Tip:
Highlight text to annotate it
X
"Insan yüregi bizden yardim isteyerek haykiriyor, insan ruhu bize kurtulus için yalvariyor, ama onlarin haykirislarina aldirmiyoruz, çünkü onlari ne duyuyor ne de anliyoruz.” ~ Halil Cibran
( Uyanın )
( Uyanın )
Heryerde bir çok kişi çeşitli çözümler sunuyor, gerek politik arenadan birileri, gerek spiritüel liderler,
ya da daha ilerici hareketlerin sunduğu kendiliğinden sürdürülebilir çözümler. Bir çok kimsenin...
Dünya'yı "düzeltmek" için bir planı var gibi görünüyor. Bazıları ise herşeyin olması gerektiği gibi olduğunu
ve tüm yapmamız gerekenin kendimizi akışa bırakmak olduğunu söylüyorlar,
"Sevgi ve Işığa" odaklanın ve herşey yolunda gidecek. Vizyoner fikirlere sahip olmak elbette harika bir şey
ama eğer üzerine inşa edildikleri bir temelleri yoksa ideallere dayalı umutlar kolaylıkla parçalanıp yokolabilirler.
Bugünün popüler kavramları "Yap" , "Eyleme Geç" ya da "Oy Kullan" dır.
Ve öyle görünüyor ki çoğu insan bir başkasının kendisine ne yapması gerektiğini söylemesini istiyor ki böylece...
kendi başlarına çok fazla düşünmek zorunda kalmasınlar Asıl soru ise, eğer kendimizi dahi bilmiyorsak
gerçekte neyi ne kadar yapmaya muktedir olduğumuzdur. İnsanlık nedir? Evet hepimiz biriz ama hepimiz içimizde aynı mıyız ?
Aynı şekilde mi görüyor, düşünüyor, hissediyoruz ? Dünya için neyin iyi neyin kötü olduğunu...
kim söyleyecek ? İnsan kendisiyle yüzleşip, egosuna tapınmanın ötesine geçmeden ve...
kendi Öz-Bilgisini kazanmadan bugün Dünya'nın karşı karşıya olduğu yıkım, açgözlülük,
soykırım, ekonomik çöküş gibi sorunlar çözülemez. İnsanlık derin bir şekilde Kültür, Toplum, Din, Medya,
Milliyetçilik, Eğitim, Hükümetler ve buna benzer diğer yanıltıcı inanç sistemleri tarafından şartlandırılmıştır.
Herhangi bir çözüm önerisi sunmadan önce bu şartlandırmanın farkına varmalı
ve tüm mekanik tepkisel davranışlarımıza, duygusal bağımlılıklarımıza ve kendi Dünya görüşümüzle
çelişen bilgiyi otomatik olarak reddeden önyargılarımıza sahip olan benliğimizi gerçekten anlamak için...
gerekli olan "çalışmayı" yapmalıyız.
Samimi bir öz-çalışma büyük bir çaba ve cesaret gerektirir, çünkü buna niyetlenen kişi sosyal şartlandırma ve...
programlarıyla ve ayrıca bu durumun içerisine uyumlanmak için kendi kendisine söylediği yalanlarla yüzleşir. Eğer kişi ...
kendisine karşı dürüst ve samimi olursa, bu süreç kişiyi kaçınılmaz bir şekilde Dünya' daki yalanlarla yüzleşmeye götürür
ve Dünya'yı görmek istediği ya da varsaydığı gibi değil, gittikçe daha fazla aslında olduğu gibi GÖRMEYE başlar.
Bunun sonucu olarak bilinç ve farkındalık artar, sübjektiviteden daha objektif bir görüşe yaklaşılır...
yanlış şartlandırılmış benlikten uzaklaşarak, Gerçeğe, Bilgiye ve gerçek Sevgiye dayalı olan...
Yüksek Benlikle kucaklaşılır, ki bu sevgi yalnızca duygusal bir durum değil daha çok varoluşun yüksek halidir.
Kendimizi ve Dünya'yı daha objektif görmeye başladıkça, seçimlerimiz daha bilgece olmaya başlar...
ve eylemlerimiz daha kalıcı ve pozitif etkiler yaratır.
