Tip:
Highlight text to annotate it
X
Peter, seni gördüðüme
çok sevindim.
-Merhaba, nasýlsýn?
-Harikayým. Sen?
Ýyi. Tam parti
gecesi, deðil mi?
Tamam arkadaþlar,
reklam filmini buldum.
-Ýçeri gelin.
-Sabýrsýzlanýyorum.
Bu kez kurtulamaz.
Bunu seyredeceðiz.
-Gösteri zamaný. Gelin.
-Susun!
New York'un mütevazi bir
semtinde büyüdüm ve...
doðrusunu isterseniz, daha
önce uçaða hiç binmemiþtim.
69'da Hava Kuvvetleri'nde
uçmayý öðrenene kadar.
Hava kuvvetlerinde
28 görevde bulundum.
71 de zor bir yýldý. Bütün paramý
charter hizmetlerine yatýrdým.
Baþladýðýmýzda, altý kiþilik bir de
DC-3'ümüz vardý.
Her yere uçuyorduk.
Gökyüzünün sarý taksileri gibiydik.
1979'da, Endeavor'ý kurduk.
Dört farklý þehre uçuyorduk
ama bence yolcular uçmaktan
aldýðým keyfin farkýndaydý.
Ýþi büyüttük.
37 þehre seferler yapýyoruz.
Bazý açýlardan hala küçük
bir þirketiz.
Ama ben hiçbir zaman
en büyük olmak istemedim.
En iyi olmak istedim. Bugünlerde
benim için en önemli þey, aile.
Benim, sizin.
Havayolunun en iyi yaný bu.
Birçok güzelliðin yanýsýra
aileleri yakýnlaþtýrýyor.
Bu da bana büyük keyif veriyor.
1971 . Tanrým!
O zamanlar þeytanla
iþ birliðindeydim.
Ama artýk çok deðiþtim.
Sayýlýr.
Tamam, konuþun beleþçiler.
Baþlayýn, eleþtirilere hazýrým.
-Ne zaman yayýnlanacak?
-Aslýnda sormaya korkuyorum.
Çok naziksiniz. Yayýna girmeden
intihar etmeyi düþünüyorum.
Kocam çok utangaçtýr.
Gelecek ay bilbordlarda...
iç çamaþýrý reklamýnda
göreceksiniz.
Yüzündeki ifadeyi görmeliydin.
Nereden ögrendiðimi çözemedi.
-Nereden ögrenmiþtin?
-MlT'de kasa açma dersi aldým.
-Adam inanamadý, yemin ederim.
-Sean, bir þey yedin mi?
Gerçekten. Adam kaçýktý.
Ýnan bana, delinin teki.
Ýþi konusunda her þeyi
bilmezsen iþ teklifini...
kabul etmeni nasýl bekler?
Neyse, David inanýlmazdýr.
Yatma saatin geldi evlat.
-Mutfak kar osunu nereden aldýnýz?
-Bu soruyu Kate'e soracaksýn.
Ben alanýmla ilgili sorulara
cevap veririm, mesela,
''testerem niye bozuk?'' ''Günün hangi
saatinde boz ayý vurulur?''
Tam size göre bir sorum var.
Jackie Br own'ýn hapisaneden...
size dava açmasýný nasýl
deðerlendiriyorsunuz?
Sean, sen diþlerini fýrçala,
birazdan gelirim.
David, Bob'ý bulur musun?
Kimsiniz?
Soruma yanýt verin, Br own
teknisyen grevini engellemesi...
için kendisine rüþvet verdiðinize
dair delil olduðunu söylüyor.
Bu yeni bir þey deðil,
aylardýr söylüyor.
Biliyorum. Ama rüþvet imanýza
dair delili olduðunu söylüyor.
Daily News'dan Sammy Adler.
Sizinle bir iki dakika...
-...görüþebileceðimi umuyordum.
-Bob Stone, Daily News'dan...
Sammy Adams. Beyefendiyi
evine kadar götürün.
-Ýki dakika görüþemez miyiz?
-Biz sizi ararýz.
-Bakýn, gazeteciyim, tamam mý?
-Kim olduðunuzu biliyoruz.
Patr onunuz bu konuyla
çok uðraþacak.
-Jackie Br own tuzaktý diyor.
-Konuþacak baþka birini bulun.
-Mütevazý bir semtte--
-Kes!
Burada deðil galiba.
Gelmesini beklerken
biraz uzanayým bari.
Tanrým yorgan amma sert.
Ses de çýkartýyor, saçlarý da var.
Ne garip yorgan,
gýdýklanmak istiyor galiba.
Gülmek yok. Sen yine çekim
hatalarýný mý izliyorsun?
Çok komik.
Babanýn konuþamadýðýný
bilmek harika bir duygu olmalý.
Dünya mý? Küçülen dünya?
-Yukarýdaki adam sana kýzdý mý?
-Hayýr, kýzgýn deðildi.
Sadece merak etmiþ.
Ama iþi bu.
Sürekli sana kýzan
birileri oluyor.
Öyle mi görünüyor?
Ama sanýrým
sen kýzmýyorsun, deðil mi?
Bu durumu deðiþtirebilirim.
Yatmadan önce seni
sandviç yapacaðým.
-Kapa çeneni!
-Ne istiyorsun benden?
Sakin ol!
Götür onu buradan!
Maratoncu musun?
Arabaya geç. Bin çabuk.
Sakin ol! Tamam mý?
Ýyi misin?
Yukarý çýksan iyi olacak.
Belediye Baþkaný gidiyor.
Þükürler olsun.
Sen iyi misin?
-Diþlerini fýrçaladýn mý?
-Sabah fýrçaladým ya.
Hayýr, þimdi de
fýrçalayacaksýn.
-Bu ne, mink mi?
-Satýn almak mý istiyorsun?
Tanrým, çok yoruldum.
O adam neredenmiþ,
Daily News'dan mi?
-Bir þey deðiþtirir mi?
-Hepsini gebertmek istiyorum.
Seninle ugraþýrken
bizimle de uðraþýyorlar.
Burasý çok soðuk.
-O ustayý gebertmek istiyorum.
-Önce onu bulman gerekir.
Burasý buz gibi.
Bu çok iyi geldi.
Seni üzmelerine izin verme.
Ýstedikleri bu.
Huzurlarýnýza bu harika olayýn
yaratýcýsýný çaðýrmak istiyorum.
Mükemmel bir haným, ayrýca,
bu Liseler Bilim Fuarý'nýn Baþkaný,
Bayan Katherine Mullen.
Teþekkürler sayýn baþkan.
Geleneksel New York Liseler...
Bilim Fuarý'nýn onuncusuna
hoþgeldiniz.
Bugün 54 genç mucitimiz
yarýþacak.
Baba?
Ben niye katýlamýyorum?
Bu doðru olmaz.
Annen seçici kurulda.
Kazanýrsan ne düþünürler?
Niye farklý bir isimle
katýlmýyorum?
-John Smith adýyla mý?
-Hayýr. Pr ofesör X olabilir.
Bence yalanýn hemen ortaya çýkar.
Pr ofesör X.
Pr ofesör olamayacak kadar küçüksün.
Kel ve gözlüklü olman gerekir.
Buldum. Pr ofesör Von X.
Üçüncü Jüri üyesi ise,
ben Catherine Mullen
125'nci geleneksel Central Park
yarýþmasý baþkaný ve
Evander Lisesi'nin
eski biyoloji ögretmeni.
Yarýþma baþlasýn.
-Güzel, gidiyor iþte.
-Bence en güzel pr oje bu.
-Bu kazanýr deðil mi?
-Þuna bakýn! Harika!
Rüzgar sürüklüyor.
Soldakini çek.
Saat 1'de tüm kazananlarý
ödüllerini vermek üzere
kürsüye çaðýracaðýz.
Hepinize iyi þanslar.
Bu haksýzlýk.
Çok uðraþmýþtým.
Biliyorum çok çalýþtýn ve
harika bir þey yarattýn.
Ama bunu konuþmuþtuk,
deðil mi Sean?
Hadi biraz neþelen,
tadýný çýkar.
Aranýzda kayýt olmayanlar varsa
hemen þimdi kaydýný yaptýrsýn.
Bu son þansýnýz.
-PS 41 .
-Evet, PS 41 . Harika.
Bu güneþ sistemi mi? Peki
þuradaki büyük þey ne?
Güneþ!
-Güneþin etrafýnda kaç gezegen var?
-Dokuz!
Mars'ý gördüm.
Kate, balonlara bak.
Ýnanýlmaz biri. Yani
gerçekten çok çalýþtý.
Bu kadar enerjiyi
nereden buluyor bilmem.
-Peki turuncu renkte olan ne?
-O Venüs.
Venüs demek.
-Dünya nerede?
-Ýþte burada!
Ýzninizle.
Sean?
-Ne diyorsun, Kate? Puan?
-Ben puanýmý verdim.
-Sandra, Sean'u gördün mü?
-Hayýr. Kate, iyi misin?
Sean Mullen, lütfen
jüri masasýna gel.
Lütfen Tanrým.
Yarýþmaya katýlamadýðý
için bizi cezalandýrýyordur.
Aramadýðýmýz kim kaldý?
E-posta'nýz var.
-Oðlun elimde.
-Tanrým.
