Tip:
Highlight text to annotate it
X
Adım Toby Ott. 27 yaşındayım.
Hobilerim arasında televizyon ve film izlemek var.
Youtube videoları da izlemeyi severim.
Aynı zamanda bir bilgisayar oyunu tutkunuyum. 5 yaşından beri oynuyorum.
Doğuştan körüm.
Bilateral Anoftalmi isimli bir hastalık sebebiyle gözsüz doğdum.
Çok nadir rastlanan bir hastalık, sanırım her 100.000 doğan çocukta bir oluyormuş.
İlk okul ve orta okul için normal bir devlet okulunda okudum.
Sonra 16 yaşındayken Hereford'daki körler kolejinde okudum 3 sene.
Orada müzik ve performans sanatları okudum.
Sonrasında Lewisham kolejine geçtim ve ticari bilgi teknolojisi diploması aldım.
Tabiki kör olunca ulaşım biraz zor oluyor.
Küçükken kör sopası kullanmayı oğrenmem gerekti
ve Hereford'dayken bağımsız olabilmek için okulun yollarını ve koridorlarını öğrenmem gerekti.
Bunları öğrendilkten sonra gerçekten yardım almadan okulada ulaşım sağlayabiliyordum.
Hatta kendi başıma trene binip Hereford dan London Paddington istasyonuna yolculuk yapıyordum.
Okuma yazmaya gelirsek, 3 yaşındayken Braille öğrenmeye başladım.
Şu anda Braillenote Touch diye bir tablet kullanıyorum.
Android sistemi ile uyumlu çalışabilen dünyada ilk ve tek braille tableti.
Ve içinde programlanmış konuşma özelliği var.
Bunun yanısıra braille ve dokunmatik ekran özelliği var.
Bir kursa gittim ve sonucunda 10 parmak ile klavye kullanmayı öğrendim.
Bilgisayar kullandığımda Windows ise 'Jaws' isimli ekran okuyucu programını kullanıyorum,
eğer Apple Mac i kullanıyorsam kendi sisteminde bulunan 'Voiceover' programını kullanıyorum.
Mesela şimdi bu videoyu izlemek istiyorsam, seçiyorum onu ve...
İşte bu kadar!
5 yaşımdan beri oyun hayranıyım. İlk deneyimim bir atari salonunda Mortal Kombat 1 ve Street Fighter ile oldu.
Ondan sonra bir Playstation aldım, ve ilk oyunlarım
Star Gladiator isimli müthis uzay dövüş oyunu ve Tekken 2.
Soul Calibur da çok severek oynadığım bir dövüş oyunu,
hatta arkadaşlarımla oynadığım zaman onları yendiğim bile oluyor.
2003 yılında Playstation 2 e geçtim ve onunla beraber Final Fantasy 10 oyununu aldım.
Arkadaşım ve kuzenlerimin yardımıyla menü ve savaş sisteminin nasıl kullanıldığını öğrendim.
Bunun sayesinde oyundaki birçok mekanı gezebiliyorum ve geçilmesi gereken düşmanlarla savaşabiliyorum.
Aynı zamanda oyun modifiye (Mod) işlerine girmeye başladım.
Bir arşivden indirdiğim modifiye Doom haritalarında oyunuyorum ve canavarları öldürmekten keyif alıyorum.
ve 10 yıllık Doom oynama kariyerimde birçok level ı bitirmeyi başardım.
Final Fantasy gibi RPG (Rol Yapma Oyunu) oyunlardan çok keyif alıyorum.
çünkü güzel hikayesi olan ve enteresan düşman savaşları olan oyunları severim.
Oyunun müzikleri de güzel olması tabiki benim için çok önemli birşey.
Şimşekli bir fırtına var, her yere yıldırım düşüyor
ve mümkün olduğu kadar yıldırımlardan uzak durup daha güvenli bir yere gitmemiz lazim.
Seslendirmeler de çok önemli, çünkü senin hikayedeki karakterlerle daha güçlü bir bağlantı kurmanı sağlıyor.
Dövüş oyunlarını da seviyorum çünkü arkadaşlarımla kapışabiliyorum.
Hatta online başka oyuncularla da kapışabiliyorum, ve kendimden daha yüksek puanları olanları yendiğim oldu.
Artik efsaneleşmiş bazı silahlı oyunları da çok severim, mesela Duke Nukem ve Doom.
Yaratıklardan gelen ses efektleri çok hoşuma gidiyor ve farklı sılahları deneyip onları yok etmeye çalışmak bana heyecan veriyor.
Kör olduğum için tabiki birçok şeye erişmem mümkün değil, bu yuzden oyundan keyif alabilmek için hilelerle oynamak zorundayım.
Bazı bolümlerin anahtarlarını bulmam imkansız olduğu için duvarların içinden geçme hilesi de kullanıyorum.
Buna rağmen bazı haritaları bitirmem imkansız o yüzden istediğim haritayı seçebildiğim bir hile kullanıyorum.
