Tip:
Highlight text to annotate it
X
- Uzun sürebileceğini söyledin mi?
- Sorun değil.
- Telefon edebiliriz.
- Gerek yok.
İşlerin durumuna göre,
bu geceye kadar sürebilir.
- Garip bir hikâye.
- Gerçekten mi?
Görünüşe göre birisi...
...kendisini Muhsin Makhmalbaf olarak...
...tanıtıyormuş, tanır mısın?
- İşadamı mı?
- Hayır, değil.
Buradan sola mı dönüyorum?
İşadamı değil, yönetmen.
- Tanıyor musun?
- Hayır.
Son filminin adı "Bisikletçi".
Sinemaya hiç vaktim yok!
Yönetmen ama siması pek bilindik değil.
Adam bir aileye kendisini
Makhmalbaf olarak tanıtmış.
Niyetinin ne olduğu belli değil.
Aileden birkaç kişiyi
oyuncu olarak seçmiş...
...ve evlerinin bir dahaki filmi için...
...ideal olacağını söylemiş.
Ama asıl niyetinin
ne olduğunu kimse bilmiyor.
Ben de muhabirim ve oraya gidip...
...hikâyesini yazacağım.
- Muhabir misiniz?
- Suruş dergisinde.
Ben askersiniz sanmıştım!
Güldürdün beni!
Olayı anlattılar...
...bana da güzel bir hikâye
olur gibi geldi.
Olayı sonuna kadar takip edeceğim.
İnsan her zaman böyle olaylar duymuyor.
Kariyerin boyunca bu gibi hikâyelerle
bir ya da iki kez karşılaşabilirsin.
Önemli bir habermiş.
Sansasyonel bir haber.
Satışlarımızı uçuracak cinsten.
Tam Oriana tarzı bir haber.
Bu arada, Fallaci'yi biliyor musun?
Hayır.
Bogdanovich? Edisson?
Onlar da muhabirdir.
Benim müşterim değiller!
Ama onlar da muhabir.
Sansasyonel haberler yaparlar.
Oriana Fallaci kendine özgü
makaleler yazar.
Başkasının gözünden kaçan
hikâyeleri bulmakta üstüne yoktur.
Dünya çapında tanınır.
Bizimkinin de tam Oriana tarzı bir
haber olduğuna eminim.
Hırsızlık gibi yasa dışı emelleri...
...var mıydı öğrenmeliyim.
Tutuklandığında
hemen haberim olur...
...o yüzden gece sana ihtiyacım olacak.
- Bana uyar.
- Güzel.
Vardığımızda istersen bir patronunu ara.
Önemli değil, zaten sabahtan akşama
onun için çalışmıyorum.
Ben emekli bir savaş pilotuyum.
Ama artık yerde çalışıyorum!
İyiymiş, karada çalışan bir pilot!
Bu da haber olabilirmiş!
- Sola mı?
- Evet.
- Lavizan'a mı?
- Evet, oradan da Hüseyinabad caddesine.
Lavizan güzel yerdir.
Devrimden önce orada yaşıyordum.
Lavizan Garnizonunda huzursuzluk çıkınca...
...ben de terk ettim.
Askerler ayaklandıktan sonra...
...geri dönmedim.
Javanshir caddesine gidiyorum.
Devam et, yolda birisine sorarız.
Bakalım şu çocuk biliyor muymuş.
- Affedersin. Javanshir caddesi nerede?
- Bilmiyorum.
- Bilmiyormuş.
- Bir yetişkine sor.
Şu adama soralım.
Affedersiniz. Golzar caddesi nerede?
Bilmiyorum.
- Hindi ister misiniz?
- Hayır.
Zaten hindi yerine konulan
bir ailenin yanına gidiyoruz!
Hikâyeyi nereden duydun?
Besteci bir arkadaşım aradı
ve arkadaşının evinde...
...garip şeyler olduğunu söyledi.
İlginç bir yermiş.
Golzar caddesi nerede?
Düz gidin, süpermarketten
hemen sonra da sola dönün.
- Düz, sonra sola?
- Evet.
Teşekkürler.
Bu bir muhabir için hayatında
ender yakalayabileceği hikâyelerden.
Bu haberi manşette görmek için...
...ne kadar sabırsız olduğumu
tahmin edemezsin.
Sansasyon yaratacak.
Televizyon ve film dünyasından herkes...
...bunu konuşacak.
Bakayım...
...Golzar'dan sonraki ilk cadde.
İşte buradan. Birinci cadde.
Buradan.
Bu mu?
Evet, ama çıkmaz sokak.
Böyle bir haberin çıkmaz sokaktan...
...çıkması çok ilginç.
Şansa bak!
12... 14... 16...
İşte burada. Ne garip bir yer.
- Burada bekle.
- Tamam.
- Efendim?
- Merhaba, ben Bay Farazmand.
Sizi pencereden görebilir.
Ben çağırana kadar arabada bekleyin.
Davacıya, dilekçesini ve
kimlik belgelerini getirmesini söyleyin.
- Dilekçe ve belgeler.
- Evet.
Askerin kendi arabası yok mu ki?
Evet, var.
Muhabire, pahalıya patlayacak.
- Sigara?
- Hayır, teşekkürler.
- Nerelisiniz?
- İsfahan'lıyım.
Güzel... Ben de Tahran'lıyım
askerliğimi İsfahan'da yapmıştım.
Sen de tam tersine!
Kader!
- Sen de İsfahan'lı mısın?
- Hayır, Borujerd'liyim.
Aslında İsfahan'lı değilim,
Naeem yakınındaki bir köydenim.
- Naeem,Yazd'a yakındı, değil mi?
- Evet, benim köyüm de Jandagh.
- Terhisinize ne kadar kaldı?
- Benim bir yılım doldu.
Evli olmadığım için
benim hâlâ iki yılım var.
Yakında sınıra gideceğim.
- Nereye?
- Kürdistan'a.
- Baneh'e yakın mı?
- Evet.
Tez zamanda biter.
Sonra da memleketine gidip evlenirsin!
Tabii Allah nasip ederse.
- Ya sen?
- Ben evliyim.
- Çocuğun var mı?
- Evet, bir tane.
Allah bağışlasın.
- Ebulfeyz Ahankhah Bey?
- Evet.
- Silahlı mı?
- Sanmıyorum.
Bekle! Çantamı unuttum.
Bak eğer bana gerçeği söylersen...
...şikâyetçi olmam.
Sizin için ben bir dolandırıcıyım.
Var mıymış?
Evde kimse yok.
Ama mutlaka ses kaydedici bulmalıyım.
Karakola gidin. Orada görüşürüz.
- Ya taksi parası?
- Ne kadar?
350 toman.
Bay Ahankhah, bana 200 toman verin.
Kusuruma bakmayın.
Al. Karakolda buluşuruz.
Benim ses kayıt cihazı bulmam gerekiyor.
- Onları tanımıyoruz.
- İhtiyacım var.
- Efendim?
- Yanlışlıkla oldu!
Burada değiller.
- Efendim?
- Affedersiniz, ben Bay Farazmand.
Muhabirim ve komşunuz
Bay Ahankhah'ın arkadaşıyım.
