Tip:
Highlight text to annotate it
X
Tasarlayanların Mesajı
13 Aralık 1973 günü...
...Fransız gazeteci Claude Vorilhon...
...orta Fransanın Clermont-Ferrand kasabasında...
...volkanik araziden otomobili ile geçiyordu...
...Derken güçlü bir his ile...
...Puy-De-Lassolas'a gitme arzusu duydu.
Birden,...
Gökyüzünde kendisine doğru gelen...
çok parlak bir ışık gördü...
Işık yaklaştığında...
gri metalik bir nesneden yapılmış...
yassı çan şeklinde...
bir cisim olduğunu fark etti...
Araç kendisine yaklaştıkça...
Merakı beklentiye dönüştü...
Yaklaşık 30 metre ötesinde...
Durdu ve ...
havada asılı kaldı...
Altında bir kapak açıldı
ve içinden bir merdiven aşağıya uzandı...
Claude'un önce çocuk sandığı
birisi...
aşağıya indi ve...
kendisine doğru yürüdü...
Claude ne yapacagını bir süre bilemedi sonra...
deneyimli bir gazetecinin yapacağı gibi...
sordu:...
"Nereden geliyorsun?"
"Çok uzaktan..."
"ve seninle konuşmaya geldim..."
"...Claude Vorilhon".
Konuştular
Claude'u uzay aracına davet etti
ve izleyen peşpeşe altı gün...
uzaylı...
hem açık hem de
devrimsel nitelikte...
bir seri mesaj dikte etti...
Uzaylı şöyle dedi:
"İnsanlığı biz yarattık...
Siz bizleri yanlışlıkla tanrı zannettiniz
Dünyadaki tüm dinleri...
biz başlattık...
Ve şimdi insanlık...
bunu anlayabilecek bilince geldiğinden...
herkesin gözü önünde...
gelip inebileceğimiz...
bir elçilik inşa etmenizi istiyoruz...
Çok zaman önce...
kendi gezegenimizde...
sizlerin şimdiki bilgi seviyenize ulaşmıştık...
Bilim adamlarımız...
DNA sentezi ile...
yeni yaşam türleri sentezlemeye başlamışlardı...
Bütün toplumumuz...
heyecanla gelişmeleri izlemekteydiler...
Her geçen gün...
daha karmaşık organizmalar sentezleniyordu...
taa ki günün birinde...
bir hata yaptılar...
O günden sonra
kamu oyu...
karşı tutum içine girdi...
ve deneylerini...
başka bir gezegende sürdürmeye zorlandılar...
Sonuçta deneylerini sürdürebilecekleri...
uygun bir gezegen buldular...
bu sizin Dünyanız idi...
ve o zamanlar...
yeryüzünde hiçbir yaşam yok idi...
tümü su ve...
bulutlar ile kaplı idi...
Birçok eski yazıt...
bu bilimsel yaratıcıların...
eserlerine değinir.
Örneğin İncilin...
Yaradılış bölümüne bakalım...
bölüm 1 kısım 12...
"Gök kubbenin altındaki...
Suları...
üstündeki sulardan...
ayırdılar"...
Yaradılış 1:12
Altındaki sular okyanuslar...
üstündeki sular bulutlar idi...
Çok güçlü...
su altı patlamalar ile...
suların akıp gideceği...
büyük çukurlar açtık...
böylece...
kuru karalar oluştu...
Bir ada oluştu...
bir kıta...
ilk baştaki tek kıta...
''Tüm suları...
bir yerde topladılar...
ve kuru karalar ortaya çıktı"...
Yaradılış 1:9
Bu tek kara parçası üstünde...
7 laboratuar kurduk...
her bir ırkımız için bir tane...
ve yaşamı sentezleyen...
deneylerimize başladık...
Virüsler ve bakteriler gibi...
basit yaşam formları yaparak başladık...
ve ilerleyerek daha...
karmaşık organizmalar ürettik...
bitkiler...
balıklar...
sürüngenler...
kuşlar...
ve sonunda memeliler...
Her adımda cesaretle giderek
yaşayan sanatın daha güzel...
formlarını oluşturduk...
