Tip:
Highlight text to annotate it
X
Hamd-u Senalar Rabbimiz Allah Celle ve Ala'ya olsun.
Bütün Salatu Selamlar yer Gök ehlinden
Efendimiz'e, Sultanul Enbiya Efendimiz
Hazretlerinin üzerine olsun. Maşa'Allah.
Bütün selamlar da yine
Allah yolunu tutan
Habibullah'ın Sünnetini tutanlara olsun.
Meclisimiz sohbet meclisidir.
Diyelim Euzubillahimineşşeytanirracim.
İlk çağır "Ya Rabbi,
şeytanı bizden uzak edecek
Melaikeleri isteriz.
Ki meclisimizden uzak olsun.
Yaklaşamasın. Şeytan, meclisimize yaklaşamasın".
Şeytanı dost tutma.
Merhaba ey yâran!
Merhaba.
Allah ve Peygamber yolunu tutanlar!
Size merhaba olsun. Size selametlik olsun.
Güzellik olsun. Şerefli gün olsun.
Vücudumuz sağ selim olsun.
Bu hayır dua.
Cenab-ı Allah Celle ve Ala, Bana dua ediniz
buyuruyor. "Ud’ûnî" (40:60).
Ey Benim kullarım Bana dua ediniz.
Ben'den isteyiniz, "Estecib lekum".
Size icabet buyurayım.
Ya Rabbim, ey Rabbımız.
Bizi Habibi'nin ümmetlerinden kılmakla şereflendirdin Rabbimiz.
Bu şerefi dünyada ve ahirette gözetelim.
Sen'in rızalığını, Habibi'nin rızalığını kazanalım.
Ya Rabbi ne isteyelim.
Radıy'Allâhu anhum ve radû anh.
Sahabe Efendilerimiz
Radıy'Allâhu anhum.
Allah. Bunlar Allah'tan razı oldular.
Ve radu anhum.
Onlardan Rableri razı oldu.
Onun için Sahabe Efendilerimiz'in isimleri anıldığında Radıy'Allâhu anhum.
Cenab-ı Hak buyurdu ki
Ben onlardan razı oldum. Onun için Sahabe Efendilerimiz'in hepsine
Radıy'Allâhu anhum. Allah onlardan razı olsun.
Ne güzel edeb, ne güzel tertip.
Ne güzel talim.
Esselamu Aleykum ya hadirun.
Hazır olan
ahbaplar.
Size selam olsun. Selametlik olsun.
Buyurunuz bu birkaç sözü dinleyelim.
Evvela
Allah adın zikredelim evvela.
Mevlid-i Şerif'te talim ediyor.
Bizim şimdi kendilerini alim sayanlar,
ona bakmaya tenezzül etmezler.
Ki o hülasasını söyler Süleyman Çelebi.
Başlıyor
Allah adın zikredelim evvela.
Vacip oldu cümle işte her kula.
Fezkuruni ezkurkum. Cenab-ı Hak buyuruyor.
Fezkuruni ezkurkum.
Beni zikrediniz, sizi İndi Uluhiyyetim'de zikredeyim.
Aman Ya Rabbi, ne büyük şeref.
Oku Mevlid'i her gün bre!
Kendini birşey zannedenler, oku öğren!
Ne demiş Süleyman Çelebi? Cebinden
Mübareğin elinden sizin gibi bin tane çıkar.
Süleyman Çelebi. Siz kendinizi birşey zannedersiniz,
Birşey olamadınız. Süleyman Çelebi kadar oldunuz mu?
Ne diyor bak. Talim ediyor ki
belki yedi yüz sene
Mübareğin hala Mevlid-i Şerif'i okunur.
Neyle başlıyor? Allah adın zikredelim evvela.
Edeb bu, edeb.
Allah adın zikredelim evvela.
Kelam açma. Cenab-ı Allah'ın İsmi Celali'ni
söylemeden başlama. Edebsiz olursun.
Şeytana hizmetçi olursun.
