Tip:
Highlight text to annotate it
X
CIA Merkezi Langley, Virginia
Müdür Bey, karşınızda ajan Vivi Delay.
Son on yıldır Merkez İstihbarat Ajansı...
- ...Wolfgang Brown'ı arıyor.
- "Wolf".
Bildiğiniz gibi Wolf'un
elimizde hiç bir görüntüsü yok.
Tek bildiğimiz eski bir
Alman milliyetçi olduğu ve...
...dünyanın her yerindeki
teröristlere radyoaktif materyaller sattığı.
Ajans, haftaya Belgrat'da
gerçekleşecek bir alışverişin...
...istihbaratına ulaştı.
Wolf'un bir numaralı adamı, Albino...
...Suriye'li alıcılara RDD bombası satacak.
Alıcıları ortadan kaldırması,
bombayı güvene alması ve...
...Albino'yu yakalaması
için zaten bir ekip gönderdik.
Nasıl yardım edebilirim efendim?
Senin hedefin Wolf.
Onunda orada olacağına inanıyoruz.
Onu bul ve öldür.
Emredersiniz.
Ajanlar Albino'yu halleder,
sen Wolf'un peşine düş.
Efendim sormamın sakıncası yoksa...
...sahadaki ajanımız kim?
Ethan Renner.
Eski bir ajan.
İşini iyi halleder.
Alıcılar etkisiz hale getirildi.
İyi işti Ethan. Bravo.
Oda servisi.
Temiz havlu getirdim.
Bu nezle beni öldürüyor.
- Evet?
- Neredesin?
- Ortalığı iyi pisletmişsin.
- Evet...
Sanırım hasta oldum.
Yok artık, sen 32 yıldır
bir kere bile hasta olmadın.
- Tarayıcı burada.
- Teşekkür ederim, Yasmin.
Benim odama da şu küçük
şampuanlardan koymayı unutma.
Tüm ekipler yerlerini aldı.
Pardon.
İyi iş çıkardın dostum.
Zoey'in doğumgünü.
Kısa bir görüşme yapmam gerekiyor.
Telefonlar güvenli değil Ethan.
Evet ama söz konusu kızım.
Kontürlü telefondan arayabilirsin,
5 dakikan var.
Taramayı görelim.
Merhaba, bir arama yapmam gerekiyor ama...
...hiç bozukluğum kalmamış.
Biraz borç alabilir miyim?
Daha sonra gelip öderim.
Hadi. Hadi.
Şerefsiz herif.
Tamam. Bu saat çok değerli.
Buna karşılık bir kaç sent...
Onun için geri geleceğim.
Pardon!
Daha önce tanışmış mıydık?
Beni hatırlamıyor musun?
Karaçi!
Yasmin deşifre oldu.
Harekete geçmemiz lazım Axel.
Çantanın içinde ne olduğunu görene...
...kadar kimse Albino'ya dokunmuyor.
Hadi.
Evet. Evet. Hatırladım.
Geçen Nisan'da Karaçi'de tanışmıştık.
Ama orada garson olarak çalışıyordun...
...yanlış hatırlamıyorsam.
- Ha siktir.
- Tarama onaylandı.
Bu RDD bombası.
Patron.
İptal et.
Görüşürüz balım!
- Alo.
- Merhaba tatlım. Benim baban.
Unutmamışsın, ki bu büyük
ihtimalle beni çok sevdiğinden.
Tabi ki seni seviyorum Zoey.
"Happy Birthday" söyleymeni istiyorum.
Yüksek sesle!
Söylerdim bebeğim ama,
şuan işteyim.
Bip sesinden sonra mesajını bırakabilirsin.
Bu ne...!
Öyle olsun.
Mutlu yıllar sana...
Mutlu...
Gidin. Yerlerinizi alın. Koruyun beni!
...yıllar...
Mutlu yıllar, bitanem.
Ethan'ı koruyun!
İçeri giriyoruz.
Ethan'ı koruyun!
Ethan'ı koruyun!
Tamam, yeter bu kadar.
Çantayı yere koy.
Hemen!
Buraya doğru gönder.
Beni öldürmeyeceksin, değil mi?
Mecbur kalmadıkça evet.
Ama seni daha fazla
kovalamayacağım piç herif.
Test sonuçlarınıza baktım.
Glibastoma diye bilinen bir hastalık.
Bir beyin kanseri türü ve
akciğerlerinize doğru yayılıyor.
Ne kadar zamanım kaldığını söyleyecek misin?
3 ay, iyi ihtimalle 5 ay.
Evet.
Bu sene noel kutlamak yok yani.
Korkarım yok.
Hayatınızı düzene koymanızı öneririm.
Teşekkür ederim. doktor.
Bombayı emniyete aldın, Ethan.
Ama artık saha görevi yapamazsın...
...ilişkimizi sonlandırmamız gerekiyor.
Hesabına emeklilik ikramiyeni yatırdık.
CIA hizmetlerin için sana minnettar.
Çeviri: Regality
https://twitter.com/EryGny
Bu ne...
Baba, kapıda biri var.
Nasıl yardımcı olabilirim?
- Evimde ne işiniz var?
- Fransızca konuşmuyorsun.
Hayır, ben Amerikalıyım.
Ben...
- Burada yaşıyorum.
- Hangi dairede?
Demek istediğim, burada yaşıyorum.
Sen... Dairenin sahibi sen misin?
Sonunda tanışabildiğimize sevindim.
Ev sahibine merhana deyin.
Bu daire ona ait.
Hoşgeldiniz.
Bu karım Teresa.
Oğlum Abatte.
Mutfaktaki de kızım Sumi,
kendisi hamile.
Bunlar kuzenlerim.
Mali'den buraya ziyarete geldiler,
...kardeşimin yanına
Saint Danny'e gidene kadar kalacaklar.
- Saint Danny'i biliyor musun?
- Hayır, Saint Danny'i bilmiyorum.
- Evimde ne işiniz var?
- Gidecek bir yerimiz yoktu.
Kalacak bir yer arıyorduk.
Burada olduğumuz için şanslısın.
- Boş eve kötü ruhlar musallat olur.
- Ama artık döndüm.
Sonunda gelmiş olman harika.
Benim adım Jules.
Ethan.
Eşyalarım nerede?
Odayı da boyamaya başladık.
Karım en iyi rengin
bu olacağını düşündü.
Sarıyı sever misin?
Sorun olacaksa düzeltebilirim, Ethan.
Aslında evet Jules, sorun olacak.
Korkarım ki...
13 Nisan'a kadar yapacak birşey yok.
Bu bir ay sonrası.
Kışın ortasında insanları
evden atmak yasalara aykırı.
Sanırım problemi kendim çözeceğim.
Hayır. Hayır. Hayır.
Bu pek iyi bir fikir değil çünkü...
...yasaları çiğnersen hapse girersin.
Ben mi? Ben mi hapse girerim?
Tabi ki.
Peki şuan tam olarak ne yapmalıyım?
Bahara kadar bekle.
Kuşlar, arılar, gençler gibi..
Ethan, Ethan!
Babanla konuşmam lazım.
Telefonla görüşüyorum,
bana bir dakika ver.
- Kusura bakma Ethan.
- Odamda biraz konuşalım Jules.
Seni temin ederim,
eşyalarına hiç dokunmadık.
Dokundunuz demiyorum.
