Tip:
Highlight text to annotate it
X
Pulp:
1: Yumuþak, nemli, þekilsiz madde.
2: Çarpýcý bir ana fikir barýndýran ve
karakteristik özelliði...
...taslak halinde, henüz bitirilmemiþ olan
dergi veya kitap.
- Amerikan Mirasý Sözlüðü -
Unut gitsin.
Çok riskli.
Bu boku yapmayý býraktým.
Hep böyle diyorsun,
her seferinde ayný þey.
"Býraktým, bir daha yok,
çok tehlikeli."
Hep bunu söylediðimi biliyorum.
Her zaman da haklýyým.
Bir-iki günde
bu sözünü unutuyorsun ama.
Unuttuðum günler geride kaldý,
hatýrlayacaðým günler baþladý.
Böyle yapmaya devam ederek
neye benzediðini biliyor musun?
Makul konuþan bir göt herife benziyorum.
Ördek gibisin...
Vak vak vak.
Son kez dayan, çünkü bir daha
bunu duymak zorunda kalmayacaksýn...
...bunu bir daha yapmayacaðýma göre...
...bir daha yapmayacaðým
diye vakvakladýðýmý da...
...duymak zorunda kalmayacaksýn.
Bu geceden sonra.
Doðru. Vakvaklamak için
önümde uzun bir gece var.
Biraz daha kahve isteyen var mý?
Evet, teþekkür ederim.
Bir þey deðil.
Demek istediðim, bu yaptýðýnla...
...banka soymakla ayný riski alýyorsun.
Daha fazla risk alýyorsun.
Banka soymak daha kolay.
Federal bankalarýn
soygun sýrasýnda herhangi bir þekilde...
...seni durdurmalarý gerekmiyor.
Hepsi sigortalýdýr.
Neden siklesinler?
Bir federal bankada silaha bile
ihtiyaç duymazsýn.
Duyduðuma göre herifin biri...
...cep telefonu ile bankaya giriyor...
...telefonu veznedara veriyor...
...telefonun diðer ucundaki herif...
..."Bu adamýn küçük kýzý elimizde...
..."bütün paranýzý ona vermezseniz...
..."kýzý öldüreceðiz." diyor.
- Ýþe yaramýþ mý?
Hem de o biçim iþe yarýyor.
Ýþte bundan bahsediyorum!
Dangalaðýn teki bir telefonla
bankaya giriyor...
...ne bir tabanca,
ne de bir çifteyle...
...siktiri boktan bir telefonla.
Mekâný silip süpürüyor.
Parmaðýný bile kýpýrdatmadan amýna koyayým.
Küçük kýza zarar vermiþler mi?
Bilmiyorum. Muhtemelen öyle
bir kýz bile yoktur.
Mesele kýz deðil.
Mesele...
...bankayý bir telefonla soymalarý.
Banka mý soymak istiyorsun?
Banka soymak istediðimi söylemiyorum.
Öyle yapsaydýk, þu an yaptýðýmýzdan
daha kolay olurdu.
Artýk içki dükkâný soymak yok mu?
Biz neden bahsediyoruz?
Evet, artýk içki dükkâný yok.
Ayrýca, eskiden olduðu gibi
eðlenceli bir iþ deðil.
Artýk çoðu içki dükkânýnýn
sahibi yabancý.
Vietnamlýlar, Koreliler, siktiklerim
Ýngilizce bile konuþamýyorlar.
Onlara, "Kasayý boþalt" dediðinde...
...ne sikimden bahsettiðini
anlamazlar bile.
Fazla kiþiselleþtiriyorlar.
Devam edersek, bu Asyalý sikicilerden
biri kendini bize öldürtecek.
Hiç kimseyi öldürmeyeceðim.
Ben de hiç kimseyi
öldürmek istemiyorum.
Fakat muhtemelen bizi iki taraftan
birinin öleceði...
...bir duruma düþürecekler.
Asyalýlar olmasa bile,
15 nesildir...
...dükkân sahibi olan
siktiðimin yaþlý Yahudileri var.
Elinde, siktiðimin Magnumuyla
tezgâhýn gerisinde oturan...
...Büyükbaba Irving var.
Buralara elinde sadece
telefonla girmeye çalýþ.
Bakalým telefonla ne kadar idare
edeceksin. Siktir et. Bu iþte yokuz.
Pekâlâ, öyleyse ne,
tam gün iþi mi?
- Hayatta olmaz.
- Öyleyse ne?
Garson! Kahve!
Burasý iþte.
"Garson" erkeklere denir.
Burasý mý? Kafeterya mý?
Ne var bunda?
Hiç kimse restoranlarý soymaz.
Neden olmasýn?
Barlar, içki dükkânlarý,
benzin istasyonlarý...
...bunlardan birini soyarken
kafaný uçurabilirler.
Diðer taraftan, restoranlarda
onlarý savunmasýz yakalarsýn.
Soyulacaklarýný beklemezler.
Beklenebilecek bir þey deðil zaten.
Eminim kahramanlýk yapmak
isteyenlerin sayýsý da...
...böyle yerlerde daha azdýr.
Doðru.
Týpký bankalar gibi,
bu yerler de sigortalýdýr.
Ýþletmeci mi? Hiç bir sikime aldýrmaz.
O sadece yemekleri mahvetmeden...
...seni dýþarý çýkarmaya çalýþýr.
Garson kýzlar mý? Unut gitsin.
Kasa için hayatta kendilerini
tehlikeye atmazlar.
Yamaklar mý? Saati bir buçuk dolara
çalýþtýrýlan bazý kaçak...
...Meksikalý göçmenler için patronun
soyulmasý gerçekten siklerinde olur mu?
Müþteriler aðýzlarýnda yemekle otururlar.
Ne olduðunu anlamazlar.
Bir dakika önce
Denver omletini yerlerken...
...hemen sonra, birileri
yüzüne silahý doðrultmuþ olur.
Anladýn mý? Bu fikir son soyduðumuz...
...içki dükkânýnda aklýma geldi.
Hatýrladýn mý?
Müþterilerin devamlý gelip
durduðu yer var ya?
Evet.
Cüzdanlarýný alma fikri gelmiþti aklýna.
Ýþte o iyi bir fikirdi.
Teþekkür ederim.
Cüzdanlardan elimize geçen para
kasadakinden daha fazlaydý.
- Evet, öyleydi.
- Ýnsanlar restoranlara gelir.
Bir sürü cüzdan.
Epey zekice, deðil mi?
Epey zekice.
Hazýrým. Yapalým þu iþi.
Hemen þimdi, burada.
- Haydi.
- Pekâlâ.
Son seferki gibi, hatýrladýn mý?
Sen kalabalýðý kontrol et.
Çalýþanlarý ben hallederim.
Seni seviyorum, bal kabaðým.
Ben de seni, tatlý tavþaným.
Herkes olduðu yerde kalsýn!
Bu bir soygundur!
Ýçinizdeki sik kafalýlardan
biri bile kýpýrdayacak olursa...
...siz orospu çocuklarýný
teker teker gebertirim!
"Çeviri: DiVXPlanet Aktivite"
Ýyi seyirler.
UCUZ
ROMAN
Pekâlâ, bana esrar barlarýndan
tekrar bahset.
- Tamam. Ne bilmek istiyorsun?
- Esrar orada yasal, deðil mi?
Evet, yasal,
ancak yüzde yüz yasal deðil.
Bir restorana öylece girip...
...esrar sarýp tüttüremezsin.
Evinde içmeni isterler...
...ya da belirlenmiþ yerlerde.
- Bunlar esrar barlarý mý?
Evet, aynen böyle oluyor.
Almak yasal,
sahip olmak yasal...
...ve bir esrar bar sahibiysen...
...satmak da yasal.
Bulundurmak yasal,
ancak bunun bir önemi yok...
...çünkü, bunlardan bir sürü
bulabilirsin, tamam mý?
Amsterdam'da bir polis
seni durdurursa...
...üzerini aramalarý yasal deðil.
Yani bu, Amsterdam'daki polislerin
sahip olmadýðý bir hak.
Dostum, ben gidiyorum.
Bu kadarý yeterli.
Siktir olup gidiyorum.
Biliyorum caným.
Bu iþi çok iyi yapardýn.
Avrupa'daki en gülünç
þey nedir, biliyor musun?
- Neymiþ?
- Küçük farklýlýklardýr.
Yani burada sahip olduklarý
her boka orada da sahipler...
...fakat küçük bir farkla.
Misal?
Amsterdam'da sinemaya gidip
bira alabilirsin.
Üstelik kaðýt bardakta deðil.
Bir cam bardakla
biradan bahsediyorum.
Bir de Paris'te, McDonald's'da
bira alabilirsin.
Paris'te, peynirli çeyrek-libreliðe...
...ne diyorlar, biliyor musun?
Bir peynirli çeyrek-librelik
demiyorlar mý?
Hayýr, onlarda metrik sistem var.
Çeyrek libreliðin ne sikim
oluðunu bilemezler.
Ne diyorlar orada?
"Peynirli Royal" diyorlar.
- "Peynirli Royal."
- Aynen öyle.
Big Mac'e ne diyorlar?
Big Mac, Big Mac'dir,
fakat onlar "Le Big Mac" diyorlar.
"Le Big Mac."
Whopper'a ne diyorlar?
Bilmem.
Burger King'e gitmedim.
Hollanda'da patates kýzartmasýna
ketçap yerine...
...ne koyduklarýný biliyor musun?
- Neymiþ?
- Mayonez.
- Yok artýk!
Yaparlarken gördüm onlarý.
Siktiðim pisliðine buluyorlar.
Ýðrenç!
Böylesine bir iþ için
tüfeklerimiz olmalýydý.
- Kaç kiþi var orada?
- Üç ya da dört.
Bizim adamýmýz dâhil mi?
Emin deðilim.
Yani orada yaklaþýk beþ kiþi mi var?
Olabilir.
Kesinlikle tüfeklerimiz olmalýydý
amýna koyayým.
- Kýzýn adý ne?
- Mia.
Mia. Marsellus ile kýz
nasýl tanýþmýþ?
Bilmem. Ýnsanlar birbiriyle
nasýl tanýþýrsa.
Eskiden aktrismiþ.
Gerçekten mi? Ýzlemiþ olabileceðim
bir filmi var mý?
Sanýrým yaptýðý en büyük iþ
bir pilot bölümde rol almýþ olmasý.
Pilot bölüm mü? Pilot bölüm ne?
Televizyon dizilerini
biliyorsun, deðil mi?
Televizyon izlemem.
Tamam, ama TV'nin icadýndan...
...ve bu icatta da
dizilerin gösterildiðinden...
...haberin var, deðil mi?
Evet.
Televizyon dizilerini seçerken
bir bölüm yapýyorlar.
O bölüme pilot deniyor.
Daha sonra o bir bölümü dizileri
seçen insanlara gösteriyorlar...
...ve o bölüme bakýlarak...
...daha fazla bölüm çekip
çekmemeye karar veriyorlar.
Bazýlarý seçiliyor ve
televizyon dizisi oluyor.
Diðerleri seçilmiyor ve
hiçbir þey olarak kalýyorlar.
O da o hiçbir þey olarak
kalanlarýn birinde baþrol oynadý.
Antwan Rockamora'yý hatýrlýyor musun?
Yarý siyahi, yarý Samoan...
..."Tony Rocky Horror"
derlerdi eskiden hani?
Evet, hatýrladým gibi.
Þiþkoydu deðil mi?
Bir kardeþime þiþko
diyecek kadar ileri gitmem.
Yani, kilo sorunu vardý diyelim.
Zenci olmasýný boþver, adam Samoan.
Evet, sanýrým ne demek istediðini
anlýyorum. Ne olmuþ ona?
Marsellus iyice bir aðzýna sýçtý onun.
Dedikodulara göre...
...Marsellus Wallace'ýn
karýsý yüzündenmiþ.
Ne yapmýþ yani, kadýný mý sikmiþ?
Hayýr, hayýr, hayýr.
O kadar da kötü bir þey deðil.
O zaman ne olmuþ?
Kadýna ayak masajý yapmýþ.
Ayak masajý mý? Olay bu mu yani?
Sonra Marsellus ne yapmýþ?
Mekânýna iki köpeðini yollamýþ.
Verandadan indirmiþler,
sonra da balkondan fýrlatmýþlar.
Zenci dört kat düþmüþ.
Aþaðýda böyle sera gibi,
camlarla kapatýlmýþ...
...küçük bir bahçeleri vardý.
Onun içinden geçmiþ.
O zamandan beri
konuþmakta güçlük çekiyor.
Çok yazýk olmuþ.
Ama yine de...
...kibritle oynarsan,
yanarsýn diyorum ben.
Ne demek yani?
Marsellus Wallace'ýn yeni gelinine
ayak masajý yapmayacaksýn.
Sence aþýrý tepki vermemiþ mi?
Yani, Antwan muhtemelen Marsellus'un
o tepkiyi vereceðini düþünmemiþtir...
...ama yine de bir tepki beklemiþtir.
Ayak masajý yapmýþ.
Ayak masajý hiçbir þeydir.
Ben anneme ayak masajý yaparým.
Marsellus'un yeni karýsýna
biraz yakýn bir temas olur bu.
Yani, amcýðýný yalamasý
kadar kötü bir þey mi?
Hayýr ama aþaðý yukarý
ayný amýna koyayým.
Orada dur bakalým.
Orospuyu yalamak ile
orospuya ayak masajý yapmak...
...ayný þey deðillerdir
amýna koyayým.
Deðil. Aþaðý yukarý ayný.
Aþaðý yukarý ayný falan da
deðil amýna koyayým.
Belki senin masaj yöntemlerin
benimkinden farklýdýr...
...ama karýsýnýn
ayaklarýna dokunmakla...
...dilini en kutsallarýn bile
kutsalý olan yere sokmak...
...aþaðý yukarý ayný þey deðildir.
Ayný ligden deðiller.
Ayný spor bile deðiller
amýna koyayým.
Bak, ayak masajý hiçbir
bok anlamýna gelmiyor.
Daha önce hiç
ayak masajý yaptýn mý?
Bana ayak masajlarýndan
baþlama þimdi.
Ben ayak ustasýyým amýna koyayým.
- Sen çok mu yaptýn?
- Herhâlde lan.
Tekniðimi falan da geliþtirdim.
Öyle gýdýklamam da.
Bir erkeðe ayak masajý yapar mýydýn?
Siktir oradan.
- Çok mu yaptýn?
- Siktir lan.
Yoruldum biraz.
Bana da bir ayak masajý iyi gelirdi.
Hey, hey adamým.
Geri çekilsen iyi olur.
Tepemin tasý atýyor bak.
- Kapý bu.
- Ýþte geldik.
Saat kaç?
7:22.
Daha zamaný gelmemiþ.
Haydi. Biraz daha bekleyelim.
Bir adama ayak masajý yapmamam...
...Marsellus'un osuruktan
bir sebepten ötürü...
...Antwan'ý sikik
camdan bir eve atmasýný...
...haklý çýkarmaz.
Bu iþ doðru deðil.
O orospu çocuðu, o piçliði bana
yapacaðýna beni felç etse daha iyi...
...çünkü o orospu
çocuðunu öldürürdüm...
...anlýyor musun?
- Ben doðru yapmýþ demiyorum ki.
Ama sen ayak masajý bir þey
ifade etmez diyorsun...
...ben de eder diyorum.
