Tip:
Highlight text to annotate it
X
nescafe bile bir arada ben yalnızım
Washingon, DC
nisan 15, 1865.
Sivil savaşın bitimden 5 gün sonra
--Siz Thomas Gates misiniz?
-- Evet.
--Burada bakmanız geren bir şey var.
--Puzzel ve bulmacalarda çok iyi görünüyorsunuz.
--Bu şifreli bir mesaj.
--Bu zor bir şifre.
-- Zor şifre?
--Çözebilirmisiniz?
-- Anahtarsız olmaz.
--Anahtarla neyi kastediyorsunuz?
-- Bir anahtar kelime veya cümle.
--Orada neye ihtiyacın var?
-- Biraz zaman alacak.
--Devam et, günlüğünü alıyorum
Ave sonra görüşürüz.
--Sic semper tyrannis.
---Altın. Cibola.
Bu hazine haritası.
--KGC? ve altın çenber.
--Sen hainsin.
--Hepiniz hainlersiniz.
--President Lincoln vuruldu.
-- Dışarda herhangi biri.
--Çok güzel olabilirid
--Eğer şifreyi çözseydin
--Baba
--Savaş bitti.
--Sen yanlış yaptığından beri.
--Savaş henüz başladı.
--herkesin bunu ödeyeceği açık.
--Baba Hayır lütfen.
--geri gel, bu adil değil.
--birileri yardım etsin.
Altın çenberin sövalyeleri bi grup aşırı olarak görünüyordu
--Kuzeyde birleşik kuvvetlerin aleyhine çalışan kimdi.
--Eğer Thomas efsanevi gişe defterinin kayıp sayfalarını yakmasaydı ...
--Katiller kesinlikle hazineyi bulmuşlardı ...
--Ve birleşmişlerdi,
sivil savaş kaybedilebilirdi.
--Teşekkürler.
--Ben e teşekkür etmek istiyorum.
Doktor Gates,
--Thomas Gates gibi bir kahramanı bizim
kültürümüze eklemek ne muhteşem bir şey.
--Teşekkürler, Doktor Nichols,
Büyükbabam bunu yaptı fakat...
anlayabilmek.
--Bir sorum var.
-Başarının ateşteki sayfalarda yazdığını
nerden biliyorsunuz?
--Hiç bir zaman bilemeyebiliriz.
-- Belkide bilebiliriz.
--Tabiki benimde büyük büyük dedelerim var.
Aile ağacımızın en üstündeki kişi Sylis Wilkinson.
her zaman bir hikaye anlatırdı
gece Lincoln vuruldu diye başlayan.
Gişeci Thomas Gatesin hazine haritası
için orda olmadığı iddiası var .
Thomasın bir görevi vardı.
Lincolnu öldürme planı.
Ne saçma.
-- Bu bir yalan.
bayanlar ve baylar, sizlere...
John Wilkensonın günlüğünden
kayıp sayfaları sunuyorum...
Thomas Gatesin adı ile
diğer tüm katillerin listesiyle
Latince mi?
Gişe latince çalışılmış, Lincoln ü öldürdükten sonra
'Sic semper tyrannis' diye bağırdı
Herzaman zalimler yenilecek,
bunu biliyoruz.
Serhatt kopyaları.
-- Askeri destekler.
Serhatt Gişeyi silahla desteklediği
için mahkum edildi ve asıldı.
Thomas Gates, oyuncuydu.
yaratıcı, veya the bu işin beyniydi.
-- Ne anlama geldiğini biliyorum.
Suikasti planlayacaktı.
-- Tam olarak evet.
O Bu işi planlayanın yardımcısı
veya herhangi birşeydi
--görebiliyormusunuz?
--Yanmış görünüyor.
Bu sizin için zor olmalı.
-- İzin verirmisiniz, Mr. Wilkinson?
Gişe defterine ait bu
sayfada ne görüyorsunuz?
bu rezalet .
Siz büyük babama yalancı diyorsunuz.
Tüm hakettiği saygıları onun olsun, Fakat şimdi
siz benim atalarıma yalancı diyosunuz.
Gerçekten. Bu bir kitap değil,
Büyükbabam bunu söylemişti.
Doğruyu onun gözlerinde gördüm.
-- Gerçekten beni incitti.
Patrick tekrar araştıralım,
Doğruyu kanıtlayalım.
Doğru olmayabilir.
Müdürün evinin biletleri.
Kurtuluşun anahtarı yok.
Faydası ne?
Ne bulabilirim?
Delil.
Delil ne?
Bu kitap Templarsın hazinesi hakkında değilmi?
-- Evet gerçekten.
Fakat aynı zamanda diğer şeyler hakkında.
doğru olan Samenzweringen, masal, efsaneler gibi..
İmza için yazar buradamı?
-- ben yazarım.
sen?
-- evet bu resme bak.
bu benim , iyi resmim.
Benjamin Gates hazineyi bulabildimi?
-- evet buldu fakat benim sayemde.
sizi şimdiye kadar hiç duymadım.
Ben Gates misiniz?
evet benim.
-- kırmızı ferrariniz varmı?
evet.
-- şu an çekiliyor.
bekle, o benim arabam.
Ferrari nerede?
IRS onu aldı
-- IRS?
komik hikaye,muhasebecimin
bilmiyen bir adada şirketi varmış.
Zengin insanların bunu
yaptığını beni inandırdı
çalıştım ve fazla faizle
büyük bir ödetme geldi
Ne kadar vergi ödediğini biliyormusun
yaklaşık 5 milyon dolar? 6 milyon.
benim hakkımda bu kadar yeter.
senden ne haber?
battım, şimdi babamla yaşıyorum
ve ailem, başkan Lincolnün suikastçisi
yardım bulabilirim.
inanma
kendi evine zorla girebilirsin
Abigailsın ID kartı olmalı,bu şekilde gişe defterinin
sayfalarını ele geçirebilirim
Neden ondan yardım istemiyorsun?
-- Alarm kodu değiştirmiştir.
ben konuşmuyorum.
30 saniye içinde alarmı kapatmalıyız.
gidelim
--büyük bir pişmanlık hissediyorum,
--aranızda ne oldu?
bilmiyorum.
önce isteklerini söylemeye başladı.
-- eeeee?
evet ,evlat 'benim düşüncem sayılmadı? "
ve herzaman daha iyisini bilirdi
've görünmezim? "
şimdi gidiyorum
ve eşyaları alıyorum.
kapandı.
Kadınlar, onlarla beraber yaşayamazsın,
özellikle alarm kodunu değiştirdiklerinde.
25 saniyede başardın.
neden insanların hep köpek
almaları gerektiğini söylerim.
Hebbes.
-- güzel, hadi gidelim.
bu Abigailsın arabası.
bir randevusu varmış.
-- bu adam beyaz saraydan mı?
geçen pazartesi
Eierenrollen beyaz sarayday dı.
o yabancı.
-- ve eğer tüm çocuklar yumurcak değilse
tüm hayat boyu
müzede çalışabilirsin
Ne iğrenç yorum.
Gerçekten onu seviyor olmalılar
Ne ...
-- Abigail.
Ne yapıyorsun?
-- Bana ait olanları almaya geldim. Connor.
Seni görmek güzel.
Nasıl girebildin, Ben?
Riley, çık ortaya.
Burada ne yapıyorsun?
senin evin fakat..
--sana kitabımı gönderdim, sen ...
-- okumadım.
senin beyaz sarayda çalıştığını biliyorum.
ben Riley, biz şeyde tanıştık ...
tabiki, sen Benin asistanısın.
-- Ne?
Fakat gitmeliyim.
-- evet, ben ...
Yarın yemeğe ne dersin?
-- Şimdi bir planım var.
Bu doğru mu?
Tabiki doğru.
-- Fakat cuma günü olabilir.
-- Mükemmel.
İyi geceler.
-- İyi geceler.
