Tip:
Highlight text to annotate it
X
Çeviri: Pýnar Batum
Dalga mý geçiyorsun? Pazar günleri mi?
Pazar günlerine bayýlýrým.
Pazar günlerini iple çekerim.
Bütün aile beraber olur.
Annem biftek yapar.
Babam formasýný giyer.
Hepimiz maçý seyrederiz.
Evet, beni deli ediyor ve
evet çok olumsuzdum.
Bunu sevdiðimi bile bilmiyordun
Nikki ama seviyordum.
Ama önceden ne bunun ne de
senin deðerini biliyordum.
Hadi, gitme vakti.
Hepsini kaybettim. Mahvettim.
Ama sen de mahvettin.
Yine de geri alabiliriz.
Geri alacaðýz. Artýk
her þey daha iyi olacak.
Ben artýk daha iyiyim.
Umarým sen de öylesindir.
Her þeyin kýymetini--
Hemen geliyorum, tamam mý?
Doktor bekliyor. Hadi yürü.
Hemen geliyorum.
Bu gerçek aþk.
YÜKSEL
Evet, o zaman saçlarým uzundu. Herkes
saçlarýmdan çok bahsettiðimi söylüyor.
Tam istediðim gibiydi
ama çok fazla kesti.
Dengelemeye çalýþýrken bu tarafý çok kesti.
Öyle yapmasýný söylememiþtim.
"Her zamanki gibi kes" demiþtim.
Bence ruhsal dengemizi saðladýktan
sonra her þey mümkün.
Bence kendimizi olumsuz düþünceye
o kadar kaptýrýyoruz ki...
...bu eþi görülmemiþ bir zehire benziyor.
Tavsiye etmesek de teknik olarak
onu buradan çýkarabilirsiniz.
Ama mahkemeye karþý çok fazla
sorumluluk üstleniyorsunuz.
Hem buradaki düzene alýþmaya baþladý.
Buradaki düzene alýþmasýný istemiyorum.
Sekiz ay yeterince uzundu zaten.
TABURCU ONAY FORMU
HASTANENÝN SORUMLU OLMADIÐINI
KABUL EDÝYORUM
Anne.
Danny'i Kuzey Philly'e
býrakabilir miyiz?
- Ne? Anlamadým.
- Anne, merak etme, bir þey olmaz.
Sanýrým bugün herkes çýkýyor.
Merhaba Bayan S.
Sizinle tanýþmak büyük þeref.
Pat bana sizden çok bahsetti.
Tanrý'nýn sizi nasýl...
...saðlam karakterli yarattýðýný
ve aileyi bir arada tutan...
...temel direðin siz
olduðunuzu anlattý.
Kuþlarýn maçýnýn olduðu günlerde
piþirdiðiniz lazanyalarý da unutmayalým.
Danny, metamfetamin ve alkol
alarak saldýrýdan içerideydi.
- Kötü bir karýþým.
- Evet. Bir de anksiyete bozukluðu vardý.
Davranýþ bozukluðum ve anksiyetem...
...röntgen teknisyeni
olduðum zamanlardaydý.
Ýlaçlara kolayca ulaþabiliyordum...
...ve bunu kötüye kullandým.
Ama o zaman saçlarým da uzundu.
Saçlarýmý büyüdüðüm zaman uzatmýþtým.
Küçükken saçlarým
uzamýyordu çünkü abim...
- Sana abimden bahsetmiþtim, hatýrladýn mý?
- Evet.
Islak permalý saçlarý vardý.
Ben ýslak perma yapamýyordum...
...çünkü saçlarým yeterince uzamýyordu.
- Saçlarýna kafayý takmýþ.
- Abimi çok kýskanýyordum.
- Bir dakika, bir dakika.
- Alo?
- Þimdi harika görünüyor.
- Hoþuna gitti mi?
- Böyle çok güzel.
- Evet, öyle.
Dur dostum! Ters tarafa yatýrýyorsun!
- Bu tarafa olacak.
- Ne?
Bundan emin misiniz?
Hemen geri getiriyorum.
Bana yalan söyledin Pat!
Danny taburcu olmamýþ!
Tamam anne, dur bir dakika.
Bunu bir konuþalým.
- Anne dinle beni.
- Direksiyona dokunma!
Pat, bu büyük bir hataydý.
Özür dilerim anne. Ýyi misin?
Senin yüzünden mahkemeye
karþý zor durumda kaldým.
Benim suçum. Pat bilmiyordu.
O benim arkadaþým bu
yüzden bana yardým ediyordu.
Hastaneyle bir anlaþmazlýk
yaþýyorum ama çözeceðiz.
Beni hastaneye geri býrakýn
ama Pat'i eve götürün. O iyi.
Ýnanýn bana. Göreceksiniz,
o çok iyi. Benim hatamdý.
Anne, kütüphaneye uðrayabilir miyiz?
Nikki'nin bütün lise edebiyat
müfredatýný okumak istiyorum.
Anne, bu iyi bir þey. Kendimi yeniliyorum.
DeSean Jackson.
DeSean Jackson'a ne oldu?
Hadi söyle bakalým.
Bu delilik. Topu sayý çizgisinin bir metre
yakýnýna gönderdi. Bir metre be!
Þunu tam çizgiye göndersene salak!
Adam daha kazanmadan kutlamaya baþlýyor!
Biliyor musun? Bu yeni bir þey deðil.
Sizin takým bunu hep yapýyor.
Tam ucuna kadar gelip batýrýyorlar.
Aþaðýlýk kompleksleri var.
Dur bir dakika. Ne diyorsun sen?
Cowboys nereden
Amerika'nýn takýmý oluyor?
- Çünkü öyleyiz.
- Nereden çýktý bu?
- Amerika'nýn takýmýyýz.
- Kendinden utanmalýsýn.
Philadelphia'dayýz, senin derdin ne?
- Sen bir hainsin!
- Kovboydan daha Amerikalýsý var mýdýr?
- Daha Amerikalý ne var biliyor musun?
- Ne?
- Benjamin Franklin! O daha Amerikalý.
- Benjamin Franklin mi?
Benjamin Franklin.
- Philadelphia'da ülkemizi kuran adam.
- Þu küçük gözlüklü...
...uzun daðýnýk saçlý adam mý?
Þimþekle uçurtmaya ne demeli?
Adam fýrtýnada uçurtma uçurmuþ.
Yüz dolarlýk banknotta resmi olmasaydý
kim olduðu bile bilinmezdi.
Ne yapýyorsun? Hayýr, hayýr,
dokunma onlara. Dokunma!
Elimi bile sürmedim. Sakýn beni suçlama.
Bunu kim yaptý? Kumandalarý kim
böyle koydu? Sen mi yaptýn Randy?
Hayýr, ben ellemedim. Aslýnda o kadar
kumandayla ne yapýyorsun bilmiyorum.
- Çok deðiller Randy.
- Ýþte geldi. Þu güzelliðe bakýn!
- Ne? Ne oluyor?
- Merhaba.
Her þey yolunda mý?
- Nerede? Duruyor mu?
- Boynumda.
Duruyormuþ. Çalýnmasýný istemeyiz.
- Seninki duruyor mu?
- Evet, duruyor.
Benim niye haberim yok?
Onu çýkaracaðýný neden söylemedin?
Buna hazýr. Ona baksana.
- Bana söylememiþtin.
- Babama beni alacaðýný söylemedin mi?
Boþver þimdi.
Çýktýðýnda tamamen iyileþmiþ olmaný
istiyorum. Bana bir þey söylemedi.
- Bana neden söylemedin?
- Mahkeme onay verdi. Merak etme.
Peki ama doktor ne dedi?
Çünkü mahkeme doktoru dinler.
- Evet, mahkeme dedi ki...
- Mahkeme doktoru dinler.
Baba, baba sakin ol. Mahkeme olur
dedi, tamam mý? Býrak artýk.
Evet, merak etme.
Baba mahkeme yüzünden oradaydým
zaten. Aylar önce anlaþma yapmýþtýk.
Mahkemede itiraf ederek indirim aldým.
- Beni savunan avukat...
- Evet, ben sadece...
...savcýyla uzlaþmamýzý, böylece sekiz ay
hastanede kalýp çýkacaðýmý söylemiþti.
Her þey kontrol altýnda.
- Peki, tamam, tamam, tebrikler.
- Teþekkür ederim.
Peki ne yapacaksýn?
Ben bir restoran açacaðým.
Etli sandviç restoraný olacak.
- Parayý nereden bulacaksýn?
- Parayý bulurum, merak etme.
- Bahis oynayarak mý?
- Bunu sana kim söyledi?
- Annem söyledi. Dýþarýda.
- Söylemedim. Hayýr ben söylemedim.
Biraz önce dýþarýda söyledin
ya anne. Niye öyle diyorsun?
Beþ dakika önce merdivenden çýkarken...
..."Bir þey söyleme ama baban iþini
kaybetti, þimdi bahis oynuyor" dedi.
Neden Dolores? Bunu ona neden söyledin?
Yanlýþ anlamýþ. Her þey yolunda Patrick.
Ben her þeyden çok senin
için endiþeleniyorum.
Ýyi baba. iyi.
Tamam, esas soruya gelelim,
sen ne yapacaksýn?
Ne mi yapacaðým? Forma gireceðim.
Nikki için tamamen zinde
ve formda olacaðým.
Nikki'nin müfredatýný okuyup
eski iþime döneceðim.
Nikki evi satýp gitti.
- Annen bunu söylemedi mi?
- Sana bir þey diyeceðim.
Evliliðim hakkýnda hiçbir þey
bilmiyorsun, tamam mý baba?
Tamam mý? Bizim evliliðimizde
büyük bir aþk var, tamam mý?
Týpký sizin gibi.
Dinle Patrick, o gitti.
- Burada deðil artýk. Nikki gitti.
- Ne yapýyorsun baba?
- Biliyor musun, yüksel. Yüksel!
- Bu da ne demek?
Yüksel. Þu demek.
Ne yapacaðým biliyor musun?
Bütün bu olumsuzluðu
yakýt olarak kullanýp...
...bir umut ýþýðý yakacaðým.
Ýþte bunu yapacaðým.
Bu saçmalýk deðil, hiç saçmalýk deðil.
Biraz zaman alacak ama bu doðru.
Siktir be!
Lanet olasý aptal kitap!
Nikki'nin çocuklara bu kitabý
öðrettiðine inanamýyorum.
Yani sürekli... Size þöyle özetleyeyim.
Sürekli bu Hemingway denen
adamýn savaþta sað kalýp...
...sevdiði kadýn Catherine Barkley'le
olabilmesini istiyorsunuz.
Saat sabahýn dördü Pat.
Öyle de oluyor. Savaþta
vuruluyor ama sað kalýyor.
Kurtuluyor ve Catherine'le olabilmek
için Ýsviçre'ye kaçýyor.
Üstelik Catherine hamile.
Ne harika, deðil mi? Kadýn hamile.
Beraber daðlara kaçýyorlar. Mutlu
olacaklar, Þarap içip dans edecekler.
Dans etmeyi seviyorlar,
birlikte dans sahneleri var.
Gerçi bunlar sýkýcý ama hoþuma
gitti. Çünkü mutluydular.
Burada bittiðini mi sanýyorsunuz? Hayýr!
Baþka bir son yazmýþ!
Kadýn ölüyor baba!
Yani hayat yeterince zor zaten.
Yeterince zor!
Birileri "Hadi pozitif olalým, hikâyeye
mutlu son yazalým" diyemiyor mu?
Pat, bize bir özür borçlusun.
Anne, ben özür dileyemem.
Bunun için özür dilemeyeceðim.
Ne yapacaðým biliyor musun?
Ernest Hemingway adýna özür
dileyeceðim çünkü esas suçlu o.
Evet, Ernest Hemingway'e de
söyle, bizi arayýp özür dilesin.
- Neden benimle koþmadýn?
- Kitap okuyordum.
Lütfen bize bir iyilik yap.
Bir süre kitap okuma.
- Neden çöp torbasý giyiyorsun?
- Ben koþacaðým.
Dur, nereye gidiyorsun? Dur, dur.
Bu camý deðiþtirmen lazým.
- Dönünce deðiþtiririm.
- Þimdi deðiþtir.
Arabaya bin Pat. Terapiye gitmen lazým.
- Terapiye gitmek istemiyorum.
- Gitmek zorundasýn. Anlaþmamýz böyle.
Bizimle yaþayýp gitmemezlik edemezsin.
Bu þarký gerçekten çalýyor mu?
- Bazen müzik çalarýz.
- Bu þarký beni deli ediyor.
- Kapatýr mýsýn lütfen?
- Kapatamam.
- Kapatamam da ne demek.
- Kontrolü bende deðil.
- Affedersiniz, ben...
- Bunu sana Doktor Timbers mý yaptýrýyor?
Burada hoparlör mü var?
Burada hoparlör mü var?
Affedersiniz. Özür dilerim.
Affedersiniz. Tamam, özür dilerim.
Hepsini toplayacaðým, tamam mý?
Bu yaptýðýnýz berbat bir
þeydi Doktor Patel, tamam mý?
Berbat bir þeydi. Affedersiniz ama bu...
- Bana Cliff de lütfen.
- Ýyi, peki Cliff...
...insanlar bu þekilde
karþýlanmaz, tamam mý?
Bunu oraya bir yere, ne bileyim
not defterine filan yazsana.
Þarký için özür dilerim. Seni hâlâ
tetikliyor mu görmek istemiþtim.
Bravo! Tetikliyor!
Ýlaç filan içmeyeceðim.
Bunu söylemem lazým.
- Ýlaç içmen lazým.
- Hayýr ilaç içmeyeceðim. Hayýr.
- Bak, beni sersemletiyor.
- Hayýr. Ýlaç içmek zorundasýn.
Ýlaca ihtiyacým yok Doktor. Bak,
ben hiddetli biri deðilimdir, tamam mý?
Babam hiddetlidir. Ben öyle deðilim.
Eagles maçýnda stadyumda
o kadar çok adam dövdü ki...
...dýþarý atýlýp
yasaklý listesine alýndý.
- Benim tek bir olayým var.
- Bir olay insanýn hayatýný deðiþtirebilir.
Ama ben hazýrým.
Yaptýklarýmýn sorumluluðunu
üstlenmeye hazýrým.
Onun da kendininkileri
üstlenmesi lazým.
- Onunkiler ne?
- Onunkiler ne mi?
Dalga mý geçiyorsun?
Hadi þu olayý hatýrlayalým.
Ýþten eve geldim. Erken çýkmýþtým ki
bunu hiç yapmam...
...ama lise müdürü Nancy'le tartýþmýþtým.
Eve geldiðimde düðün þarkýmýz çalýyordu.
Bugün nazikçe bize dinlettiðin þarký.
