Tip:
Highlight text to annotate it
X
Big Think alive’a hoş geldiniz. Ben Megan Erickson ve bugünkü konuğumuz Jesse Bering,
Wells College’da öğretim üyesi, scientificamerican.com’da köşe yazarı ve Penisin Şekli Neden Öyle? Ve Anatomi, Parafili, İnanç ve Evrim Üzerine Düşünceler adlı kitabın yazarı. Jesse, programa hoşgeldin.
Merhaba, Megan. Teşekkür ederim
Tamam, o zaman ilk sorumuzla başlayalım ki bu soru çok bariz bir soru olacak, penisin şekli neden öyle?
Hiç sormayacaksın sandım.
Bu, sadece bu koleksiyonun adı
Penisin şeklini düşünecek olursan neden o şekilde olduğunu anlamak hemen mümkün olmuyor,
diğer primat türlerinin penislerinden oldukça farklı görünüyor
Ve kitapta görmek istediğimden daha çok goril, şempanze, orangutan penisi gördüğümden bahsediyorum
çünkü geçmişte onlar üzerinde araştırma yaptım.
Ama bizimkiler daha büyük, özellikle de diğer türlerle kıyaslandığında, bize bu kadar benzeyen türlere göre bile daha büyük.
Ayrıca oldukça karakteristik bir şekle bile sahip
Burada ellerimle göstermek zorundayım, başka yolu yok.
Uzun ve sert gövdesiyle, mantara benzer bir kafası veya glansı var ve buna penisin başı deniyor.
Tabii burada erekte haldeki bir penisten söz ediyorum.
Ve glansın altında şemsiyeye benzer bir uzuv olan taçsı bir çıkıntı var.
Ve evrimsel bir bakış açısından bu kadar belirgin bir taçsı çıkıntımızın olmasının sebebi ön tarafında küçük,
böyle göstermek istemiyorum ama burada tekrar ellerimi kullanmak durumundayım,
aslında küçük bir deri parçası olan frenulum bulunmasıdır.
Yani insan penisinin bu benzersiz özelliklerinin ne için olduğu
şempanzelerin basit dölleme aletleriyle karşılaştırıldığında ortaya çıkıyor.
Öne sürülen görüş kısaca taçsı çıkıntının daha önce aynı kadınla cinsel ilişkiye girmiş
girmiş başka bir erkeğin vajinal alana bırakmış olduğu spermleri geri çekerek o spermleri dışarı atmaya yarıyor olması.
Bir tür *** yarışı gibi bir şey.
İlişki sırasında ne kadar coşkulu bir şekilde vajinal kanala girip çıkarsanız orada olan spermleri
o kadar dışarı çıkartıp frenulum bölgesinde toplanmasına ve oradan da erkeklik organının aşağı kısmına doğru yollarsınız.
Ve boşalırsınız
ve alışılagelmiş olarak derhal yumuşarsınız.
Tamam, derhal değil belki ama penisi olan birileri veya daha önce bir penisle herhangi bir etkileşimi olmuş
herhangi biri bilir ki bir kez boşaldığınızda genellikle girip çıkmaya devam etmezsiniz, bu iyi hissettirmez.
Bu da iyi bir şeydir,
başarısızlık değildir. Çünkü kendi boşalttığınız spermleri kendiniz dışarı atmanız iyi bir şey olmazdı.
Ve bahsettiğim diğer şeye gelince,ebat,
diğer türlere göre büyüktür.
Gorillerinki sivrisineklerinki kadardır.
110 kilo kadar doğarlar ama o bölgeleri hiç de o kadar etkileyici değildir.
Ama bizimkiler büyüktür
ve itiraf etmeliyim ki birkaç insan penisi de gördüm.
Boyutu önemli, daha çok erkek için önemli çünkü daha derinlere girdikçe ve ne kadar büyükseniz
ve derinlere girebiliyorsanız, eğer heteroseksüel bir erkekseniz, başka bir erkeğin sizin girdiğiniz derinliğe girmesi
ve sizin bıraktığınız spermleri dışarı atması zorlaşır.