Gizliliği ihlal ettiğine inanmıyorsun.
Ne aldın?
-- Eşyalarımı.
Buraya gel Ben.
--Gişe defterinin sayfalarına ihtiyacım var.
-- Hazine haritası olmadığını gördün.
--Bir kod hazine haritasını sayfa içinde gösteriyor.
--Biri hayali bir analizmi yaptı?
buna gerek yok, herşey görülebilir.
-- Henüz silinmiş yada bulanıklaştırılmış.
döküman yönetmeni sensin,
tamamiyle biliyorsun.
benimle ilgili değil, benim departmanım değil.
-- departman senin altında veya departman sensin
bazen kızılötesinin altında.
Bostondaki masalara ihtiyacım var
her ikisi?
saatlerdir o sayfaya bakıyorsun,
hiçbirşey yok.
Ben, bu sayfada birşeyler bulabileceğimize
gerçekten inanmıyorum
güneşe bak:
yaklaşık yüzyıldır Linkoln suikastinin
zanlıları biliniyor olsada herkes Boothu isteyecek
Bu doğru değil.
'İsmi Mudd. "deyimini biliyormusun?
-- Tabiki.
Nereden geldiğini biliyormusun?
-- senin dışında bilen var mı?
cumartesi günü Linkolne karşı olan
planın içinde olduğu söylenen
doktor Samuel Mudd dan.
Kanıtlar anlatıma dayalı
fakat fark yaratmıyor
Muddun kötü bir şöhreti var hala,
ve ben Thomas Gates ismini terk etmedim.
Anlıyormusun.
bunu gördünmü?
epeyce.
-- Evet, leke gibi görünüyor '.
Hiçbirşey.
Sayfayı çevir.
Harfler arkaya doğru.
Bu kod.
Hakikaten.
-- Harflerin nasıl birbirine bağlı
olduğunu görüyormusun?
Harf kodlarındaki Playfaircijfers Pariste.
Bu hikayeyi kanıtlar.
Sen kodları çözene kadar
teorin kanıtlanmamış olacak.
5 harfli kod kelimesine sahibiz.
kod kelimesi ne?
-- henüz öğrendim.
Benim için kopyalayabilirmisin?
milyarlarca kelime var, mantığı bulmalıyız,
hadi en baştan başlayalım.
Hiçbir şeyin havayı kirletmesini istemiyorum ...
Nichols fakat sayfaların
bulunduğunu yarın duyuracaklar.
Thomasın masum olduğunu kanıtlayıncaya
kadar bekleyemez mi?
veya duyurmasınlar?
J. Edgar Hoover FBI Binası.
Efendim, eski arkadaşımız Ben Gates
haberlerle döndü.
Ne bulmuş? Atlantisi mi?
Birinde Booth günlüğünün
kayıp sayfaları varmıi.
En iyi bölüm şimdi geliyor,
bunu duymalısınız:
sayfada Linkoln süikastının
faillerinin isimleri varmış ...
uzun süredir
bilinmeyen süikastçi, Thomas Gates.
Thomas Gates Benjamin Franklin Gatesin
büyük büyük büyük dedesiymiş.
ve ben fakir bir aile olduğumuzu düşündüm.
-- bu Wilkonsonlar hakkında ne biliyoruz?
140 yıllık sayfalara sahip
ve şimdi bilinen tek şey bu
neden?
Peşindeyiz.
-- umut ediyodum.
Bacon.
Devam et.
sayfalar gösterildiği için
Wilkinson ailesine müteşekkiriz ,
Broşürde önceden
bilinmeyen bir süikastçiden bahsediyor:
Thomas Gates.
katıl Nichols, bunu gördün mü?
-- baba, sisteme göz-kulak ol
Açıklama internette.
Daha fazla saklayamayacak.
--Anlaşılır değil.
-- Gerçeği biliyorsun onlar yalnızca iddia.
Büyükbabam Charlesın hikayesini duydun mu?.
-- Hikaye ...
bu adamın kanıtları var herşey onun.
Bizim bir hikayemiz yani hiçbirşeyimiz.
Gates ailesi herzaman onurluydu,
Şimdi onursuzluğu akla getiriyoruz.
Fakat biz yalanncı değiliz.
Wilkinson söylediğine göre Thomas Gates elebaşıydı
ve Amerikan tarihinin en karanlık kişisi.
günlüğün sayfalarını yakarak örtbas etti
Biliyoruzki
o sayfaları yaktı çünkü ...
o adam hazineye ulaşamadı,
ve bunu kanıtlayacağız
Sadece bir yol var.
-- Hazineyi bularak.
Bana yardım edeceksin,
Büyükbabam Charlesın hikayesini tekrar anlat .
Kargaşanın olduğu yerde büyükbabam
babasından hazine haritasını duymuş
biliyorum,
sonra ne yapmış veya ne söylemiş?
bir saniye... tekrar
-- ne?
oğlunun elini tutmuş ona bakmış
ve son nefesiyle ona demişki:
"herkes bu cezayı ödeyecek."
herkes bunadan sorumlu tutulacak?
-- cezayı Thomas ödedi.
bunlar 5 harf.
ÖLÜM ü dene. bu kod kelimesi.
Sorumlu tutulan herkes öldü.
Laboul.
saçma.
-- Laboulaye.
O ne?
-- É douard Laboulaye den, nerede yazdı?
nerden bileyim ben be.
bu karışıklıkta hiç bir şey bulamıyorum.
Yeni bir eve geçince bitecek
-- Eski evine dön.
o kadını seviyorum.
Doctor Chase.
-- Abigaila diyebilirsiniz.
memnun oldum.
-- lütfen otur.
görüşmek istediğiniz için teşekkürler.
-- günlük sayfalarında sana söylemek istediğim şeyler var .
başka?
Gizli yazılmış birşeyler bulduk.
Sadece bak.
Kodmu?
-- belki.
Gates burada mıydı?
-- o keşfetti.
üzgünüm.
-- sorun değil.
her neyse.
-- keyfine bak.
kodu çözdük.
kod: Laboulaye.
Laboulaye Fransada ,
Bu bir şey ifade etmez.
Kesinlikle Thomas Gatesin söylediği ve laoulaye öldüğü gibi
hazine haritası var ve laoulaye öldüğü .
fakat bir parçası var bizde
sonraki kelime lad.
Lady.
-- teşekkürler, Abigail.
Laboulaye ve Lady.
Linkoln süikasti zamanlarında
Laboulayenin planını biliyorsun
Gitmeliyim.
resimdeki haritada bir
harita veya anahtar var ...
Telefonu kapattı.
-- En azından telefonu açtı, bu tamamdır.
Doktor Gates mi?
-- Evet.
Kodu çözmüş mü?
Kodla ilgili hiçbir şey yapamadım,
É douard Laboulaye.
öyleyse o yaptı.
-- Özgürlük heykelini düşündü.
Özgürlük heykelinde bir hazine
haritası olduğunu düşünüyormusun?
o mason.
Onlar her yere işaret koyarlar.
Bunu kitabımdan mı aldın?
tarihe ilgin var mı?
-- büyüleyici.
Sivil savaş.
Ailem General Albert Pike ın soyundan geliyor.
Azbulunur biri.
Fakat tarih neyi ayrı tutar
Büyük insanların rollerini tanımlamayımı?
bir hayat boyu yaşıyorsun,
fakat tarih seni sonsuza kadar hatırlar
tek soru:hangi özgürlük anıtı?
-- kesinlikle.
bir taneden fazla mı var?
üç tane, Riley.
biri newyork ta.
bi tanesi Luxemburg bahçelerinde.
-- lady olarak bilinene başvursana
Paris, Fransa.
Burada olduğumuza inanamıyorum.
-- zamanın varken eğlen.
Laboulayenın arkasından ipucunu
bırakacağı bir yere ihtiyacı vardı.
Meşalenin üstünde.
Oraya koy.
Düşündüğünden daha zor.