O çalýyordu. Üzerinde hiç durmadým
ki çok tuhaf çünkü durmalýydým.
Eve geliyorum ve ne görüyorum?
Kapýdan giriyorum ve
iç çamaþýrý, kýyafetler...
...belinde kemerle
bir erkek pantolonu görüyorum.
Merdivenleri çýkýyorum ve
birden DVD oynatýcýsýný görüyorum.
DVD oynatýcýsýndaki CD'de
düðün þarkýmýz çalýyor.
Sonra yere bakýp
karýmýn külotunu görüyorum.
Baþýmý kaldýrdýðýmda onu
duþta çýplak görüyorum.
"Ne güzel, duþtaymýþ. Bu harika,
belki ben de yanýna girerim.
Artýk duþta hiç seviþmiyoruz. Belki
bugün yaparýz" diye düþünüyorum.
Duþ perdesini çekiyorum ve
lanet olasý tarih öðretmenini görüyorum.
Bana ne diyor biliyor musun?
Gitsen iyi olur.
Bana böyle diyor.
Evet, kendimi kaybettim.
Onu öldüresiye dövdüm.
Þimdi bu yüzden mi
cezalandýrýlýyorum?
Ben babam gibi miyim?
Hiç sanmýyorum.
Peki, öncesinde ya da sonrasýnda
yaptýðýn bir þeyi anlatabilir misin?
Evet, olaydan bir hafta
önce polisi arayýp...
...karýmla tarihçi adamýn
lisenin kasasýndan...
...zimmetlerine para geçirerek
bana komplo kurduðunu söyledim.
Ama bu doðru deðildi. Bir sanrýydý.
Daha sonra hastanede sebebini
anladýk. Ben...
Manik depresifmiþsin.
Evet.
Ruh halim deðiþiyor, aþýrý stres
nedeniyle tuhaf þeyler düþünüyorum.
Ama neyse ki bu çok ender oluyor.
Sonra da duþ olayý oldu ve
her þey kontrolden çýktý.
Ýþte o zaman hayatým boyunca
bu rahatsýzlýðý çektiðimi fark ettim.
Üstelik hiçbir kontrol ve
yardým olmadan yapýyordum.
Sürekli diþimi sýkýp duruyordum.
Bu zor olmuþtur.
Evet. Özellikle de neler olduðunu
bilmiyorken katlanmak çok zor.
Ama artýk biliyorum. Sayýlýr.
- Pat, ilaçlarýný içmelisin.
- Ýçemem anne, yapamam.
- Arayýp seni almalarýný söyleyeceðim.
- Bunu neden yapasýn ki?
- Yapmazsýn. Neden onlarý arayasýn ki?
- Ne oluyor?
- Ýçince kendimi iyi hissetmiyorum anne.
- Ýlaçlarýný içmelisin.
Onlar olmadan zihnim çok daha berrak
oluyor. Onlar beni þiþiriyor anne.
- O halimden hoþlanmýyorum.
- Neden þu ilaçlarýný içmiyorsun?
- Yapma, fiziðime dikkat ediyorum.
- Ýlaçlarýný iç.
Spor yapýyorum.
- Neden çöp torbasý giyiyor?
- Neden çöp torbasý giyiyorsun?
Terlemek için.
Otur hadi. Yedi dakika oldu, sayý yok.
Hadi, totemi çevirmeme yardým et.
Toteme inanmýyorum baba.
Hadi Bay Yüksel. Pozitif olmak mý
istiyorsun? Ol o zaman. Otur.
- Tamam, tamam.
- Hadi.
- Biraz oturup maçýn baþýný seyrederim.
- Þans getirdiðini söylüyor tatlým.
- O elindeki nedir?
- Ýþte bu.
Gördün mü?
- Mendil mi?
- Evet.
Buna OKB denir. Delilik bu.
Ne OKB'si? Oðlumun benimle maç
seyretmesini istiyorum. Suçsa git dava aç.
Otur iþte, hadi. Maçý seninle
birlikte seyretmek istiyorum.
- Ama baba...
- Bu batýl inanç deðil ki. Önemsiz bir þey.
Çok para kazanýyorum.
Bunlarý yapsam ne olur ki?
Önemsiz bir þey. Gel otur, hadi.
- Otur, otur.
- Hadi. Mezeyle poðaça yapýyorum.
Gol!
Gördün mü? Bak gördün mü?
Burada olman gerekiyor!
Bu çok özel bir þey.
Her þeyin bir sebebi vardýr.
Bu yüzden eve döndün.
Kabul et, kabul et!
Sebep ben miyim? Hiç sanmýyorum.
Alo? Evet, Tommy, Tommy, evet!
Bütün listeni aldým.
- Anne.
- Evet. Hayýr, hayýr, kontrol ediyorum.
Kontrol ediyorum. Tamam.
Dur, dur, dur.
Okul projem için akýl hastalýðýyla
ilgili röportaj yapabilir miyim?
Hayýr.
- Hadi ama. Okul projesi için.
- Dinleme sakýn.
- Kim o? Rick D'Angelo deðil mi?
- Evet o.
- Sorunlarý olan adam mý?
- Ýnsanlar çok aptal.
- Evet o.
- Ne dediklerini bilmiyorlar.
- Seni incitmelerine izin verme.
- Kapýyý yüzlerine kapatayým. Ben koþacaðým.
- Patrick!
- Pat!
- Nikkiyi arama!
- Kameraný al ve git buradan!
- Patrick lütfen. Patty! Patty!
- Pat! Nikkiyi arama!
- Bayan Meckers!
- Tanrým, aman Tanrým!
Nance! Bugün benim þanslý günüm.
Baksana, pazar günü çalýþýyorsun!
- Nasýlsýn?
- Burada ne iþin var?
Merhaba deyip iþe dönmeye hazýr
olduðumu söylemeye geldim.
- Buraya gelmemeliydin.
- Tam gün de çalýþýrým yarým gün de.
Yedek öðretmen olurum, tarih
öðretirim, ne istersen.
Dur sana yardým edeyim.
Affedersin. Kabalýk ettim.
- Ben hallederim, ben hallederim.
- Bir þey soracaðým.
Nikki hâlâ burada mý çalýþýyor?
Sana bunu söyleyemem.
Ama Doug Culpepper hâlâ burada.
Bunu neden söylüyorsun?
Yuvamý yýktýðýný biliyorsun.
Sorun çýkarmaya mý çalýþýyorsun?
Çok iyi görünüyorsun.
Çok mu kilo verdin?
- Verdim. Evet verdim. Teþekkür ederim.
- Uzar dur benden, uzak dur!
Tamam, artýk daha iyiyim. Bunu bilmeni
istiyorum. Artýk daha iyiyim, tamam mý?
- Evet.
- Ýyiyim. Kendimi çok iyi hissediyorum.
- Gözlerime bak. Bak ne kadar parlaklar.
- Bana sarýlma.
Artýk mýzmýzýn teki deðilim.
Olumlu biriyim, tamam mý?
- Biraz zaman tanýmalýsýn.
- Evet.
Çok þey oldu. Zamanla herkes unutur.
- Her þey düzelecek. Evet.
- Evet, öyle olacak!
Bunu umut verici olarak görüyorum Nancy!
Umut verici. Ýþte bu bir umut ýþýðý!
Ýyi þanslar.
Ronnie! Pat.
Ýþte o! Geri dönmüþ!
Merhaba.
- Evine hoþ geldin.
- Teþekkür ederim.
- Evine hoþ geldin dostum.
- Evet, çýktým.
Öyle mi? Çýktýn mý?
Süpermiþ. Vay canýna, çok kilo vermiþsin.
Seni neredeyse tanýyamýyordum.
Teþekkür ederim.
Hastanede ziyaretine gelemediðim
için özür dilerim. Ýþler kontrolden çýktý.
Bebeðimiz oldu.
Geri dönmene gerçekten sevindim.
Seni özledim. Konuþacak
birine çok ihtiyacým var.
Gelip bebeði görmelisin. Çok güzel.
Veronica da seni
yemeðe davet etmek istiyor.
Bebek için tebrikler ama
bu davete inanmýyorum.
Veronicanýn hâlâ senden
nefret ettiðini mi sanýyorsun?
Veronicanýn hâlâ benden
nefret ettiðini biliyorum.
- Bu doðru deðil.
- Evet, doðru.
Nikki hep, Ronnienin karýsý...
...adamýn sosyal hayatýný da taþaklarý
gibi sahiplenip pençesine almýþ derdi.
- Bu doðru deðil.
- Ronnie! Ne yapýyorsun?
Tamam, biraz doðruluk payý var ama
hâlâ senden nefret ettiðini sanýyorsan...
...yanýlýyorsun çünkü öyle olsa neden
seni yemeðe davet etmemi söylesin ki?
- Onu davet ettin mi?
- Evet.
- Gelecek mi?
- Henüz bilmiyorum.
- Önümüzdeki pazar gelebilir misin?
- Tabii.
Pazar günü görüþürüz.
Nikkiyle hâlâ görüþüyorsunuz, deðil mi?
Veronica hâlâ Nikkiyle konuþuyor mu?
Evet.
Buraya gel lütfen.
Sana ihtiyacým var.
Tamam.
Sen gider gitmez Redskins topu kapýp
Randal Ele pas verdi.
Andy Reid molayý zamanýnda
kullanmadý ve maçý kaybettik.
Bu evde yaþarken lütfen
yaptýklarýma biraz saygý göster.
Zaten birlikte zaman geçirmeliyiz. Seni
beladan uzak tutmaya çalýþýyorum. Lütfen.
- Çok iyi haberlerim var millet. Çok iyi.
- Neymiþ o? Ýyi haber nedir?
- Her þey düzeliyor.
- Öyle mi?
Beni neden davet ettiklerini
biliyorum. Biliyordum.
- Bak, o adamla beraber olabilir. Hani þu...
- Mümkün deðil!
- Hayýr, onunla olabilir.
- Mümkün deðil baba.
Senden korkuyor.
Seninle konuþmak istemiyor.
- Doug Culpepperý mý kastediyorsun?
- Telefonu kapat.
- Bir dakika. Ne yapýyorsun?
- Telefonu kapatmalýsýn lütfen.
- Yapma.
- Ver, bak baba, baba.
- Ver þu telefonu! Baba bu benim hayatým!
- Telefonu bana ver.
- Telefonu ver. Beni anlamalýsýn.
- Pat!
- Hastaneye dönmek mi istiyorsun?
- Benimle böyle konuþma.
- O zaman kes þunu! Yapma o zaman.
- Benimle böyle konuþma.
O zaman böyle davranma.
Arayýp bu evi kontrol etmemi istediler.
- Pat Solatano?
- Evet.
Bayan Solatano, Bay Solatano,
ben Memur Keogh.
Bu bölgede çalýþýyorum.
Bak, yasaklama emrini duydum.
Eski evine ve okuluna
gittiðini de duydum.
Bunu yapamazsýn. Senin davana atandým.
Bu yüzden çok görüþeceðiz.
Kendine bir iyilik yap
ve yasaða uy, tamam mý?
- 150 metre.
- Ne dediðini duydun mu?
- Yasaklama emrin var.
- Evet baba, biliyorum.
- Teþekkür ederiz Memur Bey.
- Bir þeye ihtiyacýnýz olursa bu kartým.
- Teþekkür ederiz. Affedersiniz, anladýk.
- Ne zamandýr polislerin kartviziti var?
Bana þunu söyle. Hapse ya da hastaneye
geri dönmek mi istiyorsun?
O zaman ilaçlarýný iç.
Ýyiye gidersen dozu azaltýrýz.
Nikki forma girip hayatýmý
düzene koymam için beni bekliyor.
O zaman benimle olacak.
Bu bütün ilaçlardan daha iyi bir þey.
Pat, sana dönmeme ihtimaline
hazýrlýklý olmaný istiyorum.
Gerçek aþk sevdiðini býrakýp
geri dönecek mi görmektir.
Bu esnada o þarkýyý dinlersen
kendini kaybetmeni istemiyorum.
Kendine bir strateji bul, tamam mý?
Buna ihtiyacýn var.
- Bir þey söyleyeceðim.
- Tamam.
Bunun doðru olduðuna inanýyorum.
Hastanede bunu öðrendim.
Elinden geleni yapmalýsýn,
çok çabalamalýsýn...
...ve bunu yapýp pozitif kalabilirsen
bir umut ýþýðý bulabilirsin.
- Stratejin üzerinde çalýþ, tamam mý?
- Tamam.
Arkadaþým Ronnie Pazar akþamý
bir parti veriyor ve...
...çok havalý bir þey olacak.
Karýsý Veronica da çok titizdir.
Bilemiyorum. Annem bana giymem için
takým elbise aldý ama ben...
...abim Jakein bana aldýðý
Eagles formamý giymek istiyorum.
- Hangi oyuncu?
- DeSean Jackson.
- DeSean Jackson esaslý adamdýr.
- O zaman tamamdýr.
Pat! Ne yapýyorsun?
- Gitmem gerek.
- Neden?
Kalamam. Hata yaptým,
bunu giymemeliydim.
Dostum gayet iyisin. Formaný
beðendim. Keþke ben giyseydim.
- Aptal gibi hissediyorum.
- Bununla rahat mýsýn?
- Veronica hoþlanmayacak.
- Gel buraya.
- Hem sen kravat takmýþsýn.
- Boþver, sen þeref konuðusun.
- Ýstediðin gibi gelebilirsin.
- Sahi mi?
Gel buraya.
DeSean Jackson geldi!
- Yani yýlýn çaylaðý mý?
- Evet.
DeSean Jackson mý? DeSean Jackson mý?
Yemeðe formayla gelmiþsin.
- Ne harika, deðil mi?
- Yemek için deðil.
Bak bize çiçek almýþ.
Çok naziksin. Çok naziksin Pat.
- Çok güzeller.
- Þarap da.
- Bebeðe bakýn.
- Merhaba.
Þuraya bak. Her þeyi yeniledik.
Vay canýna!
- Þahane, þahane!
- Ne harika, deðil mi?
Evet dostum, tekrar
yenilemeyi düþünüyorum.
- Neden?
- Çünkü...
Bunu yapabilmek için
iyi kazanýyor olmalýsýn.
- Evet, iþler iyi gidiyor. Þikayet edemem.
- Piyasa düþük, deðil mi?
Düþük ama karým fazlasýný istiyor
ben de ona fazlasýný veriyorum dostum.
- Babam emeklilik hakkýný kaybetmiþ.
- Çok üzüldüm dostum.
- Evet.
- Çoðu kiþi öyle. Amcam da öyle.
- Sahi mi?
- Evet.
Saygýsýzlýk etmiyorum, þahsi bir þey
deðil ama þimdi atýlým zamaný.
Ucuz emlak reklamlarýný takip edersin.
