Tip:
Highlight text to annotate it
X
-Bir öykü. . .
Bir adam yıllarca tüfek ateşler. . .
-Ve savaşa gider. Sonra
tüfeği cephaneliğe geri verir.
-Ve işinin bittiğini düşünür.
-Ama elleri ne yaparsa yapsın.
İster bir kadını sevsin,ister ev yapsın...
-Elleri o tüfeği hep hatırlar.
-Artık siyah, beyaz, sarı değisiniz. . .
-Artık yeşilsiniz. Açık ya da koyu yeşil.
-Anlaşıldı mı?
-Evet komutanım.
-Babası Vietnam'da dövüşen salak sen misin?
-Evet komutanım.
-Orada ölecek yüreği var mıymış?
-Hayır komutanım.
-Çok yazık.
-Anlatır mıydı?
-Bir kere komutanım.
-İyi, demek yalan değilmiş.
-Bana burun mu kıvıyorsun sen?
-Hayır komutanım.
-Beni seviyor musun?
-Hayır komutanım.
-Giysilerim güzel değil mi sence?
-Çavuşa giysileri çok yakışıyor komutanım.
-Demek ibnesin ve bana aşıksın öyle mi?
-Değilim komutanım.
-Kız arkadaşın var mı?
-Evet komutanım.
-Şu anda onu başkası beceriyor. Bu ay
her düzülüşü için bir şınav çek hemen!
-İn aşağı.
-Eğitim çavuşu Fitch ile
tanıştıktan hemen sonra,
deniz piyadelerine katılmanın iyi
bir fikir olmadığını kestirmiştim.
-Ne ulan bu?
-Dolapların planı komutanım.
-Bir boka benzemiyor ulan bu!
-Acemiler çizdi komutanım.
-Neden benim yazmanım sensin o zaman?
Senin çizmen gerekmiyor muydu?
-Acemi bunu yazmanın çizmesi gerektiğini. . .
-Acemi bilmez!
-Bilmem çünkü ona söylemedim.
-Hadi salak herif, göster
bakalım postalların nerde?
-Acemi çavuşun kafasına
vurmasını istemiyor komutanım.
-Hoşuna gitmedi mi okşamam?
-Suratında bombalar patlarken
nasıl ateş edeceksin?
kayboldum komutanım.
-Ve ellerim bu işe yaradı. Fener ay ışığıydı.
-Kalemim mürekkep çubuğu. . .
Ağzım telsiz takma yeri oldu.
-Yatağım harabeydi.
-Gömleğim bluzdu.
-Kravat aynıydı hala. Kemer de. . .
-Ama çoğu şey aynı olmadı.
PENDLETON KAMPI
DENİZ PİYADESİ ÜSSÜ, 1989
-Swaford. . . Ne biçim isim lan bu?
-İngilizce. Büyük büyük dedem. . .
-19. yüzyılda gelmiş.
-Neyse ne.
-Seni G bölüğüne veriyorum.
-Hıyarlardan oluşur zaten.
-Belki biraz yükseltirsin niteliği.
-Ya da yükseltemezsin.
-Kavanoz. . . İsim. . . Deniz piyadesinin argosu.
-Kaynak. . . Saç kesiminin
kavanoza benzerliği.
-Kafasının içi de aynı anlama çekilmiş.
-Boş bir gereç.
-Kimsin sen?
-2. Takıma girdim.
-2. mi?
-Hoşgeldin. Çocuklar, taze et geldi.
-Kapatmıştık. Acemilerle böyle alay ederiz.
-İyi. . .
-Damga istiyorsan, kazanırsın.
-Hoşgeldin.
-Miden bozuk mu hala?
-Geçmedi.
-Herkes buraya uygun değildir.
-Benim için başka yer yoktu. Gerçek buydu.
-Zaten savaşta yapılmıştım.
-1969'da Bay ve Bayan
Swaford'un Honolulu macerası.
-Bakamıycam. . . Siz de bakamazsınız.
-İşte gösteremeyeceğim
başka bir şeyler daha.
-Kızkardeşimi ziyaret. . .
Anamla çörek yapmak. . .
-Babamla kahvaltı sohbetleri. . .
-Görebilecekleriniz. . .
-Çavuşu tokatlamak. . .
-Üniversiteye gitmeyi düşlemek.
-Okuldan sonra kız arkadaşımla çalışmak.
-Seni seviyorum.
-Ben de.
-En sevdiğim tişörtümü vermek.
-Sana her gün yazıcam.
-Swaford. . .
-Ne oluyor? Hasta mısın?
-Midemi üşütmüşüm komutanım.
-Eğitim çavuşu Sacks.
Keşiftenim ve adam arıyorum.
-6 kişi seni bir damga
oyununa anca ikna etmiş.
-Hemen iyileşsen iyi olacak. . .
-Çünkü keşif nişancısı olma şansın var.
-Bu ne?
-Bunlar ağır gelmez mi?
-Pazartesi eğitime gel.
-Bu bir emir mi çavuşum?
-Öyle. . .
-Buradaki en iyi iştir.
-İyi gibi çavuşum.
-İyi gibi...
-Alabilir miyim?
-Aklıma ne geldi. Bir çalgı biliyor musun?
-Trompet almıştım üçüncü...
-Üçüncü sınıf mı? İyi.Hala çalar mısın?
-Tatillerde, şenliklerde filan.
-Benim ihtiyacım bu.
-Bir şeyler çalman yeter, olur mu?
-Evet.
-İyi, altıda gel.
-Sağolun çavuşum.
-Kitabımı. . .
-60 tanesiniz, bize 8 lazım.
Yani 52 kişi yok olacak.
-Hepiniz beceremez.
