Tip:
Highlight text to annotate it
X
Usame Bin Ladin'in öldürülmesi bana göre yanlıştır
çünkü bu durumun olumsuz tepkileri çok büyük olacaktır!
Oluşacak düşmanlığın boyutu ve ölecek
insan sayısı bunun bir sonucudur.
Tek bir insanı öldürmek bir değer sistemini yok etmez.
O insanı yok eder ancak değer sistemi yaşamaya devam eder.
Irkçılık, yobazlık, ahmaklık
hepsi sorunun birer parçasıdır. Ahmaklık,
belirli tip sorunlar karşısında bilgi eksikliği olması anlamına gelir.
Bir kitapta intikamın tatlı olduğunu okursanız,
we bu bir sistem olarak yerleşirse, bu durum insanların canını yakar.
Dolayısıyla bu tarz tüm yazınların ortadan kalkması gerekir.
Buna bağlı olarak çocuklarımızı
yapay değerlerle yetiştirirsek bu, gelecekte bize zarar verecektir.
"Onlar sadece çocuk,
bu kadar da önemli oldugunu sanmıyorum" diye düşünebilirsiniz.
Ancak, savaş, silahlar, silah mülkiyeti
hep bizim kültürümüzden beslenir.
Silahlar insanlara bir güç hissi verir,
yanlış bir güçlülük hissi. Gerçek güç hissi
insanlar için uygun olan bilginin aktarılmasıdır.
Elbette bunu hemen hissedemezsiniz.
Bunu yaparak harikulade bir iş başarmış gibi hissetmezsiniz.
Ancak gerçekte bu uzun vadeli bir yatırımdır.
Kısa vadeli yatırımlar sorunları çözer gibi görünseler de,
aynı sorunlar gelecekte de devam eder.
Günümüzde dünya insanlarının en büyük sorunu
insanlar tarafından ortaya çıkarılmış değerlere ve davranışlara inanmaları
ve tüm karar mekanizmasının yine insanlarda olmasıdır.
Aslında asıl konu bu da değil.
Bu, dünyadaki çoğu sorunun en büyük nedeni.
Asıl sebep insanların içinde yetiştikleri çevre.
Bunu anlamakta zorlanıyorsanız; konuştuğunuz dili,
sahip olduğunuz değerleri ve "fırsatlar ülkesi Amerika"ya olan yaklaşımınızı düşünün.
Eğer İran'da büyüdüyseniz, sizin değer sisteminiz
farklı olacaktır. Konuştuğunuz dil farklı olacaktır.
Dolayısıyla, size göre karşı görüş olan ile olumlu görüş
veya faydalı değerler arasındaki farkı anlayabilme
yetisi insanın içinde yoktur.
Tüm değerleriniz içinde bulunduğunuz çevre tarafından size telkin edilir: okuduğunuz kitaplar
izlediğiniz filmler, rol model aldığınız kişiler.
Dolayısıyla insanlar, tekrar ediyorum,
sahip oldukları değerlerden sorumlu değillerdir.
Bu değerler öğrenilmiştir.
Eğer bunu anlamazsanız,
çevrenin insan davranışları üzerindeki
etkilerine daha fazla aşina olmanız gerekir.
Salem ve Masachusetts'de eski zamanlarda cadıların yakılması
o bölgede yaşayan
çoğu insanın böyle bir değerle yetiştirildiği anlamına gelir.
Cennet ve cehennem kavramları kitaplardan ve diğer insanlardan gelir.
Hangi dili konuştuğunuz, yaşadığınız çevrenin sonucudur.
Romalılar ve Yunanlılar arasındaki fark muhtemelen
yetiştikleri çevreden kaynaklanır.
Eğer bunu anlamıyorsanız,
kendinizi daha çok eğitmeye ve çok daha fazla bilgiye
ihtiyacınız var demektir ve bunun için uğraşmak zorundasınız.
Fikirlere, geleneklere, kulaktan kulağa devredilmiş değerlere veya
"iyi" ve "kötü" hislerine bağlı bilgiden ziyade, insanlar için
kullanışlı olacak, faydalı bilgileri aramalı, onlara ulaşmalıyız.
Tüm iyi, kötü, doğru, yanlış inançların hepsi öğrenilmiştir.
Herşey öğrenilmiştir.
Hala daha anlamadıysanız,
konuşurken kullandığınız kelimelere bakın. Farkedeceksiniz ki
çevrenizdeki insanların konuşma dilinden seçtiğiniz kelimeleri kullanıyorsunuz.
Bir İngiliz, İngiliz aksanıyla konuşuyorsa,
bu İngiliz olduğu için değil, o çevreye adapte edildiği
ve kelimelerin sesini o şekilde duyduğu içindir.
