Tip:
Highlight text to annotate it
X
Merhabalar, geldiğiniz için teşekkür ederim, ismim Mustafa Kureyşi ve Cezire Derneğin başkanıyım.
Derneğimizin amacı Kıbrıstaki Müslüman tarihi ve mirasını araştırmaktır.
tabiki tahmin ettiğiniz gibi Siyahi değilim, Kıbrıslı Türküm fakat benim de gurur duydugum Siyahi atalarim da var. Ve bugün ise Afro-Cypriots (Afrika kökenli Kıbrıslılar) grubunu temsil etmeye geldim.
Size diğer konuşmacılardan biraz daha farklı bilgiler vereceğim...Bu toplum Barnette, ve Londra genelinde bulunan toplumdu. İlk bakışda Afrikali veya Karayip halklardan gelmerini tahmin edebilirsiniz.
Bunun için sizlere ilk baştan Kıbrısta bulunan Siyahi toplumun geçmişini anlatmaya başlayacam, çünkü çoğumuz bunların var olduklarında farkında değiliz. Ondan sonra şimdiki durumlarını açıklayacam.
Siyahiler çok eskiden beri Kıbrıs adasında bulundular. Köle olarak tutulmuşlardı...
...Venedik devirinde Kıbrıs, kaynaklara göre adada duyulan lisanlardan biri Nubiyali veya Etiyopyalı dili kayıtlıdır. Yani, bu dönemlerde çok yerleşmiş Siyahiler varıdı. Lâkin, Kıbrısta bulunan şimdiki Siyah-î Türklere bakarsak, Osmanlı döniminden başlamalıyız...
...O zamanlarda yine de köle olarak tutulmuşlardılar lâkin; Siyahiler Siyahileri köle olarak alıyordu.
Bize tuhaf gelebilir ama o dönemlerde milliyetçi ülküsü (idealoji) bulunmadığı için siyahilerin arasında kardeşlik duyguları yoktur...
... Ayni şekilde Beyazların Karadeniz bölgesinde alınan Beyaz köleler için hiç bir dayanışma bulunmuyordu.
Tipik olarak bu köleler Mısıra getirilirdiler ve ondan İstanbula ve sonra Kıbrıs adasına götürülürdüler veya Mısırdan direkt Kıbrıs'a...
Siyahi kölelerin çoğu Müslüman olduğu için ve Kıbrıs şer-i (İslami) kanunlarıyla yönetilen Müslüman bir devlete ait olduğu için, kölelerin haklarını temin edeceği amacıyla sadece diğer Müslümanlara satılıyordu.
Bu da bir anlamda Batılıların Trans-Atlantik köle ticaretinin açık farkini ortaya koyuyor...
...Trans-Atlantik köle ticareti ırka dayanarak sadece siyahileri köle olarak kullandılar. Osmanlı Devletinde her ikisi; Beyaz ve Siyahi köleleri ticaretinde dahil ediliyordu.
Osmanlı Kıbrısta 1590 -- 1640 yıllara bakarsak tam tamına eşit oranda Siyahi ve Beyaz köleler vardı. Yani ırkçılıkla hiç bir şekilde alakası olmayan, ama maalesef o zamanlar ekonomik sebeplerden dolayı köle ticareti dünyanın heryerinde bulunuyordu.
...Böylelikle Osmanlı köle ticareti Batılıların Trans-Atlantik köle ticaretinden farklıdır çünkü Batılıların köle ticareti ırkçı bir kurum halindeydi.
Önceden bahsettiğim gibi şeriat kanunundan dolayı Siyah-î Müslüman köleler sadece Müslümanlara satılıyordu ve bu yüzden onlar köle gibi değil de aile üyesi gibiydiler.
ve onlara evcil ve tarim görevleri veriliyordu.
Bu Siyahi koleler ağırlıklı olarak Sudan'nın Beyaz Nil ve Mavi Nil nehirlerin arasındaki Darfur ve Sennar eyaletlerinden alınıyordular.
Önemli olarak; Kıbrıs'ta renk ayırımı bulunmazdı. Birçoğu köleler azad edildi ve İslamda köleleri azad etmek sevap sayılmış birşeydir.
Serbest bırakıldıktan sonra eşit hakları vardı ve iş seçmelerinde engeller bulunmazdı. Bazıları çok başarılı oldu, karışık izdivaçlar da yaygındı. Mesela benim Afrikalı Siyah atam bem beyaz biriyle evlendi. Batı kültürlerinde bulunduğu gibi önyargılar yoktu.
Kıbrıs'ta Siyahiler adanın dört bir yanına yayılmışlardı ama bazı bölgelerde daha çok bulunurdular. Mesala 1974'ten önce Leymosun (Limasol) bölgesinde bulunan Evdim (Düzkaya) ve Piskobu (Yalova) köylerinde siyah-i Türklerin yaygın oldukları biliniyor.
Bazı beyaz tenli Kıbrıs Türkleri anlattığındaki onlarında siyah ataları var, görünüşlerinde ipucları var; bu da yüz özelliklerinden veya saçlarından belli olabiliyor.
Cidden söylüyorum bir yığın Kıbrıslı Türklerin atalarında siyahiler var. Bu konuda yeterli araştırma yapılmamıştır. Bence bunun araştırma yapılması çok önemlidir. Siyahilerin sadece Karayiplerden veya bazi Afrika bölgelerinden değil de bu toplumun çeşitliliklerini başka yerlerde değerini de bilelim.