Alýp daha kârlý satar ve
o zaman para kazanýrsýn.
Ama o baský yok mu...
Ýyi misin?
Hiç iyi deðilim. Kimseye söyleme.
Dinle beni.
Kendimi eziliyormuþ gibi hissediyorum.
Neyle eziliyorsun?
Her þeyle. Aile, bebek, iþ,
ofisteki pislikler.
Sanki bütün bunlara
katlanmaya çalýþýrken...
...boðulduðumu hissediyorum.
Vay canýna!
Her zaman mutlu olamazsýn.
Mutlu olamayacaðýný kim söyledi?
Önemli deðil. Elinden geleni
yapmalýsýn. Baþka çare yok.
- Bu doðru deðil.
- Yapamazsýn.
Ronnie, Ronnie, Ronnie!
Umarým Veronica'nýn kardeþinin
gelmesinde sakýnca yoktur.
- Sakýncasý var mý?
- Kim?
- Merhaba.
- Veronica'nýn kardeþi.
- Tiffany.
- Tiffany'le Tommy mi?
- Evet. Sadece Tiffany.
- Tommy'e ne oldu?
Öldü.
- Tommy öldü mü?
- Polisler ölür.
- Nasýl öldü?
- Lütfen bu konuyu açma.
- Hayýr, nasýl öldü?
- Kim nasýl öldü?
Merhaba Tiffany, bu Pat.
Pat, bu da baldýzým Tiffany.
- Çok hoþ görünüyorsun.
- Teþekkür ederim.
- Seninle flört etmiyorum.
- Öyle yaptýðýný düþünmemiþtim.
Yani bayaðý süslenip püslenmiþsin
ama karýmla aramý düzelteceðim.
Bunun üzerinde çalýþýyorum.
Onun güzelliðini takdir etmek istiyorum.
Eskiden hiç yapmazdým. Artýk ediyorum.
Çünkü Nikkiyle her zamankinden
mutlu olacaðýz. Buna çalýþýyorum.
Tommy nasýl öldü?
- Peki iþine ne oldu?
- Aslýnda kovuldum.
Sahi mi? Neden?
Affedersin, yani nasýl oldu?
Nedeni fark eder mi?
Bebeðim nasýl gidiyor?
- Harika, harika.
- Eðleniyor musunuz?
Þimdi evi dolaþalým. Bebeðim
hadi onlara evi göster lütfen.
- Bütün evi mi?
- Bütün evi, evet, evet.
Bence eðlenceli olur.
Þimdi evi dolaþacaðýz.
- Evi dolaþacaðýz. Hadi.
- Hadi evi gezelim.
- Hadi size evi gezdirelim.
- Hadi dolaþalým.
Bunu uzun zamandýr planlýyordum.
Evimizi seviyorum.
Evimizi çok seviyorum.
Beni gerçekten heyecanlandýrýyor.
Hadi.
Bilin bakalým bu ne?
Televizyon.
- Hayýr.
- Bilgisayar monitörü.
- Devam edin, devam edin.
- Bir taþ fýrýn, taþ fýrýn.
- Lamba.
- Yaklaþtýnýz, yaklaþtýnýz.
- Morgta cesetleri koyup...
- Çok düþünmeyin, çok düþünmeyin.
...formaldehit enjekte
ettikleri çekmece.
Ceset nereye gidiyor peki?
Þakaydý!
Bu bir þömine.
Duvarýn ortasýnda mý?
Her odada giriþ var. Bana iPodunu ver.
- Beni iPod'um yok. Telefonum bile yok.
- iPodu olmayan kaldý mý?
Benim iPodum yok. Telefonum bile yok.
Kimseyi aramama izin vermiyorlar.
Nikkiyi arayacaðýmý sanýyorlar.
- Boþver, bunu düþünme.
- Nikkiyi arardým.
Sana iPodlarýmdan birini veririm.
Eski bir tane vardý.
iPodunu ver. Ver hadi.
Teþekkür ederim bebeðim. Teþekkür ederim.
- Bütün odalarda iPod giriþi var.
- Bakýn, bakýn.
Bizi banyoya getirmene sevindim.
Bebek için her odadan müzik çalabilirim.
Metallicadan
Ride the Lightningi çalabilir misin?
Pat lisede tarih öðretmeniydi Tiffany.
Ona herhangi bir baþkaný sor, hepsini bilir.
Ýlginç bir þey anlatayým.
OK terimi nereden gelir biliyor musunuz?
- Hayýr. Bilmiyorum.
- Nereden?
Amerika Birleþik Devletleri'nin
8. baþkaný Martin Van Buren...
...Kinderhook, New Yorkluymuþ.
Old Kinderhook adýnda bir
erkekler kulübüne üyeymiþ.
Havali biriysen, kulüp üyesiysen...
...Bu adam OK derlermiþ.
Çünkü Old Kinderhooks üyesiymiþ.
- Sahi mi?
- Evet. Süper bir þey, deðil mi?
Çok ilginçmiþ.
Biliyor musun Tiffany yýllardýr
dans ediyor ve oldukça iyi.
Ben Franklin Otelinde
yarýþmaya katýlacak.
Sahi mi? Karým dansa bayýlýr.
Nikki dansa bayýlýr.
- Neden benden böyle bahsediyorsun?
- Çünkü seninle övünüyorum.
- Küçük kardeþimle övünemez miyim?
- Benden üçüncü þahýs gibi bahsetme.
- Lütfen yapma.
- Ben buradayým.
- Kibar ol, kibar ol.
- Vay canýna, çok etkileyici.
- Affedersin. Kabalýk etmek istemedim.
- Biliyorum, biliyorum.
Hangi ilaçlarý kullanýyorsun?
Ben mi? Hiç. Eskiden Lithium,
Seroquel ve Abilify kullanýyordum.
Ama artýk hiçbirini kullanmýyorum.
Hayýr. Beni sersemletiyorlar.
Ayrýca þiþiriyorlar.
Evet, ben de Xanax ve Effexor
kullandým ama evet sersemletiyordu...
...ben de býraktým.
- Hiç Klonopin kullandýn mý?
Klonopin mi? Evet.
- Deðil mi?
- Tanrým!
- Ýçince gününü þaþýrýyorsun.
- Evet.
- Ya Trazodone?
- Trazodone!
Ýnsaný yere seriyor. Ýþin bitiyor.
Gözlerindeki ýþýðý söndürüyor.
Tanrým, eminim öyledir.
Yorgunum, gitmek istiyorum.
Hayýr, hayýr, hayýr. Daha
salatayý bile bitirmedik.
Ördeði de. Pasta yapmýþtým.
Yorgunum dedim.
Beni eve götürecek misin?
Ben mi?
Evet sen. Beni eve götürecek misin?
Sosyal yeteneklerin çok zayýf.
Sorunlusun.
Ben mi sorunluyum?
Uygunsuz þeyler söyleyen sensin.
- Ýnsanlarý korkutuyorsun.
- Ben doðrularý söylüyorum ama sen kabasýn.
Ne? Ben doðrularý söylemiyor muyum?
Belki onlarý ayrý ayrý býraksam iyi olur.
Hayýr. Ýkisini de götürebilirsin. Hemen.
Benden üçüncü þahýs gibi bahsetmeyi kes.
- Önce Tiffanyi býrakabilirsin.
- Sorunlarým olmasýna bayýlýyorsun.
Bayýlýyorsun Von çünkü o zaman
sen iyi olabiliyorsun. Ýtiraf et.
Hayýr, bayýlmýyorum. Ben sadece...
...güzel bir yemek yiyelim istemiþtim.
- Tanrým.
Senin derdin ne?
Bir derdim yok. Ben iyiyim.
Yorgunum ve gitmek istiyorum.
Hadi, hazýr mýsýn?
- Gerçekten hemen gitmek mi istiyorsun?
- Tamam.
- Evet, gitmek istiyorum! Yemek harikaydý.
- Tamam, bebek uyuyor!
Affedersin. Bebeði uyandýrmak
istemiyorum. Hoþçakalýn.
Affedersin dostum.
Burasý.
Dinle, evlendikten sonra
kimseyle çýkmadým...
...bu yüzden bu iþler
nasýldý hatýrlamýyorum.
Ne nasýldý?
Bana bakýþýný gördüm Pat.
Ýkimiz de hissettik. Yalan söyleme.
Biz onlar gibi yalancý deðiliz.
Ben arka taraftaki ek dairede kalýyorum.
Yani ailemin evinden tamamen ayrý.
Yani bizi basmalarýna imkân yok.
Yemeðe formayla
gelmen hiç hoþuma gitmedi...
...çünkü futboldan nefret
ederim. Ama ýþýðý kapatýrsan...
...beni düzebilirsin, tamam mý?
Kaç yaþýndasýn sen?
Bir evliliði sonlandýrýp akýl hastanesini
boylamayacak kadar büyüðüm.
Bak, bu akþam çok iyi vakit
geçirdim ve bence çok güzelsin...
...ama ben evliyim, tamam mý?
Evli misin?
Ben de öyleyim.
Hayýr, karýþtýrýyorsun. Seninki öldü.
Dur, ne? Ne oluyor?
Aman Tanrým.
Ýyi misin? Ronnie aradý.
O tiþörtündeki ruj mu?
- Bilmiyorum anne.
- Orada ne oldu?
Ne zaman telefonum olacak?
Zamaný gelince telefonun olacak. Ne oldu?
Pat!
Anne, anne!
Düðün kasetimi bulamýyorum. Anne uyan.
- Ne oldu?
- Düðün kasetim nerde?
Saat üç buçuðu geçti! Ne yapýyorsun?
Buraya baktým ama senin
dikiþ zýmbýrtýlarýnla dolu.
- Buraya mý koydun?
- Babanýn çalýþma odasýna baktýn mý?
- Çalýþma odama girme.
- Baba þimdi olmaz!
Buraya mý koydun? Buraya
koyman saçmalýk olur.
Patty, ne yapýyorsun?
Onun bütün Eagles kasetleri duruyor
ama benim tek düðün kasetim bile yok!
- Burada mý? Nerede?
- Patty!
- Muhtemelen çatý arasýndadýr.
- Çalýþma odama mý giriyorsun?
Düðün kasetimi saklamak
istiyormuþsunuz gibi geliyor.
- Öyle bir þey yapmýyoruz.
- Sizce izlemeye dayanamaz mýyým?
Lütfen baðýrmayý kes!
Baðýrmýyorum anne.
Sadece hayal kýrýklýðýna uðradým...
...çünkü düðün kasetimin olmasý lazým!
Pat! Pat!
Oraya baktým! Orada her yere baktým!
- Burada da yok, yok iþte!
- Sakin ol Pat.
Sakin olmayacaðým!
Kim duyarsa duysun umurumda deðil!
Sakin olmayacaðým! Ýsteyen uyansýn!
- Utanmýyorum, utanmýyorum!
- Pat, kes þunu!
Bütün mahalle uyansýn! Umurumda deðil!
- Kes þunu! Kes þunu!
- Hayýr anne!
- Ne oluyor?
- Sakin ol!
- Kasetimi istiyorum.
- Ne?
Kes þunu!
- Benim düðünüm. Benim düðün kasetim!
- Pat! Kes þunu! Kes þunu!
- Kes þunu!
- Düðün kasetimi seyredemez miyim?
Hayýr! Ama o lanet þarkýyý duyabiliyorum.
Dur!
- Anne, anne!
- Ne halt ediyorsun sen?
- Annene mi vurdun?
- Hayýr, hayýr, hayýr!
Kes þunu!
Býrak beni baba!
- Ona vurmayý kes!
- Bir þey yapmýyorum!
Ona vurmayý kes! Yapma!
- Ben ona vurmuyorum. O bana vuruyor!
- Býrak beni baba.
Özür dilerim, özür dilerim!
Polis! Kapýyý açýn lütfen. Kapýyý açýn.
Bay Solatano, bir sürü telefon aldým.
Mahalle halký korkmuþ. Ýçeri girmem gerek.
Nasýlsýnýz bakalým?
Komþularýnýzdan bir sürü
þikâyet geldi, tamam mý?
- Öyle mi, bakýn...
- Bir sürü telefon aldýk.
Nikkinin aklýný çeliyorlar.
Onunla konuþmalýsýnýz.
- Otur.
- Otur.
Bu çýlgýn teorileri býrakmalýsýn.
O bir polis. Ne yapýyorsun?
- Ýlacýyla ilgili sorun vardý ama þimdi iyi.
- Öyle mi? Þimdi iyi mi?
Onu Baltimorea göndermek ister misiniz?
Psikologun muayenehanesindeki
patlamasýný da biliyoruz.
- Ne?
- Ne patlamasý? Hayýr.
Cliff yalan söylüyor. Bu doðru deðil.
Bundan bahsetmesi yasak.
- Aman Tanrým, bu kim?
- Ona göz kulak ol.
- Bu konuda bir þey söyleyemez.
- Manik depresiflik vakasý mý?
- Git buradan geri zekalý! Git buradan!
- Yardým edin, yardým edin!
- Bunu Nikkiye anlatamazsýnýz Memur Bey.
- Bak, rapor yazmam lazým.
- Hayýr, hayýr, dinleyin beni.
- Hayýr! Hayýr!
- Otur!
- Hayýr, dinleyin efendim.
Beni kovalýyor! Bu adam
beni kovalýyor. Ýmdat!
Otur!
Affedersiniz. Beþ dakika verirseniz
hemen ne kadar iyi olduðumu açýklayan...
...bir mektup yazabilirim.
- Hakkýnda 150 metrelik yasaklama emri var.
Dinle beni!
Lanet kameraný alýp o
kalýn kafanda kýracaðým...
...sonra gelip kafanda kamera
kýrýlmasý nasýl bir þey diye...
...seninle röportaj yapacaðým!
Ne gülüyorsun?
- Affedersiniz, affedersiniz. Tamam.
- Affedersiniz.
Kesin þu gürültüyü be!
Yataðýnýza dönün.
Parti bitti, gösteri bitti.
Bu þu anki halimi yansýtmýyor.
Lütfen, ona bunlarý anlatamazsýnýz.
- Nikkiye bunu anlatamazsýnýz.
- Sakin olmalýsýn.
Her þey yolunda mý?
- Kapýdaki kimdi?
- Kimdi baba?
Þu kameralý çocuktu.
Ýyi þanslar. Bunlarý rapor etmeliyim.
Hadi ama, rapor etmeyin.
Bunu görmesini istemiyorum!
Sorun yok, her þey yolunda.
Biz iyiyiz, teþekkür ederiz.
Teþekkür ederiz.
Ne oluyor?
- Yüzüne ne oldu?
- Aðýrlýk kaldýrýrken kaza oldu.
Çok saçmaymýþ. Neden
evimin etrafýnda koþuyorsun?