Küçük bir ses kayıt
cihazına ihtiyacım var.
Bizde yok.
Teşekkürler.
- Efendim?
- Affedersiniz, ben Bay Farazmand.
Muhabirim ve komşunuz
Bay Ahankhah'ın arkadaşıyım.
- Bir ses kayıt cihazı arıyorum.
- Bizde yok.
- Hiç mi yok?
- Yok.
Ben Bay Farazmand...
- Bay Farazmand!
- Evet?
Buldum bir tane.
Geri getireceğim.
"Yakın Çekim"
Çeviri: Johnny Mo
Senaryo: Abbas Kiyarüstemi
Yaşanmış bir hikâyeden alınmıştır.
Kendi rolleriyle
Hüseyin Sabzian, Hüseyin Farazmand
Ebulfeyz Ahankhah, Mehrdad Ahankhah
Nayer Muhsini Zanoozi, Ahmed Moayed Muhsini
...ve Muhsin Makhmalbaf
Fotografi: Ali Rıza Zarindast
Prodüktör: Ali Rıza Zarin
Yazan ve yöneten
Abbas Kiyarüstemi
Sahte Makhmalbaf Tutuklandı
- Yetkili kim?
- Yüzbaşı Beşir.
- Görebilir miyim?
- Çağırayım.
Yüzbaşı! Birisi sizi görmek istiyor.
- Selamünaleyküm, Yüzbaşı.
- Selamünaleyküm.
Suruş Dergisi'nde
Hüseyin Sabzian diye birisinin...
...tutuklandığını okudum.
Evet, derginin bir sayısı da bizde.
Görmek ister misiniz?
Barati, dergiyi getir.
Ben zaten dergiyi okudum...
...ama daha fazla
bilgi verebilir misiniz?
Hatırlamıyorum.
İki hafta önceydi.
Gördüğünüz gibi çok meşgulüz.
Olayın gerçekleştiği...
...evin adresini verebilir misiniz?
Dosyaya bakmam gerekiyor.
Barati, git getir.
- İki hafta mı dediniz?
- Evet.
Daha yeni haber yaptılar!
Olaydan bir hafta sonra.
- Burada gözaltında mıydı?
- Birkaç günlüğüne.
Nasıl bir adamdı?
Biraz dindar gibiydi.
Tutuklandığında orada mıydın?
Evet.
- Tutuklanmasına karşı geldi mi?
- Hiçbir şey yapmadı.
- Nasıl bir adamdı?
- Teslim oldu...
- Affedersiniz?
- Karşı gelmedi.
- Nasıl bir adamdı?
- Böyle şeyler yapacak birisi değildi.
Ne demek istiyorsunuz?
Düzenbazlık yapacak bir tipi yoktu.
- Hırsızlık yapacak...
- Hayır, değildi.
Bay Ahankhah'ın adresi yeterli.
Hakkında çok şey biliyor gibisiniz.
Ev adresi...
Yazıyorum.
16 numara, Lavizan'da
Golzar'dan sonraki ilk cadde.
Bay Kiyarüstemi, insanlar davanın...
...daha net bir şekilde
anlatılmasını istiyorlar.
Bay Farazmand, kendisi olmasa
gerçeğin ortaya...
...çıkamayacağını yazmış.
Bu doğru değil.
Neler çevirdiğinin farkındaydım
ve başından beri...
...her şey kontrolüm altındaydı.
Ben de onun gibi rol yaptım,
böylece çocuklarım bir ders çıkarabilecekti
Ama şimdi siz de
farklı şeyler anlatıyorsunuz...
...ve kafam çok karıştı.
Raporda her şey ayrıntılı anlatılmamış.
Ne demek istiyorsunuz?
Haberde bizi enayi gibi anlatmışlar.
Bu doğru değil.
Nasıl yani?
Sinemayı severim ama
haberde yazan her şeyi...
...yapacağım anlamına gelmez.
Annemin Bay Makhmalbaf'la
tanıştığına sevinmiştim.
Bu bir gerçek.
Onunla tanışmamın, bana faydalı...
...olabileceğini düşünmüştüm.
İnşaat mühendisliğinden mezun oldum...
...ama henüz kendi alanımda
bir iş bulamadım.
Kardeşim de...
...makine mühendisi ama ekmek satıyor.
Mehrdad...
Ya sanatı ya da ekmek satmayı
tercih etmeliydim.
Ben sanatı seçtim.
Manuchehr ekmek satmıyor.
Bir ekmek fabrikasında yönetici.
Yapma anne...
Farsça konuşabilir misiniz?
Kardeşimin onca derse
ekmek satmak için çalışmadığı belli.
Ne zaman mezun oldun?
Altı ay önce.
Çabucak iyi bir iş bulacağına eminim.
Emir, Hüseyin ve Huşeng
mezun olalı da bir yıldan fazla oldu...
...ama sadece Emir, altı aylığına
bir iş bulabildi.
Fabrikalar alım yapmıyor.
Hammadde temin edemiyorlar.
Ben, Bay Sabzian
hakkında konuşmaya geldim.
Hakkında bir şey söyleyebilir misin?
- Şu anda nerede?
- Hapishanede.
- Hangisi?
- Kasr Hapishanesi.
- Merhaba. Bay Sabzian?
- Evet.
- Tutuklanma sebebi?
- Dolandırıcılığa yeltenmek.
Ziyaretçin var.
- İyi misin?
- Evet, teşekkürler.
- Beni tanıyor musun?
- Evet.
Hakkında bir haber okudum
ve gelip seni görmek istedim.
- Hangi dergide?
- Suruş.
Görünüşe göre sinemayla ilgileniyorsun.
Ben de yapımcı olduğum için,
seninle konuşmak istedim.
- Siz kim...
- Kiyarüstemi.
Çok şaşırdım, Bay Kiyarüstemi.
Filmlerinizi seyretmiştim.
Senin için yapabileceğim
bir şey var mı?
Yaşadıklarımla ilgili bir
film yapabilirsiniz.
Söz veremem ama
seninle tekrar görüşmek isterim.
Hakkımda ne yazdılar?
Düzenbaz olduğumu mu?
Belli ki dolandırıcılığa
teşebbüs etmişsin.
Ettim, kabul ediyorum.
- Ama dolandırıcı değilim.
- Gerçekten mi?
O zaman neden kabul ettin?
Çünkü yaptığım, dışarıdan
dolandırıcılık gibi gözüküyor.
- Peki, aslında ne?
- Sinemaya hevesliyim.
Ne kadardır hapishanedesin?
Emin değilim.
- Üç hafta kadar.
- Duruşman ne zaman?
Bilmiyorum.
Mahkemeler bu tip davaları sevmezler.
Duruşmanı öne almaya çalışacağım.
Minnettar olurum.
Başka sorum yok, Yüzbaşı.
Bay Makhmalbaf'a bir mesajım var.
Neymiş o?
"Bisikletçi"nin benim bir
parçam olduğunu söyleyin.
Söyleyeceğim.
Müsaadenizle...
Hoşça kalın.
Güle güle. Bir ihtiyacın olursa söyle.
- Hangi bloktasın?
- 5. blok.
