Tip:
Highlight text to annotate it
X
HORTUM
HAZİRAN 1969
Kasırga uyarısı şimdi devam ediyor
ve kasırga gitgide yayılıyor.
Size daha önce bildirmiştim.
Kasırga Oklahoma'ya doğru ilerliyor--
Oklahoma'nın şu anda...
Jo.
- Ne oldu, Anne?
- Hazırlanmamız gerek.
Fırtına korunağına inmemiz lazım!
Ne oluyor?
Hadi, tatlım.
Acele edin!
Annenin kollarındasın.
Televizyon büyük olduğunu söylüyor.
Fırtına korunağına gidiyoruz.
Acele etmeliyiz! Ver onu bana!
Hadi! Acele edelim!
Korunağınız yoksa evinizin
ortasında bekleyin.
Tanrım!
Hadi!
Geldik sayılır!
Kızı al! Kızı al!
Kapıyı açacağım!
- İçeri girin!
- Acele edin!
Geliyor!
Çabuk!
Lambayı yak!
Baba! Toby dışarıda kaldı!
Toby, gel, oğlum!
Aferin sana!
Herşey yolunda, Toby.
Jo'yu sıkı tut, tatlım!
Baba!
Jo'yu tut!
Tanrım!
Tutamıyorum.
Tanrım! Aman Tanrım!
Tutamıyorum!
Yanımdan ayrılma, Jo!
BUGÜN
G.O.E.S 8 METEOROLOJİ UYDUSU
Oklahoma City'de saat 7,
sıcaklık 24 derece.
Bak, tepeler kırılmaya başladı.
Modellerin hepsi indekslerin -6'dan -10'a
yükseleceğini gösteriyor.
Hücreler oluşmaya devam ederse, kasırga
sayısında rekor bir artış olabilir.
Uzun bir gün olacak.
Orada olacağına emin misin?
Jo'yu tanıyorsam, evini çoktan
araziye taşımıştır.
Bu tip günlerde, bu gayet normaldir.
İş dışında herşeyi unutur.
Çok gerginsin.
Gergin mi?
Hayır.
Gergin gibi mi görünüyorum?
Hayır.
Evet, biraz. Farkındasın.
Bunu halletmek istiyorum.
Evrakları imzaladığını söyledi, değil mi?
O öyle dedi.
İnanmıyor musun?
Hayır, inanıyorum.
Hadi bana bir öpücük ver.
Pekala, Profesör! Orda kal.
Sanırım onardım.
Tamamdır.
Kahretsin! Bu şey beş para etmez!
Afedersin, Jo!
Bekle, bekle!
Bu iyi! Ölçümleri oku bakalım!
Pekala, bayan patron, yavaş ol.
Hangi yoldan istiyorsun?
Kuru hat tıkanmışa benziyor.
B-KB'yı tara, rotasyon için orta
kademelere bak ve P.R.F'i arttır.
Bebeğim sana kötü davranırsam
Amacım seni incitmek değil
Tüm söylediğim şu,
haritaları katlama.
Katlamadım.
Kansas dağılmış. Wichita'ya doğru
kocaman bir çizgi var.
Haritaları rulo yap.
Fırtına kovalayıcılar.
Şu yakışıklı şeytanda kim bakalım?
Beyler.
Bu uç adam! Bu uç adam!
O saçmalığa gene başlama.
Mertçe bir tokalaşma meydana gelir,
nasılsın, dostum?
Harikayım.
Oh, dostum!
Melissa'yla tanışmanı istiyorum.
Bu Dusty.
Dustman başladığımızdan beri
bizimle birlikte takipte.
Dinle...
...Jo nerde?
Doppler'ın yanında.
Gene bozuldu.
Tüm ödenekleri sömürüyor.
Neden biraz burda kalmıyorsun.
Hemen döneceğim.
Dusty, neden Melissa'ya anlatmıyorsun...
...neden böyle olduğunu.
Hadi.
Dostum, Jo döndüğünü görünce,
seni fena haşlayacak.
Ben dönmedim.
Müsrif oğul geri döndü.
Merhaba, Joey.
Selam, Jo.
Bizi bulduğuna sevindim.
Nasılsın?
İyi gidiyor.
Gökyüzünü gördün mü?
Gerçekten konuşuyor.
Yakala.
12 yılın en büyük fırtına serisi.
Arka arkaya geliyorlar.
N.S.S.L. böyle bir şeyi hiç görmedi.
Gerçekten mi? Eee, Jo,
boşanma evrakları hakkında--
Bir saniye vaktin var mı?
Afedersin.
Yine aynı şeyi yapıyor.
Odaklama yuvası tıkanmış.
Otomatik odaklama mekanizmasına
ot girmiş.
Temizleyeyim mi?
Fırtınaları elle çizmek
istemiyorsan tabi.
Hoşgeldin.
Geri dönmedim.
Eee, evrakları mı istiyorsun?
Buraya onlar için geldim.
Hepsi imzalandı ve hazır.
Güzel. Bakalım.
Şimdi mi?
Çok iyi olur.
Acelenin acelesi ne?
Evleniyormuş gibi davranıyorsun.
Evleniyorum.
Melinda mıydı?
Melissa.
Melinda diye biri yok muydu?
Senden sonra sadece Melissa oldu.
Fazla takılmadın demek?
Sanırım.
İşte.
Bir sayfayı atlamışsın.
Burası.
Bu da nerden çıktı?
Ne yapıyorsun?
İlk önce okuyabilir miyim?
Aralık ayındakinin aynısı.
O zamandan beri okumadım.
Tanrım, imzalayabilir misin acaba
böylece bizde hemen gidebiliriz?
Lütfen.
"Biz?" Burada mı?
Dusty'nin yanında. Şimdi,
lütfen, imzala.
Dusty'yle mi? Senin neyin var?
Onunla tanışmak istiyorum.
Hayır, istemiyorsun.
Tanrım.
Emme bölgesi.
O nokta...
...basitçe hortumun seni...
...emdiği noktadır.
Teknik adı bu değildir, tabi ama...
Ben Jo Harding.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Bill bana mutlu haberi verdi.
- Hangisini?
- Biz. Evlilik. Jo, Melissa.
Bu mutlu haber.
Sanırım ani gibi gözüküyor.
Ani mi?
Ahbap, rahibe mi oluyorsun?
Bu çok şirin.
Billy yeni işine başlamadan
önce halletmek istedik.
Bu doğru. Hava durumu sunucusu.
Ne?
- Sakın tekrarlama.
- Hava durumu sunucusu, dedim.
- Bu harika.
- Ses tonunu farkettim.
Bir sorunun varsa--
Hava durumu sunucusu olmakla
ilgili bir sorunum yok.
Dr. Melissa Reeves.
Tanıştığımıza çok memnun oldum.
Sende.
Yeni kamyonet ha?
Doğru.
Oğlum, oh, oğlum. Yeni iş...
...yeni kamyonet...
...yeni eş. Tamamen yenilenmişsin.
Bu uygunsuz.
Söyle.
Yanlız geleceğini düşünmüştüm.
Benimle yanlız buluşacağını--
Bu Dorothy'yle ilgili.
Dorothy mi?
Ne olmuş ona?
O burada.
Göster.
Yaptığına inanamıyorum.