Geçen akþamki konuþmamýz seni üzdü mü?
Burasý benim yolum, tamam mý? Çekil git.
Burasý benim mahallem.
Evimin etrafýnda koþuyorsun.
- Yalnýz koþmak istiyorum, tamam mý?
- Ben de.
- Yalnýz koþmak istiyorum. Keser misin?
- Ne?
- Burada ben koþuyorum.
- Ben de.
Baþka yerde koþsana. Bir sürü
yol var be! Ne yapmaya çalýþýyorsun?
Bu yolu seviyorum.
Burasý benim mahallem.
- Yapma lütfen.
- Sakin ol deli!
Kahretsin!
- Ne oluyor be? Ben evliyim!
- Ben de!
Ne halt ediyorsun? Senin kocan öldü!
- Senin karýn nerede?
- Sen delisin!
Baltimoredaki hastaneden
yeni çýkan ben deðilim.
Sürtük olan da ben deðilim!
Özür dilerim, özür dilerim.
Sürtüðün tekiydim ama artýk deðilim.
Bir yaným her zaman...
...serseri ve edepsiz kalacak ama
bunu da her yaným gibi seviyorum.
Sen kendin için bunu
söyleyebilir misin pislik?
Affedebilir misin?
Bunu becerebilir misin?
- Dün gece biraz sorun yaþamýþsýn.
- Dün gece olanlarý tam olarak anlatayým.
Annemi incitmem hataydý ve bu
yüzden kendimden nefret ediyorum.
Hastalýðýmdan da nefret ediyorum
ve onu kontrol etmek istiyorum.
Ama babam dün gece bana
vururken hiç tereddüt etmedi.
Ona karþýlýk vermedim...
...çünkü onu öldürebilirdim.
Ama yapmadým. Babam 65 yaþýnda.
Sence onu dövemez miydim?
Annen için korkmuþ, sen de
onu incitmiþsin.
Evet. Dün gece berbattý, tamam mý?
Saným o da elinden geleni yapmaya çalýþtý.
Pat, bir stratejin olmalý.
Daha önce de söylemiþtim.
Bu hislerini kontrol etmelisin
yoksa Baltimorea geri gönderilirsin.
Bu tür hislere kapýldýðýnda
sessiz bir yere gidip...
...bir þekilde kendini
sakinleþtirmelisin.
Evet ama söylemesi yapmaktan daha kolay.
Bunu yapmalýsýn. Baþka þansýn yok. Yüksel.
Evet, yüksel. Nikkiye bir mektup
vermeni istiyorum, tamam mý?
- Hayýr.
- Neden?
Çünkü yasaklama emrin var.
Sen ne iþe yararsýn?
Dün gece neden düðün
kasetini izlemek için...
...öyle bir zorunluluk hissettin?
Bilmiyorum. Evli olduðum ama karýmý
8,5 aydýr göremediðim için olabilir mi?
Nikkinin yanýnda olmadýðýný,
Tiffany'nin çekici bir kýz olduðunu...
...ve Tiffanye yönelirsen
Nikkinin sana dönme þansýný...
...yok edeceðini düþünüyor olabilir misin?
Hiç fena deðil Doktor Jones.
Ama Nikkiyle iliþkimi...
...o Tiffany sürtüðü için
mahvetmeyeceðim.
- Neden sürtük olsun?
- Ronnie'deki yemekten sonra þöyle dedi:
Týrnak aç Eve gidebiliriz...
...ve ýþýðý kapatýrsak beni düzebilirsin.
Týrnaðý kapat. Üstelik
hâlâ alyansýný takýyor.
Yani, kocasý ölmüþ sadýk bir sürtük.
Belki sadece bir arkadaþa ihtiyacý
vardýr ve sana seks teklif ederse...
...arkadaþ olmanýzýn daha kolay
olacaðýný düþünmüþtür.
Artýk fahiþe olmadýðýný...
...ama o yanýný her yaný
gibi sevdiðini söyleyip...
...bana ayný þeyi söyleyebilir miyim
diye sordu.
Söyleyebilir misin?
- Bu soruyu gerçekten soruyor musun?
- Evet.
Bütün bu sefil, deli yanlarýmý mý?
Manyak mýsýn sen?
Pat, umut ýþýðý fikri senindi.
Ben senin sözlerini tekrar ediyorum.
O sefil dediðin delilik seni
daha mutlu, daha sakin...
...çok olumlu bir felsefeyle
dýþarý çýkýp spor yapan...
...ve kitap okuyan biri haline getirdi.
- Hayýr, kitaplarý sayma.
- Nikki'nin Ronnie, Veronica...
...ve Tiffanyle arkadaþ olduðunu söyledin.
Yani Tiffanyle arkadaþ olursan...
...Nikki senin nazik, yüce gönüllü,
ihtiyacý olanlara yardým eden...
...ve geliþme gösteren
biri olduðunu düþünür.
Yani Tiffanye yardým etmen
senin için iyi olur.
Þeker mi þaka mý?
Þeker mi þaka mý?
Merhaba!
- Ne zaman koþacaðýmý nereden biliyorsun?
- Bir þeyi açýklýða kavuþturmak istiyorum.
Sadece arkadaþ olmak istiyorum.
Dediðimi duydun mu?
Neden beni bu kadar zorluyorsun?
Hayýr, seni zorlamýyorum.
Böyle saçmaladýðýn zaman
nasýl davranacaðýmý bilemiyorum.
Bu lokantada yemek yemek
ister misin?
Beni yedi buçukta al.
- Þeker mi þaka mý?
- Þeker mi þaka mý?
Cadýlar Bayramýn kutlu olsun.
Merhaba.
- Buyrun.
- Teþekkür ederim.
- Ben bir kâse üzümlü yulaf alayým.
- Harika!
Çay.
Hemen geliyor.
- Hoþ görünüyorsun.
- Teþekkürler.
Üzümlü yulaf ve süt.
Teþekkür ederim.
Paylaþmak ister misin?
Neden üzümlü yulaf sipariþ ettin?
Sen neden çay sipariþ ettin?
Çünkü sen üzümlü yulaf sipariþ ettin.
Buluþmamýz randevuyla
karýþtýrýlmasýn diye...
...üzümlü yulaf sipariþ ettim.
- Üzümlü yulafla da randevu olabilir.
- Randevu deðil.
Peki þu dans þeyin nasýl gidiyor?
- Ýyi. Senin yasaklama emrin nasýl?
- Yasaklama emrine benim diyemem.
Ama Nikkiyi geri kazanmak
konusunda çok iyi gidiyorum.
Doktorun muayenehanesindeki
küçük olay hariç.
Bir de þu sözüm ona aðýrlýk kazasý.
Evet. Ailemle bir sorun yaþamýþtým.
Keþke bütün bunlarý bir mektupla...
...Nikkiye açýklayabilseydim.
Çünkü bu küçük bir olaydý.
Hepsini açýklayýp kontrolden
filan çýkmadýðýmý...
...ve çok iyi olduðumu anlatabilirim.
Mektubu Nikkiye verebilirim.
Onu bazen ablamla görüyorum.
Nikkiye mektubumu
verebilirsen muhteþem olurdu.
Veronicadan saklamam gerekir.
Yasalarý çiðnemek istemez...
...ki bu mektup kesinlikle yasalara aykýrý.
Ama sen yapar mýsýn?
Dikkatli olmam gerekir. Zaten
ailemle iliþkim çok saðlam deðil.
- Ýþten neden atýldýðýmý duymalýsýn.
- Ýþten neden atýldýn?
Ofisteki...
...herkesle yattýðým için.
Herkesle mi?
Tommy öldükten sonra bunalýma
girmiþtim. Çok insanla oldum.
- Bundan bahsetmemiz gerekmez.
- Teþekkür ederim.
- Kaç kiþiydi?
- 11.
- Vay canýna.
- Biliyorum.
- Artýk bundan bahsetmeyeceðim.
- Tamam.
Bir þey daha sorabilir miyim?
Aralarýnda kadýn var mýydý?
- Evet.
- Sahi mi?
Evet.
- Nasýl bir þeydi?
- Ateþli.
Aman Tanrým.
Þey gibi miydi, hani yaþlý kadýnlar...
...seni baþtan çýkarmak isteyen
seksi bir öðretmen...
Beni kucaðýna oturtup oynaþtý mý? Evet.
Ne? Kucaðýna mý oturdun?
Ne yapacaðýný o mu söyledi?
Aman Tanrým! Nikki böyle
konuþmamdan nefret ederdi.
Kendimi sapýk gibi hissettirirdi.
Konuyu deðiþtirsek iyi olur belki.
- Bence mahsuru yok.
- Yok, deðil mi?
Hayýr.
Ama sonra insanlar
iþyerinin otoparkýnda...
...ve tuvalette kavga etmeye baþladý.
Patron beni odasýna çaðýrýp...
...bütün suçu bana yýkmaya çalýþtý.
Ben de onu tacizle suçladým.
Sonra beni kovdular.
Eve gönderip ilaçlarý dayadýlar.
Anladým.
Karým tarih öðretmeniyle...
...duþta beraberken çalan þarký...
- Bunu duymuþtum.
...düðün þarkýmýzdý ve onu duyduðum
zaman çýlgýna dönüyorum.
Bazen çalmýyorken bile duyuyorum.
- Vay canýna.
- Evet.
Bu yüzden bana ilaçlarý
dayadýlar ve bundan utanýyorum.
Evet.
- Yani biliyorum.
- Biliyorsun.
- Bir strateji bulmak zorundayým.
- Ben de.
- Mektup meselesine dönsek iyi olur.
- Evet, mektup meselesine dönelim.
Nikkiye Veronica tuvaletteyken söylesen?
Evet, evet bu olabilir.
Hoþuma gitti.
Aman Tanrým, hemen eve gidip
mektup yazacaðým.
Önce en azýndan çayýmý bitirebilir miyim?
- Dur, ne?
- Çayýmý bitirebilir miyim?
Dur bir dakika. Veronica
Nikkiye bu lokantadan bahsetti mi?
Bunu neden yapsýn? Bu bir sýnav mý?
Öyle olduðunu hissediyorum, evet.
Lanet olsun, biliyordum!
Bu bir sýnavdý. Nasýldým?
Bence gayet iyiydim.
Evet, esasýnda çok iyi
biri olduðunu söylemiþti.
Esasýnda mý? Ýyi olmayan bir
kýsmým var mýymýþ?
Hayýr, iyi biri olduðunu
söyledi ama bilirsin.
Hayýr, bilmiyorum.
Yani nasýl olduðunu. Bir þey yok, sakin ol.
Ne demek istiyorsun? Nasýlmýþým?
Ne demek bu?
Benim gibisin.
Senin gibi miyim? Tanrým umarým
Nikkiye bunu söylememiþtir.
Neden?
Çünkü ikimizi benzetmek doðru deðil.
Yani bu çok yanlýþ.
Nikkinin hoþuna gitmez.
Özellikle de bana anlattýðýn
þeylerden sonra.
Senden deli olduðumu sanýyorsun.
Çünkü...
...biz farklýyýz. Yani...
Aman Tanrým.
Beni deli ediyorsun.
Biliyor musun? Yardým
teklifimi unut gitsin.
O fikri aklýndan çýkar.
Bu çýlgýnlýktý...
...çünkü ben senden daha deliyim.
- Sesini yükseltme.
Ben kocasý ölmüþ kaçýk sürtüðün tekiyim!
- Unut gitsin!
- Kapa çeneni.
Siktir git!
- Sen kapa çeneni!
- Tiffany! Tiffany!
Aðýr ol Üzümlü Yulaf.
Yapma. Bak, deli olduðunu
düþünmüyorum, tamam mý?
- Evet, düþünüyorsun.
- Hayýr, düþünmüyorum.
Terapistine üst düzey akýl hastalýðýn...
...olduðunu söyledin, deðil mi?
- Ne?
- Sakin ol!
- Beni rahat býrak!
Açýklama yapabilir miyim lütfen?
Nikkinin bu tür bir cinsel tavýrla
ilgilendiðimi düþünmesini istemedim...
...çünkü hayatýmda böyle bir þey
yapmadým, tamam mý?
Benim yaptýðým pisliklerde
tecrübeli olmayabilirsin.
Ama dinlemek hoþuna gitti, deðil mi?
Kendin yaþamaktan korkuyorsun.
Ýki yüzlüsün, konformistsin, yalancýsýn.
Sana içimi açtým ama beni yargýladýn.
- Sen bir pisliksin! Pisliksin!
- Sakin ol.
Býrak beni, býrak!
Beni taciz ediyorsun!
- Beni taciz ediyor!
- Kapa çeneni!
- Defol git.
- Yavaþ ol dostum, sakin ol.
- Beni taciz ediyor!
- Kardeþim býrak beni!
- Beni taciz ediyor!
- Kes þunu, tamam mý?
- Siz karýþmayýn.
- Siktir evine git!
Kapa çeneni, kapa çeneni!
- Kes þunu!
- Kapa çeneni!
- Býrak beni!
- Ne yapýyorsun? Hadi ama. Ne yapýyorsun?
Bu çocuklara ne yapýyorsun?
Bu çocuklarla Cadýlar Bayramý
çetesi mi kurdun?
Baltimorea dönmek mi istiyorsun?
Bunu mu istiyorsun?
- Ben bir þey yapmadým.
- Hadi Salotana, bu çocuklar sana ne yaptý?
Doðruca Baltimore'a dönersin,
biliyorsun, deðil mi?
Derdin ne senin?
- Hasta mýsýn sen?
- Çocuklar yaptý! Çocuklar yaptý!
Gerçekten o bir þey yapmadý.
Çocuklar yaptý.
- Onlar baþlattý. O bir þey yapmadý.
- Hadi daðýlýn, bir þey olduðu yok.
Hadi ama, hadi, bu þarký
meselesini ne yapacaksýn?
Ömür boyu o þarkýdan korkacak mýsýn?
Sadece bir þarký. Onu
canavar haline getirme.
Hadi nefes al. Þarký yok, þarký yok.
Þarký filan çalmýyor.
Ýþte böyle.
Ýþte böyle, biraz daha
nefes al. Hadi bakalým.
- Özür dilerim, özür dilerim.
- Özür dilerim.
Çok ileri gittim.
- Seni rahatsýz mý ediyor?
- Hayýr, hayýr. Sadece bir þakaydý.
- Söylemekten çekinme.
- Þaka yaptým.
- Çekinmiyorum, þakaydý.
- Bu adamýn yasaklama emri var.
Biliyorum. Espri anlayýþým çok kötü.
- Bu hiç hoþ bir þey deðildi.
- Saçmaladým. Ne diyebilirim? Özür dilerim.
Sen Tommy'nin dul eþisin, deðil mi?