- Bir ihtiyacın yok mu?
- Yok.
Sabzian dosyası için
salı günü gelmiştik.
Hatırlayamadım.
Bay Makhmalbaf gibi davranan adam.
Bir yığın dosyam var.
Hepsinin adını hatırlayamam...
Biraz daha detay verebilir misiniz?
Salı günü gelmiştim.
Haj Agha'yla konuşup bize...
...cevap vereceğinizi söylemiştiniz.
Duruşmayı kameraya çekmek istiyoruz.
Doğru, şimdi hatırladım.
Hacı Agha'ya iletmiştim.
Affedersiniz, Sabzian dosyasına
bakabildiniz mi?
- Çekim yapmak istediğiniz dava mı?
- Evet.
Kayıt yapabilmek için
izninize ihtiyacımız var.
Hazırlanabilmek için
duruşma gününü öğrenmeliyiz.
19 Ocak denmişti ama
daha önceye çekmeye çalışıyoruz.
Evet 19 Ocak'tı.
Neden önceye çekmeye çalışıyorsunuz?
Aceleniz ne?
Çekim takvimimiz yüzünden.
Ayrıca mahkemede çekim...
...yapabilmek için de
izin almalıyız.
Bu davayı filme çekmeniz için
bir neden yok ki.
- Davaya bakabildiniz mi?
- Evet.
Dava ilgimizi çekti
çünkü sonuçta...
...sinemayla ilgili.
Daha ilginç davalarınız var mı?
Daha ciddi suçlamalar olan davalar var.
Bay Ahankhah'tan aldığı...
...1.900 toman için açılmış
küçük bir dolandırıcılık davası...
...ki onu da taksi için aldığı belli.
Bir de kendisini Bay Makhmalbaf
olarak tanıtmış.
Mahkeme salonunda çekim
yapmamıza izin verecek misiniz?
Eğer yetkililer izin verirse.
- Yani?
- Adalet Bakanlığı.
Onlar onaylarsa,
ben de onaylarım.
- O zaman söz veriyor musunuz?
- Veriyorum.
Sahne bir, çekim bir,
Mahkeme Salonu, 10 Aralık.
Bay Sabzian, beni hatırladınız mı?
Daha önce görüşmüştük.
Evet, Kasr Hapishanesinde.
Duruşmanın çekimini yapmak istiyoruz.
Çekim yapmamıza
izin verir misiniz?
Tabii.
Çünkü benim seyircimsiniz.
- Kim?
- Siz.
Nasıl yani?
- Tutkumu izliyorsunuz.
- Hangi tutkunuzu?
Sanat.
Film.
İki kameramız var,
biri yakın çekim mercekli.
- Yakın çekim ne, biliyor musunuz?
- Evet.
- Diğeri de zoom mercekli.
- Onu bilmiyorum.
Zoom merceği var.
Geniş açılı, olan biteni o çekecek.
Ama bu sürekli sizi çekecek.
Hapishanede görüştüğümüzde...
...suçunuzu itiraf
ettiğinizi söylemiştiniz.
Ama bazı şeyler göründüğünden
çok daha karmaşık.
Kamera kayıtta, böylece insanlara...
...normalde anlamaları zor olabilecek
şeyleri anlatabilirsiniz.
Suçlamaları okuyarak başlayacaklar.
Eğer okunan bazı şeyler
gerçek dışı gelirse...
...ve açıklama yapmak...
...isterseniz,
kameraya konuşun.
Tamam.
- Hazır mısınız?
- Evet.
Allah'ın adıyla...
Davalı, Bay Hüseyin Sabzian.
Davacılar kim?
Bay Ahankhah, Bayan Muhsini
ve Mehrdad Ahankhah.
- Üç davacı mı var?
- Evet.
Başlamadan önce, iki tarafı da
anlaşmazlıklarını...
...sulh yoluyla çözmeye
davet ediyorum.
Eğer davacılar, şikayetlerini...
...geri çekmezlerse...
...duruşmaya başlayabiliriz.
Ailenin reisi olarak,
şikayetimizi geri alabilecek...
...durumda değilim.
Oğlum Mehrdad'ın ailemiz adına
konuşmasını rica ediyorum.
Peki o zaman. Başlayalım.
Bay Ahankhah, hikâyeyi kendi
ağzınızdan anlatabilir misiniz?
Hüseyin Sabzian Bey kendisini
Bay Makhmalbaf...
...olarak tanıtarak
ailemize yanaştı...
...ve açık bir şekilde...
...bizi dolandırmayı...
...hatta soymayı amaçlıyordu.
Ama babamın...
...uyanıklığı sayesinde
bunu yapamadı...
...ve tutuklandı.
Bisikletçi
Affedersiniz, bu kitabı nereden aldınız?
Bu kitabı nereden satın aldınız?
Kitapçıdan.
Hangisinden acaba?
Alabilirsiniz.
Hayır, teşekkürler.
Kendim almak istiyorum.
Sizin olsun.
Ben yazdım zaten.
- Siz mi yazdınız?
- Evet.
Siz Bay Makhmalbaf mısınız?
- Evet.
- Tanıştığıma memnun oldum.
Çok cömertsiniz.
İsterseniz imzalayabilirim.
- Teşekkürler.
- Rica ederim.
Neden otobüse biniyorsunuz ki?
Buna şaşırdınız mı?
Ünlü yönetmenler genelde
kendi arabalarına binerler.
Otobüse binmezler.
İlginç şeyleri görebilmek için...
...daha çok otobüse binerim.
Filmimi seyrettiniz mi?
Evet, çocuklarımla.
Çok beğendik.
- Sadece bir kere mi?
- Evet.
Tam olarak anlayabilmek için
defalarca seyretmelisiniz.
Çocuklarımın daha çok ilgisini çekti.
Gerçekten mi?
Evet, iki oğlum var.
- Mühendisler.
- Hangisi daha çok beğendi?
Küçük olan daha hevesliydi.
- O da izledi mi?
- Evet, birlikte seyrettik.
- Peki, ne düşündü?
- Beğendi.
- Hiç soru sordu mu?
- Hayır.
Ne iş yapar?
İki oğlum da mühendis.
Büyüğü makine mühendisi.
Mazandaran'da bir
ekmek fabrikasında çalışıyor.
Küçüğü...
...henüz iş bulamadı.
Bir bilgisayar şirketinde geçici çalışıyor.
İnşaat mühendisliği mezunu.
Yanımdaki kızım da, henüz
üniversite sınavlarına girdi.
Sizin kızınız mı?
Okulunu bitirdi.
Oğullarınız nelerden hoşlanır?
Küçüğü sanattan ve
edebiyattan hoşlanır.
Senaryo yazar mı?
Öylesine yazıyor.
- Sinemadan hoşlanır mı?
- Evet, hoşlanır.
- Ya resim?
- Evet, uzmanlık alanıdır.
Yani sanatla ilgileniyor?
Fazlasıyla.
Oğullarım sizinle tanıştığıma...
...inanmayacaklar.
Dilerlerse, benimle görüşebilirler.
Adresiniz nedir?
Kitabın arkasında,
telefon numaramın yanında.
Teşekkür ederim. Söyleyeceğim.