Sanırım birbirimizi daha...
...yakından tanımanın zamanı geldi.
Çünkü öyle sıradan
birinin evine sığınmadınız.
Sorun yok Ethan.
Eşyalarımızı toplayıp hemen gideceğiz.
Birşey yok Sumia. İçeri git.
Hamile bir çocukla nereye gideceksin?
Tamam eşyalarda kalsın, hemen gidiyoruz.
Otur.
Gitmek zorunda değilsiniz
Jules, en azından...
...kızın doğum yapana kadar.
ama kurallarıma uyacaksınız.
- Kurallarına uyacağız.
- Kural 1: bu odaya bir daha girmek yok.
Tamam, kimse girmez.
Büyük bir işaret koyarım.
Aynen öyle.
Büyükçe bir işaret koy.
Kural 2: ne dersem
yapacaksanız ve soru sormak yok.
Tamam, tabi ki.
Kural 3: odamı bir daha boyamayın.
- Rengi sevmedin mi?
- Sevmedim.
Karıma söyledim, sarı
erkek rengi değil diye.
Evet, sarı erkek rengi değil.
- Demek bir kızın var.
- Evet.
Sumia gibi.
Tamam, tamam.
Sarıya boyamak da yok.
Kimmiş dünyanın en güzel kızı?
Sen misin?
- Bak baba!
Bu çok tatlı!
Koş, koş, koş...
Naber, Christine.
Merhaba.
Selam.
Alo, ben Christine.
- Merhaba Tina benim.
Şehirdeyim.
Önemli bir görüşmedeyim,
şuan konuşmak için iyi bir zaman değil.
Bunun için aramadım.
Görüşmemiz gerekiyor.
Tamam, ama şuan yoğunum...
...acil değilse...
Şehirden gitmeden önce şu
evrak şlerini halletmek istiyorum.
Neden?
- Evleniyor musun?
- Hayır, niye sordun? Sen evleniyor musun?
Hayır, bu aralar değil.
Tamam, dışarda buluşalım.
Tamam, görüşürüz.
Gerçekten neder buradasın Ethan?
Seni görmek istedim.
Bir de kızımızı...
Onu da görmek istiyor musun?
Evet. Evet.
Üniversite masrafları için bir fon açtım.
Birden nereden çıktı bu ilgi?
Birden çıkmadı, Tina.
İletişimde kalmaya çalışıyorum.
Doğum gününde ona mesaj bıraktım.
Evet, şimdi sesini duymak için
gelecek yıla kadar beklemek zorunda.
İyi değilim Tina.
Benim için kolay mı sanıyorsun?
Hastayım.
Yani, ölüyorum.
Bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm ama...
...sanırım hem İngilizce hem Fransızca
imzalamak zorundasınız.
Zoey'in bilmesini istemiyorum,
en azından bir süreliğine.
Gel içeri.
Güzelmiş.
Öncekinden daha iyi görünüyor.
Dikkatli bakmıyorsun.
Her yeri dökülüyor.
Biliyorum, bugüne kadar
sizin yanınızda olamadım.
Gitmeden önce onu görmek istiyorum.
Bir konuda söz vermelisin.
Tek bir şart ile onu görmene izin veririm.
Bitti mii?
Onlarla çalıimayı bitirdin mi?
- Evet.
- Söz ver.
Evet. Zaten çok şey kaybettim.
Uzun süre önce bırakmalıydım.
Güzel olacak.
Bütün günün
planını yaptım. Önce...
Hayır canım hayır.
Onun kendi planları var.
Zamanla alışırsın.
Merhaba tatlım.
Merhaba.
Merhaba Zoey.
Nasılsın?
İyiyim, sen nasılsın?
İyiyim, teşekkür ederim.
- Güzel.
- Anne, lütfen ağlama. Ben iyiyim.
Hayır ben sadece... 8 buçukta evde olurum.
Ne yapmamız gerekiyor?
Yemek ısmarlamama ne dersin?
Güzel fikir.
Sana "Baba." mı dememi mi
istersin yoksa Ethan yeterli mi? -
Sanırım "Baba." daha iyi.ı -
Okul çıkışı favori yerimize gidelim mi?
Favori bir yerimiz olduğunu bilmiyordum.
Dönme dolaba giderdik, hatırladın mı?
Ethan, bunu yapmamıza gerek yok tamam mı?
Biliyorum, konuşmak ve
beni yakından tanımak istiyorsun.
Bunun için Paris'e geldim.
Sana kızgın değilim tamam mı?
Açıklama yapmana gerek yok.
Önemli değil.
Zoey hadi, kafeye gidelim.
Hugh, seni Ethan'la tanıştırmak istiyorum.
Kiminle?ı -
- Ben Zoey'in babasıyım.
- Merhaba.
Hayır.
Tanıştığıma menmun oldum Ethan...
Yani Bay Renner.
Kusura bakmayın ama...
...kovboy görünce heyecanlanıyorum.
Neyse...
Yaşı senden büyük.
Evet, çok olgun biri.
Bu senin için sorun olur mu?
Ben onun yaşlarındayken...
Hugh, senin gibi biri değil.
Her şeyi mahvettiğimi biliyorum Zoey.
Ben...
...eve bununla gitmek
istersin diye düşündüm.
- Bu benim için mi?
- Evet.
Bu çok... Mor.
Evet, en sevdiğin renk.
Doğru, 10 yaşımdayken.
Sanırım arkadaşlarımla gideceğim.
Akşam yemekte görüşür müyüz?
Zoey, yemekte görüşür müyüz?
- Bunlar iyi mi?
- Tazeler.
Taze öyle mi?
Para kazanmak için söylemiyorsun değil mi?
Sütte bekletmeyi unutma.
Sütte mi?
Tabi kızartma yapmayı düşünüyorsan.
O kadar anlamam ben.
Mutfakta ne yapılacağını
hiç bilmeyen erkeklerdensin yani.
Evet... Tam beni tarif ettin.
Evet...
...bililyorum.
Balığı sütte bekleteceğim ve...
Tarif için teşekkürler.
Kızım minnettar olacak.
Bugün Zoey'in şanslı günü öyle mi?
Adım ne demiştin?
Bana Vivi diyebilirsin.
Güzel taktik Vivi,
ama ilgilenmiyorum.
Belki biraz konuşabiliriz.
Karımın hediyesi bu.
Hadi bebeğim, biraz gezmeye gidelim.
Tamam ama bisiklet de benimle geliyor.
Bisikleti de alacağız.
Tam olarak kim için çalışıyorsun Vivi?
CIA müdürü için çalışıyorum.
En üst düzey için yani.
Sırbistanlılar benim operasyonumdu.
Wolf'u arıyorum.
Wolf'un o gün otelde
olduğuna inanıyoruz ve...
...ben senin onu gördüğünü düşünüyorum...
Bir dakika.
Onu bir daha gördüğünde teşhis edebilirsin.
Benim için çalışmanı istiyorum.
Hayatta olmaz. Başka planlarım var.
Zoey'in, babasını birkaç aydan...
daha fazla görmeye hakkı yok mu?
Tanrım!
Kıl payı geçtin.
Temizlik hizmetleri karşılığında sana
deney aşamasında olan bir ilaç verebilirim.
İlgileniyor musun?
Bu senin hayatını kurtarabilir Ethan.
Nereden bilebilirsin?