Ben milyonlarca karýya
milyonlarca ayak masajý yaptým...
...ve hepsi de bir þey ifade etti.
Öyle deðillermiþ gibi
davranýrýz ama öyledirler.
Onlar hakkýnda bu kadar
iyi olan þey de bu zaten.
Orada tensel bir þeyler olur...
...ondan bahsetmezsin ama
sen de bilirsin, kadýn da bilir.
Koduðumun Marsellus'u da biliyordu...
...ve Antwan'ýn da daha
dikkatli olmasý gerekirdi.
Yani, sonuçta herifin karýsý.
Karýsý konusunda þaka kaldýracak
tipte bir adam da deðil ki.
Anlýyorsun, deðil mi?
Ýlginç bir nokta.
Haydi. Tavýrlarýmýzý takýnalým.
Adý neydi?
- Mia.
- Mia.
Koca adamýn karýsýna neden
bu kadar ilgi duyuyorsun?
Adam þehir dýþýna
çýkýyor, Florida'ya...
...ve benden de þehir
dýþýndayken onunla ilgilenmemi istedi.
- Ýlgilenmek mi?
- Hayýr adamým. Sadece dýþarý çýkaracaðým.
Ýyi vakit geçirmesini saðlarým.
Yalnýz hissetmesin falan diye.
Mia Wallace'ý randevuya mý
götüreceksin?
Randevu falan deðil.
Kankanýn karýsýný sinemaya
götürmek gibi falan iþte.
Sadece arkadaþlýk
edeceðim, bu kadar.
Randevu deðil.
Kesinlikle deðil.
Selam çocuklar.
Nasýlsýnýz bakayým?
Takýlmaya devam edin.
Kim olduðumuzu biliyor musunuz?
Ýþ ortaðýnýz
Marsellus Wallace'ýn dostlarýyýz.
Ýþ ortaðýnýzý hatýrlýyorsunuz, deðil mi?
Kafadan atayým bakalým.
- Sen Brett'sin deðil mi?
- Evet.
Bana da öyle gelmiþti.
Ýþ ortaðýnýz Marsellus Wallace'ý
hatýrlýyorsun, deðil mi Brett?
Evet, hatýrlýyorum.
Ýyi.
Görünüþe göre Vincent'la ben
sizin kahvaltýnýn ortasýna geldik.
Özür dileriz.
Ne yiyorsunuz?
- Hamburger.
- Hamburger!
Her besleyici kahvaltýnýn temeli.
Ne çeþit hamburgermiþ bakayým?
Çizburger.
Yok, yok, yok.
Nereden aldýnýz onlarý?
McDonald's'tan mý, Wendy's'den mi,
Jack-in-the-Box'tan mý, nereden?
Büyük Kahuna Burgerleri'nden.
Büyük Kahuna Burgerleri.
Þu Havai'li burgerci.
Oldukça lezzetli burgerler
yapýyorlarmýþ diye duydum.
Kendim hiç yemedim ama.
Nasýllar?
Ýyi.
Sizinkilerden bir ýsýrýk
alsam sorun olur mu?
- Bu seninki deðil mi?
- Evet.
Lezzetli burgermiþ.
Vincent, sen hiç
Büyük Kahuna Burger'i yedin mi?
Bir ýsýrýk ister misin?
Bayaðý lezzetli.
Aç deðilim.
Eðer burger seviyorsan,
bir ara dene.
Ben, genelde yemem...
...çünkü kýz arkadaþým vejetaryen...
...ki bu beni de vejetaryen yapar.
Ama iyi bir burgerden de
keyif almasýný bilirim.
Fransa'da peynirli çeyrek-libreliðe...
...ne dendiðini biliyor musunuz?
- Hayýr.
- Söyle onlara, Vincent.
Peynirli Royal.
Peynirli Royal.
Neden böyle dediklerini biliyor musunuz?
Metrik sistem yüzünden mi?
Brett'in müthiþ zekasýna bakýn hele!
Sen zeki bir piçmiþsin.
Doðru. Metrik sistem yüzünden.
Bunun içinde ne var?
- Sprite.
- Sprite, güzel.
Bu güzel içeceðinden biraz alýp...
...boðazýmý temizlesem, sorun olur mu?
Keyfine bak.
Tam istediðim gibi!
Sen, martý kýlýklý.
Neden burada olduðumuzu biliyor musun?
Neden adamým Vince'e, o boku...
- ...nereye sakladýðýnýzý söylemiyorsun?
- Burada.
Sana hiçbir sikim
sorduðumu hatýrlamýyorum!
- Ne diyordun?
- Dolabýn içinde.
Hayýr.
Dizinin oradakinde.
Mutlu muyuz?
Vincent? Mutlu muyuz?
Evet, mutluyuz.
Bak... Özür dilerim,
adým ne demiþtin?
Seninkini biliyorum. Vincent, deðil mi?
Ama... Ama seninkini bilmiyorum.
Adým Pitt...
...ve götün seni bu iþten
kurtarabilecekmiþ gibi konuþmuyor.
Hayýr, hayýr.
Bilmenizi isterim ki...
Ýþlerin bizim için ve
Bay Wallace için...
...bu kadar boka sarmasýna
çok üzüldük.
Bu iþe en iyisini yapacaðýmýzý
hedefleyerek girdik. Asla...
Kusura bakma.
Konsantrasyonunu mu bozdum?
Bozmak istememiþtim.
Lütfen, devam et.
En iyisini hedeflemekle
alâkalý bir þeyler diyordun.
Sorun nedir?
Sözünü bitirmiþ miydin?
Hemen cevaplayayým.
Marsellus Wallace'ýn dýþ görünüþü nasýl?
Efendim?
Nerelisin sen?
Efendim?
Bildiðim kadarýyla "efendim"
diye bir ülke yok!
- "Efendim"de Ýngilizce mi konuþuluyor?
- Efendim?
Ýngilizce, göt herif!
Biliyor musun?
Evet!
- O zaman dediklerimi anlýyorsundur.
- Evet!
Marsellus Wallace'ýn görünüþünü tarif et!
Efendim? Ben...
Hâlâ "efendim" diyor!
Hâlâ "efendim" diyor!
Hadi yiyorsa!
Götün yiyorsa, göt herif!
Bir daha "efendim" de!
Siyahi biri.
- Devam et!
- Kel.
- Orospuya benzer tarafý var mý?
- Efendim?
- Orospuya benzer tarafý var mý?
- Hayýr!
O zaman neden onu orospuymuþ
gibi sikmeye çalýþýyorsun, Brett?
- Öyle bir þey yapmadým.
- Evet, yaptýn.
Evet, yaptýn, Brett!
- Onu sikmeye çalýþtýn.
- Hayýr.
Marsellus Wallace, Bayan Wallace...
...haricinde biriyle
sikiþmekten hoþlanmaz.
Ýncil okur musun, Brett?
Evet.
Þu anki durumumuza uyan...
...ezberlediðim bir bölüm var.
"Ezekiel" 25:17.
Erdemli kiþinin izlediði yol...
...kötü kiþilerin bencilliðinin...
...ve zorbalýðýnýn
adaletsizliðiyle çevrilidir.
Kutsanmýþ olan kiþi,
hayýrseverlik ve dürüstlükle...
...Karanlýðýn Vadisi'nde
yol gösteren...
...içtenlikle kardeþlerinin
koruyucusu olan...
...ve yolunu kaybetmiþ soyunu
tekrar doðru yola sokan kiþidir.
Kullarýmý zehirlemeye
ve yok etmeye...
...çalýþanlarýn üzerlerine...
...öfkemi ve korkunç
hiddetimi yaðdýracaðým.
Ve intikamýmý üzerinize yaðdýrýnca...
...benim Tanrý
olduðumu anlayacaksýnýz.
Hayýr!
VINCENT VEGA & MARSELLUS
WALLCE'IN KARISI.
Ben diyorum ki...
...bütün her þey bittiðinde...
...bir bakmýþsýn, gülümseyen...
...adi herifin tekisin.
Mesele þu ki, Butch,
þu an kabiliyetin var.
Ama üzücü olsa da kabiliyetinin
sona ereceði bir gerçek.
Ayrýca günlerin sayýlý.
Bu, hayatýn çok boktan bir gerçeði...
...ama kabullenmeye mecbur kalacaðýn...
...bir hayat gerçeði ayný zamanda.
Görüyorsun ki bu iþ
aðzýna kadar...
...gerçekçi olmayan piçlerle...
...þarap gibi yýllanacaklarýný
sanan piçlerle dolu.
Sirkeye dönüþür dersen, doðru.
Yýllandýkça daha iyi
olur dersen, yanlýþ.
Ayrýca, Butch...
...daha kaç dövüþe
katýlabileceðini sanýyorsun ki?
Ýki mi?
Boksörlerin "Eskiler Günü" olmaz.
Yaklaþtýn ama hiç baþaramadýn.
Baþaracak olsaydýn...
...daha önceden baþarýrdýn zaten.
Zencim misin?
Öyle görünüyor.
Dövüþ gecesi biraz sýzýn olabilir.
Ýþte o sýzý, seninle kafa
bulacak olan gururdur.
Siktir et gururu!
Gurur sadece acýya sebebiyet verir.
Hiç yardýmý dokunmaz.
Onunla mücadele et.
Çünkü bundan bir yýl sonra...
...Karayipler'de sen onunla kafa bulurken...
..."Marsellus Wallace haklýymýþ."
diyeceksin kendi kendine.
Onunla ilgili bir
problem olmaz, Bay Wallace.
Beþinci rauntta yerdesin.
Söyle.
Beþinci rauntta yerdeyim.
Vincent Vega,
Amsterdam'daki adamýmýz.
Jules Winnfield,
Inglewood'daki adamýmýz.
Gelin bakalým buraya!
Lanet olsun, zenci!
Ne bu kýyafetler böyle?
Bilmek istemezsin bile.
Nerede koca oðlan?
Koca oðlan þurada, iþ konuþuyor.
Neden biraz arkanýza yaslanýp
rahatlamýyorsunuz?
Beyaz çocuk kalktýðýnda gidersiniz.
Nasýl gidiyor?
Gayet iyi.
Sen nasýlsýn?
Ýyi.
Yarýn Mia'yý dýþarý çýkaracakmýþsýn?
Marsellus'un isteði.
Mia'yla tanýþtýn mý?
Daha tanýþmadým.
- Bu kadar komik olan nedir lan?
- Yok bir þey.
Ýþemeliyim.
Bak, ben aptal falan
deðilim, tamam mý?
O koca oðlanýn karýsý.
Karþýsýnda oturup...
...tek kelime etmeden yemeðimi yerken...
...onun kahrolasý esprilerine,
güleceðim, o kadar.
Hey, benim adým Pal,
karýþan mal.
O zaman ne sikime bunu soruyorsun?
Puþt.
Bir paket sigara versene.
- Filtreliden mi?
- Yok.
Bir þeye mi bakýyorsun, arkadaþým?
Sen benim arkadaþým
deðilsin, beceriksiz boksör.
Ne dedin?
Bence gayet iyi duydun, güçlü þey.
Vincent Vega mý burada?
Zencim benim.
Gel bakalým buraya.
- N'aber?
- Kusura bakma.
Dert etme.
Bir paket sigara.
1.40 dolar.
Kibrit de ver.
Vücudunun her kýsmý...
...*** ucuna benzer
bir þekil alýr.
Sana ödünç veririm.
Piercing hakkýnda harika bir kitaptýr.
Kulaklarýný delmek için...
...o aleti nasýl
kullandýklarýný gördün mü?
Göðüs uçlarýný delmek için de
onu kullanmýyorlar, deðil?
Boþ ver o aleti.
O alet piercing olayýnýn doðasýna aykýrý.
Vücudumun 18 yerindeki piercing var...
...her biri iðneyle yapýldý.
Her kulaðýmda beþ tane. Bir
tanesi sol göðüs ucumda.
Ýki tane sað burun deliðimde.
Bir tane sol kaþýmda.
Bir tane göbeðimde. Bir tane dudaðýmda.
Bir tane klitorisimde.
Dilimde de bir çivi var.
Affedersiniz.
Merak ediyordum da...
...dilinize onu niye
taktýnýz acaba?
Seksle alâkalý.
Oral sekste iþe yarýyor.
Vincenzo. Ofisime geçelim.
Bu Panda, Meksika'dan.
Kaliteli maldýr.
Bu Bava.
Farklý fakat eþit kalitede.
Bu da Choco, Almanya'nýn
Hartz daðlarýndan.
Ýlk ikisi ayný...
...gramý 300.
Bu sana özel fiyat.
Ama bu daha pahalý.
Gramý 500, ama kullandýðýnda...
...o fazla ücreti neden
verdiðini anlayacaksýn.
Ýlk ikisinde bir sorun yok.
Has be has mallardýr.
Ama bu deli bir maldýr.
Amsterdam'dan yeni döndüðümü unutma.
Zenci miyim ben?
Inglewood'da mýyýz?
Hayýr. Benim evimdesin.
Ýyi mal ile kötü mal...
...arasýndaki farký anlayan beyaz
insanlarýn geldikleri yer bu ev.
Lanet haftanýn her günü...
...lezzet testi yapar gibi
kullanýrým o Amsterdam malýný.
Cesurca bir ifade.
Burasý Amsterdam deðil, Vince.
Satýcý piyasasý var burada.
Kokain ölüp ölüp diriliyor adeta.
Eroin geri geliyor, hem de ne gelmek.
Pekâlâ, þu deli olandan
üç gram ver.
Eðer dediðin kadar iyiyse...
...tekrar gelip bin
gram daha alacaðým.
Umarým döndüðünde yeteri
kadar kalmýþ olur.
Ama sana kendi zulamdan vereyim.
Ýþte ben bu kadar iyi bir adamým.
Torbam bitmiþ, ufaklardan
versem olur mu?
Tabii, olur.
Tamam o zaman. Gidip sana bir
tane getireyim.
Hayatým, bana ufaklardan
birkaç tane...
...ve bir de mutfaktan pipet
getirir misin?
Tamam.
Sence Trudi nasýl?
Erkek arkadaþý da yok.
Onunla takýlmak, uçmak falan
ister misin?
Trudi hangisi?
Þu suratý bok püsürle dolu olan mý?
Hayýr, o Jody. Benim karým.
- Affedersin, adamým.
- Sorun deðil.
Hayýr, olmaz. Bir yerlere
gitmem lâzým.
Peki. Sorun yok.
Þimdilik pas geçiyorum.
Sað ol, Jody.
Hâlâ keyfin yerinde mi?
Ah be dostum. Geçen gün ibnenin teki
ne yaptý biliyor musun?
- Ne yaptý?
- Arabamý çizdi.
- Adamým, çok boktanmýþ.
- Bir de bana sor.
3 senedir garajdaydý. 5 günlüðüne
dýþarý çýkardým...
...ve amcýðýn teki onun
içine etti.
Böylelerini öldürmeli adamým.
Ne dava ne jüri, doðruca
idama yollayacaksýn.
Keþke yaparken ben bir yakalasaydým.
O amcýðý yaparken yakalamak
için neler vermezdim.
Yapsýn, ama...
...ama yaparken onu yakalayayým.
- Ne orospu ama!
- Bir adamýn arabasýna bunu yapmak...
...kadar boktan bir þey daha var mý?
Yani, baþka bir adamýn arabasýný
elleme amýna koyayým!