-Çavuş Sykes! Er Swaford
görüşünüze hazırdır.
-Hazır ol!
-Fazla özellik aramam ben aslında.
-Ama bu sabah özel biri var.
Er Swaford bizim için çalacak.
-Hadi bakalım.
-Ama yanımda aletim yok. . .
-Yok di mi? Tüh. . .
-Ağzınla yapıcan o zaman.
-Ne?
-Ağzınla yap dedim!
-Tonu sevdim. Moralim düzeldi. Sen
benim hayatımın güneşisin artık.
-Evet çavuş.
-Güzel!
-Kes ulan sesini! Böyle
şey olur mu salak herif?
-Sen kendini ne sanıyorsun?
-Hayır çavuş.
-İyi! Şimdi, siz geri kalanlar. . . .
-Tanrı'nın krallığındaki en
sert, en acımasız, en vahşi
affetmeyen orospu çocukları
olmaya hazır mısınız?
-Evet komutanım!
-Ben hiçbirşeyden korkmam çünkü buraların
en büyük pisliği benim diyor musunuz?
-Evet komutanım!
-Görücez bakalım. Sen burda mısın?
-Evet çavuş.
-Evet, ne?
-Evet, hala burdayım çavuş.
-Öyle olsun. Yürüyün.
-Göreviniz beni öldürmek,
benimki sizi önce öldürmek.
-Bu boyalı mermiler, acıtır mı?
-Hay ağzına. . . Göremiyorum!
-Geri dön lavuk!
-Hedefi görmeniz ve onun görmemesi lazım.
-Gülünce, ölürsün.
-Burnunu kaşırsan ölürsün.
-Ağırlığını öbür ayağına verirsen, ölürsün.
-Sıçacaksan, altına sıçacaksın.
-Hoşuna mı gitti Swaford?
-Hayır komutanım.
-Seni giysi saklar. Ağaç, çamur, *** olursun.
-Gülünç mü hala?
-Hayır komutanım.
-Ateş etmek için mesafeyi
ve rüzgarı ölçmen lazım.
-O ağaçlar ne kadar uzakta?
-500 adım. . . 600. . . 300. . .
-300 diyen, nasıl anladın?
-Üç futbol sahası.
-Evet, bildiğiniz birşeyle çarparsınız.
-Çükünüzü kullanmayın,
çünkü fazla küçük kalır.
-Rüzgar için toza bakın, bayrağa bakın,
parmağınıza tükürüp, ona bakın.
-Bunlar işe yarar ama sonunda
kendinize güvenmeniz lazım.
-Ayrıntılar onun seni değil,
senin onu öldürmeni sağlar.
-İncil öldürmeyeceksin
diyor. . . Ama diyorum ki. . .
-Siktiret onu!
-Hedefe bakın.
-Şanslıysanız, orada bir gün düşmanın olur.
-JFK atışı.
-Ateş. . .
-Canlı mermi bunlar! Korku içinden çıkacak!
-Kafanı kaldırırsan, bitersin.
-Yürü! Korkudan kurtul!
-Yapamam!
-Gidemiyorum.
-Hadi!
-Yapamam.
-Yürü lan!
-Ateş kes!
-Siktir!
-Kafanı kaldırma dedik sana eşşoğlueşşek!
-Evet. . . Artık keşif nişancılarısınız.
-Tekrar söylüyorum,
nişancılar yalnız gezmez.
-Takımdır.
-Gör. . . Vur. . . Gör. . . Vur. . .
-Çantaları açın ve tüfekleri alın.
-Elinizi koyun ve benimle tekrarlayın.
-Bu benim tüfeğim.
-Benzerleri var ama bu benim.
-Tüfeğim olmazsa ben hiçim.
-Ben olmadan, bu tüfek de hiç.
-Piyade, 15.000 kötü atış yapar.
-Nişancı mükemmel, tek atış için yaşar.
-İsabet. . . Ateş!
-Takılmıştım.
-Büyük sisi istiyorum.
-İyi akşamlar, Irak bu akşam
küçük komşusu Kuveyt'i işgal etti.
-Dünya'dan ve Birleşmiş
Milletler'den protestolar geliyor.
-Diktatör Saddam Hüseyin,
oraya davet edildiklerini söyledi.
-Birleşmiş Milletler dahil tüm
dostlarımıza sesleniyoruz.
-Yardıma gelin bize.
-Savaşa gidiyoruz.
-Alın orospu çocukları!
-Dinleyin. . . Dinleyin. . .
-2-7 personeli bölük içtima alanına.
-Hadi piyadeler!
-Seçim yaptım. Ordu ya da hapis.
-Hapise gideydin ya.
-Gitseydim, bugün çıkıyorum.
-Fındık alır mısınız?
-Ilıklar mı?
-Hayır, sanırım oda sıcaklığında.
-Sonra gelip benim fındıkları ısıtsan?
-Ben küçükleri sevmem aslında.
-Bütün dünyadakilere mi göz koydun?
-Avrupa'daki bütün orospuları düzecem.
-Gittiğimiz yer çöl ve hiç yok.
-Sivil olsan ne yapardın?
-Oraya varınca ne olacak?
-Hiç. . . En baştan başlıycaz.
-Ne zaman varıcaz? İki hafta mı?
-Daha az.
-Güle güle. . .
-İki haftaya dönünce burda olucan mı?
Ne kaçırdığını bilmiyorsun.
ÇÖLDE TOPLAM SÜRE 14 DAKİKA
ÇÖLDEKİ ASKER SAYISI 5000
-Dikkat!
-Oturun.
-İyi akşamlar asker.
-Sağol!
-Sağol!
-Bak şimdi şeyim kalktı.