Test sonuçlarımı gördün mü?
Neden kimse bana
bunu daha önce söylemedi?
Çünkü tedavi maliyetine değmiyordun.
Beni çok özel hissettiriyorsun.
- Değildin. Ama şuan öylesin.
- Neden?
Çünkü hastasın ve ölecek bir
adamın kaybedecek hiç birşeyi yoktur.
İstediğim bir çok şeye erişebilirim Ethan...
...ama beni, sadece sen
Wolf'a götürebilirsin.
Onu bulmalı ve...
...öldürmelisin.
Tetikiçiliğini yaparak,
hayatımı geri alacağım.
Ne ara bu kadar götün kalktı?
Tanrım, ben sadece aynı şeyi
konuştuğumuzdan emin olmak istiyorum.
Bilirsin, öldürmek hani.
İçeride Wolf'un
hesaplarını tutan bir adam var.
İşe hemen başlaman gerekiyor.
Kızartmam gerek balıklar var...
Akşam yemeğine kadar
seni eve bırakırım Ethan.
Asıl soru...
...bisikletini geri istiyor musun?
- Çok kalabalık bir yer.
- Yani?
Yani bir susturucuya...
...ihtiyacım var.
Kaç adam var?
Bir.
İşini bitirecek misin?
Evet, amacımız bu değil mi?
- Siktir et.
- Sürekli arıyor.
- Alo?
- Kapıyı aç.
Bomba!
Bizi kapı tutacağıyla kandırmış.
Emekli biri için iyi iş.
1 adam olacağını söylemiştin, 5 değil.
Bıyıklı genç adamı
öldürmemeni söylemiştim.
Sence bu adam neye benziyor?
- Orta yaşlı.
- Hiç de bile.
- Ona yaşını söyle.
- Ben...
Biraz çaba göster.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
- Ona yaşını söyle.
- 32 yaşındayım.
- Orta yaşlı.
- Hay böyle işin!
Ama bu...
...genç ve bıyıklı.
Hayır bu keçi sakallı.
Bıyığı ve biraz kirli sakalı var.
- Bu keçi sakalı.
- Bu mu keçi sakalı?
Bıyık dediğin böyle olur.
Bu keçi sakalı.
- Onlar kirli sakal.
- Fransızlar böyle yapar.
- Ne zamandan beri?
- Bu keçi sakalı.
Senin zamanında öyleydi büyükbaba.
Şuna bak, bu resmen bıyık.
Tamam, peki diğer adamlar.
Onların burada ne işi vardı?
- Bilmiyorum.
- Umrunda değil mi?
Hayır.
Eğer bir adam öldüreceksem
neden öldürdüğümü bilmek isterim.
İşte bu yüzden hiç yükselemedin.
Keçi sakallı, senin sıran.
Muhasebeciyi arıyoruz.
Paris'e ne zaman döner?
Bilmiyorum. Yemin ederim.
Öldür.
Bekle, bu adamı konuşturabilirim.
Birşey bilmiyordu.
Kahretsin.
Duracağın bir sınırın yok mu senin?
Ciddi bir zamma ihtiyacım var.
Kızıma emekli maaşımdan
fazlasını bırakmak istiyorum.
Sana 25 bin veririm ama
en az 6 kişi öldürmen lazım.
6 kişi mi?
Zaten yarısı bitti bile.
Bu aralar hepimizden
kemerleri sıkmamız istendi.
Beni yanlış anlama Vivi,
ama tipim değilsin.
Ben herkesin tipiyimdir.
- İşe yarayacağına emin misin?
- Hayır.
Ama eğer denemezsek 2 ay
içinde öleceğine eminim.
50 bin istiyorum, 25 değil.
Yukarıda yatan üç adam
için de ödeme yapacaksın.
Ayrıca birde...
...1 milyon dolarlık
hayat sigortası istiyorum.
Kabul et ya da unut gitsin.
Anlaştık.
Güzel paket.
Tamam, yap şunu.
Nefes al, Ethan.
Aynı morfin gibi
hemen etkisini gösterecektir.
Öyle ya da böyle...
...seni daha iyi hissettireceğim.
Balığı bekletmeyi unutma.
Bisikletim için söz vermiştin.
Zoey!
- Zoey! İyi misin?
- Hayır, iyi değilim.
Şuna bak.
Berbat gözüküyor.
Bence...
Saçın mı?
Hayır hayır. Evet saçım.
Cadı gibi gözüküyorum.
Bence, harika gözüküyor.
- Gerçekten mi?
- Evet.
Sence baloya bu şaçla gidilir mi?
Eğer gitmek istiyorsan saçını
da yanında götürmek zorundasın.
- Şaka mı yapıyorsun?
- Hayır, demek istediğim...
Sence şakanın sırası mı?
Hayır, demek istediğim...
- Belki saçını düzeltebiliriz.
- Düzeltmek mi? Bunu düzeltebilir misin?
Hayır, sen yapabilirsin...
Yıkayabilirsin...
Saçını yıkayıp öyle uyaybilirsin...
Sabaha düzelmiş olur değil mi? Bir ihtimal.
- Cidden böyle mi düşünüyorsun?
- Evet.
Neden dışarıdan yemek istemiyoruz?
Eğer 3 saat gecikeceksen
akşam yemeği hazırlamayı teklif etme.
Özür dilerim, Tina.
Ama ben...
Boşver.
Sana güvenmiş olmam delilikti.
Bende, iş için Londro'ya
gittiğimde ona göz kulak olursun demiştim.
Gidebilrsin.
Gerçekten, gitmelisin.
Ben burayı hallederim.
Daha akşam yemeğini halledemiyorsun
Genç bir kızı nasıl edeceksin?
Daha az önce saçlarıyla
yaşadığı trajediyi çözdüm.
Yarın ilk uçakla gitmem gerekiyor.
Bakıcıyı arıyorum.
Geç kaldım çünkü bana
yardım edebilecek bir doktor buldum.
- Ne?
- Bu...
Bu şehirde yaşayan bir uzman...
...deney aşamasındaki ilaçlarını
benim üzerimde test edecek.
Deney aşamasındaki.
Tam olarak ne demek oluyor bu?
Belki seninle ve Zoey ile
biraz daha fazla zaman geçirebilirim.
Bir haber verseydin Ethan,
tepemi fena attırdın.
Bir süreliğine tartışmaya
son verebilir miyiz?
Ölümden falan bahsetmesek.
Veya benden.
Onun yerine ton balığı kızartabiliriz.
- Ton balığı mı?
- Evet.
- Ton balığı.
- Ben balık falan yemem.
Hayatta olmaz.
Kapıyı tamir edeceksin değil mi?
Evet o konu...
Ufak bir yanlış anlaşılma oldu.
Dur sen, daha 24 saattir buradasın.
Umarım kanepede rahat edersin.
Karaçi'deki kümeslerden iyidir.
Rahat uyuman için
birşeye ihtiyacın var mı?
Evet, birşeye ihtiyacım var.
Çok kötüsün.
Arayacağını biliyordum.
Bana ne verdin böyle?
- Kendine gelemiyor musun?
- Hayır. Başım dönüyor.
Başım... Başım dönüyor...
Vivi...
- Prospektüsü oku.
- Dur. Halüsinasyon gör...
Halüsinasyon görüyorum.
- Bu duble votka iç.
- Ne?