Telefonunuzu alabilir miyim?
Belki, onları ararım.
Şuna yazabilirsiniz.
Kalemim de var.
- Kaleminiz.
- Teşekkürler.
Adınız nedir?
Ahankhah.
İnecek var.
- İnecek misiniz?
- Evet. Affedersiniz.
- İnşallah tekrar görüşürüz.
- Teşekkür ederim.
"Dolandırıcılık"tan kastınız nedir?
Tam olarak ne yaptı?
Kendisini, yönetmen...
...Bay Makhmalbaf gibi tanıttı.
Film çekecekmiş gibi yapıp...
...evimizin bütün odalarını gezdi...
...böylece soymak istediği zaman
hiç zorlanmayacaktı.
Bay Hüseyin Sabzian,
dolandırıcılıkla ve dolandırıcılığa...
...teşebbüsle suçlanıyorsunuz.
Bu iki suçlamaya karşı
kendinizi savunacaksınız.
Size karşı yapılan suçlamaları
kabul ediyor musunuz?
Kabul ediyorsanız, planınız neydi.
Soygun yapmayı...
Yargılanmanızın nedeni bu değil.
Dolandırıcılık ve dolandırıcılığa
teşebbüsle yargılanıyorsunuz.
Kimseyi dolandırmaya çalışmadım.
Hukuki olarak makul bir
itham olabilir.
Ama etik olarak değil.
Bunların hepsi sinema
aşkım yüzünden oldu.
Çocukken sık sık sinemaya giderdim.
Arkadaşlarımla
film çevirme oyunları oynardık.
Ama imkânım olmadığı için...
...sanatsal heveslerimden
vazgeçmek zorunda kaldım.
Takıntı haline geldi.
Bir dolandırıcı, sürekli
görünüşünü değiştirir.
Ödünç aldığı bir arabayla gelir,
elinde evrak çantası taşır...
...inandırıcı gözükür.
Ben bunları yapmadım.
Amacım bu değildi.
Kendinizi Bay Makhmalbaf gibi
tanıtmanızın sebebi neydi?
Mahkemeye anlatın.
Ona hayranım, çünkü...
...filmlerinde çekilen acıları anlatır.
Aslında, benim gibi
insanların dili olur...
...özellikle
"Kutsanmış Evlilik"teki gibi.
Bay Kiyarüstemi'nin
"Yolcu"da yaptığı gibi.
Tahran'daki futbol maçına
gidebilmek için içinde film olmayan...
...kamerasıyla para karşılığı...
...insanların fotoğraflarını
çeken çocuğa benziyorum.
Ama uyuyakalıp maçı kaçırmıştı.
Ben de maçı kaçırdığımı düşünüyorum.
Yaptıklarımın geri
alınamayacağının farkındayım...
...ama sinema aşkım da
hesaba katılmalı.
Soruma cevap vermediniz.
Niyetiniz dolandırıcılık
değildiyse neden...
...neden kendiniz
Makhmalbaf gibi tanıttınız?
Bu dolandırıcılık değil midir?
Ben o karakteri taklit ettim.
Davacılardan birisi
sanığın, kendisinden...
...1,900 toman aldığını
iddia etmişti.
Bunu açıklar mısınız?
İlk ziyaretinden sonra,
evden ayrılırken...
...bir motosiklet gördü.
Benim olup olmadığını sordu.
Evine kadar bırakmamı rica etti.
Kabul ettim. Yola çıktıktan sonra..
...eğer ona bir şey olursa...
...hayranlarının ve çekim ekibinin...
...gelip öcünü alacağını ve evimizin...
...altını üstüne getireceklerini söyledi.
İkimiz de güldük.
İlerledikten sonra...
...Makhmalbaf'mış gibi
konuşmaya başladı.
Filmlerini nasıl çektiğinden bahsetti.
Ben birkaç soru sordum.
Sorularıma bazen zekice...
...bazen de kaçamak...
...cevaplar verdi.
Çekim tekniğiyle ilgili
tüm detayları...
...vermek istemiyordur
diye düşünmüştüm.
Sonra ilginç bir
film düşüncesi olduğundan bahsetti.
''Motosikletler giden iki kişiden...
...birisi cüzdanını kaybeder." dedi.
Gerçekten kaybedip etmeğini sordum...
...o da ettim dedi.
İndikten sonra, paraya
ihtiyacı olduğunu söyledi.
Eve gidebilmek için 50 ya da...
...100 tomana
ihtiyacı olur diye düşündüm.
Ama 1.500 toman'lık bir şey
alması gerektiğini söyledi.
Parayı verdikten sonra...
...500 toman daha verebilirsem,
2,000 tomanın çok iyi olacağını söyledi.
50 tomanı...
...kendime sakladım.
Kalanını da ona verdim.
Cebine koydu.
Sonra aklına gelen senaryonun da...
...böyle bittiğini söyledi.
İki kişiden, parası olanın...
...parasını kaybedene
borç veriyormuş.
Bu da büyük bir
arkadaşlığın başlangıcıymış.
Benden borç para alacak kadar...
...alçak gönüllü bir yönetmenle
tanıştığım için çok mutluydum.
- 1,900 toman aldınız mı?
- Evet.
İhtiyacınız olduğu için mi yoksa...
...bonkörlüğünü sınamak için mi?
Paraya ihtiyacım vardı.
Bu, yaptığınızı
haklı çıkarır mı?
Hayır.
Mahkemenin huzurunda
yaptıklarınızın amacını...
...neden kendinizi Bay Makhmalbaf
gibi tanıttığınızı açıklayın.
Makhmalbaf olmak çok zordu.
Nedenmiş o?
Yerine geçmeyi sen istemedin mi?
Kimliğine bürünmek...
...benim için zordu.
İnandırıcı bir şekilde yapmak zordu.
- Neyi?
- Makhmalbaf olmayı.
Yönetmen rolü yapmak zordu.
Ama bana özgüven verdi.
Saygılarını da kazandım.
- Kimin saygısını?
- Aile üyelerinin.
Söylediğim her şeyi yaptılar.
Bir dolabı kaldırmalarını
ya da ağaçları kesmelerini...
...istediğimde, hemen yapıyorlardı.
Daha önce düşündüklerimi
bu kadar kolay ifade edemezdim.
İnsanlar, söylediğim şeyleri
yapmakta isteksizdiler.
Ama ünlü birisi gibi
davrandıktan sonra...
...hepsi bana itaat etti
Evden ayrılıp oğluma bir şey almak
ve yol ücretini ödemek için...
...parayı aldığımda, hâlâ...
...ailesini geçindiremeyen...
...Allah'ın belası bir yerde yaşayan...
...fakir birisi olduğumu hatırladım.
Ertesi gün uyandığımda...
...hâlâ işsizdim ve...
...hiçbir şeyin değişmediğini anladım.
O kısmı oynamak biraz zordu.
Başka birisi gibi
davranmak zordu.
Ama aynı zamanda...
...hoşuma gitti çünkü
bana saygı duydular...
...ve bana destek oldular.
O yüzden kendimi daha çok kaptırdım.
Gerçekten de yönetmen
olduğuma inanmaya başladım.