Yani boyut önemli
kadınlar için iyi hissetmeleri açısından heyecan verici etkileri varken,
erkekler için üreme açısından daha önemlidir.
Ne kadar büyükse o kadar iyi.
Peki, teşekkürler.
Önemli değil.
Kitabın isminin insanlar üzerinde yarattığı bir tür etkiden bahsettin
ve insanlar bu tarz sorulara bayılıyorlar doğal olarak ama aynı zamanda tahmin ediyorum ki evrimsel psikoloji ve biyoloji
alanında daha fazla şey öğrenmek daha büyük bir bilimsel ve sosyal bir değer.
Biraz bunlardan bahsedebilir misin acaba?
Yani, özetle bu tarz mekanikler hakkında bir şeyler bilmenin uygulamalı faydalarından mı bahsedeyim?
Evet ve eğer bilim adamı olmasaydın yine de bu konularla ilgilenir miydin?
Bence, her şeyden önce, nasıl olsa bunlar benim çalışmalarım olmadığı için övünüyor gibi olmayacağım,
rahatlıkla söyleyebilirim ki bu bilim adamlarının evrimsel açıdan yaptığı bu çalışmalar gerçekten büyüleyici çalışmalar.
Sadece insan tarihi boyunca anatomik parçalarının geçtiği süreçleri anlamış olmak ki onlar aslında her zaman oradaydı ama biz hiç onların ne için var olduğunu sorgulamamıştık.
Bize bu kadar tanıdık gelen bir şeyin işlevinin ne olduğunu kendimize sormayı unuttuk, bu kadar gözümüzün önünde olan bir şeyin.
Tamam, belki gözümüzün önünde olan bir şey değil ama bazen gözümüzün önünde olabiliyor.
Bu tarz soruları hep geçiyoruz çünkü cevap aslında yüzeye çok yakın.
Sadece bilimsel bir bakış açısı edinip bir adım geriye atabildiğimizde *** ve kadın orgazmı, kadınların boşalması gibi son derece bilindik konularda objektif sorular sorabiliyoruz.
İnsanların merak ettiği bu tarz açık seçik konular olabilir ama bunları anlamak için bilimsel bir literatüre ihtiyaç duymazlar.
Ve bu bence iyi bir örnek, kadın boşalması, ki bu kulağa şoke edici geliyor ve uzun bir süre boyunca seksolojistler kadınların aslında boşalmadığını,
bunun bir mit olduğunu düşündüler.
Ve bahsettiğim şey sıradan bir vajinal lubrikasyon değil, erkeklerin spermlerini fırlatışına benzeyen şekilde çok miktarda sıvının dışarı atılması.
Ve birçok kadın bu tarz boşalma yaşadıklarını söylüyor
ve aslında işediklerini düşünmüşler. İdrarlarını tutamadıklarını, neden seks yapmadan önce tuvalete gitmedikleri için kocaları/erkek arkadaşlarının kızacağını düşünmüşler.
Bunun çiş değil de çok fazla tahrik olduklarında çıkan bir tür cinsel sıvı olduğunu anlamamışlar.
Ve bu, evlilikleri kurtarıyor.
Yani bu gerçeklerin farkında olmak, bunun anormal değil de normal olduğunu,
utanılacak bir şey olmadığını bilmek ve buna tarafsız bir bakış açısıyla bakabilmek utanma duygusunu
geride bırakırken duyulan endişeyi azaltır ve birbirimizle iletişimimizde pratik sonuçları vardır.
Söylediğin bir şey hakkında bir şey soracağım, biyolojiyle ilgili konuşurken oluşan utanç hissinden bahsettin.