50 ve 100'lük banknotlar halinde
2 milyon dolar istiyorum.
Seri numaralarý birbirini
izlemeyecek.
Yeni ve iþaretli banknotlar
olmayacak.
Para iki çantanýn içine
yerleþtirilecek
çanta model numarasý 260.
Polisi ya da FBl'ý karýþtýrmayýn.
Karýþtýrýrsanýz,
çocuðu öldürürüm.
Basýna bilgi vermeyin
çocuðu öldürürüm.
Paralarda, çantalarda yer saptama
cihazý olmayacak
çocuðu öldürürüm. Parayý
hazýrlamak için 48 saatiniz var.
Tekrar temas kuracaðým.
Aðzýný aç.
Aðzýný açar mýsýn?
Yut hadi!
Seni küçük sersem!
-Ne yapýyorsun?
-Tiþörtünü temizlesene.
-Bunu konuþmuþtuk.
-Evet, unutmuþum.
Sürtük.
Kimi arýyorsun? Polis yok dedi,
ararsanýz öldürürüm dedi.
-Parayý üç saat içinde toplarým.
-Bunu niye yaptýn?
-Niye onu býraktýn?
-Býrakmadým.
Seni gördüm.
Býrakýp gittin.
-Polisi arayacaðým.
-FBl'ý ara.
-Býrak parayý ödeyeyim.
-Lütfen, FBl'ý ara.
FBl beni hapsetmek
için üç ay uðraþtý.
-Umurlarýnda mýyýz sanýyorsun?
-Tom, bizi biliyorlar.
Bizi tanýyorlar.
Lütfen?
Peki.
-Lennan Boyacýlýk.
-Durun. Ne?
Mullen'larýn dairesine gidiyoruz.
Çalýþma odasýný boyuyoruz.
Evet, haber vermiþlerdi.
Girebilirsiniz, tamam.
-Bay ve Bayan Mullen sizi bekliyor.
-Teþekkürler.
Bay Mullen, nasýlsýnýz?
Lonnie Hawkins.
Bu Kimba Welch.
Jack Sickler.
David Levin, Ron Lambert.
Beylere istedikleri her þeyi göster.
-Bu da Paul Rhodes.
-Memnun oldum.
-Merhaba, nasýlsýnýz?
-Paul size en çok benzeyen kiþiydi.
Size tavsiyede bulunma yetkim yok
ama parayý ödemeye
-karar verirseniz--
-Þurada. Ýþte þurada.
-Para mý?
-Evet, iki milyon dolar.
-Parayý Paul götürebilir.
-Tamam.
-Bob sana bir þeyler getirmiþ.
-Kayýp Çocuklar Merkezi'nden...
-bulabildiðim bunlar.
-Güzel.
-Ajan Hawkins, bu David Torres.
-Lex es dosyasýný buldun mu?
-Telefon paneliniz nerede?
-Hiç bilmiyorum.
-Tamam, biz buluruz.
-Kusura bakmayýn ama
anlayamadýðým bir þey var,
bu insanlar, bu adam, kadýn
her neyse oðlumu burnumun
dibinden kaçýracak kadar zeki
ama sadece iki milyon
dolar istiyorlar.
-Servetimi bilmiyorlar mý?
-Sadece kafasýný kullanýyor.
Ýþi kolaylaþtýrýyor. O kadar
paranýz olduðunu biliyor.
Bu parayý bulmakta
zorlanmayacaðýnýzý biliyor.
Belki o kadara ihtiyacý var.
Bir þey söyleyebilir miyim?
Burada polisin deðil sizin olma
nedeniniz, karým ve benim...
bu olayýn teknisyen greviyle
baðlantýsý olabileceðini...
düþünmemizdir.
Ve Jackie Br own.
Baþka bir havayolu þirketiyle
sözleþme görüþmeleri yaparken
aldýðý rüþvet banta çekilmiþ.
lnfinite Havayolu.
Bu bir tuzaktý. Ve olan oldu,
yakalandý ve FBl'a
''Bir þey yapabilir miyiz?'' dedi.
Ve þimdi de beni suçluyor.
Sendikayla uzlaþmasý için
Tom'un ona 250 bin dolar...
-...verdiðini söyledi.
-Bizi araþtýrdýlar, soruþturdular.
Beni, þirketimi, ailemi.
Ailemi ve FBl'ýn muhbirleri
sayesinde gazetelere manþet olduk,
ama hiçbir þey bulunamadý.
Ve Jackie Br own ait olduðu
yerde, hapiste ve sinirlendi.
Bence suç ortaðý olan
insanlar ortada dolaþýyor.
Bay Mullen, Jackie Br own
olayýnýn farkýndayýz.
-Ýncelemeye devam ediyoruz.
-Bence biraz daha dikkatli--
Bir öneride bulunabilir miyim?
Bütün bunlarý araþtýracaðýz.
Siz þimdilik sakin olun, sabredin.
Bize biraz zaman tanýyýn.
-Nasýl yapacaðým?
-Tom, býrak da bitirsin.
-Önemli deðil.
-Özür dilerim.
Benim çocugum kaçýrýlsaydý,
ben de ayný durumda olurdum.
Hiç önemli deðil.
Zor olduðunu biliyorum.
Ama dayanmalýsýn.
Kaç çocuk kaçýrma
olayýnda çalýþtýnýz?
Toplam 33. Aile, çete ve baðýmlýlarý
çýkartýrsak toplam 10.
Son beþ yýlda tam on klasik
tarzda fidye amaçlý
çocuk kaçýrma olayý.
Büyük bir sayý.
Ýnanmayacaksýnýz ama ender
olarak fidye isteniyor.
Peki, on olay içinde
kaç çocuk kurtuldu?
-Yedisini kurtardýk.
-Diðerlerinde ne aksilik oldu?
-Hayat. Büyük bilinmeyen faktörü.
-Büyük bilinmeyen faktörü ne?
-Hazýr mýyýz?
-Hayýr!
Kahretsin!
Sunduðu her þartý kabul et.
Kozlarýn elinde oldugðunu düþünsün.
Önemli olan þey oðlunu kurtarmak.
Oðlunu onlardan kurtar.
Anladýn mý? Ama, bize biraz
zaman tanýmalýsýn.
Oðlunla konuþmak istediðini söyle.
Yaþadýðýna dair bir belirti
bilgi almaya çalýþ.
Alerjisi olduðunu söyle.
Tedavi gördüðünü söyle.
Nasýl bir havada olduðunu sor.
Ýçeride mi? Dýþarýda mý?
Hazýr mýyýz?
-Tamam!
-Oðlunu onlardan kurtar.
Ýptal et.
Belirledik. Brenda Chanse
4108 Utopya Parkway.
-Bu sekreteri.
-Biliyoruz.
Oðlumuz öldü mü?
Bunu aklýndan bile geçirme.
Aðzýný aç. Korkma,
yiyecek bir þey.
Çölde neden aç kalýnmaz?
Çünkü bir sürü kumpir vardýr.
Ne yapýyorsun?
-Tanrý aþkýna ne yapýyorsun?
-Çocukla þakalaþýyordum.
-Bunda ne var?
-Çocuðu çok mu sevdin?
Yakýndan tanýþmak mý istiyorsun?
Ýliþki kurmak mý istiyorsun?
Bunun kolaylaþtýracaðýný mý
düþünüyorsun?
-Neyi kolaylaþtýracak, Marris?
-Bu ciddi mi?
Evet, ciddiyim sürtük.
Sen ciddi misin?
-Niye sakin olmuyorsun?
-Ýþine bakarsan sakin olurum.
Buraya gel.
Dinle beni.
Çikolata falan vermek,
kaçan treni kovalamak
gibi bir þey.
Beni anlýyor musun?
Ama Clark,
çocuk çok yalnýz.
Hiçbirimizi teþhis edemez.
Hem onlara ne söyleyebilir ki?
Lanet olsun Clark, bana çocuk
öldüreceðinizi söylememiþtiniz.
Neler olduðunu anladýn mý?
Çocukla þakalaþma.
-Onunla oynama. Onunla konuþma.
-Kardeþimle böyle konuþma.
O senin köpeðin deðil.
Durum ciddi.
Kardeþimle böyle konuþma.
Ona bir þey söyleyemezsin.
Kendini ne sanýyorsun?
Kendini liderimiz mi sanýyorsun?
Hayýr, ben deðilim
sevgilim liderimiz.
Ama bir sorun olduðunda
konuþurum.
Anlýyorum.
Ýtiraf etmeliyim, bu kýz
bazen beni de çok korkutuyor.
-Sen yine mi içtin?
-Ama sorun olmaz
çünkü çocukla
birlikte içmiyorum.
Bir þey söyleyeceðim.
Sanýrým bilmen gerekiyor.
-Ona para verdim.
-Biliyorsun, rahip deðilim,
psikolog deðilim,
avukat deðilim.
Tom, bu konuþma
aramýzda kalmayabilir.
Anlýyorum. Büyüklerin
hepsi havayollarýný satýn aldý.
Ama ben almadým. Hayýr, ben
Endeavor'ý sýfýrdan yarattým.
Ve benim. Ýþimi kimse elimden
alamaz, ne sendika, ne hükümet
ne Jackie Br own gibi serseriler.
Rüþvet teklif ettim.