Yönetmen gibi hissettim.
Artık rol yapmıyordum.
Gerçekten de
o karaktere bürünmüştüm.
Ama oradan ayrılıp...
...günün sonunda evime gittiğimde...
...karakterimden ayrılmam gerekiyordu
ve bu da benim için zordu.
Aldığın paranın, rolünü...
...devam ettirmende
katkısı oldu mu?
Evet, bir yönetmen çulsuz olamaz.
Parası olmalı.
Ailesini geçindiremeyecek kadar...
...fakir olmamalı ki...
...haysiyetini kaybetmesin.
O yüzden ilerleyen günlerde...
...yönetmen rolümü
sürdürmem benim için zor oldu.
Diğer yandan, bana güvendiler...
...ve güvenleri
bana özgüven sağladı.
Borç para vermesi,
sana özgüven mi sağladı?
Evet, para verdiğinde...
...yönetmen olduğuma...
...inandığını anladım.
Parasını geri vermeyi düşündün mü?
Düşündüm ama...
...nasıl yapacağımı da bilemedim.
Hem sonra...
...bir filmde oynamaya can atıyordu...
...ve bende böyle bir fırsatı
ona vermeyi çok isterdim.
Sonraki Perşembe
şüphelenmeye başladık.
Birlikte "Bisikletçi"yi izleyelim
diye ısrar etti.
Filmimiz "Örümcek Yuvası"nın
başlangıç noktası...
...olacağı için...
...filmi tartışabileceğimizi söyledi.
Bisikletçi, iki sinemada oynuyordu.
Ama o evimize...
...uzak olan sinemaya gitmemiz
gerektiğini söyledi.
Orada filmin...
...daha az sansürlü
halini gösterdiklerini...
...o yüzden sinemada
izlememiz gerektiğini söyledi.
Şüphelenmemize neden olan
şeylerden birisi buydu.
Arabamız olmadığını
söylediğimizde ise...
...fark etmez dedi.
Hatta bir arkadaşımıza...
...babasının arabasını
almasını bile söyledi.
Bizimle birlikte gelmeyeceğini söyledi.
Yoksa hayranları sinemanın önünde
bizi rahatsız ederlermiş.
Bay Sabzian, duydunuz mu?
Kin, sanatın üzerini örten bir perdedir.
Ne?
Kin, sanatın üzerini örten bir perdedir.
Beni, evini soymaya teşebbüsle suçlayan...
...Bay Ahankhah'a
şunu sormak istiyorum...
Böyle bir şeyle suçlanmıyorsunuz.
Sadece tahmin yürüttü.
Kayıtlara geçmedi.
O yüzden dikkate almayın.
Soygun planlayan...
...bir çetenin...
...üyesi olduğunuzu
iddia ettiler.
Bunu kesinlikle reddediyorum.
Ortaklarınız, evlerindeki
eşyaları çalabilsin diye...
...hepsinin filme gelmesini istemişsiniz.
- Maksadınız bu muydu?
- Hayır.
Ama Makhmalbaf'ın ismini
kötüye kullandığınızı itiraf ettiniz.
Evet.
Anlattığı ve sizin de dinlediğiniz gibi...
...bir şey çalma niyetinde değilmiş.
Ama neden tüm ailenin...
...sinemaya gelmesini istediği
açıklığa kavuşmadı.
Sakıncası yoksa,
bunu neden yaptırdığını...
...anlatmasını isteyeceğim.
Filmi izlemelerini istedim...
...çünkü böylece...
...sinemaya ilgileri
daha da artacak ve...
...yönetmen olarak bana
daha çok saygı duyacaklardı.
İnsanların acılarının ve çektikleri...
...zorlukların farkında olan...
...bir yönetmen olduğumu
düşünmelerini istedim.
Sıradan insanlarla
kaynaşabilecek kadar...
...alçak gönüllü bir yönetmen.
Yönetmenlerin, diğer insanlardan
farklı olduğu fikrinden...
...kurtulmalarını istedim.
Yönetmen alçak gönüllü olmalı.
Gerçek bir sanatçının...
…halka yakın olacağına…
…ve onlarla birlikte…
...sinemaya gitmeye hazır
olacağına inanmalarını istedim.
Ama onlar önerimi
kabul etmediler...
...ben de kendi
başınıza gelin, dedim.
Ben otobüsle gittim...
...ve sinemaya vardığımda, onlar...
...çoktan gelmişlerdi.
Beni fark etmemişlerdi...
Ben de gidip onlara...
...uzun süredir onları
beklediğimi söyledim.
Nasıl geldiğimi sordular.
Tanınmamak için dikkatli
olduğumu yoksa…
…insanların imza
alabilmek için etrafıma…
…doluşacağını söyledim.
Birisi sizi, Makhmalbaf
zannetseydi ne yapardınız?
Sinema dışında olsaydı...
...ilgi çekmemeye çalışırdım ama...
Ona da Makhmalbaf'mış gibi...
...davranır mıydınız?
Herhalde davranırdım.
Evinize geldikten
ne kadar sonra tutuklandı?
Salı günü ayrıldıktan sonra...
...beni beğendiğini söyledi...
...ve yeni filminde başrolü...
...vermek istediğini söyledi.
Bize tekrar geleceğini de ekledi.
Perşembe günü
öğle yemeğine geleceğim dedi.
En sevdiği yemek de çorbaymış.
Tanıştığınızdan
ne kadar sonra tutuklandı?
Ve hangi gerekçeyle?
Dört gün içinde
üç kez evimize geldi.
Salı, perşembe ve cumartesi günü.
Tutuklanmasına neden olan
koşulları anlatın.
Aslında, babam başından beri
ondan şüpheleniyordu.
Bay Muhsini ye de bahsetti.
Sabzini'yi ona anlattı.
Bay Muhsini, olanları
başından beri takip ediyorsunuz.
Her şey tam benim...
...tahmin beklediğim gibi gelişti.
Ama Mehrdad, ondan...
...şüphelenmemiz için
bir sebep olmadığını söylüyordu.
Şans eseri dün, onu da Makhmalbaf...
...olmadığına ikna edecek
bir şey yaşandı.
Dün, sözüm ona Makhmalbaf...
...çocuklarla prova
yapmak için gelmişti.
Mehrdad elinde gazeteyle içeri girdi.
''Tebrikler Bay Makhmalbaf!'' dedi.
O da şaşırdı ve
ne diyeceğini bilemedi.
Gazetede, Rimini Festivali'nde...
..."Bisikletçi"ye bir ödül...
...verildiği yazıyordu.
Ama bundan hiç
haberi yok gibiydi.
Ödülün filmin müziklerine...
...verildiğini söyleyerek kurtuldu.
- Fajr Festivali zannetmiştir.
- Olabilir.
Provalarına devam ettiler.
Ama Mehrdad, onun Makhmalbaf
olmadığını anlamıştı.
Ama bazen...
...yönetmenler böyle şeyleri
hemen öğrenemeyebilirler.
Hayır, gazetede Bay Makhmalbaf'ın...
...festivale telgraf çektiği yazıyordu.
O yüzden ödülden haberi olmalıydı.
