Tip:
Highlight text to annotate it
X
Beni Hizmet’e çeken ve çok yakın tutan şey Türk bayrağı altında çalışıyor olmaları.
Başka gruplar gibi Türk bayrağının yanına astıkları kendilerinin bir Hizmet bayrağı
gibi bir şeyleri yok. Bu, ülkeleri ve tüm ümmet ve de tüm insanlık için
çalıştıkları anlamına geliyor.
Adım Ömer. Amerika ve Suriye vatandaşıyım. 1998’den beri Amerika Birleşik Devletlerinde yaşıyorum. İş adamıyım.
Hizmet’i 3 yıl önce tanıdım. Öncelikle, Bismillahirrahmanirrahim Salât ve selam,
geçmiş peygamberlerin Efendisi olan Efendimiz, kıyamete kadar Sonsuz Nur,
Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in, ailesinin, ashabının ve kıyamete kadar ona en güzel biçimde tâbi olanların üzerine olsun.
Efendimize En-Nur el-Halid dedim. Bu Şeyh ve Üstad Muhammed Fethullah Gülen’in Sonsuz Nur adlı eserinin
başlığında geçiyor. Hesap gününden sonraki sonsuz nur
inşallah. Hizmet benim bildiğim hareketler içinde
gerçekten çok özgün bir hareket. 3 yıl önce tanıştığım günden beri
söyleyebilirim ki emsalsiz bir hareket. Katıldığım cuma namazları ya da
diğer İslami günlerde samimiyetlerini hissettim.
Sadece kendileri için değil başkaları için çalıştıklarını, samimi bir şekilde ve Allah rızası için
hem kendi hem de başka toplumlara hizmet ettiklerini gördüm.
İslamı ılımlı bir şekilde temsil ettiklerini gördüm. Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)’in
öğretilerini takip ediyorlar. Allah Kur’an’da “Biz seni
bütün insanlar için sırf bir rahmet vesilesi olman için gönderdik.” diyor. Bu Şeyh Fethullah Gülen ve takipçilerinin yolu.
Bunu incelikle, merhametle yapıyorlar.
Gayri Müslimlerle diyaloğu onaylıyorum. Çünkü bunu yaparak
Allah’ın Hz. Muhammed’e (SAV) hitaben “Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel ve makul öğütlerle dâvet et...” dediği Kur’an’ın öğretilerini
takip etmiş oluyoruz. Ama burada dinler arası diyalogla alakalı söylemek istediğim bir şey var.
Dinler arası diyaloğa değil çok dinliliğe inanıyorum.
Çünkü Allah Kur’an’da “O halde sizin dininiz size, benim dinim bana.” diyor. Sadece bir tek din değil.
Hristiyanlık dinini Müslümanlıkla bir araya getirirken sadece dinler arası diyalog değil, çok dinlilik var.
Bence Şeyh Fethullah Gülen bunu çok iyi biliyor. Dinler arası diyalog terimine
katılıyor mu bilmiyorum. Bu büyük ihtimalle benim görüşüm olabilir. Çok dinlilik var
Ama gayri Müslimlerle diyaloğa katılıyorum. Herhangi bir dine inanmayanlarla bile...
Onlarla en iyi şekilde diyalog kurmalıyız. “Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel ve
makul öğütlerle dâvet et...” Hizmet okullarını geçtiğimiz 3 yıl boyunca
3 kez Türkiye’nin güneyindeki Suriyeli mültecilere yardım
için gittiğimde görmüştüm. Türk halkı sadece Türkiye’de değil dünya genelindeki
bu okullar ve hastaneler gibi harika kurumlarla gurur duymalı.
Televizyon kanallarını, Kimse Yok Mu’yu ve Fatih Koleji’ni de görünce çok şaşırmıştım.