Evet, Tommy'nin deli fahiþe eþiyim.
Çoðunlukla fahiþe.
Çok komik bir kýzsýn.
Bir ara bir þeyler içmek ister misin?
- Ne dedim?
- Artýk o iþleri yapmýyor.
- Lokantada söylediklerim için özür dilerim.
- Biliyorum. Ciddi deðildin.
Hiç ciddi deðildim.
Sürekli ciddi olmadýðýn
þeyler söylüyorsun.
Sürekli.
Yine de mektubunu Nikkiye
vereceðim, merak etme.
Vay canýna. Buna minnettarým Tiffany.
Biliyorum.
Biliyor musun?
Evet, tabii.
Yarýn görüþür müyüz o zaman? Mektupla.
Sadece bir tane kayýpsa
ne olduðunu tahmin ediyorum.
Ya Dolores ya da Pate zarf lazým
olmuþtur. Ýkisinden biri almýþtýr.
- Tek açýklamasý bu.
- Hayýr, hayýr.
Dolores, biri çalýþma odama girmiþ.
Zarflarýmdan birini kim aldý?
Biri zarf almýþ.
- FBIý arasak iyi olur.
- Dalga geçme. Bu ciddi bir þey.
Ne FBIý? Yapma, hadi gel.
Gel de bunun ne olduðunu göstereyim.
Sana bir þey açýklayacaðým. Ne yaptýðýmý
biliyor musun tatlým? Bütün bunlarý iþte.
- Bütün bu yazýþmalarý yapýyorum.
- Baba, senden bir tane zarf ödünç aldým.
- Umarým sakýncasý yoktur.
- Evet var! Sakýncasý var! Sorman lazýmdý.
- Çalýþma odama girme yoksa seni yerim!
- Hiç komik deðil, hiç komik deðil.
Neden herkes bunu alaya alýyor?
- Dolores, çok güzelsin!
- Kes þunu! Dur, dur!
Bak, maçlardan sonra ofisime her gün...
...içi para dolu
bir sürü zarf gelip gider.
- Bu yüzden iþime biraz saygý göster.
- Evet, biliyorum. Üzerinde 274 yazýyordu.
- Numarasýný söylemek istedim.
- Teþekkür ederim.
Ama zarf boþtu. Affedersin, uyuyordun,
seni uyandýrmak istemedim ama zarf lazýmdý.
Beni uyandýrmak istemedin mi?
Beni uyandýrmak istememiþ.
Ernest Hemingwayden þikâyet
etmeye çekinmiyor ama!
- Düðün kasetini sormaya da çekinmiyor!
- Nazik ol. Bugün maç günü.
Mezeyle poðaça yapýyorum.
Evet, hadi baba nazik ol.
Mezeyle poðaça yapýyor.
Hadi baba!
Sen neden bu kadar coþkulusun?
- Çok mutlu.
- Mutluyum.
- Hayýr, çok coþkulusun.
- Bu iyi bir þey, deðil mi?
Çok coþkulusun. Neden bilmiyorum.
Ýlaçlarýný gereken dozda mý içiyorsun?
Gereken dozda mý içiyorum? Tabii ki.
Tamam. Bir þeyden
fazla almýþ olabilir misin?
Hayýr, öyle yapsaydým
yere serilirdim baba.
Bizimle kal, maçý seyredelim.
Ailenle vakit geçir.
Baba yapamam. Çýkmaya hazýrlandým.
Ne demek istiyorsun?
- Ailenle vakit geçir.
- Yani OKB ve batýl inanç vakti mi?
Hadi, babanýn kazanmasý gerekiyor.
Ona yardým et.
- Hadi.
- Yapamam.
Seahawks maçý.
Formaný giyip kal lütfen.
Lütfen, çok önemli, lütfen.
- Ne iþ peþindesin Pat?
- Hiçbir þey, yapma.
Zarfta ne var?
Evet, ne yapýyorsun? Zarfta ne var?
Þarkýyla baþa çýkabiliyorum.
Sayý kazanýyorum!
Sahaya çýktým! Kendimi
harika hissediyorum!
Tiffany.
Merhaba, nasýlsýnýz? Tiffany burada mý?
- Ondan ne istiyorsun?
- Bir serseri daha mý geldi?
- Ne istiyorsun serseri? Defol git.
- Hayýr, hayýr, hayýr. Ben evliyim.
- Harika, evli bir serseri.
- Ben onun arkadaþýyým.
Beraber koþuyoruz. Bizi hiç görmediniz mi?
Onu lokantaya götürdüm.
Burada yok.
- Merhaba, nasýlsýnýz? Tiffany evde mi?
- Çek git.
- Onu tanýyorum, çýkmýþtýk. Hâlâ çýkýyoruz.
- Burada ne iþin var?
- Arayýp mesaj çektim ama cevap yazmadý.
- Bu adamý tanýyor musunuz?
- Eskiden beraber çalýþýyorduk.
- Defol git buradan.
- Kartýmý ona vermenizi rica ediyorum.
- Kaba serserinin teki daha.
- Ne diyor dinle. Ne diyor dinle.
- Ne diyor?
- Kaba olduðunu söylüyor.
- Neden kaba olayým?
Birlisin, bilirsin, gel.
Böyle kýzlar bazen eðlenmek ister...
...ama bazen istemezler. Kolu
kanadý kýrýlmýþ, incinmiþlerdir...
...ve kolay hedef olurlar. Ama
bu vakada, yani bu kýzýn durumunda...
...sanýrým o kanat düzelmiþ dostum.
Tamamen iyileþmesini saðlamalýyýz.
ve sen þu an iyileþme sürecine...
...engel oluyorsun, tamam mý? Çünkü o
çok hassas, zeki, sanatçý ruhlu biri.
Harika bir kýz ve buna
saygý göstermelisin. Hadi.
Seni arabana kadar geçireyim.
Sen bundan daha iyi birisin.
- Bunu gözlerinden anlayabiliyorum.
- Az önce bana mesaj attý!
Dur bir dakika. Ne yapýyorsun? Ne oldu?
- Neden dýþarý çýkmadýn? Ne oluyor?
- Yapamam, bunu yapamam.
- Ne demek yapamazsýn? Neyi yapamazsýn?
- Mektubu Nikkiye veremem.
Tiffany, ne diyorsun sen? Nikkiye
mektubu veremezsin de ne demek?
Karþýlýðýnda ben ne alacaðým?
- Sen benim için ne yapacaksýn?
- Mektup yazarsam...
...Nikki'ye vereceðini söylemiþtin.
- Biliyorum, çünkü bunu...
...sürekli yapýyorum.
Baþkalarý için bir þeyler yapýyorum...
...ama sonra eli boþ uyanýyorum.
Elime hiçbir þey geçmiyor!
Neden bahsediyorsun?
Bence güçlü bir kýza benziyorsun.
- Neden kendi baþýna bir þeyler yapmýyorsun?
- Kendimi hep bu pozisyona sokuyorum.
Baþkalarý için her þeyimi veriyorum
ama ben hiçbir zaman...
...istediðimi alamýyorum, tamam mý?
Ben ablam gibi deðilim.
Tamam, soruyorum.
Senin için ne yapabilirim?
- Bunu yapamam.
- Tiffany, ne yapmamý istiyorsun?
- Bir þeyler düþün.
- Bir þey var.
Bir þey var, tamam. Nasýl bir þey?
Bir þey, bir þey. Þu dans meselesi.
- Dans meselesi, tamam.
- Benjamin Franklin Otelinde yarýþma var.
- Tommy katýlmayý hiç istemediði için...
- Tommy öldü.
...her yýl bunu kaçýrdým.
- Yani bunu yapamayacak.
- Lütfen yapma!
- Konuþurken lafýmý sakýnmam.
- Biliyorum ama bir kez olsun bana...
- Lafýmý sakýnmam.
...kocamýn öldüðünü hatýrlatmadýðýn...
- Evet, affedersin.
...bir konuþma yapamaz mýyýz?
- Affedersin. Tamam, özür dilerim.
Tanrým!
Ama yarýþmaya ancak partnerim
olursa katýlabilirim ve...
...bu yýl da fýrsatý kaçýrmak üzereyim.
- Dur, dur, seninle dans filan etmem.
Neden bahsediyorsun sen?
Ne var, Gazap Üzümlerini
okuyup babanla maç seyretmekle...
...çok mu meþgulsün?
- Tiffany, seninle dans etmeyeceðim.
Tamam, o zaman ben de mektubunu vermem.
- Bir dakika! Yapacaðýna söz vermiþtin.
- Bunu düþün.
- Senin için zaten bir þey yaptým.
- Benim için ne yaptýn?
- Evinin önündeki o serseriyi gönderdim.
- Ne? Jordieyi mi?
Bir þey soracaðým. Yalnýz
kaldýðýnda onu mu arýyorsun?
Bu ona cesaret verir Tiffany.
Bunu yapmamalýsýn.
Nikkiyle senin için de ayný
þeyi söyleyemez misin?
Nikkiyle benim meselemle alakasý yok.
Ne diyorsun sen? Biz aþýðýz ve evliyiz.
Bu çok farklý bir þey.
Nasýl aþýksýn?
Þu büyük Nikki aþkýný anlat.
Anlat hadi. Anlamak istiyorum.
Sýra dýþý bir kimyamýz var.
Ýnsanlara tuhaf geliyor...
...ama benim için deðil. O, hayatýmda
beraber olduðum en güzel kadýn.
- Vay canýna.
- Aramýzda bir elektrik var, tamam mý?
Evet, birbirimizi deðiþtirmek istedik
ama bu normal, çiftler bunu ister.
Ben onun giyim tarzýný
deðiþtirmesini istedim.
Bana üstünlük taslamayý býrakmasýný
istedim, tamam mý?
O da kilo vermemi ve ruh halimin
sürekli deðiþmemesini istedi.
Ýkisini de yaptým.
Yani insanlar kavga
eder. Çiftler kavga eder.
Kavga edip birkaç hafta konuþmazdýk.
Bu normal bir þey. Benim için
hep en iyisini isterdi.
- Vay canýna.
- Tutkulu ve sevecen biri olmamý isterdi.
Bu iyi bir þey.
Bak artýk en iyi halimdeyim.
O da öyle ve aþkýmýz müthiþ olacak.
Müthiþ olacak, sen de müthiþ
olacaksýn. O da müthiþ olacak...
...ve sen karþýlýðýnda
bir þey teklif etmeden...
...kimsenin durumundan
faydalanan biri olmayacaksýn.
Bu yüzden dans meselesini bir düþün.
Danny, hastaneden çýktýn mý?
Üstelik maç gününde buraya gelmiþsin.
Çýktým.
Resmen býrakýldým dostum.
Ruh saðlýðý hukukuna göre...
...hastanede kalýþ süremi maksimum yasal
cezamýn üçte ikisine uzatamadýlar.
Bu yüzden beni býrakmak zorunda kaldýlar.
Ne dediðini hiç anlamýyorum.
Tamam, hapishane avukatý,
hadi gel deminki yerine otur.
Bu müthiþ! Babam seni buraya mý oturtuyor?
- Evet.
- Bana hapishane avukatý diyor.
- Uzaktan kumandayý deminki gibi tut.
- Tamam.
- Þimdi de kumandayý mý tutuyorsun?
- Ýþe de yarýyor. Baban bir dahi.
- Þimdi kalk.
- Danny uður mu getiriyor?
Danny'nin uðuru senden geliyor.
Burasý senin evin, yani senden kalma.
- Uðurlu olan sensin.
- Evet, sensin Pat.
Bu batýl inanç Danny. Bilemiyorum.
Hadi otur.
Tiffany Maxwelle Tanrý bilir ne
yapmak için ortadan kaybolma.
- Otur hadi.
- Baba, baba. O benim arkadaþým.
- Neden böyle diyorsun?
- O kýz kaçýk. Dikkatli olmalýsýn.
- Bir sürü terapi görüyor.
- Ben de bir sürü terapi görüyorum Ronnie.
Ne demeye çalýþýyorsun?
- Diyorum ki...
- Ben de kaçýk mýyým?
Ýnsanlarý yargýlamayý býraksana.
Herkesi yargýlýyorsun.
- Berbat bir evliliði olan sensin.
- Sadece seni uyarýyorum.
- O kýz dengesiz.
- Evliliðinde ne sorun var?
- Evliliðinde ne sorun var?
- Hiçbir sorun yok!
Evlerine gittiðim zaman hallerini
görmeliydiniz. Sirk gibiydi.
Neden bahsediyorsun sen?
Bunu gizlemeyeceðim.
- Bu meseleyi çözmen lazým.
- Beni sýkýþtýrýp durma.
- Sana iPod getirdim.
- Vay canýna, bu bana mý?
Evet. Bu benim eski iPodum ama...
Teþekkür ederim dostum.
Çok naziksin. Vay canýna.
- 32 gigabyte.
- Kaç þarký var?
7000.
Evet, The Stranglersý yüklemiþsin.
Sen The Stranglers seversin.
- Sex Pistols. The Clash.
- Clash de var.
- West Side Story.
- Evet, West Side Story. Bana huzur veriyor.
Evet, evet, evet.
Sinirli olduðum zaman ki
bugünlerde çok oluyorum...
...garaja gidip Metallica
ve Megadeth dinliyorum.
- Bir þeyleri parçalýyorum.
- Evliliðini düzene koymalýsýn.
Kýrýp dökerken elimi incitiyorum ve...
- Ronnie, bu boktan bir durum.
- Evet ama kendimi iyi hissettiriyor.
Benim için terapi gibi bir þey.
Nikkiyle beraber olunca asla
böyle þeyler yapmayacaðým.
Nikki mi? Nikkiye ne olmuþ?
Yasaklama emrinin
þakasý yoktur kardeþim.
Vay canýna, þu haline baksana.
Tam formundasýn. Müthiþ görünüyorsun.
Kendini iyi hissediyor musun?
- Sen nasýlsýn Jake?
- Ýyiyim.
Schwarzeneggerýn
gençliðine benziyorsun.
Onu tanýyamayacaksýn dememiþ miydim?
Bak, hastaneye ziyaretine
gelmediðim için üzgünüm.
Oralar beni ürpertiyor.
Ayrýca þirket geniþliyordu.
Babamýn restoran iþine yardým ediyordum.
Biliyorsun yasal bir iþ yapmasý lazým.
Vergi beyanýnda bulunmasý lazým.
Bahisten o kadar para kazanýrsa...
...vergi dairesi peþine düþer.
Ama þimdi onu firmanýn ortaðý
gibi gösterip bunu halledeceðim.
Sana baþka ne diyeceðimi bilemiyorum.
Sen karýný kaybettin,
ben niþanlanýyorum.
Sana bu tür þeylerden
bahsedebilmek istiyorum.
