Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bana haber mi getirdin, Altair?
Garnier de Naplouse öldü.
Harika! Daha iyi bir sonuç umamazdık zaten.
Ama yine de...
Ne oldu?
Doktor görevinin asil bir görev olduğunu iddia etti.
Ve şimdi geçmişe bakınca, güya tutsakları olan kişiler ona karşı minnettar gibi gözüküyordu.
Hepsi değil ama, beni şüpheye düşürmeye yetecek kadar vardı. Düşmanını dostu haline getirmeyi nasıl başardı?
Liderler her zaman başkalarını, kendilerine itaat ettirmenin bir yolunu bulurlar. Onları lider yapan şeyde budur.
Kelimeler onları paradan vazgeçiremediğinde çareyi rüşvet, tehdit ve başka türlü sefil hilelerde bulurlar.
O hileler de adamı hislerinden uzaklaştırmaya sebep olabilen, uzak ülkelerden gelen ot ve bitkilerdir, Altair.
Verdiği zevkler harika olsa bile, adamlar bile onun esiri olabilirler.
O adamların uyuşturulduğunu düşünüyorsunuz o halde? Zehirlendiğini?
Tam olarak böyle tanımladıysan, evet.
Şifalı otlar... Garip bir kontrol yöntemi gibi gözüküyor.
Düşmanlarımız beni aynı şeyle suçluyorlar.
Cennet vaadi...
Kadın ve zevklerle dolu bir bahçe olduğunu sanıyorlar.
Ama ben de sizi Garnier'ın adamlarını uyuşturduğu gibi uyuşturdum ve ödülleriyle ayartmaya çalıştım.
İşin gerçeğini bilmiyorlar.
Olması gerekende bu.
Ama işin gerçeğini bilseler... Tek amaçladığımız şey barış olur!
O zaman bizden korkmazlardı ve biz de onları alıkoyamazdık.
Git, görevine devam etme vaktin geldi.
Araç gereçlerinden bir parça vererek seni bir kademe yükselttim.
Yeni hedefini öldürdüğünde tekrar konuşuruz.
Barış ve selamet içerisinde ol, Malik.
Buradaki varlığın beni ikisinden de mahrum bırakıyor. Ne istiyorsun?
Al Mualim...
...kendi affetirmen için bir kaç önemsiz görevi yerine getirmeni istedi. Öt bakalım.
Talal denen adam hakkındaki bildiklerini anlat.
Adamın yerini tespit edip öldürmek senin görevin, Altair. Benim değil.
Yardımcı olsan iyi edersin. Ölümünün tüm ülkeye faydası olacak.
Onun ölümünün sana da yarar sağlayacağını inkar mı ediyorsun?
Bu tarz şeyler seni ilgilendirmez.
Faaliyetlerin pek tabii ki beni ingilendirir!
Yardım etme o zaman. Kendim bulurum onu.
Bekle bekle. Seni kör bir adam gibi şehrin etrafında tökezletmek olmaz.
Araştırmana nereden başlayacağını bilsen daha iyi olur.
Dinliyorum.
Üç yer hatırlayabiliyorum. Buranın güneyindeki Müslüman ve Yahudi mahalleleri arasındaki sınır hattının içerisindeki pazarlar.
Kuzeyde: bu mahallenin yakınındaki cami ve doğuda: Bab Ariha kapısına yakın olan St. Anne Kilisesi'nin önü.
Hepsi bu mu?
Başlangıç için yeterli olur. Gerçi bu kadarı bile fazla sana.
Geleceğin ne barındırdığını, yarının ne trajediler getirebileceğini kim biliyor?
Belirsiz geleceğe karşı direnin, sevdiklerinizi koruyun.
Sıkı çalışırsanız ödüllendirilirsiniz! Talal da tedarik eder!
Sana söyleyecek hiçbir şeyim yok!
Ya benimle konuşursun, ya da Tanrı'ya. Seçim senin.
Yaptığı işi durduramayacaksın. Durduramazsın!
Neyi durduramayacakmışım? Ne işi?
Onları seyehat için hazırlıyor.
Nereye?
Onları deposunda tutuyor. Ve zamanı geldiğinde Akka'ya gönderilecekler.
Nerede bu depo? Ve neden Akka'ya yollanıyorlar?
Talal bana bilmem gereken şeylerden başka bir şey söylemiyor. Bu şekilde daha güvenli.
Onun için güvenilir olabilir, fakat korkarım ki senin için değil.
Talal, kölelerini bir dopoda tutuyor.
Eğer korumalar harekete geçmezse, bize bir şeyler yapmak düşer.
Ne öneriyorsun ki? Delilik bu!
Gerekli bir delilik ama! İnsanlar fikrini söyleyemeden, daha kaç kişinin kaçırılmasına göz yumacağız?
Bunun bize bir zararı dokunmuyor!
Henüz dokunmuyor! Fakat bir şeyler yapmazsak dokunacak!
Ne öneriyorsun?
Adamı izledim. Operasyonu hakkındaki mevcut her şeyi öğrendim.