-Beni tanımayanlar. . . Ben Yarbay
Kazinsky. Tabur komutanıyım.
-Çöl Kalkanı harekatındayız.
-Kuzeyimizde Saddam Hüseyin'in
1 milyon Irak askeri var.
-Onların bazıları bizler 10
yaşındayken de savaşıyordu.
-Sıkılar. Hiç bir şeyde durmazlar.
-İran'a ve Kürtlere karşı
sinir gazı kullandılar.
-Bir resim. . .
-Ne düşündüğüzü biliyorum.
Kıralım kafasını diyorsunuz.
-Bu boku da dün temizleyelim.
-Ama bürokratların bir sürü işi var.
-Şimdilik, zavallı Kuveyt'i
yakıp yıkan bu Irak'lılar
menzilimizde değiller.
-Görevimiz Suud kralının
petrol kuyularını korumak.
-Ve beyler. . . Çok petrol var.
-Çok. . .
-Yani susayacaksınız. . .
Eğitileceksiniz. . . Çöle alışacaksınız.
-Ve yine susayacaksınız. Hazır olana kadar.
-Sürekli tetikte olacaksınız.
-Ve yakında Saddam Hüseyin
bu pislikten pişman olacak.
-Irak'lı kıçı tekmeliycez!
-Ne dedin?
-Irak'lı kıçı tekmeliycez komutanım.
-Tek başına onur madalyası alacaksın sen.
-Taburun gerisi ne yapacak?
-Irak'lı kıçı tekmeliycez!
-Galiba buradan gidiyorum
ben. Hiç ses duymuyorum.
-Irak'lı kıçı tekmeliycez!
-İşte şimdi kalktı!
-Bu çok saçma be! Çıkalım artık
burdan. Ateş etmek istiyorum.
-Hepsini alacaksın. İlk kavga!
-Ömrüm buralarda geçti benim.
-Bunların petrolünü biz
içiyoruz. O yüzden burdayız.
-Saçma! Saçmalıyor.
-Bütün bunlar neden başladı?
-Biz yaptık.
-Politikayı yiyim.
-Burdayız ve gerisi boş.
-Herkes boşaltıyor.
-Moladayım.
-Ne o? Resim mi? Vay ateşli karı. Senin mi?
-Evet.
-Hemen geri dönsen iyi olur.
Çünkü onu becerecekler!
-Güzelmiş bir beyaz için.
-Vay ben şunun altını göresim geldi.
-Bu çok iyiymiş, bakiyim ona?
-Hayal kurun kardeşlerim.
-Güzel bir kadını becerince ne oluyor?
-Bakın!
-O resimden önce ne biçimmiş?
-Gebe ulan o!
-Bu yüzden güzel. İş burda bitiyor.
-Sen de mi istiyorsun?
-Aile resmin yok mu Swaford?
-Bakabilir miyim?
-Tabi.
-Adın Fergus değil mi?
-Evet.
-Buna değer mi?
-Yerleştiniz mi çocuklar?
-Evet komutanım.
-Çok meşgul değilseniz. . . Gaz saldırısı!
-Çükün düştü bile. . . Derin dağılıyor.
-Ben size ne dedim? Hadi!
-30 saniye oldu. Sen ne yapıyorsun?
-45 saniye oldu ne yapıyorsun?
-Kaldır kıçını gebereceksin.
-Durun!
-Karanlık tarafa gel Luke. . .
-55 saniye. . . Öldünüz.
-Hepiniz öldüğünüze göre, bu
elbiselerle biraz koşsanız farketmez.
-Hızlanmazsan vuracam bacağından. Hadi!
-Ham petrolün fiyatı iki katına çıktı.
-Başkan Bush daha birlik gönderiyor.
-Biz günde 6 kere içtima yapıyoruz.
-Ve su içiyoruz.
-Yukarda tutun.
-Bomboş çölde devriye geziyoruz.
-Yat!
-Ve su boşaltıyoruz.
-El bombası atıyoruz boşluğa.
-Hayali mayın tarlalarını temizliyoruz.
-Hiçliğe ateş ediyoruz.
-Ve susuyoruz yine.
-Hadi kaldırın.
-Kuzeye bakıyoruz. Sınıra. Ve bekliyoruz.
-İşimiz bu bizim. . . Bekliyoruz.
-Buldum bir tane. Bak şuna, güzel di mi?
-Bitti işte!
-Salak.
ÇÖLDEKİ TOPLAM ZAMAN
62 gün, 19 saat, 15 dakika.
ÇÖLDEKİ ASKER SAYISI 115.000
-Sınır devriyesi yalnızlığından
kurtulma teknikleri.
-Mastürbasyon. . .
Namussuz eş ve sevgililerin
mektuplarını tekrar okumak.
-Tüfek temizlemek.
-Tekrar mastürbasyon.
-Walkmen onarmak.
-Din ve yaşamın anlamı hakkında tartışmak.
-Becerdiği her kadın hakkında
ayrıntıları anlatmak.
-Kübalı, Meksikalı gibi farklılıkları tartışmak.
-Sol ve sağ elle mastürbasyon farkları. . .
-Tüfeği tekrar temizlemek.
-Filipin işi bir gelinlik kataloğunu okumak.
-Tekrar mastürbasyon.
-Eve dönüşteki ilk yemeği planlamak.
-Sevgilin ve arkadaşının samanlıkta
yaptıklarını hayal etmek.
-Ya da sokak arasında. . .
-Ya da otel odasında. . .
NİŞANLIM ŞİMDİ KARDEŞİMLE
-Geldi mi seninki de? Üzülme,
gelir canım. Şuraya koyarsın.
-Çok güzel görünecek orda.