Bir Avustralyalı, Avustralyalı gibi konuşur
çünkü büyütüldüğü çevrede diyaloglar öyle şekillenir.
Bir güneyli, kuzeyliden daha farklı konuşur.
Ve hala daha anlamadıysanız, yapabileceğimin en iyisi bu.
Bizler kültürlerimizi yansıtırız.
Usame Bin Ladin öldü.
Fakat onu ortaya çıkaran değer sistemi ölmedi.
O sistem son derece canlı.
Aynı şey Naziler için,
Ku Klux *** ve Beyazlar Konseyi için de geçerli.
Değer sistemleri hala canlı.
Bize gereken, suikastler,
cinayet veya öldürmek değil.
Sorunları çözmek için ordulara, donanmalara ihtiyacımız yok.
Gerçekten ihtiyacımız olan şey değerlerimizin değişmesi.
Eminim hepiniz İncil'de
İsa'nın soylediği "İlk taşı günahsız olanınız
atsın" soyleminden
haberdarsınız.
Burada geçen "günah" kelimesinin anlamını bilmiyorum ancak bildiğim şu ki;
Hatalı öğretiler, insanlar arasında
inanılmaz hasarlara sebep olabilir.
Bizler, ulusumuz, tıpkı diğer uluslar gibi
temelde sorunlar için çözümü olmayan,
cevabı olmayan çocuklar gibiyiz.
Bu sebepten, ortaya atılan çözümler
şiddet içeriyor ve sorunları da çözmüyor.
Gerçekten ihtiyacımız olan şey, o devletin veya
bu devletin seçilmesi değil, değerlerimizin değişmesi.
Bu değerlerde bir değişiklik yok.
Değerlerin değişmesi ile anlatmak istediğim,
doğal kapasiteye uygun olarak yaşamak,
ve taşıma kapasitesini sürdürebilmek.
Eğer bunu bozarsak, her türden problemle karşılaşırız.
Kesinlikle çiğnenemez olan
doğa kanunlarını ihlal ederseniz
bunun olumsuz etkileri olacaktır.
Usame Bin Ladin suikastında olumsuz reaksiyonların
neler olabileceği üzerine hiç kafa yormadık,
fakat önümüzde bizi bekleyen bir sorunlar listesi oluşturduk.
Bence bu sorunların çözümleri daha uzun zaman alacak.
Elbette makul bir çözüm bulunması yıllar sürecektir ve
bu doğayı, dünyayı ve dünya üzerinde
yaşayan tüm insanları koruyan ve kollayan
bir değer sisteminin bulunmasıyla mümkündür.
Ancak bu kavramların her biri farklı yönlere doğru ilerler
ve farklı değer sistemlerine evrimleşirse
o zaman sorun olacaktır
ve bu sorunları insanları öldürerek çözemezsiniz.
Bununla beraber, çoğunuz "intikamın tatlı olduğuna" inanıyorsunuz.
İntikam sadece saf ve çocuksu tutumlarda tatlıdır
dolayısıyla sorunumuzla ilişkilendirdiğimiz belli bir kişiden
kurtulduğumuzda iyi hissederiz.
Ama bu o sorunu çözmez.
Eğer sizler, bulunduğunuz ülkede
baskın olan bu değerlerle yetiştirildiyseniz
onları savunursunuz.
Sorunları çözen şey insanları öldürmek değildir.
Sürekli büyüyen değerler artık işe yaramamaktadır
ve tanımlamamız gereken de budur.
Eğer işe yaramayan değerleri tanımlayamıyorsanız,
onları feshedemezsiniz.
İnsan değerlerini yalnızca eğitimle değiştirebiliriz.
Yapmamız gereken şey, uluslarla yakınlaşmak
ve yapabiliyorsak bazı değerlerimizi paylaşmaktır.
Eğer bunu nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, o zaman
yapmanın yolunu bulmalısınız.
Uluslar arasındaki farklılıkları birbirine bağlamanın
bir yolunu bulmak kesinlikle çok önemlidir.
Bildiğim kadarıyla sorunları
çözemeye en yakın şey
kararları vermektense bir karara varmaktır.
Karara varmak ile kastettiğim şey
tüm kararlarınızı denemeniz ve işe yarayıp yaramadığını görmeniz.
Performansın bilimsel ölçeklerini kullanın.
Bu şekilde muhtemelen uluslar ile
daha yakın anlaşmalara varabiliriz.
Tüm ulusların aynı şeylere ihtiyacı olduğuna inanıyorum:
temiz hava, temiz su, tarıma elverişli arazi,
tıbbi sağlık güvencesi,
gıda tedariği ve yaşamın diğer gereklilikleri.
Eğer birlikte çalışmayı başaramaz,
sorunlarımızı çözmeye çalışmazsak,
bu sorunların çok daha şiddetli
ve tehlikeli bir şekilde artacağını düşünüyorum.
