Tip:
Highlight text to annotate it
X
En uzak mesafe ne Afrika'dır, ne Çin, ne Hindistan,
ne seyyareler, ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan... Can Yücel
Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Abbas Türnüklü
öğrenciler arasındaki en uzak mesafeyi yakınlaştırmak için yola çıktı.
- Ben okul uygulamalarımda bir durum ile, bir olay ile karşılaştım.
5. sınıfa giden Yusuf adlı öğrencim bana şunu söyledi:
"Hocam, şiddet uygulamayın şiddet kullanmayın diyorsunuz ama
beni her gün dövüyorlar.
Sokakta dövüyorlar, annem babam zaman zaman dövüyor,
televizyonda sürekli şiddet var, Polat Alemdar sürekli dövüyor.
Bunun gibi durumlar karşında ben nasıl şiddeti kullanmayayım?"
O zaman anladım ki, insanların şiddet kullanma haklarını ellerinden alamıyoruz.
Prof. Dr. Abbas Türnüklü, öğrencilerin sorunlar karşısında
kurdukları cümlelerin öznesinin hep şiddet olduğunu gördüğünde,
onlara yeni cümleler öğretmeye karar verdi.
Yeni bir bakış açısı ve yeni sözlerle
öğrencileri arabuluculuk ve müzakere eğitimi ile tanıştırdı.
- Eğer çocuklarımıza alternatif anlaşmazlık, uyuşmazlık ve
çatışma çözüm yollarını öğretirsek, bunlar anlaşmazlıklarını yönetmek için
şiddet gibi yöntemleri tercih etmezler.
Onun yerine alternatif yöntemleri tercih ederler.
Nedir bu alternatif yöntemler diye soracak olursanız,
müzakere becerisidir, arabuluculuk becerisidir.
Prof. Dr. Abbas Türnüklü tarafından geliştirilen müzakere
ve arabuluculuk eğitim programının temelleri bu şekilde atıldı.
Okullarda arabulucu öğrenciler yetiştirilmesinin ve sorunların
müzakere yöntemi ile çözülmesinin hedeflendiği eğitim programı için,
İzmir'deki Aybars Hikmet Karabacak Lisesi pilot okul olarak seçildi.
İzmir Buca'da dar gelirli ailelerin yaşadığı bir semtte eğitim veren
okulda 5 yılda 350 arabulucu öğrenci yetiştirildi.
- Burada en önemli enstrümanımız öğrenciler.
Müzakere etmeyi bilmiyorlarsa 3. kişinin kolaylaştırıcılığında,
desteğinde, bunları müzakere etmelerini sağlatabiliriz diye düşündük.
Bu 3. kişinin rolüne ise arabuluculuk dedik.
Arabulucu öğrenciler üzerinden biz bu işi yönetebiliriz diye düşündük.
O yüzden önce arabulucu öğrencilerimizi yetiştirdik.
Arabulucu öğrencilerimizi sınıflardan seçtik.
Ve bunlara biz 30 saatlik bir eğitim verdik.
Anlaşmazlığın doğası, iletişim becerileri, öfke yönetim becerileri
müzakere becerileri, arabuluculuk becerileri.
Bu eğitimi alan öğrenciler, iki arkadaşı arasında kavga olduğunda
arabuluculuk odasına öğrencileri çağırıyorlar, davet ediyorlar,
sorunlarını dövüşmeksizin, müzakere ederek çözmek için emek harcamaktalar.
"Benim aksanımla dalga geçti..." "Sevgilime gülümsedi..."
"Bana lakap taktı..." "Bana sözel şiddet uyguladı..."
Bunlar müzakere eğitim programının uygulandığı 5 yıl içinde
arabuluculuk odasına gelen olaylardan sadece bazıları.
Bu küçük olaylar eskiden büyüyor,
şiddetli kavgalara ve fiziksel yaralamalara dönüşüyordu.
Şimdi ise önce arabuluculuk odasına gidiliyor.
- 5 yıl içinde 750 çatışma masaya oturdu.
750 çatışmanın %10'unda ciddi şiddet kullanılsa, bıçak kullanılsa,
herhangi bir sorun çözme enstrümanı değil,
yıkıcı bir alet kullanılsa, 75-80 tane ciddi olay çıkardı.
Bu gelen olaylar masada müzakere edilerek çözüldü.
Bütün bu arabuluculuk sürecinden gelen olayları, arabuluculuk formlarıyla
biz kayda geçtik ve kayıtlarımızı analiz ettiğimizde başarı oranımız % 93.4.
Böyle bir proje, sadece okul içinde anlaşmazlıkları dönüştürmek değil,
aynı zamanda toplumu dönüştürmek, barışçıl ilişkilerin yaratılması,
barış ortamının, uzlaşı ortamının,
toplumsal bütünleşme ortamının inşa edilmesi açısından çok önemli.
Bu öğrenciler bizim kahramanlarımız, bunlar bizim akil öğrencilerimiz.
Prof. Dr. Abbas Türnüklü, Milli Eğitim Bakanlığı şiddete karşı
ulusal eylem planında da atıfta bulunulan çalışmasıyla
öğrencilere başka bir dünyanın mümkün olabileceğini gösterdi.
İzmir'de 17 lisede daha hayata geçirilecek projesinde
öğrencilere kavganın tarihi yerine konuşmanın sihrini anlattı.
Sadece öğrencilerin yarınlarını değil, gelecek nesilleri de etkileyecek
kocaman bir fark yarattı.