Votka. Rahatlatır seni.
Her şey yolunda mı?
Evet.
Votka'yı bulmakta biraz sorun yaşadım.
İstediğiniz zaman beni arayabilirsiniz.
Paris ile Londra
arasında yanlız 1 saat fark var.
- Bunu al.
- Sende her zaman arayabilirsin.
- Seni seviyorum.
- Tamam.
Bir kaç güne dönerim.
Geç kalıyorum.
- Liste babanda.
- Baya da uzun.
- Koyu çamaşırlar için...
- Görüşürüz millet!
- İyi eğlenceler!
- ...deterjan.
Zoey, kahvaltıya gel.
Bak bana. Hadi.
Sadece bir kere bak. Bir kere.
Aferin kızıma.
Zoey!
Ne oldu?
Bu...
- Ne var?
- Tanrım!
- Ne oldu Ethan?
- Bu...
Baya kırmızı.
Vivi arıyor.?
akacak mısın?
Özür dilerim. Önemli biri değil,
patronum Vivi.
Gecenin bir yarısı arayanda o muydu?
Sürekli konuşuyoruz,
çünkü uluslar arası ticaret yapıyoruz.
Aradığında muhtemelen
bir yerlerde daha sabahtır.
Peki madem, en azından
sesi "Son 3 gün." olsun.
Ne yapıyorsun?
Zil sesi diye birşey var Ethan.
Benimkinin aynısını yapıyorum.
Belki yılda 1 kereden fazla konuşuruz.
İşte. 21. yüzyıla hoşgeldin.
Zoey. Zoey.
Okula bisiklet ile gitmek istemez misin?
Sence Hugh saçımın rengini beğenir mi?
Beğenir.
- Gerçekten mi?
- Evet.
- Gerçekten beğenir mi?
- Sana gerçekten değer veriyorsa, beğenir.
Yani sen beğenmedin?
Hayır.
Hayır. Yani, Zoey...
Zoey, gerçekten beğendim.
Harika.
Görüyorum ki cinayetler arasında...
...48 saat olması kuralına pek inanmıyorsun.
Geriye sadece 3 günün kaldı.
Senin arabana binmeyeceğim Vivi.
En azından, bana verdiğin
ilaç hakkında ikinci bir görüş alana kadar.
- Söyledim sana, ilaç tamamen temiz.
- Hayır değil.
Prospektüsde diyor ki,
...zahmet edip bir okusaydın...
...eğer kalp ritmim
yükselirse bu boktan şey...
...halüsinasyonlara sebep oluyor.
Tamam o zaman ritmini düşük tut.
Verdiğin işleri yaparken
bu biraz zor olacak.
Bin şu arabaya hadi.
İtalyan muhasebecinin
yerini bulman lazım...
...kendisi Albino'nun eski bir arkadaşı.
Tam olarak nasıl bulacağım?
Bu adamın yardımıyla.
Adı Mithat Yılmaz.
Albino'ya limuzin ve arabalar kiralıyor.
Onu bulursan seni
muhsabeciye ulaştıracaktır.
Tamam.
- Ethan!
- Efendim?
Şu bisikleti at.
- Bir de takım elbise al.
- Neden?
Atını mı kaybettin kovboy?
Herhalde "Brokeback Dağı"ndan geliyor.
Lüks araçlar kiraladığımızın
farkındasın, değil mi?
- Evet.
- Bizi nereden buldun?
Albino yönlendirdi.
Sır saklama hizmeti
verdiğimizi de söyledi mi?
Hizmetçilerle konuşmamamı,
patronla konuşmamı söyledi.
Biz hizmetçi değiliz tamam mı?
Biz yönetici başkan yardımcılarıyız.
Siz sadece iki avelsiniz.
Avel ne demek?
Aptal gibi birşey.
Dinle göt herif...
Sen bizim için bir hiçsin.
Seni patronla asla tanıştırmam.
Anladın mı?
Tamam, özür dilerim.
Evet.
Berbat bir gece geçirdim,
...hatta bir kaç gece.
Saat farkı falan.
Bence kötü bir başlangıç yaptık.
Benim hatam.
Evet.
Baştan alalım mı?
Baştan alalım.
Tanrım, Eyfel'in bu şehrin
her yerinden göründüğünü...
...düşünmeye başladım.
Davet edilmedğiniz
halde koltuğumda oturarak...
...çok saygısızlık yapıyorsunuz bay...?
İsmimin ne önemi var şuan?
Çünkü hiç tanımadığım
birini öldürmek istemiyorum.
Beni niye öldürmek isteyesin Mithat?
Koltuğumda oturuyorsun.
Seni bekliyordum.
Albino mu gönderdi seni? Şerefsiz herif.
Her zaman sadık oldum. Lütfen...
- Fotoğraftaki kızın mı?
- Buna nasıl cürret edersin?
Otur.
Benimde genç güzel bir kızım var.
İki baba konuşalım. Senin kızında...
Senin kızında hiç
kendini odaya kilitliyor mu?
Saçını kesip, kırmızıya boyayıp...
...peruk falan takıyor mu?
Hayır, tabi ki.
Biliyordum. Başım dertte.
- Albino, beni öldürmen için göndermedi mi?
- Hayır.
Kimsin o zaman?
Ethan. Gel hadi.
Bu adamla banyoda biraz konuşacağım.
Rahatsız edilmek istemiyorum.
Evet. 2 numaralı kural.
Ne dersen onu yapacağız.
Doğru, 2 numaralı kural.
- Bu kötü adam mı?
- Onun gibi birşey.
Sende iyi adam mısın?
Demek profesyonelsin öyle mi?
Neden seni daha önce Paris'de görmedim?
Bir iş için 5 yıldır yoktum.
Bu kadar süre kızından ayrı
kalacak kadar önemli olan neydi?
İş ile aile arasındaki dengeyi
kurmakta hiç iyi olamadım.
Evime her gittiğimde,
...işimi, bu hayatımı,
hepsini arkamda bırakırım.
Gitmekle büyük hata ettim.
Her gün kızlarımı okuldan alırım ve
akşam yemeğimi ailemle yerim.
Püf noktası bu.
Aferin sana Mithat.
Umarım bu akşam yemeği kaçırmazsın.
Muhasebeci Paris'e ne zaman geliyor?
Çıkaramadım, muhsabeci kimdi?
- Merhaba.
- Merhaba, ben Bayan Dryscal.
Zoey'in babasıyla konuşmak istiyorum.
Ben babasıyım. Zoey iyi mi?
Zoey iyi, ama bizim görüşmemiz lazım.
Zoey'in davranışları
hakkında konuşmamız lazım.
Hemen gelebilirim.
Tamam, acele edin.
Okula gidiyoruz.
Zoey'e de söylediğim gibi,
...popüler kültürümüzde sürekli çalışmak...
...agresiflik ve şiddeti doğurabiliyor.
Zoey'nin annesi onu bir
barış sever olarak büyüttü.
Sınıf arkadaşına vurmak pek de
barışcıl bir hareket değil.
Tokat mı attı yumruk mu?
- Ne fark eder?
- Deneyimlerime göre...
...kışkırtmak, tahrik etmek,
bazı sonuçlar doğurur,
bu sonuçlarda farklı tepkilere yol açar.
Bay Renner, bu oldukça önemli bir konu.
Bunu kızınız ile oturup konuşmalısınız;
...mesele ne olursa olsun...