Zira, Bu toplumları dünyanın her yerinde bulabilirsiniz. Onun için bir çeşit araştırma yapılması çok önemli.
Kıbrıs'ın Britanya sömürge döneminde Kıbrıslılara Britanya İmparatorun topraklarına yerleşmeye firsatı bulundu. Çok sayıda Kıbrıslılar İngiltere'ye göç ettiler.
Ve tabiki siyahi toplumu Türk kimliğini kabul ettikleri için ve kültürel bakışındanda tamamen Türk olarak sayılılar.
Bu yüzden Kıbrıslıların İngiltere'ye göçünü takip ettiler. Bazı Kıbrıslılar Avustralya'ya göç ettiler fakat siyahi ve esmer tenli Kıbrıslılara oraya yerleşmelerine izin verilmedi. Çünkü o dönemki Avustralya'nın ırkçı "Beyaz Avustralya Politikası" (White Australia Policy) yerindeydi yani Avustralyaya sadece beyaz tenliler yerleşebiliyordular ...
...ve bu yüzden tek seçenekleri Birtanyaya gitmekdir. Kıbrıslı Türk oldukları için diğer Kıbrıs Türkleri ile Londra şehrine yerleştiler.
Britanyaya yerleşince gerçekten Siyahi olduklarını yani farklı olduklarını anladılar...
...tabii ki, Siyahi olduklarından biliyordular lakin Kıbrıs'ta Siyahiler, Buğday tenli, Beyazlar var ve hiç bir ayırım yoktur aralarında.
Ama buraya gelinceler, ne yazık ki Britanyada çok kültürlü/çok ırklı toplum anlayışı olgunlaşmamıştır ve bu yüzden siyahiler "bir dakika ben Siyahiyim" diyerek kendilerini ilk defa ayrı hissettiler.
Sankida kendilerini sadece Siyahi yada Türk seçme zorundaydılar, ve ne yazık ki çünkü bu düşünce tarzı onlar için adilsiz bir vaziyetti.
İngiltere'ye yerleşen Türkiyeli Türklerin çoğuda Afrika kökenli Türklerden haberi olmadıkları için ve ayni zamanda İngilizlerinde bu topluman hakkında bilgileri olmadıkları için Siyah-î Türkler anadilleri Türkçe konştuklarında veya mesala sürekli kebap yediklerinde şaşırıyorlar.
Bu durum Siyah-î Türkleri üzüyor çünkü devamlı kendi kimliklerini anlatmak zorunda kalıyorlar.
Onlar siyah tenli, Türk milletine ait olan ve ayni zamanda burtakiler Britanya vatandaşlarıdılar. Atalarının ve geçmişinlerini anlatma duruma neden kalsınlarki?
Bugün Kıbrısa bakarsak, Siyah-î Türkler tamamen bütünlemiş (entegre) vaziyette. Londra 2012 olimpiyatlarda bile bir Siyah-î Kıbrıs Türk atletci, Meliz Redif Türkiye'yi temsil etti.
Onun babası siyahi Kibrisli Turk ve annesi beyaz Kıbrıslı Türk. Kıbrıs Türk medyasında rengini sorun yapıp yazıp bahsetmediler.
Ve size gururla açıklamak istiyorum ki Britnaya'da ilk Türk Baronu; Meral Hüseyin'in de Siyah-î Türk atası var.
İşte bunlar başarıyı yakalamış ve tamamen bütünlemis kişiler lakin ne yazık ki bugünki kaldıkları ülkede atalarının yüzleşmediği sorunlarla yaşıyorlar.
İşte bu da sizin anlatıklarınız hikayelerin tersi gibi oluyor.
Ummarimki şimdi Siyahilerin ne kadar çeşitli oldukları ve zengin kültürlerden geldiklerini anlayabilirsiniz ve sadece belirli yerleden geldiklerini sanmayalım. Dinledişiniz için teşekkür ederim.
Hikayeleriniz icin hepinize tesekkur ediyorum. Konusmacilarimiza soru varsa soralim...
Sorduğunuz soru aslında çok ilginü çünkü burdaki Türk toplumu daima bu sorunla yüzyüze kaliyor. Aslında bu ulkeye göre Türkler resmi olarak Beyaz Britanyalı kutusunu seçmelerimiz gerekir, ama çoğumuz beyaz tenli değiliz!
Genelde burdaki Türk topluma baktığınızda, diğer toplumlarla kiyaslarsak eğitim ve iş alma açısından alt listelerdeyiz. Beyaz kutuyu seçdiklerimiz için, var olan sorunu gözardı ediyor.
ve benim gibi koyu tenli ve siyahi Türkler için biraz şaşırtıcı..."Beyaz kutusunu mu seçsem, Asyalı mı?" karar vermeye çalışırken aslında Kıbrıs Asya'da bulunan adadı, ama Britanya'nın resmi formalarda 'Asyalı' Hint yarımadalılar için ve 'diğer Asyalı' Çinli demektir. Ve işte bu da çok sinir bozucu, bence değiştirmeleri lazim.
Bize ne söylerseler her nasılsa sığdırmamız gerekir.