Tip:
Highlight text to annotate it
X
İkinci Bölüm
MICHAEL THE BRAVE THE UNION
imparator Rudolph Osmanlı ordusunun zayıf durumda olduğuna inandığı için
uzun süredir beklenen haçlı seferinin başlamasını emretti.
Osmanlı ve Hıristiyan orduları
Kerestes'de kesin sonuca ulaşmak için çarpıştılar.
Bu sırada prens Michael Tuna'da savaşa çağrılmayı bekliyordu.
Pater Noster, qui es in caelis,
Sanctificetur nomen tuum...
Adveniat regnum tuum...
Fiat voluntas tua...
Sicut in caelo, et in terra.
Panem nostrum quotidianum...
General, rolleri değişmeyelim!
Ben, Sigismund Bathory, savaşın kumandanıyım.
... da nobis hodie...
Et dimitte nobis debita nostra...
Sicut et nos dimittimus debitoribus nostris.
Et ne nos inducas in tentationem...
Sed libera nos a malo.
Amen.
Kurtarıcımız yüce İsa adına... Hü***!
Allahu Ekber!
Aylardan beri burada çürüyoruz.
Hıristiyan kardeşlerimizin bizi çağırmasını bekliyoruz.
- Olmaz olsunlar. - Boşa zaman harcıyoruz.
Belki Sigismund yeniden evleniyordur.
Rudolph'un elçisini beklediğini biliyordum,
Ama burada başka bir imparatorun adamı var!
Ne olursa olsun, seni gördüğüme sevindim.
Türk ne dedi?
Hıristiyanları Kerestes'de cehenneme yollayacaklarını söyledi.
Düşmanlarım ne zaman ki kazandıklarını düşündüler, senin Calugareni'deki planını uyguladım.
- Çok ölü var mı? - Yaklaşık 50 bin. O zamankinden daha az.
Mihal... Sigismund tahtı bıraktı.
Babası annesini hiç hamile bırakmamalıydı.
O şimdi bir keşiş. Fakat kardinal olan kuzeni kumandan oldu.
Şimdi senin sıran.
Biliyorum.
Mihal... Bir savaş kazanacaksın, belki iki veya on,
Fakat asla kesin bir zafer kazanamayacaksın.
Selim, benimle sultanın elçisi olarak mı yoksa bir arkadaş olarak mı konuşuyorsun?
III. Murad ve Sinan öldüler.
Yeni sultan seninle barış yapmak istiyor.
Geri çekil! Diğerleriyle birlikte hareket etme!
Keşke... Fakat sen verdiğin sözü tutarsın.
Sultan ise dengesizdir, adının ne olduğunun önemi yok.
Her şeyi yeni baştan başlatmak zorunda kalırsam, o zaman da yaşlı bir adam olacağım.
Kılıç bana ağır gelecek.
Ya da "eğilen başa kılıç inmez" diyerek insanların
kalbini kemiren kurdu yakalayacağım.
Bir defasında bana niçin sultanın ordusuna katıldığımı sormuştun.
Güç ve zafer için katıldım. Sen ne istiyorsun?
Bana hep aynı soruyu soruyorsun.
Bu soruyu cevaplayacak an hala gelmedi benim için.
O nedir?
Andrew Bathory'nin sultana teslimiyetinin ispatı.
Burada senin de adın var, bir vasal olarak.
Zamoisky Erdel, Eflak ve Boğdan'ı kendisi için istiyor,
ve senin ödemeyi reddettiğin vergiyi ödemeyi kabul ediyor.
Şimdi ne yapacaksın?
Selim... Bu üç ülkede konuşanların hepsinin dili
benim atalarımın dili.
Bu dünyanın güçlü insanları, onları "sen ve diğerleri" diye böldüler.
Artık yeter!
Sen İstanbul'a varmadan, bu ülkeler benim olacak.
Bir defasında bana niçin bu fakir ülkeyi yönetmek istediğimi sormuştun.
Artık biliyorsun.
Hala bizimle barış yapmak istemiyor musun?
Stroe, Radu, herkese toplanmasını söyleyin. Hemen ayrılıyoruz.
İhanete uğradık.
Hata yaptım, Majesteleri. Bedelini ödemeye hazırım.
Saçmalama General!
Sigismund'u zincire vurmalı ya da öldürmeliydim.
Beni bu maymuna boyun eğdirmeyin diye size yalvardım Majesteleri.
Bahanelerin geçersiz, General.
- Başka bir şansımız daha var. - Majesteleri... Hayatım...
Andrew Bathory'nin teslimiyetinden dolayı şimdi Türkler bizi tehdit ediyorlar.
Erdel'i onlardan önce istila etmek zorunda kalacağız.
Aklımı okudunuz. Tüm Erdel sizin olacak.
- Fakat... - Ne demek istediğinizi biliyorum.
Bu bölgenin yönetici adayı siz olacaksınız. Tatmin oldunuz mu?
Majesteleri, konuşmama izin verseniz...
Sevgili Basta! Seni Erdel prensi yapmamı istemeyecektin değil mi!
Maximilian... Neredeyse unutuyordum! İmparatorluğunu baronu olduğuna dair
General Basta'ya verilecek Gerekli belgeleri hazırla.
Majesteleri, İşte benim saldırı planım!
Bir ay içinde tüm Erdel'i alacağım.
