Tip:
Highlight text to annotate it
X
Bildiğim bir şey varsa,
o da hiçbir şey bilmediğimdir.
Sokrates
Çocuklar, bir üniversite profesörü olarak
ilk günümde...
...bilmediğim ama ...
...keşke bilsem dediğim iki şey vardı.
İlki annenizin o sınıfta olmasıydı.
İkincisi ise...
...aslında bunu açıklamak için...
...yazın başına gitmemiz gerekiyor.
Bir yıl boyunca birbirlerine karşı olan...
...duygularına karşı koyan...
...Barney ve Robin
sonunda...
Haziran, 2009
Lily, sesini alçalt.
Evin içinde kullandığın "vuuu"yu kullan.
Özür dilerim, vuuu!
Ama artık öpüştüler!
En sonunda bir çiftler.
Aman Tanrım, çocuklar!
Bu bizim ilk kez iki çift olarak buluşmamız!
Daha kaç kez buluşacağız!
Ya çocuklarımız evlenirlerse?!
Ah, buna bayıldım!
Evet, Lily dinle.
Barney harika biri.
Robin harikadan da öte.
O harikûlade.
O harika'nın karesi.
Bekle, ne demeye çalışıyorsun?
Şimdilik pek öyle hissetmiyoruz.
Ama kesinlikle arkadaş kalacağız.
Ah, evet.
Benim yüzümden mi?
- Hayır, hayır.
- Hayır.
Evet, Lily, sorun sende değil.
- Bizde.
- Evet.
Sorun biziz.
Anlıyorsun, değil mi?
Tabi ki, kesinlikle.
Siz mutlu olduğunuz sürece ben de mutluyum.
Beraber yemek pişirme dersleri alacaktık...
...ve kamp gezilerine gidecektik...
...ve sonra oturup birbirimize yemek pişirme
derslerimiz kamp gezilerimiz hakkında...
...komik hikayeler anlatacaktık.
Biliyorum, biliyorum.
Peki, hala sevişme ihtimalimiz var mı?
Ondan sonra, yaz çok hızlı geçti.
Ta ki birden bire üniversitede
profesör olacağım...
...ilk günden önceki cumaya kadar.
Eylül 2009
Bu nedir?
Benim en sevdiğim profesöre ait olan...
...sana aldığımız küçük bir hediye.
Fötr şapka.
Ben Indiana Jones'um!
Ben Indiana Jones'um!
O kırbaç Dominator 8000...
...kırbaççıma göre piyasadaki en iyi boğa kırbacı.
Evet, kırbaççım var.
Ne yapmalıyız biliyor musunuz?
Biz...
...içkilerimizi bitirip sokağa çıkıp
birşeyleri kırbaçlamalıyız.
Tanrım, içimi okudun.
Pekala, ben gitmeliyim.
Bir randevum var.
Ah, hala o adamla görüşüyor musun?
Daha da iyi onunla çıplak görüşüyorum.
Benim de gitmem gerekiyor.
Geçen akşam bir çinli kızla takıldım...
...ve garip ama şimdiden
ikinciyi istiyorum.
Pekala, Ted, ilk sen kırbaçlayacaksın!
Peki.
Hey, aptal herif.
Ben sana burada sigara içmeyeceksin demedim mi?
Şu alışkanlığını unutturacak biçimde kırbaçla!
Şu kırbaç için bayağı heyecanlandım!
Birşeyler kırbaçlamalıyım!
Kırbaçla şunu, Ted!
Nişan bile alma!
Kırbaçla şunu!
Çok özür dilerim.
Kırbaç bir oyuncak değildir, Ted.
Sağduyu diye birşey var değil mi.
Eğer istersen, beni kırbaçlayabilirsin.
Kırbaçlayacağım, başka zaman.
Vuuu!
Çevirmen : Albus
How I Met Your Mother
5. Sezon 1. Bölüm
Tanımlar
Pekala, bu ne kadardır devam ediyor?