Şeytan hizmetçilerine ne yapıyor? Veya ne yaptırıyor?
Abdesthaneleri boşalttırıyor.
Şeytanın Ademoğluna yaptırdığı bu.
Gelin be temizleyin bunu. Millet de oraya koşturuyor.
Orada ne var? Cife var.
Ama onlara; "Aman ne güzeldir geliniz" der.
Dünya cife, leştir.
Onun arkasına koşan da leşin arkasına koşan kelpler gibidir.
"Sözü eğri söyleme"
demiş Evliyalar, dosdoğru söyle.
Dosdoğru söyle sözü. Dünya nedir? Leştir.
Arkasına düşen kilaptır,
yani leşin arkasına çakallar düşer.
Kelpler düşer, sırtlanlar düşer.
İnsana yakışmaz leşin arkasına koşması.
Ah Mevlam, öğretmediler.
Öğretmeyenler şimdi kabirlerinde tepinirler.
Ne yaptık, ne ettik biz diyerekten.
Vakit geçti.
Allah adın zikredelim evvela.
Öyleyse ilk zikredeceğimiz
Bismillahirrahmanirrahim'dir.
Azametli.
Gökyüzünden inen Ümmeti Muhammediye'ye heybet giydiren
Ayet-i Kerime; Bismillahirrahmanirrahim, Ey Rabbımız
Bismillahirrahmanirrahim hakkı için sıkıntımızı al de. Alınır.
Ey ahbaplar, yâran, yâran.
Ey ahbaplar!
İnanan muminler
Allah aşkını, Peygamber sevgisini
kalbinde tutanlar, bunlara yakışan nedir?
Bunlar, yâran dediğimiz bunlardır. Allah ve Resulü için yaşayanlardır.
Dünya leşini toplamak için koşturanlar sırtlanlardır,
kurtlardır, tilkilerdir.
Çakallardır.
Dünyaya çağıranların sıfatı bu.
Allah'a çağıranların sıfatı, ey yâran.
Ey Allah'ı isteyenler!
Bre sizi kim yarattı be? Söylesene.
Okutsana mekteplerinde.
Bizi Yaratan Rabbımız Allah'tır.
Bu çocuklara ne öğretmezsin?
Kabrinin içerisinde çekeceğin vardır.
Dünyada Allah'ı unutanların yüzleri günden güne çirkin olur.
Ne boyayla, ne pudrayla, ne allıkla
birşeye benzemezler. Daha çirkin olurlar.
Lakin Allah diyenlerin yüzlerinde nur var.
Nurlu bir Mübarek zat,
nurlu bir ninemiz var. Yüzünden nur akar.
Elini öpelim derler.
Lakin hiçbir kimse yüzünü, gözünü boyayıp da maymuna benzedikten sonra
kimse gelip de elini öpmez onu. Yok der bu kendini maymuna benzetti.
Karikatür oldu bu. Acayip. Karikatür bilir misin nedir?
Karikatür, e bu karikatür oldu.
Bunun ne hanımlığı kaldı, ne güzelliği kaldı.
Ne şerefi kaldı. Bu karikatür oldu.
E bütün hanımları şeytan karikatür yapıyor.
Bunu sür, bunu yol. Bunu tak başına.
Şeytan bu asrın insanlarını, kadınlarını bilhassa karikatür yapıyor.
Kimisi şişman olur, iri ineğe benzer.
Erkekleri öküze benzer.
Yemeden içmeden yüzlerinde nur yok.
Yüzüne bakan, bakmaya mecbur ise bakar.
Değilse bakmaz. Bakılacak yüz bırakmaz.
Bre Allah'ı unutanın yüzünde nur yok ki.
Kim sevecek onları? Kim ellerini öpecek?
Kim dedem diyecek? Kim ninem diyecek?
Eski atalarımızın yüzlerindeki nurdan
çoluk çocuklara, onlara koşup ellerini öper.
Şimdikiler diyor, bırak be bunamışı.