1 ay çok uzun.
En kısa zamanda Alba lulia'ya ulaşırım.
Burada ne yapıyorsunuz? Niçin durdunuz? Devam edin.
Prensim, daha fazla gitmeyeceğiz.
- Ne? Seni iyi duyamadım. - Prensim...Hep yanında olduk.
Ölene kadar da olmaya hazırızı.
Ama evlerimiz harabeye döndü. Köylüler evlerini terk ediyor.
Geri döndüğümüzde harabeden başka bir şey bulamayacağız.
Ordularımız için parayı nereden bulacağız, prensim?
Köylülerin topraklarına döneceklerine dair kanunu onaylayacağınıza söz vermiştiniz.
Sizi rahatsız eden şey bu mu?
Prensim,biz şu anda biz giderken, Erdel'de
köylüler kendi topraklarına bağlılar. Glebe al scripti...
Görüyorum ki Latinceyi unutmamışsın, Preda.
Bunun için kullanılan Romanca kelimeyi de bilirsin: isyancı ve itaatsiz.
Latince'de ise "körlük"
Bana anlaşmayı ver Radu! Görüyorum ki bir hazine gibi taşıyorsun onu.
Beni zor bir anımda yakaladınız, cesur dostlarım.
Ama şimdi evlerimizi düşünecek durumda değilim.
Eğer bir arada durmazsak bu ülke yok olacak.
Burada dikilip durmayın!
Voyvoda Michael geliyor!
- Kardeşlerimiz geliyor! - Voyvoda Michael geliyor!
Onlara harika bir karşılama yapalım!
Her şeyi yakın!
Vivat dominus nostrum Andreus!
Beyler...
Lord'un gizemli sözleri zaten az olan aklımı karıştırdı.
Evet, öylesiniz!
Tacı ve tahtı taşımayı
çok ağır bir yük olarak gören Kuzenim Sigismund,
huzuru kutsal kilisemizin kollarında buldu.
Ben ise kılıcımı çekmiş, haçı savunuyorum.
At majorem Dei gloriam...
Kardinal hazretleri, kutsal babamız... Bunu anlamıyorum.
- Neyi anlamadın? - Aptallığından anlamadı.
Dinliyorum sevgili Tompa.
Söylediklerinizden öyle anlaşılıyor ki, Türklere karşı savaşacağız.
Fakat bildiğim kadarıyla, onlara vergi ödemeyi kabul ettiniz.
Tompa, büyük bir savaşçısın,
fakat söylemeliyim ki parlak bir zekaya sahip değilsin.
- Gerek de yok zaten! - Kapa çeneni!
- Kim demiş onu? - Sakin olun, beyler.
Tanrı bize Kerestes'te açık seçik gösterdi ki,
Hıristiyanlığın zaferinin vakti gelmiştir.
Fakat size soruyorum, kim bu Michael.
Yulaf lapası Voyvodası!
Bize saldırmaya cesareti var... Eline güç geçince çıldıran bir şeytan!
Evlerimizi yakıp yıkan köylülerle birlikte
Erdel'e doğru geliyor.
Kudurmuş vahşi kalabalıkların gücünü kullanıyor.
Konuşmaya nasıl cesaret ettin, şaşırdım Tompa.
Szekely halkının ayaklandığını ve onların da bu ilkel köylü ordusuna
katıldığını çok iyi biliyorsun.
Çok doğru! Burada ne arıyorsun? Git ona katıl!
Türklerle bu yüzsüz Hıristiyanın arasında
gerçek soyluların seçme şansı yoktur.
Beyler, bizler askeriz. Şimdi neşeli olma zamanı!
Aman tanrım! Buradalar!
İsyancılar buraya kadar gelmiş.
Beyler, bu tanrının takdiri.
Yulaf lapası voyvoda bizim seçtiğimiz yerde, Selimbar'da bizimle savaşacak.
Bu maceracı tuzağımıza düştü.
Doğru! Hurra!
Sizi geri zekalılar!
Michael'ı tanırım, böyle olmasını o istemiştir ve hepimizi ezecek.
Yazıklar olsun, Hussar!
Bu Bathorylerin daha önce ellerimizi ve onurlarımızı
lekelemişlerdi.
Başkalarının gururuna körü körüne
boyun eğdiğimizden beri başımıza ne ağır felaketler geldi..
Kral bizi cezalandıracak. Zavallı Tompa!
Orduya adadığı 40 yıldan sonra, ne acı bir karşılık!
Beyler...
Bu güzel davranışı onaylıyorum.
Bir haini ve isyancıyı cezalandırdınız.
Yine de, bir din adamı olarak onun günahlarının bağışlanması için dua edeceğim.
Absolvo te pacatis tuis in extremis. Amen.
Harita, beyler!
Savaşın ilk aşaması karar verdiğimiz gibi olacak,
Baba Novac solda, Aga Leca sağda.
Szekelyliler benimle kalacak.
Ben emretmeden kimse yerinden ayrılmayacak.
Ordularınızın başına gidin! Ne var?
Prensim, Katolik bir rahip sizi görmek istiyor. Sanırım onların elçisi.
Sigismund?
Din kardeşim, başka türlü karşılayacağını sanmıyordum zaten.
Gülüp alay edeceğini biliyordum.
Çadırıma geçelim! Szekelyliler seni tanırlarsa öldürürler.