Provalara devam edip
sonra da filme gittik.
Sinemadan ayrıldıktan sonra,
birlikte bize gelmek istediğini...
...ve geceyi
bizde geçirmek istediğini söyledi.
Evimize geldi ve geceyi bizde geçirdi.
Ertesi sabah, saat altı civarı...
...Mehrdad'la konuştuğunu duydum.
Dağa tırmanmak...
...istediğini söylüyordu.
Mehrdad, onun
geri dönmeyeceğinden emindi.
Ama üşümesin diye
montunu da ödünç verdi.
Bir daha onu görmeyiz
diyorduk ama şansımıza...
...ya da şanssızlığımıza...
yarım saat önce aradı.
Kasabadan kendisini
alması için Mehrdad'ı aradı.
Yani oğlum da almaya gitti
ve her an dönebilirler.
Söylediğim gibi...
...muhabir arkadaşım
sanatçıların bir çoğunu tanır.
İnşallah adam gerçekten de
Makhmalbaf'tır.
Affedersin. Bir motosiklet sesi geliyor.
- Merhaba, nasılsınız?
- İyiyim, teşekkürler.
- Dostum, Bay Muhsini.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
Buyurun.
- Nasılsınız?
- Teşekkür ederim, iyiyim.
Umarım gece uyuyabilmişsinizdir.
Uyuyamadım.
- Uyuyamadınız mı?
- Gözüme uyku girmedi.
Evimizde rahat ettiremediğim
için özür dilerim.
İnsan genellikle başkasının
evinde rahat edemez.
Bir bilge ise her yeri evi bilir.
Ben bilge değilim.
Ama öyle görünüyorsunuz.
Görüntü aldatıcı olabilir.
Bay Makhmalbaf, yemek yediniz mi?
İyi bir kahvaltı yaptım.
Ama memnuniyetle
size katılırım.
Hafta sonları, çocuklar
genellikle geç kalkar...
...ve sadece öğlen yemek yerler.
Ama size yumurta kırabilirim.
Hayır, gerçekten aç değilim.
Bir bilge olsanız da olmasanız da,
size tek sunabileceğimiz yumurta.
Yeterli.
Üç tane yumurta pişir.
Sık sık dağa çıkar mısınız,
Bay Makhmalbaf?
Arada sırada.
Bu sabah...
...doğaya yakınlaşma
ihtiyacı hissettim.
Doğaya yakın olmak...
...tüm tasalarınızı alıp götürür.
İnsan doğaya yakın olmalıdır.
''İlham perime neden saklandığını sordum.
...o da bana
"Asıl saklanan sensin." dedi.
Yüzümüzü örten
maskelerin esirleriyiz.
Eğer maskemizden kurtulabilirsek,
gerçeğin güzelliği bizim olacaktır.
Bu sabah kendi üzerimde
çalışabilmek için dağa çıktım.
Doğa, aksinde kendimizi
görebileceğimiz bir aynadır.
Doğayı çok sevdiğinize göre,
doğal bir yaşamınız olmalı.
Mehrdad, provaya hazır gibi durmuyorsun.
Diğerlerini bekliyorum.
Zamanımı boşa harcıyorsun.
Yemeğinizi yiyin.
Bende doğal olmayan
bir şey mi dördünüz?
Onu demek istemedim.
Demek istediğim çoğu insan
cuma günü dinlenir.
Yapılacak işiniz varsa,
hangi gün olduğu önemli değildir.
Fazla vaktimiz yok...
O yüzden işime
hep öncelik veririm.
Sonra da dinlenebilirim.
Yarının ne getireceğini bilemezsiniz.
Geleceği göremezsiniz.
Yakın geleceği bile.
İşte bu yüzden elimize geçen
fırsatları değerlendirmeliyiz.
Benim yaptığım da bu.
Çalışmak için her zaman
fırsat yakalayamazsınız.
Dinlenmek için vakit
ayırmanıza gerek yoktur.
O yüzden cuma diye...
...yaz geldi diye işimi bırakmam.
İşimi seviyorum ve dinlenmeye
geçmeden önce bitirmeliyim.
Hafta boyunca
çalışma fırsatı bulamadığımız...
...birçok gün var.
Oğullarınız şevklerini
kaybetmediği müddetçe...
...ben gece-gündüz çalışmaya hazırım.
Ama heveslerinin
kaçtığını düşünüyorum.
Ama nedenini bilemiyorum.
Mehrdad iyi iş çıkardı...
...ama motivasyonu
azalıyormuş gibi görünüyor.
Kim bilir?
Ben bilmek isterim.
Başladığımız günkü
kadar hevesli olsaydı...
...gece gündüz çalışırdım.
Hiç sorun olmazdı.
Efendim? İçeri gelin.
- Bay Farazmand'mış.
- Affedersiniz.
- Nasılsınız?
- İyiyim, teşekkürler.
Umarım rahatsız etmemişimdir.
Estağfurullah.
- Bay Muhsini.
- Nasılsınız?
- Bay Makhmalbaf.
- Selamünaleyküm, memnun oldum.
Buyurun.
Nasılsınız, Bay Ahankhah?
Bölmedim inşallah.
- Biraz konuşabilir miyiz?
- Tabii ki.
Provaya başlayalım mı?
Hemen geliyorum.
Bay Ahankhah, bana bir
ses kaydedici lazım.
Bay Farazmand'a bir
ses kaydedici lazımmış.
- Küçük bir, ses kaydedici.
- Bizde yok.
- Komşularınızda var mıdır?
- Sorayım.
Bırakın, yemeğini bitirsin.
- Götürmelerine müsaade etme.
- Merak etme, geri geleceğiz
Bu, ilk vukuatınız mı?
Evet, ilk defa.
- Duyduğuma göre daha önce de...
- İnsanlar beni Makhmalbaf'a benzetir.
- Yani ilk değil.
- Beni, ona benzetirler...
...ben de düzeltmeye çalışmam.
Peki, pişman mısınız?
Evet. Hakkın yerini bulması
gerektiğinin farkındayım.
Ama duygularıyla
oynadığım için pişmanım.
Sadece bu sebeple utanıyorum.
Evlerini soymak
aklımın ucundan geçmedi.
Yaptıklarım için üzgünüm,
hapiste geçirdiğim günler için değil.
Hapishane iyi insanlar için iyi,
kötülük düşünenler içinse kötüdür.
İyi insanlar ders alır kötülerse
daha da kötü olur. Pişmanım.
- Daha önce hapse girdiniz mi?
- Hayır.
- Ne iş yaparsınız?
- Bir matbaada çalışmıştım.
Neden evlerindeki tüm odaları...
...araştırdınız?
Bir yönetmen rolündeydim.
şu ve şu açılardan
çekeceğiz dedim...
Hiç bir filmde çalıştın mı?
Hayır.
Ama konuyla ilgili kitaplar okudum.
Senaryolar ve nasıl film
çekileceğine dair kitaplar.
Sahne arkası çekimlerini izledim.
Bahçelerindeki ağaçları da
kesmelerini istemişsin.
Bahçede yapacağımız
çekimlerde, ağaçların...
...evin manzarasını
engelleyeceğini söyledim...