Bu "çalışma" hem içimiz de hem de dışımızda sürdürülmelidir çünkü zaten bu ikisi birbirine sıkıca bağlıdır.
Aynen "Matrix" filminde Neo'nun uyandığı zamankine benzer bir şekilde; ilüzyonlar, savunma mekanizmaları ve programlar
kaldırıldıktan sonra göreceklerimiz pek hoş olmayabilir. Ama yalnızca Gerçek bizi özgür kılar...
Bir kez GÖRMEYE başladığımızda, özellikle de çoğu insan tarafından yoksayılan...
gerçekliğimizin o pek iç açıcı olmayan yönlerini, ne YAPMAMIZ gerektiği konusunda daha iyi bir kavrayışa sahip oluruz.
“Uyanis ancak onun pesine düsenler ve isteyenler için mümkündür, onu elde etmek için kendileriyle mücadeleye ve kendileri üzerinde çok uzun zaman ve çok azim gerektiren bir çalismaya hazir olanlar için.” ~ G.I. Gurdjieff
"Kendini Bilme" nin gerekliliği binlerce yıldır, Dünya'nın bir çok yerinden, bir çok bilge kişi...
ve kadim öğreti tarafından vurgulanmıştır. Ancak hem bu öğretilerin derinliği...
hem de yüksek farkındalık durumuna ulaşmak için gerekli olan çalışma, günümüzde bir çok "New Age" ve...
"Farkındalık" akımları tarafından çarpıtılmış ve bulandırılmıştır. Hatta bunların bazıları insanları "Gerçek" ten uzaklaştırmak için...
bilinçli olarak hareket etmektedirler. Egemen Güçler, dezenformasyonu yalnızca...
siyasi partileri ve gelişimci organizasyonları değil aynı zaman da New Age (Yeni Çağ) hareketini de...
kontrol altında tutmak için kullanmaktadırlar.
“Siradaki sey spiritüel degerlerin ve egilimlerin manipülasyonu olacaktir. Son bir kaç yilda yeni bir dinsel düsünce görmemiz rastlanti degildir. Boyun egmenin ve pasifligin dini: akisa güvenmek; olan herseyin olmasi gerekiyor; herkes aynen olmasi gerektigi yerdedir, karsi koymazsin, sadece kabullenirsin, direnmek negatifliktir, korku dolu olmaktir, farkindaligi olmamaktir. Yerlileri kralligin anahtarlarini vermeye ikna etmek için müthis bir çözüm, çok iyi ve akillica tasarlanmis bir manipülasyon.” ~ M.V. Summers
Din, toplumları kontrol altında tutmak için binlerce yıldır kullanılmaktadır.
Birçok çarpıtılmış öğretiye sahip olan New Age hareketi yeni "Global Din" olma yolunda ilerliyor gibi görünüyor,
insanları gereğinden fazla basite alınan "Hepimiz Bir'iz" ya da "Tek İhtiyacın Olan Şey Sevgidir" anlayışlarıyla...
kayıtsızlığa ve teslimiyete sürükleyerek. . Bir çok insan halihazırda uyanmış ve farkında olduklarına inanıyor,
oysa aslında sadece uyanmış olduklarının rüyasını görüyorlar. İşin aslı; bugünlerde New Age'te gördüğümüz şey...
dogmatik dinlerin müritlerindekine çok benzerdir: kör inanç, arzulu düşünce,
duygusal projeksiyonlar ve eleştirel düşünmenin eksikliği.
Etkili dezenformasyon, arayış içerisinde olanları cezbetmek amacıyla, her zaman yeter miktarda biraz gerçek barındırır
ama aynı zaman da kişiyi yanlış yola sevketmek ve sübjektif, at bakışı görüşte tutmak için yeterli miktarda yalanı da.
Aynı ifade çok sayıdaki kendine-yardım gurusu ya da mutluluğa ve bolluğa giden yolu bildiklerini iddia eden...
diğer bir çokları için de söylenebilir; "kendine yardımcı olmana yardım etmek" için yanındadırlar,
parayı, tatminkar bir ilişkiyi, mükemmel bir iş ve sevgiliyi vs. kendine "çekmek" ve "ortaya çıkarmak" için
teknikler öğretirler... kendileriyse, mutluluğu ve çıkış yolunu arayan insanların...