- Yapma iþte.
- Bu kurallara aykýrý.
- Sað ol.
- Sen de sað ol.
Burada çeksem olur mu?
Benim evim senin evin, çekinme.
Çok sað ol.
Selam Vincent. Þu an
giyiniyorum. Kapýlar açýk.
Ýçeri gel ve bir içki kap. - Mia.
Merhaba?
Vincent.
Vincent. Diyafondayým.
Nerede? Diyafon nerede?
Afrikalý heykelinin orada.
Saðýnda.
Sýcak. Daha Sýcak. Disko.
Alo?
Konuþmak istiyorsan tuþa bas.
- Merhaba.
- Git kendine bir içki hazýrla...
...ben göz açýp kapayana kadar
geliyorum.
Bar þöminenin yanýnda.
Tamam.
Haydi gidelim.
Burasý da ne böyle?
Burasý Jack Rabbit Slim's.
Elvis seven birinin bayýlmasý gerekir.
Haydi ama, Mia, gidip
biftek yiyelim.
Burada da biftek yiyebilirsin,
dostum.
Kalýn kafalý olma.
Önden buyur, hanýmefendi.
Ýyi akþamlar, hanýmefendi ve beyefendi.
Peki, size nasýl yardýmcý olabilirim?
Wallace ismine bir
rezervasyonumuz vardý.
- Wallace mý?
- Bir araba ayýrtmýþtýk.
Demek araba. Neden onlarý
Chrysler'e almýyorsun?
Ricky Nelson için alkýþlarýnýzý duyalým!
Harika iþti, Rick. Çok teþekkürler.
Vincent!
Bilginiz olsun diye söylüyorum...
Ricky þovumuzun ikinci bölümünde
geri dönecek.
Umarýz hepiniz Jack Rabbit Slim's'de
yemeðinizin tadýný çýkarýrsýnýz.
Teþekkürler.
Ne düþünüyorsun?
Kendimi yaþayan balmumlarý
müzesinde gibi hissettim.
Merhaba, ben Buddy.
Ne alýrdýnýz?
Bir bakalým. Biftek, biftek, biftek.
Evet, Douglas Sirki bifteðinden.
Ben ondan alacaðým.
Nasýl istersiniz?
Çok mu, yoksa az piþmiþ mi?
Az piþmiþ olsun ve bir de
vanilyalý kola alayým.
Sen ne alýrsýn, Peggy Sue?
Durwood Kirby Burgerinden, az
piþmiþ olarak alacaðým...
...ve þu beþ dolarlýk shake'den.
Nasýl alýrsýnýz?
Martin ve Lewis mi,
yoksa Amos ve Andy mi?
Martin ve Lewis.
Az önce beþ dolarlýk bir
shake mi sipariþ ettin?
Sadece bir shake. Süt ve dondurmadan
yapýlma.
- En son duyduðumda öyleydi.
- Beþ dolar öyle mi?
Ýçine viski falan koydurmuyorsun,
deðil mi?
- Hayýr.
- Bir sorayým dedim.
Ýçeceklerinizi hemen getiriyorum.
Bana da bir tane...
...sarar mýsýn, kovboy?
Bunu alabilirsin, kovboy kýz.
Teþekkürler.
Önemli deðil.
Marsellus, Amsterdam'dan yeni
döndüðünü söyledi.
- Evet, öyle.
- Ne zamandýr oradaydýn?
Üç yýldan biraz fazla.
Her sene oraya bir aylýðýna
rahatlamaya giderim.
Hadi be? Bunu bilmiyordum.
Neden peki?
Senin bir pilot dizi bölümü
çektiðini duydum.
15 dakikalýk bir þeydi.
Konusu neydi?
Bir grup gizli kadýn ajaný konu alan...
..."Tilki Gücü 5" isimli bir diziydi.
- Ne?
- "Tilki Gücü 5"
Tilki, bir grup kurnaz kýz olduðumuz için.
Güç, gücümüz kayda
deðer olduðu için.
Beþse, beþ kiþi olduðumuz için.
Sarýþýn bir tane vardý.
Sommerset O'Neal.
O liderdi.
Japon olaný kung-fu'da ustaydý.
Siyahi kýz patlayýcý uzmanýydý.
Fransýz kýzýn uzmanlýðý seksti.
Seninki neydi?
Býçaklar.
Oynadýðým karakterin,
yani Raven McCoy'un geçmiþinde...
...sirktekiler tarafýndan
büyütülmek vardý.
Programda...
...býçak kullanma konusunda
dünyanýn en maharetli kadýný...
...ve çok fazla eski fýkra biliyor.
Eski bir vodvil olan dedesi öðretmiþ.
Programýmýz tutsaydý...
...her programda
farklý fýkralar anlatacaðým...
...bir reklam filmi üzerine çalýþacaklardý.
Eski fýkralardan hiç bildiðin var mý?
Sadece bir fýkra
anlatma þansým oldu...
...çünkü sadece bir bölüm çekebildik.
- Anlatsana.
- Bayat bir fýkra.
Naza çekme. Anlat iþte.
Olmaz. Sevmezsin.
Ben de utanmak istemem.
Utanma...
50 milyon kiþiye anlattýn da
bana mý anlatamýyorsun?
Gülmeyeceðime söz veriyorum.
Ben de bundan
korkuyorum ya zaten, Vince.
Onu demek istemedim,
sen de biliyorsun.
Artýk kesinlikle anlatmam.
Çünkü üstünde çok durduk.
Ne oyunbozansýn!
Martin ve Lewis.
Vanilyalý kolanýz.
Lezizmiþ.
Bir fýrt çekebilir miyim?
Buyur.
Beþ dolarlýk sütlü buzun nasýl bir tadý
olduðunu öðrenmek istiyorum.
Pipetimi kullanabilirsin.
Bitim, pirem yoktur.
- Senin yoksa da belki benim vardýr.
- Bitle pireyle baþa çýkabilirim.
Pekâlâ.
Lanet olsun, bu siktiðimin
milk shake'i çok iyiymiþ.
Demiþtim.
Beþ dolar eder mi bilmem
ama oldukça lezizmiþ.
Sen de bundan
nefret etmiyor musun?
Neyden nefret etmiyor muyum?
Rahatsýz eden sessizlikten.
Neden rahat etmek için...
...saçma sapan konuþma
gereksinimi duyarýz?
Bilmem ama güzel soru.
Gerçekten özel birisiyle
tanýþtýðýmýzý bildiðimizde...
...ve bir dakikalýðýna
sikik çenemizi kapatýp...
...rahatça sessizliði paylaþtýktan sonra
saçma sapan konuþuruz.
O aþamaya henüz geldiðimizi
düþünmüyorum...
...ama kendini kötü hissetme.
Daha yeni tanýþtýk.
Bak, sana ne diyeceðim.
Lavaboya gidip
burnumu pudralayacaðým.
Sen de burada oturup
söyleyecek bir þeyler bul.
Olur.
Pekâlâ.
Lanet olsun, dedim iþte.
Lanet olsun.
Saç spreyi lazým.
Sence de lavabodan döndüðünde...
...yemeðinin masada...
...seni bekliyor olduðunu görmek
güzel, deðil mi?
Hiçbir þey sipariþ
vermediðimiz için þanslýyýz.
Buddy Holly ahým þahým
bir garson deðil, zannýmca.
Belki de Marilyn Monroe'nin
baktýðý masalara oturmalýydýk.
Kahve alýr mýydýnýz?
Hangisi? Ýki Monroe var.
Hayýr, yok.
Þu, Marilyn Monroe.
O ise Mamie Van Doren.
Jayne Mansfield'i göremiyorum.
Muhtemelen izinli olduðu gecedir.
- Çok akýllýsýn.
- Arada bir esiyor iþte.
Söyleyecek bir þeyler düþündün mü?
Aslýna bakarsan düþündüm.
Lâkin...
...iyi birisine benziyorsun...
...ve ben seni kýrmak istemiyorum.
Alýþýlagelen düþüncesiz, sýkýcý,
seni tanýmaya çalýþýyorum tarzý...
...konuþmaya benzemiyor.
Söyleyecek düzgün bir þeylerin
varmýþ gibi geliyor.
Olmaz mý?
Var. Var.
Ama kýrýlmayacaðýna dair
söz vermelisin.
Olmaz! Hayýr, hayýr, hayýr.
Böyle bir þeye söz veremezsin.
Bana ne soracaðýna dair
hiçbir fikrim yok.
Bu yüzden ne soracaksan direkt sor.
Doðal tepkim ise;
soruna kýrýlmak þeklinde olabilir.
Bu durumda,
benim kabahatim olmasa da...
- ...sözümü çiðnemiþ olurum.
- Unutalým gitsin.
Bu, mümkün deðil.
Bunun gibi merak uyandýran
bir þeyi unutmaya çalýþmak...
...boþuna uðraþ olur.
Harbi mi?
Ayrýca, söz vermeyince...
- ...daha heyecanlý olmuyor mu?
- Pekâlâ, tamam.
Baþlýyorum.
Sana göre Antwan'a ne oldu?
Antwan da kimin nesi?
Tony Rocky Horror.
Tanýyorsun.
Pencereden düþmüþtü.
Bu, söylemenin bir þekli.
Bir baþka söyleme þekli,
camdan atýldý.
Bir baþka söyleme þekli,
Marsellus onu camdan attý.
Ve bir baþka söyleme þekli...
...Marsellus'un onu camdan atma
sebebi sensin.
Harbi mi?
Hayýr, hayýr. Harbi deðil.
Sadece duyumlarým bu yönde.
- Sadece duyumlarým bu yönde.
- Sana kim söyledi?
Onlar, bunlar.
Çok konuþuyorlar, deðil mi?
Kesinlikle.
Kesinlikle çok konuþuyorlar.
Utanma, Vincent.
Baþka ne dediler?
Ben... utanmýyorum.
"S" kelimesinden
bahsettiler mi?
Hayýr, hayýr.
Sadece Antwan'ýn sana
ayak masajý yaptýðýný söylediler.
- Baþka?
- Baþka yok. Bu kadar.
Marsellus'un
Tony Rocky Horror'u sýrf bana...
...ayak masajý yaptýðý için dört köþe
bir pencereden attýðýný duydun...
...ve sen de buna inandýn, öyle mi?
Yani...
...duyduðumda mantýklý gelmiþti.
Marsellus'un Tony'yi
dört köþe bir pencereden...
...sýrf ayaðýma masaj yaptýðý için
atmasý mantýklý mý geldi?
Hayýr, aþýrý geldi...
...ama bu olmadýðý manasýna gelmez.
Yani, anladýðým kadarýyla...
...Marsellus sana karþý aþýrý korumacý.
Kocanýn karýsýný korumasý
bir yere kadar.
Sýrf karýsýnýn ayaðýna dokundu diye...
...adam öldürmesi baþka bir þey.
Böyle bir þey oldu mu?
Antwan'ýn dokunduðu tek þeyim;...
...düðünümde sýktýðý elim.
Harbi mi?
Gerçek þu ki;
Marsellus'un Tony'yi...
...dört köþe bir pencereden
neden attýðýný...
...Marsellus ve Tony dýþýnda
kimse bilmiyor.
Siz ufak yaramazlar
bir araya gelince...
...dedikodu meclisinden betersiniz.
Bayanlar ve baylar,...
...hepinizin beklediði dünyaca ünlü
Jack Rabbit Slim'in...
...tvist yarýþmasýnýn zamaný geldi.
Þanslý bir çiftimiz...
...Marilyn'in tuttuðu
bu güzel ödülü kazanacak.
Pekâlâ, ilk yarýþmacýlarýmýz
kimler olacak?
Burasý!
- Pekâlâ!
- Dans etmek istiyorum.
Hayýr, hayýr, hayýr, hayýr, hayýr, hayýr.
Hayýr, hayýr, hayýr, hayýr.
Kocam ve patronun olan Marsellus'un...
...beni gezdirmeni ve ne istersem
yapmaný söylediðine eminim.
Þu an dans etmek istiyorum.
Kazanmak istiyorum.
O ödülü istiyorum.
Bu yüzden güzel dans et.
Pekâlâ. Sen istedin.
Ýlk yarýþmacýlarýmýz için
alkýþlarý duyalým.
Bu akþam buradaki ilk
yarýþmacýlarýmýzý tanýyalým.
Genç bayan, isminiz nedir?
Bayan Mia Wallace.
Ya buradaki arkadaþýnýzýn ismi?
Vincent Vega.
Pekâlâ, ne yapabileceðinizi görelim.
Ortalýðýn tozunu attýrýn!
Haydi, görelim sizi.
Haydi!
Rahatsýz edici sessizlik
dediðin bu mu?
Sen ne diyorsun bilmiyorum.
Ýçki, müzik.
Ben gidip iþeyeceðim.
Bu gereksiz bir bilgiydi,
Vince ama git iþe.
Sadece bir içki, o kadar.
Kabalýk etme. Ýçkini iç.
Ama çabuk ol.
"Ýyi geceler" de ve eve git.
Bu baþlý baþýna, baðlýlýðýný sürdürüp
sürdüremeyeceðini gösterecek...
...ahlaki bir test.
Çünkü sadýk olmak çok önemli.
Merhaba.
Oraya gidecek ve diyeceksin ki:
"Ýyi geceler. Çok hoþ
bir akþam geçirdim."
Kapýdan çýkacaksýn
ve arabana bineceksin.
Evine gidip, otuz bir çekeceksin.
Yapacaklarýn bunlar.
Pekâlâ, Mia.
Dinle, gitmem gerek.
Tamam mý?
Lanet olsun!
Tanrým. Kafamý sikeyim!
Kafamý sikeyim!
Haydi, kýzým.
Buradan gidiyoruz.
Gitmemiz gerek.
Yanýmda öleyim deme, Mia.
Hay sikeyim!
Cevap ver!
- Yüzük sende mi?
- Elbette.
El ele tutuþun, aþk kuþlarý.
- Lütfen. Acele et.
- Evet, elbette.
El ele tutuþun, aþk kuþlarý.
Amýna koyayým, Lance!
Cevap versene!
- Þimdi ne diyorsun?
- Pes ediyorum, seninle evleneceðim.
Lance! Lanet olasý telefon
çalýp duruyor!
Duyabiliyorum.
Bu siktiðimin götlerine böyle geç
saatlerde asla aramamalarýný...
...söylediðini sanýyordum.
- Evet, söyledim.
Ayný þeyleri siktiðimin götlerine
tekrar söyleyeceðim.
- Alo?
- Lance, ben Vincent.
Baþým büyük belada.
Evine geliyorum.
Dur biraz.
Sorun ne?
Yanýmda aþýrý doz almýþ
bir hatun var.
Onu buraya getirme.
Þaka yapmýyorum, ahbap.
Boku yemiþ bir kýçý kýrýðý evime getirme
sakýn. - Baþka seçeneðim yok.
- Aþýrý doz mu almýþ?
- Kýz ölüyor, ahbap.
Pekâlâ, o zaman sorumluluðu
üstlen ve onu bir hastaneye götür.
- Ve bir avukat çaðýr.
- Olumsuz.
Bu benim sorunum deðil.
Sen sýçtýn, sen uðraþ!
Beni cepten mi arýyorsun?
Seni tanýmýyorum. Kimsin?
Buraya gelme. Telefonu kapatýyorum.
Git baþkasýný iþlet!
Bu da neydi?