Yardım edebilirmiyim memur bey?
Amerikalımısın?
tabiki sakın kuralları çiğnemeyin,
kimsenin oradaki oyuncağınızla sorunu olmasın.
Bizim anayasamızda sizin Montesquieunun
ne kadar sözü geçtiğini biliyormusunuz?
Montesquieuyu biliyormusunuz?
-- yakaladım.
Evet , öyle bir devlet kurulmalıki
hiç kimse bir başkasından korkmasın.
Çok iyi.
tamam.
inşallah fransızcadır.
-- ben mi?
lütfen.
-- o bir polis.
Denizin üstündeki ikizler bulduğumuzu.
korumak için yürekli olmalıdır.
Laboulaye, 1876.
bu bir imza.
-- "ikizlerim yürekli duruyor."
bir kere izle, yürekli ikizler.
yürekli.
ve ikizler ...
siyam ikizleri mi? tayland.
Fransa ve Tayland arasında
bir ticaret yolumu vardı?
o anlamı vermiyor.
HMS kararlı
19 yüzyılda bir ingiliz gemisi
kuzey kutbunda tuzağa düşürülerek kayboldu
Amerikalı köylüler tarafından kurtarıldı
ve ingiltereye döndü.
Queen Victoria iki ofisi ayrıldığı
zaman gemi yolculukları durduruldu
bu ofisteki iki masa
kararlı ikizler.
o masalar şimdi nerde?
-- en yakını londrada.
Riley, Buckingham Sarayına
ne kadar sürede gideriz?
fikrim yok,
onu yeni en iyi arkadaşlarına sor.
bir taksi çağırmak istiyor.
-- teşekkürler.
güzel helikopter, senin mi?
-- Yevet benim.
bilet alırmısınız?
-- mükemmel.
Mitch Wilkinson Virginia daki
hikaye hakkında çalışıyormuş.
1987 mezun olmuş.
ırak ve kongoda anlaşmalı
güvenlik şirketleri varmış.
bunlar düzenli kar eden şirketler haline getirilmiş
Antiekhandel bi zamnlar kanunsuzmuş.
Peki kanunsuz soytarı bir tüccar
neden az bulunur bir sivil savaştan vazgeçiyor
özel koleksiyonları satabildiği için parası var.
kraliçenin ofisi burası,
Asansör boşluğu burası.
tek direk giriş
güvenlik.
eğelnceli olacak.
-- sana bu özel yerde ihtiyamız var.
neco naber yaa.
Patrick Gates, Ben i arıyor.
-- başarılı bir şekilde bize geliyor.
evime girildi, ve saldırıya uğradım.
-- polisi ara, oraya geliyorum.
ne oldu?
polis bir şey yapmaz, hiçbirşey almamışlar.
ben iyiyim.
londradayız,
Buckingham Sarayına gidiyoruz.
müdürle bir randevumuz var.
-- dikkatli ol.
Hazinenin peşinde hala birileri var.
-- elbette.
mesela, hazine bir av.
-- o masayı çok acil görmeliyiz.
Randevuyu kaçıran bayan.
ben Ben Gates.
-- geç.
çay zamanı.
müdürün ofisini arıyorum onu nerde bulabilirim?
merdivenlerdeki ilk kapıdan sola dön.
-- teşekkürler.
bu kadın burda ne arıyor?
-- burda ne yapıyorsun?
baban aradı sıradaki ipucun buradaymış.
gerçekten mi? başından sav onu.
-- yardım etmek istiyorum.
ne güzel, fakat şu an kötü bi zaman.
şu an için kötü zaman mı?
-- evet.
londraya gelmek için tüm havayollarını denedim
ama sen şimdi benim yardımıma ihtiyacın
olmadığını söylüyorsun?
burada tamamen drama oynuyorsun.
-- bütünüyle değil.
eğer bunu yaparsak?
-- tamam hadi yapalım.
çok ince
-- tahmin et, kötü mü?
tekrar yanıldım.
aramızdaki fark, Thomas Gates hakkında
ve kraliçenin koltuğunu istiyorsun.
adi birisin benim makamıma taktın.
duydunuz mu.
bu çok ilginç.
yanılmıyorsam hep yanlış olduğumu düşünüyor
veya değilmi?
sadece hızlı bir cevap vereceğim ben yanlış değilim.
eğer doğru cevabı arıyorsak
beraber bulmalıyız, çift olarak.
sizi dışarıya çıkarmalıyım .
ne yaptığına bak
onları kızdırdın.
bayan dışardayı getir ,
burada bekliyorum.
iyigünler efendim.
-- naber.
bira mı içtiniz?
-- fazla değil.
barda bir bardak içtim.
bu beni kızdırdı.
bunun için birini mi tutuklayacaksınız?
çünkü birileri viskisiyle eğlenebilir?
-- bu kadar yeter.
Zwerverseten. şişelerdeki kalamar.
Vistaart. yahni.
bu kadar yeter.
bir kaç tane hindistan cevizi getirdim.
işte sıradalar. küçük, büyük.
bazıları senin kafan kadar büyük.
-- bu zekice.
şu andaki durumda yanlış ne?
-- hiçbirşey.onu vermelisin, Ben.
hiçbir zaman eşit olmadığımı söylemiştin?
-- söylendi , ama ben değil.
tekrarv yanıldım mı?
-- kesinlikle.
neden hep senin hakkında oluyor?
lütfen içeri girin madam.
doğru olduğum yerlerin listesini çıkar.
-- ne doğru ne yanlış?
siz sevgilisiniz ama buradasınız.
buradan çıkar beni.
ne oluyor?
-- sadece harikaydın.
teşekkürler sende.
-- eğer nepruzie yi bilseydin?
ortaya çıktığın zaman gerçekten.....
-- düşündüğüm zaman gerçekten haklıydım?
Riley, bizi burdan çıkar.
ne söylemedim ki.
tahminimden sonra eeğr haklıysam ki
haklıyım hala aynımıyım
sormadan bir karar aldıysan eğer
haklı değilsin sadece şanslısın
çok şanşlıydım.
neredeyim?
-- siz çocuklar beraber harikasınız.
neden burda olduğumu bilmek istermisin?
kraliçenin odasında kesinlikle bir iz var.
yardım edermi?
niçin kararlarında diğerlerini olmuyor?
cevabımı biliyor olsan bile en iyi sorun hala vardır
birinci kapı açıldı.
tamam deneyeceğim.
Abigail, gelmek istiyormusun?
-- evet teşekkürler.
Belachelijk, burada kalacaksın,
bu çok tehlikeli.
geleceğim.
ikinci kapı.
-- iki kapı açıldı.
gelmiyorsun.
-- güvenliği çağır.
servis asansörüne yaklaşman gerekiyor.
ne demek istiyorsun? kraliçe içinmi?
-- kraliçe değil.
kraliçe kalede
ne anlatıyorsun?
-- sensiz polise gidiyorum.
gelmiyorsun.
hadi
çiçekleri geri ver.
senin için aldığım parfümü kullanmalısın.
yani?
çok güzel kokuyor.
bunlar çiçek, Ben.
-- doğru değil.
hadi, gidelim.
şimdi sola.
ölüm son
-- sağı kastettimçiçekler.
-- iyi.
bu tamam.
yürekli masa
bakıyoruz ...
yazı, senbol,
herşey olabilir.
bunu görüyormusun.
Malcolm Gilvary. 1880.
-- bekle.
tamam. Malcolm Gilvary.
Hiç mobilya yapmamaıştı,
fakat çin puzıl kutuları.
güvende hacıyatmaz gibi çalışmaya başlıyor.
Four tabla.
4 karakterin kombinasyonu?
kesinlikle bir yıl?
kraliçe elizabeth 1819 doğdu.
-- bu bir.
8.
1.
9.
başarılı mı?
paristeki resimde 1876 yazıyordu ,
hadi deniyelim
1.
