı'ya dokundum. Varlığını hissettim.
Ona Ö diyorum. Öğretmen.
Benim için herşey siyahtı..
.. ama öğretmenim bana siyahın yeni anlamını öğretti.
Siyah sadece karanlık ve boğulma değil.
Başarının rengi.
Bilginin rengi.
Mezuniyet cüppesinin rengi.
Bugün hepimizin paylaştığı renk.
Ama sizinle benim aramda bir fark var.
Bugün hepiniz mezuniyet kutlaması için bunu giyiyorsunuz.
Ama ben giymiyorum.
Çünkü beni bu siyah cüppeyle gören ilk kişinin..
.. öğretmenim olmasını istiyorum.
Her mezuniyet gününde, beni buraya getirirdi.
Her yıI, şu kapının yanında dururduk..
.. ve her yıI, elime şöyle yazardı:
"Bir gün, seni o sahnede görmek istiyorum Michelle. "
Onun rüyasını gerçekleştirmek..
.. 40 yıIımı aldı.
Ve bugün, hayatımda ilk kez, görme yeteneğimin eksikliğini hissediyorum.
Çünkü, öğretmenimin, gururla, kapıda durup..
.. rüyamızı gerçekleştirdiğimi görmesini görmek isterdim.
Öğretmenim.
Düşümüz.
Su.
Su.
Su.
Su.
Su.
Sevgili Bayan Nair, aydınlığa çıktığımızı duyduğunuza sevineceksiniz.
Bugün öğretmenim ilk sözcüğünü hatırladı - su.
O dünyadaki en büyük öğretmen..
.. dünyada imkansız diye birşeyin olmadığını yeniden kanıtlayan..
.. başka biri için yaşamanın ne güzel birşey olduğunu bana öğreten öğretmen.
Bugün öğretmenimin okuldaki ilk günü Bayan Nair.
Ama onun alfabesi, tıpkı benimki gibi, "a, b, c, d, e" diye başlamıyor.
"S, i, y, a, h" diye başIıyor.
"Siyah"
~~louison~~