- Seninle mi birlikteler? - 8 bin adam.
Calugareni'ye onları göndermedin, onlar da kendileri geldiler.
- Topları göremiyorum. - Seslerini duyarsın.
- Seni buraya kim yolladı? - Tanrı.
İsmi yüce tanrı! Toplarımı nereye yerleştirdiğimi mi merak etmiş?
Vade retro!
Michael, gözlerinde şeytani bir arzu parıltısı görüyorum.
Gözlerim senin karşı tarafta olmadığını gördüğü için üzüntüsünden parlıyor.
Sana karşı kazanmak isterdim.
Beni hiç kimsenin aşağılamadığı kadar aşağıladın.
Rüyalarımda bile bu aşağılamanın acısını hissediyorum.
Yanılmışım.
İntikam için Hıristiyan kanı mı akıtacaksın?
- Beni dinle keşiş! - Günahlarım için vur bana!
Michael, eşkiyaların karanlık gücünü serbest bıraktın.
Sen bir prenssin,
Ülkelerimiz arasında imzaladığın anlaşmayı yok sayabilirsin!
Bunu bana hatırlatmaya nasıl cüret edersin?
"Ülkelerimiz" diye bir şey yok
Sadece bir ülke var: atalarımın ülkesi.
Michael, istersen beni öldür, ama önce dinle lütfen!
Anlaşmamız tüm Avrupa'da biliniyor ve kabul edildi.
Avrupa mı? Avrupa umurumda değil.
Zor günlerimde neredeydi o Avrupa?
Tek umursadığım şey ülkem. Anlaşıldı mı?
Evet.
Sana acıyorum. Tanrı seninle olsun!
Prensken ne kadar dürüstsen keşişken de o kadar dürüstsün.
Ionica!
Emrinizdeyim prensim!
Onu al ve muharebeyi görebileceği bir yere götür.
Yanında bekle! Kaçmak isterse kafasını uçur.
- Savaşa katılmamamı mı istiyorsunuz? - Emirlerime karşı mı geliyorsun?
2 saat içinde Eflaklıların boyunlarını ayaklarımızın altında ezeceğiz.
Beyler, sağ cenaha ilk saldırıya başlama onurunu veriyorum.
Köylüler bize saldıracak.
Hü***!
Beni takip edin!
Hü***!
Hü*** kardeşlerim!
Sakın geri dönmeyin cesur adamlar! Peşimden gelin!
Peşimden...
Preda!
Paralı askerleri püskürtmek için Marco Baba Novac'a yardım etsin.
Evet efendim!
Atım!
Ateş!
Michael, savaşa girmeme izin ver!
Endişelenme! Stroe ve Marcu oradalar.
Yüce İsa, Hıristiyan kanı akıtanları bağışla!
Konuşma, sadece izle!
Beyler, Hussar'ın sol kanadı savaşa dahil olacak.
Eğer ordunun merkezi çökerse
Eflaklılar mağlup olur.
Hussar... Seninle gelmeyeceğim.
Kiminle savaşıyoruz biz?
Türkleri Tuna'nın gerisinde tutan adamla mı?
Ve kimin için savaşıyoruz? Bizi Türklere bağımlı kılan kardinal için mi?
Hayır Hussar. Seninle gelmeyeceğim.
Bathorylerin ne kadar intikamcı olduğunu bilirsin. Kafanı uçurur.
Benim için kafamdan daha değerli şeyler de var, sevgili dostum.
Haklısın, ama ben senin yaptığını yapamam. Sen özgür bir adamsın.
Ben bir askerim ve görevimi yapmak zorundayım.
Ne kadar üzücü olsa da yapacağım.
- Hoşçakal, Sany! - Hoşçakal, İancsi! Kendine iyi bak!
Hussars! Hü***!
Kardinal hazretleri... Savaş sona erdi..
Eğer izin verirseniz, asilzadelerin savaşa dahil olacağı bir yer bulacağım.
Eflaklıları öldürmelerine izin vermediğim için beni asla affetmeyeceklerdir.
Git, Cornis!
Gidelim! Adamlarımız tehlikede.
Hü***!
Radu ne yapıyor. Olduğu yerde kalmalı!
Doğru!
Sanırım tuzaklarına düştük.
Ateş!
Yanıldın Aga Leca. Sen de Radu.
İkinci birlik savaşa dahil olsun
Onlarla savaşmak bizim için zor olacak mı peder?
Ateş pozisyonu al!
Ateş!
- Preda nerde? - Bilmiyorum!
Bulamadım onu!
- Nerede yakaladınız onu? - Tepede.
- Tanıyor musun onu? - Hayır.
- Kim olduğunu bilmiyor musun? - Hayır.
Kont Cornis, paralı askerlerin kumandanı.
Yüce efendim, sizin tutsağınızım.
Lordum, beklemek zorundasınız.
Bekleyeceksin, evladım.
Savaşı bu şekilde kazanmak istemedim. Çıkarın şunu!
Zırhsız savaşacağım!
Hü***!
Hü*** kardeşlerim!
Beyler...
Soylular!
Atım!
Hayır!
Çok yaşa Voyvoda Michael!
Çok yaşa prens!
Tanrım ona sağlık ver!
Onun Sigsimun'un önünde diz çöktüğünü görmüştüm.