ONU ÇOK SEVDİM
ÇOCUKLARIMI DA ALIP BOŞANDI
-Acaba şu anda ne yapıyor?
-Ne bileyim?
-Kurallar şunlar. Gazetecilerle konuşurken,
deniz piyadesinden iyi keskin
nişancı yoktur diyeceksiniz.
-Burada olmaktan
mutlusunuz. Gururlusunuz.
-Ve Irak'lı becermek istiyorsunuz.
-Bunun dışında bir şey
söylerseniz, onlar beni
ben de sizi düzerim.
-Soyunun, kaslarınız gösterin onlara.
-Çok saçma.
-Ne?
-Onlara yalan mı diycez yani?
-Konuşma hakkı ve anayasa ne olacak?
-Biz sözleşme imzaladınız,
sizin haklarınız yok.
-Şikayetlerinizi Saddam
Hüseyin'e yapın. Bakalım ne der?
-İşte Saddam da bunu yapıyor
zaten. Biz de aynını mı yapıcaz?
-Sen deniz piyadesisin. Serbest
konuşma diye bir şey yoktur.
-Söylediklerinin bedelini ödersin.
-Akıyor. . .
-Güney Arabistan'da deniz piyadesisin.
-Mutlu musun?
-Evet, çok memnunum.
-Amcam ve babam Vietnam'da
savaşmış. Ben de burada. . .
-Önderlerime güvenim tam. Takım
komutanımdan başkana kadar.
-Çok guruluyum.
-Seni evde bekleyen var mı?
-Kardeşime bir şey diyebilir miyim?
-Tim. . . Bunu görecek değil mi?
-Naber Tim? Mektubunu aldım.
-Sen manyaksın! Delisin. . .
-Anlar o.
-Güney Arabistan'da deniz piyadesisin.
-Kuveyt'liler nasıl karşılayacak sizi dersin?
-Irak'lılar hakkında ne diyorsun?
-Düşman onlar. . .
Kabuslarında görüyor musun?
-Burayı seviyorum. Rahatım.
-Evde kimsenin umurunda
olmayan bir işte olurdum.
-Ruhumuzun yağını yakıyoruz. Hemigway bu.
-Seni bekleyen var mı?
-Kız arkadaşım işte. O bekliyor.
-Ona söyleyecek bir şeyin var mı?
-Evet tabi. . .
-Selam Christina. Burdayız işte.
-Korkuyor musun?
-Evet, burda olmaktan çok mutluyum.
-Ülkemi seviyorum. Ana babamı özledim.
-Buradayız.
-Benim için bir fırsattı.
-Amerika'yı, bana ve aileme özgürlük
veren ülkeyi savunmak için.
-Ve bu özgürlük için savaşmak onurdur.
-Ülkemi savunmak için. . .
-Ve kanun adamı olmayı öğrenmek için.
-Korkuyor musun?
-20 yaşındayım.
-Bir anlaşma imzalayacak kadar aptaldım.
-Şimdiden duyuyorum bombaları.
-Duyuyorum.
-Evet, korkuyorum.
-Çavuşa söylemeyin ama.
-Kimyasal bir saldırıya karşı neyiniz var?
-Bu NBKKG. . . Nükleer biyolojik
kimyasal koruma giysisi.
-Ve içme kamışı ile birlikte
bir maskemiz de var.
-Çocuklar çıkarmadan
mataradan içebilsin diye.
-Sahi mi?
-Dener misin?
-Bunlarla dövüşebiliyorlar.
-Aslında bir gösteri yapalım.
-Topu ver.
-Topu ver.
-Dinleyin çocuklar, şanslı gününüz!
-Bu gazeteciler giysileri merak ediyor.
-Bu futbol maçına, kimyasal
giysilerle devam edicez.
-Evet, hadi bakalım.
-Çok sıcak.
-Yani biraz ısınacaksınız.
-Hadi bakalım.
-Canını yakacam senin!
-Ne oluyor? Kafanla mı oynuyorsun?
-Ben cüceyi alırım tamam.
-Ben de senin suratını dağıtırım.
-Tamam yeter! Maskeleri takın. Suyu getir.
-Bu M 17 A1 içme kamışları
mataranıza tam uyumludur.
-Çıkıntının ucunu mataraya yerleştirin.
-Benim tüpüm parçalanmış.
Susuzluktan ölücem.
-Çavuş! Benim kamış düştü. Son dört aydır. . .
-Anladım!
-Şimdi top oynayın!
-İşte bunlar. . .
-Kesin ulan şunu! Giyinin.
-Gelin, size topçuları göstereyim.
-Bunlar hep yaptıkları talimlerden biri.
-Yine gelin!
-Hala gülüyor musunuz?
-Duyamıyorum.
-İyi işte. Eğlenin.
-Dikkat!
-Onbaşı.
-Emret komutanım.
-İyi yağıyor di mi?
-Evet komutanım.
-Benim yapacak başka işim var.
-Ama sizler iki günlük bir tatile
gidip, toparlansanız iyi olur.
-Hepsini geri indirerek başlayın.
-Ne dinliyorsun?
-Anamın noel bandını.
-Fergus sen bu gece nöbetçisin.
-İki haftadır bende ama.
-Salaksın da ondan.
-Bu üçüncü be!
-Ne?
-Dini bilgiler yine yanlış.
-Ne farkeder?
-En azından kan grubun doğru.
-Ne olacak? Yanlış dua mı edecekler?
-Sacramento'dan bir mektup.
-Christina. . . Ne diyecek acaba?
-Git dışarda attır.
-Oğlum olmuş lan!
-Ben bilmem, bu bebek beyaz.