Hepsi burada, kendi yaptığım harita üzerinde. Her gün aynı saatte stoklarını denetliyor.
Ben de tam o zaman saldıracağım!
Demek bir parça kağıdın var. Farkedildiğin zaman seni bu kurtarmaz ama.
Kılıç va oklarına kalkan olmaz.
Eğer her şey yolunda giderse iş o noktaya gelmez. Herneyse, bu almam gereken bir risk.
Bana şans dile dostum.
Şansa ihtiyacın olacak gerçekten de.
Talal'ın korumalarının pozisyonlarını gösteren harita ele geçirildi.
Soruşturman tamamlandı. "Suikast Hatıra"na gitmek için büroya dön.
Ayrıca, istersen daha fazla soruşturma yapmaya devam edebilirsin.
Altair! Görünüşe göre birtakım düşmanlar edinmişim.
Al Mualim köle tacirini gizlice takip etmemi istedi, bende ettim. Fakat yeterince iyi takip edememişim.
Beni fark etti, bende ta o zamandan beri adamlarından kaçıyorum.
Şehirden gitmem gerek, ama bunu kendi başıma yapamam.
Bana yardım et, bende öğrendiklerimi seninle paylaşayım.
Sağolasın, kardeşim. Al bu haritayı. Talal'ın saklanma yerlerini listeliyor.
Korkak herif savaşmak yerine kaçmayı seçerse, yararlı bir bilgi olacaktır.
Ve adamdan öğrendiğim kadarıyla, yapacağı şey kaçmak olacaktır.
Kaçarsa, Talal'ın saklanacağını mahallenin detaylarını gösteren harita ele geçirildi.
Önümde duran bu kişi Büyük Altair mi? Ne büyük bir şeref...
Çok önemli bir görev için burada olmalısın. Belki sana yardımcı olabilirdim.
"Gizlice dinleme" yapıyordum ve pek çok bilgi öğrendim.
Ayrıca hata da yaptım... Büro Lideri'ne götürecek bazı "Masyaf Bayrakları"m vardı ama...
...haydutlar saldırdığı sırada kaybettim.
Onları benim için bulabilir misin? Kendisi pazardan dönmeden önce...
...akıl hocamın yanına dönmeliyim. Bu yüzden rüzgar kadar hızlı olmalısın.
Harika! Sana güvenebileceğimi biliyordum, Altair Usta.
İşte Mescid-i Aksa civarındaki korumaların konuşmalarından öğrendiklerim:
Talal adındaki bir adamdan bahsediyorlardı. Birçok yandaşı olduğunu söylediler...
...hepside onun için hayatlarını seve seve verirmiş.
Eğer efendileri tehlikeye girerse, kesinlikle olaya müdaha eder, Talal'a kaçmak için zaman kazandırırlarmış.
Tüm bildiğim bu. Umarım bu küçük desteğimin sana yararı dokunur.
Talal'ın sadık yandaşları, Talal'a kaçmak için vakit kazandırarak kendilerini feda ederler.
Barış ve selamet içerisinde ol, Altair.
Merhametsiz zamanlarda yaşıyoruz, değil mi? Bir sürü problemim var.
Rich Mahallesi'nde, ortadan kaybolan bazı kişileri araştırma amaçlı bir görevim vardı ve Talal'ın adamları yüzümü gördü!
Keşfedildim.
Aradığın bilgi karşılığında, onları benim için etkisiz hale getirir misin?
Altair! Yüzümü görenlerden kurtuldun mu? Harika!
İşte Talal hakkında öğrendiklerim:
Kendisi gözetme kulesi civarında, kasabanın kuzeyinde bir bölgede yaşayan güçlü bir köle taciri.
Şehir korumalarına tazminat ödüyor. Böylece gizlilikle çalışabiliyor.
Fakat bugün bana gösterdiğin kadarıyla, eminim ki o da diğerleri ile aynı kaderi paylaşacak.
Tekrar teşekkürler, Altair.
Talal şehrin kuzey kısmında bulunuyor.
Tam bir korkak! Eğer param olmasaydı çoktan ölmüştüm!
Ya salaksın ya da kör. Belki ikisi de.
Nasıl söylersin bunu?
Ne olduğunu görmedin ki sen.
Yeterince iyi gördüm! Karavanımıza saldırdılar, ve yaptığı ilk şey kaçmak oldu!
Hayır, kaçmadı.
Neden bahsediyorsun sen?
Bize saldıran adama ne olduğunu unuttun mu?
Okçularımız tarafından vuruldu... Allah'a şükürler olsun ki!
Bizim okçularımız vurmadı, o vurdu. Tek başına hem de.
Yani onun mu bizi kurtardığını söylüyorsun?
Evet, yüksek bir tepeye çıktı ve onları öldürmek için okunu kullandı.
Hiç... Herhangi bir bilgim yoktu.
Adam usta bir okçu... Bunu unutmasan iyi edersin.
Dövüşürken, Talal düşmanlarını okla vurmayı deneyecektir.
Malik...
Bana daha fazla zaman kaybettirmeye mi geldin?