Bırak kendini, gel biz keyfimize bakalım.
Terbiyeleri böyle oldu.
Bu zamanın mektepleri, mektep deme; okul, okullar
talebeye, talebeye ne derler?
Talebe,
öğrenci. Öğrencilere neyi öğretiyor?
Şebek gibi olmayı öğretiyor. Demiyor bu çocuklara sizi yaratan Allah'tır.
Gururlarına yediremiyorlar. Batsın sizin
okullarınız da, okutanlarınız da kaybolsun.
Bize yaramadı. Uğursuzluk getirdi.
Aman Ya Rabbi, Aman Ya Rabbi; uğursuz olmayalım.
Uğursuz kimdir? Bismillahirrahmanirrahim demeyen
kimse uğursuzdur, hem nursuzdur.
Allah'ı unutan kimsenin yüzünde nur yoktur.
Sevgi muhabbet eseri yoktur.
Ona bakan onun yanından kaçmak ister.
Sen öyle ol ki Rabbim beni en güzel yarattı.
O bizi yarattı. Biz O'nun kullarıyız. Öğretsene talebeye.
Yok. İşte bu resme bakın.Bu resme çağırın. Bu heykele bakın. Maşa'Allah.
Sizin haberiniz yok mu ki
Efendimiz dünyanın, kainatın Efendisi
putları yıkmaya geldi. Putları yıktı.
Dedi ki Allahu Zül Celal yerlerin Göklerin Mutlak Sahibi,
Yaratıcısı Rabbimiz; biz O'nun kullarıyız.
O'na rüku eder, O'na secde ederiz.
Bu güzelliği bize veren, her gün daha güzel olursun.
De Besmele'yi Bismillahirrahmanirrahim Ey Rabbımız.
Bizim üstümüzdeki zafiyet gitsin.
Vücudumuz dirilsin. Ruhaniyetimiz kuvvetlensin.
Aşkımız artsın.
Günden güne üzerimize yeis
çökmesin. Çünkü yeis dediğinde günden güne
onlar maraz eder.
"Ah gençliğimiz gitti".
Sonra? "Ah yaşlılığımız da doluyor".
Ondan sonra, ah yatağa yıkılır. Yatakta terk olunmuş olur.
Ey insanlar! Allah'ı unutanlar unutulur.
Rabbini unutma ki seni yoktan var eyledi.
Unutma dediğimizde Bismillahirrahmanirrahim de.
O zaman Allah'ı unutanlardan sayılmazsın. Rabbim Allah.
Kabrin içerisinde yatacak herkes. Mezara yatıracaklar.
Kral olsan da, ne olursan ol
cumhurreisi, baş bakan, (...) bakan; seni de yatıracaklar.
Ama biz üstüne koca şey yaptık yahu. Yaptın ama kendisi yok meydanda.
Sen gelir dersin ki sen bizi kurtardın.
E kendini kurtardı mı o?
Kendini kurtaramadı, sen nereden bizi kurtardı dersin?
Ne için resimlerini asarsın? Onun için İslam yücedir.
Resimle, heykelle işi yoktur.
Allah der, Peygamber der; Celle Celaluhu ve (sav).
Günden güne açılasın.Derdin gitsin. Üzerindeki ağırlık gitsin.
Kapalı kapıları açan Bismillahirrahmanirrahim'dir.
Demezsen açık kapılar da kapanır.
Değil açılsın, açılan kapılar da kapanır Besmele'yi çekmezsen.
Öğret bunları çocuklara.
Bir sürü lüzumsuz şeyler öğretirler.
Lakin bu zaruri olan dersi söylemezler.
Bir resim asarlar işte bu sizi kurtardı.
E şimdi nerdesiniz, neyinizi kurtardı?
Kendini kurtaramadı.
Toprağın altına gitti. Kendini kurtaramayandan
ne için kurtarıcı dersiniz? O kendini kurtaramadı yahu.
