Tip:
Highlight text to annotate it
X
Sahne 6.
Harry, Ron, Draco, Neville, Luna, Seamus, Dean, Cho, Lavender, ve Hogwarts'ın diğer öğrencileri...
Kızlar tuvaletinde sıkı bir grup şeklinde durmaktadır.
İşte. Yılanın resmi. Çataldiliyle konuş ve oda açılıyor.
Hadi yapalım şunu. Voldemort batıyor. Hadi!
Sırlar Odası'nın kapısı açılır ve içeriye adım atarlar.
Oda karanlık, ıslak ve soğuktur.
Pekala millet. Birbirinizden uzaklaşmayın.
Harry Potter, sağ kalan çocuk.
Yeniden karşılaştık.
Uçan bir günlük mü o?
Has!
Bu çok garip!
Hay!
Seni durdurmak için döndüm! Seni daha kaç kere öldürmem gerekiyor Voldemort?
Birden fazla olduğu kesin, Potter!
Gerçekten bir şansın olduğunu mu sanıyorsun? Seni çoktan yendim! Gerçek seni. Şu an sadece bir hayaletten ibaretsin.
Şimdilik. Yakında Diriltme Taşı'nı bulacağım ve geri geleceğim.
Yoksa...
bu keratadan mı bahsediyorsun?
Evet!
Mutluluğunu bozmak istemem ama bu çalışmıyor bile Voldemort. Sadece ruhları geri getiriyor. İnsanları mezardan kaldırmıyor.
Ne duydun bilmiyorum ama bu sadece boktan bir taş.
Ah, ama boktan değil işte.
Sensin boktan!
Aslında o çalışıyor. Dumbledore sadece nasıl kullanacağını bilmiyordu.
Hayatını yeniden kazanmak için, başka birininkini almalısın.
Ben de onunkini kullanayım diyorum!
Ginny! Ginny, kendine gel! Ona ne yaptın?
Bütün sene etkim altındaydı.
O artık benim kölem.
Ve sana gerçekten teşekkür etmeliyim, Harry.
Aslında, onu bana veren sendin.
Artık bana ait.
Ve o taşı ele geçirdiğimde, hayatını tamamen elinden alacağım.
Ve böylece geri döneceğim. Ve onun iskeleti sonsuza dek bu odada kalacak.
Taşı alamayacaksın, Voldemort. Bütün okul arkamda benim. Bu sadece ikimiz arasında değil.
Haklısın. Bu ikimiz arasında değil.
Bu senin... benim... ve devasa yılanımın arasında!
Sizi yakalayacağım, aptal insanlar!
Alın sssize!
Vay anasını!
O yılan neredeyse bu yılan kadar büyük!
Seamus! Taşlaştı!
Ona bakmayın! Bakarsınız sizi de taşa çevirecek.
Tamam. Sırlar Odası canavarını nasıl yeneceğiz? Ona bakamıyoruz bile.
O yaratığın adı Basilisk.
Derisine işleyebilcek kadar güçlü tek şey Gryffindor'un kılıcı.
Dinle! Derler ki en doğru Gryffindor kılıcı benim içimden çekebilirmiş.
Ha?
Deneyim bir!
Kılıç nasıl sana girdi, Sorty?
Buna biraz ben sebep olmuş olabilirim.
Ben deneyeyim!
Hiçbir şey yok.
Pekala, ben deneyeceğim!
Yok.
Harry, hala korkuyorsun.
Hala kendinden emin değilsin.
Buldum seni!
Eğer onunla savaşacaksak birinin gidip onun gözlerini kapamalı.
Çekilin yoldan, çocuklar!
Scarfy!
Neden bu kadar cesur olmak zorundasın?
Beni Gryffindor'a koyan sendin.
Ve bu eski şapkaya aşkı öğreten de sendin.
Dikkatli ol!
Olacağım!
Al sana seni pis yılan!
Ah! Göremiyorum!
Işıkları kim söndürdü?
Kör oldu! Herkes üstüne büyü atsın!
[Büyü, Büyü, Büyü... Pow, Pow, Pow]
Hey, siz buraya beni incitmeye mi geldiniz?
Odam bir sırken daha mutluydum!
Büyülerimiz bir işe yaramıyor. Kabuğu çok sert.
En azından bizi göremiyor. Herkes sessiz olsun!
Ha? Hey...
Nereye gittiler?
Marco.
Polo.
Yakaladım seni, sazan!
Has!
Sen!
Bak bak, Tom Riddle.
Ah! O ismi kullanmaya nasıl cüret edersin?
Saçını kestirmiş, gömleğini çıkarmış ve harika bir pelerin giymiş olabilirsin...
