Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bu filmin betimlemesi TRT tarafından Sesli Betimleme Derneğine yaptırılmıştır.
Erişim: www.seslibetimlemedernegi.com
(Jenerik - Müzik)
"Zengin Kız Fakir Oğlan"
"Her devrin hikâyesi"
"Gönül ferman dinlemez ki"
"Aşksız dünya dönmez ki"
(Müzik - Gerilim)
Sen benim başıma dünyada gelmiş en güzel şeysin.
Seni görünce, seni tanıyınca aşkın ne olduğunu anladım.
Sus sus, söyleme böyle. Biliyorsun, bir araya gelmemiz imkansız sevgilim.
Asıl böyle bir aşkla birbirini sevenleri ayırmak imkansız.
Dünya bir araya gelse bizi ayıramazlar.
Şükrü, bak bütün paralarımı aldın, yetmedi...
...sana çek yazdım, o da yetmedi...
...kredi kartlarımı aldın, o da yetmedi...
...en son beni don atlet bıraktın, yetmedi.
Hadi söyle artık, neymiş şu önemli haber ya.
Sana müthiş bir haberim var, duyunca kulaklarına inanamayacaksın Sarp.
Hakikaten mi? Çok merak ediyorum ya!
Ne olur söylesene, neymiş ya?
-Ben var ya be... -Sen, eee?
Jübile yapıyorum.
Ne diyorsun sen ya?
Heh, bu son aldıklarımla, tamam mı, jübile yapıyorum.
Artık yalakalık hayatımı bitiriyorum, jübilemi yapıyorum.
Nasıl jübile yapıyorsun? Ne demek şimdi bu?
Nasıl yapıyorsun ya?
Ben artık zengin oldum, zengin.
Zengin mi oldun? Nasıl zengin oldun?
Senden tırtıkladığım paralar...
...öyle bir cukka oldu, öyle bir cukka oldu, anlatamam sana.
Artık çalışmama gerek kalmadı.
Şezlonga uzanacağım, o şemsiyeli şeyler var ya...
...meyve sularına takılan şey...
...ondan takacağım, içeceğim, içeceğim...
Şimdi baksana, çok güzel değil mi o şemsiyeler?
Bardağa çok yakışıyor, ben çok seviyorum onu.
Ne anlatıyorsun sen Şükrü?
Yani sen bir ömür yaşayacak kadar para mı tırtıkladın benden?
Çok tırtıkladım.
Oğlanın geleceğini bile garantiye andım, biliyor musun...
...artık aktif yalakalık hayatıma son veriyorum.
Amatör yalakalara artık menajerlik falan yaparım diye düşünüyorum.
Yok ya! Ben ne olacağım peki?
Bana kim yalakalık yapacak?
Canım sana şöyle ne bileyim, referans vereceğim birkaç kişi var.
Gerçi benim yerimi tutmazlar ama sana yeter ya.
Olmaz Şükrü, sen yalakalığı bırakamazsın.
Sen yalakaların “best of”usun. Sen bu işi bırakamazsın Şükrü.
Bak, yalakalığı bırakmayayım diye bana yalakalık yapma.
Bıraktım, jübile yaptım diyorum ben artık.
Şükrü Efendi.
Eheheh!
Şükrü Efendi.
(Rüyam) Ya Şükrü Efendi!
Huuu! Şükrü Efendi!
Ne oldu be?
Hayır resmen ayakta uyuyorsun Şükrü Efendi, yok artık!
Efendim, vallahi şurada kestiriyordum...
...çok da güzel bir rüya görüyordum biliyor musunuz?
Ayy böyle saçma şey görmedim yani, insan ayakta uyur mu Allah aşkına?
Ben uyuyorum efendim, üç saniye uyudum.
Eğer ayakta on dakika uyuyabilirsem ne mutlu bana.
Ayy Şükrü Efendi, kes saçmalamayı.
Lucky nerede?
Ne demek nerede ya? İpi tutuyorum işte, ipin ucunda. Bak...
Ana, tasma nerede ulan?
Şükrü Efendi, hiii! Yoksa kayıp mı ettin?
Canım üzülmeyin ya, alt tarafı bir tasma, ben en güzelinden alırım size.
Sen ne saçmalıyorsun Şükrü Efendi ya?
-Tasmanın ucunda ne vardı? -Lucky vardı.
-Nerede Lucky? -Ana! Lucky de yok!
Lucky! Lucky!
Morning morning where are you going, Lucky?
Lucky!
Eh Şükrü Efendi, eh Şükrü Efendi!
Eğer Lucky'nin başına bir şey gelsin var ya Şükrü Efendi parçalarım seni, ona göre!
Merak etmeyin Rüyam Hanım, hiçbir şey olmaz.
Aaaa!
Şükrü abi, Lucky'i ortalıkta dolanırken buldum, aldım getirdim.
(Rüyam) Ahh my darling, ah my darling...
...bakamadı mı bu Şükrü Efendi sana anneciğim?
Oy oy oy! Eh Şükrü Efendi, eh Şükrü Efendi!
Eğer Mehmet bulup gelmeseydi kim bilir oğlumun başına neler gelecekti?
Merak etmeyin Rüyam Hanım, hiçbir şey olmaz.
Ben ona özel sekreter tuttum vallahi.
Allah'tan Mehmet bulup getirdi, yoksa mahvolmuştun Şükrü Efendi!
Merak etmeyin efendim, ben onu çok güzel eğittim.
A aaa! Lucky'i mi?
Yok, Mehmet'i.
Efendim devamlı Lucky konusunda teyakkuzda.
Efendim kendi villasından çok Lucky'e bakıyor.
-Değil mi ulan? -Tabii tabii.
Üfff! Neyse Şükrü Efendi, bak sana son kez söylüyorum...
...Lucky'e bir şey olursa sen sorumlusun, ona göre.
Hiç merak etmeyin. Yalnız efendim bu it var ya, sizi çok seviyor yaa.
Ya şu Lucky'e it deyip durma!
No it!
Ona it demiyorum ben. İt anlamında it demiyorum.
İngilizce it diyorum, “o” manasında. İt is a pencil, it is a blackboard.
Neyse Şükrü Efendi, saçmalamayı kes artık tamam mı? Bak son kez söylüyorum...
...Lucky sana emanet...
...sakın gözünü onun üstünden ayırma, akıtıveririm gözünü vallahi!
Başüstüne efendim, sağ olun, teşekkürler.
Okey, byes! Byes, thank you.
-Byes. -Byes.
Görüyorsun değil mi Mehmet ya, yani şu köpek başımıza bela oldu ya.
Dog oğlu dog!
Abi sen de küçücük köpeğe bakamıyorsun.
Oğlum sen de dur ya, zaten azar işittik, fırça yedik...
...bir de sen tepemde dırdır edip durma Allah aşkına ya.
Şükrü abi, köpeği bulup getiren ben, beni azarlayan yine sen.
İyi tamam oğlum, tamam ya, Allah Allah!
İşin ilginç tarafı ne biliyor musun?
Bu kendini köpek sanıyor, havlamaya çalışıyor...
...garip garip sesler çıkartıyor.
Buna tut desen tutup getirecek, ne tutup getirecek bu ya?
Evet Şükrü abi, haklısın.
Neyse oğlum sen devam et.
Şimdi Rüyam Hanım'ın yanından kaçar falan, tutarsın onu.
-Hadi işinin başına, hadi Mehmet. -Tamam Şükrü abi.
-Ya Badire. -Heh?
Biz bu evi tutarken iki oda bir salon, bir de Fatma Hanım diye mi tuttuk?
Mahmut yavaş!
Ya ne yavaşı ya? Kadın sabahın köründe geliyor ya!
Mahmutcuğum, Fatma benim ahiretliğim, hem evde tek başına oturamıyor.
Ne tesadüf, biz de oturamıyoruz! Sabahın köründen hemen geliyor.
Mahmutcuğum, şimdi duyacak, biz sonra konuşalım bunu.
Ya neyi sonra konuşuyoruz ya, sonra konuşacak zaman mı var?
Her an yanımızda kadın ya!
Vallahi şeytan diyor ki şöyle barbeküde üç kilo bir et yap...
...onları da bizim evden onun eve kadar böyle yola aralıklı diz...
...yiye yiye kendi evine gitsin. Bunun başka türlü gideceği yok.
Mahmut, Fatma benim her işime koşuşturuyor, o bana hep yardımcı oluyor.
Evet, kahvelerimiz de geldi. Buyurun Mahmut Beyciğim.
Teşekkürler.
Kankacığım buyur.
Ay niye zahmet ettin Fatma? Ben yaparım demiştim sana.
Aşk olsun kankacığım ya.
Ben yabancı bir insan mıyım, ben de bu evin bir insanı sayılırım.
Yapmaz mıyım hiç?
Tabii canım, bu ev yapılırken Fatma Hanım ve kolonlar birlikte yerleştirilmiş bu eve.
Yani Mahmut!
Aman boş ver kanka, takmıyorum bile ben onu, o takılıyor bana.
Ha tabii canım, ben sana takılıyorum öyle.
Heee yalnız benim sizden bir şikayetim var, biliyor musunuz?
(Badire iç ses) Eyvah ya, Mahmut'un konuşmalarını duydu herhalde.
Evet, evet Fatmacığım, ne diyecektin?
Kankacığım, sabahları çok geç kalkıyorsunuz.
Sabah geldim. Bahçede yarım saatten fazla oturdum, ağaç oldum ağaç.
Heee, görüyor musun, bak kadıncağız haklı.
İstersen sen hiç gitme, gece burada kal.
Kalırım, niye olmasın? Nurhan'ın yatağı da boş.
Vallahi billahi kalırım... kalırım.
Kalır, tabii... kalır.
Allah Allah!
Heh heh!
“Uyusun da büyüsün ninni”
“Tıpış tıpış yürüsün ninni”
Hayatım ya, mışıl mışıl uyumuşum ben ya.
Neden uyandırmadın?
Ama çok güzel uyuyordun bir tanem, kıyamadım.
Ne yaptı hayatım, çok uğraştırdı mı bizim ufaklık?
Yok be, biz paşamla çok keyifli vakit geçirdik, değil mi oğlum?
Hayatım altını değiştirdin değil mi?
Tabii altımızı değiştirdik, yemeğimizi, mamamızı yedik...
Ohh!
Hatta durmadık, gittik bahçede bir de tur attık vallahi.
Vallahi artık mışıl mışıl uyursun değil mi he?
Off of!
Hayırdır kankacığım, sıkıntılı görünüyorsun, ne oldu?
Fatmacığım, şu evi köşe bucak temizlemedim diye içim çok daralıyor.
Ya sen ne diyorsun Badire ya? Her gün siliyorsun, süpürüyorsun ya.
Canım ben öyle günlük temizlikten bahsetmiyorum ki...
...genel temizlikten bahsediyorum.
Böyle bahar temizliği, köşe bucakları temizlemek.
Hadi bu evi terk et bakayım Mahmut Bey. Hadi kalk, kış kış kış hadi!
Aaaa!
Kendine yer etti, bir de beni evimden kovuyor ya!
Saçmalama Mahmut Bey, ben onu demek istemedim.
Kankamla birlikte temizliğe kalkışacağız...
...hep birlikte, beraber şöyle dipten, temelden...
...bir temizleyelim de mis gibi koksun her taraf.
Hadi git sen bir an önce.
Ya işte benim arkadaşım böyledir, hep benim yanımda olur...
...hep bana yardımcı olur, canım benim.
Evet, az laf çok iş.
Hadi kalk, kahveye mahveye mi gidiyorsun...
...nereye gidiyorsan git Mahmut Bey, bir an evvel biz de işimize başlayalım, Allah Allah!
Başlayamadık, hadi yürü!
Fatmacığım, bugün olmaz. Ben çocuklara börek yapacaktım, söz verdim.
Başka zaman yaparız.
Olsun canım, böreği ben yaparım yani, nesi var bunun?
(Telefon zili sesi)
Aaa!
Alo.
Rüyam, ha canım?
Hee?
Eee tabii canım geliriz, geliriz.
İyi günler çocuğum, iyi günler.
(Müzik)
Ya Serpil, dün yine Asiye aradı.
Kadına ne diyeceğimi bilemedim ya, kızını hâlâ dişçilikte okuyor zannediyor.
Ulan Nazlı, ulan Nazlı, beni ne hale soktun ya!
Dün gece çok geç geldin, konuşamadık. Neredeydin?
Şey, iş adamlarıyla yemekteydim Serpil, biraz uzadı.