Sen evini kaybettin,
ben yeni bir ev alýyorum.
Sen iþin kaybettin, benim
þirkette iþler harika gidiyor.
Artýk senin için iyi onun için kötü
olan þeylerden bahsetmesek iyi olur.
Yani boþver þimdi. Maç seyrediyoruz.
Biliyor musunuz, hemen susuyorum.
Hemen çenemi kapatýyorum.
Arkadaþým Dannynin dediði gibi...
...sana karþý içimde
sadece sevgi var abi.
- Doðru, doðru.
- Çok güzel.
Þükürler olsun. Nihayet!
- DeSean Jackson.
- Evet. Üzerine oldu mu?
Evet. Ronnie'ye yemeðe giderken giydim.
Forma harikaydý. O formaya bayýldým.
- Veronicanýn hoþuna gitmedi.
- Veronica formadan nefret eder.
Ne yaparsan yap yasaklama
emrini çiðneme, tamam mý?
- Bir þey yapmýyorum.
- Tiffany baþýný derde sokmasýn.
Bir þeyler karýþtýrdýðýný biliyorum.
Tiffany, Danny ya da benim gibi
insanlar sizin bilmediðiniz...
...bir þeyi biliyor olabiliriz, tamam mý?
Bunu hiç düþünmüþ müydünüz?
Belki bir þeyleri daha iyi
anlýyoruz çünkü...
Altýncý hissimiz var.
Yani herkesin var ama...
...herkes algýlayamýyor.
- Olamaz.
- Nasýlsýn Pat?
Tanrým.
Sanýrým altýncý hissi polislerin
geldiðini söylemeyi unutmuþ.
Onu hastaneye geri götürüyorum.
Ne? Hayýr, hayýr, çýkýþý
onaylandý, deðil mi?
Öncelikle son hukuksal geliþmelere bakýn.
Bizi arayýp ruh saðlýðý hukukuna
göre hastanede kalýþ sürenin...
...yasal cezanýn sýnýrýna uzatýldýðýný
söylediler, bu yüzden...
Bir dakika. Eagles taraftarý mýsýn
yoksa deðil misin?
- Eagles taraftarýyým.
- O zaman sorun ne? Hiçbir yere gitmiyor.
Býrak maç sonuna kadar kalsýn,
hepsi bu. Mendil iþe yarýyor.
Seahawksý 20-17 yeniyoruz.
Derdin ne senin? Býrak kalsýn lütfen!
Mendille filan ne demek istediðini
anlamýyorum.
Seahawksýn kaybedip bizim kazanýyor
olmamýza da sevindim ama...
...Danny McDanielsý Baltimorea
götürmem gerek, tamam mý?
Baltimoredan davasýna itiraz edebilir.
Ruh saðlýðý hukuku konusunda
yanýlýyorsunuz. Yanýlýyorsunuz.
- Hadi.
- Kendinizden utanmalýsýnýz.
Sigorta parasýyla burayý yaptýrdým.
- Kendim tasarladým. Zemin meþeden.
- Vay canýna.
Bu dansçýlarýn iyi sýçramasýný saðlar.
O kadar harika bir dansçý deðilim ama
kimin umurunda? Bu bir terapi...
...ve çok eðlenceli. Duvarlar da çok iyi.
Kimse duymadan yüksek sesle...
...müzik çalabilirim.
- Nerede uyuyorsun?
Yukarýda. Burasý garajdý ama yeniledim.
Þuraya bir bale barý koymayý düþünüyorum.
- Ona ne zaman vereceksin?
- Ne?
Mektubu Nikkiye.
- Muhtemelen bu akþam.
- Sahi mi?
Ronnie ve Veronicayla birlikte
akþam onunla görüþeceðiz.
Aslýnda ilk paragrafý deðiþtirdim.
Shakespeareden bir kýsým
ekledim çok romantik oldu.
Ýleride dansa gitmek isterse...
...eðitimler sayesinde
bunu yapabileceðimi yazdým.
- Çok iyi, gerçekten çok iyi.
- Herhalde iyi bir öðretmensindir.
- Evet. Yani, umarým.
- Belki ikimize ders verebilirsin.
Senin için yaptýðým þeyin ne kadar
cömertçe olduðundan da bahsettim.
- Evet. Çok cömertçe.
- Yani senin ihtiyaçlarýný...
- Evet.
...karþýlýyor olmamýn.
Tamam, temelden baþlayalým.
Köþeden bana doðru yürü.
Oda boyunca yürü.
Dans anlaþmasýndan baþka
bir þey yapamaz mýyýz?
Dalga mý geçiyorsun be?
Tamirattan anlarým. Bir þeyleri
tamir etmemi ister misin?
- Anlaþma anlaþmadýr.
- Biliyorum. Tamam.
Daha iyi bir seçenek
olabileceðini söylüyordum.
Neden...
...bana doðru
Nikkiymiþim gibi yürümüyorsun?
Beni ne kadar özlediðini göstermenin
tek yolu yürüyüþünmüþ gibi.
Yavaþ yürüyüþün. Konuþamazsýn.
- Sadece yürü.
- Bunu yapmam.
- Yap hadi.
- Hayýr. Çok aptalca.
Yürümezsen mektup yok.
Bana doðru Nikkiymiþim gibi
yürü. Yap hadi. Ben Nikkiyim.
- Hadi.
- Sen Nikki deðilsin.
Yarý yola kadar bana bakma.
Ýþte böyle.
Daha deðil.
Evet.
- Hissettin mi? Bu duygu iþte.
- Hiçbir þey hissetmiyorum.
Sana Tommynin nasýl öldüðünü
anlatan oldu mu?
Hayýr.
3 yýl 5 günlük evliydik ve onu seviyordum.
Ama son birkaç ayýmýzda
seksten pek hoþlanmýyordum.
Birbirimizden çok farklý
olduðumuzu hissediyordum.
Depresyondaydým.
Bir kýsmý benim yüzümdendi.
Bir kýsmý da onun çocuk istemesindendi.
Ama ben daha kendime zor bakýyordum.
Bu beni suçlu yapmaz herhalde.
Neyse bir akþam yemekten sonra...
...King of Prussiadaki
Victoria's Secret dükkânýna gitti...
...ve beni havaya sokacak iç çamaþýrlarý
satýn aldý. Geri dönüþ yolunda...
...76. caddede lastiði patlayan birine
yardým etmek için durunca...
...araba çarptý ve öldü.
Victoria's Secret kutusu
hâlâ ön koltukta duruyordu.
Ýþte bu duygudur.
Tamam, bu vals. Sana vals
adýmlarýný öðreteceðim.
- Aðýr ol bakalým.
- Ne?
Baban bunu almaný istedi.
Bütün Eagles haberlerini
bana mý veriyor?
- Bu onun serveti.
- Babama teþekkür ettiðimi söyle.
Baban seninle zaman geçirmeyi
bekliyor Pat.
Burada futbolun iþi yok.
Sineklerin Tanrýsýnýn da.
Dur, dur, hayýr, hayýr. Ne yapýyorsun?
Müfredatýn gerisindeyim.
- Umurumda deðil.
- Ne halt ediyorsun?
Onu dýþarý mý attýn?
Ne var? Benimleyken o
saçmalýðý okuyamazsýn.
Sana Sineklerin Tanrýsýný anlatabilirim.
Adadaki bir grup çocuðu anlatýyor.
Bir de deniz kabuklarý var.
Deniz kabuðu kimdeyse
güç onun oluyor ve konuþabiliyor.
Deniz kabuðun yoksa gücün olmuyor.
Sonra Domuzcuk dedikleri
tombul bir çocuk var.
Bunlar çok kötü çocuklar,
cinayet iþliyorlar.
Yani insanlýk çok kötü
ve hiç umut ýþýðý yok.
Vay canýna. Harika bir özetti.
Ama yine de kitabý okumam lazým.
- Bu kim?
- Ne oluyor? Burada ne iþin var?
Danýþman doktorlarýndan
biri lisansýný kaybederse...
...mahkemen düþüyor.
- Burada olduðumuzu nereden bildin?
Ailenin evine gittim,
burada olduðunu söylediler.
Danny, bu Tiffany. Tiffany, bu Danny.
Merhaba. Pat bana senden bahsetmiþti.
- O yazdýðýn kýz bu muydu?
- Evet.
Ne? Hakkýmda mý yazdý? Ben o kýz mýyým?
- Evet, senin hakkýnda yazdý.
- Ne dedi?
Birbirinize yardým ettiðinizi,
senin çok iyi ve...
...çok çenesi düþük olduðunu ama...
- Tamam, tamam, yeter.
Hayýr, lütfen mektubunda
baþka ne yazdýðýný anlat.
Evet, ne bilmek istiyorsan ben söylerim.
Önemli deðildi. Genel bir mektuptu.
- Harika.
- Çok iyiymiþ.
O benim arkadaþým. A ile.
- Büyük A ile.
- Arkadaþýn Asý.
Yaptýðýnýz þeyi seyredebilir miyim?
- Evet.
- Tamam.
- Hoþuma gitti, hoþuma gitti.
- Öyle mi?
Evet.
- Sonra baþka bir þeye dönüyor.
- Bu kadar mý?
Neden? Ne var, ne var?
- Bir þey söylesem sakýncasý olur mu?
- Hayýr.
- Emin misin?
- Söyle hadi, söyle
- Hayýr, lütfen.
- Pat bence yüzün Tiffanye dönük olmalý.
Dur göstereyim Pat, dur da ne demek
istediðimi göstereyim.
Ona biraz daha içten yaklaþmalýsýn.
Kalçalarýný daha çok sallamalýsýn.
Yaklaþ, Pat, þöyle yaklaþ.
- Tamam.
- Evet. Biraz daha sallayabilir misin?
- Kalçaný biraz daha sallayabilir misin?
- Evet.
Ýþte böyle, biraz daha.
Etrafýnda da dönebilirsin. Sakýncasý yok.
Evet. Çok iyisin. Evet.
- Tamam, anladýk, anladýk, evet.
- Tamam, deðiþelim.
Evet, anladýk.
Hadi Pat, hadi.
Biraz daha ruhunu kat Pat.
- Zenci ateþi kat Pat.
- O ne demek?
- Ne demek iyi biliyorsun.
- Zenci ateþi kat.
Bir dakika, bir dakika. Bir fikrim var.
- Gel zýpla Pat. Gel zýpla.
- Tamam.
- Böyle mi?
- Evet.
Arkaya doðru, arkaya doðru.
Kalçaný sallamalýsýn kýzým.
Benim gitmem gerek.
Tanya'yla görüþeceðim.
- Þehrin öbür ucunda yaþýyor
- Evet, git Tanya'yla görüþ.
- Tamam dostum.
- Ýyi fikir.
Sizi izlemeye geleceðim.
Kazanmanýzý istiyorum!
- Tamam.
- Hoþçakal.
- Yüksel Pat!
- Yüksel!
Evet dostum.
Patty, Patty.
Patty, Pat.
Patty.
Neredeydin?
Ciddi bir durumla karþý karþýya
olduðumuzu biliyorsun.
Kümeye girip playofflarda
oynayabilmek için...
...Giants'ý yenmeliyiz. Farkýnda mýsýn?
- Farkýnda deðildim.
- Evet. Ýþte bu durumdayýz.
Yani baba oðul biraz
vakit geçirmek akýllýca olur.
Eagles makalelerini okuyup konuþuruz.
Senin þu uðurunu arttýrýrýz.
- Tamam.
- Tamam mý?
Evet.
Þunu söylemek istiyordum...
...çocukluðunda seninle yeterince...
...vakit geçirememiþ olabilirim.
Abine çok zaman ayýrdým.
Bu kendini kötü hissetmene
sebep olmuþ olabilir.
Ama hiçbir þey bilmiyordum.
Ne yapacaðýmý bilmiyordum.
Yani Eagles meselesi bunun için.
Birlikte vakit
geçirebilmemiz için bahane.
Tekrar ayaklarýnýn üzerinde durman
için elimden geleni yapmak istiyorum.
Tek amacým bu.
Evet.
Keþke þu maçlarý benimle izleseydin.
Konuþup kaynaþabilirdik.
Aþaðýya inip Randy ve
benimle sohbet eder misin?
Randy, ona ne yaptýðýmý söyle.
Giant maçýna tüm varlýðýný
koyuyor. Her þeyini.
Restoran için gereken tüm parasýyla
Giant maçýnda bahis oynuyor.
- Nedenini söyle.
- Çünkü sana inanýyor.
- Bu doðru mu?
- Sana inanýyorum Patty.
Sana inandýðýmý bilmeni istiyorum.
Bu yüzden bu maçta yüksek
bahis oynayacaðým.
- Anladýn mý?
- Evet.
Yüksek. Abinle maça gitmeni istiyorum.
Jake'le maça gitmemi mi istiyorsun?
- Tabii istiyorum.
- O gitmemi istiyor mu?
Tabii gitmeni istiyor.
- Öyle mi dedi?
- Öyle dedi. Evet.
- Arkadaþlarýna raðmen mi?
- Arkadaþlarýna raðmen. Sana güveniyor.
- Benden utanmýyor mu?
- Hayýr.
Ben de gitmek isterdim ama bildiðin
gibi stadyuma girmem yasak.
Çünkü Giants'ý yendiðimizi görüp...
...bu pislikten dünyanýn
parasýný almayý çok istiyorum.
Dinle, þahsen bence bu aptalca bir iddia.
- Randy.
- Aslýna bakarsan...
...bütün restoran parasýný maça yatýrmak
bence çok saçma.
Randy! Umarým ne dediðimi duymuþsundur.
Bu aile iþletmesi, aile
giriþimi gibi bir þey.
Bu iþte hepimiz beraberiz.
Bu iþ böyle yürüyor. Pozitif hissederek.
Tiffany'e bir proje için söz verdim.
Pazar günü önemli bir kýsmýný
tekrar etmemiz gerekiyor.
Bana çok iyi geliyor baba. Beni
disipline sokup odaklanmamý saðlýyor ve...
...hiç böyle düþünmemiþtim
ama bu çok iyi bir þey.
Nedir o yaptýðýn þey?
Evet, nedir bu proje tatlým?
Dans ediyoruz, tamam mý?
Baþka bir þey yok baba. Yemin ederim.
Dinle, sana bir þey sormam lazým.
Yarýn yarým gün seninle kalýp
yarým gün Eagles maçýna gitsem?
Bunu sormamýþsýn gibi yapacaðým.
Neden?
Bu iki günü benimle geçireceðine
ve büyük harekete çalýþacaðýmýza...
...söz vermiþtin. Daha hazýr deðiliz.
Hareketi yapamýyoruz.
Biliyorum ama babam bana içini
açtý ve gerçekten çok güzeldi.
Ona faydam olsun istiyorum, tamam mý?