Sizi kurtaran Allahu Zül Celal'in Peygamberi'dir, söylesene.
Ey yâran, ey ahbaplar.
Bir defa söyleyelim, yüz defa söyleyelim, bin defa söyleyelim.
Doyulmaz Bismillahirrahmanirrahim demeye.
Unutturma Ya Rabbi. Besmele'yi unutan leş olur.
Ne koku sürse de pis koku gibi gelir.
Besmele çek, başını ört, secde kıl!
Sana Cenab-ı Allah güzellik versin, güzel koku versin.
Güzel hayat nasib eylesin.
Hanım olasın, hanımefendi. Bey olasın, beyefendi.
Hacı bey olasın. Efendi desinler sana.
Allah'ı bilmeyen Efendi olmaz.
Allah'ı tanımayanların yüzünde nur olmaz. Ne sürse de çirkindir.
Bir zaman gelir paçalarından akar.
Kokuları, kötü koku çıkmaya başlar.
Günde bir kolonya şişesini üzerlerine dökseler
akşama kadar kaybolur, yine pis kokarlar.
Yüzlerindeki düzelsin derler,
Sürdükleri akşama
bir çirkin hal getirir kendilerine. Çirkin olurlar.
Dikkat et, uyuma. Dinle! Besmele-i Şerife sana
ne getirir? Neler getirmez.
Dünyan da mamur, ahiretin de şerefli olur.
Allah bizi Besmele'yi daim okuyanlardan eylesin.
Diyelim Bismillahirrahmanirrahim. Esselamu Aleykum ey yâran.
Ey Allah'ın sevgisini gönüllerinde taşıyan,
Peygamber muhabbetini kalplerinde taşıyan;
dünyayı ayaklarının altına atanlar. Ey
Cennetleri isteyen, Cennet-i Aliyeleri.
Cennetin nimetlerini isteyenler dinleyiniz.
Besmele çekiniz, Rabbiniz'e secde kılınız. Allah bizi
Peygamberler yolundan, Peygamberler Sultanı Efendimiz'in yolundan ayırmasın.
Ey Rabbımız bizim günahlarımızı affeyle.
Bizi doğru yolunda yürütecek kullarını gönder Allah'ım.
Allah diyelim Ya Hu.
Bi hürmetil Habib ve bi hürmetil Fatiha.
Ya Rabbi şükür Elhamdulillah ki
Bismillahirrahmanirrahim diyoruz. Dedirt, öğret çocuklarına.
Kız çocukları hanım olsun; oğlanlar bey olsun, efendi olsunlar.
Maneviyatsız insan kesilmiş ağaca benzer.
Kesilmiş bir gül, suyun içerisinde durduğu müddetçe
bir görüntüsü, güzelliği var.
Bir müddet devam eder, sonra dökülür.
Ağacının üstünde durursa gül devamlıdır
kokusu ve güzelliği.
Maneviden, maneviyattan mahrum olanlar birşeye yaramaz.
Günden güne çökerler, çirkinleşirler.
Hastalanırlar, dertlenirler. İnsana benzer tarafları kalmaz.
Maneviyata gel, yani dinine gel. İslam'a gel, Allah de.
Kurtul. Fatiha.
Bugünlük bu yetişir de, başka çeşit türlü
söylenecek nasihatlar,
ibretamiz hikayeler var.
Ki dünyanın evvelinden ahirine kadar söylesek bitmez.
Onun açıklaması insanlara faydası olan neler var.
Bu yetişir bu kadarlık.
Bir kazan yemeğimiz var ama alacağı bir tabaktır.
Allahım, Şükür Allah'a. Söyleten Mevla'ya.
Habibi'nin hürmetine, ol Habibi Ekremimize söylettiriyor.
Sevdiriyor Allahım.
Onun Allah'ın sevgisi Efendimiz'den geçer.
Efendimiz'in sevgisini almayan, Allah'ın sevgisini bilemez.