Biyolojinin motivasyonlarımızı ve hareketlerimizi şekillendirdiğini daha iyi
anladığımızda bunun medeni bir şekilde seks hakkında konuşmamıza bir etkisi olacağını düşünür müydün merak ediyorum
Böyle bir şey şu anda olabilir mi sence, gelecekte nasıl olur?
Bence de öyle. Aslında bu benim iyimser olduğum nadir alanlardan birisi.Çoğunlukla kötümserimdir.
Bence tarihsel ve gelişimsel olarak bizim için utanç verici olan ne kadar şey varsa açık ve seçik olarak konuşabilmeliyiz.
Her ne kadar insanlarda içten içe bir gülme hissi uyandırsa da gülmek insanlar için çok doğal bir şey çünkü bu tarz şeyler gerçekten biraz komik.
Aynı zamanda bunlar insan olmanın bir parçası ve
özellikle cinsellik üzerine söylenmemiş o kadar fazla şey var ki günümüzde olduğu gibi iki yüz yıl önce de aynı tür olaylarda
diğer insanların deneyimlediği şeylerle ne kadar fazla ortak yönümüz olduğunun farkında bile değiliz.
Geçen yaz birkaç haftamı Bloomington’daki Indiana Üniversitesi’nin Kinsey Enstitüsü’nde geçirdim.
Tarihi arşivleri; insanların Alfred Kinsey’e yazdıkları cinsel otobiyografilerini, bütün o garip cinsel fetişlerini, parafililerini,
seksle alakalı çocukluklarında başlarından geçenleri inceliyordum.
Ve kısaca başlarından geçenler, yaşadıkları bizim bugün yaşadığımız şeylere ışık tutuyordu.
Ve çok da fazla bir şey değişmemiş gerçekten,
her ne kadar daha bilimsel bir bakış açısı yakalasak da bence katetmemiz gereken daha çok yol var.
. Ama bilirsin büyük büyük ninen örneğin muhtemelen kadınların boşalması konusunda hiç düşünmemiştir ama belki de bunu yaşamıştır.
Bu, başka insanlar açısından düşündüğümüz bir şey değil ama yine de insanların seks hayatları konusunda anlayışlı olmakta insani bir değer var bence.
Peki insani değerler açısından evrimsel psikoloji ve biyolojinin indirgemeci veya mekanik olduğunu düşünüyor musun?
Evet hem indirgemeci, hatta artan bir şekilde indirgemeci.
Belli özellikleri veya davranışsal modelleri veya psikolojik prosesleri açıklarkenki teknikler konusunda
ne kadar derine giderseniz ve teknikler ne kadar karmaşıklaşırsa o kadar indirgemeci.
Ve aynı zamanda deterministiktir.
Bilimin tamamı gerçekten deterministiktir.
Ben insan davranışlarının evrimsel açıklamaları konusunda insanların bazen çok rahatsız olmalarının sebeplerinden biri olduğunu düşünüyorum
çünkü insanlar bir şey evrimleştiyse bundan o veya bu yöne herhangi bir kaçış olmadığını hissediyorlar.
Fakat birçok etkili evrimsel psikolog bir şeyin uyarlanmış,
evrimleşmiş olduğu ve dolayısıyla bu belirli özellikle ne yaptığımız üzerinde hiçbir kontrolümüz olmadığı hususunda açıkça deterministik değildirler.
Elbette insan davranışlarının tamamı ilk ateş yakmayı öğrenmelerinden beri karmaşıktır
, kalıtımsaldır ve kültüreldir fakat evrimsel argüman özellikle ikna edicidir bence çünkü ilk olarak insanlara bizim hayvan olduğumuzu
ve diğer her hayvan gibi, insanlar bu sözcüğü kullanmayı sevmiyor, “içgüdü” sahibi olduğumuzu hatırlatıyor.
Ve bence içgüdü çok dolu bir kelime
ve biz belirli uyarıcıların karşısında belirli tepkiler vermemizi sağlayan evrim geçirmiş algoritmalara sahibiz.