-Kübalı olmadığı kesin de. . .
-Görebilir miyim?
-Güzel be!
-Durum boktan.
-Yeni bir arkadaşı varmış.
-Arkadaş mı?
-Otelde gece nöbetçisiymiş.
İyi bir dinleyici ne demek?
-Çok boktanmış hem de durum. . .
-Sana dedim. Askeri fetişist kızlardan o da.
-Vurucusuna sevgilisinin
kavanoz olduğunu söylüyordur.
-Otelde çalışıyor. . .
-Odalara gidiyordur.
-Bir çubuğa tutunup inliyordur.
-Çek ulan elini.
-Tamam.
-Hadi neşelen. Tuvaletleri filan temizle.
-Telefon et.
-Arıycam.
-Et ama. . . Belki şimdi
başkasını beceriyordur.
-Şuna bakın!
-Siktir!
-Alo?
-Benim.
-Aman Allah'ım nasılsın?
Ben iyiyim, seni özledim.
-Ben de seni özledim.
-Anneni aradım, kızkardeşine gittik.
-Nasıl?
-Annen mi?
-Hayır, Rinie.
-Daha iyi. Çok iyi.
-Bu adam. . .
-Resimleri aldın mı?
-Aldım. Güzeller.
-İkimizi gördün mü?
-Oteldeki adam. . .
-Kim?
-Biliyorsun Chris.
-Kim Carl mı? O bir arkadaş.
-Ne kadar tanıyorsun?
-Tony. . . O bir arkadaş.
-Burdayım.
-Garip sesler çıkardın.
-Bryan'ın karısı filim
yollamış. Gidip izleyelim.
-Kes ulan sesini!
-Çek ayağını yavşak!
-Bu benim karım.
-Benim karım ulan bu!
-O da komşum. Arabam ona
emanetti. Bu karım benim.
-Karım ulan o! Orospu!
-Bunu izleme. Hadi gel.
-Eve gitmek istiyorum.
-Şimdi kim dalga geçiyor Bryan?
-Şuna bir daha bakalım lan!
-Yeter artık!
-Karısı lan herifin!
-Ne yapıyorsun?
-Git diye bekliyorum. İzliycem.
-Neden izlemek istiyorsun?
-İstiyorum.
-Neden?
-Başkasının kız arkadaşını düzmesini izlemek
nasıl bir duygu merak ediyorum.
-Hadi. . . Kalk.
ÇÖLDE GEÇEN ZAMAN
122 gün, 5 saat, 22 dakika
-Çoğu sorunda deniz piyadesine
standard çözüm bulunur.
-Hastaysa. . . Revire gider.
-Yaralanırsa sıhhiye çağırır.
-Ölürse,mezar görevlilerine teslim olur.
ÇÖLDEKİ ASKER SAYISI 390.000
-Ama kafayı yiyorsa. . .
Standard çözüm yoktur.
-Standard çözüm yoktur.
-Naber lan? Mutlu noeller.
-İyi bir şey var mı?
-Bir dedikodu.
-Oku şunu.
-Ne bu?
-Binbaşının aşk mektubu.
Ben yazıyorum hepsini.
-Sevgili Gloria, şimdi parmağım götünde
seni beceriyor olsaydım keşke.
-Seni seviyorum.
-Üniversitede klasikleri okudum.
-İyiymiş.
-40 papel. . .
-Ne tarafa tutucam bunu?
-Ne diyor?
-Düşmana doğru diyor.
-Bir düşün.
-Sağol.
-Benim nöbeti alsana.
-Bugün arife.
-Ağaç yollarım.
-Aman ne güzel.
-Hassiktir!
-Bu ne lan?
-Özür dilerim çocuklar.
-Sosisler. . .
-Boku yedi.
-Bütün o boku attın mı içinden?
-Kimin nöbetiydi?
-Benim.
-Sorumluluk alamadığına
göre, rütbeni düşürüyoruz.
-Yeniden er oldun.
-Buralarda bir tek sen mi sıkılıyorsun?
-Savaş başladığında, ki başlayacak. . .
Kıçımı senin korumanı istemiyorum.
-Şimdi bil bakalım ne var?
-Etkili bok yakma yönetmeliği.
Askerin ihtiyaçları. . .
-Bir tahta çit. Bir çift eldiven.
Yirmi litre dizel yakıtı.
-Ve bir kutu kibrit.
-Dur orda asker.
-Kampı yakmaya kalkan hıyar sen misin?
-Evet komutanım.
-Geri sok onu.
-Dizel yakıtı dolu komutanım.
-Parfüm dolu da olsa umurumda değil.
Kampın öbür tarafına gidecek halde değilim.
-Sok içeri.
-Bekliyorum.
-Sana bir hediye bıraktım.
Çok sert de değil. . .
Çok yumuşak da değil. Mükemmel.
-Sağol komutanım.
-İyi bayramlar asker.
-Bitti. . .
-Bitti.
-Tekrar.
-Bir daha.
-Kaç etti?
-Üstüste 26.
-Benimle böyle alay edersen seni öldürürüm.
-Kazaydı.
-Yani benim parmağım
kayınca da kaza olacak.
-Anan baban nerede?
-Cacmo şelalesi.
-Onlar da üzülür ama en
azından bu bekleme biter.
-Adam öldürmeyi biliyorum.
-Ne yapıyorsun?
-Oturarak atış durumu.
-Deniz piyadesinin hedefini
öldürmesi için yatıştan sonraki en
etkili atış konumu.
-Hedef düşman değil dost
ise, buna dost ateşi diyoruz.
-Dost düzüyor seni.
-Senin nöbetindi. Arifeydi. . .
-Ne dersin Cortez? Senin
toprağı öldüreyim mi?