4 tane yaptık.
Çalışıyor mu?
İlk görevinde burda olmak
istersin diye düşünmüştüm.
Sensiz yapmamız doğru olmazdı.
İyi olacak!
Nasıl olmuş?
O Bill'in fikri.
Uç adam. Onun aklından çıktı.
Biraz yardımım dokundu.
Bu harika.
O nedir?
Kasırgaları incelemek için bir cihaz.
Bu bir ilk.
Çok heyecan verici.
Bilim adamları kasırgaları
hep incelediler...
...ama hiç kimse bir kasırganın
nasıl çalıştığını bilmiyor.
İçinde ne olduğunu bilmiyoruz...
...çünkü hiç kimse huninin
içinde ölçüm yapmayı başaramadı.
Ölçümleri bu yapacak.
Nasıl?
Onu bir kasırganın içine yerleştireceğiz.
Açılacak...
...ve bu sensörlerden yüzlercesini
içine bırakacak...
...her biri eş zamanlı olarak
hortumun içinde ölçüm yapacak.
Şunun gibi:
Bu sensörler huninin içinde yükselecek
ve bize bazı bilgiler iletecek...
...iç yapısı, rüzgar şiddeti...
Son 30 yılda öğrenilenden daha fazla
şeyi 30 saniyede öğreneceğiz.
İlk defa profilini çıkartacağız.
Bu ne işe yarayacak?
Hortumların nasıl çalıştığını anlarsak,
önceden uyarı sistemi tasarlayabiliriz.
Uyarılar zaten yapılmıyor mu?
- Sivil savunma--
- Yeteri kadar iyi değiller.
Şu anda 3 dakika.
Bu bilgileri alabilirsek,
bunu 15 dakikaya çıkartabiliriz.
Korunmaları için insanlara
şans yaratırız.
Yapmak istedikleri şey bu.
Bunu yaptığına inanamıyorum.
Onu biz yaptık.
İçine nasıl giriyorsunuz?
Hortumun önüne geçersin ve bunu
hasar yoluna koyarsın.
Ve çabucak dışarı çıkarsın.
Emme bölgesi o.
Mükemmel! Asıl hareket başladı.
N.S.S.L. tepenin kırıldığını söylüyor,
kuleler 48 kilometreye yükseliyor.
Gidelim.
Gidiyoruz!
Yağlama zamanı!
Laptop.
Bekliyoruz! Gidelim!
Joey, Haynes, biraz yardım edin!
Düzgün.
İşte Dusty!
Hadi! Hep sona kalıyorsun!
Gidelim!
Üçüncü gidiyoruz. Preacher izleyecek.
Fotoğraf makinasını almayı unutma!
Aldım!
Üstesinden gelebilirler.
Ne yaptıklarını biliyorlar.
Bu onların işi.
Bunun için yaşıyorlar.
Dorothy 2 ve 3 hazır.
Dorothy 4 hazır.
Gitmek istemediğine emin misin?
Onlarla mı?
Hayır, onlara bir şey olmaz.
- Evrakları imzaladı mı?
- Kahretsin!
İmzalamadı mı?
Acele et. Onları yakalayabiliriz!
Döndüğüne sevindim!
Dönmedim!
Rabbit.
Evet, patron?
30'dan daha iyisini yapabilir miyiz?
Bir süre için olmaz. Dereyi geçene
kadar bu yolda kalmak en iyisi.
Anlaşıldı.
Onları yakaladığımızda,
kamyoneti al ve eve git.
Evrakları imzalatacağım,
akşama görüşürüz.
Bu çok ilginç.
Takibe katılıyorum.
Jonas! Orospu çocuğu!
O kim, hayatım?
Jonas Miller.
Yalakanın tekidir.
Hepimiz işe aynı labaratuarda başladık,
sonra Jonas kendine sponsorlar edindi.
Para için bu işi yapıyor,
bilim için değil.
Bir sürü modern cihazı var.
Ama içgüdülerden tamamen yoksun.
Ve Dorothy'si yok.
Sanırım pirelendik.
Jo, cevap ver.
Fikrini mi değiştirdin?
Evet. Jonas'ın burda ne işi var?
Emin değilim.
Bahse girerim o da kendine senin
neden burada olduğunu soruyordur.
Kahretsin! Sıkı tutun!
Lanet olsun! Orospu çocuğu!
Bu kesinlikle yanlış alarmdı.
Radar durağan gözüktü.
- Onarman ne kadar sürer?
- 10 dakika, en fazla 15.
Güzel.
Beni çeken bilinmeyendir.
Ya hortumun rotasını önceden
söyleyebilirsek?
Erken uyarı sistemi sayesinde
kaç kişi kurtulur?
Ve D.O.T. 3...
...tüm bunların cevabı.
İlk dijital ortografik telemetre.
İçinde, bu sensörlerden
yüzlercesi var, bunlar...
...hortumun içine bırakıldığında,
rüzgar hızını...
...basıncı ve çiy nokta
sıcaklığını iletecek.
Neden bana söylemedin?
Bill, yapma.
Ve bu çok yakında tüm araştırmalar
için merkez olacak.
Seni pislik!
Orospu çocuğu...
Anlamayacağımı mı sandın?!
Şu sersemi benden uzaklaştırın!
Sorun ne?
Sorun ne?
Benim tasarımımı çaldın, piç kurusu!
Sen neden bahsediyorsun?!
Dorothy. Onu aldın, hırsız!
Oh, anladım. Tasarımımda
adın geçsin istiyorsun.
Sen yalancısın.
O bizim fikrimizdi, bunu biliyorsun.
Gerçekleştirilemeyen bir fikir.
Hayali.
Uçmadığı sürece beş para etmez!
Çocuklar! Çocuklar! Millet,
kendinize çeki düzen verin.
Hepimiz onu asla uçuramayacağını
biliyoruz.
Sizi aydınlatayım çocuklar!
Bu bebeğin uydu bağlantısı mevcut.
Üzerinde Doppler radarı var.
Eş zamanlı Nexrad mevcut.
Bugün tarih yazacağız.
İzlemek için yakında bir yerlerde olun.
Toz toprak koklama günleri bitti.
Senin kokladığından çok daha iyi.
Oraya kimin ilk varacağını
göreceğiz, ortak.
Bu arada...
...hava raporların çok hoşuma gitti.
Seni salyangoz!
Buraya gel!
Bırakın beni!
O bir sponsor yalaması, dostum.
Afedersin. Sana söylemeliydim.
Bir gün.
Sana bir gün veriyorum.
Uçsun yada uçmasın, ayrılacağım.
Tatlım?
Herşey yolunda mı?
- Herşey yolunda.
- Emin misin?
Evet, herşey yolunda.
Dinle hava almak için biraz burada
kalacağım. Neden bize soğuk bir
şeyler almıyorsun?
Tamam, tatlım.
Jo, Bill'in sorunu ne bilmiyorum.
O bir kaçık. Tam bir deli.
Ona bir tasma takman lazım.
O senin sorunun, benim değil.
Bu fırtına tahmin ettiğimizden
çok daha büyük olacak.
Elimde Grand County'den Logan'a
kadar mezosfer raporları var.
Benimle bilgi mi paylaşıyorsun?