şiddet bunun bir çözümü olamaz.
Denerim.
Yaptığın çok olağan dışı değildi
ama çok utanç vericiydi Ethan.
- Elini bir göreyim.
- Ne?
Elini göster Zoey.
Parmağım!
Eğer birine
sıkı bir yumruk atacaksan...
...baş parmağını içeri bükmemelisin.
5 yıldır yoktun ve
bana vereceğin öğüt bu mu?
Allahım!
- Müslüman mısın?
- Hayır.
Söyledim ya, bu patronumun arabası.
- Vivi müslüman yani!
- Hayır.
Telefonumu bağlayacağım.
Bu şarkılar berbat.
Biliyorum.
Güzelmiş, kim söylüyor bunu?
- Neden kavga ettiğim hiç umrunda değil mi?
- Bırak beni.
Neden sadece beni dinleyip,
anlamaya çalışmıyorsun?
Tamam, tüm olayı anlat bana!
Pakistan'lı yeni bir arkadaşım var.
Ona sürekli "***" diyen
İngiliz bir kız var.
Kızın dolabına bugün pastırma koymuş,
bende görünce geçirdim suratına.
Bir daha bunu yapma tamam mı?
Bir saniye tatlım.
Sanırım yedek lastik bagajda ses yapıyor.
Kızımla bir konuşmaya çalışıyorum.
Özür dilerim tatlım.
Nerede kalmıştık?
- Kızları yumruklamakta değil mi?
- Gerçekten kötü hissediyorum.
Hissetme, çünkü bazen
kötü insanları durdurmanın tek yolu budur.
- Bana kızgın değil misin?
- Hayır, değilim.
Arkadaşını koruduğun
için seninle gurur duyuyorum.
Neyse! Ben metro ile giderim.
- Birde Ethan!
- Evet?
Şu öksürüğün için gidip
birşeyler alabilirsin. Çok sinir bozucu.
Hey Allahım!
Bakalım hafızanı yerine
getirebilecek miyim Mithat?
Kızım arıyor.
- Zoey.
- Selam, dediklerim için özür dilerim.
Önemli değil tatlım.
Bende özür dilerim.
Favori yere gidelim mi?
Tamam, bir kaç satış işlemim var onları
halledip 3:30 da gelirim tatlım.
Konuşmak için çağırdı beni.
Nasıl sence?
Kızlar sürekli rol yaparlar.
Kesin çizgilerin olsun.
Bu kadar yumuşak olma.
Haklısın Mithat.
Çok yumuşak davrandım.
Albino'nun muhasebecisini nerede bulurum?
Merhaba Zoey.
Saat 3:40 oldu Ethan.
Neredesin?
Yoldayım tatlım.
Boşver gitsin, hep geç kalıyorsun.
Ben gidiyorum.
Hayır, hayır.
Nerdeyse geldim Zoey.
Bana...
Bana 5 dakika ver.
Tamam, 5 dakika. Ödevlerim var.
Çocuklar!
Öyle çıkıştığım için özür dilerim.
Senin gelişin, balo,
Hugh falan üst üste geldi.
Bu ikimiz içinde yeni bir durum farkındayım.
Anlıyorum.
Dönme dolaptan sonra hep
gittiğimiz yeri hatırlıyor musun?
- Hatırlıyorum.
- Öyle mi?
- Evet.
- Güzel.
Allahım, şu bisiklet!
Ne oldu Ethan?
Biraz grip olmuşum.
Bir türlü geçmedi gitti.
Ya kötü birşey varsa?
Hayır...
Kötü birşey yok.
Sahilde sıcak çikolata
içtiğimiz yeri hatırlıyor musun?
Biraz.
Orada yaşamak istiyorum.
- Pittsburgh'den daha fazla istiyorsun yani?
- Evet, Pittsburgh'den daha fazla.
Küçüklüğünde çektiğimiz
videoları saklıyorum.
Bu akşam yemek yapıp
izlemeye ne dersin?
- Evet, güzel olur.
- İyi.
Kahretsin unuttum.
Bu akşam Carina'lara gitmem gerek.
- Kime?
- Carina, laboratuvar eşim.
Proje ödevimiz var.
Bu gece onlarda kalacağım.
- Hafta içinde!
- Evet, üzgünüm Ethan, gerçekten.
Yok önemli değil, sadece...
İlk önce ailesini aramamız gerekmez mi?
Tabi, Rusça konuşabiliyorsan ara.
Ailesi sadece Rusça konuşabiliyor.
Annemi ara, sorun
olmadığını söyleyecektir.
Anneni aramama gerek yok.
- Videoları sonra izlesek olur mu?
- Tabi, olur.
Görüşürüz.
Merhaba, ben Christine.
Ulaşamıyorsanız mesaj bırakın.
Tina, benim.
İnanabiliyor musun?
Zoey ile beraber dönme dolaba...
...bindik, sonra sıcak çikolata
içtik ve bu onun fikriydi.
Bu fırsat için teşekkür ederim Tina.
Çok iyi bir annesin.
Merhaba. İyi vakit geçirdiğinize sevindim.
Arkadaşı kimmiş?
Ailesi Rus olan hiç bir arkadaşı yok.
Neyse, ararsın beni.
Zoe!
Orospu çocuğu!
Bu senin araban mı?
Pardon, bu senin araban mı?
Hayır.
Kuralları biliyorsun.
Aileyi karıştırmayacaktık.
İş görüşmesi değil, bu...
...daha çok babalık olayı ile ilgili.
- Şuan yemek vakti.
- Mithat.
- Bu adamı tanıyor musun Mithat?
- Evet, beraber iş yapıyoruz.
- Daha önce hiç görmemiştim.
- Amerikalı.
Tamam, gel bize katıl.
Teşekkür ederim.
Bunlar Rasher ve Sarah.
Kızımla ilgili bir sorunum var.
5 yıldır ortalıkta yoktun,
hiç problem olmamasını mı bekliyordun?
- Sana yardımcı olamayız.
- Doğru sen olamazsın.
Ama kızların, 16 yaşındaki
bir gencin hafta içi...
...nerelerde parti
olduğunu söyleyebilirler.
"Örümcek"in anlamı ne?
Onlar iyi kızlardır,
parti falan bilmezler.
Bu sembolün anlamı ne?
"Des Soirees Köşkü.".
- Nereden biliyorsunuz?
- Teşekkür ederim.
- İçeri giremezsin moruk.
- Kızım içeride.
Giremezsin dedim.
Duymadın mı beni?
Zoey dans etmek ister misin?
Olur.
Getir kızı!
Zoey!
Durun, lütfen... lütfen!
Kapalı beyler.
Yapmayın ne olur!
Ethan!
Ethan!
Ethan, yardım et.
Ne yapıyorsun?
Hadi, Zoey.
Tuttum seni bebeğim.
Burada ne yapıyorsun?
Asıl soru Zoey, senin dün gece ne yaptığın?
Tanrım, çok utanç verici.
Beni bir daha aralarına almayacaklar.
Öyle bir yere neden
bir daha gitmek isteyesin ki?
Çünkü arkadaşlarımla olmayı seviyorum.
Arkadaşlarınla mı?
Neler olduğunu hatırlıyor musun?
Tuvalette!
- Zoey.
- Ne?
Tuvalette, neler olduğunu
hatırlıyor musun?