Kafayý mý yedin amýna koyayým? Cepten
konuþurken uyuþturucudan bahsediyordun.
- Lance, yardým et.
- Arabanla evime girdin!
- Ayaklarýndan tut.
- Saðýr mýsýn sen?
Bu siki tutmuþ kaltaðý
evime sokmayacaksýn!
Bu siki tutmuþ kaltak
Marsellus Wallace'un karýsý.
Marsellus Wallace'un kim olduðunu
biliyor musun? - Evet.
Eðer ölürse ben de biterim!
Eðer zorda kalýrsam,
ona yardým etmediðini...
...ve çimlerinde ölmesine
izin verdiðini söylerim.
Þimdi, bana yardým et.
Kaldýr onu.
Siktir!
Lance!
Siktir!
Saat gecenin bir buçuðu.
Burada ne boklar dönüyor?
O da kim?
Git buzdolabýndan
adrenalin iðnesini getir.
Nesi var?
- Aþýrý doz almýþ.
- Götür onu buradan.
Ýðneyi getir.
Amýna koyayým!
Senin de amýna koyayým!
Siktiðimin kaltaðý.
Onunla konuþmaya devam et.
Ýðneyi getiriyor. Ben de
gidip týp kitabýmý getireyim.
Týp kitabýný ne yapacaksýn?
Daha önce hiç adrenalin
iðnesi yapmamýþtým.
Hiç adrenalin iðnesi yapmadýn mý?
Gerek olmadý.
Ýþi bilmeyenlerle âlem yapmam ben.
Arkadaþlarým sýnýrlarýný bilir.
- Ýðneyi getir!
- Ýzin verirsen getireceðim.
Seni durduran yok ki amýna koyayým.
Benimle konuþmayý býrak.
Onunla konuþmaya baþla.
- Ýðneyi getir!
- Tamam!
Acele et, Lance!
Onu kaybediyoruz!
- Olabildiðince hýzlý arýyorum!
- Ne arýyor?
Bilmiyorum. Bir kitabý.
- Ne arýyorsun?
- Küçük týp kitabýmý.
- Ne arýyorsun?
- Siktiðim küçük týp kitabýmý.
Hemþirelere verdikleri
ders kitabý gibi bir þey.
- Týp kitabý görmedim ben.
- Ýnan bana, bir tane var.
Madem o kadar önemli, neden
iðneyle ayný yerde saklamýyorsun?
Bilmiyorum. Beni daraltma!
Sen onu ararken kýz
halýmýzýn üzerinde ölecek.
- O karýþýklýkta hiçbir þey bulamazsýn.
- Tatlým, eðer susmazsan seni öldüreceðim!
- Buraya gel.
- Tanrým.
- Çekil yolumdan.
- Domuz.
Vakit geçirmeyi býrak da
iðneyi yap.
Ben bunu hazýrlarken sen de
gömleðini çýkart ve kalbini bul.
- Tam yeri mi lazým?
- Evet, tam yeri.
Ýðneyi kalbine yapacaðýmýza
göre doðru yer olmalý.
Kalbi tam olarak nerede
bilmiyorum. Sanýrým burasý.
- Orasý.
- Burasý mý?
Ýhtiyacým olan büyük bir iþaret kalemi.
- Anladýn mý?
- Ne?
Ýþaret kalemi! Keçeli kalem!
Siyah bir iþaret kalemi!
Tamam.
Acele et.
Siktir. Tamam, tamam, tamam.
Sanýrým hazýr.
- Çabuk ol, dostum. Haydi!
- Ne yapacaðýný söyleyeceðim.
Yok, yok, hayýr.
Ýðneyi sen yapacaksýn.
- Ýðneyi sen yapacaksýn.
- Ýðne falan yapmayacaðým.
- Ýðne falan yapmayacaðým.
- Daha önce hiç yapmadým.
Ben de yapmadým ve de þimdi de
yapmaya baþlamýyorum.
Onu buraya getiren sensin,
iðneyi de sen yapacaksýn.
Evine aþýrý doz almýþ
bir kadýn getirdiðim gün...
...iðneyi ben yaparým.
Yap þu iðneyi artýk.
- Ver þunu.
- Al.
Ver.
Ne yapacaðýmý söyle.
Tamam. Þimdi ona tam kalbinden
adrenalin iðnesi yapacaksýn...
...ama göðüs kafesi var.
Onu delip geçmelisin.
Ýðneyi saplayarak sokmalýsýn.
Ona üç kere saplamam mý gerek?
Hayýr! Üç kere saplaman gerekmiyor,
bir kere sadece.
Ama göðüs kafesini aþýp, kalbine
uzanacak kadar sert saplaman gerek.
Sapladýktan sonra, basacaksýn.
Peki, ondan sonra ne olacak?
Ben de merak ediyorum.
Oyun oynamýyoruz burada, dostum!
- Öldürecek miyim onu?
- Hayýr, hayýr!
Birden kendine gelmesi gerek.
Pekâlâ. Üçten geri sayýyoruz.
Hazýr mýsýn?
Bir...
...iki...
...üç!
Ýyiysen, bir þey söyle.
Bir þey.
Bu gerçekten çok ilginçti
amýna koyayým!
Tanrým.
Mia. Mia.
Bu...
Bu durumun altýndan...
...nasýl kalkmayý düþünüyorsun?
Sen ne düþünüyorsun?
Þey, bence...
...Marsellus'a bir
zarar gelmediði sürece...
...bu olayý öðrenmesine gerek yok.
Marsellus bu olayý öðrense...
...benim baþým seninkinden
daha fena derde girer.
Bundan oldukça þüpheliyim.
Sen saklayabilirsen,
ben de sýr olarak saklayabilirim.
El sýkýþalým mý?
Aðzýmýz mühürlü mü?
Tamam.
Þimdi, izninle...
...ben eve gidip,
kalp krizi geçireceðim.
Vincent!
"Tilki Gücü 5"'teki fýkramý
duymak ister misin?
Elbette.
Ama hâlâ gülemeyecek
kadar sersemlemiþ haldeyim.
Yok, zaten komik
olmadýðýndan gülmeyeceksin.
Ama yine de duymak istiyorsan, söylerim.
Sabýrsýzlanýyorum.
Tamam.
Üç domates sokakta yürüyormuþ...
...Baba Domates, Anne Domates,
Bebek Domates.
Bebek Domates geride kalmaya baþlamýþ...
...ve de Baba Domates çok sinirlenip...
...onu sýkarak "Catch-up (Hýzlan)" demiþ.
Ketçap.
Görüþürüz.
Kanat Ayak seni.
Komik, aptal köpek.
Totem direðini canlý sandý.
Kuzeyli çaylak.
O totem direði çok
uzun zamandýr burada.
Butch?
Butch, bir saniye televizyonu
kapatýr mýsýn?
Efendim?
Özel bir konuðumuz var.
Babanýn Savaþ Tutsaðý Kampý'nda...
...öldüðünü söylediðimi
hatýrlýyor musun?
Bu, Yüzbaþý Koons.
Babanla beraber
Savaþ Tutsaðý Kampý'ndaydý.
Merhaba, küçük adam.
Senin hakkýnda bir sürü þey duydum.
Babanýn iyi bir arkadaþýydým.
Hanoi cehennem çukurunda...
...beþ sene beraberdik.
Umarým ki...
...böyle bir þey baþýna gelmez...
...iki adam babanla benim gibi...
...uzun zaman böyle
bir durumda kalýnca...
...karþýndakinin önemli
bir sorumluluðunu üstüne alýrsýn.
Hayatta kalamayan...
...ben olsaydým...
...Binbaþý Coolidge þimdi
oðlum Jim'le konuþuyor olurdu.
Ama iþlerin gidiþatýndan...
...ben seninle konuþuyorum.
Butch.
Sana bir þey getirdim.
Bu saati...
...büyük büyük baban
Birinci Dünya Savaþý...
...sýrasýnda almýþtý.
Knoxville, Tennessee'deki...
...ufak bir maðazadan alýnmýþtý.
Kol saati yapan ilk þirket
tarafýndan yapýlmýþtý.
O zamanlar, insanlar
cep saati taþýyordu.
Paris'e yelken açtýðý gün
Piyade Eri Erine Coolidge...
...satýn almýþtý bunu.
Bu, büyük büyük babanýn saati...
...savaþta bulunduðu
her gün bunu koluna takmýþtý.
Ve de görevini bitirdiði zaman...
...evine, büyük büyük
annenin yanýna dönmüþ...
...saati çýkarýp...
...eski bir kahve kavanozuna koymuþ...
...ve de orada kalmýþ.
Ta ki büyük baban Dane Coolidge...
...Almanlarla savaþmak için...
...ülkesi tarafýndan çaðrýlana kadar.
Bu sefer Ýkinci Dünya Savaþý'ydý.
Büyük büyük baban bu saati...
...þans getirmesi için
büyük babana vermiþ.
Maalesef, Dane babasý
kadar þanslý deðilmiþ.
Dane denizciydi ve de
Wake Adasý'ndaki...
...bütün denizcilerle birlikte öldürüldü.
Büyük baban ölümle yüzleþiyordu.
Biliyordu.
Hiçbirinin o adadan sað bir þekilde...
...ayrýlma gibi bir hayali yoktu...
...bu yüzden, Japonlar adayý
istila etmeden üç gün önce...
...büyük baban Hava Kuvvetleri'nden
Winocki adýnda...
...bir topçudan...
...hiç tanýmadýðý birinden...
...daha önce hiç görmediði oðluna...
...altýn saatini...
...vermesini istemiþ.
Üç gün sonra, büyük baban ölmüþ...
...ama Winocki sözünü tutmuþ.
Savaþ bittikten sonra...
...büyük anneni, altýn saati...
...o zamanlar bebek olan babana...
..vermek için ziyarete gitmiþ.
Bu saati.
Bu saat baban Hanoi'ye kapatýldýðý zaman...
...babanýn bileðindeydi.
Yakalanýp, Vietnam esir
kampýna gönderilmiþti.
Çinli pisliklerin saati görürse...
...kanunen el koyup...
...ondan alacaklarýný biliyordu.
Baban buna doðuþtan kazandýðýn
bir hakmýþ gibi görüyordu.
Herhangi bir pislik yaðlý ellerini
oðlunun doðum hakkýna sürse...
...kahrolurdu bu yüzden...
...kimsenin bulamayacaðýndan emin olduðu
tek yerde sakladý, kýçýnda.
Beþ uzun yýl boyunca bunu kýçýna taktý.
Sonra da dizanteriden ölüp,
saati bana verdi.
Ben de bu rahatsýz metal parçayý
iki yýl boyunca kýçýmda sakladým.
Ve de yedi yýl sonrada...
...evime, aileme gönderildim.
Ve de...
...þimdi...
...ufaklýk, saati sana veriyorum.
Vakit geldi, Butch.
...95 kilo aðýrlýðýndaki...
Floyd Ray Wilson!
ALTIN SAAT
Artýk resmi. Artýk resmi.
Wilson öldü!
Dan, bu, bu þehrin þu ana
kadar gördüðü...
...en kanlý ve en acýmasýz
dövüþ olmalý.
Coolidge þu ana kadarki galip
boksçularýn hepsinden...
...çok daha hýzlý bir þekilde
ringi terk etti.
Wilson'ýn öldüðünü biliyor mudur?
Bence biliyordur, Richard.
Gözlerindeki öfkeyi görebiliyordum...
...ne yaptýðýný çok iyi biliyordu.
Bence herkes ringi öyle
hýzla terk ederdi.
Bu trajedinin...
...dünya boksunu etkileyeceðini
düþünüyor musun?
Böylesine bir trajedinin boks
dünyasýný temeline kadar sarsmasý...
...içten bile deðil...
...ama daha da önemlisi
önümüzdeki hüzünlü haftalarda...
...WBA'nýn gözü...
Mia.
Marsellus?
Ben yapmadým dostum.
Nasýl gidiyor?
Harika. Akþam yemeði için
sana teþekkür edememiþtim.
- Ne oldu?
- Bizi kandýrdý.
Antrenörü?
Bir þey bilmediðini söylüyor.
Ona inanýyorum.
Bence Butch onu da bizim gibi kandýrdý.
Varsayým yürütmek istemiyoruz,
gerçeði bilmek istiyoruz.
Onu köpek kulübesine götür,
köpekleri de üzerine sal.
Neyi bilip neyi bilmediðinden
emin olmalýyýz.
Butch'ý bulma iþi...
Onu nasýl yapacaðýz?
O göt herifi bulmak için
her yeri karýþ karýþ gezeceðim.
Hindiçini'ne bile gidecek olsa...
...bir kase pirincin içine
bir zenci saklayýp...
...Butch'u kýçýndan mýhlamanýzý istiyorum.
Bu iþi ben hallederim.
Bayým?
Hey, bayým?
Ne var?
Siz o maçtaydýnýz.
Radyodaki o maçta.
Siz o boksör deðil misiniz?
Bunu da nereden çýkardýn?
Haydi ama.
Sen O'sun.
Sen olduðunu biliyorum.
Sen olduðunu söyle.
Ben O'yum.
Diðer boksörü öldürdün.
Öldü mü?
Radyoda öldüðünü söylediler.
Bunun için üzgünüm Floyd.
Bu nasýl bir his?
Ne nasýl bir his?
Birini öldürmek.
Sadece ellerinle vurarak birini öldürmek.
Sapýk mýsýn sen?
Hayýr.
Bu benim ilgimi çeken bir konu.
Birini öldürmüþ olan
biriyle ilk kez tanýþýyorum.
Ee...
...birini öldürmek nasýl bir duygu?
Bak sana ne diyeceðim?
Bana þuradaki sigaradan bir tane
verirsen sana her þeyi anlatýrým.
Pekâlâ...
Esmarelda...
...Villa Lobos.
Meksikalý mýsýn?
Ýsmim Ýspanyolca ama ben Kolombiyalýyým.
- Ýsmin çok güzelmiþ tatlým.
- Teþekkür ederim.
Senin ismin nedir?
- Butch.
- Butch...
Anlamý nedir?
Amerikan ismi tatlým.
Ýsimlerimizin bir anlamý yoktur.
Peki, söyle bakalým Esmeralda.
Nedir bilmek istediðin?
Birini öldürmenin nasýl bir his
olduðunu merak ediyorum.
Söyleyemem.
Sen söyleyene dek öldüðünü bilmiyordum.
Artýk öldüðünü biliyorum, þimdi
ne hissettiðimi bilmek ister misin?
En ufak bir piþmanlýk bile duymuyorum.
Ne demiþtim ben sana?
Ortada þike lafý geçmeye baþlayýnca
bahisler tavan yaptý.
Biliyorum. Biliyorum. Ýnanýlmaz.
Siktir et, Scotty.
Eðer daha iyi bir boksör olsaydý,
þu an yaþýyor olurdu.
O eldivenleri giymeseydi,..
...ki bu iþe hiç bulaþmamalýydý zaten,
þu an hayatta olurdu.
Evet, öyle.
Kim takar sikine? Artýk çok geç.
Zavallý þanssýz Bay Floyd
meselesini kapatalým artýk.
Büyük ve zengin Bay Butch'u konuþalým.
Kaç bahisçiye oynadýn?
Sadece sekiz mi?
Parayý almak ne kadar sürer?
Yani hepsini yarýn geceye
kadar alýr mýsýn?
Hayýr, anlýyorum,
sonradan damlayanlar hep olur.
