Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bu video baya komik olacak bence.
Bu video Nash'in neden...
...berbat olduğu hakkında olacak.
Nash'i anlatmaya...
...nereden başlasam?
Bugün annem gelmişti...
...dün gece aslında.
Bavulda kıyafet getirmişti.
Anneme "Anne. Kıyafet lazım bana. LA'deyim." dedim.
"Başka kıyafetim kalmadı. Çünkü kirliler."
"Kıyafetlerimi yıkamıyorum. Hayatım boyunca sen yaptın bunu." dedim.
Sabah Nash'i aradım. "N'aber nasıl gidiyor?" diye.
O da "İyi. Galiba annem geliyor buraya." dedi.
Ben de "Evet. Geliyor. Sanırım bana bavul getiriyor." dedim.
Sonra kapatıyoruz.
Ertesi gün annemle görüştüm.
Sarıldım. "Seni görmek güzel." falan dedim.
2 gün giyilmiş çoraplarım, 2 gün giyilmiş donumla...
Kamerada olduğumuz için iki gün diyorum.
Ama o sayının değişebileceğini biliyorsunuz tabii.
Annem geldi dedi ki...
"Nash bavulu ona vermemi söyledi. O da sana verecekmiş."
Şu an bu haldeyim. Bavulum Nash'te.
Bir kere oldu mu?
Bittin o zaman. Hayatın boyunca olacak o.
Nash hayatınızda tanışacağınız en iyi çocuklardan biri değil.
Bir dolabı vardır. Her şeyi sakladığı.
İki kapısını da açarsınız hani.
Yiyecek, hani buzdolabında sakladığımız.
Annemle markete gidip aldığımız...
Nash şöyle düşünüyor...
Eğer annemle market alışverişine çıkıyorsa...
...alınan şeyleri o da alabilir.
Şeker,hindi,yoğurt
Hep kaybolurlar.
Ben ve Nash hep aynı beden giyiniriz.
Büyüdüğümüzden beri.
Kıyafetlerimizi paylaşıyoruz.
Kız erkek fark etmez, kıyafetleri paylaşmanın sonu asla iyi bitmez.
Her şey...
Aldığım her şey... Hoş bulduğum her şeyi...
...alıyor. Sırf benimle uğraşmak için.
Don... kayıp.
Beyaz tişört
Bir sırt çantasında kıyafet getiriyorum.
Nash'in evinde uyumaya giderken.
Sabah sweatshirtim veya çorabım, ayakkabım kayıpken bir şeyler söyler...
"Sen evimde kalıyorsun. Ben de karşılığında bunları aldım."
Nash hep bana evdeki paçavralardan verir.
Solmuş tişört
Lekeli pantolon
Bir gün giyilmiş çorap
Terden hala sıcak kalan çorapla ama.
Ayakkabı?
Nash şöyle biridir.
Ayakkabılardan birini saklar.
Nerede olduğunu da söylemez.
O kadar müthiş bir ağabeysin ki.
Gerçekten müthişsin.
Ama pek çok yönden kötüsün.
Çok tuhaf takıntıların var.
Normal değiller.
Hardallı bavyera simidi şeyi çok tuhaf yahu.
Sen de şu delilik derecesinde bir ketçap korkusu var.
Ketçaptan bu kadar nefret etmen beni endişelendiriyor.
Tuhafsın yahu
Hardaldan daha güzel şeyler var.
Atıştırmalık bir şey yemek isterse gerekirse her gece hardallı bavyera simidi olur.
Çubuk gibi olanlardan,kıvrımlı olanlardan, şişko olanlardan...
...ona hardallı olsun yeter.
Waffle House veya Ihop' a gitsin, patates kızartmasını da hardallı yer.
Üçümüzden tuhaf olanı o.
Ben ve Will aynı şeyleri yaparız.
Nash ise...
...ayrı bir şey yapar.
Çok seçicidir.
Bir yere gitsek mesela...
Subway'de mesela sipariş vermemiz 35 dakika sürüyor.