Çünkü bizler bu değerlerin nasıl ortaya çıktığının
gerçek sebeplerine, belirtilerine
değinmiyor veya onlardan bahsetmiyoruz
İnsanlaırn artık hiçbir yararı kalmamış olan
sistemleri aşmasını sağlayacak olan şey
intikam duygusu değil, özenle yapılan çalışmalardır.
İhtiyacımız olan şey, insan ihtiyaçlarının
doğasıyla uyumlu bir değer sistemidir.
Şimdilik sadece bu, ancak insanlar da çevrenin bir parçasıdır.
Dolayısıyla, çevre de insan ihtiyaçlarının bir parçasıdır;
biz farketsek de farketmesek de.
İnsan ihtiyaçlarının bir başka parçası ise değer farklılıklarıdır.
Eğer insanlarda birinden diğerine farklılıklar gösteren
bir değer çeşitliliği olursa, çatışma olacaktır.
Mantıklı bir değer sistemini nasıl seçiyoruz?
Bir değer sistemini, o sistem hakkında hiçbir şey
bilmeyen insanlara nasıl anlatıyoruz?
Bana göre bunu yapmanın en iyi yolu,
filmler aracılığı ile olur.
Filmlerde insanların yanardağın hışmını hissedip ona kurban verdiklerini.
gösterebiliriz. Bu filmleri ve çözümlerden bahseden
büyücü doktorun dürüstlüğünü göstermeliyiz.
Aslanları Hristiyanlarla besleyen Romalıların
samimiyetini göstermeliyiz.
Bir grup insanın bir kadını taşladığını
ve İsa'nın gelip:
"İlk taşı günahsız olanınız atsın" dediğini göstermeliyiz.
Tarihsel yetiştirilme tarzımızın önceki aşamalarından
dolayı hepimiz değerlerimiz konusunda hatalıyız.
Bizlere işe yaramayan bir takım değerler verildi.
Kanıtı: Savaş, ekonomik durgunluk,
kıtlık, yoksulluk, açlık, hastalıklar.
Eğer toplumumuz kendi türünün
iyiliği için yönlendirilmiş olsaydı,
her insanın kendisi için çalıştığı, bireysel güdülenme
ve kendine fayda sağlamanın olduğu bir toplumda
bu sorunların baskın olması da mümkün olmazdı.
Eğer insanlar kendi çıkarlarına çalışıyor olsalardı,
elektrik diye bir şey olmazdı.
Makinalar, ve motorlu araçlar olmazdı.
Elektriklenme,
depolama ve suyun arıtılması kavramları olmazdı.
Bu süreçler, tüm insanların iyiliği içindir.
Tek bir insana hizmet eden süreçler,
bu yüzyıla kadar sürdürülmüş ve gerçekten gerekliliği olmayan
son derece ilkel bir değer sistemidir.
Bununla beraber görünen o ki,
insanlar değer sistemlerinde apaçık bir yanlışlık olmadığı sürece
o sistemi değiştirmek veya geliştirmeye gerek duymuyorlar.
Bilim insanı olarak eğitim almış insanlar
bir fikri kabul etmeden önce normal insanlara kıyasla
biraz daha fazla durup düşünme eğilimindedirler.
Değerlendirmeye çalışırlar ve anlarlar ki : "Bir kişi
bilimsel yöntem kullanıyorsa muhtemelen doğru kararlar alıyordur"
Birine inandığınız zaman, güvendiğinizde bunun nasıl bir his olduğunu bilirsiniz.
Bir bilim insanı hiçbir şeye inanmaz,
ne kabul eder, ne reddeder ne de sürüncemede kalır ki;
bu durumda doğrulanabilir kanıt ortaya çıkmadan
bir yargıya da varmaz.
Dolayısıyla insanları öldürmek hiçbir sorunu çözmeyecektir.
Savaş cahilliğin en belirgin özelliğidir.
"İyi" ve "kötü" değer sisteminin bir parçasıdır.
İnsanın içinden gelen bir hisle
uzaktan yakından alakası yoktur.
Tüm kanıtlar sezgisel davranışların derinlerde
hissettiğimiz duygulardan kaynaklanmadığını gösteriyor.
Herhangi bir kanıta da dayanmıyor. Bu davranışlar tamamen
açığa çıkarılmış hatalı değer sistemlerinden kaynaklanıyor.
En güçlü değerleriniz nerede başlar?
Matematik, fizik, kimya dışında kalan
çoğu insani değer hatalıdır.
Pozitif bilimler bize bu değerlerden daha uygundur.
Bu konuda web sitemizdeki kitaplar ve yazılı maateryali
inceleyecek olursanız sizin için faydalı olacaktır.