Tip:
Highlight text to annotate it
X
Joon-suh, senin küçük kardeşin, şirin değil mi?
Geri döneceğim sakin bir yere gitme.
Burada oynamamalısın.
Bunları sen mi düşürdün?
Bölüm 1
Yoon Joon-suh, aptal şey...
Yoon Joon-suh... Burada ne yapıyorsun?
Bu mektubu sen mi attın?
Üzgünüm. Mektubu atmak istemezdim...
...fakat üzerinde gönderenin adı yoktu. Onu sana ben göndermedim.
Benden hoşlanmıyor musun?
Başka birisi var.
Burada ne yapıyorsun?
Al.
Bunu sen yaptın değil mi?
- Ne oldu? - Anlat bakalım.
Bu ne? Bu bizimkiler mi?
Ne oldu? Ne olduğunu söyle bize.
Açmamış bile. Şapşal şey.
Bunu nasıl yapar?
Beni bekle.
Joon-suh, bisikleti iyi süremiyorum.
Yine hoşlanmadığın birşey yaptım.
Yaptığıma pişmanım.
Ama bu tam olarak benim hatam değil.
Sana karşı gelmekle hatalıyım. Ama kızların hedefi olmamak için...
...bir tane kız arkadaşın olmalı.
Çöpçatanlıktan yoruldum.
Şey, ben...
Umarım bana bir şanş verirsin.
Affedildin.
Çok kolay oldu.
Bu arada, o kız kim?
Kız mı?
Birisi olduğunu söyledin.
Sessiz ol.
O kız kim?
Bu bir sır.
Anneme ve babama birşey söyleme.
Bunu düşüneceğim.
Yoon Eun-suh.
Düşüneceğim.
Pekala, bahsi kaybedersen anlatmayacaksın.
Kabul.
Hazırım.
Yine kaybettim.
Neden hep ben kaybediyorum?
Daima taşı seçtiğin için.
Yağmur yağıyor.
Yağmur neden durmuyor?
Duş aldığımızı düşün.
Tamamen ıslandım ve eteğim ağır geliyor.
Ne yapıyorsun?
Sakin ol.
Etrafta kimse yok, korkma slip giyiyorum.
Slip mi?
Ne zamandan beri slip giyiyorsun?
Artık büyüdüm.
Neye bakıyorsun?
Abinin sevdiği biri var mı?
Benden saklıyor.
Peki sen birini seviyor musun?
Evet.
Kim? Ben tanıyor muyum?
Joon-suh.
Bakayım bir.
Ne zaman büyüdü bunlar?
Bilmiyorum.
- Belki seninkiler kadar olur. - Seni yumurcak.
Arkanı dön, anne.
Koleje gidince erkek arkadaşın olursa, bunu ilk önce bana söyle.
Söyleyeceğim.
Anne, çok zengin olacaksın.
- Neden? - Çok iri kulak memelerin var.
Büyükaneninkilerde böyleydi.
Gerçekten mi? Ama benimkiler küçük.
Gerçekten mi?
Büyük olmalılar. Ne zaman küçüldüler acaba?
Galiba senin kızın değilim. Sana hiç benzemiyorum.
Evlatlığım heralde.
Ne?
Benim tatlı Eun-suh'um.
Ah! Şiştim.
Anne, çok fazla yedim.
Çok ye ki, ergenliğe çabuk gir.
Anne!
Tatlım, Eun-suh neredeyse ergen...
Ergen...
- Ergen mi? - Anne.
- Göğüsleri. - Göğüsleri mi?
Dur bakayım bir.
- Anne. - Joon-suh yapma.
Yine sınıf başkanı seçilirsem, derslerime dikkat edemeyebilirim.
Fakat herkese yardım edeceğim.
Bunu nasıl buldun?
Bu fikrinin iyi olduğunu söyleyeceğimi mi düşünüyorsun?
Asla seçilemeyeceğimi düşünüyorsun, değil mi?
Sende seçimi kazanıp ona göstereceğini düşünüyorsun, değil mi?
Choi Shin'e karşı kaybetmemi istiyorsun, değil mi?
Choi Shin mi?
O benim rakibim.
Rakibin seni zorluyor mu?
Hayır.
Hey.
- Bana mı söyledin? - Evet.
Ne var?
Sana birşey sormak istiyorum.
Koridordaki resmini çok beğendim.
Öyle mi?
Resim yarışmasına katılmak için banada bir resim yapmanı istiyorum.