Eskiden beni de götürürdün öyle yerlere.
Ya eşlerini kimse getirmedi ki Serpil.
-Bir de bir şey soracağım. -He sor.
Sen birdenbire bıyık bıraktın.
Aaa niye, birdenbire olur mu kız ya? Ha bu hale gelmesi en az iki ay aldı.
Yani onu demiyorum, birdenbire karar verdin bıyık bırakmaya.
Ya Serpil, eskiden bıyık bırakmama izin vermiyordun...
...şimdi kocadım herhalde, benimle ilgilenmiyorsun...
...ben de fırsat bu fırsat dedim.
-Öyle mi? -Öyle Serpil.
Şimdi de herhalde kesmemi istemiyorsun?
Yok.
İyi iyi, çünkü böyle hoşuma gitti ya.
Bir süre böyle takılacağım ben.
İyi tamam, hadi ben kaçtım.
-Meryem. -Hıh?
Rüyam Hanım beni çağırdı, dükkana göz kulak olur musun?
Ne dükkanı ulan Şükrü, senin dükkanın mı var Allah aşkına?
Bahşiş dükkanım var ya, garajın girişi benim dükkan ya Meryem.
Ne yapacağım ben pardon?
Garajın girişine gireceğim, oradan gelen geçenden bahşiş mi dileneceğim ben Şükrü?
Ne dilenmesi ya? Bizim yaptığımız hizmet, hizmet!
Hee hizmet yani.
Sarp Bey her geldiğinde aman da aman, bahşişlerin efendisi hoş geldiniz...
...demek hizmet mi oldu ulan şimdi?
Kız eğer ben orada olmasam var ya Sarp Bey villaya adımını atmaz.
Hadi oradan be, saçmalama Allah aşkına!
Kız hakikaten diyorum kız.
Ben olmasam var ya, böyle bahşişi falan vermese var ya...
...öyle Sarp Bey çakılır kalır, hiçbir yere gidemez.
Onun için sen üç beş kuruş bahşişini alacaksın, anca öyle girer içeriye.
Tamam Şükrü, saçmalama Allah aşkına, ben öyle abuk sabuk şeyler yapmam.
Ya kurban olayım, bir kere bakacaksın yerime ya.
O, haber var mı diyecek. Sen de diyeceksin ki...
...köpeğe bakmıyorsun diye Rüyam Hanım çok sinirli diyeceksin...
...iki yüz TL'den aşağı bahşiş almayacaksın, işte bu kadar ya.
Şükrü, bak canım mutfaktayız, bilumum böyle malzemem var ki...
...senin kafana indirebilirim, sen seç beğen, merdane var, kepçe var...
...çatal var, bıçak var...
...anladın mı? Hadi canım hadi, tepemin tasını attırma, yürü git!
Hay Allah'ım! Ticaretten hiç anlamıyorsun ya!
Yürü!
Evet, evet Yaşar Bey.
Tamam, senetler bende, arayacağım sizi. Tamam efendim.
Merhaba Nurhancığım.
Bugün sana çok, çok, çok güzel bir bilmece var elimde.
Hayır Müdür Bey!
Ama bir dinleseydin, çok güzel diyorum Nurhancığım.
Bilmecem harika.
Bakın müdürüm, olmaz dedim.
Bugün sizin bilmecelerinizle uğraşmaya hiç niyetim yok.
Bak bir dinle, bir kral mahkumlara sorular soruyormuş...
...cevabını bilenin de cezasını yarıya indiriyormuş.
Bir mahkum müebbete mahkummuş, yani ömür boyu hapis yatacakmış.
Bu mahkum da kralın sorduğu soruyu cevaplamış ve cezası yarıya inecekmiş.
Ama nasıl yarıya iner?
"La la la la la laaa!"
Ömür boyu...
...ceza çekecek olan birinin cezasını nasıl yarıya indirebilirsin Nurhan?
Ne kadar yaşayacağını nereden bilebilirsin?
"La la la la!" Hiçbir şey duymuyorum ben.
Bak bir daha anlatıyorum, şöyle...
...bir kral mahkumlara sorular soruyormuş...
"La la la la la!"
Şimdi sen, şimdi sen benim bilmeceme cevap vermeyecek misin?
Kesinlikle uğraşmayacağım dedim müdür bey, lütfen.
Görüşeceğiz Nurhan, görüşeceğiz.
Çalışın arkadaşlar, çalışın.
Cık cık! Hasta ya!
Ay ne yaptın Nurhan ya?
Müdür beyi başımıza bela edeceksin, çok sinirlendi, görmedin mi?
Evet abiciğim ya, kesinlikle bu işi burada bırakmaz, seninle bütün gün uğraşır.
Yahu arkadaşlar ne yaparsa yapsın, dedim, bugün onun bilmeceleriyle uğraşmayacağım.
Ayrıca da sizinle de uğraşmayacağım.
Ya işinizin başına dönsenize, Allah aşkınıza ya!
Hadi, hadi çalışalım!
Allah Allah!
Eee?
Şükrü nerede ya?
Ben nereden bileyim?
Sana mı soruyorum ben?
Kendi kendime konuşuyorum ya, Allah Allah!
Öyle mi?
E ben kendinim zaten.
Hee, o da doğru ya.
Şişt, baksana, bu sefer bahşiş vermeden gireceğim içeri herhalde.
Ya bir şey olduysa?
Ya villada bir şey olduysa?
Rüyam da telefonda bana "Çabuk buraya gel" falan dedi.
Yoktur bir şey değil mi?
He? Yoktur yoktur ya.
Tabii canım, ne olabilir ki? Giriyorum ben içeri.
Ne?
Ya giriyorum.
E tamam, öyle yapacağım ben.
Gittim.
Ne olabilir ki?
Yok, yok, yapamıyorum.
Yapamıyorum, giremiyorum içeri.
Hani ya önemli bir haber varsa, önemli bir şey olduysa...
...benim haberim yoksa?
Bir şey olmuş olabilir, benim haberim olmayacak o zaman.
İçeri gireceğim... yok!
Ahhh!
Giremiyorum!
İçeri giremiyorum!
İçeriden haber almadan içeri giremiyorum.
Anam!
Şükrü hakikaten haklıymış ya, bu adam tek başına içeri giremiyor.
Ahahahah!
Dur bakayım, Şükrü'nün dediğini yapayım, bana da eğlence çıksın.
Ohh!
Aman aman aman, hoş geldiniz bahşişlerin efendisi!
Ohh çok Şükrü... şey çok şükür!
Hoş bulduk, hoş bulduk Meryem.
Heh, hoş geldiniz, eee niye girmiyorsunuz içeri?
-Ya Meryem... -Heh?
Villada neler oldu neler, bir bilseniz diyeceğin bir kıvamda haberin var mı bana?
Tabii canım.
Ayy villada neler oldu neler, bir bilseniz Sarp Bey!
Ne diyorsun sen ya? Ne oldu?
-Ya şimdi Rüyam Hanım'ın köpeği... -Şİşt!
Öyle bedava olmaz.
Bedava olmaz, bahşişini alacaksın önce.
Biliyor musun, Şükrü beni bahşiş manyağı yaptı...
...bahşiş vermeden giremiyorum içeri.
Heh, halledelim onu.
Allah Allah ya!
Ben iki tane laf diyeceğim diye bunun karşılığında para mı alacağım ulan?
(Meryem) Olmaz öyle şey, sen gidersin Şükrü'ye verirsin parayı.
Hee mesela şöyle düşünün, kampanya gibi yani, haberi al, parasını sonra öde.
Nasıl fikir?
Heee, olur olur, o da olur. Eee, Rüyam diyordun?
Hee, Rüyam Hanım diyordum, işte onun köpeği var ya...
...siz onunla oynamıyorsunuz diye o size çok kızmış.
-Köpek mi? -Hee.
Köpek nedir ya? Ne köpeği?
Ne ilgilenmesi ya?
E bu kadar işte, haber bu.
Size kızmış köpekle oynamıyorsunuz diye.
Hadi girin içeride devamını kendiniz öğrenin, bu kadar.
-Budur yani, haber dediğin budur? -Hee.
Durma Meryem, koş Meryem! Koş Meryem!
Koşma Meryem... koşma, koşma Meryem.
Meryem koşma.
Meryem, Şükrü beni delirtti, alışkanlık oldu, kusura bakma.
-E ben gideyim. -Olur, gidin.
Hadi Sarp!
Allah'ım yarabbim ya! Allah'ım yarabbim!
Hakikaten giremedi adam içeri ya!
Koş Meryem'miş! Sen koş ulan!
Şu paranızın üstü, efendim bu da dekontunuz, iyi günler.
A aa! Bu nedir ya? Genel merkezden...
...bir tebliğ gelmiş arkadaşlar, gördünüz mü?
Hee, öyle mi? Ben görmedim.
Tüm personelin dikkatine, kâr payı dağılımı.
Bu ne böyle ya?
Bir dakika, tüm personele kâr payı dağıtımı yapılacaktır.
Kâr payı hesaplaması personelin kalan ömürlerinin yarısı üzerinden yapılacaktır.
O yüzden her personelin bu hesaplamayı yapıp...
(Nurhan) Nasıl ya?
Birim müdürlüklerine acilen bildirmesi gerekmektedir.
İyi de insan kendi ömrünün yarısını nasıl hesaplayabilir ki?
Bir dakika ya.
Ya arkadaşlar tebliğ mebliğ değil bu ya.
Bana sorduğu bilmeceyi müdür bey çevirmiş, tebliğ diye yollamış ya.
Aklı sıra bu yolla bilmeceyle uğraştıracak beni, olacak iş değil ya!
Emin misin bak Nurhan? Sonra hata yapmış olmayalım.
Bak Tuğba, her ne kadar kulaklarımı tıkamış olsam da...
...ben müdür beyin sorduğu bilmeceyi duydum.
Ne diyor, ömür boyu hapse mahkum olan...
...bir sürü mahkumlara bir soru soruyor...
...ve soruyu doğru cevaplayan mahkumun da cezasını yarıya indirecekmiş.
Mahkumlardan biri de doğru cevabı veriyor.
Şimdi, ömür boyu hapsin yarısı nasıl hesaplanır...
...bu ceza nasıl uygulanır gibi bir şey bu.
Haa
Hesaplanmaz ki abiciğim. Nereden bileceğiz ne kadar yaşadığını?
Yalnız bu arada bak Erdem, kafa karıştırmıyoruz abiciğim bu tür işlerle.
Eğer bu bilmeceye kafa yorarsak müdürün tuzağına düşmüş olurum, tamam mı?
İşimizin başına dönüyoruz, bugün bilmece falan yok, bitti.
Geliyor.
Evet arkadaşlar, genel merkezden gelen yazıyı okuduysanız hemen cevap verin ki...
...ben de gelen merkeze geri göndereyim.
Şimdi müdürüm bakınız, açık ve net söylüyorum, çok özür diliyorum ama...
...bu tür kurnazlıklarla bana bilmece falan çözdüremezsiniz...
...bilmeceyle falan beni uğraştıramazsınız.
Ben bugün bilmeceyle falan uğraşmayacağım. Bugün bilmeceye kapalıyım.
Daha ne kadar bilmeceye kapalıyım, yokum diyebilirim onu da bilmiyorum.
Anlatabiliyor muyum?
Ne bakıyorsunuz siz arkadaşlar?
Ya önünüze dönsenize! İşinize bakın!
Görüşeceğiz Nurhan, görüşeceğiz!
Hadi çalışalım!
Ya böyle bir şey olabilir mi ya?
Ya hiç üşenmiyor tebliğ diye... hastaya bak ya!
Tebliğ diye bilmeceyi çeviriyor gönderiyor ya.
Sarpişkom, bu böyle olmuyor, Lucky'i çok ihmal ediyorsun hayatım.
Hayatım, çok yoğun çalışıyorum biliyorsun.
Nurhan da yoğun çalışıyor ama bebeğine vakit ayırıyor.
Rüyam Hanım, siz ne diyorsunuz Allah aşkına?
Biri insan, biri it.
İt?
İt derken İngilizcedeki “it”ten bahsediyorum ben.
Hani “it is a book”un “it”i.
İt is a book!
İşte görüyorsun Şükrü Efendi'nin zihniyetini.
Senin yokluğunda Lucky onu rol model alıyor.
Nasıl ya? Şimdi bu köpek...
Köpek? Şuna köpek deme, Lucky onun adı.
Yani bu Lucky rol model olarak Şükrü'yü mü alıyor kendine?