-Tabi canım, kazadır olur.
-Bir bok görmedin di mi?
-Ben zaten bu çadırda da değilim.
-Ne yapıyorsun?
-TM 16 Gaz ateşlemeli
tüfek. . . 5.56 mermi atar.
-Saniyede 1200 metre hızla gönderir.
Benim tüfeğim bu. Tekrarla.
-Tekrarla!
-Bu benim tüfeğim.
-Söyle şunu!
-Benzerleri var. . . Ama bu benim.
-Tüfeğim olmadan ben
hiçim. Söyle gerizekalı!
-Bu tüfek benim. Benzerleri
var. . . Ama bu benim.
-Tüfeğim olmadan ben hiçim.
-Kes ulan sesini!
-Arkamdan tekrar et!
-Bu tüfek benim. Benzerleri
var. . . Ben olmazsam bu tüfek. . .
-Tekrarla!
-Tüfek olmadan ben hiçim. Kes sesini. . .
-Vur beni.
-İstemiyorum.
-Vur beni korkak herif!
-Keyfin yerinde mi?
-Bok ettim.
-Herif tir tir titriyor.
-Fergus gel buraya.
-Bok ettim.
-Bak ona! Bunu tekrarlarsan
seni ben vururum.
-Özür. . .
-Bu neydi?
-Yankıdır.
-Hayır, ben de duydum.
-Ara bakalım burda dost var mı?
-L2C arıyor. . . Boku yemiş bu.
-Ordunun uyduları nerde, bu nerde?
-Dumanla işaret verelim bence.
-Dağılın.
-Kim lan bunlar?
-Bilmem.
-RPG'leri var.
-Sol elinle değil.
-Ne diyorsun?
-Sol elle kıçlarını yıkıyorlar. Hakaret bu.
-Çizgi olun.
-Peki. . .
-Napçaz şimdi?
-Konuşmak istiyor gibiler.
-Nasıl olacak?
-Sol el bu ateş!
-Dur dur. . . Ateş etme.
-Ne yapıyorsun?
-Koruyun onu.
-Manyak orospu çocuğu.
-Ne yapıyor ulan bu?
-Tüfeğe dokunma!
-Geri çekil.
-Ateş yok.
-Ne diyor?
-Birisi develerini vurmuş.
-Ne?
-Birisi develerini vurmuş diyorum.
-8 adam, 5 deve. . .
-Çok saçmaydı.
-En azından birşey gördük.
-Develeri vurmuşlar. . .
-Develer çok acayip oluyor.
-Siktir. Sevgilim!
-Gelip şeyimi emsene!
-Gel buraya, sevdim seni.
-Otur aşağı.
-Neden? Beni unutmaz artık.
-Komik değil.
-Gördün mü karıyı?
-Sen gerçekten yavşaksın.
-Yapma. . . Senin bir şey öldüresin var.
-Dokunma bana.
-Senin de vaktin gelir.
-Dinleyin. Saddam Hüseyin'in
Irak halkına söylediği şey bu.
-Dikkat etseniz iyi olur.
-Bütün savaşların anası üstümüzde.
-Irak halkının fedakarlığı zaferi sağlayacak.
-Kuveyt bir daldır. Ağaca geri dönmelidir.
-Kefere kanı nehir gibi akmalıdır.
-Arapların yolu cihattır.
-Artık adımız Çöl Fırtınası.
Bunları da imana biz getiricez.
-Artık gerçek!
-Sınıra gidiyoruz.
ÇÖLDE GEÇEN ZAMAN
17 5 gün, 14 saat, 5 dakika.
ÇÖLDEKİ ASKER SAYISI
57 5.000
-Hadi yürüyün! İşimiz var.
-Yarın burayı geçince, 30.000
kayıp verdirmeyi bekliyoruz.
-İlk günde.
-Gaz olacak. Bunlar PVP iğnesi.
-Sinir gazı saldırısı olursa,
bunlar kaybı azaltır.
-Hemen yerleştirmezseniz. . .
-Neden hap alacağımıza iğne?
-Kes ulan! Bıktım artık.
-CNN'de ölü asker istemiyorlar.
-Bu ne lan?
-Diyor ki, almazsan sıçtın bunu.
-Tamam iyi o zaman.
Alırım. Bir yıl sonra da. . .
-İstemiyorum bunları.
-Kesin ulan pislikler!
-1989'da Saddam Hüseyin
kürtlere karşı kullandı gazı
ve binlercesini öldürdü.
-Çocuklar bile boku yemişti.
-Ayaklarında 8 parmaklı. . . Sakat. . . Kör. . .
-Bunu mu istiyorsun? Alma hapları o zaman.
-İstemiyorsan, sike sike alacaksın o hapları.
-Hapları elinize alın.
-Görebileyim. . .
-Dilinize koyun.
-Yutun. Dillerinizi göreyim.
-Daha iyi değil mi? Hepimiz iyi değil miyiz?
-Evet çavuş!
-Şimdi uyku çukuru meselesi. . .
-Yavşaklar. Savaşı tek
başlarına mı kazanacaklar?
-Hem de yatakta uyuyacaklar.
-Eee? Biz keşif nişancılarıyız.
-Bak çevrene. Bu savaş
bizim için çok hızlı olacak.
-1000 metreden atıyoruz biz. O
mesafeye gitmek Viet-Nam'da
bir hafta alırdı.
-Burda 10 saniye sürecek.
-Tüfekleri kurduğumuzda, savaş
çoktan uzaklaşmış olacak.
-Uyanın!
-Ne oluyor?
-Uyku deliğimden çık.
-Boka girmek üzereyiz,
sen kafa karıştırıyorsun.