Hassiktir Scotty, bu harika haber...
...bu çok iyi bir haber, dostum.
Evet, anladým.
Hayýr, Fabienne ile ben
sabahtan ayrýlacaðýz.
Knoxville'e ulaþmamýz
muhtemelen birkaç gün sürer.
Tamamdýr kardeþim.
Haklýsýn. Hem de yerden göðe kadar.
Pekâlâ Scotty.
Bir dahaki sefere görüþtüðümüzde,
biz Tennessee'de olacaðýz.
Kendine iyi bak kardeþim.
45,60 $.
Þey, bu da...
emeðine karþýlýk ufak bir bahþiþ.
Þimdi...
...eðer birisi bu gece taksiye
kimi aldýðýný sorarsa ne diyeceksin?
Gerçeði.
Ýyi giyimli üç sarhoþ Meksikalýyý.
Ýyi geceler, Esmarelda Villa Lobos.
Size de iyi geceler, Butch.
Iþýðý açma.
- Böyle iyi mi tatlým?
- Evet.
- Ýþte çok mu yoruldun?
- Bir hayli.
Bir maça çýktým.
Zavallý bebeðim.
Biraz oynaþalým mý?
Aslýnda, önce bir duþ alsam iyi olur.
Köpek gibi kokuyorum.
Bu kokun hoþuma gidiyor.
Þu ceketimi bir çýkarayým.
Bugün aynada kendime baktým.
Bir göbeðim olsun istedim.
Aynada kendine baktýn ve
göbeðin olsun mu istedin?
Bir göbek.
Hafif bir göbek.
Hafif bir göbek seksi görünür.
Eðer mutlu olacaksan...
...zaten göbeðin var.
Haydi oradan þiþko! Benim göbeðim yok.
Çok az bir göbeðim var...
...Madonna'nýn "Lucky Star" daki
göbeði kadar.
Senin dediðin gibi deðil.
Hafif bir göbekle az bir göbek arasýnda
bir fark olduðunu bilmiyordum.
Çok büyük bir fark var.
Benim hafif bir göbeðim olsun
ister miydin?
Hayýr.
Göbek erkekleri kaba saba,
goril gibi gösteriyor.
Ama kadýnlarda,
hafif bir göbek çok seksi duruyor.
Geri kalanlar normal olmalý.
Yüz, bacaklar, basenler,
kalçalar, hepsi normal olmalý...
...ama yusyuvarlak,
hafif bir göbek olmasý lazým.
O zaman göbeðimi belli etmek için
iki beden küçük bir tiþört giyerdim.
Erkeklerin hoþuna gideceðini mi
sanýyorsun?
Erkeklerin neyi çekici bulduðu
umurumda deðil.
Maalesef, dokunmaktan ve bakmaktan
zevk aldýðýmýz þeyler nadiren ayný oluyor.
Eðer bir göbeðin olsaydý...
...onu hep yumruklardým.
- Göbeðimi mi yumruklardýn?
- Evet.
Ben de seni boðardým!
Nefesin kesilene dek
göbeðimi suratýna bastýrýrdým.
- Bunu yapar mýydýn?
- Evet. Evet.
Her þeyi alabildin mý?
- Evet, aldým.
- Aferin tatlým.
- Her þey planlandýðý gibi mi oldu?
- Radyoyu dinlemedin...
Radyoyu dinlemedin mi?
Senin maçlarýný hiç dinlemem ki.
Sen mi kazandýn?
Evet, ben kazandým.
- Artýk býrakacak mýsýn?
- Kesinlikle.
O hâlde, sonunda hedefine ulaþtýn.
Henüz iþimiz bitmedi bebeðim.
Tehlikedeyiz, deðil mi?
Eðer bizi bulurlarsa öldürürler, deðil mi?
Ama bulamayacaklar, deðil mi?
Hâlâ seninle gelmemi istiyor musun?
Sana yük olup baþýna bela olmak istemem...
Söyle.
Fabienne...
Benimle olmaný istiyorum.
- Sonsuza dek mi?
- Sonsuza dek.
- Beni seviyor musun?
- Hem de çok.
- Butch?
- Evet.
Bana oral muamele yapar mýsýn?
Öpecek misin?
Ama önce sen.
Peki.
Butch.
Aþkým. Ýþte macera baþlýyor.
Galiba bir kaburgamý kýrmýþým.
Bana oral muamele yaparken mi?
Hayýr geri zekâlý. Maç sýrasýnda.
Bana geri zekâlý deme.
Benim adým Fabby.
Benim adým Fabienne.
Kes þunu. Kes þunu.
Benim adým Fabienne.
Kes sesini dangalak!
Beyin özürlü gibi konuþmandan
nefret ediyorum.
Tamam, tamam. Özür dilerim,
özür dilerim.
Sözümü geri aldým.
Kuru bir havlu uzatýr mýsýn,
Bayan Lale Güzeli?
Ýþte bunu sevdim.
Bana lale demen hoþuma gidiyor.
Lale, beyin özürlüden çok daha iyi.
Ben sana beyin özürlü demedim ki.
Geri zekâlý dedim ve sözümü geri aldým.
Butch?
Söyle limonlu turtam.
Nereye gideceðiz?
Henüz karar vermedim.
Nereye istersen.
Bu iþten çok para kazanacaðýz...
...ama bizi domuzlar gibi...
...kallavi evlerde yaþatacak
kadar bir para olmayacak.
Belki de Güney Pasifik'te bir yere
gideriz diye düþünüyordum.
Kazanacaðýmýz para bizi orada uzun
süre idare edecektir.
Ýstesek Bora Bora'da yaþayabilir miyiz?
Ayýp ettin.
Bir süre sonra baktýk
hoþuna gitmiyor...
...baþka bir yere gideriz.
Belki Tahiti'ye. Ya da Meksika'ya.
Ama ben Ýspanyolca bilmiyorum ki.
Ona bakarsan Bora Boraca da
bilmiyorsun.
Ayrýca Meksika Ýspanyolcasý kolaydýr.
¿Donde esta el zapateria?
Ne anlama geliyor?
Ayakkabý maðazasý nerede?
¿Donde esta...
Tükür þunu lütfen.
¿Donde esta el zapateria?
Telaffuz mükemmel.
Kaþla göz arasýnda benim küçük
Ýspanyol fýstýðým olacaksýn.
- ¿Que hor a es?
- ¿Que hor a es?
- Saat kaç?
- Saat kaç?
Yatma saati.
Tatlý rüyalar fasulye þekerim.
Butch?
Neyse, boþver.
Kahretsin.
Korkuttun beni.
Kötü bir rüya mý görüyordun?
Siktir.
Ne izliyorsun?
Bir motosiklet filmi.
Adýný bilmiyorum.
Ýzliyor musun bunu?
Sayýlýr.
Patlama ve savaþ sesleri için
sabahýn körü biraz erken.
Konusu neydi?
Ben nereden bileyim Fabienne?
Ýzleyen sendin.
Hayýr embesil, rüyanýn konusu neydi?
Bilmiyorum. Hatýrlamýyorum.
Rüyalarýmý hatýrladýðým çok nadirdir.
Sabahýn köründe þu suratsýz
herife de bakýn hele.
Kalkýp biraz kahvaltýlýk getirsen ya?
Bir öpücük daha alayým kalkýyorum.
Mutlu musun þimdi?
Evet.
Kalk bakalým o zaman tembel teneke.
Tanrým.
Saat kaç?
Sabahýn 9:00'u olmak üzere.
Trenimiz kaçta geliyor?
11:00'de.
Kahvaltý için ne istiyorum
biliyor musun?
Neymiþ, limonlu turta mý?
Koca bir tabakta...
...Akçaaðaç pekmezli
böðürtlen krepi...
...az piþmiþ yumurta ve
beþ sosis sipariþ edeceðim.
Yanýna içecek bir þeyler?
Ýþte bu güzel görünüyor.
Ýçecek olarak da...
...büyük bardakta portakal suyu ve
bir bardak koyu kahve.
Ondan sonra da bir dilim
turta alacaðým.
Kahvaltýda turta mý yiyeceksin?
Günün her saati turta
yemek için uygundur.
Kreplerle birlikte böðürtlenli turta.
Üstüne de, ince bir dilim
eritilmiþ peynir...
Saatim nerede?
Orada ya.
Hayýr, deðil.
Baktýn mý?
Evet, baktým tabii lan.
Ne yaptýðýmý sanýyorsun ki?
Aldýðýna emin misin?
Evet. Komodinin çekmecesindeydi.
Küçük kangurunun üstündeki mi?
Evet. Küçük kangurunun üstündeydi.
Ýyi peki. Artýk burada deðil.
Ama orada olmalý.
Evet, kesinlikle burada olmalý
ama artýk deðil.
Peki nerede lan bu?
Fabienne...
...o siktiðimin saati babamýndý.
Bana o saati verebilmek için
neler çekti haberin var mý?
Buna harcayacak zamaným yok ama
adam çok çekti.
Ýstersen diðer boklarý ateþe
verebilirsin...
...ama özellikle de siktiðimin
saatini unutma demiþtim!
Þimdi düþün bakalým.
Almýþ mýydýn?
Galiba.
Galiba mý?
Bu da ne demek lan?
Ya almýþsýndýr ya da almamýþsýndýr!
Aldým o zaman.
Emin misin?
Hayýr.
Siktir! Siktir! Siktir!
Piç kurusu!
Ne sikik bir salak olduðunun
farkýnda mýsýn lan?
Hayýr!
Senin hatan deðil.
Dairede býrakmýþsan...
Dairede býrakmýþsan senin hatan deðil.
Bir ton þey getirttim sana.
Saati sana hatýrlattým ama...
...onun benim için ne kadar özel
olduðunu tasvir edemedim.
Madem ki sikimde olan tek þey saatti,
bunu sana söylemem gerekirdi.
Aklýmdan geçeni bilemezsin ya, deðil mi?
Çok üzgünüm.
Üzülme.
Bu, sadece seninle kahvaltý
yapamayacaðým anlamýna gelir.
Niye öyle bir anlama gelsin ki?
Çünkü daireme dönüp saatimi
almak zorundayým.
Gangsterler seni orada aramayacak mý?
Ýþte ben de bunu öðreneceðim.
Öyle bir þey varsa ve baþa
çýkamayacaðýmý düþünürsem...
...ayrýlýrým.
Saatini görmüþtüm. Getirdiðimi sanýyordum.
Çok özür dilerim.
Burada biraz para var.
Çýkýp krepleri alýrsýn.
Afiyet olsun.
Senin Honda'yý alacaðým.
Sen böðürtlenli turta diyemeden
dönmüþ olurum bile.
Böðürtlenli turta.
Belki de o kadar çabuk deðil...
...ama biraz çabuk olacak, tamam mý?
Tamam.
Hoþça kal.
Siktir! O kadar boktan þey varken...
...gitmiþ babamýn saatini unutmuþ!
Özellikle hatýrlattým bunu.
"Kangurunun üstündeki komodinde."
Dedim ki: "Babamýn saatini unutma."
Ýyi görünüyor Butch.
Onlarý iþte böyle dize
getireceksin Butch.
Seni hâlâ önemsemesinler bakalým.
Orospu çocuðu...
Adam ölmüþ.
Aman Tanrým, ölmüþ.
Eðer bu olayý mahkemeye taþýyacaksanýz,
size memnuniyetle yardým ederim.
Arabayý süren manyak herif sarhoþtu.
Size vurduktan sonra
þu arabaya da çarptý.
Kim?
O.
Yok daha neler!
Vuruldum!
- Size nasýl yardýmcý olabilirim?
- Çeneni kapayarak!
Orada bir dakika dur bakalým.
Ne bok yemeye buraya geldin?
Gel buraya orospu çocuðu!
Acýdý mý, koca oðlan?
Bak, kendini beðenmiþlik
adamý ne hâllere sokuyor!
Bununla baþa çýkmak zorundasýn!
Öldür artýk beni!
Evet, þimdi birisi öldürülecek!
Birinin siktiðim
kafasý þuracýkta...
Öyle kal, Allahýn belasý!
Bunun sizinle alâkasý yok bayým.
Artýk var.
Silahý at.
Anlamýyorsun, adamým.
Silahý at.
Ayaðýný zenciden kaldýr.
Ellerini baþýnýn arkasýna koy.
Bana doðru gel.
Bu orospu çocuðu
beni öldürmeye çalýþýyor.
Kes sesini.
Gel, gel, yavaþça.
Zed, ben Maynard.
Evet, örümcek az önce
aðýna bir çift sinek düþürdü.
Ýþ yerimde ben ve Zed'den
baþkasý adam öldüremez.
Bu, Zed.
- Beni beklediðini söylediðini sanmýþtým.
- Bekledim zaten.
Nasýl ikisi de böyle
periþan hâle geldi?
Birbirlerini dövdüler, adamým.
Ýçeri girdiklerinde dövüþüyorlardý.
Þu sað taraftaki diðerini vuracaktý.
Doðru mu söylüyor?
Onu vuracak mýydýn oðlum?
Grace'in keyfi yerinde mi?
Yerindedir.
Bugün Salý deðil ya?
Hayýr, Perþembe.
Ýyidir o zaman.
Bizim bekçiyi çýkar.
Uyuyordur þimdi o.
O hâlde gidip onu
uyandýracaksýn, deðil mi?
Kalk ayaða.
Otur.
Hangisinden baþlamak istersin?
Daha emin deðilim.
Portakalý soydum...
Zenciye de koydum...
Çok inleyince...
Aðzýna da vurdum.
Portakalý soydum...
Annem en iyisini...
Seçmemi söylemiþti...
Ýþte o da...
Sensin...
Sanýrým sen çýktýn koca oðlan.
Burada mý yapmak istersin?
Hayýr. Russell'ýn eski odasýnda yapalým.
Bana uyar.
Bir gözün bunda olsun.
Evet!
Evet!
Ýþte böyle!
Haydi, orospu çocuðu!
Þimdi iþte!
Haydi!
Evet!
Evet!
Evet!
Evet!
Yürü!
Haydi koyduðumun çocuðu!
Haydi!
Evet!
Evet!
Þimdi, amýna koyduðum!
Haydi!
Þimdi!
Evet!
Evet!
Evet!
Evet, bebeðim!
Kapa çeneni!
Siktir git!
Haydi!
Evet!
O silahý almak istiyorsun,
deðil mi Zed?
Haydi, uzat elini de al.
Alsana haydi.
Haydi be oðlum.
Silahý almaný istiyorum...
...Zed.
Kenara kay Butch.
Siktir!
Sen iyi misin?
Deðilim, dostum.
Ýyi olmaktan siklerce
metre uzaktayým.
Þimdi ne olacak?
Ne mi olacak?
Sana ne olacaðýný söyleyeyim.
Bunlarýn üzerinde
çalýþmalarý için...
...kerpetenleri ve
kaynak makineleriyle birlikte...
...birkaç tane borucu iri kýyým
zenci çaðýracaðým buraya.
Duydun mu, çiftçi bozuntusu?
Sana yapacaklarým daha bitmedi.
Götünde ortaçaðý yaþatacaðým!
Ýkimizin arasýnda olacaklarý
sormuþtum ben.
O konuda diyorsun sen.
Seninle benim aramda
olacak þeyi söyleyeyim.
Sen ve ben yok...
...artýk olmayacak.
Yani aramýz iyi mi?
Evet, iyiyiz.