Daha önce hiç tanışmadık, değil mi?
Hayır.
O zaman bunu neden yapayım ?
Çok meşgulüm. Üzgünüm.
Shin-ae. Choi Shin-ae.
Dur.
Onun ismi Choi Shin-ae mi?
Evet.
Yani ikinci sınfta.
Yoon Eun-suh.
Choi Shin-ae.
Yoon Eun-suh.
Choi Shin-ae.
Bu da son oy.
Yoon Eun-suh.
Yoon Eun-suh'un 29, Choi Shin-ae'un 16 oyu var.
Yani ikinci dönemin sınıf başkanı...
...Yoon Eun-suh ve Shin-ae de başkan yardımcısı oldu.
Sınıfımız dönem imtihanında birinci oldu.
Sınıfımızın birincisi de Choi Shin-ae oldu.
Tebrik ederim.
Gelecek ay yapılacak olan şiir yarışmasından haberiniz var mı?
Evet.
Sınıf öğretmeniniz Yoon Eun-suh ve Choi Shin-ae önerdi.
Bence yarışmaya Eun-suh katılsın.
Shin-ae birinci dönem sergiye katılmıştı.
Hem Eun-suh'a kardeşi yardım edebilir.
Shin-ae, kızmıyorsun, değil mi?
Hayır.
Eun-suh'un annesi Cumartesi günündeki kutlama için bize kek yapacak.
Çok hoş.
Gerçekten mi?
Seni kıskandım.
Kızlar, Eun-suh'un annesi Cumartesi günü bize keke yapacak.
Shin-ae sınıf birincisi ama, neden Eun-suh sınıf başkanı oldu?
Eun-suh seçimi dürüst ve adilce kazandı.
Yi Kang-hee, onu savunma.
- Onun avukatı mısın? - Ne?
Prens gibi bir kardeşin olduğu için dua et, onun sayesinde şiir yarışmasına katıldın.
Ne şans.
Evet, şanslıyım.
Kardeşim bir prens ise, bu benide prenses yapar.
Bana prenses dediğiniz için teşekkürler.
Evet, Joon-suh bir prens.
Bende onun prensesiyim.
Hadi barışalım.
Bir sıkıntın varsa benimle herşeyi paylaşabilirsin.
Eun-suh, kötü birşey oldu.
Slip'ini ağaca aşmışlar.
Sanırım bunu Shin-ae yaptı. Öğretmene söylemeye gidiyorum.
Eun-suh.
O Eun-suh değil mi?
Delirdin mi? Beni kızdırmak mı istiyorsun?
Ben de çok kızdım. Bunu yapana dersini ver.
Bunu kim yaptı?
- Bilmiyorum. - Choi Shin-ae yaptı.
Ayrıca Eun-suh'u çekemiyor.
Choi Shin-ae mi?
- Hayır, o yapmadı. - Kesinlikle o yaptı.
O yaptı.
Onun yaptığına eminim. Kardeşin onu iyi tanımıyor.
Umarım öyledir.
Joon-suh.
Eun-suh.
Eun-suh!
Ne oldu? Durumu çok mu kötü?
O nerede?
Benim hatamdı.
Eğer onu bekleseydim...
Yanından ayrıldım... Benim hatamdı.
Ağır yaralandı.
Ameliyat olması gerekiyor.
Ameliyat ne kadar sürecek?
Fazla endişelenmenize gerek yok.
Yara izi kalacak fakat iyileşecek.
Kana ihtiyaç olacak.
- Kanı ben verebilirim. - Hayır, ben vereceğim.
Hanginizin grubu B?
Pardon?
Kızınızın kan grubu B.
Bu mümkün değil.
Onun grubu 0 olmalı. İkimizde 0 grubuyuz.
Bir yanlışlık olmasın?
Dediğiniz gibiyse onun grubu B olamaz.
Kan testi yatırmalıyız.
Neden kan testi yaptıracağız?
Test sonuçlarınızı aldım.
Sizin ve eşinizin kan grubu O.
İkimizin kan grubu O ise, kızımızın kan grubu B olamaz...
Bu doğru.
Bir yanlışlık olabilir mi?
Hayır, bu mümkün değil.
Ne oldu? Eun-suh'a birşey mi oldu?
Hayır, endişelenmene gerek yok.
Tatlım.
Biraz konuşalım.
Eve gelmemeliydim.
Eun-suh'un uyandığında yanında olmalıydım.
Geri dönmeliyim.
Sen de ona temiz elbise getir.