çaresizliği üzerinden milyonlar kazanırken...
“Insan, içsel ve dissal yasaminda sonuç görmeli, gerçek sonuçlar. Modern insanlarin kisisel-gelisim adi altindaki ugrasilariyla pesinden kostuklari sonuçlari kastetmiyorum. Bunlar sonuç degildir, yalnizca psisik materyalin yeniden düzenlenmis halidir, Budistlerin *samsara* veya Incil’in *toz* adini verdigi bir süreçtir. ~ Jacob Needleman
Kendi kendine-yardım öğretilerine derinlemesine bakıldığında, bunların çoğunlukla şartlandırılmış arzu...
ve savunma mekanizmalarına sahip olan egoya cazip göründüğü farkedilebilir..Arzunun peşine düşmeyi teşvik eder...
ve öne çıkarırlar, bu arzuların nereden kaynaklandığını anlamaya bile çalışmadan...Bir anlamda, günümüzde...
spiritüellik ve öz-çalışma olarak pazarlanan şey geçmişin ezoterik geleneklerinde öğretilenin tam tersidir.
Daha çok bir kaçıştır, kişinin Dünya'yı ve kendisini olduğu gibi görmesini engelleyen...
bir başka savunma mekanizması. Gerçek öz-çalışma ise parkta yapılan bir yürüyüş ya da...
arzuları yerine getirme değildir.
“Herhangi bir ezoterik çalismanin amaci objektif bakis olmali, öncelikle kendimizi anlamamiza yönelik ve ardindan da filtrelerimiz ve programlarimiz kaldirildiktan sonra Dünya’yi anlamaya yönelik. Bu sebeple gerçek bir ezoterik ögreti sadece “Kendini Bilme” ye odaklanmaz, ayrica gerçekligimizin gerçekte ne oldugu ile ilgili bilgi saglar. Eger bir ögretide, bu unsurlardan biri ya da digeri eksik ise, emin olabilirsiniz ki; o ögreti eksiktir ve eksik bir ögreti, bu eskiklik ögretmenin cahilliginden, bilinçsizliginden kaynaklaniyor olsa bile, tehlikelidir.” ~ Henry See, “Spiritüel Yagmaci: Prem Rawat , Nam-i Diger Maharaji” den alinti.
Bu, tüm göz önündeki yazar ve öğretmenler kasti olarak insanları yanlış yönlendiriyorlar anlamına gelmiyor.
Niyetleri iyi olsa da, kendileri de kandırılmış ve farkında olmadan dezenformasyon yayıyor olabilirler.
Bunların bir çoğu pazarlama ve kendi reklamlarını yapma konusunda, spritüel çalışmayı anlama konusunda olduğundan..
daha fazla bilgiye sahiptirler. Burada yalnızca siyah ve beyazlar yoktur, ama yalanlar gerçeklerle harmanlanmıştır
ve bu sebeple muhakeme yeteneği anahtardır. İnsanlık ve Dünyamız ile ilgili gerçek binlerce yıldır...
baskı altında tutulmaktadır ve yakın bir zamanda Oprah Show'da açığa çıkartılmayacağı kesindir.
“Bir çoklari, spiritüel gelisme konusundaki karmasik ve rahatsiz edici unsurlari basit “hap bilgiler” haline getiren indirgeyici tarzda konusmalari ve yazmalari sebebiyle popüler oluyorlar . Onlarca New Age yazari bir araya gelip tüm çalismalarini bir tek büyük kitap halinde yayimlayabilirler: “ Aliskanliklariniza ve Rahat Yasantiniza Zarar Vermeden Varliginizin Derinliklerinin Nasil Farkina Varabilirsiniz” ~ Lev Paz - Esaslari Öne Çikarmak: Otantik Öz-Bilginin Temelleri
“Aci çekmeden bilinçlilige giden bir yol yoktur. Insanlar kendi ruhlariyla yüzlesmekten kaçinmak için, ne kadar saçma olursa olsun herseyi yaparlar. Bir kisi isiktan sekilleri hayal ederek degil, karanligi bilinç seviyesine çikararak aydinlanir ancak.” ~ Carl Gustav Jung
Kişinin kendisi ve Dünya ile ilgili gerçeği arama ihtiyacı kişinin kendisinden kaynaklanmalıdır.