Bütün yaz boyunca.
Biliyordum!
Biliyordum! Biliyordum!
Siz artık sevgilisiniz.
Hayır.
Lily. Sevgili mi?
Biraz frene bas bakalım, Lily.
- Evet, evet.
Bütün yaz birlikteydiniz.
Anlamıyorum.
Pekala, durum şöyle;
Öpüştükten sonra,
konuşmak için oturduk.
Bu ilişkinin ne olduğunu çözmeliyiz.
Evet, çözmeliyiz.
Ya da...
Ya da...
Tamam, artık bunu çözmeliyiz.
Evet, haklısın.
Ya da, ya da...
Bu konuşmayı yapmaya çalıştık...
...ve daha sonra aslında konuşmadan
nefret ettiğimizin farkına vardık.
Evet, konuşmak berbat birşey.
Yani, konuşman gerekiyor.
"İşte bilmiyorum ki,...
...senden hoşlanmadığımdan değil...
... ama uzun zamandır kız arkadaşım olmadı...
... umarım bu seni kızdırmaz."
Peh, kimin buna ihtiyacı var ki?
Senin var.
Çocuklar, sadece yiyişip birbirinize ne anlam
ifade ettiğinizi anlamaya çalışmadan...
...böyle devam edemezsiniz.
Evet, böyle söyleyeceğini biliyorduk.
Bu yüzden sır olarak sakladık.
Evet bu yüzden ve...
...özenle hazırlanmış yalanların bizi
tahrik etmesinden dolayı.
Hayır, hayır.
Bu ilişkiyi tanımlamalısınız.
Bu konuşmayı yapmak zorundasınız.
Ya da, ya da...
Ne düşündüğünüzü biliyorum.
"Sınıfın önünde duran yaşıtım bu harika adam da kim?"
Kara tahtada...
..."Profesör Mosby," yazıyor ama...
...sizin için ben Ted'im.
Bir soru. Harika.
- Sor bakalım.
- Evet, benim sorum şu olacak, Ted.
Sen kim olduğunu zannediyorsun?
Evet, "Ted."
Sen mi bize birşeyler öğreteceksin?
Bir mimar olarak başarısız oldun.
Şey...
Eğer bir profesörseniz...
...şapkanız ve kırbaçınız nerede?
Evde kaldılar.
İhtiyacım olacağını düşünme...
Pantolonunuz nerede?
Tanrım.
Barney, çok kötü bir rüya gördüm.
Sınıftaydım...
Şşşt, Ted, şimdi çok iyi bir zaman değil.
Prezervatiflerini nereye koyuyorsun?
Kafayı yemek üzereyim.
Bunu yapabileceğimi sanmıyorum
Pekala bak, ilk hatan...
...o kızın soru sormasına izin vermendi.
İlk gün soru kabul etmezsin.
Zayıflığın belirtisidir.
İkinci hatan ise...
...o mala vurmaman.
Dostum, zaten pantolonun yoktu...
...seni destekleyecek bir sınıf dolusu adam vardı...
...ve onu hamile bırakamazdın çünkü rüya görüyordun.
Ders bitmiştir.
Üçüncü hatan, şapkan neredeydi?
Çünkü eğer takmayacaksan,geri alacağım.
Sanırım Barney'nin söylemeye çalıştığı şey...
...tanımların önemli olduğu.
Sen onların öğretmenisin, arkadaşları değil.
Kesinlikle.
Eğer insanlar yerlerini bilmezse...
...kimse mutlu olamaz.
Amin.
Bazı şeyleri açıklığa kavuşturmalısın.
Aynen öyle.
İlişkiyi tanımlamalısın.
Evet! Hayır!
Lily, özel konuşma zamanımız geldi.
Lily, bizi mutlu olmamız için bıraksan olmaz mı?
Sen mutlu değilsin.
Sadece mutlu olduğunu düşünüyorsun,
çünkü öyle hissediyorsun.