-Bu biraz saçma olmadı mı hayatım? -Hayır efendim, hiç de saçma olmadı.
Dün salona girerken resmen arkamdan hav hav hav diye havladı.
Eeee?
Yani resmen havlamak suretiyle Şükrü Efendi gibi benden bahşiş istedi.
-Verdiniz mi? -Tabii ki hayır.
O zaman kesinlikle bana benzemiyor.
Ben bahşişi almadan hayatta salmazdım sizi.
Bir sus Şükrü ya! Bir sus ya!
Tamam hayatım, tamam. Bundan sonra ilgileneceğim, merak etme sen.
Şimdi benim gitmem lazım.
Hayır efendim. Hiçbir yere gidemezsin.
Lucky ile biraz baş başa vakit geçireceksin, o kadar!
Ama hayatım...
Aması maması yok, mazeret kabul etmiyorum.
Hatta ben şimdi alışverişe gidiyorum.
Akşamki davet için Lucky'e cicili bicili bir şeyler alacağım.
Hah, siz burada bekleyin hatta, Lucky'i alayım geleyim ben, tamam mı?
Hadi bakalım, byes, byes.
Aaaa, davet mi dedi?
Birilerini mi çağıracak ya, delirdi bu!
Yani bu it için insanları buraya mı çağırıyor şimdi?
Hakikaten delirdi bu.
Yok canım, zaten öyleydi de biraz kat çıktı.
Ne yapacağım ben bu köpekle ya?
Ayyy!
Ya şu...
Ya iki dakika nefes al ya! Hemen uyuyorsun!
He vallahi, burada da uyumak bayağı tatlı ha.
Ya müdürüm bakın, hakikaten yani tabirimi mazur görün ama yani...
...böyle ciğerciye bakan kedi gibi durmayın burada, ne olur yalvarıyorum.
Bakın siz müdürsünüz, gidin odanıza ya.
Genel merkezden telefon melefon gelir, ne olur yormayın kendinizi!
Bakın açık net söylüyorum, ben bugün bilmeceye kapalıyım.
Tamam Nurhan tamam, yani bugün artık seni zorlamayacağım.
Vazgeçtim bilmeceden ya, vallahi vazgeçtim ya, vazgeçtim.
-Gerçekten mi? -Gerçekten Nurhan.
Yani her ne kadar beynimi kurcalıyor olsa da...
...böyle çözememek içimi sıkıyor olsa da...
Ayy!
(Tuğba) Müdür Bey!
-Müdür Bey iyi misiniz? -İyiyim ben iyiyim, sırtımdan...
Müdür Bey!
Böyle kalbime bir ağrı girdi.
-A aaa! -Müdür Bey!
Müdür Bey iyi misiniz?
Arkadaşlar koşun, müdür bey kalp krizi geçiriyor.
Açın açın!
Şey, müdürüm, şey bir ambulans çağırın!
Ambulans çağırın çabuk!
Erdal abi, kolonya getir hadi!
Müdür Bey!
(Nurhan) Müdürüm, müdürüm ne oldu? Buradayız müdürüm!
Şey, müdürüm, sakin olun, sizi hemen hastaneye götürmemiz lazım.
Nurhancığım, düzelirim şimdi, gerek yok.
Ya Müdür Bey, ya kalp krizi geçirdiyseniz?
Şak diye gidersiniz maazallah!
Maazallah, tövbe, ne diyorsun sen?
Ama Tuğba da haklı, doğru söylüyor.
Ben şu ambulansa bir bakayım, nerede kaldı bu?
Nurhan, Nurhan gitme, senden istediğim son bir şey var.
Tabii söyleyin, hemen, hemen yapayım efendim, nedir?
Öbür tarafa gitmeden önce bana bilmecenin cevabını bul.
Ahh!
Bir dakika, ne dediniz? Bilmece mi?
Evet Nurhan, bilmece.
Kral, ömür boyu ceza almış bir mahkumun cezasını nasıl yarıya indirebilir?
Anladım, siz şu anda şok geçiriyorsunuz müdürüm...
...kendinizi hiç bu tarz şeylerle yormayın. Sakin olun, dayanın lütfen...
...bakın bu düşünceleri kafanızdan atın lütfen.
Nurhan, benim ilacım sensin.
Abiciğim, şu bilmecenin cevabını bul istersen.
Stresi azalır da belki iyileşir.
Tamam tamam.
Eee...
Şimdi düşünmeye başlıyorum, merak etmeyin müdürüm...
...ben cevabını bulacağım bilmecenin.
Bu benim ihtisas alanım.
Nurhan! Ne olursun hadi!
Ne olur, ne olur dişinizi sıkın biraz, yalvarıyorum. Tamam, düşünmeye başlayacağım şimdi.
Eee şimdi başa dönüyoruz, neydi? Kral mahkumlara soru soruyor, diyor ki...
Neydi soru, soru neydi?
Ya ne yapacağız Şükrü?
Bütün gün köpekle mi ilgileneceğiz ya?
Ben de bir çare düşünüyorum ama yani...
Çare de yanımıza doğru geliyor Sarp Bey.
Ne yapıyorsunuz baba?
Oğlum ne yapacağız, benim vitaminsiz Junior'ım...
...seni eğlendirmek için bir çare arıyoruz Sarp amcanla.
-Öyle mi yapıyoruz Şükrü? -Yaa...
Junior, köpekle oynamak ister misin? Hem de bütün gün!
Evet, çok isterim baba!
Aaa çok iyi, çok iyi Junior, köpek şu anda müştemilatta bağlı.
Git tepe tepe oyna.
Bir dakika, öyle tepe tepe dediğim yani tepmeden oyna...
...doya doya oyna anlamında söylüyorum.
Tamam Sarp abi, biz onunla oynarız bahçede.
Tamam, hadi koş bakayım.
-Ahahah! -Canım benim.
Efendim yani hiç merak etmeyin, Junior köpeğe gözü gibi bakar.
İyi iyi, güzel.
Ahahah!
-İyi oldu değil mi? -Vallahi bravo.
Hayır, bir insanın ne kadar yaşayacağını nereden bilelim de yarısını hesaplayalım?
Nurhan, öğle tatili bitmeden mutlaka bu bilmeceyi çözmen lazım.
Yani yoksa müşterilerin yanında çözemezsin.
Nurhan, acaba diyorum üç ay falan ömrü kalmış olabilir mi?
Hani doktorlar söylüyor ya abi.
Hasta bir mahkum demiyor bilmecede Erdem Bey, hasta değil.
Allah Allah! Doğru söylüyor Erdem, sakin ol Allah Allah!
Müdürüm siz kendinizi yormayın lütfen ya, istirahate devam edin...
...biz çözeriz bilmeceyi.
Hani gerçi üzerimizde baskı var. O yüzden tam konsantre olamıyoruz ama...
...çözeceğiz, tamam.
Abiciğim, otur oturduğun yerde!
Yani hop oturup hop kalkıyorsun, bizi de geriyorsun Nurhan.
Oturarak daha rahat düşünürsün, zamanının yarısını ayakta geçirdin resmen.
Bir dakika, bir dakika, sen ne dedin?
-Oturarak daha rahat düşünürsün dedim. -Sonra ne dedin?
Zamanının yarısını ayakta geçirdin dedim.
Arkadaşlar, bilmeceyi ne kadar sürede çözeceğim belli değil, değil mi?
Yani, hani beş dakika da sürebilir, saatler de sürebilir.
Yani bilmeceyi çözene kadar bir oturup bir kalkarsam...
...zamanımın yarısını ayakta...
...diğer yarısını oturarak geçirmiş olurum değil mi, doğru mu?
Aynen öyle Nurhancığım.
İşte cezası yarıya düşen mahkum da...
...ömrünün geri kalanının her bir günü zindanda...
...diğer bir gününü dışarıda geçirirse, ne olur?
Evet, cezasının yarısını hapiste geçirir.
Aaaa!
Buldun, çözdün. Bravo!
Müdür Bey, birden dirildiniz.
Bak aniden iyileşti, gördün mü?
Yok artık!
Yok artık müdürüm, siz sırf bilmeceyi çözebilelim diye...
...numaradan kalp krizi geçiriyormuş gibi mi yaptınız?
Yok yok, olur mu Nurhancığım? Sen bilmecenin cevabını bulduğunda...
...bir anda mucize oldu ve iyileştim.
Size inanamıyorum ya!
Size inanamıyorum...
...bizi nasıl zor bir durumda bırakmış olduğunuzun farkında mısınız?
Biz kalp krizi geçiriyor...
Kızma Nurhancığım, ne olur kızma...
...eğer sen bilmecenin cevabını bulamasaydın ben gerçekten kalp krizi geçirirdim.
Buldun, en iyi elemanımsın.
Kolonyayı verir misin?
Otur biraz.
Al.
Vallahi Sarpcığım, kusura bakma konuya hemen balıklama gireceğim ama...
...bu köpek olayında, masraf bayağı bir farklı hallere geldi yani.
Masraf mı? Ne masrafı ya?
Efendim personel çalıştırmaya başladın Sarpcığım.
Personel mi? Kimmiş bu personel?
Junior çalışıyor efendim.
E Junior çalışınca onun da masrafı oluyor.
Çikolatasıydı, çikletiydi, mısırıydı, şuyuydu, buyuydu...
Yani sonra masraflara ekleyeceğim bu gelişmeleri efendim.
Abartma Şükrü, ağzını burnunu kırarım senin.
O zaman sağlık masraflarını da masraflara eklemek zorunda kalabilirim Sarpcığım.
Ne diyorsun Şükrü ya?
Zaten Rüyam'ın bu köpeğe ilgisi canımı sıkıyor.
Efendim vallahi yurt dışından bela ithal ettiniz yani.
Ya ben nereden bilecektim böyle bir şey olacağını?
Bilmiyorsan bana sor.
Sanki bir iş başarabilirmiş gibi, sen ne anlarsın bunlardan ya? Bana sor.
Tamam Şükrü, tamam. Bundan sonra sana...
Ne diyorsun sen Şükrü? Benim sinirimi bozma, abuk sabuk konuşma ya.
İleri geri konuşuyorsun. Haddini bil, yalakalığını bil.
Efendim isterseniz bundan sonra hadi Şükrü, koş Şükrü aşamasına geçebiliriz.
Hadi Şükrü!
Koş Şükrü!
Koşuyorum efendim, teşekkürler.
Off felaket acıktım ha.
Ben de.
(Hakan) Börek neli acaba?
Peynirliye bayılıyorum.
Bizimkiler çeyrek altın almaya gitmiş. Çeyrek altını alıp...
...Biriciklere gidiyorlarmış.
Ee ne olacak bizim börek işi?
Merak etme, Fatma teyze fırına atmış, oluyor.
Ya iyi hoş da Filizciğim acaba biz de yardım etsek mi diyorum?
Ayy evet, çok ayıp oldu. En azından gidip teklif edelim.
Evet evet hadi.
-Bakın siz hadi. -(Ceyda) Bakalım biz.
Ee ne oldu ya villada altın günümü var?
Şey Fatma teyzeciğim biz de yardım etseydik size.
Yok yok, yardım edecek bir şey yok.
Hadi siz oturun sizinle iki çift konuşacağım bir şeyler var.
Hadi oturun bakayım, geçin.
Hayırdır Fatma teyzeciğim, bir şey mi oldu?
Bana bakın bakayım kızlar...
...siz oğlanları kafaladınız diye işiniz bitti diye mi düşünüyorsunuz şimdi?
Ee biz anlamadık Fatma teyzeciğim ama.
Yani şimdi oğlanları sağlama aldınız değil mi yani? Siz öyle düşünüyorsunuz.
Nasıl yani?
Kızım var ya bu gönül işleri oğlanı tavlamakla bitmez.
Önce oğlanın anasını yani hani müstakbel kayınvalidenizi tavlamanız lazım.
Anladım, konunun benimle pek bir ilgisi yok.
Ee peki Fatma ablacığım...
...Ceyda'nın kaynanasını tavlaması için ne yapması lazım?
Filiz.
Ne yapacak? Temizlikte yardımcı olacak ona.
Biz eski kadınlar böyleyiz yani.
Temizlik yapmayan gelinleri kesinlikle kabul etmeyiz yani.
Temizlik mi?
Sen hazır kankam evde yokken, Badire evde yokken...
...şöyle aşağıdan yukarıya bir sonuna kadar temizle kızım. Tamam mı?
Onun gözüne bir girdin mi ondan sonra bir daha hiç çıkmazsın.