Karina ve ben mekanı
görmek istemiştik, tamam mı?
- Hayır, bunun için değildi.
- Evet bunun içindi.
Birkaç arkadaşla takılalım dedik.
Metro'ya yetişmem lazım.
Okula geç kalacağım.
- Metroyla falan gitmiyorsun.
- Ne?
Bugün okula gitmiyorsun.
Bu kılıkla olmaz.
Bunu giyip, eve gidiyorsun.
- Konuşmamız gerekiyor.
- Peki eve nasıl gideceğim?
- Bisikleti kullanarak.
- Hiç sanmıyorum Ethan.
Bisikletle gidiyorsun.
Bende seni takip edeceğim.
- Etmeyeceksin.
- Konuşmayı bırak ve bisiklete bin.
Konuşmak istediğini sanıyordum Ethan!
Bin şu bisiklete.
- Yoksa ne olur?
- Bin hemen.
Bisiklet nasıl sürülür bilmiyorum tamam mı?
Nasıl bir çocuk nasıl
bisiklet sürmeyi bilmez?
Babası ona hiç öğretmemiş bir çocuk!
Kahretsin.
Burası tamamen düz, burada deneyeceğiz.
Bu kadar büyük
bisiklet almak zorunda mıydın?
Büyük değil Zoey, bu kız bisikleti.
Onun için tekerlekleri
bu kadar büyük değil mi?
Hayır. Tekerlekleri neden
büyük bilmiyorum. Hadi.
Burada çok insan var.
Daha sakin bir yere gidemez miyiz?
Çok insan falan yok.
Ama bu mor.
Evet, mor. Bin hadi.
- Nasıl bineceğim?
- Sadece otur.
Bak, başardık.
Yolu yarıladık. Şimdi...
Kendini öne doğru ittir tamam mı?
Zoey yavaş.
Tamam.
- Güzel.
- Yavaş, lütfen.
Tamam, tuttum seni.
Sadece pedalları çevir.
- Tam arkadandayım.
- Neden bu kadar yüksek?
Bırakma sakın. Düşece...
Bizi neden bırakıp gittin Ethan?
Beni ve annemi neden bıraktın?
Çok seyehat ediyordum
bebeğim ve annen ile ben...
Bu kolay değil...
İyi bir cevabım yok birtanem.
Tamam.
- Başka bir ailen mi var?
- Hayır tatlım yok. Hadi.
Başka bir ailen mi var?
- Olay bu mu?
- Hayır...
Bir yerlerde başka bir kızın mı var?
Beni gördün ve sonra istemedin mi?
- Beni sevmiyor musun?
- Hayır tatlım, bunlardan değil.
Peki, geri dönmen
niye bu kadar uzun sürdü?
Bak!
Uzun bir süre uzakta olunca...
...geri dönmek daha da zorlaştı.
Tamam. Tamam.
Hepsi bu. Sizinle bir alakası yok.
Çok kötü şeylerde yapsam bile bana
değer verir miydin?
Evet, tabiki.
Kesinlikle.
Çok yalan söylerim.
Sürekli, birşeyler hakkında.
Mecbur değilken bile.
Neden bilmiyorum.
Bazen doğruyu söylemekten daha kolay gelir.
Yüzüne vurduğum kız,
Pakistanlı arkadaşımla alay etmiyordu.
Hugh'a asılıyordu.
- Hugh futbolcu, bunlar normal.
- Evet.
Hugh!
Çok güzeller. Teşekkür ederim.
Hemen geliyorum.
Ethan, garip birşeyler söyleme sakın.
- Geceleri çok takılır mısın?
- Ne?
- Gece hayatı diyorum.
- Hayır, asla Bay Renner.
Ben sporcuyum.
Forvet oynuyorum.
Hatta son maçta 2 tane gol çaktım.
- Çakmayı seviyorsun yani?
- Evet, kesinlikle.
Hayır!
Yani... sadece sahada.
- Evet.
- Sadece sahada, evet.
- Futbol da?
- Evet.
Fanatik değilim ama Pittsburghluyum.
Gerçek futbol orada oynanır.
- Tabi, Amerikan futbolu.
- Hayır.
Gerçek futbol.
İyi.
Güzel bisiklet.
- Beğendin mi?
- Evet.
Tek beğenen sensin.
Geç kalmam, Ethan.
- Nereye gidiyorsunuz?
- Okula.
Güzel, benimde yolumun üzerinde.
Hayır, değil.
Ama olabilir.
Markete gideceğim.
Tamam bakın...
Görüşmek üzere, Bay Renner.
Böyle hitap etmesinden hoşlanmıyorum.
Hugh'u sevmedin mi?
Tatlım bak ben ticaretle uğraşıyorum.
Benim işim insanları okumak.
Aslında, bir çok arkadaşımın
babası ticaretle uğraşıyor Ethan,
...ama hiç biri senin gibi giyinmiyor.
Nasıl yani?
Takım elbise yani.
İşe giderken giydikleri hani.
Sizi seviyorum!
- Yeterince yardım etmedim mi?
- Biraz daha gerekiyor.
Muhasebeci ortadan kayboldu.
Şuan nerede olduğunu bilmem lazım.
- Dün söyledim ya.
- Biliyorum.
Şimdi niye geldin o zaman?
Profesyonel olduğunu sanmıştım.
Yanlız bir ebeveyn oldum artık.
Durumlar biraz karıştı.
Kızının kontrolden çıkması, işini ve...
...kararlarını etkilemesi benim sorunum mu?
Haklısın Mithat.
Kararlarımı etkiliyor.
Çünkü uzun zaman önce ölmüş olmalıydın.
Karımın bugün işi var.
Kızları 4:30 almam gerekiyor.
Söz veremem ama denerim.
Aç camı.
Ayna yüzünden geçemiyorum.
Tamam, göt herif!
Evet!
Ethan! Ethan!
Evrak çantasında Albino'nun
hesap şifreleri var değil mi?
Evet.
Sakın açma.
Patlama tetikleyicisi var.
O zaman açmam için koda ihtiyaç var.
Kodu söyle ***.
Kodu söylemem için önce
beni öldürmen gerek.
Öldürmem ama güzel bir işkence yaparım.
- 3'e kadar sayacağım.
- Hayır.
- Tamam, 1.
- Hayır.
- 2.
- Hayır.
Hayır.
- Zoey.
- Ethan, dinle...
Akşam için aramıştım.
Tatlım, akşam yemeğinde evde
olacağım, söz veriyorum tamam mı? Seni...
- Seni sonra arasam?
- Hugh'u yemeğe davet etmek istiyorum.
Sadece ikiniz mi... yani...
- ...romantik bir yemek mi?
- Onun gibi birşey.
Makarna için güzel bir sos yapmak istiyorum.
Ama domates dışında
ne koyacağımı hiç bilmiyorum.
Anneme ulaşamadım, yani yardımın gerek.
Bir saniye bebeğim.
***, sen gerçekten İtalyan mısın?
Ne?
Yani, gerçekten İtalyalı mısın?
Orada mı doğdun?
Evet, Catania, Sicilya'da.
Sos tarifi biliyor musun?
Sos mu?
Evet, sos. Bildiğin sos işte.
- Bu bir kod falan mı?
- Kod falan değil.
- Gerçek İtalyan olduğunu
söyledin değil mi? -Evet.