Eagles toteminin uðurunun
bozulduðundan korkuyor.
Buna seninle vakit geçirmemin
sebep olduðundan endiþeleniyor.
Eagles totemini ben mi bozdum?
Hayýr sen bozmadýn ama maçlarý onunla
seyretmediðim için totemin uðuru bozuldu.
- Bil bakalým ne oldu?
- Ne?
Nikki mektubuna cevap yazdý.
Ama büyük hareketi yapana
kadar onu okuyamazsýn. Hadi.
Tiff, özür dilerim, Nikki'nin mektubunu
okumadan baþka bir þey yapamam, tamam mý?
Aklým hep onda.
Böyle yapamayýz, tamam mý?
- Baþa çýkabileceðini umuyordum.
- Teþekkür ederim.
Sana verirken enerjisi nasýldý?
Ýlgili, heyecanlý ve biraz korkmuþtu.
Korkmuþ muydu? Nedenini söyledi mi?
Olumlu düþünmeye çalýþ.
Yüksek sesle okuyacaðým, tamam mý?
Çünkü bir þey yazmýþsa...
Çok þey istemiyorum, deðil mi?
Hayýr.
Yüksek sesle okuyacaðýný sanýyordum.
Tamam. Affedersin.
"Sevgili Pat,
Mektubunu almak beni çok duygulandýrdý.
Tahmin etmiþsindir ama bu
mektubu Tiffany aracýlýðýyla...
...gizlice bana gönderme
riskini almana çok sevindim.
Bu sayede kendimi
güvende hissedene kadar...
...yasaklama emrini kaldýrmadan
iletiþim kurabiliriz.
Çok iyi olduðun belli oluyor.
Böyle pozitif hissetmene ve daha sevgi
dolu bir adam olmana çok sevindim.
Zaten hep öyle olduðunu biliyordum.
Yükselmek hakkýnda yazdýklarýndan ve
mutlu sonlara inancýndan çok etkilendim.
Lisede öðrettiðim kitaplarý
okumandan da çok etkilendim.
Onlarý çok olumsuz bulmana
üzüldüm ama ben öyle düþünmüyorum.
Bence onlar hayatýn ne kadar
zor olabileceðini gösteren...
...ve çocuklarý bu zorluða
hazýrlayan harika sanat eserleri.
Pat, tüm bu olumlu geliþmelere
raðmen iþaretleri yorumlarsam...
...evliliðimize devam etmeye
hazýr olduðunu kanýtlayacak...
...bir þey görmem gerekiyor.
Aksi taktirde hayatlarýmýzý
ayrý olarak sürdürmenin...
...daha iyi olduðunu düþüneceðim.
Lütfen buna acele tepki verme
ve biraz düþün.
Bu kadar iyi olmana çok sevindim.
Sevgiler, Nikki.
Bugünlük bu kadar yeter, tamam mý?
Ona bir þey göstermeni söylemiþ Pat.
Bu dans o þey olabilir.
Böyle bir þeyi hayatta yapmazdýn.
Bu pek çok farklý yeteneði gösteriyor.
Odaklanma, iþbirliði, disiplin.
Söylediðim gibi romantik bir þey.
Onun için.
Mektup için teþekkürler.
Yarýn görüþürüz, tamam mý?
- Telefonunu kullanabilir miyim?
- Acil bir þey mi?
- Evet, sayýlýr.
- Ne tür bir aciliyet?
Tiffany'le projemize çalýþýyoruz...
...ve ona zamanýnda
gelemeyeceðimi söylemek istiyorum.
O deli kýzý acil mesele haline getirme.
O deli deðil. Jake'in telefonunu
ödünç alýrým.
Stadyuma gelememen çok kötü ama...
...biliyorsun herkesi
dövdüðün için atýldýn.
O kadar da farklý sayýlmayýz, deðil mi baba?
Bu kötü bir þey mi?
Hayýr, bence güzel bir þey.
- Çok içme, kimse vurma. Ýyi olacaksýn.
- Evet. iyiyim ben.
- Bu, küçük kardeþim Pat.
- Merhaba, nasýlsýnýz?
Söylesene Pat, bu dýþarý
çýkmak meselesi nedir?
Evet, týmarhaneden!
Ne yapýyorsunuz be?
Sizinle bunu konuþtum ya!
- Size ne dedim?
- Önemli deðil.
- Hayýr.
- Önemli deðil.
- Ýyi bir herif, çok iyi bir herif.
- Evet, evet!
Lanet olsun! Asyalý istilasý!
Her hafta!
- Hayýr!
- Jake, kardeþine hakim olsan iyi olur.
- Guguk kuþu kalkýyor!
- Doktor Patel!
- Pat!
- Merhaba.
- Burada ne yapýyorsun?
- Giants'ý yenmeliyiz kardeþim.
Muayenehane dýþýnda seninle
görüþmemem lazým, deðil mi?
- Pat, Pat.
- Bu yasak, deðil mi?
Pat, bugün senin takým kardeþinim
terapistin deðilim.
Seni gördüðüme çok sevindim.
Burada olman harika!
Jake bu Cliff. Doktorum Cliff.
Bakýn iki mesele var.
Defansta topu kapmamasý için o
lanet Manninge dikkat etmeliyiz...
...ve hü*** çizgisinde
paslarý kýçlarýna sokmalýyýz.
Bunu tekrar edebilirsin. Saksocular!
Tamam, bak bende numarasý yok.
Gerçekten istiyorsan...
...Veronica'yý arayabilirsin. Onda var.
- Ararým.
- Ama Veronica'yla konuþmak istemiyorum.
- Neden istemiyorsun?
Çünkü moralimi bozuyor dostum.
Moralimi bozuyor.
Evliliðini kaldýrýp atamazsýn.
Aranýzda sevgi olduðunu biliyorum.
Buna tanýk olmuþtum.
Bir yerde yumru oluþsa da
harika bir iliþkiniz vardý.
Onu bir masör edasýyla düzeltmelisin.
Masajla yok etmelisin.
- Bu acayiplik yeter artýk. Evine gelip...
- Haklýsýn dostum. Haklýsýn.
...dilediðimi söyleyememek istemiyorum.
- Haklýsýn, haklýsýn dostum.
Eagles bebek! Evet, hadi!
Ne oluyor be? Bu koku da ne?
Ýðrenç Hint yemeði!
Burasý Amerika bebek! Ülkenize dönün!
Ne var, ne oldu?
Derdin ne senin?
- Ne oluyor?
- Geri çekil Pat. Geri çekil.
- Hintlileri rahat býrakýn be!
- Halkýndan yana olsana!
- Burada dur. Kavgaya karýþma.
- Bir yere gitmiyorum.
Senin kafaný kýrarým!
Kavga etmeyeceðim, kavga etmeyeceðim.
Sakin olun! Hadi!
Biz gerçek Eagles taraftarýyýz.
Abime dokunmayýn!
- Hadi vur ona, vur!
- Abimi rahat býrakýn!
Ayrýlýn yoksa tutuklanýrsýnýz!
Sakin ol!
Ne yaptýn? Ne oldu?
- Baba, baba.
- Ne oldu be?
Kuþlar kaybetti. Bir servet kaybettim.
Randy'e servet kaybettim!
Ne halt ettin? Kaybettin be!
Kendini topladýðýný, iyi olduðunu
söylediðini sanmýþtým!
Ben iyiyim, maçta da öyleydim baba.
Ýyiyim, artýk iyiyim.
- Darmadaðýn olmuþsun, ne iyisi?
- Oðlunuz sadece...
- Her þey mahvoldu! Mahvoldu.
- Hayýr baba.
- Her þey mahvoldu! Mahvoldu.
- Hayýr baba, hayýr.
- Hayýr baba, baba yapma!
- Her þey mahvoldu...
...seni küçük pislik.
- Hadi baba!
- Seni ezik, seni ezik!
- Ben ezik deðilim.
- Seni lanet ezik! Her þeyi mahvettin!
- Seni geri zekalý!
- Abisini savunuyordu!
- Topu bir metreye gönderdin salak!
- Hayýr baba.
- Bu kim? Bu kim?
- Hemen konuþmalýyýz!
Birine ciddi bir söz verdiðin zaman
bunu tutmaman hoþ bir þey deðildir.
Bir dakika, aramaya çalýþtým.
Tanrým, ne oluyor böyle?
- Bu kim? Bu kim?
- Seni aramaya çalýþtým Tiffany.
- Öyle mi?
- Evet.
Günün yarýsýný babama
yarýsýný sana ayýracaðýmý söylemiþtim.
Babam beni bir tarafa çekiþtiriyordu.
- Doktor Patel, Ronnie...
- Harikaymýþ Pat. Onlar için harika.
Ama onlar bana yardýmým
karþýlýðýnda bir söz vermedi.
Bu arada ben Tiffany.
- Bu Tiffany Maxwell deliliði nedir?
- Delilik deðil. Kim olduðunu söylemiþtim.
Onunla bir þey yapýyoruz.
Bunu konuþmuþtuk!
Bu kýz deli be! Onunla vakit
geçirmeye baþladýðýndan beri...
...her þey mahvoldu. Ýþte tüm sebep o!
Eagles totemini benim bozduðumu
sanýyorsun, deðil mi?
Seninle olmaya baþladýðýndan beri...
Sence bugün olanlarýn sebebi ben miyim?
- Doðru. Bugün olanlarýn sebebi sensin.
- Bugün olanlarýn sebebi ben miyim?
- Sanýrým.
- Hadi þunu biraz konuþalým.
Buyur.
Ablamýn evinde Pat'le
ilk tanýþtýðým akþam...
...Eagles, Forty Niners'ý
kolayca 40-26 yendi.
Ýkinci defasýnda beraber koþmuþtuk...
...ve Phillies, Dodgers'ý
NLCS'de 7-5 yendi.
Doðru söylüyor baba.
Bir sonraki koþuþumuzda
Eagles, Falcons'u...
...27-14 yendi.
- Vay canýna.
Üçüncü seferinde lokantada
üzümlü yulaf yemiþtik ve...
...Phillies dünya kupasýnýn
4. maçýnda Tampa Bay'i...
...10-2 yendi.
- Vay canýna.
- Çok etkileyici.
Bir düþüneyim, bir dakika.
Eagles'ýn Seahawks'ý 14-7 yendiði
maçý düþünsene.
- Seninle miydi?
- Benimleydi. Koþuyorduk.
- Sahi mi?
- Müthiþ!
Pat'le her gün prova yapmaya
baþladýðýmýzdan beri hiç maç olmadý...
...ve bugün Pat olmasý gerektiði
gibi benimle olsaydý...
...kavga etmeyecek,
baþý derde girmeyecek...
...belki de Eagles
New York Giants'ý yenecekti.
Söyledikleri çok mantýklý baba.
Her yönden haklý.
Aranýzda New York eyaletinin
resmi mühüründe yazan...
...sloganýn ne olduðunu bilen var mý?
- Kimse yok mu? Sen biliyor musun?
- Hayýr, hayýr.
- "Yüksel". Yukarý bak.
- Ne sahi mi?
- Evet, "yüksel"!
- Pat.
Futbol ya da senin batýl
inançlarýn umurumda deðil ama...
...iþaretleri yorumlarsam...
...þahsi sloganý "yüksel" olan
bir Eagles taraftarýný...
...zaten yasal bir davasý mevcutken...
...Giants maçýna göndermezdim.
- Ýnanýlmaz. Bu kýz inanýlmaz!
- Vay canýna. Bunlarý nereden biliyorsun?
Araþtýrma yaptým.
Çok etkilendiðimi söylemeliyim.
Teþekkür ederim.
Evet. Her þeyi tekrar düþünmem gerek.
Önceden güvenmiyordum ama artýk
güvendiðimi söylemeliyim.
- Artýk ondan hoþlanýyor musun baba?
- Öyle demeliyim. Evet.
Patrizio, kendimi berbat hissediyorum.
Bahse girdin, çok para kazandým...
...ama þimdi tüm ailen karýþtý.
Siktir Randy. Buna bayýlýyorsun.
Bu pislik için yaþýyorsun.
- Babamla yýllardýr bahse giriyorsun.
- Öyle mi?
- Þimdi de yarayý deþip zevk alýyorsun!
- Bu saçmalýk!
- Bu doðru deðil. Öyle söyleme.
- Zevk alýyorsun!
- Ýyi. Öyle deðilse kanýtla.
- Evet kanýtla, kanýtla!
- Nasýl kanýtlamamý istiyorsun?
- Nasýl kanýtlayacak?
- Nasýl kanýtlayacaðým?
- Onlara her þeyi geri alma þansý tanýyarak.
- Ýki katý ya da hiç.
- Hayýr, hayýr, hayýr.
Gelecek haftaki Bengals maçýna
iki katýna mý? Öyle mi diyorsun?
Cowboys'a karþý.
Dalga mý geçiyorsun?
- Bu onun takýmý!
- Bu senin takýmýn, deðil mi Randy?
- Onun takýmý hangisi biliyorum.
- Maç ne zaman?
- 28 Aralýk. Sezonun son maçý.
- Aman Tanrým.
Benjamin Franklin Çiftler
Serbest Stil Dans Yarýþmasý'yla ayný gün.
- Tanrým.
- Randy, hani onlar Amerika'nýn takýmýydý?
Amerika'nýn takýmýna güvenmiyor musun?
Evet Randy, Amerika'nýn
takýmýna güvenmiyor musun?
Evet, Amerika'nýn takýmýna
güveniyorum ama bahsi kazanýrsam...
...her þeyini alýrým, bahis iþi,
restoran, hiçbir þeyin kalmaz.
- Hoþuma gitti.
- Hayýr, hayýr Patrizio.
Eagles'a ve oðluma güveniyorum.
Bahse varým, bahse giriyorum.
- Baba!
- Patrizio yapma. Bu çýlgýnlýk!
Ýnanýyorum, inanýyorum.
"Yüksel" New York eyaletine deðil...
- Baba.
...bu eve ait.
Baba dinle beni. "Yüksel"in New York'un
sloganý olduðunu bilmiyordum, tamam mý?
- Ben de öyle ama artýk biliyorum.
- Biliyorum ama bu çýlgýnlýk.
- Baba bu çýlgýnlýk. Bunu yapmamalýsýn.
- Randy, ne diyorsun?
Sessiz ol, sus. Yeterince konuþtun.
Randy, ne diyorsun?
Kuþlarým, Benjamin
Franklin'in takýmý için...
...sana 3 puan avantaj veriyorum.
- Ne yapýyorsun sen?
Patrizio, kes þunu!
Randy, sen de bahsi kabul etme!
- Hatta sana 10 puan veriyorum
- Hayýr baba, baba!
- Baba!
- Bu delilik, ne diyorsun sen?
- Cowboys'a karþý bu bahse girmelisin.