Bu mutluluk değil mi, peki?
Hayır, tabi ki.
Robinle bu konuyu konuşmalısınız.
Neden. Bana bir tane iyi geçerli gerekçe söyle.
Sana 20 tane...
Bir tane bile sayamıyorsun.
Her şey apaçık.
Lily, son kez söylüyorum,
Robinle aramızdaki ilişki
çok iyi.
Ah, bak, Brad gelmiş.
Yarın akşamki Rangers-Canucksame...
...maçına iki biletim var.
Senin hokeyi sevdiğini biliyorum,
o yüzden...
Ee...
Ne yapmam gerekiyor?
Başına silah mı dayayayım?
6'lı baklava mı alayım?
Ah, yapma, Brad, bu...
Gerçekten de 6 tane varmış.
Gelemem.
Neden?
Erkek arkadaşın mı var?
Hayır, hayır, erkek arkadaşım yok.
Harika. Buluşuyoruz o zaman.
Hey, Barn.
Hey, Brad...
Az önce bir neden buldum.
Sonuçta, Robin ve Brad
beraber hokey maçına gittiler.
Büyük ihtimalle neden bütün gece
sessiz olduğumu merak ediyorsun.
Ee...
Kahretsin, Hordichuk!
Bir daha böyle al da at pozisyonu kaçır...
...oraya gelip bulduğum yere sokarım!
Pek değil.
Gerçek şu ki...
...seninle olmak biraz garip geliyor.
Ah, tanrım.
Konuşacak mıyız?
Ne?
Hayır, konuşmak iyidir.
Şunu yoldan çekelim artık.
Robin, ben ciddi bir ilişki istiyorum.
Hayır, Brad, hayır...
...ama daha ileri gitmeden önce,
benim bel altım hakkında...
...bilmen gereken birşey var.
Ben biraz değişik doğmuşum.
Tanrım, hayır,
Brad, hayır...
Bu benimle Barney hakkında
Sen ve Barn...
Peki, siz...
Biz, biz biz ne olduğumuzu bilmiyoruz.
Kalbim balıklama atla diyor.
Mantığım ise bunun kötü bir
fikir olduğunu söylüyor
Bana siz ikinizin konuşması lazım gibi geldi.
Hayır bunu konuşmayacağız!
Şu konuşmayı yapsan ne olur?
Alt tarafı 5 dakikalık bir konuşma...
...sonrasında da sevişiyorsun zaten.
Harika bir olay! Desteklesene beni, Ted.
Ben konuşmanın zorunlu olduğunu sanmıyorum.
Ne?!
Teşekkürler, Ted.
Çünkü Robin zaten onun kız arkadaşı.
Ne?!
MacLaren's Bar,
4 yıl önce...
Bir kızı sevgilin olmaktan nasıl alıkoyarsın?
Basit: Kızlar için işleyen kurallar...
...gremlinler için olanlarla aynı.
"Gremlinler mi"?
Gremlinler. 1 numaralı kural:
Onları asla ıslatma.
Başka bir deyişle, onların senin evinde
duş almasına izin verme.
2 numaralı kural: Onları güneş
ışığından uzak tut--
gün boyunca onlarla asla görüşme.
3 numaralı kural: Onları gece
yarısından sonra asla besleme.
Yani geceyi seninle geçirmeyecek...
...ve sen onunla kahvaltı etmeyeceksin.
Brunch'a ne dersin?
Brunch olur mu?
Hayır, Ted.
Brunch olmaz, tabi ki.
Pekala, yeni konu.
Nasıl kravat seçilir?
Basit: Av filmini hatırlarsan...
Bu üç şeyi de Robinle beraber yaptık.
Gerçekten benim kız arkadaşım mı?
Sadece bir kez, beni smokin gecesine
çağırmanızı isterdim.
Bayanlar ve baylar,
New York Rangers'ın
Öpücük kamerası için
dudaklarınızı hazırlayın!