Bugün ise Alba lulia'ya bir fatih olarak giriyor!
Çok yaşa Michael!
Tanrı yardımcın olsun!
Preda'yı buldun muP
Hayır.
Tanrının kulu Preda Buzescu, Erdel'de hayatını kaybetti.
Kutsal Roma İmparatoru,
Erdel, Eflak ve Boğdan'ın prensi
Szekely halkının kontu ve Macaristan'ın hükümdarı olarak
Sigismund Bathory'yi seçmiştir.
Ne?
Prensim... Andrew Bathory... Yani onun başı...
İki adam tarafından getirildi. Şimdi buradalar.
Yaklaşın!
- Onu öldürenler siz misiniz? - Evet.
Niçin?
Öylesine.
Para için öldürdünüz...
Hayır.
Komutanımız Tompa ile alay etti ve onu öldürdü.
Bu onu bıçakladı, şu da, şu da
Bunu unutmayacağız.
İsteğiniz nedir? Bizi asacak mısınız? Yoksa gidebilir miyiz?
Gidebilirsiniz.
Zavallı rahip!
Ve şimdi... Yeniden bir aradayız.
Beni küçük düşürdüğünüz mekanda.
Çok uzun zaman olmuş gibi görünüyor.
Yenildiniz, silahsız olarak,
benim ne yapacağımı bekliyorsunuz.
Her şey için üzgünüm. Hep birlikte yapmalıydık.
Siz tanıyorum ve cesaretinize hayranım
Bizi tanımayı ve övmeyi öğreneceksiniz.
Tek şansımız bu.
Preda!
O öldü, prensim.
Stroe nerede?
Buradayım prensim.
Marco...
Mihalcea...
Dincea...
Onları defnedecek kadar bile zamanımız yoktu.
Radu... Stroe!
- Emrinizdeyim! - Soylulara kılıçlarını verin!
Hayır, prensim.!
Hayır, onları öldürelim!
Michael... İzin ver onları öldüreyim.
Kılıçlarını geri verin dedim.
Nasılsın, Rosana?
Beni hatırladıkları için prens hazretlerine teşekkür ederim.
Onları bir top ateşiyle selamlayalım.
Ateş!
Bu nedir?
Hiçbir sürprizle karşılaşmadan çok fazla ilerledik.
Sadece bir selamlama, General.
Size iyi günler demek benim için bir zevktir.
Biraz geç kaldınız, şükür ki gelebildiniz.
Benim işim değil, benim başka görevlerim var.
Majesteleri Michael'im emri ordunuzu burada bırakmanız yönünde.
İsteseniz de istemeseniz de, Beni takip edeceksiniz.
Alba lulia'ya gidiyoruz.
Prensin nerede olduğunu bana söyleyebilir misiniz?
Yakında onu göreceksiniz, general. Çok yakında.
Geleceğinizi biliyordum, buna yemin edebilirdim.
Çok uzun süredir seni bekliyorum Michael.
Ne kadar zaman geçtiğini bile unuttum.
Dinlenme zamanın gelmedi mi artık?
Sana yakın bir yerde kalmama izin vermeni istiyorum.
- Henüz değil, Rosana. - Çok garip!
Uzun zaman önce İstanbul'da bir adamla tanışmıştım.
Sonra onunla tekrar görüşmek için arkadaşımın düğününe gittim.
O da gelmişti. Sonra ayrıldı, savaşlara katıldı, meşhur oldu...
Ve ben burada onu bekledim.
Ailem hayata olup olmadığımı bile bilmiyor.
Ve şimdi, o adamın saçları kırlaşmaya başlamış.
- Bu defa nereye gidiyorsun?? - Uzak değil. Yakında döneceğim.
Ne kadarlığına?
Rosana... Tüm bunları neden yapıyorsun?
Çünkü seni seviyorum.
Ne yapacağız?
Ne yapacağız? Hepimizi öldürecekler.
Hepsi Boğdanlı mı?
Renkli üniformalı olanlar Polonyalılar.
- Ya Boğdanlılar? - Onlar diğerleri.
Durun!
Moldovalı kardeşlerim!
- Ne diyor? - Rüzgardan anlaşılmıyor.
Moldovalı kardeşlerim!
Ne yapıyor?
Moldovalı kardeşlerim!
Hazır olun! Beni duymuyor musunuz?
- Ateş! - Toplar!
Ateş!
Moldovalı kardeşlerim!
Çok yaşa Voyvoda Michael!
Ne yapacağız?
Hü***!
İhanete uğradık!
Polonyalılar kaçıyor!
Çok yaşa Voyvoda Michael!
Peder, bakın nasıl kaçıyorlar!
Beni yalnız bırak.
- Sorun nedir? - Göremiyorum!
- Ne yaptın? - Göremiyorum!
Çok yaşa Michael!
Çok yaşa Michael!
Gelin kardeşlerim.
Moldavia'nın ekmeği ve tuzu prensim.
Prensim, bu Moldavia'nın bayrağı.
Kardeşim!
Savaşıyorlar mı?
Hayır evlat. Savaşmıyorlar.
Bugün kaderimizin gerçekleştiğini gördük.
Bir anneden doğanlar, birlikte olacaklar.
Wallachia,(Eflak) Transylvania (Erdel) and Moldavia! (Boğdan)
Benim arzum budur!
Sonunda gelebildiniz general!