Talal'ı buldum. Görevime başlamaya hazırım.
Buna karar vermek bana düşer.
Öyle olsun. İşte bildiklerim:
İnsan ticareti yapıyor. Kudüs vatandaşlarını kaçırıp köle olarak satıyor.
Karargahı buranın kuzeyindeki gözetleme kulesinin içindeki depoda bulunuyor.
Biz konuşurken, seyahat edilmeleri için bir karavan hazırlatıyor.
Stoklarını denetlerken saldıracağım.
Eğer adamlarından uzak durursam, Talal kendisinin küçük bir sorun olduğunu ispat edecektir.
Küçük bir sorun mu? Ağzından çıkanı kulağın duysun... Çok kibirlisin.
İşimiz bitmedi mi? Öğrendiklerimden memnun kaldın mı?
Hayır ama bunu yapmak zorundayım.
Dinlen, hazırlan, git köşede ağla...
...görevine başlamadan önce ne yapmak istiyorsan git onu yap.
Yalnızca bunu sessizce yapman gerektiğini unutma yeter.
Talal deposunu hergün denetliyor. Gelecek denetleme esnasında saldır.
- Şimdi ne yapacaksın, köle taciri? - Öyle deme bana!
Ben yalnızca onlara yardımcı olmak istiyorum. Bana yardımcı olunduğu gibi...
Onları bu şekilde esir tutarak iyilik yapmıyorsun.
Esir tutmak mı? Güvende tutuyorum ben onları.
Önlerinde uzanan seyahat için hazırlıyorum.
Ne seyahati? Bu bir kölelik hayatı!
Bi' halt bildiğin yok! Seni buraya getiren bile aptallıktı!
Görebileceğini ve anlayabileceğini düşünmekti!
Yeterince iyi anlıyorum. Çık ortaya!
Ah... Demek seni buraya çağıran adamı görmek istiyorsun.
Beni buraya sen çağırmadın! Kendim geldim.
Öyle mi? Kapıyı kim sürgüsüz bıraktı? Yolu kim temizledi?
Bir kere olsun kılıcını bir adamımın üstüne doğrtulttun mu, ha?
Hayır. Tüm bunları senin için yapan bendim.
Işığın üzerinde dur o zaman. Dur da sana son bir iyilik yapayım.
İşte şimdi karşındayım. Ne istiyorsun?
Aşağı gel! Bu işi onurla halledelim!
Neden iş hep şiddete gelmek zorunda?
Görüşüne göre sana yardım olamam, sen kendine yardımcı olmak istememene rağmen.
Ayrıca görevimin tehlikeye girmesine müsade edemem.
Bana başka seçenek bırakmıyorsun. Ölmen gerek.
Uzak tut onu benden!
Artık kaçacak bir yerin kalmadı. Sırlarını benimle paylaş...
Ben bölümümü oynadım.
Kardeşlik o denli güçlü ki ölümüm, çalışmalarını durdurmayacaktır.
Ne kardeşliği?
Kutsal Topraklar üzerinde planları olan tek kişi Al Mualim değil.
Benden öğrenebileceklerin de bu kadar.
O zaman işimiz bitti. Tanrı'ndan seni affetmesi için yalvar.
O uzun zaman önce bizi terk etti. Bağrıma bastığım kadın ve erkekleri uzun zaman önce terk etti.
Ne demek istiyorsun?
Dilenciler, hayat kadınları, tiryakiler, cüzamlılar... Düzgün birer köle olarak dikkat çekiyorlar mı?
Birçoğu vasıf gerektirmeyen görevlere uymasa bile?
Hayır. Onları satmak için değil, kurtarmak için satın aldım!
Ve sen yinede bizi öldürmek istiyorsun, yalnızca senden istenildiği için...
Hayır. Savaştan çıkar sağlıyorsun, kayıp ve mahvolmuş hayatlardan...
Evet, kibirli biri olduğun için böyle düşünebilirsin.
Savaş beni tanımlıyor... Senin türünün yaptığı en iyi şeyin bu olduğunu söylerler bir de.
Tüm bu yaşananlardaki ironiyi görüyor musun?
Hayır, görünüşe göre henüz görmüyorsun. Göreceksin ama.
Altair! Yanımıza döndüğünü görmek şaşırtıcı! Görevin nasıl gitti peki?
Görevimi bitirdim. Talal öldü.
Oh, biliyorum, biliyorum. Aslına bakarsan bütün şehir biliyor!
Kurnazlığın ne demek olduğunu unuttun mu?!
Yetenekli bir Suikastçı, görevinin birçok kişi tarafından farkedilmesini sağlar.
Hayır! Yetenekli bir Suikastçı bulunduğu ortamın kontrolünü sağlar!
İstersen detayları tartışabiliriz, Malik...
...ama gerçek şu ki beni Al Mualim'in yanına götürecek görevi tamamlamayı başardım.
Git o zaman. İhtiyar adamın yanına dön. Bakalım kimin tarafında yer alacak.
İkimizde aynı taraftayız, Malik.
Hedef etkisiz hale getirildi. Al Mualim'e geri dön.