O zaman biraz spagetti
sosu yapmayı biliyor olmalısın!
Spagetti sosu!
Kırmızı mı beyaz mı?
- Kırmızı mı beyaz mı?
- Kırmızı, vejeteryan olan, az baharatlı.
Az baharatlı vejeteryan sosu.
Tamam, ona tarif edebilirim.
Bebeğim, buna sevineceksin
çünkü şuan bir İtalyan ile birlikteyim.
Annesinin harika bir tarifi varmış.
Sana tarif edecek. Adı ***.
Neden kızıma bir "Merhaba." demiyorsun?
Merhaba. Ben ***.
Merhaba, fazla zamanınızı almayacağım.
Hayır, hayır!
Lütfen, istediğin kadar
zamanımı alabilirsin.
Hayır, hayır.
Annemin hafif
soslarından benim favorim bu...
Domatese, gebre otuna
ve sarımsağa ihtiyacın olacak.
Annem domatesleri
hep bahçesinde yetiştirirdi.
Annenin bahçesi mi vardı?
Çok havalıymış.
Evet, beni okutabilmek
için hayatı boyunca çalıştı.
Şimdi ise ona bakacak bir tek ben kaldım.
Başka ne lazım ***?
Zeytin yağını ısıt, sarımsakları at,
...sonra domatesleri koy ve
...10 dakika pişir, daha fazla değil...
...sonra gebre otunu ve maydonuzu ekle.
Annemin lezzetinin
sırrı bir çay kaşığı kadar...
...kırmızı şarap koyardı.
Bu ***'da tam anne kuzusu değil mi?
Bence annesinine düşkün olması çok tatlı.
Teşekkürler Ethan.
- Unutma, eve erken gelmiyorsun.
- Tamam.
Hayır, bekle!
Lütfen geri ara.
Annemin favori cannoli
sosu tarifini vermek istiyorum.
Saat okumayı biliyor musun?
1 nerede?
3 nerede?
Bu iki saat eder.
Bu adamın 2 saat çıkmasına izin vermiyorsun.
***, çocuk seni bıraktığında
nereye gidecektin hatırlat bakayım.
Eve, annemin yanına gideceğim.
Geciktin.
Şuan bir eğitimin ortasındayım.
Evet, görebiliyorum.
İş halloldu.
- Hiç eğlenceli değilsin.
- Pek sayılmaz.
Otur.
Yoksa neden geldiğini unuttun mu?
- Şampanya?
- Hayır.
Sadece, Paris'e eğlenmeye gelmiş,
Amerikalı bir kızsın değil mi?
Paris'i kim sevmez?
Artık Albino'nun bütün
hesaplarını ele geçirdik,
...kuyruğuna bastık,
artık mecbur Paris'e gelecek...
...bizi direk Wolf'a götürecek.
Ne zaman?
Çok yakında.
Bu şekilde giyinemezsin.
Kıyafetimin nesi var allah aşkına.
Bedenin ne bebeğim, 42 mi?
Evet.
- Soyun.
- Anlamadım!
Donuna kadar soyun. Hadi.
- Ne oluyor?
- Bebek.
Bebek mi?
Adamı erken bırakmadın değil mi?
Sorun çıktı mı?
Hayır kalsın. Senin artık.
Allahım!
Bu senin için ilk değildir.
Aslında öyle.
Peki ya kızının doğumu?
Orada değildim.
Afrika'da bir iş üzerindeydim.
İyi gitti mi bari?
Hatırlamıyorum bile.
Bebek geliyor.
Bir kız!
Bebek ilk defa evden ayrılmadan önce...
...onu kutsamak aile geleneğimizdir.
- Gidiyor musunuz?
- Evet.
- Verdiğimiz sözü tutacağız.
- Söz mü?
Ne sözü? Yani...
Size Çin yemeği aldım.
Neredeyse 100 tane şans kurabiyesi var.
Sorun değil.
Böyle olması gerekiyor.
Gidin derken çocuk doğduktan
hemen sonrasını kastetmedim.
Herkese yetecek kadar oda var.
Belki de sorun budur.
Karım şehrin dışında
daha küçük bir ev istiyor.
Sadece çocuklar ve bizim için.
Beraber olduktan
sonra gerisi önemli değil.
Sumi, bebeğe Ethan ismini koymak istiyor.
- Bu erkek ismi.
- Hayır.
Bu, bizi kapıya koyabilecekken
bunu yapmayan merhametli birnin ismi.
Bize evini açan adamın.
Bu ismi özellikle istedi.
İsim mükemmel.
Nasıl gitti?
Hugh, beni mezuniyet balosuna davet etti.
Güzel.
Yemek başarılıydı yani.
Harika gözüküyorsun.
Bunu benim için aldın?
Hayır...
Bir konuşma yapmam gerekiyordu.
Yarın partiye geliyor musun?
Eğer davet ediyorsan...
Hugh'un babasının evinde olacak.
Biliyorsun Hugh çok
kültürlü bir aileden geliyor.
Evet.
Senin damarlarında da
Steelers kanı aktığını unutma.
Ailesi, Hugh'u 8 yaşındayken
özel bir dans okuluna göndermiş.
Yani?
Yani büyük ihtimalle
çok iyi dans ediyordur.
Yani?
Yani ben dans etmeyi
bilmiyorum, Ethan.
- Hayır.
- Gel hadi.
- Dans etmeyeceğim.
- Ayaklarıma bas.
Bu işte çok büyüğüm.
Hadi ayaklarıma çık.
Sana bunu annen ile favori
şarkımızda öğreteceğim.
Tamam.
Geri gel.
- Çok kolay değil mi?
- Zor değilmiş.
İn hadi ayaklarımdan.
Benim için yarın
bunu giyebilir misin?
Tabi ki.
Anne.
Tatlım.
Hiç öksürmedin.
Geldiğimden beri.
Nasıl hissediyorsun?
Zoey'i 1. sınıfta okula
götürdüğüm günü hatırlıyor musun?
Doldurulmuş bir tavşanı vardı.
Tavşan değil kuzuydu.
Evet, Bay Kuzucuk.
Bir daha onu okula
götürdüğümü hatırlamıyorum.
O gün çok heyecanlanmıştım.
Şuan da böyle hissediyorum.
- Kaybediyormuşsun gibi mi geliyor?
- Evet.
- Henüz söylemedin mi?
- Hayır.
- Söylemek zorundasın.
- Biilyorum.
Sadece onu sevdiğini söyle.
Biliyor zaten.
Senden duymaya ihtiyacı var.
Tabi ki seviyorum onu.
Aynı...
Aynı seni sevdiğim gibi.
Günaydın.
Aman allahım.
- Kanepede değilsin.
- Hayır Tina, değilim.
Günaydın aileciğim.
Tatlım. Ne güzel fikir. Getir.
Portakal suyunu ver bakayım.
Tatlım, onu söyle bırak,
seninle mutfakta görüşürüz tamam mı?
Hadi ama, size ellerimle
portakal suyu sıktım.
Hemen, lütfen.
Ne oldu, anne?
Garip davranıyorsun.
Yok birşey tatlım.
Git üstünü giyin, seni okula bırakacağım.
Hadi, git.
Seni seviyorum, anne.
Bende seni, tatlım.
Bizi görmesinde ne sorun var ki?
Cidden.
Gittiğinde ne olacak?
Alo?