Uzun bir yolculuk muydu?
Çok açık emirler getirdim.
Ne emri genaral!
Buradasın, ama seni ben çağırmadım.
Ancak imparatorun elçisi her zaman hoşgelmiştir.
Belki de bana süvari birliğinin kumandası için yeni bir fırsat verirsin.
Kutsal ayini hatırlıyor musunuz, peder?
Yüce tanrımız Voyvoda Michael'ın
taç giyme törenini kutsasın
ve onun krallığını yüce kudretiyle kuvvetlendirsin,
ona kudret ve hikmet versin,
o da ülkesini adaletle yönetsin.
Senin merhametin ve sevgin o kadar büyük ki yüce tanrımız!
Her türlü övgüye layık yüce tanrımız, onun oğlu ve kutsal ruh adına,
şimdi ve sonsuza kadar!
şu anki hislerimi bir kenara koyarsam,
şunu itiraf etmeliyim ki, Eflaklıda çılgın bir adamın cesareti var.
Ben de aynı şeyi düşünüyordum.
Tanrımıza dua edelim.
Sevgili tanrımız, duamızı işit.
Üç Roman prensliğini yönetme nimeti verdiğin
Sadık hizmetçin Michael'a merhamet et!
Onun idaresini kendi kudsiyetinle kutsa,
şu anda ve sonsuza kadar!
Başına takılan bu mücevher
sana Eflak, Erdel ve Boğdan'ın Voyvodası olarak taç giydiren
yüce İsa'nın takdisiyle
huzurla dinlenecektir.
Ne oldu? 426 00:55:01,480 --> 00:55:04,472 Prensim, Sultan'ın elçisi Selim Paşa burada.
Çok önemli, prensim.
İçeri gelsin.
"Ben, III. Mehmet, kralların kralı, hükümdarların hükümdarı"
"ve onlarca ülkenin padişahı"
"soylu atalarımız ve ceddimiz, Allah onlardan razı olsun"
"fetihlerini sadece silahlarının gücüyle yaptılar,"
"Voyvoda Michael, seni Eflak, Erdel ve Boğdan'ın"
"Hükümdarı olarak tanıyoruz."
"Bu da gücünün bir nişanesidir."
Kalbim senin için sevinçle çarpıyor, Mihal.
Kaybetti. Bu jest onun sonu olacak.
Şimdilik hoşçakal Mihal!
Tekrar görüşecek miyiz?
İstanbul'u fethetme fikrinden vazgeçtin mi Mihal?
Sanmıyorum. Tekrar görüşeceğiz.
Anlamanızı istedğimiş şeyi anladığınız için memnunuz.
Bu topraklara dostça gelen herkes hoş karşılanacaktır.
Bunu aklından çıkarmayanların böyle davranmaya hakkı var.
Aksini düşünenler ise kılıçlarımızın keskinliğini tadacaklardır.
Yemin ederim ki benim vadim budur!
Kuzenim Andrew'i kendi elleriyle öldürdükten sonra,
bu korkunç canavar sultan tarafından voyvoda olarak tanındı.
Dinsizleri kilisenin içinde kabul etti.
Ben böyle bir şeyi asla yapmadım.
Mütevazı bir manastırda emekli olmaya karar verdim.
Maceralarınızdan haberdarız Sigismund, yeni bir şey yok.
Cengiz Han ve Timur Lenk ile bir tuttuğum bu canavar
yarın siz Majesteleri ile kendini eşit saymaya cüret edecek.
Söylediklerin hoşuma gitmese de korkarım bu defa haklısın.
Ruhumun kurtuluşu üzerine yemin ederim ki
her zaman size itaat edeceğim Majesteleri.
Senin yeminine de inanmam, Sigismund.
Majesteleri,
İnziva halindeyken ülkemin kaderini çok düşündüm.
Tek başıma onu yönetmem için
Çok küçük ve önemsiz.
Zamanla tecrübe kazanmış bile olsam,
Erdel'i korumanız için sizin mütevazı bir duacınız olacağım.
Bu defa beni aldatamayacaksın Sigismund.
Maximilian, hazırladığım anlaşmayı getir.
- Sanctissima Majestas... - Sayın lord...
Bir güne sığacak isteklerinizi dinledim sevgili dostum!
Majesteleri, sizden şahsi bir ricam var.
Majesteleri, Geride bıraktığımız trajik olaylar
beni sevgili karımdan ayırdı.
Dinliyorum.
Bu kutsallığı olmayan hayata geri dönüşümün esas sebebi
Sevgili yeğenim... Kocan burada! Umarım onu tanıyabilirsin.
Prens Sigsimund.
Niçin burada olduğunu biliyorum Michael.
Sen de benim kadar biliyorsun ki faydası yok.
Nicholas'ı alamazsın.
- Vermek zorundasın, Stanca. - Vermek "zorunda" mıyım?
Sonunda biraz barışçıl olabiliriz diye düşünüyordum.
Her zaman istediğini yaptın, karşında durmadım.
Benim ruhumu öldürdün tüm arzularıma "dur" dedin.
Çok uzağa gidiyorsun Michael. Çok bencilsin.
- Hiçbir şeyi kendim için yapmıyorum. - Gerçekten mi? Seni çok iyi tanıyorum.
- Nicholas'ı sana asla vermeyeceğim! - Nicholas sadece senin ya da benim değil.