Ýki þey var:
Buna kimseden bahsetmeyeceksin.
Bu benim, senin...
...ve Bay Yakýnda Kýsacýk...
...Göt Gibi Ömrünün Geri Kalanýný
Ölümcül Acý Ýçinde Geçirecek...
...Tecavüzcü
arasýnda kalacak.
Baþkasýný ilgilendirmez.
Ýkincisi...
Bu gece kenti terk ediyorsun...
...derhâl.
Ve gittiðinde de...
...gitmiþ kalacaksýn,
yoksa götürülürsün.
Los Angeles'daki tüm imtiyazlarýný
kaybettin. Anlaþtýk mý?
Anlaþtýk.
Defol git buradan.
Fabienne!
Fabienne!
Fabienne.
Haydi bebeðim.
Eþyalarýný topla.
Buradan hemen gitmeliyiz.
Çok endiþelendim.
Çantalarýmýz ne olacak peki?
Siktir et çantalarý.
Hemen ayrýlmazsak...
...treni kaçýracaðýz.
Aþaðýda bekliyorum.
Her þey yolunda mý?
Haydi ama!
Konuþmanýn sýrasý deðil.
Tehlikede miyiz yoksa?
Yürü tatlým.
O motosikleti nereden aldýn?
Bu bir motosiklet deðil,
bir Chopper bebeðim.
Haydi gidelim.
Honda'ma ne oldu?
Üzgünüm bebeðim.
Honda ile kaza yaptým.
Rica etsem acele eder misin?
Haydi yürü, gidelim artýk.
Yaralandýn mý?
Hayýr, hayýr.
Burnum kýrýlmýþ olabilir ama...
...abartýlacak bir þey yok.
Haydi atla.
Lütfen bebeðim.
Tatlým, artýk yola koyulmalýyýz.
Bin haydi.
Özür dilerim.
Gel buraya, gel.
Özür dilerim.
Çok özür dilerim.
Uzun süre dönmeyince
kötü þeyler düþünmeye baþlamýþtým.
Özür dilerim sevgilim.
Seni endiþelendirmek istememiþtim.
- Kahvaltýn nasýldý?
- Ýyiydi.
Böðürtlenli krep aldýn mý?
Böðürtlenli krepleri yoktu.
Tereyaðlý yedim.
Ýyi olduðundan emin misin?
Tatlým, yanýndan ayrýldýktan sonra...
...hayatýmýn en garip
gününü geçirdim.
Haydi atla.
Hepsini anlatacaðým.
Bin haydi. Gidelim.
Kimin motosikleti bu?
Bu bir Chopper bebeðim.
- Kimin Chopperý öyleyse?
- Zed'in.
- Zed kim?
- Zed öldü bebeðim.
Zed öldü.
BONNIE MESELESÝ
Evet yaptýn Brett!
- Onu sikmeye çalýþtýn.
- Hayýr.
Marsellus Wallace,
Bayan Wallace...
...haricinde biriyle
sikiþmekten hoþlanmaz.
Tanrým, lütfen.
Ölmek istemiyorum.
Ýncil okur musun, Brett?
Evet!
Þu anki durumumuza uyan...
...ezberlediðim bir bölüm var.
"Ezekiel" 25:17.
Erdemli kiþinin izlediði yol...
...kötü kiþilerin...
...bencilliðinin ve zorbalýðýnýn...
...adaletsizliðiyle çevrilidir.
Kutsanmýþ olan kiþi...
...hayýrseverlik ve dürüstlükle...
...Karanlýðýn Vadisi'nde
yol gösteren...
...içtenlikle kardeþlerinin
koruyucusu olan...
...ve yolunu kaybetmiþ soyunu...
...tekrar doðru yola sokan kiþidir.
Kullarýmý zehirlemeye...
...ve yok etmeye
çalýþanlarýn üzerlerine...
...öfkemi ve korkunç hiddetimi...
...yaðdýracaðým.
Ve intikamýmý üzerinize yaðdýrýnca...
...benim Tanrý
olduðumu anlayacaksýnýz.
Bittim ben. Yarraðý yedim.
Arkadaþlarýndan biri mi?
Vincent, Marvin.
Marvin, Vincent.
Ýyisi mi, söyle ona
çenesini kapatsýn.
Sinirlerimi kaldýrýyor.
Marvin. Marvin!
Yerinde olsam
bunu hemen keserdim.
Geberin orospu çocuklarý!
Geberin!
Neden bize banyoda biri
olduðundan bahsetmedin?
Aklýndan mý çýkmýþtý?
Kahrolasý bir el topuyla orada
durduðunu unutmuþ muydun yoksa?
Ateþ ettiði silahýn boyunu gördün mü?
Kendisinden bile büyüktü.
Ölmüþ olmalýydýk dostum.
Biliyorum.
Þansýmýz vardý.
Hayýr, hayýr.
Bu þans deðildi.
Evet, belki de.
Ýlahi bir müdahaleydi.
Ýlahi müdahale ne demektir
biliyor musun?
Sanýrým.
Tanrý'nýn cennetten gelip...
...kurþunlarý durdurmasý demek.
Doðru.
Ýþte tam olarak bu demek.
Tanrý cennetten geldi...
...ve bu orospu çocuðunun
kurþunlarýný durdurdu.
Sanýrým gitme vaktimiz geldi Jules.
Yapma bunu!
Bu boku görmezden gelme.
Az önce yaþadýðýmýz þey
bir mucizeydi amýna koyayým.
Sakinleþ Jules.
Olur böyle þeyler.
Hayýr, yanlýþýn var.
Bu tür þeyler olmaz.
Bu ilahi tartýþmaya
arabada mý...
...yoksa aynasýzlarla hapishanede mi
devam etmek istersin?
Tahtalý köyü boylamamýz
gerekiyordu dostum.
Burada olan þey bir mucizeydi...
...ve senden bunu
kabul etmeni istiyorum.
Tamam, mucizeydi.
Artýk gidebilir miyiz?
Gidiyoruz zenci, haydi.
Bok herif!
"Aynasýzlar" dizisini hiç seyrettin mi?
Bir bölümünü izlemiþtim.
Bir polis vardý...
...adamýn tekiyle
bir koridorda yaþadýðý...
...silahlý çatýþmayý anlatýyordu.
Herifin üstüne bütün þarjörü boþaltmýþ...
...hiçbir þey olmamýþ.
Tek kurþun bile isabet etmemiþ.
Sadece kendisi ve o herif varmýþ.
Yani bu...
...anormal bir þey, ama oluyor iþte.
Bak, kör adamý oynamak istiyorsan
çobanýn yolundan git...
...ama benim gözlerin ardýna kadar açýk.
Ne demek oluyor bu?
Benden bu kadar demek oluyor.
Þu andan itibaren,
emekliye ayrýldýðýmý varsayabilirsin.
- Tanrý aþkýna.
- Küfredeyim deme.
- Allah kahretsin.
- Küfretme dedim.
Neden bu kadar tepki veriyorsun ki?
Bak, Marsellus'a bugün söyleyeceðim.
Ýþim bitti.
Neden ayný zamanda
sebebini de söylemiyorsun?
Merak etme. Söyleyeceðim.
Evet, bahse varým...
...bu iþe kýçýyla gülecek.
Çok da sikimde.
Marvin, sen ne diyorsun bu iþe?
Hiçbir fikrim yok.
Bir fikrin olmak zorunda.
Tanrý'nýn cennetten gelip
o kurþunlarý durdurduðuna...
Ne oluyor be?!
Hassiktir!
Marvin'i suratýndan vurdum.
Ne bok yemeye yaptýn bunu?!
Böyle olmasýný istemedim.
Kazara oldu.
Zamanýnda manyakça
çok þey gördüm, ama bu...
Sakinleþ dostum.
Kazara oldu dedim ya.
Herhâlde bir tümseðin
üstünden falan geçtin.
Araba koyduðum tümseðinden
falan geçmedi.
Bak dostum, bu pezevengi
bile bile vurmadým.
Silah birden ateþ aldý.
Nedenini bilmiyorum.
Þu pisliðe bak be!
Güpegündüz bir caddenin ortasýndayýz.
Buna inanamýyorum dostum.
Ýnan artýk orospu çocuðu!
Arabayý yoldan uzaklaþtýrmalýyýz.
Kana bulanmýþ bir araba...
...aynasýzlarýn dikkatini çekmeye yeter.
Bir tanýdýðýn yerine götürürüz öyleyse.
Burasý vadi, Vincent.
Mersellus'un burada tanýdýðý falan yok.
Jules, burasý benim þehrim deðil!
- Siktir!
- Ne yapýyorsun?
Toluca Gölü'ndeki ortaðýmý arýyorum.
Toluca Gölü neresi?
Þu tepenin ötesinde,
Burbank Stüdyolarý'nýn orada.
Jimmie evde deðilse...
...ne bok yiyeceðimiz hakkýnda
en ufak bir fikrim yok.
Çünkü 818'de baþka ortaðým yok.
Jimmie, naber dostum?
Benim, Jules.
Dinle dostum.
Arkadaþýmla birlikte
feci pisliðe battýk.
Bir arabadayýz ve arabayý
acilen yoldan uzaklaþtýrmalýyýz.
Birkaç saatliðine garajýný
kullanmam gerekiyor.
Jimmie'ye karþý...
...son derece hassas olmalýyýz.
Kýçýmýza tekmeyi basmasý an meselesi.
Kovarsa ne yapacaðýz peki?
Birkaç telefon görüþmesi yapana
kadar gitmeyeceðiz.
Ýþin o aþamaya gelmesini istemem tabii.
Jimmie benim arkadaþým.
Arkadaþýnýn evine gelip de...
...ona ne yapmasý gerektiðini
söyleyemezsin.
Aðzýný bozmamasýný söyle yeter.
Marvin'i gördüðünde
ödü bokuna karýþtý.
Kendini onun yerine koy.
Saat sabahýn 8'i.
Daha yeni uyandý.
Böyle bir pislik beklemiyordu.
Hay sikeyim, burada kimin kime yardým
ettiðini hatýrlamamýz gerekiyor.
Eðer bu iyilik boka batmam
anlamýna geliyorsa...
...o iyiliði alýp
götüne sokabilir.
Siktiðimin zencisi, havluyu
nasýl bu hâle getirdin?
Ellerimi kuruluyordum.
Önce onlarý yýkaman gerekiyor.
Ellerimi yýkadýðýmý gördün.
Sadece onlarý ýslattýðýný gördüm.
Ellerimi yýkýyordum.
Bu pislik çok zor çýkýyor.
Eðer Lava sabunu olsaydý iþimi
daha kolay halledebilirdim.
Ben de senin kullandýðýn
o siktiðimin sabunu kullandým...
...ve havlu pis bir kadýn
pedine benzemiyordu.
Buraya gelir ve havluyu bu þekilde görürse
ne olacaðýnýn farkýnda mýsýn Vincent?
Bu meseleyi boktan hâle
getiren þey de...
...ayný bu tarz pislikler iþte.
Bak...
Seni hiçbir þey ile tehdit
etmiyorum, tamam mý?
Sana büyük saygý
duyduðumu biliyorsun...
...ama beni böyle bir
duruma sokma, tamam mý?
Pekâlâ. Tamam. Tamam.
Böyle nazikçe sorarsan
sorun olmaz.
Sadece gidip arkadaþýný idare et.
Git haydi, hiç umurumda deðil.
Kahretsin, Jimmie.
Tam aðzýnýn tadýný bilenlere
uygun bir pislik.
Vincent ile ben dondurulmuþ
kahve ile de...
...gayet güzel idare
ederdik, deðil mi?
Oysa o bize bu kaliteli
kahveyi ikram ediyor.
Neli bu?
Kes þunu Julie.
Ne?
Kahvenin ne kadar iyi olduðunu
anlatman gerekmiyor.
Onu satýn alan benim.
Ne kadar iyi olduðunu biliyorum.
Bonnie alýþveriþe çýktýðýnda
pis þeyleri alýr.
Ben ise kaliteli
mallar alýrým...
...çünkü onu içtiðimde
tadýný almak isterim.
Ama þu an düþündüðüm
þey ne biliyor musun?
Mutfaðýmdaki kahve deðil.
Garajýmdaki ölü zenci.
Jimmie, bunu kafana
taktýðýna deðmez.
Hiçbir þeyi kafama taktýðým yok.
Size bir soru sormak istiyorum.
Kapýdan içeri girerken...
...evimin önünde "Ölü
Zenci Deposu" yazan...
...bir tabela gördünüz mü?
Jimmie, öyle bir þey
görmediðimi biliyorsun...
Evimin önünde, "Ölü
Zenci Deposu" yazan...
...bir tabela gördün mü?
Hayýr, görmedim.
Peki neden görmediðini
biliyor musun?
Neden?
Çünkü öyle bir tabela yok...
...çünkü lanet iþim ölü
zencileri depolamak deðil!
Jimmie, o orospu çocuðunu
depolayacak deðiliz.
Eðer Bonnie gelir ve evinde
bir ceset görürse...
...bana boþanma davasý açacaðýnýn
farkýnda deðil misin?
Evlilik danýþmaný yok,
ayrýlýk denemesi yok.
Beni hemen boþamaya
kalkar, tamam mý?
Boþanmak falan istemiyorum amýna koyayým.
Bak dostum, bilirsin, sana
yardým etmek istiyorum...
...ama bunu yaparken de karýmý
kaybetmek istemiyorum, tamam mý?
Jimmie, onun seni
býrakacaðý falan yok.
Bana "Jimmie" deyip
durma Jules!
Tamam mý? Bana "Jimmie"
deyip durma.
Söyleyeceðin hiçbir þey
karýmý sevdiðimi...
...unutmamý saðlayamayacak,
tamam mý?
Bak, biliyorsun ki...
...yaklaþýk 1.5 saat
sonra iþten gelecek.
Hastanede gece vardiyasýnda.
Telefonu kullanman mý
gerekiyor?
Birilerini mi araman gerekiyor?
O hâlde telefonu kullanýn...
...ve karým buraya
gelmeden siktir olun gidin.
Bu, Kool & the Gang.
Baþýný belaya falan
sokmak istemiyoruz.
Sadece adamlarýmý arayýp kellemizi
kurtarmak istiyoruz, hepsi bu.
Baþýmý zaten belaya soktunuz!
Eðer Bonnie eve gelirse de
bok çukuruna gömüldüm demektir.
Bana sadece bir iyilik
yap, tamam mý?
Telefon yatak odamda.
Hemen aramaya baþla.
Diyelim ki eve geldi.
Sence ne yapacak?
Çýldýracaðýna þüphe yok.
Bu cevap deðil.
Onu tanýmadýðýmý biliyorsun.
Ne kadar?
Çok mu az mý?
Bu Bonnie meselesinin ne kadar
hassas bir konu olduðunu...
...anlaman gerekiyor.
Demek istediðim, yorucu bir iþ
gününden sonra eve gelir...
...ve mutfaðýnda bir
dolu gangsteri...
...gangster tarzý pis iþler
yaparken görürse...
...neler yapabileceðini
söylemenin anlamý yok.
Evet, o kadarýný anladým Jules.
Tek yaptýðým, olabilecek
ihtimalleri düþünmek.
Senden hiçbir "eðer" falan
duymak istemiyorum.
Senden duymak
istediðim tek þey...
"Hiç sorun deðil Jules. Göt
oðlaný ile ilgileneceðim.