Hah.
Yani sen olaya Badire teyzeye yardım ediyormuşum gibi baksana.
Yani tabii tabii, ben temizlik yaparım yaparım da...
...yani hani şey başka bir şey değil. Badire teyzeye yardım olsun, yorulmasın diye.
Tabii ki.
Şişt süs biberi sen niye gülüyorsun orada?
Arkadaşın temizlik ederken sen öyle kurulacak mısın oturacak mısın?
Hadi kalk, kalk sen de yardım edeceksin.
Elimizden her iş gelir zaten.
Hadi, hadi yürüyün bakayım.
(Fatma) Sizi süs biberleri sizi.
(Müzik)
Kızım sen bu köpek için Mahmut Beyleri mi çağırdın?
Köpek değil babişkocuğum, Lucky.
Ve ayrıca evet, ben çağırdım.
Kızım olur mu öyle şey ya?
Sen neye bakıyorsun Serpil?
Bir şeye bakmadım. Duyamadım dediğini de onun için böyle şey yaptım.
Ceyda.
Yalnız yerleri çok iyi sil, kaynanan sana çok kızar.
Ya Filizciğim keser misin? Şu muhabbeti, lütfen ya.
Hem ben Badire teyze için yapıyorum bunları.
Tabii tabii.
Ay Ceyda bak burası hiç iyi olmamış ha.
Neresi?
Burası burası.
Hah, Şey Filiz baksana şimdi olmuş mu?
Yani iyi ki kaynanan için yapmıyorsun ha.
Ay çok kötüsün kes şunu.
Ahh kaynana...
...sen bize neler yaptın, biz her tarafı temizledik.
Yine sana yaranamadık.
Sil sil, iyi sil.
Ay eğlendi kız. Seni de göreceğiz, seni de göreceğiz.
(Filiz) Bir daha sil, iyi parlat.
Ya Fatma teyze, bu temizlik işi nereden çıktı?
Allah Allah, salaklara bak, kızların içinden gelmiş, yapıyorlar.
Otur bakayım. Hem benim sana söyleyeceğim bir şey var.
Neymiş Fatma abla?
Siz şimdi bu kızları tavladınız her şey halloldu mu zannediyorsunuz?
Aa, nasıl yani?
Yani şimdi siz bu kızlarla her işi sağlama mı aldınız zannediyorsunuz?
Şimdi Fatma teyze ben anlamadım. Ne demek istiyorsun?
Ulan eşek sıpası oğlum bu kızlar bize benzemezler.
Bu kızlar var ya kendilerine yardım etmeyen erkekten haz etmezler bile.
Yani?
Yanisi mi var ya?
Kızlar kendilerine yardım eden erkeklere karşı ilgi duyuyorlar.
Onlar içeride haldır haldır çalışıyorlar...
...siz gelmişsiniz burada ohh gel keyfim gel ense yapıyorsunuz.
Ben size bir şey söyleyeyim mi? Bu kızlar yakında sizi kapının önüne koyarlar ha.
Kanka, yardım etsek mi?
Ya yok Hakan ne alakası var ya?
Ya da edelim tabii edelim.
Hem iş erken bitsin yani.
Tabii canım zaten iş erken bitsin diye yani.
Hadi kalk, hadi hadi.
O zaman ne duruyorsunuz tembel tenekeler?
Hadi bir an evvel gidin. Yallah, yallah, yallah, hadi.
Buyurun Kemal Bey.
Ver kızım, ver.
Ee Mahmut Kemal nasıl Ramin Bey?
Çok iyi maşallahı var. Gelişimi gayet güzel.
Kemal Bey çok affedersiniz...
...müsaade ederseniz ben Ramin Bey'e bir soru sorabilir miyim?
-Söyle kızım, sor. -Sağ olun.
Ramin Bey müsaitseniz acaba benim Junior Kemal'e bir bakabilir misiniz?
Boğazlarım ağrıyor diyordu da.
Bak şimdi kızım, adama niye iş çıkartıyorsun? Doktora götürsene onu.
Çok haklısınız Kemal Bey de...
...hani işte bu çocuk ya çok emin olamadım yani.
Tabii tabii Meryem abla hemen bakalım.
Tamam o zaman, buyurun buyurun.
Sağ olun, sağ olun.
(Müzik)
Şey...
...Junior Kemal Nazlı'nın odasında mı Meryem abla?
Ay dur Ramin, sus bir dakika ya.
Şimdi doktor benim ve senin derdinin ne olduğunu biliyorum.
Hah, işte senin ilacın aha da burada.
Yahu salonda kıvranıp duruyordun ya.
Ramin.
Çok sağ olun Meryem abla, sağ olun. Bir haftadır görmüyordum. Çok sağ olun.
Tamam biliyorum, biliyorum, biliyorum hadi. Benimle konuşulacak...
...vakit harcamayın. Haydi girin içeri, beş dakikanız var ama ha.
Hadi konuşun, güzel güzel konuşun, aferin.
(Müzik)
Ya.
Nazlı seni görmediğimde deli gibi oluyorum.
Ya bir haftadır evden çıkmıyorsun.
Ne yapayım Ramin?
Dayıma canım o kadar sıkkın ki.
Benimle konuşmuyor, hâlâ affetmedi beni.
Böyle eve kapanman da sorunu çözmez ki Nazlı.
Biliyorum. Ama dayım okulu bıraktığımı öğrenince bu kadar üzüldü.
Daha annem var sırada. O öğrenince ne olacak?
Bütün bunları düşünmekten canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
İyi de böyle saklanman yanlış bir şeydir ama...
...sen hayallerinde olan bir şey yapmışsın.
Dayımla annemin hayalleri bunlar değildi ki.
Ben sana inanıyorum Nazlı.
Sen güçlü bir kızsın. Böyle bırakma kendini.
Ben de öyle olduğumu zannediyordum ama değilmişim.
Çevremdeki insanların benim yüzümden üzüldüğünü görünce dayanamıyorum.
Bak bugünler de geçecek.
Her şey güzel olacak, her şey düzelecek.
Nasıl olacak o Ramin?
Sabrederek.
Şu anda yapabileceğimiz tek şey sabretmektir.
Çocuklar! Haydi görüş saati bitti, haydi.
Sen öz aileni için...
...ben de seni daha çok görmek için sabretmeliyim.
(Müzik - Gitar)
Mahmut, Serpil Hanım'da bir haller var bence.
Yahu nereden çıkarıyorsun sen de Allah aşkına?
Normal oturuyor kadın ya.
Serpil Hanım, ben sizi pek iyi görmedim. Hayırdır, kötü bir şey mi oldu?
Ay yok, iyiyiz çok şükür, iyiyiz.
Ya ne olsun Badire Hanım işte, bu kızın hallerine bozuluyor o da.
Yani yoksa Allah'a şükür bir şikayetimiz yoktur yani.
Evet, tabii öyle.
Mahmut, yok yok Serpil Hanım'da bir şeyler var.
Baksana.
Aa taktın sen de ya, yok bir şey.
(Horlama sesi)
Ben bittim, yorgunluktan ölüyorum arkadaşlar.
Vallahi ne modern erkeği ya, pestilim çıktı.
Şişt Burhan!
Burha...
Ne ya?
Pestilim çıktı diyorum oğlum.
Ee çıkar tabii ya. Nereden çıkarttınız şu temizlik işini?
Nereden çıkacak?
Ceyda kaynanasının gözüne girebilmek için bütün hamaratlığını gösterdi.
Off ya Filiz bıkmadın bütün gün benimle uğraşmaktan.
Yani hayır biz Badire teyzeye yardım olsun diye yaptık ayrıca.
Burhan hakikaten ya, annen tek başına nasıl temizliyor bu evi?
Evet ya, biz dört kişiyiz pestilimiz çıktı baksana.
Ya işte gördünüz mü?
Yani fena mı oldu? Hem bu yüzden söylemiştim, yardım etmiş olduk.
Ya yok iyi olmuş hayatım, yani kadın da sevinir. Sağ ol.
Börek yiyor muyuz ya?
Ay evet, ben de çok acıktım, yesek mi?
Fatma teyze ben hazırladım, mutfağa koydum demişti.
Hadi birisi alsın da gelsin, hadi.
Filiz...
...Filiz hadi ne olur şu böreği al gel, ne olursun.
Hiç utanmıyor musun benden istemeye Hakan?
Vallahi benim ayaklarıma kara sular indi, ben hiçbir şey yapamam.
Bence evin gelini yapmalı.
Aa ay Filiz.
Ayrıca ben hepinizden daha yorgunum çünkü bahçede halı yıkadım yani.
ya hadi birisi alsın gelsin ya.
Ee oğlum alıp gel o zaman.
Sen alsana, zaten hiçbir şey yapmadın.
Oğlum camları sildim, senin evin.
Ceyda'nın... Ceyda yapmalı bence bu işi.
Burhan, evin sahibi Burhan bir kere.
Burhan bak yastık atıyorum.
Burhan hadi ya.
Şu an ben de uyudum.
Alo kanka kız, sana bomba gibi haberim var.
Hani senin şu dert ettiğin şey vardı ya ev meselesi, temizlik meselesi.
Kız o işi hallettim ben vallahi billahi. Hı.
O vallahi misler gibi kokuyor, misler. Bal döksen yalanacak sanki.
Çok güzel oldu kankacığım, tertemiz oldu.
Boş versene sen, boş ver hallettim ben. Gelince konuşuruz. Tamam mı?
Üzümü ye bağını sorma. Hadi kendine iyi bak, selamlar öptüm hadi, bay bay. Hadi
Ne oldu hayatım, neyin var? Her yerde seni arıyorum.
Hiç keyfim yok Sarpişkom.
Hay neler yapıyorum, görmüyor musun? Niye beni uyarmıyorsun?
Uyarmıyor muyum? Neyi uyarmıyorum ya?
Ya ne kadar saçmaladığımın farkında değil misin?
Niye bunları yapmama izin veriyorsun ya?
Neye izin veriyorum Rüyam?
Köpekle ilgili yaptığım şeylerden bahsediyorum Sarpişkom.
Resmen gerçek aile özlemi yüzünden saçmalıyorum yani.
Yani evet, biraz abarttın yani.
İnsanlara rezil oldum, gerçekten rezil oldum.
Bilmiyorum, deminden beri düşünüyorum belki de benim...
...psikoloğa falan görünmem lazım.
Tamam hayatım geçer bunlar, bunların hepsi geçer. Hallederiz.
Hep senin yüzünden Sarpişkom. Bunların hepsi senin yüzünden.
Ya niye benim yüzümden, ben ne yaptım ya?
Ben ne yapmıştım acaba.
Ailen yüzünden. Şimdiye kadar ailen gelmiş olsaydı eğer biz evlenmiş olurduk.
Benim de gerçek aile özlemim bitmiş olurdu.
Böyle köpeğe çocuk muamelesi falan yapmazdım yani.
Kafayı yemiş gibi saçma davranışlar.
Köpeğe takı merasimi yaptım ya. Saçmalık artık.
Düzelir hayatım, düzelir.
Evet. Benim düzeltmem lazım ama.
Acaba diyorum...
...ben Lucky'yi Junior'a mı hediye etsem?
Aa bak ne güzel fikir. Hem Junior da çok sevmişti köpeği.
Evet evet, böyle bahçede falan oynarlar.
Ne bileyim, hem çocuğa da hayvan sevgisini aşılamış olurum. Değil mi?
Değil mi?
Evet evet, ben kesinlikle öyle yapayım.
Gideyim ben herkesten özür dileyeyim Sarpişkom.
Ayrıca Badire Hanım'ın da taktığı altını geri vereyim yani, saçmalık çünkü.
Bak çok iyi olur, bu çok iyi olur.
Gerçi yine de her şey senin yüzünden.
Senin yüzünden oldu. Bütün bu saçmalıkların altına...
...Sarpişko diye imzanı attın yani. Senin yüzünden.
Ne yaptım ben ya, ben ne yaptım ki?
Rüyam.
Rüyam.
Rüyam.
(Müzik)
(Kemal) Ya bu Rüyam'ın ettiği nedir böyle Serpil?
(Kemal) Dünürlere de rezil olduk vallahi.
(Kemal) Ya arkadaş böyle bir şey olur mu ya?
(Kemal) İnsanlar kalkmış altın almışlar köpek için ya.
(Müzik - Gerilim)
Ya dayıcığım bir ay oldu benimle hâlâ konuşmuyorsun.
Serpil söyle o uşağa ona olan öfkem daha geçmedi.