Ve bence insanların özgür irade konseptleri üzerinde etkileri var.
Çünkü ne kadar deterministik ve indirgemeci olunursa,
insanlar o kadar kendi davranışları üzerinde kontrolleri olmadığını hissediyorlar.
Ve bence özgür irade diye bir şey yok.
Bence özgür irade bir illüzyon.
Kendi mental sınırlarımız üzerine yansıtabildiğimiz bir psikolojik illüzyon ve ne yapıyor olduğumuza,
yaptığımız şeyi yaparken ne düşünüyor olduğumuza getirmeye çalıştığımız bir bakış açısı.
Ama aslında geriye dönük bir şey ve bana göre bir çeşit gerileme.
Ve kendimiz hakkında bunu biliyor olmak psikolojik deneylerden de bildiğimiz etkilere sahip.
Mesela insanlara özgür iradenin olmadığını söylediğinizde ve davranışsal açıklamaları determinizme dayanarak yaptığınızda sebeplerinin determinizm olduğunu söylediğinizde,
bu onların gerçekten bencil hissetmesine, daha az yardımsever olmalarına neden oluyor.
Ve bu bir etken değil.
Sosyal psikoloji ortaya çıkardı ki insanlar ne kadar özgür iradeye sahip olmadıklarını düşündüklerinde daha da kötü davranıyorlar.
Davranışları daha kötüye gidiyor.
Ben bu problemden kurtulmanın kolay bir yolu olup olmadığını bilmiyorum.
Bence yapmamız gereken basitçe bunun nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak
ve böyle hissettiğimizde neden bunun özgür irade sorununa verdiğimiz duygusal tepkilerin üzerinde etkisi olduğunu enine boyuna düşünmek.
Kitapta yazdığın bir şeyi hatırlıyorum.
Okumuş olduğun, bilim adamlarının özgür iradeye sahip olmadığımız
fikrini toplumdan sakladıkları bir bilimsel makaleden özellikle bahsettiğin kısmı…
Toplumu koruyorlar.
Evet, peki bu bizi nasıl bir pozisyona koyuyor, bundan ne anlam çıkartmalıyız?
Bu çok büyük bir olay.
Benden Scientific American’da yayınlanmış o makaleye bazı bilim adamlarının insan doğasını daha iyi anlamak adına
insanların bir şeyi bir kez öğrendiklerinde bunun onların sosyal davranışlarını nasıl zararlı ve kötü olacak şekilde
önemli ölçüde etkilediğini farketmeleri durumunda benim ne önereceğim konusunda bir cevap yazmam istendi.
Bilim adamı topladığı bilgileri toplumun algısından saklamakla mı etik olarak yükümlüdür yoksa
en azından bir şekilde cevapları okuyuculara veya topluma daha makbul bir şekilde vermeye mi çalışmalıdır?
Bence bilimsel yaklaşım fikri tam olarak gerçekse gerçek olmalı.
Sonuçları ne olursa olsun her şey ortaya dökülmeli ve bunu kesinlikle yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
Ama aynı zamanda bazı şeylerin ortaya çıkarılmadan bırakılmasının
toplum faydasına olacağı düşüncesini de ilginç bulmuyor değilim.
Buna inanmıyorum, sadece ilginç bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Peki Jesse, bugün bizimle burada olduğun için çok teşekkürler.
Söylediklerin gerçekten de çok ilginç şeylerdi.
Ve Big Think takipçilerini Jesse’nin yeni kitabı Penisin Şekli Neden Öyle? Ve Anatomi, Parafili, İnanç ve Evrim Üzerine Düşünceler adlı kitabını incelemeye davet ediyoruz.
Ve Jesse ile röportajlarımızla ilgili ekstra videolar
ve uzmanlarımızla yapacağımız diğer canlı röportajları takip etmek için bigthink.com’a girmenizi istiyoruz. İzlediğiniz için teşekkürler.