Hayır, sadece ne tarafa
yöneleceğini merak ediyordum.
Güneydoğu, sanırım.
Kasaya doğru.
İki limonata, lütfen.
- Hiçbir şey değişmiyor.
- Efendim?
Bill'in ne yapacağını görmek
için bekleyecek.
Kahve alabilir miyim?
O adam Bill'i mi bekliyor?
Neden?
Bana Billy'nin fırtınanın düşüncelerini
okuduğunu mu söylüyorsun?
Onun gibi bir şey. Sakız?
Maggie Teyzem ona canlı
barometre derdi.
Bana bunların hepsini anlatmamıştı.
Çişin varsa, hemen hallet. Yol
boyunca duracak fazla bir yer yok.
Hala onu seviyorsun, değil mi?
Çek, lütfen.
Seni suçlamıyorum.
Umarım onu hayatında tutmak için yaptığın
bu şey ümitsiz bir deneme değildir.
Birlikteyiz.
Selam, dostum.
Naber?
Yeşil oluyor.
Yeşil safhası.
- Hazırlanmalarını söyle.
- Baş üstüne, patron.
Şu hücre için kısmi tarama yap.
Çengel aramaya devam et.
Çiy noktaları ne durumda?
Noktalar 70'e yükseldi, efendim.
Tatlım, limonata aldım.
Gitmek zorundayız. Bizi takip et,
Dusty'nin arkasında kal.
Orada güvende olursun. Ben Jo'yle
gitmek zorundayım. Acele edin, millet!
Nereye gidiyoruz?
Sağol, ben kullanacağım.
Hadi toparlanın, millet. Gidelim.
Bu doğa merakı bebek!
Hey, çocuklar!
Ben Dr. Melissa Reeves.
Merhaba, Donald.
Hayır, beni arabada yakaladın.
Oooooooooo-klahoma
Rüzgarın ovadan aşağı
süzüldüğü
Ve buğdayları yaladığı yer
Bu eksiklik hissi senden geliyor.
Julia sana içerlemiyor.
Bu konuyu daha öncede konuşmuştuk.
Penisinle evlenmedi.
Tamam. Pekala.
Sadece penisin için evlenmedi.
Eee?
Eee...
Rengi müthiş, değil mi?
Ana tepelere bak.
Tepeler 12 km yukarıda
oluşuyor olmalı.
- Bu iyi bir şey.
- Çok iyi bir şey.
Onunla tv istasyonunda mı tanıştın?
- Kavga etmek istemiyorum.
- Kavga etmiyorum. Sadece konuşuyorum.
Kavga etmek istemiyorum.
O güzel.
O-o güzel değil mi?
- Ne demek istediğini anladım.
- Anladın mı?
Bunu yapma.
Ben burada medenice konuşuyorum.
Sense kafamı ütülüyorsun.
Tanrım.
Evet, o çok güzel.
Hayır, istasyonda çalışmıyor.
O bir terapist.
Senin mi?
Buna karşı koyamıyorsun.
Terapiye ihtiyacın olduğunu
söylemiyorum.
Bekle. Terapiye mi ihtiyacım var?
Öyle demedim.
Neden bir terapisyene
ihtiyacım olsun ki?
- Bilmiyorum.
- Doktor sensin, sen söyle.
Bilmiyorum...
...işleri tamamlayamama yetersizliği.
Belkide beceremeyeceğin işlere
burnunu sokman.
Sen sordun.
Sen sordun!
Saçmalık! Çekip gitmiş olabilirim, ama
en azından ilk sırada geldim!
- En ufak bir fikrin bile olmadı.
- Devam eden bir yol şeyi var.
Evliliğin ne anlama geldiğini
hiç anlamadın...
...tıpkı istikrarı, destek olmayı,
evi ve onun gibi şeyleri anlamadığın gibi.
Ben sürebilir miyim?
O zaman sen sürer misin?
Lanet olsun.
Birileri onu karekterin
konusunda uyarmalı.
Bu konuda hiçbir şey bilmiyor.
Bundan uzak dur.
Ben ne yaptığımı biliyorum.
Ne yapıyorsun?
Bu konuda gittikçe ustalaşıyorlar.
Biliyor musun? Mutlu olduğun sürece...
Teşekkür ederim.
Ben mutluyum. Ben mutlu biriyim.
Hayatımın gidişhatından mutluyum.
- Ben mutluyum--
- Melissa'yla mı?
Adını biliyorum!
Evet, Melissa'yla mutluyum.
Mutlu görünüyorsun.
Mutluyum!
Kahretsin. Kahretsin!
Bitirecek misiniz, çocuklar?
Ne var?
Bu hortumu mu takip edeceğiz yoksa
bir sonrakini mi tercih edersin?
Kahretsin!
- Yerde mi?
- Gördüm.
Yavaş. Yavaş ol.
Sağa dönmen lazım.
Doğuya doğru ilerliyor.
Meteorolojidekiler 11'e kadar
hortum uyarısı bildirdi.
- Dr. Miller?
- Evet.
Sanırım sola dönmüşler.
Dön.
Yolunu keseceğiz. Hazırlanın çocuklar.
Tamamdır.
- Daha uzağına gitmelisin.
- Ne yaptığımı biliyorum.
Kestirmeden git.
- Tarlaya gir, Bill.
- Ne yapacağımı biliyorum.
Sürmek ister misin?
- Sürmek ister misin?
- Evet, seve seve.
Mesafe güneydoğu yönünde yaklaşık 5 km.
Bakalım ne yapıyor.
Şuraya gir.
Kaçıracaksın.
Bekle bir saniye.
Cesaretini mi kaybettin?
Kemerini sıkılaştır.
Bill, Jo, nerdesiniz? Sizi kaybettik.
Eğleniyor musun?
Buradan çıkmak zorundayız.
Gerçekten mi?
3 km. Hızı artıyor.
Bill, bunu başka zaman yaparız.
Çıkmaya çalışıyorum.
Delirdin mi?
Daha sonra. Şu anda bizi
öldürmemeye çalışıyorum.
Huni gittikçe yoğunlaşıyor. Hızlı
hareket ediyor! Tam üzerinize geliyor!
Dönüyor!
- Göremiyorum.
- Yakında göreceksin!
Çok yakınsınız! İşe yaramayacak!
Çıkın ordan!
Oh, kahretsin!
Çok dik, çıkamıyorum.
Bu harika bir fikirdi!
Çokta kötü değildi. Gidelim!
Neden birlikte normal bir gün
geçiremiyoruz?
Hasar yolundayız!
Bu çılgınlık! Boşver!
- Hayır, bize çarpacak!
- Hala yapma şansımız var!
Buna vakit yok! Hadi! Hadi!
Bir şeye sıkıca tutun!
Biliyorum!
Ne yapıyorsun?!
Görmek istiyorum!
Geri çekil!
Hadi!
Dikkat et!
Oh, Tanrım.
Oh, aman Tanrım!
Gitti.
Gitti.
Kamyonetim nerde?
İşte orda.
Oh, Tanrım!
İyi misin?
İyi misin?
Az önce o kamyoneti ıskaladın!
Müthiş!
Bu müthiş!
Oh, Tanrım, Billy!
İyi misin?
- İyiyim.
- Emin misin?