Ýþimi yapmalýydým. Ýki bin
personelim, bir o kadar...
müþterim vardý, teknisyen
greviyle oyalanamazdým.
Teklifimden ve yaptýðým
þeyden sonra,
o hapise girdi, ben girmedim.
Sana sormaya çalýþtýðým þu...
-...oðlumu Jackie Br own mý kaçýrdý?
-Bunu kendisine soralým mý?
Ben de seni düþünüyordum.
-Oðlum nerede?
-Ne?
Hapise girmenin baþýna
gelebilecek en kötü þey
olduðunu mu sanýyorsun?
-Ne demek istiyorsun?
-Oðlum nerede?
Biri oðlunu kaçýrdý,
ve benden þüpheleniyorsun.
Nasýl?
Benimle bir ilgisi yok.
Dýþarýda dostlarým yok.
Ýþim yok.
Param yok.
Ama sen beni suçluyorsun
aþaðýlýk herif!
Tam altý çocuðum var
ve onlar için canýmý veririm.
Senin yüzünden hapise girdim
ve çocuklarýmý göremiyorum!
Niye sen hapiste deðilsin?!
Burada olmasý gereken sensin!
Kime rüþvet verdin? Seninle
iþim bitmedi daha serseri!
Geberteceðim seni! Kime
para yedirdin de dýþarýdasýn!
Hadi, bir daha söyle.
Tekrarla hadi.
-Dükkandan koþarak çýkmadým dedim.
-Kaçmýyor muydun?
Lanet olsun,
onunla birlikte kaçmadým.
Ben ondan kaçýyordum
çünkü peþimdeydi.
Gözümün içine bakarak tekrarla.
-Koþuyordum, ama ben ondan--
-Silahý bulduk Jimmy.
Þuna bak. Bunu daha
önce gördün mü?
-Üstünde parmak izini bulursam?
-Hayýr.
Hayýr mý?
Torbala.
Jimmy, bir sorun var.
Adam dükkaný kapatmak istemiyor.
Boþver bunu þimdi.
Bana arkadaþýndan söz et.
Daha önce hiç görmedim.
Onu ilk defa gördüm.
-Tanrým, deli gibi çarpýyor.
-Kalp rahatsýzlýðýn var mý?
Koþtum dostum. Normal.
Burnuma yalan kokusu geliyor.
Bence beni kandýrmaya çalýþýyor.
-Bence yalan söylüyor.
-Yalan mý söylüyorsun?
Ýçi köpüklü çikolatalarýndan var mý?
Beni kovalýyordu, kaçtým.
Bana avukat vereceksiniz deðil mi?
Avukatýn olacak kahr olasý.
-Bu kelepçeler çok sýký.
-Yeni de ondan. Gevþer.
-Biraz zaman taný.
-Hadi bin.
-Pizza ya da sosisli ister misin?
-Kahven.
Hadi, gidelim artýk.
Buralarýn bilinen
serserilerinden misin?
Baþýný salla.
Hadi.
Dün tanýnmýþ bir çocuk kaçýrýldý.
Olayla kim ilgileniyor
biliyor musun? Polis mi?
FBl mý? Söyle. Baþýný salla.
Bilmiyorsun.
Peki ne yapýyorsun?
Senin gibi bir serseri,
polislerle dolu bir...
dükkana giriyor ve çocuklarýn
yediði çikolatadan istiyor?
Seni tanýmýyorum ama bence
geri zekalýnýn tekisin. Ne dersin?
Video kasetlerini
ne yapacaksýn peki?
Çocuðun gözleri bantlý,
geri zekalý.
En azýndan dinlerdi.
Bir daha salaklýk yapma.
-Rüyamda seni görüyordum.
-Güzel miydi?
Hayýr, rüyamda babam geri
dönmüþtü ve yine beni dövüyordu.
Sen oradaydýn ama
hiçbir þey yapmadýn.
Öylece durup seyrediyordun.
Ama hayatým, biliyorsun
sadece bir rüya.
-Onu içeri attým, unuttun mu?
-Evet, biliyorum.
Nerede kaldýn?
Burada aklýmý kaçýracaðým.
Her þey yolunda.
Bu adamlar manyak.
Beni dinlemiyorlar.
Saygý duymuyorlar.
Onlara güvenmiyorum.
Sen onlarý düþünme,
benden korkuyorlar.
-Onlara ihtiyacýmýz yok ki.
-Bu iþi yalnýz yapamayýz.
Ayrýca bu çocuktan
çok korkuyorum.
Bence hemen iþini bitirmeliyiz,
gebertelim gitsin.
-Saatli bomba gibi.
-Dinle.
Çocuktan korktuðunu sanýyorsun ama
aslýnda korktuðun ne biliyor musun?
Ýnsani duygularýn.
Kendi insanlýðýn.
Çünkü sen iyi birisin,
bundan korkma.
Sana bu yüzden
ihtiyacým var.
Zamaný geldiðinde, çocuk senin deðil
benim sorunum olacak.
Bana hala güveniyorsun
deðil mi?
Bunu baþaracaðýmý
biliyorsun, deðil mi?
Güzel. Parayý almamýzýn
zamaný geldi.
Raporlarda bir þey var mý?
Bildiðimiz bir sürü þey var.
Bilmediðimiz þeyler, bilmek
istemeyeceðimiz þeyler.
Ýnsan kendine yalan
söylüyor, mesela--
her þeyi ailem için yapýyorum diyor.
Güvence için, gelecek için.
Kendini masallarýn kralý
ilan ediyor. Hepsi yalan.
Gözümün önüne oðlumun
kelepçeli hali geliyor ve,
ona yardým edemiyorum.
Yardým edemiyorum.
-Yukarýdan!
-Kate! Tom nerede?
Hadi dostum telefonu aç.
Hadi, çabuk!
Planý unutma.
-Harekete hazýr mýsýnýz?
-Neye hazýr mýyým?
Arabana bin, harekete geç.
Batý 96. Yalnýz gel.
Batý Otoyolu'ndan kuzeye dön.
Parayý toparlayamadým,
daha zamana ihtiyacým var.
-Hazýrlayacaðým.
-Benimle oyun oynama.
-Oðlumla konuþmak istiyorum.
-Yalnýz geleceksin.
Sean'un astýmý var.
Oldukça ciddi ve ..
Buranýn havasý nasýl?
Yaðmurlu mu? Rutubetli mi?
Tavan arasýnda mý?
Dað tepesinde mi?
Oðlumda yükseklik korkusu var.
-Dil uzmanlarý aksanýmý çözdü mü?
-Ne? Burada kimse yok.
Tek baþýmayým.
Emin misin?
Beni aptal mý sanýyorsun?
Bu iþin bitmesini istiyorum.
Çok güzel.
Kimseye haber verme.
-Oðlumu nasýl geri alacaðým?
-Parayý verecek misin?
Vereceðim tabii.
Öyleyse sorun yok.
Seni arayacak.
Peki ne zaman? Kim?
Hayýr, sen arayacaksýn yani.
-Ne zaman?
-96'ncý sokak. Yalnýz gel.
-Kahretsin!
-Evet, sorunsuz halledildi.
Bloke ettiler, bir þey yapamadýk.
Belirleyebildiniz mi?
Nereden arýyorlar?
Bilgisayarý bozdular.
Doðru adam seçmiþim deðil mi?
Söylememiþ miydim?
Parayý alacaðýz.
-Paul'e cihaz takalým.
-Hayýr, ben götüreceðim.
Ben götüreceðim.
Lütfen.
-Becerebilecek mi?
-Harikadýr.
-Öyle mi?
-Evet.
Umarým.
Bir sorun var.
Yasal olarak sana engel olamam.
Ama bu adamýn nasýl biri
olduðunu bilmiyorum,
ancak bence pr ofesyonel.
Beklenmedik þeyler yapmaya
baþlarsa, plansýz hareket
etmemiz gerekir.
Sizi koruyamayabiliriz.
Parayý bizden birinin götürmesi
daha akýlcý olur bence.
-Sen gitmesen.
-Yapabilirim. Baþarabilirim.
Benden istediðini
yapmak istiyorum.
Bak, bitmek üzere evlat.
Seni ailene kavuþturacaðým.
-Söz veriyorum.
-Ne zaman?
-Yakýnda.
-Ne zaman?
Çantalarda yer saptama
cihazlarý var.
-Lonnie paketleri istiyor.
-Arabayý cihazlarla donattýk.
-Sorun çýktýðýnda orada olacaðýz.
-Yalnýz gitmemi söyledi.
Sadece parayý takip edeceðiz.
Güvenli uzaklýkta olacaðýz.
Sana bir tavsiye. Bunu iþ
alýþveriþi olarak düþün tamam mý?
Sen de iþ adamýsýn, o da.
Bunu iþ olarak görürsen gerilmezsin.
Oðlumuzu getir.
Operasyon birimlerine. Tüm
ekipler 269 Batý 125'nci caddeye.
500 metre gerideyiz.
Objeyi net görüyoruz.
Dinle. Bir kere söyleyeceðim.
125'nci caddeden çýk, üç blok...
ilerideki Casarda Merkezi'ne git.
Çantalarla birlikte içeri gir.
Bizi uðraþtýrýyor.
Yüzme havuzunda, bir dolap anahtarý
var, havuzun dibinde bulacaksýn.
Seni izleyen birileri olacak.