Ama sen hala o yıllar öncesindeki kafası karışık yetim çocuksun.
Kapa çeneni!
Ama dünya hakkında yanılıyordun, Tom.
Aynı kendin hakkında da yanıldığın gibi.
İnsanlar seni gerçekten önemsiyordu.
Dumbledore önemsedi. Ben önemsedim.
Ve bence sen de insanları önemsiyorsun,
Derinlerde bir yerde. Ve sanırım bunu biliyorsun.
Öyle mi?
Bu nasıl önemsemekmiş?
Avada Kedavra!
Scarfy!
Hayııııır!!!
Evet!
Şimdi bana taşı ver, Potter!
Yılan!
Evet, efendim.
Ver şunu!
Ver dedim!
İşin bitti, Potter!
Beni durduramazsın!
Unuttun mu? Seni seçilmiş kişi yapan her şeyi kaybettin.
Kabul et! Sen bile kim olduğunu bilmiyorsun.
Ah.
Öyle mi dersin?
Ben...
Harry...
Lanet Potter'ım!
HARRY LANET POTTER!
Evet! Ha, ha, ha.
Basilisk ve Harry yere düşer.
Basilisk ölmüştür, ama Harry de ölüyordur.
Voldemort Diriltme Taşı'na doğru yürür.
Ve onu alır.
Sonunda!
Benimsin!
Köle!
Harry Potter'ın son gördüğü şeyin...
Kız arkadaşının hayatını emişim olmasını istiyorum.
Teşekkürler bebeğim. Çılgın bir sene oldu.
Hey, Harry...
Söyle bana! Nasıl bir his...
Kaybettiğini bilmek?
Buradan çıkıp dünyaya hükmedeceğimi bilmek?
Ve tüm bunları yaptığımda senin hikayeni tamamen yer yüzünden sildireceğimi?
Kimse seni hatırlamayacak!
Kimse umursamayacak.
Ben sonsuza dek yaşarken...
Senin için... bu senin sonun, Harry Potter.
Eh, Voldemort...
Eğer Harry Potter sonsuza dek yaşayamazsa...
O zaman sen de yaşayamazsın!
Ne?!?
Harry Gryffindor'un kılıcını kaldırır ve günlüğe saplar.
Hayıııır!
Günlükten kan çıktıkça Voldemort can çekişmeye devam eder.
Voldemort'un göğsü patlayarak açılır.
Göz kamaştırıcı beyaz bir ışık çıkar.
Çaresizce feryat ederken Voldemort'un vücudundan parçalar kopmaya başlar.
Yüzü taneciklere ayrılır ve yerinde sadece çığlık atan iğrenç bir kafatası kalır.
Hemen sonra tüm derisi alev alır.
Yanan iskeleti ufalanıp kanlı, yeşil, yapışkan bir maddeye dönüşür.
Joe Walker ölür!
Harika...!
Harry!
Hayır. Harry!
Harry, hayır, hayır ölme! Ölme!
Her şeyin bir sonu var, Ron.
Bu benimki.
Hey... Beni geri getirdiğin için teşekkürler.
Sorun değil dostum. Sana şimdi veda edeceğimi düşünmemiştim.
Sanırım artık vakit geldi... vedanı et, dostum...
Yaşlı Hagrid'in bir iki lafı olmazsa tabi!
Son gelecek, Harry. Ama bugün değil, bugün değil!
Ceketinin içinden Hagrid Anka kuşu Fawkes'u çıkarır.
Kuş, Harry'nin yaralarını büyülü göz yaşlarıyla tedavi eder.
İşte böyle, Fawkes!
İyi ağla, aynen öyle! Dök içini.
Ha?
Siyah ekran!
Çikolatalı kurbağalar! Harry Potter başardı, milllet!
Oh, Harry Potter!
Ginny, çok özür dilerim, tüm yıl kötü bir ruh hali içindeydim.
Seni terk etmenin bana yarar sağlayacağını düşündüm ama yanılmışım. Tekrar çıkmak ister misin, belki?
Sahi mi söylüyorsun?
Eh, ne derler bilirsin.
Eski bir şapka olmakta hiçbir sakınca yoktur.
Ah tanrım!
Gidip bunları günlüğüme yazmak için sabırsızlanıyorum!
Ama Hagrid,
Scarfy ne olacak?
Üzgünüm, çocuklar. Anka'nın göz yaşları kıyafetlerde işe yaramıyor.
Scarfy...
Yaşadığı gibi öldü, tedbirsiz ve cesurca.
Siz çocukların bir an bile üzülmesini istemezdi.
Sizlerin...
neşeli olmasını isterdi!
Bakın!