Oraya geri dön,
herifleri sakinleþtir...
...ve hemen gelecek
olan kurtarýcýyý bekle."
Hiç sorun deðil Jules.
Göt oðlaný ile ilgileneceðim.
Oraya geri dön,
herifleri sakinleþtir...
...ve hemen oraya gelecek
olan Wolf'u bekle.
Wolf'u mu gönderiyorsun?
Þimdi daha mý iyisin göt herif?
Kahretsin zenci, duymak
istediðim buydu iþte.
Histerik biri midir?
Ne zaman geliyormuþ?
Tamam.
Faillerin isimlerini
bir daha söyle.
Jules.
Tamam.
Vincent.
Jimmie.
Bonnie.
Tamam.
Yarým saat var.
10 dakikaya oradayým.
Dokuz dakika otuz yedi saniye sonra.
Adýn Jimmie, deðil mi?
Burasý senin evin mi?
Aynen öyle.
Ben Winston Wolf.
Sorun çözerim.
Güzel. Bizim de
bir sorunumuz var.
Haberim var. Girebilir miyim?
Evet, lütfen girin.
Sen Jules olmalýsýn...
...bu da seni Vincent yapar.
Hemen konuya girelim beyler.
Eðer doðru biliyorsam...
...zamanýmýz azalýyor,
doðru mu Jimmie?
Kesinlikle.
Karýn Bonnie, eve sabah
9'da geliyor, doðru mu?
Evet.
Bana söylendiðine göre eðer buraya
gelir ve bizi bu hâlde bulursa...
...pek hoþuna gitmezmiþ sanýrým.
Hem de hiç hoþuna gitmez.
Bu da, dediklerimi tam zamanýnda
ve harfiyen yerine getirirseniz...
...cesetten kurtulmak için yeterli
olacak bir 40 dakika demektir.
Garajda, kafasý olmayan...
...bir ceset var.
Beni oraya götürün.
- Jimmie?
- Evet?
Bana bir iyilik yap, tamam mý?
Ýçerideyken güzel bir
kahve kokusu aldým.
Bir fincan getirir misin?
Evet, tabii.
Kahveni nasýl istersin?
Bol krema ve bol þekerli.
Araba ile alâkalý bilmem
gereken bir þey var mý?
Egzozu bozuk mu,
çok ses yapar mý?
Deposu dolu mu?
Herhangi bir þey?
Görüntüsünü bir kenara býrakýrsak
araba oldukça iyi durumda.
Öyle mi? Yola çýktýðýmýzda...
...fren lambalarý
çalýþmamazlýk etmesin de.
Dostum, bildiðim kadarýyla bu
lanet þey mükemmel durumda.
Bu kadarý yeterli.
Mutfaða geri dönelim.
Buyurun Bay Wolf.
Teþekkür ederim Jimmie.
Tamam, ilk olarak...
...siz ikiniz cesedi alýn
ve bagaja týkýn.
Þimdi, Jimmie, burasý oldukça
tertipli bir eve benziyor.
Bu da beni garajda ya da
lavabonun altýnda...
...bir takým temizleyiciler
olabileceði düþüncesine itti.
Evet Bay Wolf.
Lavabonun altýnda.
Güzel. Siz ikinizden
istediðim þey...
...gidip o temizleyicileri alýp arabanýn
içini bir güzel temizlemeniz.
Elinizi çabuk tutun.
Arka koltuða geçip...
...tüm o küçük beyin ve kafatasý
parçalarýný toplayýn.
Koltuklarý onlardan temizleyin.
Döþemeleri aþaðý doðru silin.
Tertemiz olmasýna gerek yok.
Bal dök yala olmasýna gerek yok.
Sadece etraflýca halletmeye bakýn.
Gerçekten ilgilenmeniz gereken
þey berbat durumdaki yerler.
Zemindeki o kan gölünü...
...arabadan atmanýz gerekiyor.
Jimmie, çamaþýr dolabýný
biraz boþaltmamýz lâzým.
Yorgan ve battaniyeye
ihtiyacým var.
Ayrýca çarþaf ve yatak
örtülerine de.
Ne kadar kalýn ve koyu renk
olursa o kadar iyi.
Beyaz olmaz.
Onlarý kullanamayýz.
Arabanýn iç kýsmýný
kamufle etmemiz gerekiyor.
Ön ve arka koltuklarla yer döþemelerini
yorgan ve battaniyelerle örteceðiz.
Polis bizi durdurup koca burnunu
arabanýn içine sokacak olursa...
...bir bahane bulacaktýr. Ama ilk bakýþta
bir anormallik görmeyecektir.
Jimmie, yolu göster.
Çocuklar, iþe koyulun.
"Lütfen" desen daha güzel olurdu.
Buyur?
"Lütfen" desen daha güzel
olurdu dedim.
Þunda anlaþalým, dümbük.
Benim iþim lütfen demek deðil...
...sana yapman gerekeni yaptýrmak.
Eðer hâlâ hayatta kalma
içgüdüsüne sahipsen...
...dediðimi yapmakta
elini çabuk tutsan iyi edersin.
Ben yardým için buradayým.
Bana böyle teþekkür edecekseniz,
þansýnýz açýk olsun beyler.
Hayýr, Bay Wolf.
Yanlýþ anladýnýz.
- Size çok müteþekkiriz.
- Bay Wolf, dinleyin.
Saygýsýzlýk etmek istemedim.
Size saygým sonsuz.
Sadece bana emir yaðdýran
insanlardan hoþlanmýyorum, o kadar.
Size kaba davranýyorsam
nedeni zaman darlýðýndandýr.
Hýzlý düþünüyorum,
hemen konuþuyorum...
...ve bu iþten kurtulmak istiyorsanýz
çabuk hareket etmenizi istiyorum.
O yüzden lütfen,
eðer zahmet olmazsa...
...temizleyin þu
siktiðimin arabasýný.
Bana öyle bakma, tamam mý?
Ýçime iþliyor.
1974 Chevy Nova.
Yeþil.
Ýçindeki pislikten
baþka bir þeyi yok.
Yaklaþýk 20 dakika.
Özlenecek biri deðil.
Kral adamsýn, Joe.
Teþekkür ettim.
Ne durumdayýz, Jimmie?
Gayet iyi.
Hepsi burada...
...ama...
- Bay Wolf, þunu anlamanýz gerek.
- Winston. Lütfen Jimmie, Winston.
Þunu anlaman gerek, Winston.
Hayýr, teþekkürler.
Bu bizim en iyi ketenimiz...
...Conrad Amcam ve Ginny Teyze'mden
düðün hediyesi olarak gelmiþti.
...ve onlar þu an aramýzda deðiller.
Size yardým etmeyi çok isterim...
Sana bir sorum olacak, Jimmie...
- Mahsuru yok, deðil mi?
- Hayýr, elbette yok.
Conrad Amcan ve Ginny Teyzen...
...milyoner miydi?
Hayýr.
Ama Marsellus Amcan öyle.
Eminim Conrad Amcan ve...
- Ginny Teyze.
- Ginny Teyzen burada olsaydý...
...Marsellus Amcanýn yapmaktan daha çok
mutlu olacaðý yatak odaný döþerlerdi.
Ben meþeyi çok severim.
Yatak odamda meþe vardýr.
Peki ya sen, Jimmie?
Sen de sever misin?
Meþe güzeldir.
Dostum...
Bunun için seni asla affetmeyeceðim.
Ne boktan ve rezil bir þeydir bu.
Jules, bir insan günah iþlediðini
kabul ederse...
...bütün yaptýklarý o an af olunur,
bunu hiç duymadýn mý?
Siktirip gitsene sen þuradan.
Onu diyen sikik hiç kýçýna batan kafatasý
parçalarý toplamak zorunda kalmamýþtýr.
Benim de sýnýrým var, Jules.
Benim de bir küfür sýnýrým var.
Beni þu an bir yarýþ arabasý
farz et, tamam mý?
Sen beni kýrmýzýya boyadýn.
Demek istediðim kýrmýzýya
boyanmýþ bir yarýþ arabasý...
...oldukça tehlikelidir, o kadar.
- Patlayacaðým.
- Patlamaya da hazýrsýn. - Evet, hazýrým.
Ben de sikik bir atom
bombasý bulutuyum, sikik.
Elim ne zaman bir beyine deðse
TNT'ye dönüyorum.
Navarone'un Silahý oluyorum.
Aslýnda ben arkada ne bok yiyorum?
Buradaki beyinlerle
senin uðraþman gerekiyor.
Deðiþiyoruz.
Ben pencereleri sileceðim...
...sen de zencinin
kafatasýný ayýkla.
Ýyi iþ, beyler.
Bu iþte paçayý sýyýrabiliriz.
Bunun o araba olduðuna inanamýyorum.
Birbirimizin aletini yalamaya
baþlamak için erken.
Bizi diðer aþamaya geçirecek olan
arabayý temizleme iþi tamam.
Þimdi sýra sizde.
Soyunun.
Hepsini mi?
Donunuza kadar.
Çabuk olun, beyler.
Jimmie'nin hayat arkadaþýnýn
gelmesine 15 dakika var.
Lanet olsun. Hava da bugün
acayip serin.
Bunu yapmamýz þart mý?
- Ýkiniz neye benziyorsunuz
biliyor musunuz? - Neye?
Birinin kafasýný uçurmuþ adamlara.
O kanlý giysilerden kesinlikle
kurtulmak zorundasýnýz.
Jim'in çöp poþetine atýn.
Sakýn bunu Çöpçü Otto'nun önüne býrakmak
gibi bir aptallýk yapayým demeyin.
Merak etme, yanýmýzda götüreceðiz.
Jim, sabun.
- Vincent.
- Evet, beyler...
...eminim ikiniz de hapse
girmiþsinizdir.
- Ýþte baþlýyoruz.
- Lanet olsun. Su acayip soðuk.
Sizi bu paklar, beyler.
Elinizi korkak alýþtýrmayýn.
Ýyice sabunlanýn.
Biraz yukarýya doðru sýk.
Vincent'ýn saçýna.
Haydi, yap þunu, lanet olasý.
Yap þunu.
Havlularýný ver.
Kurudular.
Elbiselerini ver.
Muhteþem.
Harika. Bundan daha iyi bir
plan olamazdý.
Siz ayný þeye...
Neye benzediler, Jimmie?
Þapþala.
Ýkisi de þapþala benzedi.
Bunlar senin giysilerin, sikik.
Haydi, beyler.
Bu gülüþ bizi kodese götürür.
Beni yalvartmayýn.
Pekâlâ, beyler. Yol
kurallarýmýzý belirleyelim.
Canavar Joe'nun Çekici
Dükkâný'na gideceðiz.
Canavar Joe ve kýzý Raquel içinde
bulunduðumuz durumdan haberdar.
Dükkân Hollywood'un kuzeyinde...
O yüzden Hollywood yolundan
birkaç kez sapacaðýz.
Kokmuþ arabayý ben süreceðim.
Jules sen benimlesin.
Vincent, sen benim Acura'mla
arkamýzdan geleceksin.
Olur da yolda bir
aynasýz karþýmýza çýkarsa...
...benden önce
kimse hamle yapmayacak.
- Tamam.
- Ne dedim demin?
Hiçbir þey yapmayýn, ta ki...
- Ta ki ne?
- Ta ki sen bir þey yapana kadar.
Tam bir dahi gibi konuþtun.
Peki ya sen, Lash LaRue?
Elin kolun oynamadan
durabilecek misin?
Bay Wolf, silah patladý, tamam.
Nasýl olduðunu anlamadým.
Ama sorun çýkmayacak.
Söz.
Anlaþtýk. Çok hýzlý gideceðim
arayý açma.
Arabama en ufak bir zarar gelsin...
...Canavar Joe'ya def etmesi
için 2 ceset veririm.
Çekil, Rex.
- Tamam mý?
- Hiç olmamýþ gibi.
Pekâlâ.
Çocuklar, bu Raquel.
Bir gün buradaki her þey
onun olacak.
Selam.
Bu üstünüzdekiler de ne böyle?
Voleybol maçýnýz falan mý var?
Kadýnýmý kahvaltýya götürüyorum.
Ýsterseniz sizi de býrakayým.
Nerede oturuyorsunuz?
- Redondo.
- Inglewood.
Geleceðiniz bu.
Bir taksi görüyorum.
Kýrsal bölgeden uzaklaþýn, dostlar.
Ýyi geceler de, Raquel.
Ýyi geceler, Raquel.
Sonra görüþürüz.
Baþýnýzý belaya sokmayýn,
kaçýk herifler.
Bay Wolf,
þunu söylemek isterim ki...
...sizi iþ üstünde izlemek
büyük zevkti.
Gerçekten öyle.
Çok teþekkürler, Bay Wolf.
Bana Winston deyin.
Gördün mü, genç bayan?
Saygý.
Büyüðe gösterilen saygý
iyi kiþilik göstergesidir.
Ben de iyi kiþilikliyim.
Bir kiþi olman
kiþiliðin olduðu anlamýna gelmez.
Bir taksiyi paylaþalým mý?
Bir kahvaltý fena olmazdý.
Gelmek ister misin?
Evet.
Nedenini bilmiyorum ama
onun Avrupalý olduðunu sanmýþtým.
Evet, en az siktiðimin
Ýngiliz Bob'u kadar Avrupalý.
Biliyorum ama-
- Sakin biri miydi?
- Teþekkürler.
Evet, çok sakin ve kontrollü biriydi.
Hatta onunla kafa geçsen bile
sana kýzmazdý.
Þaþýrmýþtým.
Jambon ister misin?
Hayýr dostum. Ben domuz eti yemem.
Yoksa Yahudi misin?
Hayýr, deðilim.
Yemiyorum iþte hepsi bu.
Neden ama?
Domuz, pis bir hayvandýr.
Pis hayvanlarý yemem.
Evet ama jambonun tadý lezzetlidir.
Pastýrmanýn da öyle.
Laðým faresinin tadý
kabak tatlýsýna benzeyebilir...
...bilemem...
...çünkü o siktiðimin
pisliklerini yemem.
Domuzlar, boku eþeler
ve onun içinde uyur.
Pis bir hayvandýr.
Kendi bokundan iðrenmeyen
bir hayvaný...
...hayatta yemem.
Peki ya köpek?
O da kendi bokunu yiyor.
Köpek de yemem.
Ama onun da pis bir hayvan
olduðunu düþünüyorsun, öyle mi?
Pis demek biraz abartýlý olur...
...ama kesinlikle kirlidirler.
Ama köpekler kiþilik sahibidirler.
Kiþilik her þeyi deðiþtirir.
Yani diyorsun ki...
...domuzlar daha kiþilikli olsaydý...
...onlara pis demeyecektin.
Doðru mu?
O siktiðimin domuzunun oldukça
sevimli olmasý gerekirdi.
Green Acres'de oynayan Arnold'dan...
...on kat daha çekici olmasý
gerekirdi, anlarsýn ya.
Bu iyiydi.
Gerçekten. Kendine gelmeye baþladýn.
Sabahtan beri saçma þeyler söylüyordun.
Dostum tek yaptýðým
burada oturup düþünmekti.
Neyi?
Tanýk olduðumuz mucizeyi.
Senin tanýk olduðun mucizeyi.
Ben saçmalýktan baþka
bir þeye tanýklýk etmedim.
Mucize nedir Vincent?
Tanrý'nýn bir lütfu.