Ümmetin sevgi kapısını açacak da
Bismillahirrahmanirrahim'dir.
Her ne hayır istersen, kapısını açacak anahtar
Bismillahirrahmanirrahim'dir. Korkma ve söyle.
Söylemezsen hiçbir şeye yaramazsın.
Hiçbir şeye.
Dün adamın birisi dünyayı kaldırdı, oturttu. Şunu yaptı, bunu yaptı.
Şeytana hizmetkarlık yaptı. Sonunda
bizim yâranın tabiri üzere kuyruğu titretti.
Kuyruğu titretti, millet ayağa kalktı. Aman şudur, budur. Gitti, bitti.
Neye yaradı ona? Hiçbir şey.
Bütün dünya onu söyler, şunu söyledi. Ne söyledi be? Onun sözü nedir?
Onun sözünün ne kıymeti var? Söylesin bir söz,
onun söylediğinden söyle bakalım.
Yok mu şu adam. Ne be? Büyük adam. Üç metre mi boyu?
İki metre. Okkası? Öküz okkası. E ne oldu?
Ne verdi insanlığa?
Ne verdi insanlığa? Ne hayır yaptı kendi milletine?
Ama kendi şişmanladı, kuvvetlendi.
Sonunda mum
bittiği yerde nuru bitti.
Mumu bitti. Olduğu yerde kaldı.
Şimdi millet bağırıyor, çığırıyor. Be ne bağırırsın? Ne verdi size?
E şunu söyledi. Ne kıymeti var?
Gökyüzünden inen kitapların sözünü,
Ayetleri niye söylemezsin sen?
Da bütün dünyayı kaldırıp oturturursun, filan kimse mürd oldu.
Ne yaptı? Kendini kurtaramadı.
Ama bütün dünyaya. Bütün dünyanın aklı yok ki.
Ne oldu? Peygamber miydi?
Ayos muydu? Neydi bu? Ne bıraktı size?
Boş koltuğunu bıraktı. Bir başkası gelip oturup binsin üzerine diye.
Bütün dünya ayakta, filan kimse öldü. Bre kıymeti olsa ölmezdi zaten.
Kendine sahiplik yapamadı. Gitti.
İlaç koymasalar yanında durulmaz.
İlaçladılar.
Sandukanın içine koydular ki hiçbir taraftan bir hava girip çıkmasın.
Çünkü çıkan koku milleti kaçırtacak.
Allah'a kulluk yap. Millet sana hü*** etsin, güzel kokunu alsın.
Şam-ı Şerif'teyim bir büyük Evliya, beş yüz senelik.
Şeyh Hasan el Cibavi Hazretleri.
Yerinden kaldırdılar onu, mübareği.
Başka yere naklettiler.
Evini beş yüz senelik, dergahını yıktılar.
Razı olmadı Mübarek. Şam ehline darıldı.
Beş yüz sene benim olduğum yerden beni çıkarttınız;
evinizden, yerinizden çıkasınız dedi.
Şeyh Hasan el Cibavi Hazretleri.
Ben çarşıya inerdim Şam'da da öte beri alırdım. Oradan geçiyordum bir gün.
Bir kaç gün sonra, beş on gün sonra
baktım çocuklar. Ben durdum okuyayım makamına. Çocuklar koştu.
Kabirden toprak getirdiler bana. Şum ya Şeyh dediler, kokla ya Şeyh.
Kokladım, gül kokusu.
Gül kokusu. Evliyaların kokusu be bu.
Bunu açsınlar tabutunu, orada bir kimse durur mu?
Gül kokar toprağı.
Allah diyen Evliya bunlar.
Beş yüz seneden sonra toprağı gül kokuyor.
Hadi bunu çıkarsınlar, tabutu açsınlar, bir kişi orada durursa.
Bunu söyleyen yok. Bağırır, çağırır. Ne yaptı be?
Ne etti?
Aç olanınız aç, tok olanınız toktur.
Allah'a dön. İnsanlara değil. Fatiha.