Görüyorsunuz ya Bay Shacklebolt, Harry Potter Sırlar Odası canavarını yendi!
Okul güvende, yıkılmak zorunda değil!
Öyle görünüyor.
Ama siz çocuklar...
Adamlarımı dağıtıp geçmeler...
Tek başınıza devasa yılanla savaşmalar...
ve bakanlığın emirlerine direk karşı çıkmalar...
Bunların hepsi ağır suçlar! Bu yüzden sizlere...
Hepinize birer madalya vermek lazım sizi küçük kahramanlar!
Hava saldırısını durdurun çocuklar! Hogwarts'ın bir yere gittiği yok.
Ayık olun!
Yaşasın!
Bu bir mucize! Taşlaşan tüm öğrenciler hayata geri döndü.
Colin Creevey hariç, ne yazık ki o öldü.
Yaşasın!
Siyah ekran!
Sırlar Odası'nın başından beri kızlar tuvaletinde olduğuna inanamıyorum.
Sanırım söylentiler doğru.
Salazar Slytherin küçük kızları işerken izlemek için burayı inşa etmiş.
Hermione!
Bekle... bu da ne? Bir yüzük mü?
Gerçek bir Gryffindor'un benden kılıcı çıkarabildiği gibi, derler ki...
Gerçekten aşık olan biri Scarfy'nin kıvrımlarından büyülü bir yüzük çıkarabilirmiş.
Onun sana son hediyesi, Ron.
Sanırım onunla ne yapacağını biliyorsun.
Sanırım öyle.
Bir şeyleri açıklamam gerekiyor.
Hayır, Ron!
Hiçbir şeyi açıklamak zorunda değilsin.
Taşken her şeyi görüp duyabiliyordum.
Büyücü-polislere çoktan Bay Filch'in bana ne yaptığını söyledim ve şu an tutuklanıyor, yani...
Ama şunu da biliyorum ki, Ron Weasley,...
Harry'yi okulu ve beni kurtarmak için geri getiren sendin.
Evet. Ben... bir dakika, Filch ne yaptı sana?
Ron... Düşünüyordum da biliyor musun? Gilderoy Lockhart ucubenin teki.
Ve kitapları iğrenç!
Benimle kalmak ister misin...
Evliliğe kadar bekleyecek olsam da?
Eh...
Çok beklemek zorunda kalmayacaksın!
Hermione Jean Granger,...
Bir öpücük daha istiyorum.
Yani benimle evlenir misin?
Ve benimle!
Evet!
Evet! Büyücü tanrım, evet!
Başardım! Evet dedi! Hey!
Kapat o pis çeneni!
O bana evet dedi!
Hayır, bayım!
Asıl bana evet dedi!
Ah tanrım!
İki çocuk da öpücüklerimi istiyor. Katniss'in neler hissettiğini anlıyorum şimdi.
Yaşasın!
Bu kadar, çocuklar.
Son senemiz... sona erdi.
Sanırım hepimiz mezun olduk.
Ve Voldemort sonsuza kadar gitti.
Tabi ruhunun başka bir parçası bilmediğimiz bir yerlerde gezinmiyorsa...
Sanmıyorum.
Sanırım bunun anlamı, ah...
Kaymakbiraları benden!
Yaşasın!
Hayır, hayır, hayır!
Buna izin verirsem nasıl bir müdüre olurum?
Kaymakbiraları benden!
Yaşasın!
Gittiğini görmek istemiyorum Ama bu sonsuza dek değil, sonsuza dek değil!!
Öyle olsaydı bile, biliyorsun Bunun beni üzmesine izin vermezdim.
Nereye gitsem kendimi İyi hissettiren parçamsın benim.
Bu yüzden ağlamamaya çalışacağım Çünkü şimdi veda etmenin zamanı geldi...
Hoşçakal, Seamus. Seni özleyeceğim, dostum.
Pekala.
Dean! Parlak çocuk.
Seni seviyorum, adamım!
Ben seni seviyorum!
Seni deli kadın!
Neville, seni bile özleyeceğim, ahbap.
Hoşça kalın, Bay Potter.
Görüşürüz, dostum.
Hoşça kal, Luna.
Sayonara, Harry Potter...
Hoşça kal, Cho.
Galiba veda vakti geldi ha?
Voldemort'a nasıl da gününü gösterdin ama, değil mi?
Benim düşmanım olmak oldukça tehlikeli bir şey.
Bu yüzden iyiki de sen ve ben... arkadaşız.
Hadi çocuklar... Sırada ne var gidip görelim.
Gitmeye hazır mısın, dostum?
Evet, evet, hazırım, sadece, ah...
Kendine iyi bak, Hogwarts.
Her şey...
kesinlikle harikaydı.