Halkım ülkelerinin Nicholas'ın kılıcı ile de savunulduğunu bilmeli.
Onun geleceği için!
Konu oğlum olduğu zaman ne sen ne de bir başkası umrumda değil.
Anne!
Uzun zamandır sen ve babamla birlikte konuşmak istiyordum.
- Nicholas! - Hayır anne!
Bu defa dinleyeceksin! Artık senin dizlerinde ağlayan
bir çocuk değilim, anla artık.
Ya da senin peri masallarında yaşayıp güneşe çıkmaktan korkan çocuk da değilim.
Manastırlarda ve kiliselerde dua ederek yaşadığım yeter
Pis kokulu yaşlı keşişler tarafından eğitildiğim yeter.
Her zaman beni babamdan uzak tuttun. Sen sev dedin sevdim, nefret et dedin nefret ettim.
Bağışla beni anne, ama bencilliğin tüm geleceğimi öldürdü.
Çirkinim! Çarpık bacaklıyım!
Askerlerin ve çocukların arkamdan güldüklerini duyuyorum.
Bu yüzden nefret etmeme rağmen kiliselerin bodrumunda saklandım.
Tanrım beni affet!
Gerçek bir adam olmak istiyorum.
Babam gibi olmak istiyorum.
İnsanlar önce benden nefret etsin, sonra da benden özür dilesin!
Babamla birlikte yaşamak istiyorum.
Baba...Seninle gelmeye layık olduğumu düşünüyor musun?
Benden utanmıyor musun?
Gel oğlum!
Benden de güçlü olacaksın.
Annenle vedalaş!
Dualarınızı benden esirgemeyiniz... Sevgili anneciğim...
Hata yaptın. Onları affetmemeliydin.
- Biliyorum peder, hata yaptım. - Onlar olsa sana ne yapardı?
Adamlarımızı bekleyelim derim. Cocea bir gün içinde burada olur.
Oltenia'dan asker getirecek. Sayımız çok az, efendim.
Bu hiç iyi değil, prensim.
Peder, meydanda nasıl savaşılır biliyorsun.
Ayin yapmakta oldukça iyisin, ama politikada...
Pekala.
Niçin adamlarımızı bekleyip Sigismund'la öyle savaşmıyoruz.
Eğer Basta'nın ordusu ve imparatorun askerlerinin bize katıalcağını bilirse
Sigismund bize asla saldırmayacaktır.
Prensim...Bunlar Sigismund'un elçileri.
Earl Cornis! Bogaski! Szekely!
Biz prens Sigismund'un elçileriyiz.
Bu ne yüzsüzlük! Bana sadık kalacağınıza yemin ettiniz.
Şimdi buraya düşmanımın elçileri olarak gelmişsiniz.
Kafalarınızı uçurmalıyım!
Son defa yaşamanıza izin veriyorum.
Sözüm sözdür.
Dinliyorum.
Prens Sigismund Bathory, ve Erdelliler olarak
biz soyluların da iştirak ettiğimiz güçlü ordusu,
Hıristiyan kanı akıtmak istemiyor.
- Bu sebeple... - Yeter!
Sigismund'a söyleyin burası benim ülkem.
Şartları sadece ben belirlerim!
Bir şartım var: Defolsun gitsin. Onun hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum.
Soylu kimmiş göreceksin!
Hıristiyan dünyasının Makedonyalı Alexander'ı, görelim bakalım seni.
Tüm topları hazırlayın!
Ve süvarileri de!
Prensim, İstanbul'dan haberler var.
Yeniçeri isyanı bastırılmış.
Selim Paşa ölmüş.
Selim?
İmparatorluk ordusu burada.
Onlar buradaysa daha fazla kan akıtmamıza gerek yok.
Şüpheleriniz yersizmiş, peder.
Selamlarına karşılık verin.
Ateş!
Generaller, savaş için hazır olun.
Uzun bir gün olacak.
General Basta... Köpek burada.
Gülleler hazır olmak üzere lordlarım!
Peder, onlar kim?
Basta ve paralı askerleri. Alba lulia'da onları görmüştün.
- Onların artık dostumuz olduğunu söylüyorlar. - Bayrakları güzel olanlar mı?
Baba, Bu Avusturya ordusu mu?
Evet,Nicholas. Hoşgeldiniz, cesur askerlerim.
Prensim,
general Basta'nın askerleri emrinizde.
General size savaş selamını yolladı ve emirlerinizi bekliyor.
Teşekkür ederim. Tam zamanında geldiniz.
Sol kanadımızın kumandasını alın!
Emirleriniz olduğu gibi yerine getirilecektir, yüce efendim.
Ne oldu İonica?
Milady...
Kontes Di Ventini sizinle konuşmak istiyor.
Kontes Di Ventini...
Beklesin, ben çağırırım.
Efendim sizi daha sonra çağıracak. Şu anda başka işlerle meşgul.
Milady... Prens Michael'ın hayatı tehlikede.
Biliyorum. Prens savaş alanında.
- Onun hayatı her zaman tehlikede. - İhanete uğrayacak.
Savaş esnasında Basta'nın ordusu Sigismund'un tarafına geçecek.
- Ona komplo kurdular. - İmkansız!
İmparator'un son mektubu...
Anlamıyor musun? Bu bir ölüm kalım meselesi.