-Uyku deliğimden çık.
-Şanslı gündeyiz.
Sabah 09.00'da ayrılıyoruz.
-Gel benimle, yazını okuyamıyorum.
-Tamam komutanım.
-Bitti.
-İlk seferi umurumda değil.
-Bu sefer gerçek olacak.
-Ne?
-Tavrına dikkat et.
-Bütün istediği bu mu? Çorap mı?
-Ama çorap onu istemiyor.
-Sabıkası varmış. Yalan söylemiş.
-Eve dönünce gidiyor.
Bunu bil diye söylüyorum.
-Halledebilir misin?
-Ne?
-Ne zaman söyleyeceksin bana?
-Ne?
-İşine baksana.
-Bu ne lan?
-Güzel kokuyor.
-Geri göndermiş kız.
-Ne diyor?
-Seni hep seveceğim.
-Derdin ne o zaman?
-Hiçbir şey aynı kalmaz.
-Sevgili de, aile de. . . Kimse kalmaz.
-Zaman durmuyor gerçek
dünyada. Biz deniz piyadesiyiz.
-Kimsenin umurunda değil.
-Bir kavanozuz.
-Yok canım.
-Sen kavanozsun, biliyorum.
-Bizim doğumgünümüz ne?
-10 Kasım 17 7 5. ABD. . .
-Gördün mü?
-Hem de en sevdiğim kardeşim bu.
-Hangi savaşta?
-2. Dünya Savaşı.
-Ne yaptık?
-32 Çinliyi elimle öldürdüm.
-Dünyadaki en güçlü silah?
-Tüfeğimiz.
-Savaşı kazanacaksan, bize güveneceksin.
-Yol verin!
-Vurulmadın.
-Çadırın içini sirke çevirdik.
-Çünkü bu sirkte yaralanamayız.
-Sirkte dokunulmazız.
-Ama buna inanacak kadar
aklımız da başımızda değil.
-Savaş hareketi. . .
-İyi misin?
-Ne lan?
-Altıma işedim.
-İleri keşifçilerin birini bulun.Pil lazım.
-Swaford, gidip sen bulacaksın.
-Telsiz ölü.
-Kampa gideceksin.
-Nerde?
-Orda.
-Siktir.
-Evet, zor olacak. Hadi.
-Pil lazım?
-7 7 1 model pil lazım.
-Nereden bulacam yenisini?
-Ver şunu!
-Onlar ölü piller.
-Nerde kaldın?
-Ebenin. . .
-İşte koordinatlar. Ara şunları.
-Piller ölü galiba.
-Hoşgeldin.
-Çok yavaşsınız.
Geri çekiliyorlar bile.
-Hadi kalkın!
-Bunlar A10. Hadi bakalım. Tank avcıları.
-Canavarı öldürün.
-Tabi tabi. . .
-Maviden fışkırırlar ansızın. . . Hadi çocuklar!
-Kafirleri imana getirin!
-Gel buraya.
-Bombaları görücem.
-Sırandan ayrılma.
-Neden geri geliyorlar?
-Sıraya gir!
-Yatın!
-R4D. . .
Ben E5C sıhhiye istiyorum. Öncelikli.
-67 1584'de yaralı var.
Dumanla işaret veriyoruz.
-Kör mü ulan bunlar?
-Yavşaklar!
-Cipleri toplayın, gidiyoruz.
-Bir Irak'lı mıyız be?
-Yürüyün.
-Yürüyün, bir dahakine.
-Dikkatinizi toplayın. Kuzeye gidiyoruz.
-Gözlerinizi dört açın.
-Ne yapıyorsun?
-Kaçmaya çalışıyorlarmış.
-Yapma, hadi.
-Sağol.
-Dolanacam cavuş.
-Dikkatli ol.
-Ne günmüş be.
-İyi misin?
-Evet.
-Ne var orda?
-Hiç.
-Hassiktir!
-Ne?
-Kuyular. . .
-Yağıyor? O filmi gördünüz mü?
-Görmüşünüzdür. James Dean filmi. . .
-Ben zenginim.
-Yapma bu zehirli.
-Dünya kanıyor.
-Alışsan iyi olur, burda yaşıycaz çünkü.
-Allah kahretsin! Göremiyorum.
-Yanıyorum. . .
-Ne yapıyorsun?
-Ovalama.
-Gözlerini kapat. Havluyu ver.
-Geri tak.
-Tamam.
-Dinleyin! Rüzgar döndü. Çıkıyoruz burdan.
-Ben dövüşmeye geldim.
Çıkarın beni bu delikten.
-Bu Viet-Nam müziği. Kendi
müziğimiz yok mu bizim?
-Ne kazıyorsun?
-Ne yapıyorsun? Fowler!
-Ne kazıyorsun?
-Hiç.
-Emir burayı kazındı.
-Kendi işine bak.
-Gel buraya. Bak. . .
-En iyi dostum bu artık.
-Kim o?
-Dostum.
-Allahım yarabbim.
-Ahab adı.
-Kaldır onu ordan.
-Resim çekene 5 papel.
Bakın ağzına ne koydum.
-Ne var be? Ahab'ı sevmedin mi?
-Savaş bu! Kaldıramıyor
musun? Top musun sen?
-Bir daha dokunursan. . .
-Götür onu burdan.
-Çölde gezinip duruyoruz başka ne?
-Ben öldürmedim. Ölü o.
-Yürü.
-Her taraf bunlarla dolu.
İstediğim kadar alırım.
-Bunu alma.
-İstediğim kadar dedim.
Onu istemiyorum zaten.
-Fowler, akıllı ol.
-Özür dilerim. Herşey düzelecek.