Biraz konuşalım.
Ne hakkında konuşalım? Konuşulacak birşey yok.
Onun kan grubu...
İkimizin kan grubu O.
Ne demek istiyorsun?
Kendi kan grubunun bilmiyormuydun?
- Tatlım, Eun-suh'un kan grubu B. - Ne fark eder?
O kızımız olmayabilir.
Hayır!
Eun-suh, bu hoşuna gitmiş gibi...
Asla uyanmayacaksın diye çok korktum.
Çok canın yandı mı?
Seni üzdüğüm için üzgünüm.
Gerçekten çok üzgünüm.
Seni affettim.
Yoon Eun-suh.
Ben baygınken benden özür diliyordun...
... şimdi birşey söylemeyecek misin?
Nereden biliyorsun?
Annem ve babam çok korkmuş olmalılar.
Evet, sana temiz elbise almak için gittiler.
Yarın sabah buraya gelecekler.
Sen niye gitmedin?
Seni burada yanlız bırakamazdım.
Sende korktun mu ?
Hayır.
Çok kabasın.
Neredeyse kalbim duracaktı.
Affedildin.
- Neden... - Ah!
- Canın yandı mı? - Seni anneme söyleyeceğim.
Sana bir daha şaka yapmayacağım.
Düşünüyorum.
Sanırım hastanede bir karışıklık oldu...
Eun-suh benim kızım.
Bir hata olmalı. Eun-suh benim kızım.
Ya değilse?
Eğer o kızımız değilse ne olacak...
- Tatlım. - Ne olacağını bilmiyorum.
Daha fazlasını duymak istemiyorum. Duymak istemiyorum.
O gün doğan iki bebek varmış.
Annelerin adları Yi Kyung-ha ve Kim Soon-im.
Bayan Yi Kyung-ha'ın bebeğinin kan grubu O'mış.
Bayan Kim Soon-im'in bebeğinin kan grubu ise B'imiş.
Kan grub O mı?
Evet, kayıtlar öyle gösteriyor.
Eğer kızınızın kan grubu B ise...
numuneler alınırken bir karışıklık olmuş olmalı...
Lütfen, bırakın beni.
Sakin olun.
Şirin için bir çalışma yapabilir miyim?
Neden?
Senin için yapmama izin ver. Çalımamı beğeneceksin.
Yapmanı Eun-suh mu söyledi?
Eun-suh'u rahatsız etmekten vazgeç.
Ne demek istiyorsun? Katil olduğumu mu düşünüyorsun?
Değilsen,kardeşimi rahatsız etme.
Eğer durmazsan, seni affetmem.
Onu rahatsız etmeyeceğine söz verirsen sana yardım edeceğim.
Senin aptal çalışman kimin umrunda?
Tehdit edeceğine kibarca soramaz mısın?
Eğer diz çökersen bunu düşünebilirim.
Tatmin oldun mu?
Eun-suh'u daha fazla rahatsız etme.
- Defon buradan! - Kendini ne sanıyorsun sen?
Bir daha burada yemek yemeyeceğim.
İyi seçim.
İmalı bakışlarını istemiyorum.
Zampara!
Ne istersiniz? Sadece türlümüz var.
Sizi buraya getiren sebep nedir?
Böyle yerlerde yemek yiyecek kişilere benzemiyorsunuz.
Kızınızı görmeye geldik.
Kızımı mı?
Onun öğretmeni misiniz? Sorun mu çıkardı?
Hayır.
Onun doğum günü 4 ekim mi?
Bunu nereden biliyorsunuz?
Karam Hastanesinde mi doğum yaptınız?
Kimsiniz siz?
Kızınızı görebilir miyiz?
Neler oluyor?
Onu görmek istemiyorum. Onunla asla görüşmeyeceğim.
Bana yalan söyledin. Bana onu gördüğünü söylemedin.
Tatlım, sakin ol.
Neler oluyor?
- Ben Eun-suh'un yanına gidiyorum. - Senin derdin ne?
Peki, senin derdin ne?
Beni duymuyor musunuz? Neler oluyor?
Benim evimde nasıl böyle davranabilirsiniz?
Sizin birşeyden haberiniz yok.
Ne?
Kızlarımız değiştirilmiş.
Sizin kızınızla bizim kızımız doğumda karışmış.
Hastane bunu doğruladı.
Hastaneye gidelim.
Önce eve gidelim ve...
Beni hastaneye götür. Beni Eun-suh'a götür.