Belki de buraya çok geç geldim.
Nicholas!
Nicholas!
Michael!
Oğlum.
Süvariler, prensim!
Yanımıza yaklaşıyorlar!
Git!
- Beni rahat bırak! - Sen de mi ölmek istiyorsun?
Beni yalnız bırak, peder! Nicholas...
Nicholas, oğlum...
Canım yavrum! Nicholas...
Bana verilen güçlerle sana yaşaman için yalvarıyorum...
Burada bir aptal gibi ölürsen huzur içinde uyuma!
Cennetin krallığı sana kapalı olsun.
Kutsal haçı sonsuza kadar taşımalısın.
Aksi takdirde, boşub boşuna ölmüşüz demektir.
Atım!
Bu Voyvoda Michael'in tarih sahnesinden silinmesidir.
Hıristiyan dünyanın kahramanı...
Ölmüş ruhlarla birlikte
kulun Nicholas'a merhamet göster yüce tanrım!
Onu acı ve gözyaşının olmadığı
cennette ve ışıklar içinde uyut.
Ne kötü bir zafer! Bu çılgın adama hizmet ettiğim için kendimden utanıyorum.
Andrew Bathory bizi Türklere teslim etmişti.
Sigismund Bathory Avusturyalılara satacak.
Sana ne oldu,Kovacs?
Bunu zamanında anlamadık ve pişman olacağız.
Cornis'in peşine takıldık
ve bu ailenin kör hizmetçileri olduk.
Sevgili general!
Hainin sonu...
Peder! Neredesin?
Stanca...
Stanca!
Stanca, kalbi kanayan bir tek sen değilsin
Biliyorum! Artık güç ve zafer rüyaları göremeyeceksin.
Kendim için yapmadım, Stanca...
Kendim için değildi.
Çocuğumun mezarı nerede?
Ülkesinin topraklarının altında yatıyor, Stanca.
Kendi ülkesinin topraklarında...
Kendi ülkesinin topraklarında...
Buna sevinmemi mi istiyorsun?
Git burdan!
Benim için yoksun artık, hatıralarımda bile!
Seni tanıdığım güne lanet olsun!
Her yerde seni arıyorlar.
Al şunu! Ye. Sıcak ve lezzetli. Porsuk çorbası.
Yiyin prensim, bizim yemeğimiz budur. Belki sen de seversin.
Ülke küle döndü. Çok bekledik.
Biliyorum ki yüce efendimizin bizim dertlerimi için zamanı yoktur.
Kendi topraklarımızda köleler gibiyiz. Amaç neydi prensim.
Çocuklarımız öldü.
Haklısın kadın, çocuklarımız öldü.
Kapa çeneni kadın! Ne söylediğini bilmiyorsun.
Biliyor.
Yemek için ve nazik sözlerinizi için size teşekkür ederim.
Onları affedin prensim! Aptal ve açlar.
Beyler, bu davranışınızdan dolayı tarih size minnettar kalacaktır.
Gidelim!
Ne yapıyorsunuz general? Yapmak zorunda olmadığınız bir şey mi?
Şimdi tam bir kahraman olduğunuzdan eminim.
General Basta, tutuklusun.
Belki tarih...
bu davranışımı kıskançlıkla açıklar...
Kıpırdama, general! Midemizi bulandırıyorsun.
Bir kadının huzurundasın.
Hanımefendi... Üzerinizi örtün.
Sizi reddediyorum.
General, eylemlerim önemli politik sebeplere dayalıdır.
Hala yasını tuttuğum kuzenimin
belgelerini inceledik.
Farkettik ki Türklerle yaptığımız anlaşma Rudolp'le yaptığımızdan daha iyi.
Diğer taraftan, sevgili dostum,
Eflaklılar tarafından imzalanan vasallık anlaşması hala geçerli.
Çünkü onun Moldovia'yı ele geçirmek için çok güzel fikirleri vardı.
Sonuç olarak Majesteleri ile ve herkesle bu konuyu konuşmak istiyorum.
daha asil bir insan olarak!
Pis hain!
İşte seni bu küstahlığın için cezalandırdım.
Çünkü bu paha piçilmez yaratığı taciz ederek
bir koca olarak gururumu ayaklar altına aldın.
Kiraly!
Generalle ilgilen!
Yakala onu!
Bırakın beni!
Leydim... Seni bu şekilde yakalamak istemezdim.
Odanıza gidin!
Viyana
Prag
Prensim...
Size bunu söylediğim için üzgünüm
3 aydan beri küçük hanımızda kalmakla bizlere onur veriyorsunuz.
Fakat ödeme yapmıyorsunuz.
Ekselansları, Odanıza yatak koydum.
Bir kadın geldi ve sizi sordu. Bir de mektup bıraktı.
İmparatorun kendisini kabul etmesini istiyor, ama hiç parası yok!
Efendim, Majesteleri siz ekselanslarını sizi imparatorluk sarayına
götürmem için beni gönderdi.
Ayağa kalkın, general.
Maximilian,
İki imparatorluğun başını derde sokan şu kahramanı görelim.
Melek mi yoksa şeytan mı?
Sevgili ve saygıdğere prensim...
Majesteleri...
Uzun süredir buradasınız ama bizim haberimiz yok.
Suçlular cezalandırılacak. Lütfen...
- Kişisel danışmanımız... - Prensim...