Hiç kimse bunu bir başkası için yapamaz ya da yapmaya teşvik edemez, ta ki kendi başına...
nasıl değerli zamanlar içerisinde yaşadığımızın farkına varıncaya dek in. İnsan şartlandırılmış kişiliğiyle...
hareket ettiği müddetçe "Özgür İrade" gerçekte pek de "özgür" değildir. Kendini bilmeyen insanlar...
kendilerine dayattıkları hapishaneler içerisinde yaşamaya devam ederler, duvarları ve parmaklıkları olmayan bir hapishanede...
liderlerini "kurtarıcılar" olarak yücelterek, global bir Stockholm Sendromu durumundaki gibi,
kendilerini tutsak tutanlara tapınarak ve onları savunurak. Özgür olduklarını zannederek Matrik' sin araçları haline gelirler...
ama aslında yalnızca dışsal etkilere ve birikmiş şartlanmalara mekanik tepkiler vermektedirler.
Sadece en yeni komplo teorilerini, sorgulanası New Age öğretilerini, şüpheli kanallama materyallerini forward ederek,
sevgi ve ışık meditasyonu yaparak, sürdürülebilir çözümler arayarak ya da...
pankart ve sloganlarla protesto ederek bir değişiklik yapamayız.
Evet, bazıları farkındalık tohumları ekebilir ama sonuçta değişim ancak BİZ değişirsek gerçekleşir
ve bunun için içimizdeki VE dışımızdaki yalanları GERÇEK' ten ayırt edebilmeliyiz.
Ancak o zaman dünyayı olduğu gibi görebiliriz, yozlaşmış halimizden kaynaklanan inkar filtreleri, arzulu düşünme,
sahte umutlar, yanılsamalar olmadan... Dünyadaki gerçeği görebilmek için...
içimizdeki gerçeği görebilmeliyiz ve kendimize yalan söylemeyi bırakmalıyız... Ancak o zaman...
ne yapmamız gerektiğini görebilir ve ona göre davranabiliriz.
“Baris getirecek olan içsel dönüsümdür, ki disaridaki eylemlere yansir. Içsel dönüsüm izole olmak degildir, disaridaki eylemden vazgeçme degildir. Tam aksine, dogru düsünme oldugunda dogru eylem olabilir ve kisi kendini bilmiyorsa dogru bir eylem yoktur. Kendini bilmeden huzur bulamaz insan.
Ideal sadece bir kaçistir, olandan kaçinmadir, olanin tam ziddidir. Ideal olan üzerine dogrudan eylemi engeller. Huzur için sevmek gerekecektir, ideal bir yasam sürmemiz degil. Herseyi oldugu gibi görmeye baslamamiz ve ona göre davranmamiz ve onlari dönüstürmemiz gerekecektir.
Her birimiz psikolojik güvenlik aradigimiz sürece, fizyolojik güvenlik; yiyecek, giyecek ve barinak, yerle bir olacaktir. Bazilariniz kafalarini sallayip “katiliyorum” diyecekler, sonra gidip son on ya da yirmi yildir ne yapiyorlarsa onu yapacaklar.
Sadece sözde katiliyorsunuz ve bunun hiçbir önemi yok, bu sekilde dünyadaki acilar ve savaslar durmaz. Ancak tehlikeyi farkettiginizde, sorumlulugunuzu anladiginizda ve onu bir baskasina birakmadiginizda durdurulabilir.
Eger çekilen aciyi anlayabilirseniz, eger acil eyleme gerek oldugunu görür ve ertelemezseniz o zaman kendinizi dönüstürürsünüz.” ~ Jiddu Krishnamurti
Bu geçiş zamanında bir UYANMA yaşanıyor,şüphesiz ama aynı zamanda bir Aldanma Çağı'ndayız ve...
eğer insanlar kendilerini bilmezlerse gerçekliği ilüzyonla ve ilüzyonu da...
gerçeklikle karıştıracaklar... Uyanma terimine dikkatle bakmak gerekiyor...