Öp! Öp! Öp!
Peki, buna ne dersin?
Eğer beni öpüp, kendini kötü hissedersen,
Barney ile olmalısın demektir.
Neden olmasın. Öpüşelim bakalım.
Öp! Öp!
Öp! Öp! Öp! Öp!
Öp! Öp!
Öp! Öp!
Selam, Brad.
Brad, bütün gece böyle kavga edemeyiz!
İkimizin de sağlam yumrukları oldu.
Ateşkes ilan edelim!
Önemli değil, dostum.
Başka bir erkeğin kız arkadaşını
öpmemem gerekirdi.
Ne, ne kız arkadaşı mı?
Yapma canım.
Bu biraz sert oldu sanki.
Evet biraz sert.
Kız arkadaş biraz fazla, Brad, tamam mı?
Pekala, cidden.
Fiziksel şiddet içeren noktaya geldik.
Şimdi şu konuşmayı yapabilir misiniz?
O yüzden mi?
Hadi, yapma.
Ben her zaman erkeklere yumruk atarım.
Kızlara, bebeğe bile yumruk atarım
Umrumda değil.
Sonunda, ilk dersimi verme zamanım gelmişti.
Bu sefer gerçekten.
Güçlü bir ilk izlenim bırakmam
gerektiğini biliyordum.
Herşeyi düşünmüştüm.
Tek birşeyin haricinde...
Dur biraz. Profesör tek "f" ile mi
iki "f" ile mi yazılıyor?
Aman Tanrım, aman tanrım.
Profesör.
Pro-fes-ör.
Hepsi bana bakıyor.
Profesör.
Bilmiyorum.
Bir şeyler yap!
İki tane "F"
Bu doğru gibi gözüküyor.
Sanırım, doğru.
Geçen gece ileri gittiğim için üzgünüm.
Bak bunun üzerinden geçtik.
"Trompet" demezsem fazla
ileri gitmemişsindir.
Hayır, Brad'e yumruk atmaktan bahsediyorum.
Ah, evet. Onun hakkında endişelenme.
Tanrım.
Kapı kolu çıktı.
Buraya kilitli kaldık.
Bunu sen mi yaptın?
Hayır.
Trompet.
Bunu sen mi yaptın?
Hayır.
Ted? Ted, orada mısın?
Ted burada değil, Robin.
Lily, bırak da dışarı çıkalım.
Memnuniyetle.
Barney ve sen konuşur konuşmaz, bırakacağım.
Lily! Hadi.
Bırak bizi!
Hayır, oturun...
...ilşkinizi tanımlayın...
...bu tanımı bir kağıda yazıp...
...kapının altından atın...
...ve eğer okuduğumu beğenirsem,
gidebilirsiniz.
Bu konuşmayı yapmayacağız!
O zaman orada ölürsünüz.
Bizi buraya mı kilitleyeceksin?
Peki, şuna ne dersin?
Belki de bütün günü sevişerek geçireceğiz!
Pekala, sen şuna ne dersin?
Ben de yanıma Marshall'ı aldım,
belki biz de bütün günü sevişerek geçiririz.
Selam, millet.
Hala nasıl bir...
...profesör olacağıma karar vermemiştim...
...otorite sahibi mi yoksa sakin biri mi?
O dakika karar vereceğimi düşündüm.
Öyle de yaptım yaklaşık 20 kez.
Günaydın.
Nasıl gidiyor bakalım?
Sessizlik!
Bu Mimarlık 101 dersi.
Ben de Profesör Mosby.
Siz bana Ted diyebilirsiniz.
Profesör Mosby.
T-Dawg.
Sakın bana T-Dawg demeyin.
Asla ilk gün soru kabul etme.
Zayıflığın belirtisidir.
Aynı zamanda...
...sakın şuraya bakma.
Pekala, iyi şanslar. Görüşürüz.
Bu benim dönüm noktamdı.