Sen onlarý göremeyeceksin
ama onlar görecek.
Anahtarý almaný istiyorum.
Havuza soyunmadan gireceksin.
Saatini bile çýkartmaya kalkarsan
oðlun ölür. Anahtarý aldýktan
sonra dolabý bul.
-Yedi dakikan var.
-Dediðin her þeyi yapacaðým.
Sadece bir kere daha
tekrarlamaný istiyorum.
Yedi dakika.
Oraya varmak için mi, havuza
girmek için mi? Lanet olsun.
Tanrým.
-Engelledik.
-Ne yaptý?
-Bizi engelledi. Çýkalým mý?
-Hayýr. Tekrar deneyin.
Listeye bilgisayar
farelerini de ekleyelim.
Teknolojiden anlayanlarý.
Askerlik geçmiþi...
polislik geçmiþi, güvenlik
eðitimi almýþ olanlarý...
rehin kurtarma
uzmanlarýný tarayalým.
-Havuz nerede?
-Þu tarafta.
Kahretsin, kaybettik.
Binadan çýkan herkesi takibe alýn.
Çok yavaþsýn, biraz hýzlan. Oradaki
þapkayý tak, kýyafetleri giy.
Oradaki torbalarý al,
saunaya git.
Duþun yanýndaki
merdivenleri kullan.
Paralarý o torbalarýn
içine koy.
Sonra binadan çýk ve
Monte Carlo bul.
Telefona yapýþýk bir anahtar var.
Telefonu çantalarýn yanýnda
býrak ve Holland Tüneli'ne git.
Seni izliyoruz, Tom.
Çantalardan sinyal alýyoruz.
Çantalar çýkmadý.
Binanýn tamamen
boþaltýlmasýný istiyorum.
Operasyon birimi 500.
Takipteyiz.
Arabayý görüyoruz.
Araba olduðu yerde.
Ekip 15'ten merkeze.
Çantalarý bulduk. Boþaltýlmýþ.
Tarife uyan dört araç bulundu.
Birinin arka farý kýrýk.
Araçlarýn tarifini verin.
Ekipler daðýlýp araçlarý arasýn.
Beni eline al sersem.
Þimdi ne yapacaðým?
-Ne alemdesin? Ýyi yüzdün mü?
-Fena degil. Sen nasýlsýn?
Çok iyiyim.
Ýlgin için teþekkürler.
Sean nasýl?
Hayatýnýn en güzel
günlerini yaþýyor.
Reklam filmini izledim, fena deðil.
Ama bir þey soracaðým.
Ýndirimli bilet sistemin var mý?
Eðer varsa, bu iþ bittikten sonra
kaçmak için Endover
havayolunu kullanabilirim.
-Neden? Neden ben?
-Neden mi?
Çünkü sen özgürlüðünü
satýn aldýn. Öyle deðil mi?
Sendikacýyla olan hikayeni okudum.
Yaptýðýndan dolayý hapise
girmeliydin. Ama herhalde
iyi bir yalancýsýn.
Seni televizyonda izledim, herkese
masum olduðunu söylüyordun.
Gözlerine baktým.
Sen adi bir yalancýsýn dostum.
O adama rüþvet verdiðini
biliyorum. Para daðýtýyorsun.
Bir kere yaptýn. Þimdi
bir daha yapacaksýn.
-Ýyi misin?
-Evet.
Bak Cub, benim yapmamý
ister misin?
-Jimmy benim yapmamý söyledi.
-Jimmy'nin dediðini boþver.
Ne yapacaðýmý biliyorum.
Clark, çocuðu býrakana kadar
Jimmy'ye parayý vermeyeceðim.
-Vermeyeceðim inan.
-Ne saçmalýyorsun, Cub?
Sinemaya gider misin?
Zaman Makinesi filmini gördün mü?
Geleceðin ülkesini anlatýyor,
tamam mý?
Dünyada sadece iki tür insan kalmýþ.
Morlocklar ve Eloilar.
Eloilar topraðýn üstünde yaþýyor.
Pelerin giyiyorlar. Hepsi sarýþýn.
Üzüm gibi þeyler yiyorlar.
Yaþadýklarý yer cennet gibi.
Yani tek yaptýklarý yatmak,
arp falan dinlemek.
-Oðlumu nasýl geri alacaðým?
-Ama Morlocklar,
yer altýnda yaþýyor. Ýri,
kýllý çirkin yaratýklar...
maymundan beterler. Tüm aletler
onlarýn kontr olü altýnda.
Bütün iþi onlar yapýyor.
Eloilar'ýn yeterli yiyecek ve
-giyecek bulmasý için ugraþýyorlar.
-Cevap verecek misin?
Eger bir Eloi'ysan her þey harika.
Ama bir sorun var.
Arada bir, bir Morlock yukarý
çýkýyor ve bir Eloi'u kaçýrýyor.
Sonra onu aþaðý indiriyor.
Soruma yanýt alýncaya
kadar duracaðým.
Ama Morlocklar üzüm yemiyor.
Onlar yamyam. Eloilar'ý yiyorlar.
Anlayacaðýn, Zaman Makinasý
filmini düþündüðümde
aklýma hep New York geliyor,
biliyor musun?
Bak, sen bir Eloi'sun.
Sen ve arkadaþlarýn...
aþaðýda neler olup bittiðini
bilmeden ortalýkta hayalet...
gibi dolaþýyorsunuz. Bu durumda
ben bir Morlock muyum?
Kendimi öyle düþünmek istemiyorum.
Ama sanýrým Morlock'um.
Ve arada bir, içinizden
biri kaçýrýlýyor.
Ne þehir ama.
Whitney'de görüþürüz.
Four Seasons'ta
görüþmek üzere.
Operada görüþürüz.
Görüþürüz.
Görüþürüz.
-Arabayý sürüyor musun, Tom?
-Evet.
Peki, iyi dinle. Bir buçuk
kilometre sonra yol ayrýlýyor.
Saddle River Yolu'ndan çýk.
Taþ ocaðýna kadar git.
Saatte 15'le gideceksin.
Söylediðin her þeyi yapýyorum.
Oðlumu nasýl geri alacaðýmý
Deðiþtireceðiz. Sen bana çantalarý
vereceksin, ben de sana adresi.
Ýyi þanslar dostum.
Arabaya bin hemen!
Anahtarý at.
Parayý ver.
Adresi ver.
-Parayý ver dedim sana.
-Adresi vereceðini söylemiþtin.
Ne? Oðlunu tekrar görmek
istiyor musun? Parayý ver!
Adresi söyle lanet olasý!
-Aptallýk yapma dostum!
-Kýpýrdama, FBl!
Silahý at ve araçtan uzaklaþ.
Ellerini kaldýr!
Mullen, geri çekil.
Yere yat.
300'den merkeze.
Yardýma ihtiyacýmýz var.
Takviye istiyoruz, açýða çýktýk.
Motorlu bir þüphelinin peþindeyiz.
-Beyaz erkek silahlý ve--
-Onu görüyoruz.
Kim bu?
Hadi Cub, çabuk ol.
Kaçamazsýn, FBl!
Kaçacak yer yok!
Silahýný at.
Hemen teslim ol!
Atla!
Özel timden merkeze.
Takipteyiz, yere iniyoruz.
Özel timden merkeze.
Bir ajanýmýz vuruldu.
Þüpheli öldürüldü.
Kim vuruldu?
Vurulan kim?
Oðlum nerede?
Ne yaptýnýz ona?
Ne?
Hadi, konuþ.
Geri çekilin.
-Bir þey söylemeye çalýþýyor.
-Lütfen çekilin! Kaldýralým.
Oðlumun yerini söylemeye
çalýþýyor, eminim.
Ne yapýyorsunuz? Size
böyle bir yetki vermedim.
-Emirleri uyguluyoruz.
-Aþaðýlýk yalancý!
Tanrým, lütfen ölmesin.
-Kahretsin!
-Ne oldu?
Ýþ bitti.
Öldü.
Sean'u nasýl
bulacaðým þimdi?
Oðlumu öldürdünüz.
Mümkün olduðunca bilgi topla.
Þartlý tahliyeyle çýkmýþ olmalý.
-Tahliye memurunun adýný öðren.
-Polis karýþmayacak demiþtim!
-Hani parayý takip edecektiniz!
-Parayý takip ediyorlardý.
Adam sana silah çekti.
Baþka seçenekleri yoktu.
-Tehlikede olduðunu düþündüler.
-Durun. Aksilik ne demek?
Oðlum öldü mü yani?
Öldüyse öldü deyin.
Aksilik oldu demeyin,
oðlun öldü deyin!
Kate, yaþadýðýný varsayarak
hareket ediyoruz.
Bilmiyorsunuz yani! Nerede
olduðunu bilmiyorsunuz!
Yaþadýðýný bilmiyorsunuz!
FBl'sýnýz ama
hiçbir þey bilmiyorsunuz!
O aþaðýlýk herifi öldürdünüz
ne olacak þimdi?
Gidin buradan.
Taþ ocaðýndaki adamýn
yalnýz olmadýðýný biliyoruz.
Ayrýca kimlerle çalýþtýðýný da
tahmin ediyoruz.
Size bir þey göstereceðim.
Taþ ocaðýndaki Cubby Barnes,
hýrsýzlýktan iki kere içeri girmiþ.