Nasıl bu kadar zalim olabiliyorsun?
Bunu Eun-suh'a ve bana nasıl yapabildin?
Sen gelme. Ben yanlız gideceğim.
- Anne. - Eun-suh.
Neden geldin? Gelmene gerek yoktu.
Yağmur yağıyor. Sen yağmurdan korkarsın.
Seni korumalıyım.
Artık bebek değilim.
Benim bebeğim değil misin?
Seni koruyacağım.
Seni kimsenin incitmediğinden emin olmalıyım.
Anne.
Eun-suh, Eun-suh'um, kızım...
Büyüyeceksin ve ben yüksek okula gittiğini göreceğim.
Gençbir adamla tanıştığını görüp...
...evleneceğin zaman gelinliğini alacağım.
Evlilik töreninde elinden tutacağım.
Bebeğin olduğunda, ona bakacağım...
Anne.
Eun-suh, çin şehriyesi sipariş edelim mi?
Gerçekten mi? Tamam.
Şirin değil mi?
Bir yere gitme. Hemen geleceğim.
Uyandırdım mı?
- Eun-suh iyi mi? - Elbette.
- Joon-suh nerede? - Onun resmini çekeceğim.
Burada oynamamalısın. Bunları sen mi düşürdün?
Joon-suh, orada ne yapıyorsun?
Haydi gidelim.
Zavallı şey...
Babanı asla göremeyeceksin.
Babası olsan da sana iyi bakacağım.
Kızlarımız değiştirilmiş.
Bebeklerin yerleri karışmış.
Böylece anneler de karıştırılmış.
Herşey karışmış.
Üzgünüm.
Ben ...
Sei ve Eun-suh'u canıdan daha çok seviyorum.
Biliyorum.
Bir bebeğin öyle bir yerde yaşadığını düşündükçe...
Tatlım, profesör değişim programına başvuralım.
Çok geç olmadan, birşeyler olmadan önce...
Amerikaya gidelim ve herşeyi arkada bırakalım.
Çözdüm.
Abi.
Annem de sen de bir tuhafsınız.
- Meyve suyu ister misin? - Tamam, gerek yok.
Ne oldu? Bir sorun mu var?
Sana bir sır vereceğim.
Sır mı?
- Hoşlandığım kişiden bahsedeceğim. - Gerçekten mi?
Kimden?
O birazcık sakar ve inatçı...
... ve çok yemek yiyor.
Güzel biri olmalı.
Hayır, saçları senin gibi uzun ve yuvarlak gözleri var.
Neredeyse senin boyunda.
Fakat çok çirkin...
... ve çok aptal.
Ona uzun süredir zor anlar yaşattım...
ama o çevremden ayrılmıyor.
Ona gerçekten hasta oluyorum.
Daha bisiklete bile binemiyor.
Bu benim.
Benimle alay mı ediyorsun?
Seninle alay etmiyorum.
Eun-suh, eğer kardeş olmasak, biz buna rağmen görüşürmüydük?
Elbette. Bizim kaderimiz bu.
Pekala, bahse girelim.
Eğer sen kazanırsan, bu kader, ben kazanırsam, değil.
Tamam.
Bekle.
Çok garib. Neden hep ben kaybediyorum?
Daima taşı seçtiğin için.
Hazırım.
Kazandım.
Gördün mü, haklıymışım. Bu bizim kaderimiz.
Bugün şanşlıyım.
Gelecek ay Amerikaya gideceğimizi öğretmenlere söyle.
Pekala.
Biran önce gitmek istiyorum.
Bunu yapabilir misin?
Onunla görüşmek istemiyor musun?
Hayır.
Peki sen...
Hayır, ben de görmeyeceğim.
Onu görürsem gidebileceğimi sanmıyorum.
Onu görünce, Eun-suh'a geri dönemeyebilirim.
Joon-suh'un tablosunu...
Eun-suh'un adına sergiye çıkarttık.
Çok memnun oldum.
- O doğru olanı yaptı. - Teşekkürler.
- Bana biraz izin verir misiniz? - Elbette.
Bu şiir çok güzel.
Choi Shin-ae... O kim?
Bilmene gerek yok.
Sana bahsetmiştim. O sınıf başkanı.
O burada mı?
- Şiir sergisi burası mı? - Evet.
- Anne! - Shin-ae.
Deli misin? Burada ne yapıyorsun?
Şiirine bakmaya geldim.
- Eve git. Ya seni biri görürse? - Pekala.
Çalışman nerede?