Tip:
Highlight text to annotate it
X
Allah katında tek geçerli din İslam’dır.
Bir insanı İslam’a davet etmek ne demektir?
İslam’ın asıllarını anlatabilir misiniz?
Şimdi Kur’an-ı Kerim’den en belirgin hakikatlerde n biri şudur ki:
*ARAPÇA
"Allah’ın yanında tek geçerli din İslam’dır." (3/Ali İmran, 19)
Hatta başka bir ayet-i kerimede Rabbimiz buyuruyor ki:
*ARAPÇA
"Kim İslam’ın dışında bir din ararsa, -kim İslam’ın dışında bir dinin, bir ideolojinin peşinden giderse- ondan kıyamet gününde kabul edilmeyecektir." (3/Ali İmran, 85)
Adem’den (as) başlamak üzere Muhammed’e (sav) kadar bütün peygamberlerin dini İslam dinidir.
Peki, İslam nedir?
Biz bir insanı neye davet ettiğimiz zaman İslam’a davet etmiş oluruz?
Bu sorunun cevabı önemli midir, önce onu söyleyelim isterseniz.
Önemlidir. Niçin?
Çünkü bugün yüzlerce farklı İslam tanımı vardır.
Birbirine zıt şeylere insanları davet eden davetçiler hepsi de insanları İslam’a davet ettiklerini iddia etmektedirler.
Öyleyse ne yapmak lazım?
Allah’a sormak lazım.
Alemlerin Rabbi olan Allah’a ya da Onun elçisi olan Muhammed’e (sav) sormak lazım.
Ey şeriatın sahibi olanlar! Biz insanları neye davet ettiğimizde İslam’a davet etmiş oluruz?
Bunun cevabını Allah (cc) Ali İmran Suresinde veriyor.
Peygamber (sav) kendilerini İslam’a nispet eden Yahudiler, Hristiyanlar bunları İslam’a davet ederken onlara diyor ki:
*ARAPÇA
“De ki: Ey ehli kitap!"
*ARAPÇA
"De ki: Gelin, aramızdaki ortak bir kelime üzerinde anlaşalım, ortak bir kelime üzerinde birleşelim.”
Şimdi bu, ortak kelime nedir?
Musa’nın (as) davet ettiği hakikat yani İslam’dır.
İsa’nın (as) davet ettiği hakikat yani İslam’dır.
Gelin bunda birleşelim.
Bu ayet aynı zamanda ‘la ilahe illallah’ı en geniş anlamıyla tefsir eden ayet-i kerimedir.
Çünkü biz biliyoruz ki bütün peygamberler, Adem’den (as) Muhammed’e (sav) kadar kavimlerini Tevhide yani ‘la ilahe illallah’a davet etmişlerdir.
Peki, nedir bu ‘la ilahe illallah’ın nedir bu İslam’ın tarifi?
*ARAPÇA
"Allah’tan başka hiç kimseye kulluk etmeyelim."
Allah’tan başka hiçbir varlığa ibadet etmeyelim.
*ARAPÇA
"Hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayalım."
*ARAPÇA
"Bazımızı bazımızı Allah’ın dışında Rabler edinmeyelim."
*ARAPÇA
"Şayet yüz çevirirlerse,"
*ARAPÇA
"Deyin ki: şahitlik edin ki; biz Müslümanlardanız." (3/Ali İmran, 64)
Bu ayet-i kerimede Allah Rasulü müşrikleri İslam’a davet ederken onları dört maddeye davet etmiştir.
Kim insanları ayırım yapmaksızın bu dört tane maddeye davet ediyorsa şüphesiz ki o, insanları Tevhide, 'la ilahe illallah’a ve İslam’a davet ediyor demektir.
1. Kulluğun sadece Allah’a yapılması
Zaten ilah demek kendisine ibadet edilen, kendisine kulluk yapılan demektir.
Yani Allah’ı bir ilah olarak birlemek, Onun dışında hiçbir varlığa, bir sisteme, bir kabre, bir ağaca, bir taşa, bir lidere, bir yöneticiye hiç kimseye kulluk etmemek.
Sadece Allah’a kulluk etmektir.
2. Hiçbir surette Allah’a has olan yetkileri Allah’tan başkasına vermemek,
Allah’a yapılması gereken herhangi bir ibadeti Allah’ın dışında bir varlığa yapmamaktır.
Yani alemlerin Rabbi olan Allah’a ortak koşmamaktır.
3. Allah’ın dışında birbirimizi Rabler edinmeyelim.
Bu, şu demektir; yani birileri bazı varlıklara ibadet ediyorlarsa,
birileri bazı varlıklarla Allah’a şirk koşuyorlarsa biz bunu yapmayalım, o varlıkları tanımayalım, onlardan uzak duralım demektir.
