Tip:
Highlight text to annotate it
X
Üzgünüm, kızlar konusunda seçiciyim.
Çalabildiğin enstrumanları söylesene.
Biz grup değiliz!
Bize hep yapmamız için şeyler getiriyorsun.
Sahne yapabilirsin, değil mi?
Evet, ama bu insanlarla konser veremeyiz.
Ne konseri? Grup gibi mi yani?
Sun Ki, sen gitar mı çalıyordun?
Sahnede çalcak kadar yeterli değil.
Zamanını harcamayı bırak.
Bu kafeyi popüler yapmaz.
Bu şekilde yeni müşteri bulamayız.
Para harcamayı bırak!
Bunu Bay Hong'suz yapalım.
Size kendi kendinize çalışmanız için bölümler vereceğim.
Hadi gümbürdetirken, satışları arttıralım.
Bu kadar.
Ne demek, bu kadar?! Bunu yapmak istemiyoruz!
Grup kiralayacak kadar paranız yok mu?
Neden sadece karaoke makinesi almıyorsun?
Tam isabet!
İyisin.
Bu da zor gözüküyor.
Her şey zor.
Siz hala kavga mı ediyorsunuz?
Şey, ben sabırlı olanım.
Karakterini nerden almış?
Annesi kibar gözüküyordu.
İyi biri.
Küçükken Han Gyul'un ailesini kıskanırdım.
Annesi ev yemeği kimchi ve salatalık turşusu servis ederdi,
ve her mevsim perdeleri değiştirirdi.
Bunun harika olduğunu düşünürdüm.
Ya senin annen?
Hizmetçilerler gayet iyi yaşardım.
Yanlız olmalıydın.
Her gün ve geceışıkları kapar ve müziği açardım...
çünkü yanlız olmayı sevmiyordum.
Bu yüzden müziği seviyorum.
Müzik yönetmeni tam olarak ne yapar?
Görmek inanmaktır. Beni izle.
Şuna bir bak.
Müzik nerede?
Duydum! Duydum!
Harika...
Bunu gerçekten sen mi yaptın?
Bu gerçekten harika.
Bu iyiymiş..
Harikasın!
Napıyorsun?
Selam...
Seni yarın arayacağım.
Daha önce öpüştün mü?
3 numaralı müşteriyle mi?
Şimdiden onunla öpüştün mü?
Neden zaman ayırıyorsun? Onu dün öptüm.
Nasıl birini bu kadar kolay öpüyorsun?
Sadece eğlence için birileriyle öpüşüyor musun?
Öpüşmenin dışında üstesinden gelinen bir sürü engel var.
Bununla çok zaman harcamamalısın.
Sen..
Birinde hoşlanıyorsun, değil mi? Ben tanıyor muyum?
Ha! Bir şey olmadığı için senin için endişeleniyordum.
Han Gyul! Sanırım artık sevgilisi var!
Ona biraz tavsiye vermeliyiz.
Eninde sonunda, o çok toy.
Hiç sevgilim olduğunu söylemedim.!
Onu buraya getir. Bir bakalım nasılmış.
Evet, onu buraya getir. Ona bir göz atacağım.
Bayan Park, bu aralar beni çok korkutuyorsun.
Ben ölünceye kadar onlarca kez olacak.
Her seferinde bunu büyük bir olay yapma. Hiç hoş değil.
Sana bugün bir iyilik yapacağım.
Choi Ha Gyul.
Meşgul değilsen, gitmeden bir içki iç.
Önümüzdeki haftadan itibaren benimle çalışmaya başla.
Artık zamanını harcamak için çok yaşlısın.
Bunda her zaman istediğini yapamazsın.
Ne yapmak istediğimi bilmiyorsun.
Tahmin et ne oldu?
Bu bana ilk içki içmeye davetin.
Ne diyeceğini merak ediyordum, ama sen yine beni azarlıyorsun.
Başlasam iyi olacak.
Pazarlama deparmanında senin için pozisyon buldum.
Bunu gibi sert likör içemiyorum.
Sadece bir yudum da çarpıldım.
Büyükannemin söz verdiği gibi 3 ay içinde New York'a gideceğim.
Hayalin küçük oyuncaklar yapmak mı?
Zavallı.
Muhtemelen doğuş şeklmden.