...Bay Ahankhah da
kesmeye razı oldu.
Sonra farklı açılardan da
çekebileceğimizi söyledim.
Evde film çekme fikri sizin miydi...
...yoksa onların mı?
Benim fikrimdi ama onların da hoşuna gitti.
Prodüksiyon için onlardan
para istemeyi düşündünüz mü?
- Filmi çekmek için mi?
- Evet.
Onlara bir film projesi sundum.
Param olsaydı, çekerdim.
Bir film projesinde bulunmak...
...istiyor gibiydiler.
Ama böyle sonuçlanacağını
hiç tahmin edemedim.
Hatasından pişman olmuş.
Davacılara sormak istiyorum...
...kendisini affediyor musunuz?
Tabii ki işlediği suç,
ceza gerektiriyor ama...
...affetmeleri hafifletici neden
olarak kabul edilecektir.
Eğer dürüst olsaydı
onu affederdim.
Ama onu dinlediğimde,
hâlâ rol yaptığı hissine kapılıyorum.
Bu seferki biraz...
...farklı da olsa
hâlâ rol yapıyor.
Makhmalbaf rolü yapmak yerine...
...duygusal birisiymiş gibi davranıyor.
Bay Farazmand'dan, kendisine ulaşan...
...bu adamla ilişkisi olmuş başka
kişileri anlatmasını istiyorum.
Başka deliliniz de mi var?
Evet. Davanın
haberini yapıyordum.
Haberinizin başlığı neydi?
''Sahte Makhmalbaf Tutuklandı.''
Sahte Makhmalbaf mı?
Dergi yayınlandığında,
birçok telefon aldım.
Birisi, hâlâ kendisine
ulaşamadığım bir bayandandı.
Kendisini Makhmalbaf olarak
tanıtan bir adamın...
...onu filminde oynatacağına
söz verdiğini söyledi.
Onunla evleneceğini bile söylemiş.
Şikayette bulunacağını
söyledi ben de ona...
...duruşmaya gelip bunları
anlatması gerektiğini söyledim.
Ama kabul etmedi.
Bir matbaadan da davalının...
...mesela kâğıt dağıtımından
aldığı parayı teslim etmeyerek...
...zimmetine para geçirdiğini söyleyen
bir telefon aldım.
Evet, Bay Sabzian...
Bayanın söyledikleriyle ilgili olarak...
Bekâr olduğunuza göre evlenebilir...
Suçlamayı reddediyorum, bayanla
yüzleşmeye de hazırım.
Bir şirkette, satış elemanı...
...olarak çalışmıştım.
Müşterileri arayıp...
...onlara numunelerimi gösterirdim.
Bayan Ahankhah'a rastladığım gün...
...hiç param yoktu...
...evden de
yemek yemeden çıkmıştım.
Bayan Ahankhah beni
Makhmalbaf zannettiğinde...
...belki evine gidip,
yemek yiyebilirim...
...diye düşündüm.
Sadece yemek yemek için yaptım.
Önemli bir gerçeği de...
...eklemek istiyorum.
Tutuklandığım gün...
...Bay Ahankhah'ın adresini
not defterime yazıp...
...yanına da "Son Trajedi"...
...diye bir not düşmüştüm.
- Biliyor mu...
- Hissetmiştim.
Sonumun geldiğini hissettim
ve hemen not aldım.
Trajik sonum. Eminim
karakolda notumu okumuşlardır.
Aldığım para yüzünden
ve geceyi...
...evlerinde geçirdiğim için
tutuklanacağımı biliyordum.
Ama eve geri dönmekten...
...kendimi alamadım.
- Neden?
- Rol yapmak hoşuma gitmişti.
Makhmalbaf rolü yapmak ve...
...ilgi, alâkalarını çekmekten
keyif almıştım.
Moralim oldukça yükseldi.
Bana maddi yardım
yapabileceklerini de düşündüm.
Ama motosikletiyle
beni almaya geldiği gün...
...pek iyi hissetmedim.
Ama yine de onunla gitmeyi seçtim.
Son gün geldiğimde,
tutuklanacağımı biliyordum.
Hüseyinabad Meydanı'nda buluşmak için
Mehrdad'la konuştuğumda...
...bana tuzak kuracaklarını biliyordum.
Mehrdad meydana geldiğinde,
beni gördüğüne çok şaşırdı...
...ve bu da benim şüphelerimi
haklı kıldı.
Hemen bir not düştüm,
hatta yazdığımı...
...karakolda okudular.
- Nerede bu not defteri?
- Sayfayı yırttım.
Yırttım çünkü her şeyin
bittiğini biliyordum.
Numaranızın ortaya
çıktığını ne zaman fark ettiniz?
Son gün.
Akşam evlerindeyken...
...ortada bir sinema dergisi gördüm.
Dergide Makhmalbaf'ın bir resmi vardı.
"Kutsanmış Evlilik"in
bir sahnesinde...
...bayan oyuncuyla ilgileniyordu.
Dergiyi, içinde Makhmalbaf'ın
fotoğrafı olduğu için...
...adlıklarını anladım.
Nasıl tepki vereceğimi
merak etmişlerdi.
Bana resmi gösterip...
..."Gençken daha yakışıklıymışsınız...
...''Bay Makhmalbaf'' dediler.
Ben de onlara, resim çekildiğinde
çok genç olduğum söyledim.
O anda, benden
şüphelendiklerini anladım.
Ama sonra kendimi...
...Makhmalbaf olmadığımı
anlamadıklarına ikna ettim.
Bunu ne kadar sürdürmek istediniz?
Onlar bitirmek...
...isteyene kadar.
Perşembe günü
evimize geldiğinde...
...saçı beyazdı.
Ama fotoğrafta,
Makhmalbaf'ın saçı siyahtı.
Ben nedenini sormadım,
ama o eskiden siyah olduğunu...
...sonradan beyaza
döndüğünü söyledi.
Cumartesi günü geldiğinde,
saçını boyamıştı.
Bunu nasıl açıklayacak?
Burada bulunan annem...
...saçlarımı tüm bu hikâye başlamadan...
...önce boyadığımı
teyit edecektir.
Daha genç görünmek istiyordum.
Gençsiniz.
Saçımı uzun süredir boyuyorum...
...ama düşündüğünüz
sebeple değil.
- Hiç evlendiniz mi?
- Evet.
- Kendi aileniz var mı?
- Boşandım.
Peki neden?
Parasız ve işsizdim.
- Çocuğunuz var mı?
- İki tane.
- Neredeler?
- Biri benimle, diğeri eşimde.
- Kim bakıyor onlara?
- Annem.
- Anneniz nerede?
- Burada.
- Nerede?
- Arkada, kara çarşaf giyiyor.
- Bay Sabzian'ın annesi misiniz?
- Evet.
Karısından neden
boşandığını biliyor musunuz?
- Neden?
- Ara sıra bir matbaada çalışır.
Ama genelde işsiz.
Evimiz de küçük. Evlendikten sonra...
...bir odayı kendilerine aldılar.
Yedi yıl sonra, karısı
o evde bir...
...geleceği olamayacağından
dert yanmaya başladı.
Oğlum da eğer mutsuzsa...