Bu, Peygamberlerin davetinde neye tekabül eder?
Tağutların reddedilmesi ve tağutlardan içtinap edilmesi maddesine tekabül eder.
Bütün peygamberler kavimlerini Allah’a ibadet etmek ve Allah’ın dışında ibadet edilen tağutlardan uzak durmaya davet etmişlerdir.
*ARAPÇA
"Kasem olsun ki biz her kavme bir peygamber gönderdik.
İnsanları Allah’a ibadet etmeye ve insanları tağutlardan içtinap etmeye uzak durmaya davet etsinler diye." (16/Nahl, 36)
Tağut kimdir?
Allah’a ait yetkilerin kendisine verildiği her varlık tağuttur.
İster insan olsun, ister taş olsun, ister bir bez olsun fark etmez.
Eğer otorite ve hükümranlık sahibi Allah’sa kim bu yetkiyi Allah’tan başkasına veriyorsa onu tağut edinmiş demektir.
Eğer boyun bükülmesi, korkulması, şifa beklenmesi fayda ve zararın umulması gereken tek varlık Allah’sa
kim bunu Allah’tan başkasına vermişse ona Allah’ın dışında kulluk etmiş ve onu kendisine tapılan bir tağut, bir put haline getirmiş demektir.
Peygamber diyor ki: Sadece Allah’a ibadet edip, şirkten uzak kalmakla yetinmeyelim.
Aynı zamanda birbirimize Allah yerine de koymayalım.
Rab yerine de koymayalım, yani birbirimizi tağut edinmeyelim.
Son madde diyor ki:
*ARAPÇA
"Eğer onlar yüz çevirirlerse onlara deyin ki: Şahit olunuz ki bizle Müslim olanlarız." (3/Ali İmran, 64)
Allah’a teslim olan Müslümanlarız.
Kur’an-ı Kerim’i lügat açısından tefsir eden, daha çok işin dil boyutuna eğilen Keşaf Tefsiri gibi, Bahru’l Muhit Tefsiri gibi tefsirlerde
ayet-i kerimenin bu bölümü şöyle anlamlandırılmıştır.
Yani şahitlik edin ki sizler değil bizler Müslümanlarız
veya şahitlik edin, itiraf ediniz ki sizler kafirlersiniz, bizler ise Müslümanlarız.
Bu, şuna benzer; sizin karşınızda hırsızlık yapan biri varsa, siz ona hırsız olduğunu birkaç farklı yolla söyleyebilirsiniz.
Yani mesela diyebilirsiniz ki: ‘Sen hırsızsın.’
’Diyebilirsiniz ki: ‘Ben hırsız değilim.’
Diyebilirsiniz ki: ‘Ben senin gibi değilim’ diyebilirsiniz mesela. ‘Ben dürüstüm’ diyebilirsiniz.
Bunların hepsi karşınızdakine söylediğinizin zıddını ispat etmek için söyleniyor.
Müslümanlar bu üç ilkenin tamamını veya bu üç ilkeden birini kabul etmeyenlere derler ki:
‘Şahit olunuz ki biz Müslümanlarız siz ise Müslümanlar değilsiniz’ derler.
Şimdi demek ki İslam için;
1. Sadece Allah’a ibadet edeceğiz.
2. Hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayacağız.
3. Asla Allah’ın dışında tapılan bir tağutu tanımayacağız, kabul etmeyeceğiz, Rab edinmeyeceğiz.
4. Allah’ın dışındaki tağutlara kulluk yapan müşrikleri ve kafirleri tekfir edecek, onların dininden olmadığımızı onlara ilan edecek ve onlardan teberri edeceğiz.
Kim insanları ayırmaksızın bu dört esasa beraber davet ediyorsa o insanları İslam’a davet ediyor demektir.
Üçünü kabul edip birini kabul etmeyenle, dördünü beraber kabul etmeyen arasında da hiçbir fark yoktur.
Çünkü din Allah’ın dinidir.
İlkelerini belirleyecek olan da Allah’tır.
Hiç kimse işine geldiği kadarına İslam deyip;
işine gelmeyen, sorumluluğunu taşıyamayacağı veya neticelerini göze alamadığı kısmını inkar edip, yok sayıp üzerini örtüp
kalan kısmına İslam deme hakkına sahip değildir.
Bu dört madde bir insanın İslam’a davet edilmesi için ilk etapta Müslüman olabilmesi için karşıdakinin kafidir Allah’ın izni ile.