Yaşam evrim sonucu olmayıp...
kimyasal sanatçılarımızın...
ilhamları sayesinde ve...
her prototipin özüne konulan...
ekolojik yaşama uyum...
yeteneği ile oluştu...
Kokular,...
şekiller,...
renkler,...
stiller,...
dokular,...
hareketler,...
hatta çiftleşme ayinleri...
hep güzellik, uyum ve denge...
düşünülerek tasarlandılar.
Bu inanılmaz gelişimi gören yöneticiler,...
bu yapay yaşamın bizler için...
güvenli olup olmadığı konusunda...
ikiye ayrıldılar...
Yaratılan, yaratanı yok edecek miydi?
Sonuçta bilim adamlarımız...
zeki yaşam yaratmamaları şartı ile...
deneylerine devam edebilecekleri...
iznini aldılar...
Fakat bu bakir gezegende...
bir toplum yaşamı başlatma tutkusu...
bilim adamları ve sanatçılarımızı...
tutsak etmişti...
Böylece günün birinde,...
bir kısmı...
emirleri gözardı etmeye karar verdiler...
kendileri gibi zeki bireyler...
sentezlemeye karar verdiler...
"Kendi suretimizden bize benzeyen,...
bireyler yaratalım..."
Yaratılış 1:26
Bunu duyduklarında yönetim son derece...
endişeye kapıldı.
Nasıl emin olabiliriz ki...
yaratılan bu insanlar...
bizler için tehdit oluşturmayacak?
Kendi güvenliğimiz için...
bilim adamlarımıza...
bu bireyleri bilimsel açıdan...
cahil bırakmalarını söyledik...
Hatta yarattikları bu...
bireyleri, bizlerin tanrı olduğumuza...
inandırmalarını söyledik...
ki bizlere saygı duysunlar...
''Bahçedeki her ağacın meyvesini yiyebilirsiniz,...
fakat iyi ve kötünün bilgisi olan ağaçtan,...
yememelisiniz çünkü...
yerseniz o gün öleceksiniz"...
Yaradılış 2:17
O günlerde insanlar...
dünya dışından gelenlere Elohim dediler...
Eski İbranice'de...
'gökten gelenler" demekti bu.
Eski orijinal İncilde bu bulunur.
Fakat daha sonraki zamanlarda bu yanlışlıkla...
Allah olarak tercüme edildi...
Bunun çoğul olduğunu anlamak çok önemli...
tekil olan ise Eloha...
Hindu, Yunan,...
Mısır ve Amerikan yerlilerine...
ait bir çok eski yazıtta...
Elohim sözcügüne rastlamak olasıdır...
Bu gün bile...
insanlara yakın veya...
onlar ile birlikte...
yaşayan ve nsani duyguları olan...
tanrıları okumaktayız...
Bu tanrılar insanlar ile konuşmuşlar ve...
hatta onlar ile ilişkiye girmişlerdir...
Bilim adamlarımız...
kendimiz gibi insanlar yarattıklarında...
gezegenimizde fikir ayrışması oluştu...
bu insanlara güvenebilir miydik?...
Fakat bir grup bilim insanımız...
yarattıkları insanlara...
derin bir sevgi duydular...
Bizler ile eşit düzeyde iletişim kurabilmeleri icin...
onlara bilimsel bilgi vermek istediler...
Sevgileri o denli büyüdü ki...
bu bilim adamlarımız yarattıkları insanları eğitme kararı aldılar.
Yaratan ile yaratılanın tamamen eşit oldukları...
gerçeğini onlara açıkladılar...
''Yılan kadına dedi ki: 205 00:07:47,000 --> 00:07:48,220 Bahçenin ortasındaki...
ağacın meyvesinden yediğinde...
kesinlikle ölmeyeceksin...
çünkü yediğin gün...
Elohim biliyor ki hem...
gözlerin açılacak...
hem de tanrılar gibi olacaksın.''
Yaradılış 3:4
Bir başka deyişle...
yanlışlıkla tanrı zannettiklerin gibi olacaksın...
Claude, Eğer bu labaratuara girersen
göreceksin ki bizler de sizin gibiyiz...
ve günün birinde sizler de yaşam yaratacaksınız...
Siz de zincirin bir halkasısınız...
sonsuz yaratılış döngüsü sürmekte.