8.
7.
6.
yeni kurallar.
inka veya aztekler gibi gözüküyor.
-- daha önceden hiç görmedim.
sivil savaş yıllarından geliyor
ne anlamı var?
lincolnün yüzünde ki katili kullanmakla
hiç bir şey olmayacak.
sorunlar devam.
benim mahkumlarım nerede?
-- sese benzer.
yangın alarmı susuturuldu.
-- God Beware ktraliçe.
ne oluyor?
-- fikrim yok.
birşey veya birileri yaptı.
-- herkes pozisyonunu korusun.
bu herhangi bir his uyandırmadı.
-- bunu neyin yaptığını bul. 4 ve 8 bölgesini kontrol et.
anladım ana yoldan gitti.
alerjim var.
-- otur.
beklediğin için teşekkürler.
hadi bakalım.
Danny, bekle.
o ne?
Buckingham sarayındasın
ve bir parça odunmu aldın?
onları tekrar yakalayın.
hazinenin peşinde.
-- çok hızlı kullanırım.
Wingilteredeyiz.
Bend.
hepimiz öleceğiz.
-- başınızı eğin.
kimsin?
üzgünüm.
arayı kapatıyolar.
-- Wbunların sorunu ne?
sola dön.
sağa dön.
-- dikkat et.
herşey yolundamı?
ilerlesene.
-- onları durdur.
dikkat et.
nerede olduklarını görebiliyormusun?
oda ne?
-- cep telefonu.
bu o.
-- kestirmeyi kullanmış?
Mitch, bu iş durmalı.
yoksa biri yaralanacak
eğer bana ne bulduğunu vermezsen
durması gerekli değil.
babamdan bahset.
niye caddenin ortasındalar?
Bütün insanlar nereye gidiyor?
-- niye hepsi koşuyor?
sür!
yan tarafta.
onun üzerine mi sürdüm?
-- insanlara dikkat et.
daha hızlı.
orada.
-- gördüm.
hala arkamızdalar
bu telefonun kamerası varmı?
-- hayır kırıldı.
bana parçayı ver.
kırmızıda geçiyorum.
polis databasene gir ve bana trafik
kamerasından fotoğrafın kopyasını çıkar.
yapamazmısın?
-- yapabileceğimden fazlasını hayal ediyorsun
teşekkürler, Riley.
yakala!
dur.
o ne?
-- fikrim yok ama bizlerden biri.
sizi tekrar birlikte görmek güzel.
-- biz birlikte değiliz.
inşallah o kutulardan kurtulursunuz.
okuyamıyorum,
fakat söyleyebilirim ...
kolonileşmeden önceki karakterler.
-- kesinlikle 5 yüz yıllık.
tabiki.
bir senbolü tanımlayabilirmisin
buna bak
ne olduğunu biliyormusun?
-- fikrim yok.
bu senbol Cibola.
Cibola.
altın şehri.
1527 de, bir ispanyol gemisi filorada
kıyılarında yavaş yavaş battı
sadece 4 kişi kurtuldu.
bir tanesi Esteban adında köle,
yerli kabilenin şefi.
eğer kutsal şehirlerini ona
verselerdi altından yapacaklardı.
daha sonra şehri kabul ettiği zaman
bulmaya çalıştı ama olmadı.
fakat yaygın efsane,
bir çok kaşifin şehri aramasıydı.
General Coster araştırmalarına göre ...
şehir asla bulunamadı.
şefir konfederasyonu altını bulabilseydi
ne olurdu düşünebiliyormusun?
onunla konuşmaya gidiyorum.
benimlemisin.
-- hayır.
sadece o çevirebilir.
-- bir çokları var.
hintlimi?
kimse onlardan daha iyi olamaz.
aynı fikirde değilim.
ne kadar oldu? 25 yılmı?
32.
-- henüz o kadar mı?
32 yıldır konuşmamamızın bir sebebi var.
biraraya gelmedik hiç.
-- ve ben yaptım?
tabiki oda benim gibi seninle guru duyuyor.
Annesi.
Maryland üniversitesi.
sakinleş, .
-- tabiki pozitif bakmalıyım.
uzun zaman önceydi,
belki beni fazla tanımazlar.
ondan nefret ediyorum.
biz iyiyiz.
burada olmayı seviyorum ama dışarda.
Abigail, bu ne süpriz.
merhaba.
gördünmü? tek hece.
bıçak arkada.
yapabilirler.
ve belki diş fıçalarımı bulabilirim.
Merikeshde kim diş fırçasını bırakan ben değildim
asistanken onları iki gezi dede çaldım...
doğru değil eşyalarım bagajdaydı.
-- fakat gezi çantası değil.
gezi çantası bagaj değil,
hangisi bagaj.
kim bagajın kutularında gitti?
-- Tgezi çantası konmadı, çünkü ...
senin halınla tüm cumartesiyi doldurdu,
çünkü gizli bir kod vardı.
genellikle doğru ...
aynı görüşü göz önünde bulundur.
fotoğraf bumu?
-- Omega dili olduğuna inanıyoruz.
doğru.
evet tabiki.
çevireceğini düşündük.
-- tabiki düşüneceksiniz.
o reçetede hazine haritası bulunmuyor?
Anne bu önemli.
tamam neden burdayız.
bunun anlamı' kuş '.
ve bunun anlamı ...
soylu kuş, soylu kuşu göz önüne al,
seni elinden tutar götürür ...
kutsal tapınağa.
bunun cibola nın hazine haritası
olduğunu düşünüyorsun değilmi?
evet.
-- hayır bu dünyanın merkezi ni gösteriyor.
herzaman komik olduğunu düşündün.
o bana hazine avında aşık oldu.
-- That was the heycanlıydı, adrelanin ve tekila.
ve sadece akademik kredilere çalıştım.
bizde bir hazine bulduk,
eğer gazeteleri okuduysan.
onunla hiçbir şey yapamadığınızdan beri.
Ben hazineyi buldu, sen hiçbirşey yapmadın.
Patrick, Emily, sayfada ne olduğunu çözmeliyiz?
daha fazla olmaz, korkuyorum.
bu sadece bir parça.
hazine haritasının yarısı.
lütfen bağışlayın.
benim için süpriz olmadı.
en azından kalanların nerede olduğunu biliyoruz.
ne? niye yapmadın?
-- çünkü tamamen öfkeyle tepki göstereceksin.
lütfen bağışlayın.
-- sorun değil.
o nerede?
paristeki resimde :
"ikizlerim yürekli duruyor."
harita iki acentaya bölünmüş.
H ve t odlocno masası?
başkanın ofisinde?
bizim başkan mı?
-- kesinlikle evet.
ve bizim ihtiyacımız ...
beyaz saray?
Oval ofis.
çok dikkatli ol.
niye öfkeyle yanıt verecekmişim?
buna katılmıyorume.
-- soruna odaklanmalıyız?
teşekkürler.
Columbus dan daha eski.
-- çevirebilirmisin?
ne anlama geldiğini biliyorsun?
çok nadir olan nesli tükenmiş bir dil.
bu dili bilen çok az insan var.
onları nereden bulabilirim?
üniversitelerde güven bana
fakat bu tamamlanmamış.
ne demek istiyorsun?
-- bu senboller tam değil.
haritanın daha fazlasımı var?
nasıl bulabiliriz?
bir şey yapmaya ihtiyacımız yok,
Gatesin yaptıklarını takip edelim.
başkanın ofisi
güney duvarları.
oval ofiste. gördünmü.
masanın önünde küçük bir kapı var.
roosevelt yapmışi misafirler
sallanan sandayeyi görmesin diye.
bir tane daha gözüküyor.
bu çalışıyor.
Abigail,yeni erkek arkadaşınla
bir buluşma ayarlamalısın.
katılıyorum.