...en iyisinin ayrılmak
olacağını söyledi.
Anlaştılar, çocukların birisini
o aldı birisini de biz.
Oğlum benimle yaşıyor.
Çalıştığı zaman...
...ailesini en iyi şekilde geçindirir.
Daha önce başını belaya sokmamıştı.
Neden kefaletini ödemek
için uğraşmadınız?
Nöbetçi subayı bulmaya çalıştım.
Bay Ahankhah'ı da görmek istedim.
Ama biz görüşürüz dediler.
Hapishanede kendimi
mutsuz hissettiğimde...
...Kuran'ı Kerim'deki
''Dertli bir yürek için...
"...en iyi teselli Allah'ı zikretmektir."
diyen ayeti düşünürüm.
Moralim bozulduğunda ya da
kederle dolduğumda...
...kimsenin duymak istemeyeceği...
...ruhumdaki ızdırabı ve acıyı..
...dile getirme ihtiyacı hissederim.
Sonra, filmlerinde tüm acılarımı...
...dile getiren ve o filmlerini...
...tekrar tekrar izlememe...
...sebep olan, iyi bir
insana rastladım.
Başkalarının hayatlarıyla oynayan…
…fakirlerin, çoğu maddesel…
…olan basit ihtiyaçlarına
kayıtsız kalan zenginleri…
...sergilemeye cesareti olan bir insan.
O yüzden bu kitap beni teselli etti.
Kendimle ilgili ifade etmek
istediğim şeyleri anlatıyor.
Rolünü bitirdiğine göre,
bir yönetmendense...
...oyuncu olabileceğini
düşünüyor musun?
Bunu söylemek bana düşmez.
Sanırım oyuncu olmayı tercih ederim.
İçimde hissettiğim
...tüm acıları ve...
...yaşadığım kötü şeyleri
ifade edebilirdim herhalde.
Oyunculuğumla, hissettiklerimi...
...aktarabilme fikri...
...hoşuma gidiyor.
Şu anda kameraya
rol yapmıyor musun?
Şimdi yaptığın ne?
Çektiklerimi anlatıyorum.
Bu rol değil.
İçimdekileri anlatıyorum.
Benim için sanat...
...insanın, içindekileri
dışarı vurmasıdır.
Tolstoy...
"Sanat, sanatçıların kendi içlerinde…"
"…geliştirip, paylaştıkları
duygusal bir deneyimdir" demiş.
Yaşadığım zorlukların ve…
…acıların, iyi bir oyuncu olmama
uygun bir altyapı hazırladığını…
…düşünüyorum.
Bu şekilde iyi rol yapıp
içimdekileri...
...dile getirebiliyorum.
Neden oyuncu olmak yerine
yönetmen taklidi yaptınız?
Yönetmen rolü yapmak
başlı başına bir performans.
Bence bu zaten oyunculuktur.
- Şimdi kimin rolünü oynuyorsunuz?
- Kendiminkini.
Kendi rolünüzü oynuyorsunuz.
Bay Sabzian, hakkınızda yapılan...
...suçlamaları dinlediniz.
Davanızda yararlı olabileceğini
düşündüğünüz bir şey varsa söyleyin.
Bay Ahankhah'ın saygıdeğer
ailesinden beni affetmesini diliyorum.
Hak ettiğim cezadan
kurtulmak istemiyorum.
Vicdanımı rahatlatabilmem için...
...beni affettiklerini bilmeliyim.
Mümkünse mahkemenin de
beni affetmesini diliyorum.
Bir daha yapmayacağına
söz veriyor musun?
Veriyorum.
Sanık...
Lütfen onu affedin.
Oturun.
Oğlum peygamber soyundandır.
Onun rızasına...
...lütfen affedin.
Genç yaşını dikkate alarak...
...geçindirmesi gereken bir
ailesi olduğunu unutmadan...
...sabıkası da olmadığı ve...
...bir daha yapmayacağına
söz verdiği için...
...davacılardan mümkünse
onu affetmelerini rica ediyorum.
Ama daha önce söylediğim gibi...
...affetmeleri davada sadece
hafifletici unsur olarak...
...kabul edilebilir.
Topluma faydalı bir...
...birey olabileceği umuduyla
Bay Sabzian hakkındaki...
...şikâyetimi geri alıyorum.
Artık yaptıklarından
pişman olduğunu biliyorum...
...eğer oğlum Mehrdad da
kabul ederse...
...şikayetimi geri alacağım.
Yaptıkları, toplumsal sıkıntıların...
...ve işsizliğin bir sonucudur.
Ama bunu burada tartışmamız
uygun düşmez.
O yüzden tüm suçu
ona yüklemek doğru olmaz.
İşsizlik insanlara suç işletebilir.
Eminim, serbest bırakıldığında...
...uygun bir iş bulursa,
dürüst bir hayat sürecektir.
O yüzden ben de
şikayetimi geri çekiyorum.
Kaçırdık!
Doğru yerde beklemedi.
Göremiyorum.
Bu çekimi tekrar yapamayız!
- Şimdi görüyorum.
- Evet, taksinin arkasında.
- Görüyorum.
- Ben de.
Sesi alamıyoruz!
Ne oluyor orada?
Bay Makhmalbaf'ın
yaka mikrofonundan geliyor.
Eski bir cihaz.
Kablosu biraz gevşek.
15 yıllık.
Ses geldi!
Geri gider mi?
Yapacak bir şey yok.
Sabzian sen misin?
Nasılsın?
Ağlama.
Ağlamana gerek yok.
Ne zaman tahliye oldun?
Yüzüne bir bakayım.
Ne zaman tahliye oldun?
Bana bak.
Hadi gidelim.
Şuradan.
İyi misin?
- Nereye gidiyorsun?
- Ahankhah'lara
Ben götürürüm.
Beni daha önce görmüş müydün?
- Filminizde.
- Hangisinde?
"Kutsanmış Evlilik"te.
Makhmalbaf olmayı mı
tercih edersin yoksa Sabzian mı?
Kendim olmaktan sıkıldım.
Motosikleti getireyim.
Şunu tutar mısın?
İçeride ne kadar kaldın?
Otobüste o kadına rastladığında...
Sana göre...
Çok doğru.
Şimdi anladım demek istediğini.
Çiçek almak ister misin?
Fazla harcama.
Hesabını iyi yap.
Al şunu.
Sarı olmaz.
Başka bir renk al.
Kırmızı daha iyi.
- Efendim?
- Selamünaleyküm, ben Sabzian.
- Kim?
- Sabzian.
Makhmalbaf.
- Evet?
- Ben Muhsin Makhmalbaf.
- Selamünaleyküm. İçeri gelin.
- Selamünaleyküm.
Ayın kaçı, Hüseyin?
Üçü.
Buraya ilk ne zaman geldin?
40 gün önce.
- Selamünaleyküm.
- Selamünaleyküm, nasılsınız?
- Bay Sabzian'ı tanıyorsunuz.
- Evet, tabii.
Lütfen beni affedin.
Bay Sabzian çok değişti.
Lütfen ona bir fırsat verin.
İnşallah artık daha iyi olur
ve biz de onunla gurur duyarız.