Ağzın yok mu? Kendin söyle.
Ne oluyor serpil sana, nedir bu tavırlar?
Yok bir şey.
Annem söylemeyecekse ben söyleyeyim babişkocuğum. Ne olacak canım?
Hayatım babişkomun öfkesi sana hâlâ geçmemiş.
Duydum Rüyam abla.
Aşkım, annemin neyi var?
Hayatım iki, üç gündür böyle bize de hiçbir şey söylemiyor, anlamadım.
Serpil o reçeli uzatsana bana.
Elin yok mu? Uzan kendin al.
Ne oluyor Serpil, nedir bu haller?
Mantığın yok mu? Düşün kendin bul.
Ya Serpil ben ne yaptım sana ya?
Yani neyi bulacağım? Anlamadım ki.
Sabrın yok mu? Bekle anlarsın.
Anneciğim yani gerçekten ne oluyor? Bize söylemek ister misin?
Boncuğum önümde bitirmem gereken bir kahvaltı var.
İzin verirseniz onu bitirmek istiyorum.
Tamam.
Serpil...
Kulağın yok mu? Kahvaltı ediyorum dedim.
(Nazlı) Hay Allah'ım ya.
Ortalık bu kadar gerginken ben nasıl dayımla konuşup kendimi affettireceğim?
Sorma ya sorma.
Ben daha beter durumdayım. Ben şimdi annişkoma...
...nasıl hadi beraber alışverişe gidelim diyeceğim.
Yani bir düşün istersen.
Evet.
Ben alışverişe gidiyorum. Benimle gelmek isteyen var mı?
Hemen anladığım üzere kimse gelmek istemiyor galiba.
O zaman ben Sarpişkomu arayayım. Belki o benimle gelmek ister.
Tatlı tatlı şeyler alırız. O zaman afiyet olsun size.
Teşekkürler.
Anneciğim bal ister misiniz?
Teşekkür ederim canım, bunlar kafi.
Tatlı yiyelim tatlı konuşalım diye.
Yumurta aldın mı bir tanem sen?
-Yengeciğim ister misin? -Yok istemem hayır senin için söyledim.
(Müzik - Gitar)
Hayatım...
...annemin yüzü hâlâ çok asık.
Evet.
Hayır Serpil annem de kolay kolay tavır yapmaz. Mutlaka bir şey olmuş.
İşte ne olduysa ama babama çok kızmış bence.
(Nurhan) Mahmut Kemal, oğlum sen biliyor musun ne olduğunu?
Ne oldu dedeyle anneanneye oğlum?
Biliyor musun? Bilmiyorsun değil mi? Ohh
Dört dönüm bostan, yan gel yat Osman, anca sen ye, iç, yat, uyu.
Hayatım bence bir şeyler yapıp öğrenmemiz gerek durumu.
Aynı şeyi düşünüyorum.
Ben babamla konuşayım. Sen de annemle konuş.
Tamam.
Sen kiminle konuşacaksın hı?
Ayy benim dilim bir açılsın neler diyeceğim diyor.
Yahu ne yaptım anlamıyorum ki Nurhan?
Yani Nazlı dişçiliği bıraktı, oyunculuk okuyor diye mi...
...kızdım ben ona ya.
Diyorum ki acaba Serpil de onun için mi böyle davranıyor?
Hiç zannetmiyorum babacığım yani.
Mümkün değil çünkü hani annem de doğru bulmuyordu...
...Nazlı'nın bu gizli saklı işlerini, biliyorsunuz.
Başka da bir şey yapmadım ki ben ya.
Oradan fırçayı versene bana.
(Nurhan) Tamam.
Peki baba şey geldi aklıma, bu son günlerde evlilik yıldönümü...
...doğum günü gibi özel bir gün var mıydı böyle, ha?
Böyle günleri unutmam.
Vallahi mi? Ne güzel ya.
Sekreter hatırlatıyor.
Ne bileyim ben, peki böyle...
...söz verdiğiniz de yapmadığınız bir şey.
Yok.
Yok.
Hani ihmal etme, ilgilenmeme. Biliyorsunuz babacığım yani kadınlar...
...böyle konularda çok hassas.
Hatta yakın zamanda da Biricik bu yüzden bana bayağı bir bozulmuştu.
Kırk yıldır nasılsam öyleyim Nurhan.
Hay Allah ya, annemin size niye kızdığını nasıl bulacağız ya?
Allah Allah geriye ne kalıyor ki? Her şey yolunda.
Anneannesi.
Anneciğim.
Ya ne olur söyle neye kızdın? Hem belki bir yardımım dokunur.
Boncuğum tek bir şey rica ediyorum akışına bırak.
Mahmut...
...evin her yerinde bir tek toz yok.
Pırıl pırıl olmuş.
Vallahi dün temizlik yapıldı ama hâlâ mis gibi kokuyor ha.
Fatma bana bir şey söylemedi.
Nasıl yaptı bunu acaba, tek başına mı temizledi dersin?
Ya sen de.
Ya koskoca evi Fatma Hanım tek başına nasıl temizlesin Allah aşkına ya.
Komik ya.
Bir de bu eve çok geliyor diyorsun.
İşte benim arkadaşım böyledir. Benim arkadaşım o.
İşte bana hep böyle yardımcı olur, hep yanımda olur benim.
Ya canım ben ona takılıyorum, şaka yapıyorum ya.
Gelsin, başımızın üstünde yeri var.
Bak, pırıl pırıl olmuş her yer pırıl pırıl toz falan yok.
Yok.
Yok.
Anneciğim bak bütün evin huzuru kaçtı, ne olur böyle yapma.
Sebebi ben değilim boncuğum.
Serpil...
...ne olduğunu söylemeyecek misin ya?
Duyguların yok mu? Hisset biraz.
Senin de hiç insafın yok mu ya? Söyle.
Yok.
Bu böyle olmaz.
Akşama geleyim, bunu oturup konuşacağız Serpil.
Hah bak babam ne güzel söyledi.
Akşam karşılıklı oturursunuz, güzel güzel konuşursunuz.
Hadi ben kaçtım.
Anneciğim ya ne olur söyle.
Tamam söylerim ama...
...sadece Nurhancığıma.
Sen...
...benimle paylaşmak istemiyor musun anneciğim?
Durum öyle gerektiriyor boncuğum.
Tama o zaman. Ben Mahmut Kemal'i alayım...
...yukarı çıkayım, yatırayım onu ben, tamam.
Meryem abla!
Hıh, beni mi çağırdın Biricik?
Seni çağırdım. Şey Mahmut Kemal'in eşyalarını toplayıp...
...şey yapar mısın yukarı çıkarır mısın? Ben çıkıyorum.
Tabii tabii.
Gel bakalım.
Hoppa. Yerimize yatalım, aferin anneciğim.
Hah Biricik getirdim, al.
Şey yalnız Meryem abla yanlış parçayı getirmişsin. Bu...
...ebeveyn ünitesi, şey bebek ünitesini getirecektin. Olur mu?
Aa açık kalmış bu.
Tamam ben hemen getireyim mi öbürünü?
(Nurhan ses) Biricik'in yanında konuşamayacağınız şey nedir...
...doğrusu çok merak ettim.
Bu aşağıdaki sesleri alıyor.
Biricik bir şey mi oluyor, ne oluyor?
Annemin söyleyeceklerini çok merak ediyorum ama şimdi dinlemem de doğru olmaz.
Ver.
Ben açarım, sen de dinlemiş olursun.
(Serpil ses) Babalarının böyle bir şey yaptığını duyarlarsa çok üzülürler.
(Serpil ses) O yüzden ne Biricik, ne Rüyam duysun istemiyorum Nurhancığım.
Allah Allah.
Hayır anneciğim babam ne yapmış olabilir ki?
Sanırım başka bir kadın var.
Ne?
Ha.
Yok artık.
Hay anneciğim Kemal babam...
...yapmaz böyle bir şey ya.
Tabii ki yapmaz.
Hayatta yapmaz ya.
Ben de öyle düşünüyordum ama...
...yani şimdi böyle düşünmemin bazı sebepleri var tabii Nurhancığım.
Anne sen neler söylüyorsun Allah aşkına ya.
Ya bir dakika sus ya, konuşma da duyalım şunları.
Bir kere hiç hoşlanmadığım halde bıyık bıraktı.
O kadın artık her kimse bıyık seviyor ki bıyık bıraktı.
Bu mudur Allah aşkına anneciğim yapmayın ya?
Her erkek dönem dönem değişiklik yapmak ister.
Keser, bırakır.
Hatta size bir şey söyleyeyim mi? Hakikaten bakın anne...
...iyi hissedesiniz diye söylemiyorum. Ben bile bazen kessem mi diye düşünüyorum.
Aa açık soruyorum, net...
...kessem nasıl olur acaba, yakışır mı dersiniz? Bak.
Gerçekten ya, Nurhan bıyıklarını kesse nasıl olur acaba?
Ayy çok kötü olur ya Biricik.
Yani bence Nurhan Bey'e bıyık yakışıyor yani, kalsın derim ben.
(Nurhan ses) Suratım çok çıplak duracakmış gibi hissediyorum...
...yoksa hemen keseceğim.
Muhabbeti keseceğim, özür dilerim haklısınız.
Sizin derdiniz başka, ben kalkmışım nelerden bahsediyorum.
Anneciğim özür dilerim. Lütfen devam eder misiniz?
Ayrıca üzerinde kadın saç teli buldum.
Ay anne inanmıyorum ya, iki tane saç teli için yapılacak şey mi bu şimdi?
Evet, bir kere de değil. Bak.
Hemen her gün...
...üzerinde aynı kadının saç tellerini buluyorum.
Yo, yok artık.
Anam.
Anam.
İnanmıyorum ya.
İnanmıyorum.
Tamam anneciğim, tamam tamam, dur.
Olaylar var bir anlayalım, sen de rahat bırak bizi.
Kapattım ben artık, kapattım.
Bizim sesimiz gitmez zaten şimdi.
Tamam.
Ne dediler?
Bilmiyorum ki. Ne oluyor acaba?
(Müzik)
İşte böyle Nurhancığım.
O yüzden kahvaltıda canım sıkkındı.
Tamam anneciğim deliller çok sağlam gibi gözüküyor ama ben...
...çok özür dilerim, hâlâ Kemal babamın böyle bir şey yapacağını...
...hakikaten düşünmüyorum ya.
Evet anneciğim, ben de kesinlikle böyle bir şey olduğunu sanmıyorum.
Vallahi Serpil Hanım ben de böyle bir şeye hayatta inanamam yani.
Siz, siz nereden duydunuz?
Şey...
...bebek telsizinden yani tesadüfen açık kalmış.
Oradan duyduk.
Yani ayrıca anneciğim yani Biricik'in...
...duymasında sakınca yok bence. Çünkü...
...ortada sizin düşündüğünüz gibi bir yanlışın olduğunu sanmıyorum.
Aynen öyle, aynen babam öyle bir şey yapmaz anne.
Ya Serpil Hanım, Kemal Bey'den bahsediyoruz ya.
O dört dörtlük bir aile babasıdır.
Ben bu noktaya kolay gelmedim çocuklar.
Ama her gün aynı kadının saç tellerini buluyorum.
O kadar çok saç teli var ki yakında peruk yapacağız neredeyse.
Yani Serpil Hanım bir de şuradan düşünün.
Nurhan'ın bugüne kadar başına bir sürü talihsizlik geldi değil mi?
Ama sonuçta ne oldu?
Evet evet yani hepsi de sonunda...
...bizim yanlış anlamamızdan kaynaklı olduğu ortaya çıktı.
Çok doğru söylüyor. Yine kesin öyle bir şeydir anneciğim.
Benim yaşadığım talihsizliklerden birini yaşıyordur babam, kesin.
Yani ben bunu bütün kalbimle inanmak istiyorum.
Ama bu saç tellerini açıklayamıyorum.
O zaman...
...Nurhan babamı takip etsin.
Yavaş.
Ya aşkım ben yapamam öyle bir şey.
Hayatım ama annemin içinin rahatlamasının bundan başka bir yolu yok.
He doğru, hem bak Nurhan yani...
...sen Kemal Bey'i hata yaptığını kanıtlamak için değil.
Yanlış anlaşılma olduğunu kanıtlamak için takip edeceksin.
Değil mi?
Siz ne diyorsunuz anneciğim?
Ben Kemalimin yüzüne eskisi gibi güvenle bakmak istiyorum.
Ama şimdi...
Tamam.
Tamam tamam, ben...