Şurdaki Connor mı?
hiç burada bulunmamıştım.
bu çok tatlı.
bence harika.
heys en biliyorum.:senin büyük büyük dedelerin Başkan Lincolnün katili.
hayır ,o John Wilkes iddiası.
Eisenschiml göre
Gişe defteri yalnızca bir oyuncak...
Büyük bir komplo,
Lincoln krum üyeleriyleydi.
Anlamsız. Eisenschimls kitanı
tamamen yanlış varsayımlarla dolu.
gerçekten? neden Lincolnün
Bodyguardları makamından ayrıldı?
çünkü Lincolnün bodyguarları yoktu
tiyatro işlemlerini gördüğü zaman
iyi bir cuma dışında.
Washingtondaki köprüler neden kapandı ?
birinin günlüğüne ilave olarak o gözden kaçmamalı?
şimdi, öbür tarafta, akıllı çocuk.
amerikan eğitiminde neler oluyor?
isteğiniz çok güzel.
Gates ile.
-- Connor.
sadece beraber gedik.
ona sorma?
-- ne sorusu?
gerçekten nerede?
-- izinsiz girmek istemiyorum.
seni düşünmediklerini ne biliyorsun.
neyi başaramam?
-- Soval ofisi görmek istiyor.
biliyorum bu istek biraz fazla.
-- hayır değil ...
yapabilirmiyim.
-- gerçekten?
görebilirmi?
ciddimisin?
herzaman oval ofisi görmek istemişimdir.
harika Connor.
burdan gidelim.
mobilya imparatorluğu.
gerçekten harika.
burda bulunmak harika değilmi?
-- evet gerçekten.
hayır.
-- üzgünüm.
bu sağlam masa.
kesinlikle babası çalışırken
JFK nın altında oynadığı foroğraftan tanırsınız.
harika.
-- evet , fakat ...
bunlardan birkaç tane Buckingham
sarayında olduğunu kimse bilmez.
öylemi?
-- gerçekten kim bilebilir?
Rutherford B. Hayes dan beri
Johnson ve Nixon dışında her başkan bu ofisi kullandı.
ve Ford tabiki.
-- hayır.
küpelerini mi kaybettin?
evet kaybettim.
Connor, onu bana büyük annem vermişti.
-- Aramaya başlayalım.
kimse oval ofiste first lady nin
olmayan küpe bulmak istemez.
güzel nokta,
bizde duymayız
buralara bakalım.
buraya çok baktım.
burada kaybettiğinden eminmisin?
-- evet.
kesinlikle burada.
muhtemelen.
cumartesi bankadasın.
tavşanlar.
onları buldunmu.
söylediğim gibi.
çok sağol.
gerçekten harikasınt.
çok boş bi adam.
-- biri çok hesapsız getirmiş.
bu ofis 100 yıllık.
-- bunu gördünmü.
tabiki biri haritayı bulacak.
tahtada bir senbol var.
-- başkanlık logosu.
olivinetenin yerine bir kitap tutmuş kartal.
onun ne olduğunu bilmiyorum.
-- şimdi ne yapmalıyız?
Kitabımı okuyan yok mu?
bir kartal bir kitap.
-- bunun ne manaya geldini biliyormusunuz?
sana söyleyemem.
gösterebilirim.
kitabımda.
hiç açmadınmı?
-- çok meşguldüm.
13. bölüm.
başkanın gizli kitabı mı?
-- evet.
başkandan başkana geçen evrak koleksiyonu.
sadece başkanlar.
henüz daha JFK dan bahsetmedim.
18.5 dakikada Watergate kanıtlarıyokedildi.
Apolonun aya indiği doğrumu?
Aen iyisi: Area 51.
hala bir efsane.
-- Abigail mi?
doğru?
bu gerçekten ...
-- saçma mı?
uzun zamandır saçmalık üzerine yaşadığımızı biliyorum.
bir fikri var.
-- iyi sonra.
aynı senbol.
1966 da bilgi özgürlüğü kuruluna teslim edilmiş.
kartal ve kitap.
başkanın kitabındaki gizli bir senbol değil.
rafta ne olduğunu söyledin
şimdi başkanın gizli kitabının içindemi?
eğer beni inandırmaya çalışırsan ...
ve küçük bir kanıt, sahip olduğuna inanıyorum.
kartal ve kitap.
başkanın gizli kitabının sembolleri
olduğuna dair teoriler var.
Rileyin kitabını aldın mı.
arkadaşın başkanların komploları
hakkında bir kitap yazmış ve biz bilmiyoruz mu?
bu doğrumu?
başkanın gizli bir kitabı var mı?
ördekleri severmisinbu kitap.
neden bunu söyledin?
çünkü federal ajanların arasındayım.
burada seninle bir arkadaş gibi konuşmak istiyorum
-- bu kitap gizliliğini nerden alıyor?
sadece mevcut başkan tarafından biliniyor.
başkandan başkana geçiyor.
ve her başkan kendi sırdaşını seçiyor.
-- FBI da oturuyorsun, onu alamazsın?başkan olsaydın kitabı görebilirdin.
bilemeyeceksin.
onunla bir kaç dakikaya ihtiyacım var.
-- bir kaç dakika mı gerçekten?
eşi yanında olduüu sürece bir kaç
dakika konuşamazsın
eğer tüm hizmetliler onunla değilse,
fakat ben onunla konuştuğum zaman ...
nasıl girmeyi düşünüyorsun?
--sivil savaşda , devletler ayırıldı.
insanlar genellikle:
'amerika. "dediler
savaştan sonra,
'birleşik devletler. " dediler
lincolnün altında ...
bir millet.
-- ve lincoln bunu hayatıyla ödedi.
Thomas Gates gibi.
-- doğru.
onun hayatıyla.
peki onunla nasıl konuşacağım?
onu kaçırabilirim.
birleşik devletler başkanını kaçıracağım
bu olmaz ...
-- ben senin babanım buna izin veremem?
ortalığı mahfetmene izin veremem.
-- delimisin?
kitabımı okumalısın.
-- hayatını mahvedeceksin.
nasıl bunu yapmak istersin?
Mount Vernonu düşünüyorum.
katılacağım.
efendim başkanın doğum günü partisini başka yere almalıyız.
bazıları spencer hotelinin 19. yüzyılda ***
toplantısı için kullanıldığını iddia ediyor.
birileri biliyormu veya doğru mu?
The Washington Gazetesini başkanın azınlığa
karşı duyarsız olup olmadığını bilmek istiyor
doğru olup olmadığı önemli değil.
-- onaylanmış yerlerin listesini ver.
Patty, ne yapıyorsun?
hızlı ilerleyişi biliyorum.
önceki otelimizdeki borular parçalandı.
heryerde su var.
200 kişilik pansiyon.
Gunston Hall.
Monticello Gunston Hall and Tutor Place se baktı.
sadece hotel Dente
ve Mount Vernon açık.
siz gerçekten hayat kurtarıcımısınız.
-- Dente iyi.
Dente iyi.
-- Denteyi şimdi başkaları ayırttı.
sadece Mount Vernon da olabilir.
-- yer ayır, başkası yapsın.
burada olmak korkunç.
tebrikler bay başkan.
iyi akşamlar efendim.
--iyi akşamlar
yasak bölgede olduğunuzu bşiliyormusunuz?
-- evet fakat burada balık var.
olabilir fakat başka bir yerde avlanmalısınız.
biliyormusun, belitmeliyim ki anayasanın
1. maddenin 5. fıkrasına göre halka açık sularda avalanılabilir?
biliyormusun 24 saat burada sebebsiz kalabilirim?
mümkün olduğunca çabuk geldiğim yere gideceğim
belki davet edildiğim partiye herzaman katkıda bulunabilirim.
22:00 kontrol et, istasyon 11.
-- bölge güvenli.
güzel bayan bir şans verebilirdi?
onun için içecektim ama o kız gözden kayboldu.
bu gece başarılı değilim.
iyi geceler eksalans.
başbakan tekarar amerikada olmanız harika.
başkanın yardım kampayasının limtilerini söyleme ...