Sen bile bana bağıramayacaksın.
Şaşırtıcısın.
Bir aylığına kaçtım.
Suratımı astım ve üniversiteye gitmek istemediğimi söyledim. ama hiçbir şey olmadı.
Dikkat çekmeye çalışan bir çocuk gibi davranma.
Bana tokat atmanı diliyordum.
Madem beni böyle görmezden gelmek istiyordun beni dünyaya getirmemeliydin.
Neden bu çamur paketiyle yaygara kopartıyordun?
-Çünkü moralim bozuk. -Ne şimdi?
Kalbim örümcek ağı kadar karışık.
Makaslar ne güne duruyor?
Sadece onları kes.
Çok gaddarsın.
Sana yaptığım onca şeye rağmen bana bir parça sakız almadın,
ama Min Yup!a gözlük bile almışsın.
Ondan nefret ediyorum, ama ona iyi davranıyorum.
Kokla! Ayağımı kokla!
Alo?
Çalı bülbülü şafak vaktinde beni kaldırdı.
Çalı bülbülü benim camımdan şarkı söylüyordu.
Gitme, Lütfen gitme.
Sonsuz *** üzerine tutan gelgit gibi...
Kadınla yaşıyan bir adam öncelikle farklılıklar hakkında emin olmalı!
Böyle bir şiiri nasıl aklında tutabiliyorsun?
Ben yazdım.
Güzel bir yetenek.
Neden bizim için şarkı söylemiyorsun?
He.. yerine biraz bira alalım.
Bira mı? Sen mi ısmarlıyorsun?
Eve gitmen gerekmiyor mu senin?
Uyumayacak mısın?
Dışarısı sıcak.
Unut bunu. Ben yaparım.
Neden burası bu kadar sessiz*
Televizyonu açmamı mı istersin?
Seni çağırdım çünkü ağustos böceğine ihtiyacım vardı. Hiç işe yaramıyorsun.
İyi, sonra ağustos böceği ben olurum.
Eski bir hikaye, ama sadece dinle.
Hikaye de anlatabiliyor musun?
Bu lisedeki ilk yılımın yaz tatilinde oldu.
Yaz okulunu astım ve eve geldim.
America'daki teyzem babam ve büyükannemin önünde ağlıyordu.
Gözyaşları arasında, karısının nasıl gari meşru çocuğunu büyüttüğünü,
babamın nasıl her yıl metresi için anma töreni yaptığını..
.. anlamadığını söyledi.
İlk başta aklıma ne gelidiğini tahmin et?
Onlar orada olduğumu anlamadan oradan çıkmalıydım.
Bugüne kadar bunu hep içimde tuttum.
Bunun anlamı annenin gerçek annen olmaması mı?
Gerçek annemden, daha gerçek bi anne.
Bunu içimde tutuyordum çünkü söylersem baş edebiliceğimi sanmıyordum.
Şimdi söylediğim için pişmanlık duyuyorum.
Sadece sarhoş gibi davranıyorsun, değil mi?
Sen her zaman sarhoş oluyorsun ve yığılıyorsun.
Zavallı ben..
Gaysin değil mi?
Ben değilim.
Beni baştan çıkarmayı bırak.
Sen gece beni aramaya devam eden tek kişisin.
Kan kardeşi olalım.
Bu ne, Üç Krallık, romanı mı?
Şeftali Bahçesinin Yemini'ni duydun mu?
Bütün bunlar gibi davranmayı kes.
Bunu bir çizgi romanda okumuştum.
Liu bei, Guan Yu and Zhang Fei...
Bundan bahsediyorsun, değil mi?
Evet, gerçek kardeşlerden daha yakın olan yeminli kardeşler.
Bunu anlamı asla veda etmek zorunda kalmayacağız.
Bundan sonra bana Abi de.
Bakalım...
Yemini kanıtlamak için imzalamalıyız.
Kulakların delik mi?
Tarihi dramda değiliz!
Neden yapışkan bir imzaya ihtiyacımız var?
Hadi, bana Abi de.
Abi? Asla!
Buraya gel.
Tuhafsın.
Bana Abi de!
Bana Abi de!
Abi! Abi!
Abisi olarak onun yanında kalmak istiyorum.
Kardeşim olarak yanımda kalmasını istiyorum.