- Dolores, onu durdurur musun?
- Tanrým!
- Evet!
Bahse nasýl girmezsin?
Üstelik sana 10 puan veriyorum.
- Bu müthiþ bir avantaj. Cowboys korkak!
- Hayýr!
Eminim sen de korkaksýndýr.
10 puana girmiyorsun.
Ayrýca, dinliyor musun,
ayrýca onlarýn dans puaný.
- Nedir o? Tiffany, nedir o?
- Ne? Hayýr, hayýr.
O kadar avantaj vermek delilik.
Bu saçmalýk. O bahse girmeyeceðim.
Ama bir dakika.
Çifte bahis fikrini sevdim.
Ne? Çifte bahis yok! Hayýr!
- Hayýr yapma, yapma.
- Aman Tanrým!
Pat, bu dans yarýþmasý nasýl oluyor?
Yani nasýl puanlýyorlar?
Bilmiyorum. Nasýl yaptýklarýný bilmiyorum.
Biz sadece katýlýyoruz.
Biz yarýþmýyoruz. Dansçýlar var.
Bu çok üst düzey bir yarýþma.
- Bilmiyorum. Bunu bahise katma Randy.
- Philadelphia kurallarýný uyguluyorlar.
Her dansçý 10 ile 1 arasý puan alýyor.
10 en yüksek puan.
4 jürinin oylarýnýn ortalamasý alýnýyor.
Tamam, puanlar 10'dan 1'e kadar,
deðil mi? Siz ne kadar iyisiniz?
- Berbatýz.
- Berbat deðiliz. Pat daha acemi.
Ben fena deðilim.
Sadece katýlmaktan mutluyuz.
- Peki rakipleriniz nasýl?
- Çok iyiler. Bazýlarý profesyonel.
- Sizden daha mý iyiler?
- Çok daha iyiler.
Çok daha iyiler. O zaman...
...sadece 5 puan almanýz
gerektiðini söylersem...
...oldukça cömert
bir teklif olur, deðil mi?
- Hayýr, 5 puan almamýz inanýlmaz olur.
- Hadi ama, 10'da 5 puan alabiliriz!
- Bana bir þans taný!
- 5 puan alamayýz.
- 5 puan olsun, 5 puan olsun.
- Baba nasýl dans ettiðimizi görmedin!
- 5 puan alabiliriz.
- Ne diyorsun sen?
Çifte bahis budur.
Biri bana çifte bahis nedir
açýklayabilir mi lütfen?
Ýki bahsi de kazanmalýsýn yoksa
her þeyi kaybedersin.
Pat Sr'ýn kazanmasý için Kuþlar
Cowboys'u yenmeli, ayrýca...
...Pat ve Tiffany danstan
5 puan almalý.
- Bu gerçekten manyakça bir þey.
- Çifte bahis bu.
- El sýkýþalým.
- El sýkýþýn.
- Hayýr, hayýr!
- Bahse girdik.
Ben bu iþin parçasý olmam.
Randy, sen hastalýksýn. Sen tam
bir hastalýksýn Randy. Ben yokum.
- Pat, býrakamazsýn.
- Dans etmiyorum. Ben yokum.
- Pat sakin ol. Biraz düþün.
- Görüþürüz.
- Pat, hayýr.
- Ne yapýyorsun?
- Pat.
- Ben yokum.
- Ýþte yine bir metre çizgisindeyiz.
- Mutlu deðilim, hiç mutlu deðilim.
DeSean, zaferin pençelerinden
yenilgiyi çekip alýyor. Ýþte böyle.
Bu ne demek baba? Senin gibi...
...DeSean Jackson'la
alaka kurmayacaðým.
Artýk fark etmez, tamam mý?
Sadece üzerimde forma var diye olmaz.
Bunu yapmayacaðým. Özür dilerim.
Hiç cesurca davranmýyorsun.
Ýþaretleri yorumlarsam...
- Ýþaretleri yorumlarsan mý?
- Ýþaretleri yorumlarsam...
Ýþaretleri yorumlarsan mý? Tamam.
- Pat!
- Hiç cesur deðilsin.
Sana onu zorlama dedim.
Evet ama bunu yapmasý lazým.
Yarý yolda býrakamaz.
Býrakamaz.
O aptal çifte bahse girdin.
Þimdi dans etmek istemiyor.
Oysa ona çok faydasý oluyordu.
Ama bunu mahvettin.
Onu gösteriye çýkarmanýn tek yolu var.
- Nedir o?
- Nedir o?
Ona Nikki'nin orada olacaðýný söylemeliyiz.
Ýþaretler, iþaretleri yorumlamak.
- Gelmez, gelemez.
- Geleceðini söylemeliyiz.
- Gideceðini söylemeliyiz.
- Ama yalan bu.
- Beyaz bir yalan.
Beyaz bir yalan. Ne olacak, önemli deðil.
- Beyaz bir yalan.
- Baþka çaresi yok.
Hayatýný mahvetmeden yaþayabilmesi için...
...ona rehber olmalýyýz.
Hayýr, onaylamýyorum.
Bunu yapamazsýnýz.
Ben de onu arayýp, pusuya yatsýn diye...
...nerede koþtuðunu
söylemeni onaylamamýþtým.
Bunu onaylamamýþtým ama yine de yaptýn.
Ben de bunu yapýyorum, o kadar.
Ona Nikki'nin orada
olacaðýný söyleyeceðiz.
- Sen de buna katýlmalýsýn.
- Bunu yapmalýyýz.
Yalan söylemekten rahatsýz deðil misin?
Evet, biraz...
...ama en doðrusu bu.
"Ýþaretleri yorumlarsam."
Ýþte böyle.
Tamam.
Merhaba.
Merhaba, naber?
- Affedersin geciktim.
- Önemli deðil.
- Þerefe.
- Þerefe.
Olmuyor, aptal þey!
Olmuyor.
Hadi, harika olacak.
Nikki orada olacak.
Her þey düzene girecek.
Öyle olmasý gerekiyor. Ýyi misin?
- Aðlama þimdi.
- Aðlamýyorum.
Bir dansýmýz var. Çifte bahsimiz var.
Buna odaklanmalýsýn.
- Odaklandým.
- Tamam, gidelim.
- Dansçýlara bak. Þunlarý gördün mü?
- Lanet olsun!
Randy, Jake. Durum ne?
Dallas bir gol daha attý. 3-3.
Bahis konusunda endiþeliyim.
- Endiþelenme.
- Endiþeleniyorum.
Lanet olsun!
Yýldýzlarla Dans programý mý bu?
Bunu biliyordun. Belki
önceden bir araþtýrman gerekirdi.
Þu dansçýlara bakýn be!
Paramý hemen verebilirsin.
Patty, sadece 5 puan almalýyýz.
Burada kal, maçý beraber izleyelim.
Kuþlar, Pat benimleyken daha iyi
oluyor. Buna karar vermiþtin.
- Sonraki çeyrekte kal.
- Sakin ol, iyi gidecek, tamam mý?
- Yukarýda görüþürüz, tamam mý?
- Tamam.
Pat, Tiffany!
- Merhaba.
- Burasý muhteþem bir yer dostum.
- Evet, evet. Görüþürüz dostum, tamam mý?
- Tamam kardeþim.
- Bana þans dile dostum.
- Yüksel!
Dur, bu ne?
Ne var? Sen tutuyorsun sanmýþtým.
Ben de sen tutuyorsun sandým.
Tanrý aþkýna, zaten dans ediyoruz.
Ýyi misin?
Her þeyi hatýrlamaný istiyorum.
Bütün güzel þeyleri
hatýrlamaný istiyorum.
- Tabii hatýrlýyorum.
- Kontrol ediyordum.
Veronica'yý bulmam lazým.
- Merhaba, iyi akþamlar.
- Ýyi akþamlar.
- Kayýt mý oluyoruz?
- Lütfen.
Kaç dansçý var?
Ne? Nikki mi?
Nikki.
Tanrým.
Ne yaptýnýz be?
- Tatlým, tatlým sakin ol.
- Beni mahvediyorsun!
Tiffany, lütfen. Ne kadar
iyi olduðunu görürse...
...belki yasaklama emrini kaldýrýr.
- Aman Tanrým. Aman Tanrým.
- Pat söylemiþti.
Bir evliliði asla kaldýrýp atmamalýsýn dedi.
- Pat öyle demedi. Öyle demedi.
- Evet.
Birkaç kez söyledi Tiffany.
Bu da onun için bir þans.
Ona bu þansý tanýmalýsýn.
Barmen, barmen, votka
alabilir miyim lütfen?
- Bir tane daha ister misin?
- Tabii.
- Ne iþ yapýyorsun?
- Avukatým.
Daha doðrusu savcýyým.
Ýddiada bulunan tiplerden.
Santos ve Aguilar'ýn puanlarý,
7.6, 7.3, 7.4...
...ve 6.9.
Ortalama puanlarý 7.3.
Üç, iki, bir.
Philadelphia, Dallas'ý
yenerek playofflara gidiyor!
- Tiffany nerede?
- Bilmiyorum anne. Onu gördün mü?
- Onu bulmalýsýn.
- Biliyorum anne, biliyorum.
- Ne yapýyorsun?
- O iyi dostum, benimle.
- Ýyi mi?
- Evet.
Çeneni kapat, tamam mý?
Kaç içki içtin?
- Ýki votka içtim.
- Bak, neye karar verdin bilmiyorum ama...
...þimdi kendini buna vermelisin,
tamam mý? Bu iþteyiz.
Neredeyiz?
Sýrada, Pat Solatano ve Tiffany Maxwell.
Biliyor musun, baþýma gelen en iyi
þey olduðunu düþünüyordum...
...ama þimdi düþünüyorum da
belki de en kötü þeysin.
Seninle tanýþtýðým için üzgünüm.
Aferin sana.
Hadi dans edelim.
Makarov ve Tretiak'in puanlarý...
...6.7, 8.1, 7.5...
...ve 6.5. Ortalama puanlarý 7.2.
Harikaydýlar ama sadece 7.2 puan aldýlar.
Jüri çok zorlu.
Tamam.
Þimdi de bayanlar baylar...
...lütfen Pat Solatano Jr...
...ve Tiffany Maxwell'i alkýþlayalým.
Hadi Pat!
Vay be.
- Hadi Patty!
- Hadi Pat!
Evet Pat, Evet!
Seni seviyoruz Pat!
Pekâlâ, Solatano ve Maxwell'in
puanlarýný görelim.
4.9, 4.8...
...4.9...
Çok kötü çocuklar. Çok fazla 4 var.
...ve 5.4.
Ortalama puan 5.0.
Üzgünüm çocuklar.
Ne? Yapma!
Baba, baba Eagles kazandý mý?
Eagles 44-6 kazandý. 44-6!
Hadi be!
10 dakika ara veriyoruz.
5 puana neden bu kadar sevindiler?
Teþekkür ederim! Harikasýn!
- Geldiðin için teþekkürler.
- Rica ederim.
- Nasýlsýn, iyi misin?
- Ýyiyim, sen nasýlsýn?
Çok iyiyim, teþekkür ederim.
- Orada çok mutlu görünüyordun.
- Öyle miydim?
Evet. Dans edeceðim
kimin aklýna gelirdi?
- Müthiþ görünüyorsun.
- Teþekkür ederim. Evet.
- Çok kilo vermiþsin.
- Senin kitaplarýný okudum ve...
...pozitif davranýyorum. Ýlaç
içiyorum, terapiye gidiyorum.
- Tiffany nerede?
- Gitti.
Ne demek gitti?
- Gitti iþte. Ne sanýyorsun?
- Nerede?
Bak, babaný dinlemek
istemediðini biliyorum.
Ben de dinlemezdim ama
iþaretlere dikkat etmelisin.
Hayatta karþýna böyle
fýrsatlar çýktýðýnda...
...ona uzanmamak günahtýr.
Sana söylüyorum, günahtýr.
Uzanmazsan ömür boyu
lanet gibi peþinden gelir.
Þu an hayatýnda büyük
bir dönüm noktasýndasýn.
O kýz seni seviyor.
O kýz seni gerçekten seviyor.
Nikki seni hiç sevmiþ miydi
bilmiyorum ama þu an sevmediði kesin.
Sana söylüyorum, bunu mahvetme.
Seni seviyorum baba.
- Beni rahat býrakýr mýsýn lütfen?
- Bir saniye.
Okumaný istediðim
bir mektubum daha var, tamam mý?
Senin derdin ne be? Git kendin ver.
Bir þey diyeceðim. Bunu okursan...
...istemezsen bir daha
beni görmezsin, tamam mý?
- Bu berbat bir þey.
- Evet, oku hadi.
Sevgili Tiffany...
...mektubu senin yazdýðýný biliyorum.
Benim deliliðimle uyuþabilmenin tek yolu...
...senin de delice bir þey yapmandý.
Teþekkür ederim.
Seni seviyorum.
Bunu seni ilk gördüðüm anda anlamýþtým.
Kabullenmem çok uzun sürdüðü için...
...özür dilerim. Yeni anladým. Pat.
Bunu bir hafta önce yazdým.
- Bunu bir hafta önce mi yazdýn?
- Evet, öyle.
Bir haftadýr yalan
söylememe göz mü yumdun?
Romantik olmaya çalýþýyordum.
- Beni seviyor musun?
- Evet, seviyorum.
Tamam.
Hayatta kalbiniz çok kýrýlacak. Bu kesin.
Ne bunu, ne de kendimde ya da
baþkasýndaki çýlgýnlýðý açýklayamam.
Ama bilin bakalým? Pazar günü
yine en sevdiðim gün oldu.
Herkesin benim için
yaptýðýný düþündükçe...
...çok þanslý bir adam
olduðumu hissediyorum.
3. maçta Vikings'e bahse girmeliyiz.
Sana 6 puan veriyorum.
Bu son yenilginden sonra
çok cömert bir teklif.
Ne yapýyoruz, ne diyoruz biz?
Gelecek tura kalýrsak bir çifte bahse
daha girmek istiyorum, hepsi bu.
Ama gelecek tura kalacaðýz zaten. yeneceðiz.
- Hayýr onu ben attým.
- Hayýr, ben attým.
- Ben attým.
- Hayýr, ben attým. Valeyi ben attým.
Yani bifteði ufalanmýþ ekmek...
...ve sarýmsaða bulayýp sardýktan
sonra kürdanla mý tutturuyorsun?
Evet. Yaklaþýk 3 saat.
Her þey yolunda, her þey yolunda, evet.
Hepsini hallettim.
Hayýr Randy þikayet ediyor.
Çok para kaybetti.
Sýzlanýp duruyor.
Restoraný Randy sayesinde açýyoruz.
Her þey yolunda.
Çeviri: Pýnar Batum
www.twitter.com/PinarBatum