...Kemal babamın bir yanlış yapmadığını ortaya çıkartmak için...
...tamam onu takip edeceğim. Kabul ediyorum.
Hah güzel, yalnız bir de Şükrü'yü yanında al, o böyle dolambaçlı şeyleri iyi bilir.
Oldu mu?
Tamam, o zaman...
...hadi bakalım o zaman ben gidiyorum, müsaadenizle.
Tamam.
Hadi üzmeyin siz de kendinizi.
Hayatım bizi sürekli haberdar et, olur mu?
Tamam.
Hadi bakalım.
Anneciğim bak sıkma canını ne olur.
Bir yanlış anlaşılma olduğu kesinlikle bak ortaya çıkacak, görürsün.
-Efendim hoş geldiniz. -Hoş bulduk.
Sarp Bey'i hemen masasına alalım.
Buyurun efendim.
Buyurun efendim.
Ee yok ya.
Şu sandalyenin manzarası daha iyi, ben öyle oturayım.
Tabii ki buyurun efendim.
Her zamankinden mi efendim?
Yok, daha sonra söyleyeceğim.
Tabii ki.
(Sarp iç ses) Off manzara hakikaten de şahaneymiş.
(Sarp iç ses) Yok yok kendine gel Sarp. Birazdan Rüyam gelecek...
...bu Afrodit'in çekim alanına girme.
(Sarp iç ses) Elimde değil bakmadan duramıyorum. Tamam tamam...
...bak ama hamle yapma.
(Müzik)
Affedersiniz hanımefendi siz...
...az önce beni silahla tehdit mi ettiniz?
Pardon anlamadım. Ne silahı?
Güzelliğiniz hanımefendi.
Güzelliğiniz çok büyük bir silah ve...
...tam buramdan hedef almış durumda.
O yüzden ben de dayanamadım, kalktım buraya geldim.
Ve tokat yemeyi göze alacağım...
...karşınıza oturacağım.
Hadi.
Size tokat atmayacağım.
Hadi ya. Tüh be.
Ne yani, tokat atmamı mı isterdiniz?
Evet.
Bu güzel ve estetik ellerinizi...
...yüzümde hissetmek için yüzlerce kez tokat yiyebilirim.
Şu an ellerim ellerinizde zaten, tokat atmama gerek yok herhalde.
O halde daha yakından hissetmeme izin verir misiniz?
Sarp!
Rüyam.
Evet Rüyam. Sen ne yapıyorsun burada?
Bu kur yaptığın kız kim?
Kur mu? Kur nedir ya?
Bu nedir ya? Hayatım açıklayabilirim.
Ya sen neyi açıklayacaksın? Zaten her şey apaçık ortada.
Hayatım izah edeyim, iki dakika dur. dur izah edeyim ya.
Ahh bir saniye beyefendi. Şunu acaba bir alabilir miyim?
Hanımefendi flört ettiğiniz adamı tereyağlı alır mısınız acaba?
Ney, tereyağı mı? Tereyağı nedir ya?
Evet, böyle çok daha lezzetli oluyor da.
(Tereyağı cızırtı sesi)
Aaa!
(Sarp iç ses) Oh! Çok şükür. Kıza nasıl kaptırmışsam kendimi, hayal görmüşüm.
(Sarp iç ses) Aman Sarp, tut kendini oğlum.
(Müzik)
Tam adamını buldun Nurhan.
Beni yanına almakla çok iyi ettin biliyor musun?
Biliyorsun casusluk konusunda harikalar yaratırım.
Ya bilmez miyim Şükrü Efendi. Az mı takip ettin beni.
Ve hiç birinde fark etmedim ha!
Aslanımsın benim ya, aslanımsın.
Yalnız şey diyorum ya...
...çok aceleye getirdin biliyor musun?
Casusluk alet edevatımı almadım biliyor musun?
Ya Şükrü Efendi kılık, kıyafet falan değiştirmeyeceğiz ya!
Biz sadece uzaktan takip edeceğiz.
Ah, Nurhan bu arada sormayı unuttum ya, kimi takip edeceğiz?
Şey, ıhh!
-Kemal babamı takip edeceğiz ya! -Destur. Bismillah.
Şişt! Ya bir dur Allah aşkına ya!
Ne diyorsun ulan sen?
Allah Allah aynen öyle Şükrü Efendi.
Bırak bırak bırak. Ben Kemal Bey'e ihanet etmem.
Bak durdur. Vallahi atlarım yoksa ha!
Ya Şükrü Efendi bir dur Allah aşkına. Kemal babam için Kemal babamı takip edeceğiz.
Nasıl yani ya?
Şimdi Kemal Bey mi kendisini takip ettirmek için...
...kendi kendine emir veriyor, Beni takip edin diyor?
Yok, yani yanlış bir şey yapmadığını ortaya çıkartıp...
...tespit edip onu büyük bir sıkıntıdan kurtaracağız ya!
Nurhan, benim kafam davul gibi oldu. Ve hiçbir şey anlamadım.
Kurban olayım şunu bana baştan sona anlat ya.
Tamam, Şükrü Efendi bak şimdi sakin ol.
Şimdi babamla Serpil annemin arası...
...bozuldu.
Fakat neden bozulduğunu da bilmiyoruz.
(Müzik)
(Sarp iç ses) Nerede kaldı bu Rüyam ya?
(Sarp iç ses) Hayır, kıza yazılmamak için kendimi zor tutuyorum artık.
(Sarp iç ses) Bir dakika ya...
...Rüyam gelmeden kızdan telefon numarasını alsam.
(Sarp iç ses) İleriye dönük şahane yatırım olur.
(Sarp iç ses) Tamam oğlum, yaparsın...
...çok oyalanmadan vur, kaç taktiğiyle telefonu alıp ayrılacaksın.
(Müzik)
Affedersiniz! Siz az önce silahla beni tehdit mi ettiniz?
-Pardon anlamadım, ne silahı? -Güzelliğiniz...
...güzelliğiniz o kadar büyük bir silah ki...
...tam da şurama hedef almış. Dayanamadım ben de kalktım geldim.
Ve...
...az sonra sizden yiyeceğim tokadı göze alarak...
...kusura bakmayın oturacağım.
(Müzik)
Hadi.
-Size tokat atmayacağım. -Öyle mi?
O halde ben Sarp.
-Özge. -Memnun oldum Özge.
(Müzik)
Aşkım şu anda babamın şirketinin yakınlarındayız.
Eğer arabayla çıkarsa takip edeceğiz.
(Şükrü) Ana!
Çıktı geliyor.
Geliyor geliyor geliyor.
Babam çıktı. Arabayla buraya doğru geliyor, tamam mı? Sık sık arayacağım ben seni.
(Müzik)
Tamam. Şimdi Nurhan takibe başlıyor.
Hah! Serpil Hanım endişelenmeyin. Hiç kötü bir şey olmayacak.
İnşallah Meryemciğim, inşallah.
-Böyle bir şey ilk defa başıma geliyor. -Hadi canım.
Yani böyle bir güzelliği erkekler asla rahat bırakmazlar.
Evet, haklısınız ama ben yabancı birinin ellerimi tutmasına kolay kolay izin vermem.
-Ahh! -Ama sen öyle güzel konuşuyorsun ki.
Hahaha!
(Müzik)
(Sarp iç ses) Allah Rüyam. Mahvoldum, bu vaziyette gördü beni.
Hanımefendi.
Bakın ben. Ben nişanlıyım. Lütfen benim peşimi bırakın.
-Ne diyorsun sen ya? -Anlamıyor musunuz ya?
Ben nişanlıyım diyorum.
Hem de dünyanın en güzel kadınıyla nişanlıyım diyorum.
Lütfen benim peşimi bırakın diyorum ya! Daha ne diyeyim ben?
Ama...
Aması maması yok hanımefendi. Anlatamıyor muyum?
Lütfen peşimi bırakın ya!
-(Rüyam) Sarp! -(Sarp) Ah canım, sen mi geldin?
Evet, ben geldim. Ne oluyor burada?
Önemli bir şey değil hayatım ya!
Hanımefendi... ben böyle oturuyordum.
Takmış efendim ne kadar yakışıklısın, yok ne kadar çekicisin.
Ben seni bırakmam diye abuk sabuk konuşuyor yani.
-Terbiyesize bak. -Hanımefendi lütfen.
Bakın az önce duygularımı açık açık ifade ettim ben size.
Bana bak, sen kimsin?
Yoluveririm vallahi seni. Sen kimsin de benim nişanlıma sarkıyorsun be?
-Ama ben... -Ama ben, ama ben, anlamadım ki ben ya?
Ya ben anlamadım yani.
Bakın bu limana geminizi yanaştıramazsınız. O kadar, bitti.
Sen ne ahlaksız, ne terbiyesiz bir adamsın be!
-(Özge) Çekil şuaradan, Çekil. -(Sarp) Bana mı diyor?
-(Özge) Dur dur. -(Rüyam) Herhalde sana dedi. Aaa!
Pasta öyle değil, böyle yapıştırılır.
Al bakalım.
-(Rüyam) Ay aşkım! -(Özge) Ne haliniz varsa görün be!
Ay aşkım çok özür dilerim. Yanlışlıkla oldu hayatım.
Garson!
Aşkım sen burada dur. Hemen geliyorum. Yüzünü temizleyeceğim bir tanem.
(Sarp) Tamam hayatım. Tamam hayatım.
Yine mi pasta ya? Yine mi pasta ya, nedir bu ya?
Hay Allah'ım ya! Hay Allah'ım bu nedir ya? Off!
Rüyam.
(Sarp) Hah ver canım. Ah!
Yandım.
Avcı kartaldan yuvadaki kuşa...
...hedef tam önümüzde, merak edilecek bir durum yok. Tamam.
Ulan Şükrü! Çin malı Şükrü.
Doğru dürüst konuş ulan.
(Şükrü) Anam, Meryem sen de mi oradasın? Tamam.
(Şükrü) Kız bak, yorgun geleceğim. Kuru fasulye yap. Tamam.
Üf!.. Hala kuru fasulye diyor ya.
Ulan vallahi kafanı kıracağım. Doğru dürüst konuş be!
(Nurhan ses) Babamın arabası yavaşlıyor, duruyor.
Sor bakalım, nerede duruyormuş o baban olacak adam?
Nurhan, nerede durdu?
Yok artık!
Ee!.. Hayatım...
...şeyde ya...
Efendim önemli bir yer değil. Allah’ın yol kenarı gibi bir yer efendim.
Ya! Siz bakın bir şey söylemek istiyorsunuz ama söylemeye çekiniyorsunuz gibi?
Ya, Şükrü nerede durdular söylesene ya!
Ya, Meryem önemli bir yerde durmadı ya!
Söylesene nerede durdu?
(Müzik)
Ee!..
Yol kenarında bir çiçekçide durduk anneciğim.
Bir tane gül alıyor.
Bak! Çiçek alıyor.
(Serpil) O kadına çiçek alıyor.
Her gün saç tellerini bulduğum. Uğruna bıyık bıraktığı kadına çiçek alıyor.
Ya, anneciğim bir sakin olur musunuz?
Belki de sandığınız gibi bir şey değildir.
Hee! Belki bir mezar ziyaretine gidecektir.
(Müzik)
Tabii ki! Bir de sakin olun. Kontrol bizde...
...biz takibe devam edeceğiz.
Ve eninde sonunda nasıl olsa ne olduğunu da anlayacağız.
(Şükrü) Yani.
Hadi gidelim Şükrü Efendi.
Aa!..
Oğlum ne yapıyorsun? Seni daha yeni aldık, çalışsana!
İlahi aynı tipsiz arabadan bir tane daha aldığın yetmiyormuş gibi.
Bir de aynı arızayı yapan arabayı alıyorsun Nurhan ya!
Ben bir şey yapmadım. Ne güzel gidiyordu. Ne bileyim ben neden durduğunu?
Ya, bununla tosbağa bile takip edilmez.
Şimdi çekip gitmiştir Kemal Bey ha!
Ya, Şükrü Efendi bir dur, daha bir dur. Çalış!
Şey bir ittirsen mi acaba?
(Cam vurma sesi) (Müzik)
(Nurhan) Aham!
(Nurhan) Yok artık babam.
Takip ettiğimizi anladı ya.
Camı aç diyor, ne yapacağız?
-Efendim bozuk, bozuk. Arızalı, açılmıyor. (Cam vurma sesi)
Yok, bu şekilde kurtulamayız.
A!.. Babam da buradaymış. Tesadüfe bak Şükrü Efendi.