Az önce kamyoneti ıskaladı.
Sana ne oldu?
Hiçbir şey, iyiyiz. Güvendeydik.
Parçalandı.
Bekle.
Bitti. Bitti. Herşey bitti.
İyi misin?
O iyi.
İyi haberlerde var.
Uçtu.
Nasıldı?
Rüzgarlıydı.
Rüzgarlı.
Çok heyecanlı.
Pekala, çekil.
Çok heyecanlı.
Araba Kulübü gelmiş.
Durmamız gerek,
belki yardıma ihtiyaçları vardır.
İyi durumdalar.
Sen yolla ilgilen.
Her zamanki gibi geç kaldın, Jonas.
Bana bir öpücük ver.
Çekil şurdan! Çekil şurdan!
Zavallı!
Kendi hortumunuzu bulun, ahbap!
Zavallılar!
Yürü!
Şansınız zor olsun, çocuklar!
Gidelim.
Merak etme, temizletirim.
Dorothy 2'yi hazırlayalım.
Kamyonetinin full kaskosu var mı?
Sadece zorunlu hallerde.
Zorunlu hallerde.
Güzel bir kamyonet.
Sağol.
Aklından bile geçirme.
Mümkün değil.
Karavan konuşuyor! Karavan konuşuyor!
Emirlerinizi bekliyorum.
Sen aç.
- Senin kamyonetin.
- Hayır, sen açmalısın.
Savaş alanı 81'in
kuzeydoğusunda olmalı.
Savaş alanı mı?
Ne yapıyoruz?
Tekrar gidiyoruz.
Ama orada az daha ölecektiniz!
Sadece çok yakındı.
Oklahoma 412'de 15'i
geçeceksiniz. 412.
Anlaşıldı.
Haynes, Mesonet'te ne var?
Rüzgarlar hala arkadan esiyor.
Pekala, çocuklar, yakalayalım şunu.
Gezici labaratuar.
Ben mi, yoksa ana hava akımı mı
yön değiştiriyor?
Üst seviye rüzgarları dönüyor.
Dağılabilir. Önüne geçmek için
yeterli vaktimiz var mı?
Rotasyon artıyor. Yırtık 90 knot.
Dış sınırda 50, iç sınırda 40.
Oldukça belirgin bir çengel görüyoruz.
Şimdi kontrol ediyoruz, efendim.
Güneydoğu yönünde saatte 65 km hızla
ilerleyen sert rüzgar verileri alıyoruz.
Hunide 240 km'ye yaklaşıyor.
Fırtına güneydoğu yönünün
225 derece önünde.
Konumumuz harika. Devam et.
Selam!
Ruhlarını takdir etmek lazım.
İşte ortağın.
Ne yapıyorsun?
Ne yapıyorsun?
Üst hava akımına bak.
Açı.
Yön değiştirecek.
Emin misin?
Bu kesinlikle bir sidewinder.
Sola hareket edecek.
- Bu kötü mü?
- O tarafta yol var mıydı?
Haklısın! Gidelim!
Donald, şu anda bunun zamanı değil.
Pekala, Julia'yı ver, Donny.
İyi gözüküyor.
Çok iyi gözüküyor.
Yaklaşık 6,5 km yukarıda, sağa dön,
hazırlanalım hepsi bu kadar.
Kahretsin!
Kahretsin, uzaklaşıyor!
Görünüşe göre onlar yakalayacak.
Bana bu şeyin rotasında
sabit kalacağını söylemiştin!
Çok yakındayız.
Biliyorum.
Bu yol bizi nereye götürüyor?
Garip geliyor ama Donald'ın tarzıyla...
...amuda kalksan bile,
normal yoldan bebeğiniz olmaz,
O bir üreme terapisyeni.
Laurence-- Lanet olsun.
Laurence, cevap ver. Bu fırtınanın
önüne geçmeliyiz. Uyduda ne var?
Hemen sana döneceğim.
Şu anda konuşamam. Seni sonra ararım.
Güney. Güneye dönüyor.
Bir F-2 miz var, bayanlar baylar.
Muhtemelen bir F-3.
Anlaşıldı mı? Yerde, çok, çok geniş
bir ip var. Çok geniş.
Dönüyor gibi. Dönüyor gibi.
Atmosfer çok değişken.
Tekrar ediyorum, değişken!
Ben Rabbit!
Ben Rabbit!
Saat 2 yönünde.
Bu tarafa geliyor!
Ben Sanders.
Ben Sanderson.
10 kilometredir ilerlediğimiz
yolda doğuya doğru ilerliyoruz.
Burada zemine oturmuş bir F-3 var.
Ne kadar güzel!
Jo, ben Barn Burner!
Fazla kalmayacak!
Fazla kalmayacak.
Yakaladık! Görüyoruz!
Burada şartlar ağırlaşıyor, çocuklar.
Geride kalsanız iyi olur.
- Bu şey yüklü mü?
- Evet.
Yağmur kuşağı.
Şuna bak.
Kahretsin, yatay yağmur! Sıkı tutun!
Tanrım, hayatımda hiç böyle
bir şey görmedim.
Kimseninde gördüğünü sanmıyorum.
Şimşek frekansları yüksek.
Bill...
Merkezdeyiz.
Kız kardeşler!
Oh, aman Tanrım.
Evet?
Julia, şu anda seninle konuşamam.
- Yan hasar hattındayız.
- Farkettim.
Bu şeye güneyden saldıramayız.
Bizi ezer.
Beni izle.
Julia, öfkeli olduğunu biliyorum. Sadece
nefes al. İkimiz birlikte nefes alalım.
İnek.
Kapatmalıyım, Julia! İnekler var!
Bir inek daha!
Sanırım o tebinki inekti.
Önümüzde rasgele uçuşan şeyler var.
Önümüz açık değil!
Bu iyi değil.
Bizi buradan çıkar!
- Deniyorum!
- Uzaklaş şundan!
Dikkat et!
Oh, Tanrım! Oh, Tanrım!
Atlıkarıncayı gördün mü?
Gördün mü?
Olağanüstüydü.
Oh, tatlım--tatlım--
Gördün mü?
Herşey yolunda. Hadi, herşey yolunda.
Hayır, ben iyi değilim.
Bu yolunda değil.
Oh, Tanrım, afedersin.
Tatlım, düşünmedim.
Bana hortumları kovaladığını
söylediğinde...
...bunun bir deyim olduğunu
sanmıştım.
Herşey yolunda. Herşey yolunda.
Üç posta!
Su jetlerini gördün mü?
Gördün mü?! Tam ortasındaydım!
Bence ayrılmamız pek de
kötü bir fikir olmaz çünkü...
...orada bir sürü hortum vardı.
Dalga mı geçiyorsun? Bu şey bitmedi.
Henüz sadece başlangıç kısmını gördük.
Biliyor musun, Jo...
...Wakita'ya çok yakınız.
Meg Teyze uğramamıza aldırmaz, değil mi?
Yemek için can atıyoruz.
Çocuklar, teyzemin evini
istila etmeyeceğiz.
Yemek.
Yemek.
Kesinlikle gitmiyoruz.
Burası. Burayı kaynakla.
Harika.
Hadi, tatlım.
Hadi.
Onunla tanışmalısın, harika biri.
Meg, nasılsın?