Bilgisayar oyunları fazlasıyla görsel olduğu için tabiki de benim için çok fazla zorluğu var.
Ama ben bunun verdiği zorluklara karşı mücadele etmeyi seviyorum ve oyunları öğrenmek için gayret ediyorum.
Ben de normal bir gamer ne yapıyorsa onu yapmak istiyorum.
Final Fantasy 10 u oynarken bir yerinde 8 hafta boyunca takıldım.
Defalarca deneyip başarısız oldum.
Ama sonunda başardım ve çok sevinçliydim çünkü sonunda artık hikayenin devamını görebilecektim.
Zor bir düşmana karşı savaşmak ve arkadaşımla oyunu öğrendikten sonra hiçbir yardım almadan onu yenmek
gerçekten tarif edilemez bir keyif.
Yeni bir oyun oynamak istediğim zaman, ilk önce arkadaşımın yardımıyla menüleri öğreniyorum.
Sonrasinda kendi başıma oynamaya çalışıp oyunun bana uygun olup olmadığına bakıyorum.
Final Fantasy gibi bazı oyunlarda müziğin de çok önemi var çünkü onun sayesinde hangi bölgede olduğunu anlayabiliyorsun.
Genelde hep oyunu kaydetme noktalarını hedefliyorum.
- Aa, Macalania bölgesindeyim.
Yani bir mahallede dolanıyorsam veya bir mağradaysam, ona göre o bölgelerin müzikleri çalıyor.
Eğer bir aksiyon başlayacaksa...
ona göre müzik değişiyor ve ona göre kendimi hazırlayabiliyorum.
İnjustice oyununun mesela çok güzel bir özelliği var.
Arenada interaktif bir objeye yakınsan özel bir ses çıkarıyor.
Bu bizim için çok faydalı çünkü mesela bir tuzak varsa ondan kaçabiliyoruz göremesek bile.
Arenanın neresinde olduğunu kabaca anlayabiliyorsun ve ona göre hamle yapma şansın oluyor.
Malesef bazı oyunları hiçbir şekilde oynayamıyorum.
Bu oyunlar hakkında bilgi kazanıp hikayelerini öğrenmek için Youtube dan videolarını izliyorum.
Bu şekilde oynayamasam bile genede hikayesinden keyif alabiliyorum.
Bu oyunları oynarken dinlediğim müzikler,
seslendirmeler ve sinematik sahneler sayesinde yarattıkları dünyaların hayalini kurmaya çalışıyorum.
Oyunun neler anlatmaya çalıştığını, karakterlerin o dünyada nasıl yaşadığını düşünüyorum.
Bu dünyaların nasıl bir yer olduğunu düşünürüm ve bazen uyurken bile rüyalarımda hissetmeye çalışırım.
Bu karakterler bir yolculuk yapıyor,ve ben de onlarla beraber yolculuğa çıkıyorum,
ve bu karakterlerin neler hissetiklerini, bulundukları dünyayı ve içindeki insanların nasıl olabileceğini hayal ediyorum. Bunlar benim için çok önemli.
Oyunları körler için daha erişilebilir yapmak için yapılması gereken ilk şey
filmlerde olduğu gibi sesli anlatım, özellikle oyunun sinematik sahneleri için.
Sahnede bir sessizlik olduğu zaman veya bittiğinde birileri neler olduğunu bize anlatabilr,
veya nasıl bir bölgede olduğumuzu söyleyebilir.
Bir sonraki bölgeye gidebilmemiz için sesli bir yönlendirme bile olabilir.
Bilgisayarlarda olduğu gibi bir ekran okuyucu olabilir.
Sesli menüler de çok faydalı olabilir.
Bir zamanlar Virtua Fighter 4 diye bir oyun oynadım, ve o oyunda sesli menüler vardı.
Bu benim için çok güzel birşeydi çünkü hiç kimseden yardım veya eğitim almadan tek başıma menüleri gezebilme şansım oldu.
Bu eklemelerin yapılabileceğinden çok eminim, özellikle bahsettiğim sesli navigasyon ve anlatım.
Kör arkadaşlarıma sesleniyorum ve sizin de bilgisayar oyunlarını denemenizi tavsiye ediyorum.
Bu bir dövüş oyunu da olabilir, Final Fantasy gibi birşey de olabiilir, Doom gibi silahlı oyun bile olabilir.
Görebilen bir arkadaşınızla bile oynasanız oyunu öğrenip daha sonra tek başınıza da oynayabilirisiniz.
Eminim ki siz de bu oyunların dünyalarını çok seveceksiniz ve keyif alacaksınız.
Benim hayatımın çok büyük bir parçası oldu.
Çok da eğlenceli oldu. Hala çok seviyorum.
O yüzden çok istiyorum başkalarının da bu oyunları denemesini çünkü
onlar da benim gibi hissedeceğini düşünüyorum.