Ben Gates, Templars hazinesi.
Ben Gates, tabiki.
-- seninle durmamalıyız.
davet edilmek gerçekten mükemmel.
-- Gizli servis size güvenmiyor.
eğer ataların ne yaptığına bakarsan.
o ...
-- ötesine git.
üzgünüm sizin george washingtona hayranlığınızı biliyorum.
bunu isteyebileceğinizi düşündüm.
gördünüzmü.
George Washingtonun kendisi tarafından
yapılmış Mount Vernon un haritası .
aynen bay başkan
Yale de mimarlık tarihi okudum
onu bilmiyordum.
benim bilgim dışındaymış.
Charlotte adında bir köle torunu varmış.
Frank seni görmek her zaman güzel.
-- Charlotte, orda yaşamış ve çalışmış.
burada yeraltı tünellerini göreceksin
ve bunlardan biri asla bulunamadı.
umarım hala burdadır.
bizi o getirdi fakat arkamızdaki bir yol.
-- belki dikakate almalıyız.
izin varmı?
başkan olarak tabikit.
sizinle gelebilirmiyim?
siz beyler heryerdesiniz.
-- evet efendim.
elfenerini arkadaşıma ver.
bu haritaya göre, o ...
bu bir tanesi
iki. burada.
buralarda olmalı.
bakabilirmiyim?
--tabiki devam et.
yaptığın işi takdir ediyorum
ama burada düşmanım yok.
bekle.o küçük odada.
-- sizi burada bekleyeceğim.
burada.
George Washingtonun karakteri.
-- sadece başkabirşey.
bu eksenler, açılar ...
haritada aynısı olmalı.
sadece ayarlanmalı.
evet başka?
en başta.
yanlış yön.
çok iyi merak etme.
başkan?
9. bölgede sorun var.
1.kanalda biri var.
-- tüm çıkışları kapatın
1.kanalda biri var.
-- tüm çıkışları kapatın
Gates, ne yapıyorsun?
-- üzgünüm bay başkan.
yalnız kaldığımızda sadece sizin
cevaplayabileceğiniz bir sorum olacak.
içerde buluşalım.
duvarları kırmak için bir
balyoza ihtiyacım var.
ne oluyor?
-- başkan yardımcısına anlatın.
1880 yıllarında biryerlerde,
sağlam masanın oval ofisine
konduğu zaman , ve şimdi ...
başkanlarımızdan bir tanesinin
masada gizli bir bölümü varmış.
hint yazıtlarında bir tahta var.
Cibolanın hazinesi.
altın şehri efsanesi.
-- bunu hazine haritası içinmi yapıyorsun?
bu kart tomas gatesin masumiyetini
kanıtlayacak belegeler var.
eminizki raf ofiste değil.
ofisindemiydin?
başkanın kitabındaki tahtada ne var.
bu kitap sadece başkanlar tarafından biliniyor.
devletin tüm sırlarını içeriyor.
böyle saçma bir şey asla duymadım.
-- ofisimde mühür var.
o kartı biliyorum.
ve istediğini alırsan beni serbest bırakacaksın?
çıkış o tarafta size göstereyim.
kötü bir arabulucusun.
kesinlikle.
bay başkan?
balyoz nerede?
yapmayacaksın gates anladım
hapse girebilirsin ...
sadece ataların ismini temizlemek için
çıkış aşağıdaki basamakta.
herşey için teşekkürler.
Thomas Gates , KGC ye karşı vatanını savundu.
birisi vatanı için ölürse,
bunun onurlu olduğuna inanırım.
son sadakat ölçüsü
Lincoln benim en favori başkanım , efendim
suç yok
sorun değil.
her zaman en favorim.
efendim o kitabın varlığını biliyorum.
isteyebilirmiyim ...
eğer görürsem.
eğer böyle bir şey var ise
neden sana vereyim
çünkü hep benzer şekilde ilerlemeyi sevdik.
kayıp kültürün hazinesi.
bu tarih belki onun torunlarına dönebilir
çünkü siz amerikanın başkanısınız efendim.
bu sizin karakterinizr ...
anayasayı koruma yeminizden dolayı.
tarihin ağırlığını omuzlarınızda hissettiğinizden.
sizin onurlu bir insan olduğunuza
inanıyorum efendim.
Gates, insanlar bu tip şeylere inanmaz
inanmak isteyecekler.
en yakın yol bu tarafta.
anladığınız gibi yollarımız ayrılıyor.
gelecek konuşma hiç biryerde olmayacak.
kitap var.
nerede?
-- kongre kütüphanesinde?
XY234786.
teşekkürler efendim.
3794 bilmelisin
-- hesaba katarım.
ve Gates ...
200 kişi benim alıkonulmama karşı
olduğunu bilecek nedenini söyleyemem.
istediğini tam olarak elde edinceye kadar
başkanı kaçırmaktan mahkum olmayacaksın.
bunun ne anlama geldiğini biliyormusun
-- evet efendim çok iyi.
Gates, ne yaptığımı bilmeni istiyorum.
-- bu bir ayrıcalık,efendim.
sayfa 47.
oraya bak.
Riley, kongre kütüphanesini 20 dakikada göster
başkanla ne oldu?
XY234786.
yakındayız.
nereden başlayacağız?
-- XY sınıflandırmasından.
özel bir koleksiyon,
çok özel bir kitapk. neredeler?
buradan,
en kısa şekilde içeri girmeliyiz.
çok güzel.
buradayız XA, XM.
seyret. kod varmı?
-- 3794.
bu tekararlanan şarkı ney?
-- 234786.
burası.
76, 78.
-- yapmadı.
kesinlikle birileri onu aldı.
kitap burada değilse neden bizi buraya gönderdi?
-- Sve tutuklandık.
bura.
o ne?
-- sonunda 6 konbinasyon.
konbinasyonun içindeki yer.
konbinasyonun içindeki yer
doğru.
Mr. Poole iyi iş.
kitaplı kartal.
bir saniye ...
Kennedy suikasti...
-- zamanımız yok.
burası
nisan 1865, kraliçe elizabeth
iki kodlanmış mektup göndermiş.
birincisi geliyor. yeni dünya hazinesinin
bilgilerini içeriyor.
altın şehri.
neden kraliçe amerikanın birleşmesine yardım etti
-- bölünmüş amerika daha güçsüz
ve güneyden pamuğa ihtiyaçları vardı.
ikinci mektup Laboulayen iletişim
kurduğu Playfaircijferi içeriyor...
ölmeden önce kim kanıtları bırakmış.
bu Thomasın yakmak istediği gişe
defterinin sayfasındaki kod.
sayfa bizde.
-- tam olarak. 1880.
masalar Washingtonda buluştu,
kraliçeden başkan Hayese.
anladınmı.
beyaz saraydaki kayıp tahta.
başkan Coolidgeden son bir nor burada.
1924.masanın gizli bir bölmesinde bir tahta buldum.
resmini aldım ve imha ettim
e kutsal Black Hillsde Borglum
işaretleri gösterdi.
Borglum? Mount Rushmore?
o Mount Rushmore yaptı...
kart bilgilerindeki altın şehri sildiler.
Mount Rushmore gizliyor.
ne oldu?
beni tutuklamak isteyen vergi müfettişleri.
-- benimö için geliyorlar senin için değil.
arabaya.
seni sonra arayacağım.
buradan.
Gates başkanı kaçırdı,
hadi gidelim...
ve kongre salonuna gitti neden?.
kesinlikle kitabı istiyor.
buradan.
baba.
Ben, bu yolu kullan
araba kullanıyorum, FBI heryerde.
çabuk but, cep telefonuna bir fotoğraf gönderiyorum.
bunu yapabilirmisin?
-- evet yapmalısın?
evet yaparım.
çeviri için anneme götür.
neden ben?
-- annesi çevirebilirmi?
kim olduğunu bulun.