-Teknik ustalýðý yok.
-Ama buradaki adam.
Kate? Tom?
Onu tanýyor musunuz?
Tanýyor musunuz? Bakýn,
bu Clark Barnes, ölenin aðabeyi.
Onu araþtýrdýk ve oðlunuzun
parktaki video çekimlerinde
olduðunu saptadýk. Ailede
kafasý çalýþan bu adam.
Ayrýca suç dosyasý da
epey kabarýk.
New York polisine göre
bu Clark ve kardeþi Cubby...
-...ayrýlmaz ikiliymiþ.
-Sizi temin ederim,
bunu iyice araþtýracaðýz ve
biri daha ortaya çýkacaktýr.
Bu arada yapmamýz gereken þey--
Kahretsin, fotoðrafçý var.
New Jersey bür omuzdan
yeni bir haber geldi.
Polis kaynaklarýna göre bir
fidye olayýnda bir kiþi
vurularak öldürüldü. Bir havayolu
sahibi olan multi milyoner
Tom Mullen'ýn da olay yerinde
olduðu söylentiler arasýnda.
Ayrýntýlý bilgi için,
Mullen'ýn evinin önündeki...
-...Donna Hannover'a baðlanýyoruz.
-Lanet olsun.
Kurbanýn kimliði ve Sean Mullen'ýn
kaçýrýlmasýndaki r olü konusunda
resmi bir açýklama yapýlmadý.
Bu konuda önümüzdeki saatlerde
bilgi alabilmeyi umuyoruz.
Ancak polis ve FBl kaynaklarý
bilgi verme konusunu aðýrdan
alýyorlar. Yarýn sabah
Günaydýn New York pr ogramýnda
tüm geliþmeleri aktaracaðýz.
Mullen'ýn evinin önünde bir
geliþme olduðu takdirde--
-Ne yapýyorsun?
-Annemi arayacaðým.
Bunu yapamazsýn.
Bu telefondan olmaz.
-Çekil þuradan!
-Býrak o telefonu.
Ne o? Annemin oðlunun öldüðünü
bilmesini istemiyor musun?
-Kapat þu televizyonu!
-Senin beceriksizliðin...
yüzünden deðil mi? Adam
salak çýkmadý, deðil mi Jimmy?
Sakin ol, o lanet olasý
telefonu da býrak.
O daha çocuktu.
Sakin ol! Saçmalama!
Sakin olmamý mý istiyorsun?
Þu anda beni aradýklarýnýn
farkýnda mýsýn Jimmy?
Beni arýyorlar! Normal
hayat sürdüremeyeceðim!
-Ne yapmamý istiyorsun?
-Sus lütfen.
Kardeþinin cenazesine de
gidemezsin artýk.
Kapa çeneni sersem!
O çocuk ölecek Jim. O kadar.
Paranýn caný cehenneme.
Çocuk öldükten sonra gideceðim.
-Dur bir dakika.
-Haklý. Nasýl olsa öldürecektin.
Kapa çeneni!
-Nereye gidiyorsun?
-Çekil yolumdan.
Nefes al.
Hadi. Nefes al.
Zeki ve cesur olduðun için
bu iþtesin.
Düþün!
O çocuk ona ihtiyacýmýz
kalmadýðýnda ölecek.
Kahr olasý kafaný kullan.
Git çocuðu kontr ol et.
Bir þey yok.
Git hadi.
Kardeþini öldürdüler ama
sen pes mi ediyorsun?
Bunu kimler yapar bir düþün?
Bu iþ daha bitmedi.
Yemin ederim bu adam þimdi
tüm yaptýklarýnýn bedelini...
çok aðýr ödeyecek.
Bana çikolata verir misin?
-Seni tanýyorum.
-Hayýr, tanýmýyorsun.
Bana bakma!
Çikolataymýþ!
Kendini tatilde mi sanýyorsun?
Babanýn gelip seni
kurtaracaðýný mý sanýyorsun?
Ama gelmeyecek.
Kimse gelmeyecek, tamam mý?
Anladýn mý? Kimse gelmeyecek.
Çünkü sonun geldi.
Tanýnmýþ iþ adamý Tom Mullen'in
oðlu Sean'un kaçýrýlmasýyla ilgili
haberimize geçiyoruz.
New York polisi-
Zenciler buna ne der biliyor musun?
Yine mi sorun, der.
Kahretsin ya, yine mi sorun?
Ýyisi mi bugün evden çýkmayalým.
Hiç duydun mu?
Yine mi sorun? Sorunlu.
-Ýyi misin?
-Evet, iyiyim.
-Kimba, þunu dinle.
-Öyleyse sorun yok.
Öyleyse sorun yok derken,
altta ne duyuyorsun?
Bir dakika, baþa al.
Öyleyse sorun yok.
-Korna sesine benziyor.
-Korna olduðunu biliyorum ama ne?
-Sis borusuna benziyor sanki.
-Çok hýzlý, feribot olamaz.
Öyleyse sorun yok.
Kýzýmý benim için sýkýca kucakla.
Ýsterse uyansýn sen kucakla.
Hayýr uyandýrma sakýn, þakaydý.
Sevgilim, iyi ki zengin deðiliz.
Sahip olduklarýn için
þükretmelisin.
Ben de seni seviyorum.
Kapatmalýyým, yine ararým.
Niye--
Niye bu adam, bu insanlar--
Ben ne yaparsam yapayým
oðlumu býraksýnlar ki?
Parayý ödeyeyim, ödemeyeyim,
canýnýz cehenneme diyeyim.
Niye oðlumu geri versinler ki?
Oðlum oradaki her þeye þahit.
Boþuna uðraþýyoruz.
Bunlar-- Onda yedi.
Neler söylüyorsun?
Morlock parasýný alsa da
Sean'u bir daha
görebileceðimizi sanmýyorum.
Tabii hala hayattaysa.
Parayý vermeyeceðini mi
söylüyorsun?
-Hayýr, parayý vereceðiz.
-Dinleyin. Morlock,
parayý alacak adamýn Sean'un
adresini vereceðini söylemiþti.
Oraya gittim, adam bana
silah doðrulttu.
Parayý istiyorsan adresi söyle
dedim. Yüzünü görmeliydiniz.
Ne dediðimi kesinlikle
anlamamýþtý. Kesinlikle.
Bu onun için iþ deðil.
Kiþisel bir þey.
Aileler parayý öderse,
onda yedi ihtimal var.
Ona istediðini verirsek
Sean'u öldürecek.
Ýhtimalleri göz önünde
bulundurmalýsýn.
Bu iþi 18 yýldýr yapýyorum.
Bahis oynuyor olsaydým
her koþulda parayý ödeyenin
üstüne oynardým dostum.
Geriye ceset aldýklarýnda da
bahse girmiþ miydin bilmiyorum.
Çocuðunu tekrar
görmek istiyorsan,
yardýmcý olmalýsýn.
Yerlerinize!
Bana oyun oynayýp paraný
kurtaracaðýný mý sanýyorsun?
Kontr olüm dýþýnda geliþti.
Ben senin dediðini yaptým.
Öyle mi? Böyle mi
oynamak istiyorsun?
Beni kandýrabileceðini mi
sanýyorsun?
Karþýnda kim var sanýyorsun?
Sana sadece parayý takip
edeceklerini söylediler, deðil mi?
Orada sözünü dinlediðin sersem kim?
Ajan mý? Polis yok, FBl yok,
parayý ödersen sorun olmaz demiþtim.
-Þimdi durum biraz deðiþti.
-Ne söyleyeceksen söyle.
-Para.
-Oðlumla konuþmak istiyorum.
FDR yolundan Williamsburg
Köprü çýkýþýna gel.
-Biliyorum oðlumu öldürdün.
-Hiçbir þey bilmiyorsun!
FDR yolundan Williamsburg
Köprü çýkýþ.
-Oðlum öldü! Canýn cehenneme!
-Ne yaptýn?
Lütfen Tanrým.
Baba?
Williamsburg Köprüsü.
Telefonu dinleyen sersemler,
eðer kokunuzu alacak olursam
çocuðun boynunu kopartýrým.
Yalnýz gideceðim.
Anlaþýldý mý?
Helikopter yok, cihaz yok.
Sadece ben.
-Telefonu aldýn mý?
-Evet, aldým.
Sorun yok, deðil mi?
Hayýr, sorun yok.
-John, çekmeye devam et.
-Tanrým, bu gerçekten harika!
Þu anda neredesin?
Bilmiyorum.
Houston Br oadway'e git.
Beni duydun mu?
Planda deðiþiklik yaptým.
Ne?
Televizyonunu aç, beþinci
kanalý. Mutlaka seyret.
Bir saat bile sürmez.
Söylediðimi anladýn mý?
Mullen, ne yapmaya--
Benimki.
WNYW'dan Don Campbell'ý bul.
-Pekala.
-Güzel.
Bob, konuþabilir miyiz?
Tamam. Hazýrlar.
Bay Mullen, sizi þuraya alalým.
Yakanýza mikr ofon takacaðýz.
Kameranýn yanýndan size
iþaret vereceðim.
Hazýr mýyýz?
5, 4, 3 ..
Ýyi akþamlar, özel bir haber vermek
üzere pr ogramýmýza ara veriyoruz.
Bildiðiniz gibi bir gündür
Mullen'in oðlunun kaçýrýlma...