-Ulan ne yapıyorsunuz burada? -Belamızı arıyorduk, bulduk efendim.
Yok, şey yapıyorduk baba, olur mu öyle şey?
Yolda gidiyorduk arabam bozulmuştu. Onu tamir edelim dedim.
(Nurhan) Yolda yine bozuldu.
Öyle durduk Şükrü Efendiyle, çalıştırmaya çalışıyorduk.
Ulan Nurhan, niye kendine doğru dürüst bir araba almıyorsun? Anlamıyorum ha!
Kendi gibi arızalı araba almayı çok seviyor.
Herhalde.
(Müzik)
Ya, Serpil Hanım.
Ya, o kadar üzülmeyin. Daha hiçbir şey belli değil ki?
Tamam, ben şimdi tekrar arıyorum Nurhan'ı, tamam mı?
Nurhancığım takibe devam ediyorsunuz değil mi?
Merak etme hayatım, takip ediyoruz.
Ha!
O çiçekleri kime götürüyor. Biz onu çok merak ediyoruz.
Sakın takibi bırakmayın, tamam mı?
Kaçırmayız efendim. Nurhan Bey olduğu sürece...
...inanın gözden kaçırmayız.
Biricik!
Rahat olun, babamın tam ensesindeyiz.
(Müzik)
(Rüyam) Ah canım ya! Ah ah ah.
Çok canı acıdı vallahi. Çok canı acıdı.
Ihh!
(Rüyam) Hıh!
Ayy! Aşkım nasıl oldun? Canın acıyor mu hâlâ?
-İyi misin biraz daha? -Hâlâ acıyor hayatım.
Eğer o garson soğuk suyu boca etmeseydi üzerime...
...şu anda kızartma olarak masalara servis yapılıyordum ya!
Ama yani aşkım suç biraz da senin.
Niye benim oluyormuş?
Senin.
Çünkü sen bu kadar yakışıklı olmasaydın...
...kızlar sana böyle musallat olmayacaktı.
Şuraya bak! Brad Pitt'in esmerisin. Esmeri!
-Vallahi mi? Hahaha! Ooo! -Ay ay kıyamam.
Hayatım!
Hadi gidelim de ben bir üstümü değiştireyim ya! Şu halime bak.
-Eve gideceğiz daha. -Gidelim yakışıklım.
-Haha! -Yakışıklım.
Yakışıklı geliyor!
Aşkım, bir aksilik çıktı ama çok şükür, babamın izini kaybetmedik.
Hâlâ peşindeyiz.
Gelişme oldukça ben seni arayacağım tamam mı? Hadi kapatıyorum.
(Kapı sesi)
Nurhan Bey.
Kemal Bey az ilerideki kafeye gitti.
Vay vay vay vay!
Çiçek almalar, kafeye girmeler.
Bunlar var ya hiç hayra alamet şeyler değil Şükrü Efendi ha.
Şimdi ne yapacağız?
Adam bizi tamirciye kadar getirdi.
İstersen gidelim Kemal Bey'den yardım isteyelim. Seni takip edeceğiz...
...bize yardım edebilir misin diyelim istersen.
O kadar da değil Şükrü Efendi ya! Bir aksilik yaşadık o kadar.
Bundan sonrasını biz hallederiz.
-Hangi kafeye girdi? -Burada binlerce kafe var.
Ya, bir tane orada bak. Ona git işte.
Tamam kızma ya, Allah Allah ya!
Hadi.
Hadi gidelim. Dur şuraları kapatalım, edelim yavaş ya!
Bakalım biriyle buluşacak mı asıl?
-Tamam mı? -Tamam, hadi.
(Müzik)
Ulan git.
Şey yaparım. İte bak, durduğu yere bak ya.
(Müzik)
Allah Allah! Yok, artık ya.
Şuraya bak. Olacak iş değil ya! Görüyorsun değil mi şuradalar?
He, yanında da bir kadın var, görüyor musun Nurhan?
Sorma Şükrü Efendi. Benim de canım fena sıkkın.
Hayır, kadının saç rengi de annemin bulduğu saç tellerine tıpa tıp uyuyor.
Ya, sen bana neler yaptırıyorsun ya? Kemal Bey'e ihanet ettiriyorsun vallahi bana ya!
Saçmalama Şükrü Efendi ya! Ben hâlâ babama güveniyorum.
Hayır, bir de ne konuştuklarını bir duyabilseydik.
Yanlarına yaklaşsak, bizi görür vallahi Kemal Bey ha!
Biliyorum.
Bir dakika, aklıma bir şey geldi.
-Şükrü Efendi. -Ha!
-Şu arkadaki animatör arkadaş var ya. -(Şükrü) Ha.
Onun kostümünü acaba bir beş dakikalığına falan alabilir miyiz?
Sen merak etme, ben şimdi hallederim.
(Şükrü) Bili bili, bak.
(Müzik)
Vallahi Şükrü Efendi, nasıl hallettin bu işi ya, bravo.
Haha!
Şey dedim biliyor musun? Sen burada dinlen dedim, tamam mı?
Ye, iç dedim. Bütün ilanları biz dağıtırız dedim.
Masrafların da bize ait dedim. Çocuk da kabul etti.
Tamam, tamam hallederiz. Sen merak etme.
-Tak şunu, ben hemen gideyim içeri. -(Şükrü) Tamam.
-Görüyor musun? -(Nurhan) Evet.
E, hadi. Hadi yürü.
(Müzik)
Sen benim başıma dünyada gelmiş en güzel şeysin.
Seni görünce, seni tanıyınca aşkın ne olduğunu anladım.
(Nurhan dış ses) Yok artık.
Sus, sus, sus söyleme. Biliyorsun bir araya gelmemiz imkansız sevgilim.
(Nurhan dış ses) İmkânsız tabii. Karşındaki evli be kadın.
Asıl böyle büyük bir aşkla birbirini seven insanları ayırmak imkansız.
Dünya bir araya gelse bizi ayıramazlar.
(Müzik) -(Kemal) Ne oluyor ulan?
E, galiba broşür dağıtıyor Kemalciğim.
Anladım da öyle başımıza kakar gibi koyulmaz ki buraya!
Allah Allah, densiz herif ya!
(Müzik)
Ne oldu Nurhan? Duydun mu ne diyor?
(Nurhan ses) Duydum duydum Şükrü Efendi. Duymaz olaydım keşke ya!
Ne diyor?
(Nurhan ses) Nemi diyor? Allah Allah!
(Nurhan ses) Ben diyor, seni görünce aşkın ne olduğunu anladım diyor ya!
(Nurhan ses) Hayatımda ilk kez diyor, bu duyguları hissettim.
Böyle saçma sapan şeyler diyor ya!
Haa!
(Müzik)
Birader ben sana demedim mi burada broşür dağıtma!
Burası benim bölgem diye ha!
-(Nurhan ses) Sen ne diyorsun ya? -Ben sana uza demedim mi ulan buradan?
(Nurhan ses) Ya, kardeşim zaten canım benim sıkkın.
Allah aşkına bir basıp gider misin ya?
Babanın yeri mi ulan?
(Nurhan ses) Tamam Şükrü Efendi ya! Birader sen de biraz sakin olur musun?
Sakin olmuyorum, ne olacak?
(Nurhan) Ağızını yüzünü böyle yırtarım. Gel ulan buraya!
(Müzik)
İşte böyle hayatım. Annemin canı bu yüzden sıkkınmış.
Şimdi Nurhan’la, Şükrü abi de babamı takip ediyorlar.
Yani gerçekten inanmıyorum.
Ben de Sarpişkom’la enteresan şeyler yaşadım zannediyordum. Meğer burada neler olmuş.
Bir anlık bir şey değil bu, kim bilir ne zamandır devam ediyor bu?
Ah Kemalim ah! Nasıl yapabildin bana böyle bir şeyi?
Ya, Serpil Hanım, ne olur biraz sakin olun, oldu mu? Sakin!
Sakin!
(Telefon zili sesi) -Nurhan arıyor.
Hayatım ne yaptınız, bir şeyler öğrenebildiniz mi?
Öğrendim, şey ee!
Şimdi aşkım.
Baban bir kadınla buluştu.
(Nurhan ses) Ve ben bütün konuşmalarını duydum.
Ee, ne konuşuyorlardı peki?
Şimdi Kemal babam kadına şey dedi. Şey!
Sen...
...sen bugüne kadar gördüğüm en güzel şeysin.
(Nurhan ses) Ben...
...aşkın ne olduğunu...
...sende öğrendim dedi.
Vallahi ne diyeceğimi bilemiyorum. Bir tanem yani...
...hakikaten benim için de çok büyük bir şok oldu.
Böyle olacağını tahmin etmiyordum.
Bir de senden bir şey rica ediyorum. Bak sakın...
...Serpil anneme bir şey söyleme, duymasın kadıncağız. Bak perişan olur.
Hayatım şu an hoparlör açık ve hepimiz dinliyoruz.
Yok artık!
-Ay, ben fena oluyorum. -(Meryem) Serpil Hanım.
(Rüyam) Annişkocuğum. Aa!.. Metanetli ol ama canım.
(Rüyam) Gelsin bak neler yapacağız biz ona annişkocuğum.
(Rüyam) Daha yapacak çok şey var değil mi kızlar?
Biricik! Biricik! Annem iyi mi?
Biricik.
Biricik!..
Hah bak Biricik, bir şey söyleyeceğim sana.
Hay sen niye diafonu açıyorsun hayatım ya?
Tamam, hayır hayır, şeyde değiller.
Kafede değiller.
Birlikte ayrıldılar.
Biz de onları bir taksiyle takip ettik.
Bulunduğumuz yerin az ötesinde bir eve girdiler.
Biz de böyle bekliyoruz işte. Demin de söylediğim gibi.
Çok özür dilerim ya ben de böyle olacağını tahmin etmiyordum.
(Nurhan) Hakikaten çok kötü oldu bu.
Tamam ben...
...kapatıyorum aşkım.
Ararım sonra.
Vallahi Nurhan...
...Kemal Bey'den hiç böyle bir şey beklemezdim Nurhancığım ya.
Al benden de o kadar Şükrü Efendi ya.
Çok kötü oldu.
Ben daha fazlasını görmeye vallahi tahammül edemem.
Ben gidiyorum, sen ne yapıyorsun burada mısın?
Sen de git işinin başına, ne bileyim yani.
Vallahi Şükrü Efendi, ben de ne yapacağımı bilemiyorum doğrusu.
Böyle kaldım yani.
Sen git.
Yapacak bir şey yok.
-Ben gidiyorum, eyvallah. -Sağ olasın Şükrü Efendi.
(Müzik)
(Müzik)
(Kemal) Merhaba millet.
Ne oluyor ya? Kötü bir şey mi oldu? Hastalık mastalık mı var?
(Müzik)
Ulan kime dedim? Ne oluyor burada?
(Kemal) Ulan bu bavul ne? Biri mi gidiyor?
Evet Kemal, sen gidiyorsun.
Ben mi gidiyorum?
Ne diyorsun Serpil?
Artık bir arada olmamız mümkün değil.
Bavulunu al ve git.
Ulan ne oluyor Serpil?
Yani babişkocuğum...
...annişkoma bunu yaptığına inanamıyorum.
Ne diyorsun Rüyam? Ne yapmışım anana?
Babacığım biz her şeyi biliyoruz.
Hayatında başka bir kadın var.
Ne?
Başka bir kadın mı?
(Şükrü) Efendim her şeyi gözümüzle gördük, inkar edemezsiniz.
Gerçi benim görmemi zorla...
...yaptırdılar ama...
...yani sizi takip etmeyi istemeyerek istemeyerek yaptım efendim.
Ya Kemal Bey, nasıl yapabildiniz böyle bir şeyi ya?
Giysilerini bavula koydum Kemal.
Artık seni görmek istemiyorum. O yüzden bir an önce bavulunu al ve git.
(Kemal) Bak!
(Nurhan) Hay Allah ya!
(Nurhan) Babam gelmiş bile. Hayır ben senden önce gelmek için çok uğraştım.
(Nurhan) Sen niye erken geldin ki baba?
Ben de şirkette Serpil'i merak ettim.
Dedim eve gideyim ama...
...hiç hoş karşılanmadım.
Baksana!
Galiba evimden sepetleniyorum.
Yok, yok, yok. Öyle bir şey olmayacak baba.
Aa!..
Ne oluyor hayatım?
Bak şimdi olan şu.
Ee!..
Bugüne kadar hep benim başıma gelen talihsizlikler var ya?