Beni nasıl bulduk?
-- bilmiyorum.
sen kimsin?
-- burada çalışıyoruz.
biz boşaltıyorduk.
-- ne olduğunu bilmiyoruz...
arabam oradaki bölümde.
-- kitap okudum ve aniden ...
acele etmeliyiz...
-- bu bölüm özel insanlar için teşekkürler
ayrıldıktan sonra id yi gördünmü.
-- henüz başardı.
iyi geceler.
arabayı çalıştır.
hızlandırsana.
sorun ne?
gidebilirsin.
hapse gidiyoruz.
kontrol et ...
ayak sesi. kes.
bir Mercedes SUV.
-- kes.
başarılacak.
yolu kapatın.
sür!
öyle düşünmüyorum.
aynı plan değil.
-- bizi nasıl bu kadar çabuk buldular?
başkan hain.
Sadusky orada,
kitap hakkında düşündüklerimden daha
fazlasını biliyor.
başkanı nasıl kaçırdın?
bir problem görmedi.
Appleton ?
-- üzgünüm, the ofis kapalı.
üzgünüm geç kaldım.
ben Mitch Wilkinson.
görmek isteyeceğiniz bir şey var bende.
alındı fakat bir an.
hazine avcısısınız.
hayır sadedce tarihe geçmeye çalışıyorum
yardım edebilirmisiniz?
hayır o dili bilmiyorum.
üzgünüm yardım edemem.
hadi yaaaa.
gerçekten.
eski kocanız geliyor o çevirmenizi ister.
ona tüm doğruları söyle sonrada başından def et.
hayatı buna bağlı.
biliyorum görmek isteyeceğin son kişiyim,
ve genellikle rahat hissetmiyorum ...
fakat bizim için bir şey çevirmen gerekiyor.
Ben gönderdi,
yardıma ihtiyacı var.
tabiki.
eğer Ben içinse.
ne bilmek istiyorsun?
onun cep telefonunda bilmiyorum ...
-- bana ver.
Mount Rushmore kastettiğini biliyoruz
çim denizindeki kayanın adası.
öyleyse, the Black Hills.
güney Dakota.
ayın dünyayı nerden etkilediğini bul
ve sinekkuşunu serbest bırak.
hepsi bumu?
planladınızmı ...
bunu söylediğime inanamıyorum.
seni etkilemek için yaptığı mı düşündün mü?
doğru değil. istediğin için yaptın
ve aynısını bende yaptım.
Benin evde kalması için yalnızca
birimiz olgun olabilirdik
bu kesinlikle sen değilsin.
senin yapmadığın gibi benim bzim
için gözden çıkardıklarımı düşündün mü?
tabiki hayır.
ve yol burdan.
Verdomde tekila.
suçlu hissetme,
sen haklısın.
Patrick herşeye inanıyor.
oğlun hazineyi bulmadı.
Benjamin biliyormu.
-- kesinlikle hayır.
kraliçe elizabetten general Albert Pike a bir mektup?
sevgili kraliçemiz konfederasyonu destekliyordu.
104 yıldır ailde nesilden nesile geldi.
son durumla ilgili önemli bilgiler içeriyor.
tabiki senin çevirilerin olmadan bu
bilgilerin önemi çok az
ironik ama doğru ?
hepsi yanan sayfayla başladı, ve şimdi ...
birleişk harflerin yanmasıyla sonlandı
tek kelimem cibola bunu kim buldu
paltonu al.
çevirinin ikinci bölümünde :
kaya adadayız.
-- Benjamin buldu.
düşünmüyorum.
anne.
beni bekle.
-- hayır çok yavaşsın.
mesajı biliyordum
babana anlaması için verdim
sinek kuşu iyi olan.
gitsin mitch.
silahlarımız var,
ve emirlerin?
ben başkanı kaçrdım.
şimdi FBI beni tutuklayacak,
ve senide istiyorlar.
her ikimizide tutuklayacaklar.
öyleyse altın şehri asla bulamayacağız değil mi?
Ben,ihtiyacın olan mektupla ilgili bilgisi var.
kraliçe elizabethden General Albert Pikeye mektup.
-- bunu nasıl biliyorsun?
kitapta okudum.
mektubu yaktı.
peki sonra.
yapılan he işi biliyorum şimdi neden durmalıyım?
bana ne bildiğini söyle
ve altın şehrini bulayım.
Tomas Gatesin masumiyetinin kanıtlarını
biliyorum ve senin hazineye ihtiyacın var
seninle gidiyorum.
altın şehrini arama onurunu alıyorum.
sen suç ortağısın ve silahlar burada kalacak.
-- neden bunu yapayım?
çünkü hazineyi istiyorsun.
inan bana biliyorum.
peki, Gates.
senin yolunla yapacağız.
inan bana silahım yok.
hangi başkan? hangi başkana?
-- bilmemenin daha iyi olduğunu düşünüyorum.
hala bir şey görmüyorum
o asil bir kuşa benziyor.
Mitch, mektupta ne vardı?
mektupta ne anlatıyordu?
giriş sadece bulutsuz bir yağmurda görünebilir.
anlamaya çalışıyorum fakat.
yağmura kadar geri dönelim?
bulutsuz.
güneşi anlatıyor.
güneşli bir gün ve yağmura ihtiyacımız var.
suyumuz var.
su.
su kayaları daha koyu yapıyor.
suyu kullanın
su.
-- ne görüyorum? körmüsün?
iyi.
bu saçma
tamamınımı suluycaz?
işte bu.
tamam buldum.
burada
gördünmü devam.
bu kartal
gördünmü. bir kartal.
asil kuş.
-- yazıyı istermisin.
ve şimdi?
-- elleri birlikte tutmalıyız.
kuşa gitmenin asil yolu.
belki bir yol gösterir.
-- ve kuş ortaya çıkacak ...
şimdi tüm taşlar mı?
-- bütün taşları görmene gerek yok.
sonraki durağı sana verirsem bu kumar olur
elini savaşçının kalbinin üstüne koy.
ve kartal savaşçıyı temsil ediyor.
Ben, bekle. bu korkunç bir tuzak.
söyle.
korkunç bir tuzak.
uyuşmayan ruhlar olmalı
uzaktan gelmeye çalışalım.
bunu çok yaptım.
-- iyi.
elini ver.
üzgünüm izin veremem.
bir kabartı hissediyorum.
bu ne?
Ben, gördünmü.
harika.
Ben, bu ne?
-- kapı belli bir ağılıkla açılıyor.
bu ses ne?
-- büyüleyici.
üzgünüm.
-- bu mu?
kilitlendi.
-- Patrick, ne yapıyorsun?
bir veya diğer manivale.
benim kusurum değil.
bir şekilde bugün buraya geldikr.
öne doğru.
daha önce hiçbir kalıntı görmemiştin
nekadar güzel.
bazı kayaları itmeliyizs.
bu tünelin arkasında.
bir tanesi görünüyor.
küçük altın adam.
küçük gövdesi var.
görünüyorki ...
geriye git.
-- öbüt tarafa git.
tersine.
Riley, ileriye git.
tersine.
ne yapıyorum?
-- dur.
dengede durmasını sağlayacak
bir şeylere ihtiyacımız var.
tam olarak buralarda onları hatırladım.
-- ne yapmalıyız?
ne yaptığını soracağım.
-- hayır ne yaptığımızı söyledim.
-- hayır yapıyorum.
burda bir pasaj var.
yere yat ve o taşları çek ordan.
başka bir yere gitmeli.
-- bu iyi fikir.
büyük kara deliten başka bir şey yok.
Ben, kontrol et. bir merdiven.
başka bir yol yokmu ki.
-- benim için ışığı hazırla.
yavaşça köşeye git.
hayır bekle.
ben o köşeye giderken.
adım adım. güzel.
bu açıyı yakalamalıyız,
ki merdiveni yakalayabileyim.
kırmızı ışığı durdur.