-olayýný takip ediyoruz.
-Pr ogramýmýza devam edeceðiz...
ancak þu anda, sadece kanalýmýzda
izleyebileceðiniz bir haberle
karþýnýzdayýz. Tom Mullen,
Sean Mullen'ýn babasý.
Tom, yayýndasýn.
Artýk tüm dünya oðlum Sean Mullen'ýn
üç gün önce fidye amacýyla
kaçýrýldýðýný biliyor.
Bu oðlumun son fotoðrafý.
Sean þu anda izliyorsan
seni seviyoruz.
Bu da, oðlumu kaçýran
adamý bekleyen þey.
Bu senin istediðin fidye.
Dediðin gibi seri numaralarý
alýnmamýþ iki milyon dolar.
Ama bu parayý eline
alamayacaksýn.
Bu paranýn bir dolarý bile
senin olmayacak
çünkü oðlum için fidye
ödemeyeceðim. Tek kuruþ bile.
Bu parayý, senin baþýn için
ödül olarak koyuyorum.
Ölü ya da diri.
Tebrik ederim, iki milyon
dolarlýk piyango bileti oldun.
Ama seni bulmak piyangoda
kazanmaktan daha kolay.
Ýki milyon dolar için seni ele
vermeyecek birini tanýyor musun?
Hiç zannetmiyorum. Yoktur.
Yani, nereye gidersen git
ne yaparsan yap bu para
sürekli peþinde olacak.
Bunu garantiye almak için,
ilgiyi canlý tutmak için
her Pazar günü tüm büyük
gazetelere tam sayfa
ilanlar vereceðim.
Sen ele geçene kadar.
Ama bu son þansýn. Oðlumu
sað olarak geri verirsen,
bu ödülü geri çekeceðim. Þansýn
varsa, buharlaþýp yok olursun.
Anladýn mý, bu parayý hiç
göremeyeceksin. Bir dolarýný bile.
Doðru olaný yapmak için
hala fýrsatýn var.
Yapmazsan Tanrý yardýmcýn olsun
çünkü baþka hiçkimse olmayacak.
Bu kadar.
Çok ilginç, bu þok bir geliþme.
Fidye iki milyon dolarlýk...
-...bir kelle ödülüne dönüþtü.
-Çok tehlikeli bir þey olduðu açýk.
Her þey olabilir. Tabii biz
Bay Mullen'a iyi þanslar diliyoruz.
Fark ettin mi, çocuðu kaçýraný
iki milyon dolarlýk piyango
bileti olarak tanýmladý.
Çok riskli bir durum.
Þunu kapatýr mýsýn?
Televizyonu kapatýr mýsýn?
Mullen, sen manyaksýn!
-Çocuðu nereye götürdüler?
-Biliyorsun. Konuþtuðumuz yere.
-Bunu yapmak zorundaydým.
-Yapmak zorunda mýydýn?
Yapmak zorunda mýydýn?
Kate, lütfen.
Çok korkuyorum.
Ama biliyorum parayý verirsem
Sean'u öldürecek.
-Ben olsam öldürürdüm.
-Ne dedin sen?
Onun açýsýndan bakmaya çalýþ.
Kendini akýllý zannediyor.
Herkesi idare ediyor.
Her þeyi hallettiðini düþünüyor.
-Benimle oyun mu oynuyorsun?
-Sonra bir anda kalakalýyor...
asla olmayacaðýný düþündüðü
bir þey oluyor.
-Buna bir son vermeliyiz.
-Ne yapýyorsun?!
Fidye yok, para yok, kar yok,
hiçbir þey, sadece hayal kýrýklýðý.
Çünkü çocuðun babasý çýkýyor.
Televizyona çýkarak bir deli...
-...gibi konuþuyor.
-Onu da kandýrdýn deðil mi?
-Bu adam iki milyon dolar?
anýnda harcayabilir ama sorun...
yaratmak için her þeyi göze alýr.
Böyle bir manyakla nasýl uzlaþýrsýn?
Uzlaþamazsýn.
Ve dengeni yitirirsin.
Yere yat. Yat dedim! Sonsuza
dek orada kalmak ister misin?
-Paramý alabildim mi?
-Kýsa süre sonra çocuðu...
sað salim teslim etmediðin
sürece, yeryüzündeki en çok...
aranan adam haline geleceðini
anlarsýn. Ve bu manyak...
seni yakalayana kadar
asla pes etmez.
Kimse beni terk edemez.
Beni bilirsin.
Bu benim iþim.
Bittiði zaman söylerim.
Sözünü geri al.
Hata ettiðini söyle.
Kate, hayýr, yapamam.
Baþka yolu yok.
O benim de oðlum,
parayý vermeni istiyorum.
Onu öldürürler. Lütfen.
Bizim kimsemiz yok.
Onlarýn umurunda mý sanýyorsun?
Bu iþte yalnýzýz.
Oðlumu istemiyor muyum
sanýyorsun?
Onu geri almak için canýmý bile
vermez miyim sanýyorsun?
Kolumu keserim.
Oðlumu geri almak istiyorum.
Bana destek olmazsan dayanamam.
Bana inancýný yitirme.
Bence yaptýðýn yanlýþtý. Oðlunu
daha büyük tehlikeye attýn.
O ödülü geri çekmeni istiyorum,
o herife parayý öde.
Ben oðlunu geri alacaðýna
inanýyorum.
Oðluna kavuþtuðunda
o aþaðýlýk herifi yakalayacaðýz.
Ama, Tanrý esirgesin, eðer oðlun--
Sana yemin ediyorum,
baþka iþte çalýþmayacaðým.
Gerekirse FBl'dan ayrýlýrým
senin özel güvenlik danýþmanýn
olurum ve saðlýðým elverdiði sürece
bu olay üstünde çalýþýrým.
Sen ve Jackie Br own'dan, olayýn
gerçek yüzünden
hiçkimseye söz etmedim.
Belki de hiç söylemeyeceðim.
Hapise girmekten
korktuðumu mu sanýyorsun?
Belediye Baþkaný Baressi
bugün Tom Mullen'ýn kararýna
katýlmadýðýný açýkladý.
Son bilgileri ister misin?
Son iki saat içinde eþinin
televizyona çýkmasýndan sonra,
dört bin kiþi aradý. Kaç kiþi
doðru ipuçlarý verdi dersin?
-Kaç kiþi?
-Hiç.
Ve bu paragöz sersemler aradýkça,
ajanlarým telefona
yanýt verdiði için oðlunuzu
aramaya fýrsat bulamýyor.
Ýnan bana, bugün kocanýn yaptýðý
kadar inanýlmaz bir olay yaþamadým.
Bu bir ailenin çocuðunun
bulunmasýný sabote etmekten...
baþka bir þey deðildir.
Artýk her þey senin elinde.
Kocanla konuþ. Ödülü geri
çekmesini söyle yoksa...
-...baþýmýz büyük derde girecek.
-Peki ya haklýysa?
Ya Sean'u geri vermeye niyetleri
yoksa Kocama güveniyorum.
-Ona güveniyorum.
-Güveniyor musun?
Evet. Ben ona inanýyorum.
Tom'un yanýndayým...
biz her zorluðun
üstesinden geldik.
Her zorluðun Jackie Br own
olayýnda olduðu gibi mi?
Kocan Jackie Br own
konusunda sana ne anlattý?
-Biraz konuþabilir miyiz?
-Evet, tabii.
Hawkins iki milyon bulabilirsem,
parayý benim götürebileceðimi
söyledi. Sadece yarým
milyon bulabilirim.
Özel fondan para
çekebileceðini biliyorum.
Tanrým, Kate dinle lütfen.
Bunu Tom'la konuþmalýsýn.
Söz konusu olan Tom deðil, Sean.
Kate, bunu yapamam.
Bana para vermemeni
söyledi, deðil mi?
O benim patr onum, biliyorsun.
Ye þunu.
Teþekkür ederim.
Tekrarlýyorum, benim
çocuðum olsaydý öderdim.
Ben bu fikri tuttum,
parayý istiyorsan gel al.
Parayý almaya geldiðinde
onu gebertirler umarým.
Br onx'taki dostlarýmý toplardým.
Gebertinceye kadar döverdik.
Bence oðlunun hayatýný
tehlikeye atýyor.
Bence aptallýk. Oðlunun hayatý
tehlikede. Öde ve oðlunu kurtar.
Gerekirse dilenirim, çalarým,
borç alýrým. Bence ödemeli.
Bugün bir adam
evime telefon etti.
Posta kutuma bakmamý söyledi.
Bunu sizden baþkasýna
vermememi söyledi.
Polisin bundan haberi olursa
Bay Mullen'ýn haberi olursa,
-Sean'u öldüreceklerini söyledi.
-''Anne, öðlen 2'de. Yalnýz gel''
Kimsiniz?
Çok basit. Bu saçmalýktan
fazlasýyla sýkýlmaya baþladým.
Her þey sana baðlý. Kocanýn
ödülü geri çekmesini
paramý vermesini saðla, yoksa
New York'un her tarafýndan
oðlunun parçalarýný toplarsýn.
Kurþun harcamayacaðým.
Sadece býçaðýmý
bileyeceðim.
Sesini hiç yükseltmedi mi?
Hayýr, fýsýltýyla konuþtu.