Sevgili prens...
Prag'da olduğumu öğrenip
beni bulduğunuz için size minnettarım majesteleri.
Prensim, bazı önemli olaylar cereyan etmek üzere.
Sigismund, Alba lulia'da bize karşı ayaklandı.
- Türklerle anlaştı. - Nereden biliyorsun bunu?
Onu tanırım.
Orada düzeni yeniden sağlayacak tek kişi sensin.
Bu yüzden sana çok ciddi bir önerim var.
Mutlu olmadın mı?
Yüce Majesteleri.
Siz saraylar inşa edip felsefe taşını ararken,
Benim ülkem harap oldu, çocuğumu ve ailemi kaybettim.
En iyi arkadaşlarım topraklarımızda zenginliklerine zenginlik katıyorlar.
Ve siz bana mutlu olmadın mı diye soruyorsunuz.
Prens, Hatamı telafi etmek istiyorum. Avrupa'daki en güçlü orduyu toplaman için
Sana bir milyon altın veriyorum.
Ayrıca Silesia'daki iki dükalığı da teklif ediyorum.
Hayır.
Benim isteğim...
Eflak, Erdel ve Boğdan topraklarıdır.
Anlaşmayı hazırla, Maximilian!
Sadece bir şartım var.
Dostça bir istek de diyebilirim...
General Basta'yı affedip onunla barış yapacaksınız!
Sigismund onun kalbini kırdı. Basta senin emrin altında savaşacak.
Bunu senden bir iyilik olarak istiyorum.
Şimdi, prensim,ow, muhteşem kaderinin peşine düşebilirsin.
Sanki tüm kontrol ondaymış gibi hissettim.
Evet Majesteleri, ondaydı.
Bir Avusturyalı ya da en azından bir Türk olarak doğmaması ne yazık...
Böyle bir şahsiyet imparatorluğumuz için daimi bir tehlike demektir.
Küçük bir ülke yönetmek zorunda olması ne büyük talihsizlik.
Yıldızlar onun kaderini nasıl etileyecek dersin?
Majesteleri, Yıldızların yerini siz alırsanız bazı durumlar olabilir.
Bırakın Eflaklı onun boynunu kırsın!
Sigismund iki kat fazla adama ve toplara sahip.
Soylular, sizi zafere götürecğeim. Sizi tandığım için seçtim.
Sizden bir iyilik istiyorum.
Savaşın sonunda yakaladığınız liderlerini bana bırakın!
Teşekkürler!
Eflaklı bize saldırıyor.
Saldırdı.
Sahip olduğumuz tüm toplarla ona karşılık vereceksin.
Toplar! Ateş!
Majesteleri... Ordunuz Sigismund'u mağlup etti.
Prens Michael bir kere daha savaşı kazandı.
Muhteşem bir zaferdi.
Bu müthiş prensin kaderinin nerede son bulacağını merak ediyorum.
- Tanıdığım en sıradışı adam! - Majesteler...
Anladım ki benim için gitme zamanı.
Evet, Maximilian.
Varlığınız bizi onurlandırıyor, Ekselansları.
Bunlar Majestelerinin emirleri.
Derhal uygulayın!
Anne... Sen?
Tanrım... Seni bulmak için o kadar yol geldim ki!
Sağlığın yerinde mi?
Çok zayıflamışsın!
Saçlarına aklar düşmüş, oğlum...
Niçin yapaNeden hep yalnızsın?
Üzgünsün... Her şeye yeniden başlamak istiyorsun.
Yolun sonuna kadar anne.
Biliyorum oğlum.
Küçük bir çocukken de bana aynı şeyi söylerdin.
Niçin yapayalnızsın?
Kaygılanma anne. Adamlarıma gidip iyi haberler vereceğim.
Başardım! Çabalarım boşa gitmedi.
Şimdi gitmeliyim.
Niçin yapayalnızsın?
Turda, 8 Ağustos 1601
Yüce efendim...
Sizden bir iyilik yapmanızı istiyoruz.
Ne istiyorsunuz?
Yüce efendim... Biz şövalyeyiz.
General Basta tavırlarıyla bizim kalbimizi kırdı.
Sizin emrinizde savaşmak için izninizi istiyoruz.
Kalkın! Masaya geçin!
Cesur askerlerim! Savaştaki cesaretiniz ve zaferimiz için
Sizlerle birlikte kadeh kaldırmak istiyorum.
Bu birlikte son kadeh kaldırışımız olacak, göreviniz sona erdi.
Ordum Erdel yolunda.
I thank you and I wish you...
Küçük bir ülkeyi yöneteceksin.
Komşuların seni aşağılayacak, ve ordularımızdan hep korkacaksın.
Burada kal! Sana bir ordu vereceğim ve zafer neymiş göreceksin.
Avrupa'daki en güçlü orduyu toplaman için sana bir milyon altın vereceğim.
Aynı zamanda Silesia'da iki dükalık ve soyluluk ünvanı!
Mihal, hala bizimle barış yapmak istemiyor musun?
Hayır. Ne olursa olsun sonuna kadar gideceğim.
Bu insanların ülkelerinin kendilerinden ne istediğini bilmelerini
ve ne yapabileceklerini anlamalarını istiyorum.
Onlara miras olarak
Eflak, Erdel ve Boğdan'ı bırakıyorum.