-Petrole bulanmış.
-Ordu bu işleri bilir ama
deniz piyadeleri değil.
-Dönünce işler değişecek.
-Şimdi kardeşimle çalışıyor olurdum.
-Gezip duruyor iş için.
-Ofis dışındadır hep.
-Ortağı bana yeni bir araba verecekti.
-Biliyor musun Dodge Magnum'u?
-Onunla gezecektim.
-Her sabah çocukları okula götürecektim.
-Yüzde kırk daha az yakıyor.
-Neden yapamıyorum?
-Çünkü bu işi seviyorum.
-Tanrı'ya her gün bunun için şükrediyorum.
-Kimin böyle bir şey görme şansı olur ki?
-Anladın mı?
-Evet komutanım.
-Dinleyin. En iyi nişancılar lazım.
-Siz ikiniz. . .
-Cumhuriyet Muhafızları
orda. Kesinlikle de sıkılar.
-Evet komutanım. Sağol komutanım.
-Bana teşekkür etme. Batırmayın yeter.
-Gebertecez sizi lavuklar!
-Bunlar iyiymiş.
-Size göre bir görevim var.
-El Cabbar havalimanında
750 cumhuriyet muhafızı
kontrol kulesinin çevresinde mevzide.
-7 03003 bölgesinde.
-Keşif 2 tane de yüksek
rütbeli subay var diyor.
-Eğer o subayları alabilirseniz. . .
-Gerisi belki teslim olur ve
taburu sürmekten kurtulurum.
-Anlaşıldı komutanım.
-Rambo zamanı değil.
-Ateşten önce izin almanız
lazım. Anladınız mı?
-Evet komutanım.
-Muhteşem. Bazı subaylar diyor ki. . .
-Keşif nişancıları assolistmiş. . .
-Sadece gösteriş yaparlarmış. Haklılar mı?
-Hayır komutanım.
-Gösterin o zaman!
-Temiz.
-Siktir be! Kimse yok.
-Gün batacak. Siktir!
-Sağol yüce İsa.
-RGC. . . Burası L2CR. . . Tamam. . .
-Subay kulede, tamam. . .
-Demek böyle adamlar.
-Mesafe?
-900 adım.
-Rüzgar?
-Batıdan 5-7. . .
-RGC. . . Atış izni istiyoruz.
-Atıştayız, tamam.
-Anlaşıldı.
-Atış izni geldi.
-Ateş!
-Ne yapıyorsunuz lan?
-Hava geldi. Çağırıyorum.
-Bu atışa iznim var.
-Aman ne güzel. Tek adam, öyle mi?
Bir de bunu izle.
-Kolej futbolu.
-Atış için izin istiyoruz efendim.
-Reddedildi. Bunu başka türlü yapıcaz.
-Hava gelmeden, şu atışı yapalım efendim.
-Emri duydun asker.
Hava 45'i bağlayın bana.
-Bekleyin. . .
-Komutanım, kimseye söylemeyiz.
-Ne farkeder? Şu atışı yapalım.
-Olumsuz.
-Albaydan iznimiz var komutanım.
-Hava 45'i istiyorum.
-Allah kahretsin! Bırak da yapalım!
-Çizgiyi aştın onbaşı.
-Ne farkeder?
-Madem farketmiyor, ne uğraşıyorsun?
-Çünkü atışa müsait.
-Bir tane de bize var kahrolası herif!
-Ne çekiyoruz burda biliyor musun?
-Bırak beni.
-Gerizekalılar.
-Hava 45. . . Burası B4L, tamam.
-Birini öldürebilecek miyiz biz?
-Ne bileyim?
-Seni ne zaman kovacaklar?
-İki hafta sonra döndükten.
-Ne yapıcan?
-Uyuşturucu satarım.
-Tek istediğin girmek. . .
Tek istediğin çıkmak. . .
-Çoraba hoşgeldin.
-Nerde kaldı araç?
-Bu ne lan? Bizimkiler mi?
-Bilmiyorum.
-Dost olabilir.
-Duydun mu? Ne bu çığlık?
-Cumhuriyet muhafızları.
-Koş, koş. . .
-Siz hala orda mıydınız? Gelmedi mi limuzin?
-Biraz dağılmışınız. Ama bitti savaş. Yırttınız.
-Puro için. Öldürmez.
-Kimseyi vurdunuz mu çocuklar?
-Hayır.
-Bitti işte! Eve gidiyoruz.
-Getirin hepsini. Yakıyorum bunları.
-Tarihe geçtik be! Geberttik onları.
-Bir daha bu bok çukuruna gelmiycez.
-Tüfeğimi hiç ateşlemedim.
-Şimdi?
-4 gün. . . 4 saat. . . 1 dakika. . .
-Benim savaşım buydu.
-Bira aldım!
-Yaşasın deniz piyadeleri!
-Başardınız. . .
-Gurur duyduk.
-Hoşgeldin asker.
-Hoşgeldin evlat. Hoşgeldin çavuş.
-Oturabilir miyim?
-Her savaş farklıdır.
-Her savaş aynıdır.
-Evet? Fergus. . .?
-Naber lan? Gelsene.
-Kötü haberlerim var.
-Bir öykü. . . Bir adam yıllarca tüfek ateşler. . .
-Ve savaşa gider. . . Ve eve döner. . .
-Ve hayatında ne yaparsa yapsın. . .
-Ev yapsın. . . Bir kadını sevsin. . .
-Oğlunun bezini değiştirsin. . .
-Her zaman kavanoz kalır. . .
-Ve bütün kavanozlar. . . Ölen ve öldüren. . .
-Her zaman. . .
-Ben olacaklar.
-Biz hala çöldeyiz.