Çok alçak sesle.
Laboratuvara göndereceðiz.
Ýþini kurtarmak için para verdin.
Oðlunu kurtarmak için
niye vermiyorsun?
Ben evlilik danýþmaný deðilim.
Oðlunu kurtarmak için buradayým.
Özür dilerim.
Umarým beni baðýþlayabilirsin.
Þimdi yapacaklarým için de.
Bunu laboratuvara gönderin.
Kan grubunun dýþýnda
þeylere de baksýnlar.
Nereye gidiyorsun?
Harekete geçmeden
önce biraz düþün.
Bir açýklama yapacaðým.
Söyleyeceðim þu.
Daha önceki açýklamamýn
boyutunu büyütüyorum.
Ve ödül parasýný arttýrýyorum.
Ýki milyon dolar arttýrýyorum.
Oðlumu geri istiyorum.
Teþekkürler.
Son haberlere göre, Tom Mullen
oðlu için koyduðu ödül parasýný
iki milyon dolar
arttýrdýðýný açýkladý.
Nereye gidiyorsun?
Hayatýmý mahvettin.
Bunu kim için
yapýyorum sanýyorsun?
Bu akþam þaþýrtýcý bir geliþme oldu
ve Tom Mullen ödül parasýný
ikiye katlayarak--
Ne?
-Oðlunla konuþmak ister misin?
-Ýsterim tabii.
Baba?
-Nasýlsýn, oðlum?
-Dinlemek istiyorum.
-Bu kadar yeter.
-Hayýr, oðlumu ver.
-Onunla konuþmak istiyorum.
-Konuþtun ya.
Þimdi, beni çok iyi dinle.
Parayý vermek için son þansýn yoksa
bir daha onunla konuþamazsýn.
Artýk oyun istemiyorum.
Bu son fýrsatýn. Kararýn ne?
Hayýr. Ödemeyeceðim!
Ona elini süremezsin...
o kadar aptal deðilsin.
Sana çektireceklerimi...
-...tahmin edebiliyor musun?
-Karýna bak! Suratýna bak!
Oðluna neler yapabileceðimi
anlarsýn.
Aradýðýn yer karanlýk mý?
Perdeler çekili mi?
Mahzen gibi bir yer deðil mi?
Maðara gibi. Alýþsan iyi olur.
Karanlýkta sürünmeye alýþmalýsýn
çünkü ülkenin en iyi ödül
avcýlarýný peþine takacaðým.
Ömrümü seni bulmaya adayacaðým.
-Anladýn mý?
-Aklýný baþýna topla!
Tehdit edebileceðini mi
sanýyorsun?
Karþýnda kim var sanýyorsun?
Parayý öde!
Senin de paranýn da
caný cehenneme!
Seninle ayný dili
konuþmuyor muyum geri zekalý!
-Para mara yok!
-Beni dinle. Þu anda acý
çektiðini mi sanýyorsun? Acý
çekmenin ne olduðunu bilmiyorsun.
Parayý bir saat içinde
almazsam, çocuk ölecek!
Oðlumu geri alamazsam, kýsa süre
içinde intihar et daha iyi.
Çünkü seni yakaladýðýmda,
iþkence ederek öldüreceðim.
Seninle iþim bittiðinde, keþke
hiç doðmasaydým diyeceksin.
Kelleni kazýða çakacaðým.
Anlaþýldý mý?
Canýn cehenneme!
Çocuðu hemen öldüreceðim!
Onu öldürürsen, kendini de
öldür aþaðýlýk herif!
Oðlumu ver bana!
-Oðlunu mu istiyorsun?
-Evet!
-Oðlunu mu istiyorsun?!
-Baba!
Tanrým. Hayýr!
Geberteceðim seni Mullen!
Seni aþaðýlýk herif!
Oðlumu öldürdün!
-Ýkiniz de beni dinleyin!
-Onu sen öldürdün!
-Onlar deðil sen öldürdün!
-Tamam. Bir þey yok.
Sadece onunla konuþmak
istemiþtim.
Konuþacaksýn hayatým.
-Çocuðu ne yapacaðýz?
-Beni ilgilendirmiyor artýk.
Kimseyi teþhis edemez nasýl olsa.
Tanrým. Lütfen yardým et.
Tamam, aðlama artýk.
Güney 44'ten merkeze.
Güney 44 dinliyorum.
2627, 18'nci cadde. Acil durum,
yardýma ihtiyaç var.
Evde silahlý adamlar var,
çocuk kaçýrma olayý olabilir.
Tekrarlýyorum,
çocuk kaçýrma olayý.
Acil durum, sivil
polis memuru.
-Polis!
-Kahretsin!
-Hemen arabadan inin!
-Gazla dostum. Hadi!
Silahýný at!
Çabuk!
Temiz!
Polis! Kýpýrdama!
Durun! Ben polisim!
Ateþ etmeyin! Ben polisim!
Çocuk iyi.
Ben polisim.
FBl. Yol açýn.
Yanýmdan ayrýlmayýn.
Oðlum nerede?
Aman Tanrým!
-Oðlum nerede? Sean nerede?
-Evde. Ýçeride.
Ben babasýyým.
Kimsiniz?
-Benim. Baban.
-Baba?
Oðlum iyi mi? Kaldýrabilir miyim?
Sarýlabilir miyim?
Bir þeyi yok.
Sadece elinde kesik var.
-Þu an kendinde deðil.
-Tamam oglum, bir þey yok.
-Yanýmýzdasýn, bizimlesin artýk.
-Merhaba, anne.
-Merhaba birtanem.
-Bitti artýk.
-Beni eve götürün.
-Elbette.
-Beni eve götürün.
-Tamam caným.
-Seni seviyorum.
-Ben de seni.
Annen yanýnda, Sean.
Her þey yolunda.
-Yarasý aðýr mý?
-Ýyileþecek. Kenara çekilin.
Bay Shaker?
Teþekkür ederim.
Teþekkür ederim.
Tom, benimle gel.
Onu tanýyor musun?
Evet, tanýyorum.
Aman Tanrým,
benimle çalýþýyordu.
Ýyi misin?
lþýðý açýn!
Tamam, oðlum.
Karanlýktan korkuyorum.
Karanlýðý sevmiyorum.
-Tamam.
-lþýk açýk kalsýn.
Tamam, açýk býrakýrýz.
Sürekli açýk olur, tamam mý?
Sonra tek hatýrladýðým,
biri bana ateþ etmeye baþladý.
Diðeri ise, arabayý üstüme sürdü.
Ben de yapmam gerekeni yaptým.
Peki ya kadýn?
Yediðim kurþunun
etkisiyle döndüm.
O ana kadar kadýn
olduðunu bilmiyordum.
Jimmy dürüst bir polistir.
Harika bir iþ baþardý.
Hayýr, bir tane.
Diðerini iptal et.
Hayýr. Yalnýzca gidiþ.
Evet, Bay Kene.
Teþekkürler.
Mullen'ýn kaçýrýlmasýyla ilgili
olayda Maris Connor çeliþkisi
devam ediyor. Daha önce suç kaydý
olmadýðýndan, yetkililer ailesini
ve arkadaþlarýný sorguya aldý,
diðer þüphelilerle olan
baðlantýsý çözülmeye çalýþýlýyor.
Bugün yapýlan açýklamaya göre
incelemeler devam ediyor.
Diðer þüphelilerin
araþtýrýlmasý da bitmiþ deðil.
Dedektifler Mullen olayýnýn
elebaþýsýnýn hala serbest
dolaþýyor olabileceðini düþünüyor.
Becerebilecek mi?
-Üþüdün mü caným?
-Evet, ellerim üþüdü.
-Eve gidelim mi?
-Hayýr.
Emin misin? Gözünü kapatýyorsun.
Güneþ rahatsýz mý etti? Þunlarý tak.
Gidip eldivenlerini getireyim.
Sen çalýþ, hemen dönerim.
Bak bakayým. Gözlükler
sana çok yakýþtý.
Benimkine bak. Görebiliyor musun?
T ýpký babana benzedin.
David þu anda buna konsantre
olmam çok zor. Bekleyemez mi?
Boþver öyleyse. Ýstediðini ver.
Dinle, Sean parkta bekliyor.
Sonra ararým David.
Az önce kapýdan aradýlar.
Bay Shaker görüþmek istiyormuþ.
-Rahatsýz ettiysem üzgünüm.
-Hayýr, kesinlikle. Girin.
Sizinle konuþmak istiyorum.
Buyrun. Omzunuz nasýl?
-Önemsiz bir þey, ölmem.
-Bu kadar çabuk ayaða...
...kalkmanýza þaþýrdým.
Fatima, bu Jimmy Shaker.
-Çok memnun oldum. Onur duydum.
-Teþekkürler.
-Oðlunuz nasýl?
-Ýyi sayýlýr.
Olanlarý düþünürsek,
iyi sayýlýr.
Affedersiniz, ben Pazartesi
görüþeceðimizi sanýyordum.
-Karýþtýrmýþ olabilirim.
-Haklýsýnýz. Pazartesi demiþtik.
Bakýn, hakkýmda yanlýþ
fikirler edinmenizi istemem
ama bugün halledebileceðimizi
umuyordum. Yani ödül iþini?
Çünkü itiraf etmeliyim ki çok
sýkýldým, basýn sürekli peþimde.