Nasıl bir profesör olacağıma karar...
...vermem gerekiyordu.
Lütfen bütün sorularınızı dersin sonunda sorun.
Teşekkürler!
Şimdi...
Professor Mosby görev başındaydı.
Tabi, eğer o kızın soru
sormasına izin verseydim...
--ki bu kız anneniz değildi--
Anneniz şurada...
Bir dakika, hemen hikayeyi
bitirmeme izin verin.
...işte kız şöyle diyecekti.
Özür dilerim, Profesör Mosby...
...ama burası Mimarlık 101 sınıfı değil.
Burası Ekonomi 305.
Siz yanlış sınıftasınız.
Evet yanlış sınıftaydım.
Böylece hayatımın
en küçük düşürücü yedi
dakikası başlamış oldu.
İşte bugün düşünmeniz gereken şey.
Bu odadaki herkes
daha şimdiden bir mimar.
Mimar mı?
"Sadece takılıyoruz."
Sadece takılıyoruz mu?
Yeteri kadar iyi değil.
Yeteri kadar iyi değil!
Bana birisi bu sınıfın aslında
ne ile uğraştığını söyleyebilir mi?
Ekonomi?
Hayır, Hayır.
Gülmeyin.
Tamamen, tamamen yanlış değil.
Bir mimar kullanacağı alan...
...üzerinde ekonomik olmalı...
...yani, iyi iş.
Görünüşe göre birisi
A almanın temellerini atıyor, ha?
"İşlerin nereye gittiğine bakıyoruz."
Ben size nereye gitmediğini söyleyeyim--
o yataktan odasından dışarı.
Yeteri kadar iyi değil.
Yeteri kadar iyi değil!
Sen...
...neden bir mimar olmak istiyorsun?
Ben mimar olmak istemiyorum.
Evet, evet, kesinlikle.
Bu olmak istediğin...
...bir şey değil.
Olman gereken bir şey.
Başka seçeneğin yok, değil mi?
Hiçbirinizin başka bir seçeneği yok.
Soru soramazsınız!
"Biz Barnman ve Robin'iz"
Ah, hadi, Lily, kabul etmelisin
bu biraz komikti.
Yeteri kadar iyi değil.
Yeteri kadar iyi değil!
Yani eğer içinizden birinin...
...mimarlıktan başka bir...
...şeye eğilimi varsa...
...hem benim hem de kendinizin
zamanınızı harcıyorsunuz.
Kapı orada.
Gidebilirsiniz.
Hey, hey, hey.
Bekleyin, bekleyin!
Hepiniz gitmeyin
Mimarlık eğlencelidir, bakın!
Size bez bir top getirdim!
Özür dilerim, geç kaldım.
Benim adım Profesör Calzonetti.
Burası Ekonomi 305.
Sandalyelerinize geri dönebilirsiniz.
Üzgünüm, efendim.
Burası Mimarlık 101.
Kim babasını buraya davet etti?
Genç adam...
...geçen 28 yıl boyunca...
...Ekonomi 305 dersi burada öğretildi...
...14. bina, 7. sınıf.
Ah, tabi.
Dostum, eminim 200 mimarlık öğrencisi
ve onların profesörü...
...aynı hatayı yapmıştır.
T-Dawg, sen yanlış yere geldin, kardeşim.
Pardon, çekilin.
Afedersiniz.
İlk gününde 20 dakika geç mi kaldın?
Kötü olmuş.
Evet ama işin ilgin tarafı...
...artık o noktada...
...nasıl bir profesör olacağımla ilgili hiç
birşey düşünecek vaktim kalmadı.
Oraya çıktım ve mimarlık hakkında konuştum.
Gerçekten harikaydı.
Süpersin, Ted.
Evet.
Tebrikler, dostum.
Teşekkürler.
İyi iş çıkardın, Ted.
Hey, Ted kapıdan 5'lik çak!
Çaktın mı?