Birini ister,birini istemez.
Soğan istemiyorum. Soğan koymayın der mesela.
Kızarmış bacon alır.
Sandviçini değil sadece bacon.
Bir de sandviçi yiyişi vardır.
Belli bir sürede sandviçi sarıyor.
Bacon'ı yiyor sonra sandviçi açıyor.
Diğerine koyuyor.
Sipariş verirken arkamızda kuyruk oluyor sürekli.
O kadar uzun sürünce tabii...
Bir de bana kızıyor...
Çok şey...
...yemek kokuyorum diye.
Çok temiz bir yiyiş tarzım yoktur bunu kabul ediyorum.
Ama kişisel hijyen seviyem ondan yüksek.
O değil diyor ama kesinlikle öyle.
Müzik çalması...
Arabada özellikle benim dinlemek istemediğim şarkılardan çalıyor.
Sırf beni delirtmek için.
Bu konuda hiçbir şey yapamadım.
O yarım inç boy farkı yüzünden.
Er ya da geç öcümü alacağım.
O ufak oğlan olmayacağım.
Hayatım boyunca bana ettiği işkencenin hesabını soracağım.
Nash küçükken benimle sürekli alay ederdi.
Ederdi. Şahit oldun.
Oldum bebeğim.
Orada şahit oldun. Oradaydım.
Annem bile beni desteklemek için burada.
Çok tuhaf bir fobisi vardı.
Burun silmenin iğrenç bir şey olduğunu düşünüyordu.
Şey diyordu. "Suratına burnunu akıtıyorsun."
Öyle olduğunu sanıyor.
Burnunu temizlemek için silersin.
Banyoda olmadığı sürece burnunu sildiğini sanmıyorum.
Suyu boşaltırken o da burnunu...
pislikleri çıkartıyor.
Nash ayrıca sporda benden daha iyi olduğunu sanıyor.
Sayısız oyunumuz, sayısız maçımız olmuştur.
Binlerce kez onu yendiğim efsanevi oyunlar.
Bitmeyen oyunlar.
Masa tenisi. Kardeşim üzgünüm ama
beni yenemezsin.
Basketbolda da yenemezsin.
Futbolda iyisin. Ama basketbolu bırak. Kötü olduğunu biliyorsun.
Ama futbolda gerçekten iyisin. Hakkını vereyim.
Cross. Cross'ta da iyisin.
Bir şey daha var.
Ön koltuk...
Hayatımın ilk gününden beri uğruna savaştığım şey
Arkada oturuyoruz. 3 kardeş. Will,Nash,Hayes.
Mantıklı değil mi?
Will,Nash, Hayes. Nash ortanca kardeş. Ortada oturacak.
Olmaz!
Arabada nerede oturacağız diye kavga çıkıyor.
Sürekli o galip çıkıyordu çünkü hayatta gördüğünüz en inatçı çocuk o.
Anne babam Nash'e izin veriyorlardı hep.
Üzüleceğini biliyorlardı diye verirlerdi.
Şimdi aynı boydayız. Ön koltuk için kavga edebiliriz.
Bu kadar millet. İzlediğiniz için çok teşekkür ederim.
Terapi gibi oldu bu.
Üstümden bu yükü attığım için rahatladım.
O kadar iyi hissettim.
Twitter'da hakkımda boktan konuşuyor ama
Ben de bir şey diyemiyorum.
O beni susturur çünkü.
Ne demek istediğimi anladınız mı? Büyük ya benden.
Nash seni seviyorum. Ama senden nefret de diyorum.
Aynı zamanda seni daha çok seviyorum.
Kardeşinizi seviyor musunuz sevmiyor musunuz diye yorum atın.
Sevmelisiniz. Sevmiyorsanız neden diye sorarım.
Çünkü nedeniniz yok. Onların her şeyini sevmelisiniz.
Kardeşlerime teşekkürler.
Umarım harika bir gün geçirirsiniz.
Daha fazla video için kanalıma abone olun. Yakında gelecekler. Sizi seviyorum.