- Nasılsın?
- Seni görmek çok çok güzel!
Seni görmekte öyle.
Önceki gün Jo'ya...
...seni ne kadar özlediğimi söylüyordum.
Yeni çalışmalarımı görmedin değil mi.
Oh, tatlım.
Hareketli bir gün geçirmiş gibisin.
Onu görmeliydin.
Çocuklar!
Bana biraz sevgi gösterin!
Yıldırımların çaktığı bir fırtınada, ayak
bileklerini tut ve kıçını havaya kaldır.
Haklı.
Orası vurulmak için en emin delik.
Vurulmak istiyorum,
neye benzediğini yaşamak istiyorum.
Gerçek limonata. Meg, dalıyorum!
Dikkat et. Yer aç.
Dikkat et.
Tanrım, bir sürü bifteğin var.
- Biftekleri nerden buldun?
- İneklerimi gördün mü?
Hayır.
Güzel.
Meg demek kendi ineklerini
doğradın ha.
Güzel. Patates püresi.
Bitmeden alsan iyi olur.
Meg'in sosu meşurdur.
Bir sürü malzemeden yapılır.
Banyo boşta.
Sırada ben varım.
Onu istiyorum.
Bu çöplüğü nasıl izleyebiliyorsunuz?
Afedersin. Çocuklar bunu
görmeniz lazım.
Hortumları kovalamak nasıl
bir duygu?
Bana göre çok heyecan verici.
İnsan doğaya karşı.
Doğaya karşı savaş.
Çakal herif.
Bir bilim adamı olarak,
hortumların nerede oluşacağını
önceden bilebiliyor musunuz?
Hayır, bunu bilmek imkansız...
...tıpkı bugün şansız
arkadaşlarımın anladığı gibi.
Ama tasarladığım sistem sayesinde
bunu değiştirmeyi umuyoruz.
Tanrım, rezil herif.
Kapa çeneni!
Kapatın şunu.
Aşağılık herif.
Kendini çok beğeniyor.
Yazlık bir iş olduğunu sanmıştım.
Pişman olacak.
Uç adamla karşılaştığı gün
pişman olacak.
- Duy, duy.
- Amin, bebek.
Bill, yakında yaşayacağı bir
pişmanlıktan bahsediyorum.
Çok yakında.
Çok merak ediyorum, neden Billy'ye
"Uç adam" diyorsunuz?
Çünkü Billy Uç adam.
Bill bu oyundaki en kaçık heriftir.
Hayır, sanırım ben ikinci sıradayım.
Uç adamı en hızlı olduğu
dönemde görmüştüm.
Yeni hikayeler bulmanız lazım çocuklar.
Gidip temizleneceğim.
Yani...
...bunu Daleton yakınlarında yaşadık.
Tanrım!
Yakındaydık ve Jo'nun elinde
kamera vardı.
Kayıt ediyordu.
Birdenbire bu acemi herif
yolun tam ortasında durdu.
Jo bağırmaya başladı ve bu...
...serseri arabadan fırladı.
Elinde bir şişe Jack Daniels vardı.
Çıplaktı.
Çırıl çıplaktı.
Çıplak değildi.
Çıplak değildim!
Giysileri yoktu.
Yarı çıplak.
Çıplak. Sonra, Jo yoldan çekilmesi
için ona bağırıyordu, değil mi?
Daha sonra...
...hortuma doğru yürüdü...
...ve "İç bakalım!" dedi
Ve şişeyi hortuma fırlattı...
...şişe yere hiç düşmedi.
Hortum şişeyi yakaladı,
ve yukarı doğru vakumladı.
Tatlım, hepsi yalan.
Başka bir Bill vardı...
...kötü bir Bill...
...ve ben onu öldürdüm.
Onu seviyorum!
Şidettli bir hortumdu.
Neydi o? F-3 müydü?
F-2.
Aklım gene karıştı.
Bu Fujita ölçeği. Hortumun ne kadar
çok yediğine bakarak yoğunluğunu ölçer.
Yemek mi?
Hasar vermek.
Rastladığımız şiddetli bir F-2'ydi,
belkide F-3.
Bugün bir F-4 göreceğiz.
Bu çok şirin.
Dört iyidir. Dört evinin adresini
çok rahatlıkla değiştirebilir.
F-5 var mı?
O neye benzer?
Tanrı'nın parmağına.
Hiçbiriniz bir F-5 görmedi mi?
Sadece birimiz.
Boşver.
Ne yaparsan yap...
...çok güzel olacaksın.
Önyargılısın.
Evet, öyleyim.
Aşağıda tıpkı eskiden olduğu
gibi konuşuyorlar.
Sanırım.
Sözün kendine ait kısmını tutmadı.
Hangi kısmını?
Hayatını sana adayacağı,
yanlız ve mutsuz öleceği kısmı.
Bunlar istemek için çok fazla değil mi?
Bilmiyorum.
Bill hep kendi yoluna gitti,
bu genellikle senin yürüdüğün yol oldu.
Uzun zaman önce gibi görünüyor.
O kadarda uzun değil, Jo.
Burada, değil mi?
Bu çok güzel.
Bir tane yakaladık galiba!
F-3, Parlaine'in 1,5 km dışında!
Bu uyarı Garfield için,
Enid şehride dahil.
Bu fırtına son 15 dakika
içinde meydana geldi.
Doppler radarı bunun şiddetli
bir fırtına olduğunu gösteriyor.
Dusty'yle gel, tamam mı?
- SELS ne diyor?
- Büyük!
Gidelim!
Jonas nerde?
- Milston'da.
- 50 km uzakta.
- Onu alt edebilir miyiz?
- Çalışıyorum.
Uğradığınız için sağolun.
Yiyip kaçtığımız için kusura bakma.
Bu sizin yaşam amacınız.
Seni gördüğüme sevindim, Bill.
Herşey yolunda.
Lezzetli inek, Meg Teyze.
Bu senin için, Dusty.
Sağol, hayatım.
Sen ve ben, değil mi?
Çok hoş.
Çok hoş.
Seninle tanıştığıma sevindim.
Aynen. Acele etsen iyi olur.
Anahtarlar.
Lütfen. Hoşgeldin.
Bekle.
Kasabanın içinden gideceğiz.
İtfaiye binasının arkasındaki Meyers
Yolu'ndan, sonra doğu 44'teki 132'den
devam edeceğiz.
Rabbit, kestirme bir yol
bulursan, haber ver.
Tamam, Rabbit,
beni etkileme zamanın.
Tamama, 1,5 km ileride küçük
bir yol var. Ormandan geçeceğiz.
Yol biraz engebeli, çocuklar.
Hadi seni hazırlayalım.
Afedersin.
Pekala, hattasın.
Sıradan biri hayatını...
...stresten uzak durmaya
çalışarak geçirir.
Repo Man hayatını...
...stres yaşayarak geçirir, Beltzer!
Tamam, Rabbit,
sırada ne var?
Buradan sola dön, tarlaya doğru.
Emin misin?
Ah, evet...
Bana güven. Rabbit iyidir.
Rabbit akıllıdır.
- Tanrım.
- Tanrım.
Burası tarla, Rabbit.
Biliyorum. Devam et,
mısır tarlasından devam et.