çünkü insanlar başka bir ilüzyona uyanabilirler ve hala uykuda oldukları halde...
uyanmanın rüyasını görüyor olabilirler. Öte yandan, kendi üzerine çalışma kolaylıkla narsistik bir aktiviteye
dönüşebilir, eğer kişi kendiyle çok fazla meşgulse ya da ona objektif geribildirim verecek...
ayna tutacak bir ağ çalışması (Networking) yapmıyorsa. Bugünlerde çeşitli "Bilinç Hareketleri" ve...
diğer iyi niyetli kişiler tarafından sunulan çözümler değişimin kendisi olmak için gerekli olan...
derin öz üzerine çalışmayı içermediği için temelde hiçbirşey değişmeyecektir...
ve bu çözümlerin pek çoğu sadece kumdan kaleler haline gelir.
Ayrıca dünyadaki gerçeği aramak bir zorunluluktur çünkü yalanı gerçekten ayırt edebilmek için...
kişinin algıları açık olmalıdır. Dürüst bir öz üzerine çalışma, daha iyi bir dünya isteyen
kendi kendini bilinçli ilan etmiş pek çok kişi tarafından gözardı edilen global sorunlara bir bakmayı gerektirir.
Bu ister 9/11 olsun, ister Zionizm, Psikopatoloji ve Kötülüğün Teolojik İncelemesi, UFO fenomeni...
ya da geçmiş ve bugüne ait diğer sırlar olsun. "Altın Çağ" kendini göstermeden önce...
üzerinde anlaşmaya varmamız gereken daha çok şey var.
Oyunun adı bilginin baskı altına alınması. Tuzaklar ve çıkmaz sokaklar var uyanmaya giden yolda
ve insanlığın uyumaya devam etmesi için ellerinden gelenin en iyisini yapan güçler.
Kritik derecede önemli ezoterik bilgilerin bazı filtrelerden geçememesi ve günümüzün Spiritüel,
Bilinç ve New Age Hareketlerinde ortaya çıkmamaları tesadüf değildir...
Bilgi korur; Bilgisizlik tehlikeye atar.
Bir süre de olsa su fikri kabul etmeyi deneyin; inandiginiz kisi degilsiniz, kendinizi bir sey saniyorsunuz, aslinda kendinize yalan söylüyorsunuz. Her an, her gün, tüm hayatiniz boyunca bu yalani söylediniz. Öyle ki bu yalan kontrol edemeyeceginiz kadar sizi hükmü altina almis. Yalan söylemenin avisiniz. Yalan söylüyorsunuz, her yerde. Digerleriyle iliskiniz-yalan. Teorileriniz-yalan. Sanatiniz-yalan. Sosyal yasaminiz, aile yasaminiz-yalan. Kendiniz hakkinda düsündükleriniz de yalan.
Ama asla durup ne yaptiginiza bakmiyorsunuz ya da ne söylediginize çünkü kendinize inaniyorsunuz. Durup içinize bakip gözlemlemelisiniz. Önyargisiz gözlemleyin, bir süre için bu yalan durumunu kabul edin ve eger bu sekilde gözlemlerseniz kendinizden verirseniz, kendinize acimadan bir anlik gerçek için tüm kazanilmisliklarinizdan vazgeçerseniz belki de bir anda daha önce hiç görmediginiz birseyi göreceksiniz.
Sandiginizdan farkli biri oldugunuzu. Aslinda iki kisi oldugunuzu. Sahte olanin digerinin rolünü oynadigini. Öz ve gerçek olanin zayif oldugunu ve bu yüzden ortaya çiktigi gibi kayboldugunu. O yalanlara tahammül edemez. En küçük bir yalan onu yokeder. Mücadele etmez, direnis göstermez, çoktan yenilmistir.
Birbirinden tamamen farkli iki doganiz arasindaki farki görene kadar onlara bakmayi ögrenin, kendinizdeki yalanlari, aldanmayi görene kadar. Bu iki farkli kisiyi gördügünüz gün gerçek dogacaktir. ~ Jeanne de Salzmann “Ilk Inisiasyon” dan