Evet, çaktım, dostum.
Hala konuşmadılar, öyle mi?
Sanırım işleri nasıl hızlandıracağımı biliyorum.
Hiç hoş değil!
Pankek ve taze pastırma.
Çok lezzetli.
Açlıktan ölüyorum. Artık...
Artık şu konuşmayı yapalım.
- Hadi.
- Pekala.
Ama nasıl olacak bu iş?
Ne diyeceğiz?
Bu ilişkinin nereye gittiğini düşünüyorsun?
Aman Tanrım, çok ucuz bir soru.
Evet, öyle değil mi?
Kesinlikle.
Bu ilişkinin nereye gittiğini düşünüyorsun?
Bilmiyorum.
Yani, senden hoşlanmadığımdan değil.
Sadece uzun zamandır kız arkadaşım olmadı.
Umarım bu seni kızdırmaz.
Kızdırmak mı?
Ben de aynı şekilde hissediyorum.
İlişkilerde hiç iyi değilimdir.
Yani,
Ted dışında.
O gerçekten de işleri yoluna koymuştu.
Bunun bir klişe olduğunu biliyorum ama...
...gerçekten halefleri asla
benim için yeterli olmayacak.
Tabi ki bu konuşma sırasında
odada değildim,
ama Robin'in böyle birşey söylediğini
hayal edebiliyorum.
Belki de sadece arkadaş olarak kalmalıyız.
Belki de.
Ama, ee...
...ben sevişmeyi bırakmak istemiyorum.
İyi bari, ben de.
Evet, arkadaşlık olmayacak o zaman.
Hayır, arkadaş olma işinde başarılı değiliz.
İlişkilerde de başarılı değiliz.
Peki nerede başarılıyız?
Ben başarılı olduğumuz bir alan biliyorum.
Tekrar yapabilir miyim bilmiyorum...
...biraz enerji içeceğine
ihtiyacım olacak, ya da...
Hayır, o değil.
Yalan söylemek, bir düşünsene.
Bütün yazı sadece arkadaş olduğumuz
yalanıyla geçirdik.
Neden yalana devam etmeyelim ki?
- Gerçekten mi?
- Evet.
Gerçekten, oturduk ve konuştuk.
Barney artık benim erkek arkadaşım.
Robin de benim kız arkadaşım.
Biliyorum kulağa çılgınca geliyor
ama söylemesi kendimi iyi hissettiriyor.
İkimiz de bağlanmaktan korkuyoruz,
ancak gerçek şu ki...
...biz birbirimiz olmadan yaşayamıyoruz.
...ve eğer diğer seçenek birlikte olmamaksa...
...o zaman bu riski almaya değer çünkü...
...Robin harika biri.
Barney de harika biri.
Takım elbisenin içinde güzel gözüküyor.
Viskiyi fazla kaçırmıyor.
O benim erkek arkadaşım.
O da benim kız arkadaşım.
Oh!
Yeteri kadar iyi!
Gerçekten de iyiyiz. Yalanımızı yedi.
Oltaya geldi.
Biz iyiyiz.
Kesinlikle.
Peki, kahvaltı etmek ister misin?
Biliyor musun, brunch gerçekten
de kulağa hoş geliyormuş.
Önden buyur, tatlı pastam.
Hey, trompet.
Evet bana da pek doğru gelmedi.
Yalan söylediklerinin
farkındasın değil mi?
Hayır, Ted.
Onlar yalan söylemediklerinin
farkında değil.
Bu da Robin ve Barney'nin
nasıl sevgili olduklarını anlatan hikayeydi.
Merhaba.
Merhaba. İyi akşamlar.
Merhaba, Lütfen, kalkmayın.
Biz bir yatta tanışmamış mıydık?
Merhaba.
Ne?
Ah, olamaz!
Size Smokin Gecesi olduğunu
söylememiş miydim?
Hoş birşey değilmiş, değil mi?
Çevirmen: Albus