Mısır tarlasını gördünüz mü,
tam önünüzde?
Evet, görüyoruz. Sonunda ne var?
Neyin sonunda?
Neyin sonunda?
Tarlanın! Duvar mı var,
sakallı bir kadın mı var, ne var?
Otoyol var!
Yol nerde?
Yol nerde?
Her an karşınıza çıkabilir.
Merhaba.
Kahretsin.
Kafayı yemiş.
Aklını mı kaçırdın, Jo.
Amacın birini öldürmek mi?
Aynen öyle, Jonas...
10 kişiyi görüp durmaman
oldukça nazik bir davranıştı!
Çok iyi. Bu frekansı temiz tutalım.
Bok herif.
Bu yoldan çıkmalıyız.
Şu an tahmin etme zamanı değil.
Tahmin yapmıyorum.
Sağa dön, sadece bana güven.
Sürmek ister misin?
Dön!
İzliyor muyuz?
İzlemiyoruz.
Ne yapıyor?
Bilmiyorum.
Bu yolu bul. Bob'un yoluna benziyor.
Sayı!
Sayı yaptık. Sayı yaptık.
Hortum yerde.
Şunu dinle.
Route 33'ten geliyor.
33'teyiz.
Rotası ne?
Saatte 55 km hızla yol alıyor.
- Görüyor musun?
- Göremiyorum.
Nerede? Merhaba.
Çocuklar nereye bakıyorsunuz?
- Nereye?
- Yön, Rabbit.
Kuzey-kuzeydoğu.
Gördün mü?
Bir şey yakaladın mı?
Kuzey-kuzeydoğu, anlaşıldı mı?
Tam üzerimize doğru geliyor.
Ekseni dikey düzleme döndü.
Gittikçe güçleniyor.
Görüyor musun?
Hayır.
Göremiyoruz! Tekrar ediyorum!
Göremiyoruz! Yardımcı olun!
Nerede?
Yakaladım, Billy. Bu hayatımda
gördüğüm en iyi çekim.
Bu şişko şeyin çapı 8 kilometreden
daha fazla.
7'den doğuya gidiyorsanız, bir kaç dakika
içinde tepenin ardında belirmesi lazım.
Bu aradığımız, Bill. Hissediyorum.
Orada olmalı.
Belkide takıldı.
Hayır, bence Rabbit haklı.
O tepenin ardında çirkin
suratını gösterecek.
Jo, ne düşünüyorsun?
Üstüne gidecek misin, Jo?
Hazırlanma zamanı.
Hadi çocuklar başlayalım.
Oh, dostum. Bu işin eğlenceli
kısmı, hayatım.
Dolu başladı.
Dolu. Dolu başladı.
Kenara çek.
Bu iyi.
Büyük bir tane yakaladık, çocuklar!
Dolu, Beltzer! Dolu başladı.
Cevap ver.
Jo, kontrol ediyorum.
Kontrol ediyorum.
Tamamen yükselmek üzere.
Bu o.
Dorothy'yi hazırlayacağım.
Onları görüyor musun?
Onları görüyor musun?
Kırmızı kamyonet merkeze girdi!
Billy'den mi bahsediyor?
İyi misin?!
Evet! İlerlemeye devam et!
Beltzer, gördük!
Görüyorum!
Tamam, yakaladım!
Bu ay değil!
Bu bir uzay istasyonu!
Enkaz parçaları üzerimize geliyor!
Ayı kafesinin içindeler!
Oh, aman Tanrım!
Oh, aman Tanrım!
Melissa, şuna bak!
Baksana!
Teleobjektifle gerçekten
hissedebilirsin!
Oh, hadi, sorun ne?
Sorun ne?
Siz delisiniz, bunu biliyor musun?
Hazır mısın? Çekene kadar
ayrılmıyoruz.
Ve en manyağınızda o!
Tamam, neredeyse hazır!
Bekle!
Geldik sayılır! Geldik sayılır!
Burası iyi.
Hayır, biraz daha yakınlaşmalıyız!
Biraz daha yakına!
Yeterince yakındı.
Acele et! Yükleme kapağını aç!
Hazır mı?
Hazır. İndirmeme yardım et.
Acele et!
Gidelim!
Acele et!
Lanet olsun! Gitmek zorundayız!
Yapabiliriz!
- Hadi!
- Sıkışmış!
Dikkat et!
Hadi! Acele et!
Nereye gitti?
Nerede?
Neler oluyor?
Buna inanmıyorum.
Neler oluyor!
Doppler ne diyor?
Sükunet hunisi.
Bill, Jo, bitti.
Sabitti ve sonra o ...
O gitti.
- Tekrar toparlanıyor!
- Henüz geçmedi.
Haklısın. Toparlanıyor.
Burda bir jumper'la karşı karşıyayız!
Toparlanıyor! Tespit edin şunu!
Evet, Jo! Veriler tamamlanmamış!
Ordan çıkmalısınız çocuklar!
Bill, imdat! Bana yardım et!
Ayrılmalıyız.
- Sensörleri boşver!
- Bana yardım et!
Burdan hemen ayrılmalıyız!
Yere inerse Beltzer görür!
Yakınımızda bir yere inmeyecek!
Tam üstümüze inecek!
Hala yapabiliriz! Bekle!
Geri dön!
Unut bunu! Unut bunu!
Geri dön! Çok geç değil!
- Geri dön!
- Unut bunu! Artık çok geç!
Bana yardım et!
Bana yardım et!
Ne yapıyorsun!
Hasar gördü! İşi bitti!
Sorun ne? Hala yapabiliriz!
Kendini dinle! Gözün hiçbir şey görmüyor!
Neler yapabileceğini hiç görmedin!
- Az önce gördüm!
- Hiç görmedin!
Evleri teker teker geçip senin
peşine düştüğünü hiç görmedin.
Tanrım, Jo, yaptığı şeyin bu
olduğunu mu düşünüyorsun?
Bilmiyorsun.
Neden unutamıyorsun?!
Anlamıyorsun.
Asla bilmeyeceksin.
Ne zaman yeterli olacak?
Ne kadar yakınlaşman lazım?!
Konuş benimle! Jo, bazı şeyler
yanlış gidiyor!
Bunu açıklayamazsın!
Bunu tahmin edemezsin!
Kendini öldürmek babanı
geri getirmeyecek.
Öldüğü için üzgünüm.
Ama bu çok uzun zaman önceydi.
Yeni bir başlangıç yapmalısın.
Geçmişte yaşamayı bırak ve tam
önünde ne var ona bak.
Sen neden bahsediyorsun?
Ben, Jo.
Gelip şuna baksan iyi olur.
Vektörel hızlar maksimuma ulaşmış.
Şurdaki iki hücre birleşiyor...
İç ve dış sınırlar iki katına çıkmış.
Çeşitli kasırga haberleri geliyor.
En son Canton'un hemen kuzeydoğusundan
böyle bir haber bildirildi.
Bir dakika. Bu az önce elime geçti--
Haber artık resmi olarakta doğrulandı.
Bir kaç dakika önce, Canton'dan geçen
bir kasırga olduğu bildirildi.
Sekiz kahve alabilir miyim acaba?
İki kahve, lütfen.
Uzun bir gün.
Sensörleri düşünüyordum.