Albino Grand Otel'de kalıyor.
Tamam.
Hiçbir yere gitmiyorum.
- Alo.
- Beni fark ettin.
- Fark etmemek için kör olmak lazım.
- Aptalca birşey yapma Mithat.
Kızların seni bu akşam eve bekliyor.
Tabi güzel karın da öyle.
Kiminle konuşuyorsun?
Hadi, atlat şunu.
Hadi!
Daha hızlı be adam!
Atlattık mı?
Böyle bir adam asla vazgeçmez.
Beni neden öldürmüyorsun?
Çünkü baba olmak
ne demek en iyi sen bilirsin.
Dikkat et!
Sorun yok.
Onu daha önce de böyle gördüm.
Hasta.
Ne yapıyorsun?
Öldür gitsin!
Bende bu anı bekliyordum canım.
Öldür gitsin, allahın cezası.
Öldür gitsin!
Vivi...
Hoşgeldin.
Wolf'u yine elinden kaçırdın.
Neredeyim?
Güvenli bir yerde.
Bugün test sonuçlarını aldım Ethan.
Aslında bende baya merak ediyordum.
Görünüşe göre...
...tedavi senin üzerinde işe yarıyor.
Karım arıyor. Alo?
Merhaba. Neredesin?
Doktorun ofisinden çıkıyorum şuan.
Acele et, eve gel.
Zoey'in partisine geç kalacağız.
Tamam.
Kalan zamanımı senin için adam
öldürerek geçirmek istemiyorum Vivi.
Neredeyse bitti Ethan.
Wolf'u öldür.
Yeni bir takıma ihtiyacım olacak.
Duydun onu.
Planlarda değişiklik oldu.
Bu akşam gidiyoruz.
Ortağımın evine gidelim.
Paris'ten çıkmama yardım eder.
- Anne gecemi mahvetme.
- Bunu neden denemiyorsun?
Hayır.
- En azından bir denesen!
- Hayır.
Biraz gülümsemeye çalış.
Neden? Bu ayakabbılardan nefret ediyorum.
Olive Hoover gibi gözüküyorum.
- Harika görünüyorsun birtanem.
- Hayır.
- Zoe.
- Hugh.
- Harika görünüyorsun.
- Gerçekten mi?
Evet tabi ki.
Bay ve Bayan Renner,
...bunlar benim ailem.
Sizi tekrar görmek çok güzel.
Davet ettiğiniz için teşekkürler.
Hoşgeldiniz.
Bu Ethan, Zoe'nin babası.
Merhaba, bu da benim ortağım.
Tanıştığıma menmun oldum.
Sizinle de.
Bu parti olmasaydı, asla tanışamayabilirdik.
Nasılsınız?
Harika.
Evet...
Çocuklar...
- Üstünüzü alabilir miyim?
- Evet.
Harika değil mi?
Evet.
Zoey bana bir iyilik yap.
Bu gece Hugh ile ilgili
iyi kararlar vermeye çalış.
Şerefe.
İş üzerindesin!
Evet. Küçük bir problem var.
Bu yüzden mi Paris'e geldin?
Hayır. Seni ve Zoey'i görmek için geldim.
Hepsi yalandı.
Bizim için işten uzak
duracağına söz vermiştin.
- Muthemelen hasta bile değilsindir.
- Yalan değildi, Tina.
Şuan açıklamaya zamanım yok.
Kaç adamımız var?
Polis 10 dakika içinde burada olur.
- İyi misin?
- Hayır.
Hayır, iyi falan değilim.
Hava almam gerekiyor.
Fazla zaman yok, gitmemiz lazım.
Tamam. Parti bitti.
- İkimizide kullandın.
- Hayır, bunu hayatta yapmam.
Ben parayı alacağım,
bütün adamlar burda olsun.
Her yerin kuşatıldığından emin olun.
En azından gözümün içine bakıp söyle.
Öldürün.
Kötü bir rastlantı.
Hastasın, Ethan.
Burası inanılmaz.
Evet, biliyorum. Harika.
Nefes alamıyorum.
Gel böyle.
Elini mi kestin?
Hayır lütfen gitme.
Eve gidelim.
Başka birine bırak.
Lütfen burada bekle.
Zoey!
Yere yatın!
Beni duyuyor musun?
Seni aşağı gönderiyorum.
Kahretsin.
Benim sıram.
Hayır, gelin buraya şerefsizler!
Gitmeyin!
Sakın.
Öldürmekten çekinmem.
Yukarıda baya bir insanı korkuttun.
Bu kızımın partisi.
Evet.
Evet, hadi.
Viv.
Tanrım!
Cehennemde miyim?
Sana böyle görünüyor demek Ethan.
Garip.
- Bitir işini.
- Ne?
Ne dersem yapacaksın.
- Hayır.
- Bitir işini.
Kotamı doldurdum, Vivi.
Ethan...
Hey Allahım!
Onlarla çalışmayı bıraktın mı?
Katil, hep katildir.
Asla değişmeyecek.
Biliyorum, bugüne kadar
sizin yanınızda olamadım.
Öldür.
Uzun zaman önce bırakmalıydım.
- Peki ya kızının doğumu?
- Orada değildim.
Yap hadi.
Nasıl bir çocuk nasıl
bisiklet sürmeyi bilmez?
Babası ona hiç öğretmemiş bir çocuk!
- Ethan.
- Ethan!
Bir daha yalan söylemeyeceğine söz ver.
Seçeneğin yok.
Sanmıyorum.
Karım, bırakmamı istiyor.
Onunla konuşabilir miyim?
Hayır, şuan sahilde taş sektiriyor.
- Ne?
- Evet, biz...
Birbirimize biraz zaman tanıyoruz.
En azından taşları bana atmıyor.
Herşey yoluda mı?
Evet, iyi olacak.
İyi günlerde olur, kötü günlerde.
Biraz ben birşeyler söyledim, biraz o.
Dertleştik beraber,
ama her türlü bu hafta sonu buna değdi.
Selam.
Sizin için bazı hediyelerim var ve...
...kapının önünde bir paket vardı.
Arabanın hala çalışıyor.
Hemen gidecek misin?
Seni seviyorum Tina.
Unutmam için yeterli değil.
Bence yanılıyorsun ama anlıyorum.
Eğer bir kelime söylememe izin verirsen
fikrini değiştirip,
...bir şans daha verebilirsin.
Bu oyun değil.
Aynı odada kalmak zorunda değiliz,
beraber uyumak zorunde değiliz,
...senden bunu istemiyorum.
Eğer bunu sende istersen
kararı verecek kişi sensin.
Gel dersen gelirim...
...ama gel demezsende zaten hakketiğimden...
...fazlasına sahip olduğumu bilirim.
Sana ve kızıma olabildiğince
sarılmak istiyorum.
- Kelime ne peki?
- Ne?
Bütün fikrimi değiştirecek o kelime ne?
Bugün Noel.
İki kelime etti Ethan.
- Selam anne.
- Selam bebeğim.
Geldiğine sevindim.
Hadi içeri girelim.
Babam bize sıcak çikolata yapar.
Hadi.
Babam kötü adam mı?
Zamanında kötü şeyler yapmış.
Sence babam bizimle kalacak mı?
Elinden geldiği kadar, birtanem.
Seni çok seviyor.
Çeviri: Regality
https://twitter.com/EryGny