-- yardımcı olmuyor.
senin kadar kolay merdivene tırmanabilirim.
geri çekil.
-- dur.
çocuklar.
-- bire karşı üç.
sonuncu değilim, ve sonuncu gitmezsem eğer
birinci kadar iyi olabilirim.
seyret.
ne olacak?
senin yolunla yapacağız.
3 te hep beraber adım adım.
1-2-3
hazır?
-- şimdi.
Mitch, ne görüyorsun?
çıkış varmıne var orda Mitch?
ordamı?
güven bana o iyi
gidelim.
eğer hesapladıysan ...
-- biliyorum.
birinin ayrılması lazım.
-- güven bak benimö için geri deönecek.
hesaplayabilirim.
sırada sensint.
-- ben sonuncuyum.
Riley başka birşeyle halledelim.
Riley sana ihtiyacımız var.
Gag, git.
1-2-3.
--şimdi.
ne demek istiyorsun?
-- hiç bir şeyiçeri girmiyorum.
hadi şimdi
hazır?
-- hayır.
Riley, seni seviyorum.
orada.
Mitch, idol.
Ben, altın idolu bulduk
ağılığı yuvarlayarak dengeleyebilmemiz
için çok şanşlı olmalıyız.
yuvarla onu.
işte geliyor.
hadi Ben.
elini ver.
Riley teşekkürler.
düşünüyorumda neden kızlar seni göremiyor?
öylemi
-- seninle gayet iyi gidiyor.
öne doğru.
bu ne?
üstünde görünüyor.
ne demek istiyorsun?
hiç bir şey görmüyorum bu o mu?
bu petrol.
ölüm son.
Tçıkış yok.
geri dönmeliyiz.
hayır Patrick, bu delilik.
sen varsın.
ilerleyemeyiz.
onu temizleyemeyiz ama düşürebiliriz,
su öbür tarafa akıp gidiyor olmalı,
bu bölmede olmalı.
bunu çevirmem için yardım edin.
şu aşağı akıyor.
bu Ben.
bulduk.
Thomas haklıydıt.
-- hayır sen haklısın.
üzgünüm büyük büyük dedelerimin güzel isimlerini yıkamam.
düşündümde sadece araştımalarımızı yapcaksak eğer.
Wilkinson ailesini tarihte işaretlemek için bir fırsat bu.
altın şehir olarak adlandırılmalı.
sana ne oldu?
baban kendini çok kötü hissetti.
çıldırmış.
baba yolunda olmayan ...
durdur şunu bunun yüzünden ayrılacağız?
hayır herşey bitti.büyük taştan yuvarlak
kapıya gitmekte atnı fikirde değiliz.
annen nereye gidiyor?
Schat, bunu görmelisin.
Omega dilini anlamamıza yardım edecek.
Columbusun gelşinde itibaren
tarihin resmini sağlayacak.
mutlumusun?
Ben, gördünmü.
boğumları kesmişler ve
kalbini çıkartmışlar.
o ne?
-- dinle.
bi çıkış arayacağım.
tüm çıkışlar tamamlandı.
bu suların hepsi bir yere akıyor,
biz onu bulacağız.
Ben, bir akıntı var.
takip et, başka yerlerdende su akıyor.
-- sağımızdan.
gitmeliyiz.girin
su çok hızlı yükseliyor.
kapı kapanacak, devam etmeliyiz.
Ben, çok yavaş,
bu bir tünel akıntısı.
kapı açıldığı zaman suyla dolmuş.
kapıya saplayabileceğimiz bir şeyler bulmalıyız
kapıyı açık tutacaktır.
hayır eğer açılırsa,
tünelin kalan bölümleride dolacaktır.
öbür tarafa gitmeliyiz ve kapı kapanmalı.
Patrick ve Emily, gidin.
dikkatli olun.
kapının öbür tarafında olmalıyız.
ben söyleyinceye kadar kimse kıpırdamasın.
kapı kendiliğinden açılmaz.
ne olduğunu ikimizde biliyoruz Ben.
-- birileri kapıyı açmalı.
ve geride kalmalı.
oyum Mitche.
-- bu demokrasi değil.
dur ben yapacağım. izle.
1107
anladınmı? burdayım geride.
-- iyi bunu nasıl gideceğini söyleyeceğim.
sen ve ben kapıyı açacağız.
biri benim için gitmeye kalkarsa,
kapıyı kapatacağım ve tekrar başlayacağım.
fakat bir şey yaparsan birileri incinir,
hiçbirşey yapmayacağım söz veriyorum.
kızı bırak.
Ben, sensiz gitmiyoruz.
Abigel anne-baba mı götür.
gidiyoruz.
-- hayır onu arkada bırakmayın.
hayatımızı kurtarmaya çalışıyor.
lütfen.
kaldır, Ben.
akıntı çok güçlü.
hazır.
-- başa git
kes.
nefesini tut.
yol göstermeliyiz.
her ikiside kapıya saplandı.
kapıyı açmakta geçikti .tüm her yere dağıldı su
hepimiz öleceğiz
kapıyı açık tut,
gittikten sonra arayacağım.
akıntı çok güçlü.
eğer kapıyı açarsamr, çıkabilirim.
buraya gel.
-- altın şehrini buldum.
onu buldum,
ve hiç kimse bilmiyor.
kısa sürede tamamen bulduk.
herkesi getireceğiz.
bu bir puzzel değil.
Ben daha fazla puzzıl yok
hepimiz öleceğiz veya yalnızca ben.
onlara bulduğumu söyle.
-- pes etme.
teşekkürler.
henüz sana sunmadım.
ben Riley.
senin için.
bir kanıtım var.
tamda senin hakkında konuşuyorduk.
gösterebilirmisin?
-- henüz değil.
altın şehrini bulduk.
bu sorun değil hala federal bir suçlusun.
durdur şunu.
bay başkan.
-- Grey, bize ver.
FYI,sizi kaçıran adam bu.
görmek için gizli bir tünele girdik,
kapı aniden kapandı ve hayatımı kurtardı.
yüzyıllardır yapılan keşiflerden sonra
sen bugün ...
ülkenin ve ailenin onuru geri kazandırdın.
bu ülkeye büyük bir hizmet yaptın teşekkürler
çok teşekkürler.
yarınki haberleri görmek istersin diye düşündüm
yarın?
THOMAS GATESin sivil savaş kahramanı olduğu ispatlandı.
teşekkürler efendim.
hepiniz Emily and Patrick Gates bu buluş için krediniz var
ve Mitch Wilkinson, efendim.
bu doğrumu?
-- doğru efendim.
senden istediğim iyiliği hala merak ediyorum.
47 .sayfa hakkında ne söyleyeceksin?
yardım ettim efendim
-- çok iyi?
hayat tereddüttür efendim.
W47. sayfada ne var?
kitap hakkında mı konuşuyorsunuz?
hangi kitap?
dikkatli ol.
eğer suyu arıtarak kullanırsan? kesinlikle bu?
düzenledin mi? hayırmı?
pardon efendim,
düzenliyormusunuz?
uitzochtenki ilk bankamız.
Pardon.
hala hazine avcımısın?
hayır başka yerlerde.
--hayır, sensin. Riley Poole.
kitabınızdan sizi tanıdım.
imzalarmısın?
teşekkürler.
tamam çay masası.
önümüzdeki hafta ayrılmak için sana göndereceğim.
gerçekten söylemek istediğim onları alabilirsin.
veya gelip benimle tekrar yaşayabilirsin?
hayır sen peki dedin.
-- peki?
bunun anlamı sen kızgınsın.
-- bazen.
fakat bazen değil.
bir çeşit pazıl.
ve sen pazıllarda çok iyisin,
ve hep önde olacaksın.
peki?
Beyaz saray. Washington.
başkanın ofisinden.
vergi muhafiyeti var.
bu arabayı seviyorum.