Nasıl yola saçıldıklarını.
Huninin sensörleri taşıyıp
taşıyamayacağını...
...merak etmeye başladım.
Çok mu hafifler?
Bilmiyorum. Belkide tüm şey çok hafif.
Ne yapabiliriz?
Emin değilim.
Bu çok tehlikeli bir durum.
Bölgede yaşayan sevdikleriniz varsa
onlara yardım etmeye çalışmayın.
Onlara sadece engel
teşkil etmiş olursunuz.
Teşekkür ederim.
Kahretsin. Tanrım, geliyor.
Geliyor! Tam üstümüze geliyor!
Çoktan gelmiş bile.
Herkes, gizlensin!
Tatlım!
Hadi!
Jo, hadi!
Gizlenin!
Saklanın, hemen!
Kapıları kapatın!
Kapılar! Kapılar!
Hadi!
Napıyosun?
Geri gel!
Hadi!
Elimi tut!
Elimi tut!
Hadi, acele et!
Hadi! İçeri! İçeri!
Hadi, hadi, hadi! Hadi!
Herkes aşağıya!
Aşağı inin!
Herkes aşağıya!
Acele edin!
Sakin olun!
Yakaladım.
Bir şey yok!
Başım.
Bir şeyin yok.
- Hayır, herşey yolunda değil!
- Birazdan bitecek!
Bu çılgınlık!
Sakin ol!
Bu beni delirtiyor!
Bunu yapmak istemiyorum!
Herşey yolunda, tatlım.
Herşey yoluna girecek.
Eve dönüp dönmeyeceğini merak
ederek dudaklarımı çiğnedim.
Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım.
Önemli miydim?
Öyleydin.
Vay canına, bu bir mucize.
Kamyonete bak.
Konserve kutusuna dönmüş.
Tabii, kasırga hareketliliğini koruyor.
Fairview'den gelen haberlere göre bir
açıkhava sineması yerle bir olmuş.
Yaralıların olduğunu ve bölgede büyük
maddi hasarın meydana geldiğini biliyoruz.
Bu tepede olan gibi miydi?
O mu? Hayır.
Şanslıydık.
Gördüklerin sadece aşağı
hava akımı ve fırtınaydı.
Sıyırdı geçti.
Ne tarafa yöneldiğini
söyleyebilir misin?
Kuzeydoğuya doğru yığılıyor.
Wakita'yı vuracağa benziyor.
Gidiyorum. Gidiyorum. Gidelim.
Gidiyoruz!
Fırtınanın etrafından
geçen bir güzergah bul.
Acele edin! Gidelim!
Bekle!
Telefon nerde?
- Hatlar kesik.
- Ben gidiyorum.
Lanet olsun.
Bekle.
Ben kullanacağım.
38'e çıkıp ordan 132 nolu
karayoluna atlayabiliriz.
Tatlım, Meg tehlikede.
Gitmek zorundayım.
Ben geri dönüyorum.
Güzel. Motelde güvende olursun.
Sabaha görüşürüz.
Orda olmayacağım.
Ne?
Neden?
Ne demek istiyorsun?
Hoşçakal diyorum.
Biliyor musun?
Bununla yarışamam.
Nerden başlayacağımı bilmiyorum.
Bunu şimdi yapma.
Er yada geç noktalanacaktı.
Bunu her ikimizde biliyoruz.
Komik olan şey şu ki...
...o kadarda bozulmadım.
Bu ne anlama geliyor?
Yapabiliriz! Hadi! Gidelim!
Niyetim bu değildi.
Billy, biliyorum.
Sorun değil.
Bill, hadi.
Hadi git.
Sana ihtiyacı var.
Umarım Meg Teyze iyidir.
Ya sen?
Beni merak etme.
Evin yolunu biliyorum.
Bir saat içinde Wakita'da olabiliriz.
Hadi.
Aman Tanrım.
Haberleri yoktu.
Jo, bekle!
Bekle!
Dikkat et, ev her an çökebilir.
Jo! El fenerini al.
Ev çökmek üzere.
Dikkat et.
Duydun mu?
- Bir şey duydum.
- Sakin ol.
Dikkat et.
Aşağıda!
Meg, burdayız! Aşağı geliyoruz!
Şunu çekmemiz gerek.
Dayan.
Hareket etme.
- Pekala, hazır mısın?
- Kafana dikkat et.
Hadi.
Hadi.
Yakaladım.
Yavaş. Yavaş.
İyi misin?
İyiyim. İyiyim.
Tanrım.
Acele et.
- Gidelim.
- Yürüyebilecek misin?
Dikkat et!
Joey, saatimi al.
Hadi. Dikkat et.
Dışarı geliyoruz!
Ambulans çağırın!
Ambulans çağırın! Acele et! Hemen!
Hadi!
Feneri bana ver.
Biftek ve yumurtalar ne alemde?
- Hepinizin birden gelmesi çok hoş.
- Hadi bakalım.
Yavaşça.
Yavaş, yavaş.
Mose'u yakala! Sanırım biraz ürktü.
Merak etme, yakalarım!
İyi mi?
Muhtemelen gece boyunca onu
gözlem altında tutacağız.
Gece boyunca mı?
Unut bunu.
- Ben iyiyim.
- Hastaneye gidiyorsun.
Tamam, gideceğim. Ama arabayı
ben kullanacağım.
Tatlım, araban köşedeki ağacın altında.
Herşey yolunda.
Herşey yolunda.
Wakita'yı vuran F-4 şimdi
Kuzeydoğu'ya yöneldi.
Az önce 40 km güneyde iki
fırtınanın birleşip...
...daha da kuvvetli bir kasırga
oluşturduklarını haber aldık.
Meteoroloji Servisi bunun ender rastlanan
bir durum olduğunu söylüyor.
Aman Tanrım.
Şuna bak. Burda, şuna bak.
Hızları saatte 480 km'yi aşan
rüzgarlardan bahsediyoruz.
Ne yapıyorsun?
Nasıl olduğunu görmek istedim.
Durumu nasıl?
Senin için endişeleniyordum.
- Şuna bak.
- Önemli değil.
Kafamda bir şiş olduğunu ve muhtemelen
bileğimin kırıldığını söylüyor.
Bakayım.
Bakacak bir şey yok.
Acımıyor.
Burda olmadığım için üzgünüm.
Kendini suçlamayı kes.
Beni evden çıkardınız.
Durmak zorunda.
Hiçbir uyarı gelmedi.
Kasırga burayı vurmadan bir kaç
dakika önce sirenler kesildi.
Alt kata bile inemedim.
Üzgünüm.
Telsizi dinliyordum ve...yani...
Öğrenmek istemeyebilirsin,
ama oluyor.
N.S.S.L bir F-5 tahmini yürütüyor.
Başka birilerininde başına gelecek.
Durdurmak zorundasın.
Nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Bence biliyorsun.
Çocukluğundan beri bu
şeyleri kovalıyorsun.
Yaptığın şey bu.
Git. Yap şunu.
İyi misin?
Meg'le hastaneye
gideceğini düşünmüştüm.
Ne oldu?
Ne oldu?
Dorothy'yi nasıl
uçuracağımı biliyorum.
Elbette.
Elbette.
Bulabileceğiniz her türlü alüminyum
tenekeye ihtiyacım var.