Bu kurumlar çok akademik... and also by following some of the
Bazı Türk kanallarından dünya genelindeki diğer okulları da görüyorum. Bu okullarda gördüğüm kadarıyla,
fen bilimleri dersleri ve bazen Türkçe dersleri ve de Müslüman öğrenciler için de
İslami dersler veriyorlar. Her durumda, ülkelerinden uzakta
bu yaptıkları çok güzel şeyler. Başka bir harekette aynısını görmek
oldukça zor. Türkiye’ye ikinci ziyaretimde bir işadamıyla tanıştım. Bahsettiği ilk şey
Afrika’da açacağı okuldu. Kendisine yazlık almak,
ev almak ya da iş kurmak değildi. Afrika’da ihtiyaç sahibi insanların yararına
okul açmayı planlıyordu. Bu insanlar Nijerya’da olduğu gibi hayatlarını riske atıyorlar.
Orada okulları var. Somali’de de okul ve hastaneleri var. Bu hareketin mensuplarının
başka bir milletin yararına hayatlarını nasıl feda ettiklerini görüyorsunuz. Başlangıçta da
dediğim gibi Müslüman ya da değil, fark etmiyor.
Beni Hizmet’e çeken ve çok yakın tutan şey Türk bayrağı
altında çalışıyor olmaları. Başka gruplar gibi Türk bayrağının yanına astıkları kendilerinin
bir Hizmet bayrağı gibi bir şeyleri yok. Bu, ülkeleri ve
tüm ümmet ve de tüm insanlık için çalıştıkları anlamına geliyor. Ve çok da ılımlılar. Bugün onları
problem oluşturmakla, derin devlet ya da problem oluşturarak
güçlerini ellerinden almakla suçlayanların kendileriyle dürüst olmaları gerekiyor.
Arapça ifade edecek olursam (ARAPÇA) “Liderlerinize, alimlerinize bu şekilde kötü mü muamele ediyorsunuz?”
İslami öğretiler şeyh ve üstad Fethullah Gülen’i suçlamanızı ve dava etmenizi mi söylüyor?
Ne yaptı ki? O ne yaptı?
Bazıları da çıkıp çocukça, “Türkiye’ye gel ve parti kur” diyor. “
Türkiye’ye gel, partini kur ve bizimle rekabet et” diyorlar.
Fethullah Gülen o seviyenin çok üstünde. O kimseyle rekabet etmez.
Şeyh Fethullah Gülen de, Said Nursi ve dünyanın dört bir yanındaki
samimi alimler gibi, Hz. Muhammed’in (SAV) belirttiği gibi geriye ilim,
sadaka-i cariye yani hep devam edecek bir hayır bırakacak. Ama iktidar…
Öldüklerinde kaç kişi onları hatırlayacak? Söyleyin. Kendilerini lider görenler...
Öldüklerinde kaç kişi arkalarından Fatiha okuyacak? Ama Şeyh Said Nursi ve
diğer samimi alimlere gelince.. Her cuma namazında
herkes onlar için dua ediyor. Ama iktidardakiler mağrurane davranıyorlar.
Öldüklerinde onları belki sadece birkaç kişi hatırlayacak.
Zahid Fethullah Gülen ve müntesipleri ile
bu hareketi prestijinden dolayı ve iktidarı ellerinde tutmak amacıyla ortadan kaldırmaya çalışanlar
arasındaki büyük fark bu.
Dünya üzerinde 160 ülkede bulunan Hizmet okullarının sırf var olmalarıyla,
bu okulların olmaması halinde modern ve dinî bir eğitime erişimi olamayacak binlerce öğrenciyi
eğitip yetiştirmeleriyle, demokrasiye önemli bir katkıda
bulunduklarını düşünüyorum.
Bence Fethullah Gülen ardında, ilmi, hayırları ve aynen kendisinin Bediüzzaman
Said Nursi’nin adımlarını takip ettiği gibi onun da adımlarını
takip edecek bir nesilden başka birşey bırakmayacak.