Bu tür talihsizlikler...
...babamın da başına gelmiştir diye konuşmuştuk.
Gerçekten öyle olmuş babacığım.
Ne oluyor Nurhancığım?
Anlatacağım anneciğim.
Şey, ee!..
Nazlı yok mu?
Ee!..
Anlatacaklarım...
...onu da ilgilendiriyor biraz.
Ee, Nazlı bütün gündür odasında ağlıyor ya.
Tamam, şimdi Meryem Hanım rica etsem acaba...
...Nazlı'yı çağırır mısın?
O da bizi dinlerse...
...iyi olur.
He, tabii tabii gideyim getireyim tabii.
Şimdi...
...ee baba, sen oturur musun lütfen?
(Kemal) Ya ne oluyor burada? Başka kadın madın diyorlar.
(Kemal) Sinirim, tasını attırdılar tepemin ya!
(Nurhan) Tamam babacığım, otur bir sakinleş.
Allah aşkına bir sakin ol, tamam bir dakika.
(Nurhan) Ee şimdi...
...Nazlı gelene kadar, bizim senin hakkında...
...bir ne düşündüğümüzü anlatayım baba.
(Müzik)
Biz de Şükrü Efendi ile seni takip etmeye karar verdik baba.
(Flashback)
(Nurhan ses) Yolda bir çiçekçiden çiçek aldın.
(Nurhan ses) Sonra kafede bir kadınla buluştun ve...
...aşk dolu konuşmalar yaptınız.
(Nurhan ses) Sonra da o kadınla birlikte bir eve gittiniz.
İşte böyle baba.
Seni takip edince böyle bir manzaraya şahit olduk biz.
Şimdi...
...sence o taraftan bakılınca senin yaptıkların nasıl görünüyor?
Serpil'i aldatıyormuşum gibi görünüyor.
(Müzik)
Ulan bana bak!
O köpek sen miydin?
Bendim baba.
Yani...
...duyduklarıma öfkelenince kusura bakma baba, fişleri biraz sert bıraktım masaya.
Nereye varmaya çalışıyorsun Nurhancığım?
Anlatacağım anneciğim.
Bütün bunların benimle ne alakası var?
Nazlıcığım azıcık sabret.
Babamı...
...o hanımla birlikte bir eve girene kadar Şükrü Efendi ile takip ettik.
Ve...
...Şükrü Efendi yanımdan ayrıldıktan sonra ben beklemeye...
...karar verdim, biraz daha bekledim.
(Flashback)
(Müzik)
(Nurhan ses) Epey bir süre sonra babam...
...evden çıktı gitti.
(Nurhan ses) Ben de ne yapacağıma...
...karar vermeye çalıştım, epeyce bir süre daha bekledim.
(Nurhan ses) Sonra cesaretimi topladım.
(Nurhan ses) Ve kadınla konuşmaya karar verdim yani...
...yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım.
(Nurhan ses) Kemal Bey'in damadı olduğumu öğrenince beni...
...içeri aldı, davet etti.
(Nurhan ses) Ben olan biteni anlatınca çok şaşırdı.
(Nurhan ses) Her şeyi çok yanlış anladığımı söyledi.
O hanım...
...ki adı Melek'miş.
Sıkı durun!
Çok eskiden babamın...
...tiyatrodan arkadaşıymış.
Tiyatrodan mı?
Evet Nazlı.
Meğer...
...babam çok eskiden tiyatroyla uğraşıyormuş.
İyi de hayatım o kafede duyduğun şeylerin...
...yanlış anlaşılacak bir tarafı var mı?
(Nurhan) Varmış hayatım.
Ben gelmeden önce şunları konuşuyorlarmış iki eski arkadaş.
Ne güzel günlerdi değil mi o eski günler Kemalciğim?
Ya!..
Ya bana bak.
(Kemal) Hadi ben bıraktım.
Sen niye bıraktın tiyatroyu?
(Melek) Evlendim, çocuklarım da olunca çok zorlandım.
(Melek) Bırakmak zorunda kaldım maalesef.
Biliyor musun?
Bazen hâlâ aklıma eski oynadığımız oyunlardaki...
...replikler geliyor.
Aa!.. Ciddi misin?
Son oynadığımız oyunu hatırlıyor musun peki?
Sen benim başıma gelmiş en güzel şeysin.
Seni görünce aşkın ne olduğunu anladım.
(Melek) Ay sus, sus ne olur söyleme!
(Melek) Biliyorsun bir araya gelmemiz imkansız sevgilim.
Aslında böyle büyük bir aşkla birbirini seven insanları ayırmak imkansız.
Dünya bir araya gelse.
Bizi ayıramazlar!
(Kemal) Ne oluyor ulan?
E galiba broşür dağıtıyor Kemalciğim.
Anladım da öyle başımıza kakar gibi koyulmaz ki buraya.
Allah Allah, densiz herif ya!
(Müzik)
Konsantre oldum oyun da yarım kaldı.
(Gülme sesi)
O konuşmalar meğer...
...bir oyunda geçen konuşmalarmış.
Ben sadece o kısmı duyduğum için yanlış anladım tabii.
(Rüyam) Peki o zaman babişkom niye o kadının evine gitmiş?
O ev...
...Melek Hanım'ın evi değilmiş Rüyam.
Babamların eski tiyatro hocası...
...Mürüvvet Hanım'ın eviymiş.
(Flashback)
(Nurhan ses) Ve...
...Mürüvvet Hanım çok hastalandığı için...
...onu çok seven o iki eski öğrencisi yani babamla Melek Hanım...
...onu ziyaret etmek istemişler.
(Nurhan ses) Ve babamın aldığı...
...güller de kadıncağızın başucundaydı.
(Müzik)
İşte böyle.
Melek Hanım, hatta...
...Kemal babamın kendisine...
...evine davet ettiğini, hatta...
...Serpil Hanım'la...
...tanıştırmayı çok istediğini de söyledi bana.
Ah ya inanmıyorum, biz her şeyi yanlış anlamışız.
E bak gördün mü annişkocuğum?
Yanlış anlaşılma olmuş işte.
Çok şükür yarabbim, çok şükür.
Ay ben biliyordum ya kötü bir şey olmayacağını.
Efendim, ben sizi takip ettim ama...
...yani Nurhan Bey'in zoruyla takip ettim.
Ben size ihanet etmek istemedim efendim.
Çok özür dilerim.
Bu lütfen zabıtlara geçsin.
Ee Serpil Hanım?
Hâlâ sizi aldattığımı düşünüyor musunuz?
Şey bütün bunlar tabii normal de.
Her gün üstünden çıkan saç tellerini açıklamıyor Kemal'im.
Saç teli mi?
Evet babişkocuğum, bu saç tellerini nasıl açıklayacaksın peki?
Saç?
Hakikaten ya.
Nedir bu saç telleri? Her gün üstümden mi çıkıyor yani?
Her Allah'ın günü!
(Nurhan) İşte beni de en çok düşündüren bu saç telleri oldu ama...
...sonunda onu da çözdüm.
Ha!..
Öyle mi?
Nereden geliyormuş o saçlar üstüme?
Baba hatırlıyor musun? Bu sabah seninle yatak odasında konuşmuştuk.
Ne yaptım? Anlamıyorum ki Nurhan.
Yani Nazlı dişçiliği bıraktı, oyunculuk okuyor diye mi?
Kızdım ben ona ya!
Dedim ki acaba Serpil de onun için mi böyle davranıyor?
Zannetmiyorum babacığım yani.
Mümkün değil, çünkü annem de doğru bulmuyordu Nazlı'nın bu gizli saklı...
...işlerini biliyorsunuz.
E başka da bir şey yapmadım ki ben ya.
Oradan fırçayı versene bana.
Babamın saçını taramak için annemin fırçasını kullandığını fark ettim.
E annemin fırçasının üstünde de...
...annemin saçı kaldığı için babamın üstüne geçmiş.
(Rüyam) Dur bakayım.
Ay!..
Evladım ne yapıyorsun?
Kusura bakma annişkocuğum, şöyle bir bakayım ben.
(Rüyam) Aa!..
...Nurhoş!
(Rüyam) Doğru söylüyorsun aynı saç telleri.
Ay pes yani Kemal'im!
Niye benim saç fırçamı kullanıyorsun canım?
Yahu ne yapayım yani?
E ortalıkta duruyordu, benim de kolayıma geldi.
Aldım taradım yani.
(Şükrü) Gördün mü Meryem?
Bu şanssızlıklar hep Nurhan Bey'in başına gelirdi.
Bu sefer de Kemal Bey'in başına geldi.
Bu bulaşıcı herhalde, oradan oraya geçiyor.
Sus Şükrü! Sus!
Ay!.. Kemal'im!
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Çok özür dilerim.
Ya gerek yok Serpil.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Hatta iyi oldu.
Ha bu Nurhan'ın başına gelen...
...talihsizliklerin...
...ne olduğunu daha iyi anladım.
Çok zor bir durummuş ya.
(Nazlı) İyi de Nurhan abi...
...ben hâlâ bütün bu olanların benimle ne alakası var anlamadım.
(Nurhan) Azıcık daha sabret Nazlı lütfen, şimdi.
Mürüvvet Hanım...
...bana...
...çok ilginç bir şey verdi.
Ne diyorsun?
Ne verdi ulan?
Vallahi baba...
...eminim görünce çok heyecanlanacaksınız.
Allah Allah.
(Müzik)
(Tiyatro oyunundan görüntü)
(Tiyatro oyunundan görüntü)
(Rüyam) Aa!..
...ay babişkom mu o?
Evet Rüyam, baksana ne kadar genç.
Ay tiyatroyla ilgilendiğini biliyordum ama bu kadar...
...ciddi olduğunu bilmiyordum Kemal'im.
Anlatamazdım ki size.
Anlatınca içim sızlıyordu.
Ya dayıcığım, çok ama çok iyi oynuyorsun.
Hıh!
Allah Allah ya!
Nereden çıktı bu kayıt ortaya ya?
Ya dayıcığım peki neden bıraktın?
Ha?
Şimdi...
...Mürüvvet Hanım bana anlattı.
Şimdi babam, tiyatroyu çok seviyormuş aslında hiç bırakmak istemiyormuş ama...
...babası istemiyormuş.
Evet.
Babam çok kızardı bana.
Yapamadım.
Ayrıca çok fena hastaydı.
Ya burnumun dikine gidip...
...onu daha fazla üzmek istemedim.
Öyle olunca da...
...tiyatro hayallerimden vazgeçmek zorunda kaldık.
Babacığım, Nurhan'ın da anlatmak istediği bu galiba yani...
...Nazlı da hayallerinin peşinden gidiyor. Senin yapamadığını yapıyor aslında.
Biliyorum kızım biliyorum.
Nazlı oyuncu olacağım dediği zaman...
...bunları düşünmediğimi mi zannediyorsun?
Benim de cesaret edemediğim bu şeye...
...ha bu uşak cesaret etti işte.
O kadar cesaretli olsaydım gizli gizli yapmazdım dayıcığım.
Kızım, sen...
...madem böyle bir şeye gönül verdin.
O zaman...
...burnunun dikine gideceksin artık.
(Nazlı) Affettin mi beni dayıcığım?
(Kemal) Affettim, affettim.
Bakalım anana ne diyeceğiz?
O seni hâlâ dişçi olacaksın zannediyor.
Ay bayağı iyi oynuyormuşsun Kemal'im.
Yok kız, o kadar da değil ya.
Olur mu öyle şey babişkocuğum?
Vallahi çok iyi oynuyorsun. Keşke bırakmasaydın.
Şimdi bir dizide aile babası olurdun.
Ben de sana jön babacığım, jön babacığım derdim.
(Gülme sesi)
Yok canım!..
Abartıyorsunuz ya!
(Nurhan) Ne dersiniz izlemeye devam edelim mi biraz daha...
...özellikle Nazlı sen!
(Nurhan) Babamdan öğreneceğin çok şey var.
-Hem de çok. -Ya!..
(Jenerik Müziği)
"Zengin kız fakir oğlan"
"Her devrin hikayesi"
"Gönül ferman dinlemez ki"
"Aşk çilesi bitmez ki"
"Zengin kız fakir oğlan"
"Her devrin hikayesi"
"Gönül ferman dinlemez ki"
"Aşksız dünya dönmez ki"
Bu filmin betimlemesi TRT tarafından Sesli Betimleme Derneğine yaptırılmıştır.
Erişim: www.seslibetimlemedernegi.com