Anlýyorum. Hepsi delirmiþ.
Hiç sorun deðil. Benimle gelin.
Böyle þeylere alýþýk deðilim.
Buradan gitmek istiyorum.
Ben yalnýzlýðý severim.
Doðrusunu isterseniz daha
önce kimseyi öldürmemiþtim.
Alýþmakta zorlanýyorum.
Buna üzüldüm.
Bunu yapmýþ olmanýza seviniyorum.
Ama durumunuza üzüldüm.
-Oturun lütfen.
-Teþekkürler.
-Adýnýz Jimmy mi? James mi?
-James.
James yazýn.
-Özel bir þey sorabilir miyim?
-Tabii.
Fidyeyi niye ödemediniz?
Çünkü karþýmda bir pislik vardý.
Hiçbir þey onlarý
tatmin etmeyecekti.
Komik olan, anlaþmaya
sadýk kalacaklarýný hissetsem...
-...on katýný öderdim.
-Gerçekten mi?
Gerçekten.
Beni asýl üzen ölen kadýn.
Bir sene içinde bu eve
beþ altý kere geldi. Ýyi biriydi.
Ýnsanlar belli olmuyor.
Ýnsanlar nasýl bu kadar
soðukkanlý ve ikiyüzlü...
olabiliyor anlamýyorum.
Sürtük.
Ölülerin arkasýndan konuþulmaz
ama hepimiz biraz ikiyüzlüyüz.
Hayatta kalma mücadelesi.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Bir polis olarak yýllardýr
duyduðum laflarý bir bilseniz.
Tom, eldivenleri boþver.
Eve gelmek istedi.
Bay Shaker burada.
Tanrý sizi korusun.
Teþekkür ederim.
Rica ederim.
Sean'la tanýþmalýsýnýz.
Gidip getireyim.
Hayýr, yeterince heyecan yaþadý.
Onu rahat býrakalým.
Doðru, yeterince heyecan yaþadý.
-Bir þey ikram edebilir miyim?
-Hayýr, teþekkürler.
-Ne kadar teþekkür etsek azdýr.
-Rica ederim. Önemi yok.
Peki.
Aþaðýdaki eþyalarý almama
yardým eder misin?
Hemen geliyorum.
Evet, oldukça yüklü
bir paranýz olacak.
Sorun olmaz.
Herhalde gitmek istersiniz.
Sizin için yapabileceðim baþka
bir þey yoksa tabii.
Güzel. Asalaklarýn sizi
çýldýrttýðýný biliyorum.
Arka kapýdan çýkabilirsiniz,
gazetecilerle karþýlaþmak--
Bu çekin deðeri yok Tom.
Çekip gideceðimi mi sandýn?
Arkamdan telefon edeceksin.
Çeki paraya çevirirken þehrin
tüm polisleri beni bekleyecek.
Yalanlarýný bana yutturamazsýn.
Kapa çeneni!
Kahretsin!
Kim olduðumu biliyorsun.
Þimdi yerine otur.
Herkes kazançlý çýkacaktý.
Ama ne olduðunu çözmen
gerekiyordu, deðil mi?
Bu yüzden þimdi küçük
bir sorun yaþýyoruz.
Fidyeyi neden ödemediðini
tekrar söyle þimdi.
-Bence anlaþabiliriz.
-Söyle! Karþýndaki adam neydi?
-Oðlumu kaçýrmýþtýn.
-Pisligin ne olduðundan...
haberin yok aþaðýlýk herif!
Sen ne dediðinin farkýnda mýsýn?
Hiç zannetmiyorum.
Oturduðun þu eve bir baksana.
Havayolu þirketi sahibi.
Tek çocuðu için bir dolar...
-...bile ödemeyi reddediyor.
-Oðlumu geri alabilecek miydim?
Gazeteleri okudun mu?
Televizyon seyrettin mi?
Ben vuruldum. Oðlunu kurtarmak
için hayatýmý tehlikeye attým.
Kurþun yedim ama sen beni
paramdan etmeye çalýþýyorsun.
-Burada ne var?
-Nereye gidiyorsun?
-Karýn ve ufaklýk nerede?
-Ödeyeceðim. Hemen!
Ödeyeceksin tabii.
Hemen þimdi.
Parayý aktarabileceðim bir
hesabýn var mý?
Her þeyi planlamýþ olmalýsýn.
Aptal biri deðilsin.
Þimdi birlikte, bankama
gideceðiz parayý hesabýmdan
hesabýna aktaracaðýz.
Bir dakika sürmez, çok kolay.
Birlikte bankaya gideceðiz
ve aktaracaðýz.
Telefon et.
Buradan aktar.
Hayýr, bankaya gidip yapacaðýz.
Paraný alacaksýn.
Karþýlýðýnda tek istediðim
evimden hemen çýkman.
-Kararlarý sen veremezsin.
-Peki ne duruyorsun?
Hadi vur beni öyleyse! Lanet
olsun! Canýn cehenneme!
Telefon falan etmeyeceðim.
Anladýn mý? Etmeyeceðim.
Ýstersen öldür. Hadi ateþ et.
Beni öldürsen de öldürmesen de
bir þey deðiþmez. Her koþulda
yakalanmayacaksýn.
Ama benimle birlikte bankaya
gelip dört milyonla
kaçabilirsin ya da beni
öldürüp cüzdanýndaki
parayla kaçarsýn. Karar senin.
Hadi Jimmy, bankaya gidelim.
Yüce Tanrým.
Ben istediðimi elde ettim.
En önemlisi oðluma kavuþtum.
Ve onu sen kurtardýn.
Özel uçaðým var. Seni
istediðin yere götürebilirim.
Hala kazanabilirsin.
Düþün, kazanma þansýn var.
Dediðin gibi olsun,
bankaya gidiyoruz.
Bir terslik olursa, arkaný
döndüðünde orada olmam.
Böyle bir þey olursa,
bundan böyle,
oðlun her evden çýktýðýnda,
okula gittiðinde, oyuna gittiðinde
arkadaþlarýyla gittiðinde,
bir kitap almaya gittiðinde
kendi kendine
''acaba bugün Jimmy Shaker'ýn
günü mü'' diye soracaksýn?
Bir kere kaçýrdým,
tekrar kaçýrýrým.
Kaçýrdýðýmda ise,
senden para istemem artýk.
-Bilmem anlatabildim mi?
-Evet.
Bu Maris için.
Havaalanýný ara.
-Nereye gidiyoruz?
-Meksika. Guadelahara.
David, ben Tom. Uçaðý hazýrlat.
Guadelahara'ya gideceðim.
Evet, bir iþ çýktý. Þu anda
bankaya gidiyorum.
-Çocuðu kaçýran yanýnda mý?
-Elbette.
Sonra açýklarým, Kate'ye
haber ver. Hoþçakal.
Anton, Mullen'ýn evini ara.
Sean ne oldu caným?
Saðýma geç.
Ne yapýyorsunuz?
Oraya park edemezsiniz.
Bankaya gireceðiz,
beþ dakikada çýkarýz.
Shaker?
Nasýlsýn Jimmy?
Tanýþtýðýmýza sevindim.
-Evet, ben de.
-Nasýlsýnýz Bay Mullen?
-Memnun oldum.
-Elini sýkmak isterim patr on.
-Seninle gurur duyduk.
-Ben sadece görevimi yaptým.
-Nasýl polis ama Bay Mullen?
-Ne diyebilirim? Çok baþarýlý.
Peki arkadaþlar,
kendinize iyi bakýn.
Bay Mullen, bu ne güzel
sürpriz. Hoþgeldiniz.
Bankada hala param var mý?
Bay Shaker'la küçük bir iþim var.
Bay Shaker, elbette.
Buyrun efendim.
Harika. Tamam bu kadar yeter.
Artýk paralarýný verelim.
Anlayýþýnýz için
çok teþekkürler.
Tüm ekiplere, Dedektif
James Shaker aranýyor.
Beyaz erkek, 41 yaþýnda, üstünde
siyah ceket, beyaz gömlek var.
Madison ve 90'ncý sokakta
olduðu ihbar edildi.
Þüpheli silahlý bir
New York polisi.
Enter'a bastýðýnýz anda,
para sizin. Dört milyon.
-Tebrik ederim.
-Teþekkürler.
Shaker! Neler oluyor?
Az önce bir ihbar geldi.
Bugün benim doðum günüm,
arkadaþlar bir sürpriz hazýrlamýþ.
-Merak etmeyin ben hallettim.
-Biraz konuþabilir miyiz?
Seni teslim etmek zorundayýz.
Shaker kýpýrdama!
Burada!
Silahýný at! Silahýný yere at!
Silahýný at hemen!
Tom! Benim Lonnie! FBl!
Ateþ etmeyin. Silahý yere at.
Silahý at Tom,
oradan uzaklaþ!
Mullen, o lanet olasý
silahý yere at!
-Çekil Mullen!
-Hadi Tom!
Hadi at o silahý.
Hadi, bana doðru yürü.
Aptalca bir þey yapma.
Silahýný býrak Tom.
Yere yat Shaker! Yere yat!
Tom, silahý at hemen!
Çok güzel.
Þimdi uzaklaþ, Tom.
Tom Mullen bizimle çalýþýyor!
Çekilin! Hayýr!