Peki, o nedir?
Tanrý'nýn...
...imkânsýz olaný önüne sermesi.
Ama bu sabah olanlar
bu tanýma uymuyor.
Vincent...
...anlamýyor musun?
Bunun hiçbir önemi yok.
Olayý yanlýþ yargýlýyorsun.
Anlatmaya çalýþtýðým Tanrý'nýn
kurþunu durdurabilmesi...
...kolayý pepsiye çevirebilmesi ya da
siktiðimin araba anahtarlarýmý bulmasýydý.
Bu þeyi meziyetine
göre deðerlendiremezsin.
Þimdi yaþadýðýmýz þeyin...
...Ýncil'e göre mucize olup
olmamasý önemli deðil...
...önemli olan...
...benim Tanrý'nýn dokunuþunu
hissetmemdi.
Tanrý müdahale etti.
Ama neden?
Benim de kafamý karýþtýran bu.
Sebebini bilmiyorum ama
artýk geri dönemem.
Ciddi misin?
Gerçekten de býrakmayý
düþünüyorsun, öyle mi?
- Böyle yaþamayý mý?
- Evet.
Kesinlikle.
Siktir.
Ne yapacaksýn peki?
Ýþte burada oturup
düþündüðüm þey de buydu.
Öncelikle bu çantayý
Marsellus'a götüreceðim.
Sonra dünya turuna çýkacaðým.
"Dünya turuna çýkacaðým" da ne demek?
Bilirsin iþte Kung Fu filmindeki
Caine'nin yaptýðý gibi.
Ülke ülke dolaþýp, yeni insanlarla
tanýþacaðým ve maceralar yaþayacaðým.
Peki, yolculuðun ne zaman sona erecek?
Tanrý'nýn beni durdurmak
istediði yere geldiðim zaman.
Ya bunu yapmak istemezse?
Sonsuza dek sürecekse de,
sonsuza dek gezerim.
Yani baþýboþ bir insan olmaya
karar verdin, öyle mi?
Sadece Jules olacaðým Vincent,
ne eksik ne de fazla.
Hayýr Jules. Baþýboþ bir insan
olmaya karar vermiþsin.
Týpký dýþarýdaki bir boka yaramayan...
...deðiþimin peþinde koþan...
...çöp tenekelerinde uyuyup, attýðým
çöple beslenen pislikler gibi.
Onlarýn bir adý var Jules.
Onlara baþýboþ deniyor.
Ýþin, evin ve paran olmadýðý zaman...
...dönüþeceðin þey budur dostum.
Siktiðimin baþýboþ insanlarýndan
biri olacaksýn.
Bak dostum seninle fikir ayrýlýðýna
düþtüðümüz nokta burasý.
Garson!
Kahve!
Bak dostum, bu sabah olanlarýn ben de
tesadüf olmadýðýna inanýyorum.
Ama bir yere kadar.
Her þey apaçýk ortada Vincent.
Benimle böyle sikik konuþma dostum.
Parmaklarým seni
korkutuyorsa Vincent...
...korkutucu sorular sormaktan vazgeç.
Sýçmaya gidiyorum.
Sana bir þey soracaðým.
Buna ne zaman karar verdin?
Orada oturup o çöreði yerken mi?
Evet.
Burada oturup çöreðimi yerken...
...ve kahvemi içerken...
...olup biteni aklýmdan geçiriyordum...
...ve alkoliklerin dediði gibi
her þey bir anda netleþti.
Siktir.
Devam edeceðiz.
Seni seviyorum, bal kabaðým.
Ben de seni, tatlý tavþaným.
Herkes olduðu yerde kalsýn!
Bu bir soygundur!
Ýçinizdeki sik kafalýlardan
biri bile kýpýrdayacak olursa...
...siz orospu çocuklarýný
teker teker gebertirim!
Anladýnýz mý?
Çenenizi kapalý tutun!
Yere yatýn amýna koyayým!
Yere yatýn amýna koyayým!
Siz kör noktada duruyorsunuz.
On'a kadar sayacaðým ve karýlarýný
alýp þu tarafa geçeceksin.
Meksikalýlar, siktiðimin
mutfaðýndan dýþarý çýkýn!
Bir, iki, üç, dört,
beþ, altý, yedi, sekiz!
Ne sikime gittiðini sanýyorsun?
Siktiðimin serserisi! Yat yere!
Hey sen þu çantalarý gönder!
Siktiðimin ibnesi!
Kýmýldayýn! Kýmýldayýn!
Ne sikim yapýyorsun sen?
Kýmýlda!
Restoran bizimdir!
Kýmýldayýn! Yere yatýn amýna koyayým!
Büyükbaba, yere!
Ben buranýn müdürüyüm...
...hiçbir sorun yok,
her þey kontrol altýnda.
Sorun çýkarmak mý istiyorsun?
Hayýr efendim istemiyorum.
Sanki öyle dedin gibi geldi.
Sorun çýkaracaksýn, öyle mi?
Sanýrým burada bir kahraman
buldum tatlý tavþaným.
O zaman onu gebertelim!
Ben kahraman deðilim sadece
kahve dükkânýnýn iþletmecisiyim.
Yere yat amýna koyayým!
Restoran bizimdir!
Ne istiyorsanýz alýn.
- Müþterilerle konuþacaksýn.
- Tamam.
Onlara sakin olurlarsa...
...hiçbir sorun çýkmayacaðýný
söyleyeceksin. - Evet.
- Beni anladýn mý?
- Evet.
Herkes dinlesin.
Sakin olup...
...iþbirlikçi davranýrsanýz...
...bu þey çabucak sona erer.
Yere yat amýna koyayým!
Aferin.
Pekâlâ millet þimdi...
...cüzdanlarýnýzý toplayacaðým.
Siktiðimin çeneleriniz
kapalý tutacaksýnýz.
Sadece cüzdanlarýnýzý çantaya
atacaksýnýz. Anladýnýz mý?
Size anladýnýz mý dedim?
Güzel. Þimdi cüzdanlarýnýzý çýkarýn.
Ýþte böyle.
Yere yat amýna koyayým!
Çantaya.
Siktiðimin çantasýna.
Üzerimde hiçbir þey yok dostum.
Neden bekliyorum?
Siktiðimin çantasýna.
Laura? Laura, bahþiþler.
- Çantaya.
- Evet.
- Þurada duran cep telefonu mu?
- Evet.
Siktiðimin çantasýna.
Topla, topla. Ýþte böyle.
Þimdi yere yat amýna koyayým!
Çantaya.
Çantaya.
Çantada ne var?
Patronumun kirli çamaþýrlarý.
Patronun sana çamaþýrlarý mý yýkatýyor?
Temizlenmesini istediði zaman.
Çok boktan bir iþe benziyor.
Komik. Ben de aynýsýný düþünüyordum.
Aç.
Korkarým ki bunu yapamam.
Seni duyamadým.
Hayýr, duydun.
Ne oluyor orada?
Görünüþe göre aramýzda bir kahraman var.
Suratýnýn ortasýna sýk.
Egona zarar vermek hoþuma
gitmiyor ama suratýma...
...doðrultulmuþ ilk silâh deðil bu.
Siktiðimin elini çantadan
çekmezsen sonuncusu olacak.
Sorun yaratmayý býrak!
Hepimizi öldürteceksin!
Ýstediklerini ver de buradan gitsinler!
Kes sesini, þiþko!
Bu iþ seni ilgilendirmez.
Sakin ol, tatlý tavþaným. Sakin ol.
Sorun yok. Her þey kontrolüm altýnda.
Þimdi üçe kadar sayacaðým.
O çantayý açmazsan...
...mermileri o sikik
suratýna boþaltacaðým.
Anlaþtýk mý?
Bir...
...iki...
- ...üç.
- Tamamdýr, Ringo.
Sen kazandýn.
Çanta senindir.
Aç.
Ne varmýþ çantada?
Bu, düþündüðüm þey mi?
Güzelmiþ.
Lanet olsun, ne var çantada?
Býrak onu! Býrak onu! Býrak onu!
- Þu sürtüðe sakin olmasýný söyle!
- Öldüreceðim seni!
- "Sakin ol sürtük!" de.
- Sakin ol, tatlý tavþaným!
- "Sakin ol sürtük!" de.
- Sakin ol!
Kahrolasý sürtüðe sakinleþmesini söyle!
Sakin ol, Tatlý Tavþaným!
- Kahrolasý sürtüðü sakinleþtir!
- Sakinleþ, tatlý tavþaným!
- Býrak onu!
- Sakinleþ, tatlý tavþaným!
Her þeyin yoluna gireceðini söyle ona.
Her þey yoluna girecek.
- Söz ver ona!
- Söz veriyorum!
- Sakinleþmesini söyle!
- Sakinleþ, tatlý tavþaným!
- Þimdi onun adýný söyle bana.
- Yolanda.
Tamam, Yolanda!
Aptalca bir þey yapmayacaðýz, deðil mi?
Ona zarar verme!
Kimse kimseye zarar vermeyecek.
Üç küçük Fonzie gibi olacaðýz.
Peki Fonzie nasýldýr?
Haydi, Yolanda, Fonzie nasýldýr?
Sakin midir?
- Ne?
- Sakindir.
Aynen öyle!
Biz de iþte öyle
olacaðýz. Sakin olacaðýz.
Þimdi, Ringo, üçe kadar sayacaðým...
...üç dediðimde...
...silahýný býrakýp...
...ellerini masanýn üstüne koymaný...
...ve kýçýnýn üstüne oturmaný istiyorum.
Ama bunlarý yaparken,
sakince yapacaksýn.
Hazýr mýsýn?
Bir...
...iki...
...üç.
Tamam, þimdi býrak onu!
Yolanda, sakin olacaðýný sanýyordum.
Þimdi, bana baðýrdýðýnda
sinirlerim geriliyor...
...ve sinirlerim gerildiðinde, ürkerim.
Ve aþaðýlýk herifler ürkerse...
...iþte o zaman aþaðýlýk
herifler kazayla vurulurlar.
Sakýn unutma, onun kýlýna
dokunursan, ölürsün.
Þartlar böyle görünüyor.
Ama ben bunu istemiyorum ve
sen de bunu istemiyorsun...
...ve Ringo da
kesinlikle bunu istemiyor.
O yüzden bakalým ne yapabiliriz.
Þimdi...
...durum þu:
Normalde ikiniz de...
...lanet kýzarmýþ tavuklar
gibi ölü olurdunuz...
...ama bu pisliði benim geçiþ döneminde
olduðum bir zamanda yaptýnýz...
...ve sizi öldürmek istemiyorum.
Size yardým etmek istiyorum.
Ama bana ait olmadýðý için
bu çantayý size veremem.
Ayrýca, bu çanta yüzünden
o kadar sýkýntý yaþadým ki...
...onu siz salaklarýn
eline öylece veremem.
Vincent!
Sakin ol!
Yolanda, sorun yok, bebeðim! Sorun yok!
Sadece konuþuyoruz hâlâ.
Haydi, silahý bana doðrult!
Silahý bana doðrult! Ýþte böyle.
Vincent, geride duruyorsun
ve hiçbir halt yapmýyorsun.
Hâlâ sakin olduðumuzu söyle ona.
Hâlâ sakiniz, tatlý tavþaným.
Nasýlýz, bebeðim?
Ýþemem gerekiyor. Eve gitmek istiyorum.
Biraz daha dayan, bebeðim.
Þimdiye kadar harikaydýn.
Seninle gurur duyuyorum.
Ringo da seninle gurur duyuyor.
Neredeyse bitti.
Onunla gurur duyduðunu söyle ona.
Seninle gurur duyuyorum, tatlý tavþaným.
Seni seviyorum.
Ben de seni seviyorum, tatlý tavþaným.
Þimdi poþete uzanýp içinden
cüzdanýmý bulmaný istiyorum.
Hangisi senin?
Üstünde "Adi Orospu Çocuðu" yazan.
Ýþte bu.
Ýþte benim Adi Orospu Çocuðum.
Cüzdaný aç. Parayý çýkar.
Say.
Ne kadar para var?
Yaklaþýk 1500 dolar.
Tamam, parayý cebine
koy. Artýk senindir.
Geri kalan cüzdanlar ve
kasadakilerle birlikte...
...bu oldukça baþarýlý
bir vurgun oluyor.
Jules, kahrolasý hýrsýza
1500 dolar verirsen...
...ben de onu buna istinaden vururum.
Hayýr, Yolanda, Yolanda!
Hiçbir sikim yapmayacak.
Vince, kapa lan çeneni!
Kapa çeneni!
Haydi, Yolanda, benimle kal bebeðim.
Bu parayý ona vermiyorum, Vincent.
Paramla bir þey satýn alýyorum.
Ne satýn aldýðýmý bilmek
ister misin, Ringo?
Ne?
Hayatlarýnýzý.
Size bu parayý veriyorum ki...
...böylece sizi öldürmek
zorunda kalmayacaðým.
Ýncil okur musun, Ringo?
Düzenli olarak okumam.
Ezberlediðim bir bölüm var.
"Ezekiel" 25:17.
Erdemli kiþinin izlediði yol...
...kötü kiþilerin bencilliðinin
ve zorbalýðýnýn...
...adaletsizliðiyle çevrilidir.
Kutsanmýþ olan kiþi,
hayýrseverlik ve dürüstlükle...
...Karanlýðýn Vadisi'nde
yol gösteren...
...içtenlikle kardeþlerinin
koruyucusu olan...
...ve yolunu kaybetmiþ soyunu
tekrar doðru yola sokan kiþidir.
Kullarýmý zehirlemeye...
...ve yok etmeye
çalýþanlarýn üzerlerine...
...öfkemi ve korkunç
hiddetimi yaðdýracaðým.
Ve intikamýmý üzerinize yaðdýrýnca...
...benim Tanrý
olduðumu anlayacaksýnýz.
Bu zýrvalarý yýllardýr söylüyorum.
Ve bunu duyduysan, nallarý
diktiðin anlamýna gelirdi.
Ne anlama geldiðini hiç düþünmemiþtim.
Sadece götüne mermiyi sýkmadan önce...
...götverenlere söylenecek havalý
bir saçmalýk olduðunu düþünürdüm.
Ama bu sabah iki kez düþünmeme
neden olan bir olaya þahit oldum.
Þimdi düþünüyorum da bu...
...belki senin kötü biri olduðun...
...benim de erdemli biri olduðum...
...ve elimdeki Bay Dokuz Milimetre'nin de...
...Karanlýklar Vadisi'nden geçerken...
...erdemli kýçýmý koruyan çoban
olduðu anlamýna geliyordur.
Ya da þöyle de olabilir...
...sen erdemli birisin
ve ben de çobaným...
...kötü ve bencil olansa
dünyanýn kendisidir.
Böylesi hoþuma giderdi.
Ama bu saçmalýk gerçek deðil.
Gerçek þu...
...sen acizsin...
...ben de kötülerin zorbalýðýyým.
Ama çabalýyorum, Ringo.
Çoban olmak için
gerçekten çok çabalýyorum.
Gidin.
Sanýrým artýk biz de gitsek iyi olur.
Evet, bence de bu iyi bir fikir.
Çevirmenler: ironstone, LâEdri,
Quezacotl, Rommel, Night_Assassin...
...ozz, KmE, volcano,
Sleepwalk3r, Madman...
...eposus, Ceyyhun,
Emre Bekman, Flair, Sacit...
...BlackMirror.