Keskiye ve koli bantına ihtiyacımız var.
Son Dorothy'yi kamyonetimin arkasında
istiyorum. Her ikisini birden, hemen.
Gittik!
Hazır mısınız?
İyiyiz.
İyi miyiz? İyi.
Çok iyiyiz.
Gidelim! Hadi!
- Hazırladın mı?
- Sanırım.
Güzel.
İyi mi?
Harika bir iş.
Kayda hazır ol.
Hazır mı?
Dikkatli ol.
Fazla yakından takip etmeyin.
Nasıl istersen, patron!
İşe döndük.
Hadi, gidelim.
Yarım mil daha mı?
Haklı gibi.
Onu yola koyacağım.
Birileri çarpmaz değil mi?
Orda kimse olmayacak.
Acele et!
Gidelim.
Tamam, burası iyi!
- Aldın mı?
- Gidelim!
Yerinde misin?
Temas için hazırım!
Bu kadar.
Çalışacak.
Bir dakika daha.
Biz hazırız!
Hadi, hadi, al onu!
Çok hafif.
Hayır, değil.
- Onu kaybediyoruz.
- Hayır, hala uçabilir.
Arabaya bin!
Aman Tanrım!
Bizi bu şeyden uzaklaştır!
Acele et!
Şu ne?
Şu ne?
Acele et!
Acele et!
Bu iyi değil!
Acele et!
Gidelim!
Orospu çocuğu!
Jo, Bill, iyi misiniz?
Çocuklar beni duyabiliyor musunuz?
Biz iyiyiz.
Jo, Bill, patlamayı gördünüz mü?
Gördük.
Bu canavar kuzeydoğuya
doğru 80'de gidiyor!
Anlaşıldı mı?!
Bu o.
Sonuncusu.
Son deneme.
Gezici labaratuardan Gezici Bir'e.
Yer hızı artıyor.
Tabanı bir mil çapında.
Onu artık göremiyoruz.
Pozisyonunuz ne?
Tam sağındayım!
O çok güzel!
Oynamaya hazırlanıyoruz, geriye
dönün ve izlemeye koyulun.
Buralarda bir yerde olmalılar.
Tamam, güzergah stabil, anlaşıldı.
Millet...
...bu o.
Gözünüzü dört açıp bekleyin.
Yerleri iyi.
Başarabilirler.
Pakedi ağırlaştırmadıkça mümkün değil.
Jonas, ben Jo.
Beni duyabiliyor musun?
Şu anda olmaz tatlım.
Jonas, beni dinle.
Paket çok hafif.
Hortum onu fırlatacak.
Ağırlaştırın.
Benimle değerli bilgilerini
paylaşıyorsun, Jo.
Bunu dikkate alacağım. Sağol.
Beni dinle!
Ne var?
Onları görebiliyor musun?
Jonas, pozisyonunuz ne?
Naber, Bill.
Kuzeydoğuya doğru paralel ilerliyoruz...
...soldan önünü kesmek üzereyiz.
Bir dakika bekleyin. Burdan
görüş açımız gayet iyi.
Yönünü değiştirebilir yada aynı yönde
devam edebilir, bunu yaparsa tam üstünüze
doğru gelecek. Anlaşıldı mı?
Dediğini yapalım. Asla zararımıza
olacak birşey söylemez.
Fikrini öğrenmek istediğimde,
bunu belirtirim.
Kapa çeneni, gaza bas
ve güzergahımızda kal.
Bu inanılmaz!
Yanlış olan ne?
Tabanı devasal!
En az 1,5 km çapında olmalı!
Anlaşıldı mı?
Jonas, beni dinle!
Bu frekansı terket!
Yön değiştiriyor.
Aman Tanrım.
Jonas, sana söylüyorum!
Eddie, beni duyabildiğini biliyorum!
Hemen geri dönün!
Hemen ordan uzaklaşın!
Dikkat et!
Lanet olsun!
Aptal herif!
Biz denedik.
Bir şey yapamayız.
- Evet, yapabiliriz.
- Yer hızı artıyor.
Hemen önüne geçin
yoksa sizi gömecek.
Enkazlar önümüzde!
Sağa!
Sağa!
Sola!
- Sırada ne var?
- Hiçbir fikrim yok.
Hala bizimle misiniz?
Aman Tanrım.
Sanırım içeri giriyoruz.
Belkide bu yoldan çıkmalıyız.
Haklı olman mümkün.
İyi misin?
Hazır mısınız?
- Hazırız. Giriyor musunuz?
- Giriyoruz.
- Hazır mısın?
- Nerdeyse.
Dikkatli ol.
Açtım.
Nerdeler?
Doppler izlemesi müthiş!
Rüzgar hızı artıyor!
Hiç böyle bir şey görmemiştim.
Çekirdeği vuracaklar.
Hazır mısın?
Hız sabitleyicisini ayarlayayım.
İyiyiz.
Üçte mi?
Üçte.
Hadi!
Hazır mısın?
Hazırım.
Bir!
İki!
Üç!
Git...
...git...
...git! Git!
Dorothy uçuyor!
Uçuyor!
Bak!
İçerdeyiz!
Buna inanmıyorum! İçerdeyiz!
Meşhur olacağız!
- Uçuyor!
- Şuna bak!
Çok güzel! Çalışıyor.
Noel zamanı.
İçerdeyiz! Çalışıyor!
- Dorothy başardı!
- Bilgiler geliyor!
İşte bu! Biz başardık, dostum!
Az önce tarih yazdık.
Çocuklar kuzeydoğuya dönmek üzere.
Ordan çıkmalısınız!
Anlaşıldı mı?
Anlaşıldı mı?
Koş!
Ahır! Hadi!
Dikkat et!
Burası!
Hadi! Acele et!
Ahıra!
Yere yakın kal!
Aman Tanrım! Bu insanlar kim?
Sanmıyorum.
Çabuk!
Aman Tanrım!
Hadi!
Tüm gücünle koş!
Eğil!
Hadi!
Buraya!
Bu borular en az 10 m derine gidiyor.
Borulara tutunursak şansımız olabilir!
İşe yaramaz!
Bu!
Altına gir!
Sıkı tutun!
Dayan!
- İyi misin?
- İyi misi...
Şuna bak.
Evi almadı.
Başardık.
Evet, başardık.
Dorothy gerçekten uçtu.
İyi bir fikirdi.
Yapacak bir sürü işimiz var.
İkaz sistemi için onay alacağım.
Daha büyük bir labaratuara ihtiyacımız var.
Verileri analiz etmeye başlaman gerek.
Öyle mi?
Verilerin modellerini oluşturmalıyız,
ve benimde labaratuarı yönetmem gerek.
Sen analizleri yap,
labaratuarı ben yöneteceğim.
Sen mi?
Hiç sanmıyorum.
İşleri her zaman zor yoldan mı
halletmek zorundasın?
Başardık, çocuklar! Sensörler çalıştı!
Bilgisayarlar deliye döndü! Veri aldık!
Bu tarihteki en büyük kasırga!
Hey, Jo, Bill,
gökyüzüne bakın.
Ne düşünüyorum biliyor musunuz?
Sanırım yeterince gördük.
Altyazı: hellbundyus@yahoo.com